ABD’nin bitmeyen iç savaşında üçüncü raund: Konfederasyon bayrağı sosyal medyaya karşı

DÜNYA (AA) - Anadolu Ajansı | 11.01.2021 - 12:40, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

ABD’nin bitmeyen iç savaşında üçüncü raund: Konfederasyon bayrağı sosyal medyaya karşı

6 Ocak’ın hemen ardından Başkan Trump’ın sosyal medyadaki varlığının yok edilmesine yönelik amansız sürek avı da yine bu “Amerikan tarzı özgürlük söyleminin” daha uzun süre tartışılacak bir başka boyutu olacak.
<p>Amerika Birleşik Devletleri&rsquo;nin tarihi vakalar silsilesiyle yoğurulan başkanlık se&ccedil;imi 6 Ocak&rsquo;ta Washington&rsquo;daki siyaset sahnesinin yapısını değiştirmenin &ouml;tesine ge&ccedil;ecek gelişmelerin kapısını a&ccedil;tı. Bu gelişmeleri ABD&rsquo;nin i&ccedil; siyasetine ve k&uuml;resel siyasete yaptığı etkiler bakımından iki ayrı boyutta irdelemek yerinde olacaktır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; 6 Ocak g&uuml;n&uuml; ABD Kongresi&rsquo;nde ortaya &ccedil;ıkan kimi manzaraların bu &uuml;lkenin siyasi eliti &uuml;zerinde yarattığı etkileri anlamak uluslararası toplum i&ccedil;in kolay olmayacaktır.</p> <p>&nbsp;</p> <h3>Konfederasyon bayrağı 160 yıl sonra Washington DC&rsquo;de&nbsp;</h3> <p>5 Ocak&rsquo;ta Georgia eyaletindeki Senato se&ccedil;iminin ikinci turunda iki sandalyeyi Demokrat Parti temsilcilerinin kazanmasıyla, Temsilciler Meclisi ve Beyaz Saray&rsquo;dan sonra Senato&rsquo;da kontrol&uuml;n Demokrat Parti&rsquo;ye ge&ccedil;mesi ABD&rsquo;deki siyasi atmosferi daha da elektriklendirdi. Georgia eyaletindeki se&ccedil;im sonucunun netleşmesini takip eden saatlerde Trump yanlılarının Washington DC&rsquo;de se&ccedil;im sonu&ccedil;larının geneline itiraz amacıyla yaptıkları eylem, Cumhuriyet&ccedil;i Parti ileri gelenlerinin de tepkisini &ccedil;eken dramatik sonu&ccedil;lara yol a&ccedil;tı.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bu tepkinin kaynağında 1861-1865 yılları arasındaki i&ccedil; savaştan 160 yıl sonra G&uuml;ney eyaletlerini temsil eden Konfederasyon bayrağının Kongre koridorlarında Trump taraftarları tarafından dalgalandırılması &ouml;nemli yer tutuyor. Amerikan i&ccedil; savaşı esnasında dahi k&ouml;lelik yanlısı g&uuml;ney eyaletlerinin bayrağı, kuzeylilerin başkenti Washington DC&rsquo;ye, yani Kongre binasına 10 kilometre kadar yaklaşabilmişti. 11-12 Temmuz 1864 tarihlerindeki Fort Stevens Muharebesi&rsquo;nde g&uuml;neylilerin Kongre binasını ele ge&ccedil;irme hayalleri son bulmuş, Konfederasyon bayrağı &uuml;lke genelinde dalgalanma ihtimalini yitirmişti.</p> <p>Ancak 1865&rsquo;te i&ccedil; savaşın G&uuml;ney&rsquo;in mağlubiyetiyle bitmesine rağmen r&ouml;vanşist duyguların son bulmadığı 6 Ocak g&uuml;n&uuml; anlaşıldı. Ne 20. y&uuml;zyılın ne de 21.&rsquo;nin Amerikan toplumuna sunduğu imk&acirc;nlar, hatta Soğuk Savaş&rsquo;ın kazanılmış olması, 160 yıl &ouml;ncesinin fikr&icirc; ve iktisad&icirc; m&uuml;cadelesinin ateşini s&ouml;nd&uuml;rmeye yetmedi.</p> <p>Bu m&uuml;cadelenin ikinci raundu i&ccedil; savaşın 100. yıld&ouml;n&uuml;m&uuml;nde yaşanmıştı. D&ouml;nemin ABD Başkanı Lyndon B. Johnson 1964&rsquo;te &ouml;nce Medeni Haklar Yasasını, ertesi yıl ise Oy Verme Hakkı Yasasını imzalamış, g&uuml;ney eyaletlerini &ouml;zellikle eğitim alanında ırk ayrımına son vermeye zorlamıştı. G&uuml;ney eyaletlerinde başlayan direnişe ABD Başkanı Johnson&rsquo;ın yanıtı siyah ilkokul &ccedil;ocuklarını Federal Soruşturma B&uuml;rosu (FBI) ajanları eşliğinde okula g&ouml;ndermek, eşitlik yasalarına karşı &ccedil;ıkan eyalet valilerini tutuklamaları i&ccedil;in Ulusal Muhafız generallerine yetki vermek olmuştu. G&uuml;neyin bu ikinci mağlubiyetinin ardından Ku Klux Klan gibi aşırı sağcı &ouml;rg&uuml;tler toplumsal tabana yayılmaya ağırlık verdiler. &Ccedil;ay Partisi gibi yasal g&ouml;r&uuml;n&uuml;ml&uuml; oluşumların i&ccedil;erisine eklemlenerek Cumhuriyet&ccedil;i Parti&rsquo;ye n&uuml;fuz eden aşırı sağ, Trump&rsquo;ın başkan adaylığı sayesinde meşru siyaset sahnesinde kendilerini g&ouml;sterme fırsatı buldular.