AK Parti Sözcüsü Çelik: Demokrasinin sahibi millettir, ne derse o olur

SİYASET (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 15.04.2019 - 18:32, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:58
 

AK Parti Sözcüsü Çelik: Demokrasinin sahibi millettir, ne derse o olur

AK Parti Sözcüsü Çelik, ˮDemokrasinin sahibi millettir, ne derse o olur. Biz de bunu başımızın üstünde bir emanet gibi taşırız.ˮ dedi.
<p>ANKARA (AA) - AK Parti S&ouml;zc&uuml;s&uuml; &Ouml;mer &Ccedil;elik, AK Parti Genel Merkeziʹnde d&uuml;zenlediği basın toplantısında g&uuml;ndeme ilişkin değerlendirmede bulundu. </p><p>T&uuml;rkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyetin Rusya ziyaretinde &Uuml;st D&uuml;zey İşbirliği Konseyiʹnin (&Uuml;DİK) sekizinci toplantısını ger&ccedil;ekleştirdiklerini anımsatan &Ccedil;elik, toplantının zamanlamasına işaret etti.</p><p>&Ccedil;elik, ˮ&Ouml;zellikle son zamanlarda Orta Doğuʹda ortaya &ccedil;ıkan gelişmeler s&ouml;z konusu olduğunda Başkan Trumpʹın İsrailʹi cesaretlendiren ve pervasızlığa s&uuml;r&uuml;kleyen Kud&uuml;s, Golan Tepeleri gibi kararları, d&uuml;n bahsettiğimiz Netanyahuʹnun tekrar Batı Şeriaʹyı ilhak edeceğini se&ccedil;imden sonra bu eylemi ger&ccedil;ekleştireceğini s&ouml;yleyen pervasız ve son derece &uuml;rk&uuml;t&uuml;c&uuml; a&ccedil;ıklamaları &ccedil;er&ccedil;evesinde Orta Doğuʹdaki gelişmelerin tamamına baktığımızda &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde Suriye konusu daha merkezi bir rol alacak.ˮ diye konuştu. </p><p>Libyaʹdaki gelişmelerin de bu bakımdan &ccedil;ok &ouml;nemli olduğunu anlatan &Ccedil;elik, Cumhurbaşkanı Erdoğanʹın bu ziyaretinin se&ccedil;imden sonraki ilk yurt dışı ziyareti olduğunu hatırlattı. </p><p>Suriyeʹdeki gelişmelerle ilgili T&uuml;rkiyeʹnin g&uuml;venlik kaygılarının Rusya ile paylaşılmış olması, PKK ve DEAŞ konusundaki g&ouml;r&uuml;şlerinin, yaklaşımlarının ele alınmış olması ve Suriyeʹdeki genel durumun ifade edilmesi bakımından karşılıklı g&ouml;r&uuml;şmenin &ouml;nemli olduğuna işaret eden &Ccedil;elik, T&uuml;rkiyeʹnin ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tleri arasında ayrım g&ouml;zetmeyen ve ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tlerinin tamamına ilkesel yaklaşan bir politikası olduğunu anımsattı. </p><p>&Ccedil;elik, ˮMaalesef m&uuml;ttefiklerimizin ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tlerine ge&ccedil;mişte yaptıkları &ccedil;ok &ouml;nemli vahim hataları tekrarlayarak destek vermeyi s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;klerini g&ouml;r&uuml;yoruz. Biz g&uuml;venli b&ouml;lgeden bahsederken bunun egemen bir devlet olarak T&uuml;rkiyeʹnin, b&ouml;lge halklarının yararına olacak, m&uuml;ttefiklerimizin yararına olacak bir g&uuml;venli b&ouml;lgeden bahsediyoruz ama maalesef karşımızdakiler bu g&uuml;venli b&ouml;lgeyi ister SDG adı altında olsun, ister başka adlar altında olsun o Suriyeʹnin kuzeyinde ter&ouml;r devlet&ccedil;iği oluşturmak isteyen PYD/YPG odaklı birtakım ter&ouml;r organizasyonlarının g&uuml;venli olarak yaşayacağı b&ouml;lge olarak algılayabiliyorlar.ˮ dedi.</p><p>Bunun temel bir kırılma olduğunu belirten &Ccedil;elik, burada uluslararası hukuk ve meşruiyet a&ccedil;ısından T&uuml;rkiyeʹnin tezlerini dillendirmeye devam edeceğini vurguladı.