</p> <p>ABD&rsquo;nin se&ccedil;ilmiş Başkanı Biden tarafından &ldquo;darbe girişimi&rdquo; olarak nitelenen 6 Ocak&rsquo;taki Kongre baskını, bu gruplar nedeniyle &ldquo;domestic terrorism (yerli ter&ouml;rizm)&rdquo; kavramını farklı bir boyutta literat&uuml;re yeniden kazandırdı. ABD i&ccedil;in bug&uuml;ne kadar ter&ouml;ristler hep &ldquo;yabancılardı&rdquo;. Irk&ccedil;ı motivasyonlarla katliam yapan beyaz Amerikalılar her seferinde &ldquo;psikopat&rdquo; ya da &ldquo;deli&rdquo; olarak etiketlenerek yargı karşısına ter&ouml;rist olarak &ccedil;ıkmaktan kurtarılmıştı. Ancak Amerikan toplumundaki sistemik rahatsızlıklar 21. y&uuml;zyılın ilk &ccedil;eyreğinde artık &uuml;zeri &ouml;rt&uuml;lemez şekilde g&uuml;ndeme gelmiş bulunuyor.</p> <h3>Soğuk Savaş&rsquo;ın k&ouml;r eden zaferi</h3> <p>ABD, Soğuk Savaş&rsquo;taki rakibi Sovyetler Birliği&rsquo;ni bir meydan savaşı ile mağlup etmedi. Kremlin Sarayı&rsquo;ndaki Sovyet Kom&uuml;nist Partisi b&uuml;rokrasisi 1960&rsquo;lardan itibaren b&uuml;y&uuml;yen yapısal sorunlarla y&uuml;zleşmek yerine kestirme yoldan değişimi deneyince 1988&rsquo;de duvara &ccedil;arptı. Kıtalararası balistik f&uuml;zeleri ve d&uuml;nya y&ouml;r&uuml;ngesinde uzay istasyonu olan SSCB&rsquo;yi mağlup eden şey askeri sahadaki bir başarısızlık değil, Moskova başta olmak &uuml;zere b&uuml;y&uuml;k kentlerinde yaşayan halka temel gıda maddeleri tedarik edememesi olmuştu. Sovyetler Birliği par&ccedil;alara ayrılırken kutlama partisi d&uuml;zenleyen Beyaz Saray ise kendisinin de yapısal reformlara ihtiya&ccedil; duyduğu ger&ccedil;eğini g&ouml;z ardı etti. Zafer sarhoşluğu ABD&rsquo;yi kendi eksiklerini g&ouml;remeyecek kadar k&ouml;r etmişti.</p> <p>Oysa Jimmy Carter&rsquo;ın başkanlığı d&ouml;neminde (1977-1981) Ulusal G&uuml;venlik Danışmanlığı g&ouml;revinde bulunmuş olan Zbigniew Brzezinski 1993&rsquo;te kaleme aldığı &ldquo;Kontrolden &ccedil;ıkmış d&uuml;nya: 21. y&uuml;zyılın arifesinde d&uuml;nya &ccedil;apında karmaşa (Out of Control: Global Turmoil On The Eve Of The 21st Century)&rdquo; adlı eserinde ABD&rsquo;nin -kendi ifadesiyle- k&uuml;resel liderliği ger&ccedil;ek anlamda ele ge&ccedil;irebilmesi i&ccedil;in d&uuml;zeltmesi gereken 20 kusurunu ş&ouml;yle sıralamıştı:</p> <p>1- Bor&ccedil;luluk</p> <p>2- Dış Ticaret A&ccedil;ığı</p> <p>3- D&uuml;ş&uuml;k Tasarruf ve Yatırım</p> <p>4- End&uuml;striyel Rekabetsizlik</p> <p>5- D&uuml;ş&uuml;k Verimlilik Artış Oranları</p> <p>6- Yetersiz Sağlık Hizmetleri</p> <p>7- D&uuml;ş&uuml;k Seviyeli Orta Eğitim</p> <p>8- Bozulan Sosyal Altyapı ve Şehircilik Hizmetleri</p> <p>9- A&ccedil;g&ouml;zl&uuml; Bir Zengin Sınıf</p> <p>10- Yasal Platformdaki Asalakların Varlığı</p> <p>11- Giderek Derinleşen Irk ve Yoksulluk Sorunu</p> <p>12- Yaygın Su&ccedil; ve Şiddet</p> <p>13- Uyuşturucu K&uuml;lt&uuml;r&uuml;n&uuml;n Kitleselleşmesi</p> <p>14- Toplumsal &Uuml;mitsizliğin Yaygınlaşması</p> <p>15- Cinselliğin Yaygınlaşması</p> <p>16- G&ouml;rsel Medyanın Kitlesel Propagandası Sonucu Ahlaki &Ccedil;&uuml;r&uuml;me</p> <p>17- Vatandaşlık Bilincinde Gerileme</p> <p>18- Ayrılık&ccedil;ı Bir &Ccedil;okluk K&uuml;lt&uuml;r&uuml;n&uuml;n Ortaya &Ccedil;ıkması</p> <p>19- Politik Sistemin Kilitlenme Belirtileri</p> <p>20- Giderek Yaygınlaşan Bir Ruhsal Boşluk Duygusu</p> <p>G&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; gibi eğer bug&uuml;n hayatta olsaydı Brzezinski bizlere 1, 6, 8, 9, 11, 12, 14, 16, 17, 18, 19, 20 numaralı maddelerin 6 Ocak&rsquo;ta Kongre&rsquo;de yaşanan manzaranın temelini teşkil ettiğini ifade eder, bunlara 21&rsquo;inci madde olarak &ldquo;sosyal medyanın siyasi atmosferi yozlaştırıcı etkisini&rdquo; de herhalde eklerdi. Brzezinski&rsquo;nin 28 yıl &ouml;nce ortaya koyduğu perspektiften baktığımızda bug&uuml;n ABD siyasetinde yaşanan manzaradan Donald Trump&rsquo;ı tek başına sorumlu tutmanın m&uuml;mk&uuml;n olmadığını da ifade edebiliriz.</p> <p>ABD 11 Eyl&uuml;l saldırıları ile Irak, Afganistan ve el Kaide nezdinde İslam &uuml;lkelerini kendisine yeni hedef olarak belirlemeden &ouml;nce kendi topraklarındaki aşırı sağ tehdidin hangi boyutlara varabileceğine dair tecr&uuml;be yaşamıştı. Ancak 19 Nisan 1995 g&uuml;n&uuml;, Oklahoma City&rsquo;deki Alfred P. Murrah Federal Binası &ouml;n&uuml;nde havaya u&ccedil;urulan patlayıcı y&uuml;kl&uuml; kamyonet dahi, Washington DC&rsquo;deki politikacıları gaflet uykularından uyandırmaya yetmedi. &Uuml;&ccedil; bu&ccedil;uk ton patlayıcı ile d&uuml;zenlenen saldırı 168 kişinin hayatına mal oldu. Oklahoma saldırısı o tarihe kadar ABD topraklarında ger&ccedil;ekleştirilen en b&uuml;y&uuml;k ter&ouml;rist eylemdi. Ancak saldırıyı ger&ccedil;ekleştiren, K&ouml;rfez Savaşı&#39;nda bulunmuş Timothy James McVeigh&rsquo;e y&ouml;neltilen su&ccedil;lamaların en ağırı &ldquo;kitle imha silahı kullanmak&rdquo;tı. Ter&ouml;rizm ona y&ouml;neltilen su&ccedil;lamalar arasında yer almamıştı. Saldırının diğer sorumlusu Terry Nichols de yine ter&ouml;rizm ile değil &ldquo;kitle imha silahı kullanmak&rdquo; ve &ldquo;birinci dereceden cinayetle&rdquo; yargılandı. McVeigh 2001 yılında zehirli iğne ile idam edildi. Nichols ise halen &ouml;m&uuml;r boyu hapis cezasını &ccedil;ekiyor. Her iki saldırganın Michigan&rsquo;daki bazı aşırı sağcı milis gruplarıyla bağlantıları tespit edilse de bunların &uuml;zerine kapsamlı şekilde gidilmedi. McVeigh ve Nichols 1995&rsquo;ten g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar gelen aşırı sağ eğilimli kişilerin bireysel katliam eylemlerinin ilham kaynağı olmaya devam ettiler. ABD y&ouml;netimi Oklahoma bombalamasını bir ter&ouml;rist saldırı olarak ele almak yerine m&uuml;nferit bir eylem gibi değerlendirerek aslında &ldquo;6 Ocak Olayları&rdquo;nın kapısını da aralamış oldu. Bu kapıdan ge&ccedil;en radikal fikirler ABD ordusunun Irak ve Afganistan&rsquo;da ger&ccedil;ekleştirdiği katliamların hatta Bağdat&rsquo;taki Ebu Gureyb cezaevinde işlenen insan hakları ihlali su&ccedil;larının da zeminini oluşturdu.</p> <p>ABD&rsquo;nin k&uuml;resel liderliğini sorgulatan manzaraların oluşmasında Trump&rsquo;a yol arkadaşlığı yapanları da muhakkak 20 Ocak&rsquo;tan sonra mercek altına almak gerekecektir. Bu merceğin &uuml;zerinde durması gereken isimlerden biri hi&ccedil; ş&uuml;phesiz yapay zek&acirc; ve para piyasalarına olan ilgisiyle tanınan iş insanı Robert Mercer ve ailesi olacaktır. ABD&rsquo;de aşırı sağcıların Facebook&rsquo;u olarak tanımlanan ve 6 Ocak&rsquo;tan sonra pazarlandığı t&uuml;m mecralardan kaldırılan sosyal medya platformu Parler, Mercer ailesinin bir &uuml;r&uuml;n&uuml;. Keza Trump&rsquo;ın se&ccedil;imi kazanması sırasında sosyal medya mecralarının manip&uuml;le edilmesinde kullanıldığı iddia edilen Cambridge Analytica ile aşırı sağın &ouml;nde gelen medya organı Breitbart News da yine Mercer ailesinin ABD siyasi yaşamına damgasını vuran eserleri oldu.</p> <p>Aşırı sağın sponsorluğunu yapan bu aileyi 20 Ocak&rsquo;taki başkanlık devir teslim t&ouml;reni sonrası bekleyen akıbet, belki de ABD siyaset sahnesinin 20 yıllık geleceğini belirleyecek.</p> <p>Kongre baskınını d&uuml;zenleyenler i&ccedil;in FBI&rsquo;ın g&ouml;zaltı kararlarında &ldquo;darbecilik ve ter&ouml;rizm&rdquo; gibi ifadeler şimdilik yer almıyor. ABD Savunma Bakanlığı da 6 Ocak Olayları&rsquo;nı şu an i&ccedil;in &ldquo;Birinci Madde Protestoları&rdquo; olarak tanımlıyor. Yani Pentagon Kongre&rsquo;deki şiddet olaylarını, ABD Anayasasının fikir, ifade ve toplanma &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; kapsayan birinci maddesinin ihlali olarak değerlendiriyor. Ancak se&ccedil;ilmiş Başkan Biden&rsquo;ın da &ldquo;darbe ve yerel ter&ouml;rist&rdquo; ifadelerini rastgele kullanmadığını not etmekte fayda var.</p> <p>Nitekim meselenin uluslararası boyutuna geldiğimizde Transatlantik ittifakın Avrupa yakasındaki başkentler, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg dahil olmak &uuml;zere, Washington DC&rsquo;deki manzaradan Trump&rsquo;ı sorumlu tutarken ağır ifadeler kullanmaktan geri durmadılar. D&ouml;rt yıl boyunca NATO&rsquo;ya yaptıkları mali katkılar konusu başta olmak &uuml;zere her alanda enselerinde boza pişiren Donald Trump&rsquo;tan kurtulmaktan duydukları memnuniyet Berlin ve Londra&rsquo;nın a&ccedil;ıklamalarında kendisini fazlasıyla hissettirdi. Biden&rsquo;ın Mart ya da Nisan ayında Br&uuml;ksel&rsquo;de ilk kez NATO m&uuml;ttefikleri ile yapacağı toplantı &ouml;ncesinde &ldquo;6 Ocak Olayları&rdquo;nın yarattığı atmosfer muhtemeldir ki Atlantik okyanusunun iki yakasının daha eşit ilişkiler kurması amacıyla Avrupa&rsquo;daki başkentler tarafından kullanılacaktır. ABD&rsquo;nin &ldquo;H&uuml;r D&uuml;nya&rdquo; i&ccedil;in bir model olamayacağı ger&ccedil;eği, yeni Soğuk Savaş&rsquo;ın kapıyı &ccedil;aldığı g&uuml;nlerde bizzat kendi vatandaşları tarafından y&uuml;z&uuml;ne &ccedil;arpıldı. ABD&rsquo;nin 2. D&uuml;nya Savaşı sonrasında tekeline aldığı &ldquo;&Ouml;zg&uuml;rl&uuml;k Getiren &Uuml;lke&rdquo; olma s&ouml;yleminin de son bulduğunu s&ouml;ylemek yerinde olacaktır. 6 Ocak&rsquo;ın hemen ardından halen başkanlık koltuğunda oturan Donald Trump&rsquo;ın sosyal medyadaki varlığının yok edilmesine y&ouml;nelik amansız s&uuml;rek avı da yine bu &ldquo;Amerikan tarzı &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k s&ouml;yleminin&rdquo; daha uzun s&uuml;re tartışılacak bir başka boyutu olacak. T&uuml;rkiye dahil, Trump d&ouml;neminin muhasebesini yapmak &uuml;zere Biden ve ekibi ile masaya oturacak &uuml;lkelerin yine se&ccedil;ilmiş Başkan Joe Biden&rsquo;ın tabiriyle &ldquo;darbe girişimine maruz kalmış&rdquo; bir &uuml;lke ile karşı karşıya oldukları ger&ccedil;eğini g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne alarak muhataplarına karşı hoşg&ouml;r&uuml;l&uuml; olmalarında fayda var. T&uuml;rkiye gibi yakın ge&ccedil;mişinde darbeler ve darbe girişimleri yaşayan bir m&uuml;ttefik, ABD&rsquo;nin &ldquo;6 Ocak&rdquo; travmasını atlatmasında en verimli desteği temin edecektir.</p>
6 Ocak’ın hemen ardından Başkan Trump’ın sosyal medyadaki varlığının yok edilmesine yönelik amansız sürek avı da yine bu “Amerikan tarzı özgürlük söyleminin” daha uzun süre tartışılacak bir başka boyutu olacak.
<p>Amerika Birleşik Devletleri&rsquo;nin tarihi vakalar silsilesiyle yoğurulan başkanlık se&ccedil;imi 6 Ocak&rsquo;ta Washington&rsquo;daki siyaset sahnesinin yapısını değiştirmenin &ouml;tesine ge&ccedil;ecek gelişmelerin kapısını a&ccedil;tı. Bu gelişmeleri ABD&rsquo;nin i&ccedil; siyasetine ve k&uuml;resel siyasete yaptığı etkiler bakımından iki ayrı boyutta irdelemek yerinde olacaktır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; 6 Ocak g&uuml;n&uuml; ABD Kongresi&rsquo;nde ortaya &ccedil;ıkan kimi manzaraların bu &uuml;lkenin siyasi eliti &uuml;zerinde yarattığı etkileri anlamak uluslararası toplum i&ccedil;in kolay olmayacaktır.</p> <p>&nbsp;</p> <h3>Konfederasyon bayrağı 160 yıl sonra Washington DC&rsquo;de&nbsp;</h3> <p>5 Ocak&rsquo;ta Georgia eyaletindeki Senato se&ccedil;iminin ikinci turunda iki sandalyeyi Demokrat Parti temsilcilerinin kazanmasıyla, Temsilciler Meclisi ve Beyaz Saray&rsquo;dan sonra Senato&rsquo;da kontrol&uuml;n Demokrat Parti&rsquo;ye ge&ccedil;mesi ABD&rsquo;deki siyasi atmosferi daha da elektriklendirdi. Georgia eyaletindeki se&ccedil;im sonucunun netleşmesini takip eden saatlerde Trump yanlılarının Washington DC&rsquo;de se&ccedil;im sonu&ccedil;larının geneline itiraz amacıyla yaptıkları eylem, Cumhuriyet&ccedil;i Parti ileri gelenlerinin de tepkisini &ccedil;eken dramatik sonu&ccedil;lara yol a&ccedil;tı.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bu tepkinin kaynağında 1861-1865 yılları arasındaki i&ccedil; savaştan 160 yıl sonra G&uuml;ney eyaletlerini temsil eden Konfederasyon bayrağının Kongre koridorlarında Trump taraftarları tarafından dalgalandırılması &ouml;nemli yer tutuyor. Amerikan i&ccedil; savaşı esnasında dahi k&ouml;lelik yanlısı g&uuml;ney eyaletlerinin bayrağı, kuzeylilerin başkenti Washington DC&rsquo;ye, yani Kongre binasına 10 kilometre kadar yaklaşabilmişti. 11-12 Temmuz 1864 tarihlerindeki Fort Stevens Muharebesi&rsquo;nde g&uuml;neylilerin Kongre binasını ele ge&ccedil;irme hayalleri son bulmuş, Konfederasyon bayrağı &uuml;lke genelinde dalgalanma ihtimalini yitirmişti.</p> <p>Ancak 1865&rsquo;te i&ccedil; savaşın G&uuml;ney&rsquo;in mağlubiyetiyle bitmesine rağmen r&ouml;vanşist duyguların son bulmadığı 6 Ocak g&uuml;n&uuml; anlaşıldı. Ne 20. y&uuml;zyılın ne de 21.&rsquo;nin Amerikan toplumuna sunduğu imk&acirc;nlar, hatta Soğuk Savaş&rsquo;ın kazanılmış olması, 160 yıl &ouml;ncesinin fikr&icirc; ve iktisad&icirc; m&uuml;cadelesinin ateşini s&ouml;nd&uuml;rmeye yetmedi.</p> <p>Bu m&uuml;cadelenin ikinci raundu i&ccedil; savaşın 100. yıld&ouml;n&uuml;m&uuml;nde yaşanmıştı. D&ouml;nemin ABD Başkanı Lyndon B. Johnson 1964&rsquo;te &ouml;nce Medeni Haklar Yasasını, ertesi yıl ise Oy Verme Hakkı Yasasını imzalamış, g&uuml;ney eyaletlerini &ouml;zellikle eğitim alanında ırk ayrımına son vermeye zorlamıştı. G&uuml;ney eyaletlerinde başlayan direnişe ABD Başkanı Johnson&rsquo;ın yanıtı siyah ilkokul &ccedil;ocuklarını Federal Soruşturma B&uuml;rosu (FBI) ajanları eşliğinde okula g&ouml;ndermek, eşitlik yasalarına karşı &ccedil;ıkan eyalet valilerini tutuklamaları i&ccedil;in Ulusal Muhafız generallerine yetki vermek olmuştu. G&uuml;neyin bu ikinci mağlubiyetinin ardından Ku Klux Klan gibi aşırı sağcı &ouml;rg&uuml;tler toplumsal tabana yayılmaya ağırlık verdiler. &Ccedil;ay Partisi gibi yasal g&ouml;r&uuml;n&uuml;ml&uuml; oluşumların i&ccedil;erisine eklemlenerek Cumhuriyet&ccedil;i Parti&rsquo;ye n&uuml;fuz eden aşırı sağ, Trump&rsquo;ın başkan adaylığı sayesinde meşru siyaset sahnesinde kendilerini g&ouml;sterme fırsatı buldular.</p> <p>ABD&rsquo;nin se&ccedil;ilmiş Başkanı Biden tarafından &ldquo;darbe girişimi&rdquo; olarak nitelenen 6 Ocak&rsquo;taki Kongre baskını, bu gruplar nedeniyle &ldquo;domestic terrorism (yerli ter&ouml;rizm)&rdquo; kavramını farklı bir boyutta literat&uuml;re yeniden kazandırdı. ABD i&ccedil;in bug&uuml;ne kadar ter&ouml;ristler hep &ldquo;yabancılardı&rdquo;. Irk&ccedil;ı motivasyonlarla katliam yapan beyaz Amerikalılar her seferinde &ldquo;psikopat&rdquo; ya da &ldquo;deli&rdquo; olarak etiketlenerek yargı karşısına ter&ouml;rist olarak &ccedil;ıkmaktan kurtarılmıştı. Ancak Amerikan toplumundaki sistemik rahatsızlıklar 21. y&uuml;zyılın ilk &ccedil;eyreğinde artık &uuml;zeri &ouml;rt&uuml;lemez şekilde g&uuml;ndeme gelmiş bulunuyor.</p> <h3>Soğuk Savaş&rsquo;ın k&ouml;r eden zaferi</h3> <p>ABD, Soğuk Savaş&rsquo;taki rakibi Sovyetler Birliği&rsquo;ni bir meydan savaşı ile mağlup etmedi. Kremlin Sarayı&rsquo;ndaki Sovyet Kom&uuml;nist Partisi b&uuml;rokrasisi 1960&rsquo;lardan itibaren b&uuml;y&uuml;yen yapısal sorunlarla y&uuml;zleşmek yerine kestirme yoldan değişimi deneyince 1988&rsquo;de duvara &ccedil;arptı. Kıtalararası balistik f&uuml;zeleri ve d&uuml;nya y&ouml;r&uuml;ngesinde uzay istasyonu olan SSCB&rsquo;yi mağlup eden şey askeri sahadaki bir başarısızlık değil, Moskova başta olmak &uuml;zere b&uuml;y&uuml;k kentlerinde yaşayan halka temel gıda maddeleri tedarik edememesi olmuştu. Sovyetler Birliği par&ccedil;alara ayrılırken kutlama partisi d&uuml;zenleyen Beyaz Saray ise kendisinin de yapısal reformlara ihtiya&ccedil; duyduğu ger&ccedil;eğini g&ouml;z ardı etti. Zafer sarhoşluğu ABD&rsquo;yi kendi eksiklerini g&ouml;remeyecek kadar k&ouml;r etmişti.</p> <p>Oysa Jimmy Carter&rsquo;ın başkanlığı d&ouml;neminde (1977-1981) Ulusal G&uuml;venlik Danışmanlığı g&ouml;revinde bulunmuş olan Zbigniew Brzezinski 1993&rsquo;te kaleme aldığı &ldquo;Kontrolden &ccedil;ıkmış d&uuml;nya: 21. y&uuml;zyılın arifesinde d&uuml;nya &ccedil;apında karmaşa (Out of Control: Global Turmoil On The Eve Of The 21st Century)&rdquo; adlı eserinde ABD&rsquo;nin -kendi ifadesiyle- k&uuml;resel liderliği ger&ccedil;ek anlamda ele ge&ccedil;irebilmesi i&ccedil;in d&uuml;zeltmesi gereken 20 kusurunu ş&ouml;yle sıralamıştı:</p> <p>1- Bor&ccedil;luluk</p> <p>2- Dış Ticaret A&ccedil;ığı</p> <p>3- D&uuml;ş&uuml;k Tasarruf ve Yatırım</p> <p>4- End&uuml;striyel Rekabetsizlik</p> <p>5- D&uuml;ş&uuml;k Verimlilik Artış Oranları</p> <p>6- Yetersiz Sağlık Hizmetleri</p> <p>7- D&uuml;ş&uuml;k Seviyeli Orta Eğitim</p> <p>8- Bozulan Sosyal Altyapı ve Şehircilik Hizmetleri</p> <p>9- A&ccedil;g&ouml;zl&uuml; Bir Zengin Sınıf</p> <p>10- Yasal Platformdaki Asalakların Varlığı</p> <p>11- Giderek Derinleşen Irk ve Yoksulluk Sorunu</p> <p>12- Yaygın Su&ccedil; ve Şiddet</p> <p>13- Uyuşturucu K&uuml;lt&uuml;r&uuml;n&uuml;n Kitleselleşmesi</p> <p>14- Toplumsal &Uuml;mitsizliğin Yaygınlaşması</p> <p>15- Cinselliğin Yaygınlaşması</p> <p>16- G&ouml;rsel Medyanın Kitlesel Propagandası Sonucu Ahlaki &Ccedil;&uuml;r&uuml;me</p> <p>17- Vatandaşlık Bilincinde Gerileme</p> <p>18- Ayrılık&ccedil;ı Bir &Ccedil;okluk K&uuml;lt&uuml;r&uuml;n&uuml;n Ortaya &Ccedil;ıkması</p> <p>19- Politik Sistemin Kilitlenme Belirtileri</p> <p>20- Giderek Yaygınlaşan Bir Ruhsal Boşluk Duygusu</p> <p>G&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; gibi eğer bug&uuml;n hayatta olsaydı Brzezinski bizlere 1, 6, 8, 9, 11, 12, 14, 16, 17, 18, 19, 20 numaralı maddelerin 6 Ocak&rsquo;ta Kongre&rsquo;de yaşanan manzaranın temelini teşkil ettiğini ifade eder, bunlara 21&rsquo;inci madde olarak &ldquo;sosyal medyanın siyasi atmosferi yozlaştırıcı etkisini&rdquo; de herhalde eklerdi. Brzezinski&rsquo;nin 28 yıl &ouml;nce ortaya koyduğu perspektiften baktığımızda bug&uuml;n ABD siyasetinde yaşanan manzaradan Donald Trump&rsquo;ı tek başına sorumlu tutmanın m&uuml;mk&uuml;n olmadığını da ifade edebiliriz.</p> <p>ABD 11 Eyl&uuml;l saldırıları ile Irak, Afganistan ve el Kaide nezdinde İslam &uuml;lkelerini kendisine yeni hedef olarak belirlemeden &ouml;nce kendi topraklarındaki aşırı sağ tehdidin hangi boyutlara varabileceğine dair tecr&uuml;be yaşamıştı. Ancak 19 Nisan 1995 g&uuml;n&uuml;, Oklahoma City&rsquo;deki Alfred P. Murrah Federal Binası &ouml;n&uuml;nde havaya u&ccedil;urulan patlayıcı y&uuml;kl&uuml; kamyonet dahi, Washington DC&rsquo;deki politikacıları gaflet uykularından uyandırmaya yetmedi. &Uuml;&ccedil; bu&ccedil;uk ton patlayıcı ile d&uuml;zenlenen saldırı 168 kişinin hayatına mal oldu. Oklahoma saldırısı o tarihe kadar ABD topraklarında ger&ccedil;ekleştirilen en b&uuml;y&uuml;k ter&ouml;rist eylemdi. Ancak saldırıyı ger&ccedil;ekleştiren, K&ouml;rfez Savaşı&#39;nda bulunmuş Timothy James McVeigh&rsquo;e y&ouml;neltilen su&ccedil;lamaların en ağırı &ldquo;kitle imha silahı kullanmak&rdquo;tı. Ter&ouml;rizm ona y&ouml;neltilen su&ccedil;lamalar arasında yer almamıştı. Saldırının diğer sorumlusu Terry Nichols de yine ter&ouml;rizm ile değil &ldquo;kitle imha silahı kullanmak&rdquo; ve &ldquo;birinci dereceden cinayetle&rdquo; yargılandı. McVeigh 2001 yılında zehirli iğne ile idam edildi. Nichols ise halen &ouml;m&uuml;r boyu hapis cezasını &ccedil;ekiyor. Her iki saldırganın Michigan&rsquo;daki bazı aşırı sağcı milis gruplarıyla bağlantıları tespit edilse de bunların &uuml;zerine kapsamlı şekilde gidilmedi. McVeigh ve Nichols 1995&rsquo;ten g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar gelen aşırı sağ eğilimli kişilerin bireysel katliam eylemlerinin ilham kaynağı olmaya devam ettiler. ABD y&ouml;netimi Oklahoma bombalamasını bir ter&ouml;rist saldırı olarak ele almak yerine m&uuml;nferit bir eylem gibi değerlendirerek aslında &ldquo;6 Ocak Olayları&rdquo;nın kapısını da aralamış oldu. Bu kapıdan ge&ccedil;en radikal fikirler ABD ordusunun Irak ve Afganistan&rsquo;da ger&ccedil;ekleştirdiği katliamların hatta Bağdat&rsquo;taki Ebu Gureyb cezaevinde işlenen insan hakları ihlali su&ccedil;larının da zeminini oluşturdu.</p> <p>ABD&rsquo;nin k&uuml;resel liderliğini sorgulatan manzaraların oluşmasında Trump&rsquo;a yol arkadaşlığı yapanları da muhakkak 20 Ocak&rsquo;tan sonra mercek altına almak gerekecektir. Bu merceğin &uuml;zerinde durması gereken isimlerden biri hi&ccedil; ş&uuml;phesiz yapay zek&acirc; ve para piyasalarına olan ilgisiyle tanınan iş insanı Robert Mercer ve ailesi olacaktır. ABD&rsquo;de aşırı sağcıların Facebook&rsquo;u olarak tanımlanan ve 6 Ocak&rsquo;tan sonra pazarlandığı t&uuml;m mecralardan kaldırılan sosyal medya platformu Parler, Mercer ailesinin bir &uuml;r&uuml;n&uuml;. Keza Trump&rsquo;ın se&ccedil;imi kazanması sırasında sosyal medya mecralarının manip&uuml;le edilmesinde kullanıldığı iddia edilen Cambridge Analytica ile aşırı sağın &ouml;nde gelen medya organı Breitbart News da yine Mercer ailesinin ABD siyasi yaşamına damgasını vuran eserleri oldu.</p> <p>Aşırı sağın sponsorluğunu yapan bu aileyi 20 Ocak&rsquo;taki başkanlık devir teslim t&ouml;reni sonrası bekleyen akıbet, belki de ABD siyaset sahnesinin 20 yıllık geleceğini belirleyecek.</p> <p>Kongre baskınını d&uuml;zenleyenler i&ccedil;in FBI&rsquo;ın g&ouml;zaltı kararlarında &ldquo;darbecilik ve ter&ouml;rizm&rdquo; gibi ifadeler şimdilik yer almıyor. ABD Savunma Bakanlığı da 6 Ocak Olayları&rsquo;nı şu an i&ccedil;in &ldquo;Birinci Madde Protestoları&rdquo; olarak tanımlıyor. Yani Pentagon Kongre&rsquo;deki şiddet olaylarını, ABD Anayasasının fikir, ifade ve toplanma &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; kapsayan birinci maddesinin ihlali olarak değerlendiriyor. Ancak se&ccedil;ilmiş Başkan Biden&rsquo;ın da &ldquo;darbe ve yerel ter&ouml;rist&rdquo; ifadelerini rastgele kullanmadığını not etmekte fayda var.</p> <p>Nitekim meselenin uluslararası boyutuna geldiğimizde Transatlantik ittifakın Avrupa yakasındaki başkentler, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg dahil olmak &uuml;zere, Washington DC&rsquo;deki manzaradan Trump&rsquo;ı sorumlu tutarken ağır ifadeler kullanmaktan geri durmadılar. D&ouml;rt yıl boyunca NATO&rsquo;ya yaptıkları mali katkılar konusu başta olmak &uuml;zere her alanda enselerinde boza pişiren Donald Trump&rsquo;tan kurtulmaktan duydukları memnuniyet Berlin ve Londra&rsquo;nın a&ccedil;ıklamalarında kendisini fazlasıyla hissettirdi. Biden&rsquo;ın Mart ya da Nisan ayında Br&uuml;ksel&rsquo;de ilk kez NATO m&uuml;ttefikleri ile yapacağı toplantı &ouml;ncesinde &ldquo;6 Ocak Olayları&rdquo;nın yarattığı atmosfer muhtemeldir ki Atlantik okyanusunun iki yakasının daha eşit ilişkiler kurması amacıyla Avrupa&rsquo;daki başkentler tarafından kullanılacaktır. ABD&rsquo;nin &ldquo;H&uuml;r D&uuml;nya&rdquo; i&ccedil;in bir model olamayacağı ger&ccedil;eği, yeni Soğuk Savaş&rsquo;ın kapıyı &ccedil;aldığı g&uuml;nlerde bizzat kendi vatandaşları tarafından y&uuml;z&uuml;ne &ccedil;arpıldı. ABD&rsquo;nin 2. D&uuml;nya Savaşı sonrasında tekeline aldığı &ldquo;&Ouml;zg&uuml;rl&uuml;k Getiren &Uuml;lke&rdquo; olma s&ouml;yleminin de son bulduğunu s&ouml;ylemek yerinde olacaktır. 6 Ocak&rsquo;ın hemen ardından halen başkanlık koltuğunda oturan Donald Trump&rsquo;ın sosyal medyadaki varlığının yok edilmesine y&ouml;nelik amansız s&uuml;rek avı da yine bu &ldquo;Amerikan tarzı &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k s&ouml;yleminin&rdquo; daha uzun s&uuml;re tartışılacak bir başka boyutu olacak. T&uuml;rkiye dahil, Trump d&ouml;neminin muhasebesini yapmak &uuml;zere Biden ve ekibi ile masaya oturacak &uuml;lkelerin yine se&ccedil;ilmiş Başkan Joe Biden&rsquo;ın tabiriyle &ldquo;darbe girişimine maruz kalmış&rdquo; bir &uuml;lke ile karşı karşıya oldukları ger&ccedil;eğini g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne alarak muhataplarına karşı hoşg&ouml;r&uuml;l&uuml; olmalarında fayda var. T&uuml;rkiye gibi yakın ge&ccedil;mişinde darbeler ve darbe girişimleri yaşayan bir m&uuml;ttefik, ABD&rsquo;nin &ldquo;6 Ocak&rdquo; travmasını atlatmasında en verimli desteği temin edecektir.</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.