</p><p>T&uuml;rkiye ve Rusya arasında 2019 yılının karşılıklı olarak ˮK&uuml;lt&uuml;r Yılıˮ ilan edildiğini anlatan &Ccedil;elik, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putinʹin T&uuml;rk iş d&uuml;nyasının Rusyaʹda yapacağı yatırımlarla ilgili b&uuml;rokratik engellerin aşılmasına y&ouml;nelik a&ccedil;ıklamalarının da gelecek d&ouml;nemde T&uuml;rk iş d&uuml;nyası a&ccedil;ısından Rusyaʹdaki faaliyetlerin daha kolaylaşacağı y&ouml;n&uuml;nde bir s&ouml;z olarak okunabileceğini bildirdi. </p>Yerel se&ccedil;imler<p>İstanbulʹda se&ccedil;im sonrasında yaşanan tartışmaları anımsatan &Ccedil;elik, ˮCumhuriyet Halk Partisi S&ouml;zc&uuml;s&uuml; konuştu, amat&ouml;r bir bakışla bile değerlendirildiğinde bunun bir bakıma bir şekilde bir iş b&ouml;l&uuml;m&uuml; halinde kamuoyunu sistematik olarak yanıltmaya d&ouml;n&uuml;k bir faaliyet olduğunu g&ouml;r&uuml;yoruz. Daha ge&ccedil;tiğimiz g&uuml;nlerde CHP S&ouml;zc&uuml;s&uuml; Y&uuml;ksek Se&ccedil;im Kurulunu tehdit ederken, biz bu tehdidin yanlışlığını anlatmak i&ccedil;in ʹk&uuml;rs&uuml;lere hesap makinesiyle &ccedil;ıkacağınıza anayasayla &ccedil;ıkınʹ dememize rağmen bundan ders alınmadığı g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor.ˮ diye konuştu.</p><p>&Ccedil;elik, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p><p>ˮBug&uuml;n CHPʹnin İstanbul adayı maalesef &ccedil;ok vahim bir işe imza atarak medya gruplarının sahibi olan aileleri soyadlarını zikrederek tehdit etmiştir. Şimdi bu kadar vahim bir işe nasıl imza atılıyor? Daha bir g&uuml;n &ouml;ncesinde bu CHP adayı ʹailelerinizin kıymetini bilin, ailelerinize sarılın, siyasi ihtiraslardan uzak durunʹ gibisinden a&ccedil;ıklamalar yapıyordu, bug&uuml;n ise insanların soyadlarını, aile isimlerini vererek bu insanları tehdit ediyor. B&ouml;yle bir basiretsizliğin hi&ccedil;bir zaman unutulması m&uuml;mk&uuml;n değil. Bu insanların b&uuml;y&uuml;kleri var, &ccedil;oluk &ccedil;ocukları var, eşleri, akrabaları var, aynı soyadını taşıyan &ccedil;ok geniş bir kesim var. Bu şekilde bir hedef g&ouml;sterme basiretsizce ve şuursuzca doğrudan aile kavramını hedef alan, siyaset&ccedil;ilerin hi&ccedil; girmemesi gereken temel konulardan birinin ihlali anlamına geliyor.ˮ </p><p>Ailelerin soyadını vererek tehdit edip, hedef g&ouml;sterildiğine değinen &Ccedil;elik, ş&ouml;yle devam etti:</p><p>ˮSon derece şaşırtıcı, basiretsiz, şuursuz bir yaklaşım. CHPʹnin İstanbul adayının bir şeye karar vermesi lazım. Bu retorik şeklinde s&ouml;ylediği sevgi saygı c&uuml;mlelerinin arkasında mıdır, yoksa bunun altına gizlenmiş bu şekilde tehditkar, bu derece insanların soyadlarını, ailelerini, &ccedil;ocuklarını, eşlerini, akrabalarını hedef g&ouml;sterecek şekilde vahşi bir yaklaşıma mı sahiptir ya da bunlar i&ccedil;i i&ccedil;e midir? Buna bir karar vermesi lazım. Doğrusunu s&ouml;ylemek gerekirse bunu son derece vahim bulduğumuzu ifade ediyorum. Yanlışlıkla yapılacak bir işe benzemiyor ama yanlışlıkla yapılacaksa bu &ccedil;iğlikten geri d&ouml;n&uuml;lmesi ve netice itibarıyla bu ailelerden &ouml;z&uuml;r dilenmesi gerektiğinin altını &ccedil;iziyorum. &Ouml;z&uuml;r dilenmesi &ccedil;ok &ouml;nemli.ˮ </p><p>Medyanın eleştirilebileceğini, bu eleştirilerin g&uuml;ndeme getirilebileceğini, tehdit edilmediği s&uuml;rece her t&uuml;rl&uuml; eleştirinin hak olduğunu belirten &Ccedil;elik, ˮ&Ccedil;ıkıp s&ouml;yleyecek s&ouml;z bulamayıp netice itibarıyla ʹben şu konuda haklıyım, bu konuda haklıyım, o zaman şu haksız c&uuml;r&uuml;mlere imza atmak hakkım vardırʹ gibisinden bir yaklaşım ortaya koyarsanız bu son derece vahim bulunur ve maalesef ʹhen&uuml;z herhangi bir resmi unvana sahip olmadan bunları yapıyorsanız yarın bir g&uuml;n bir resmi unvanınız olsaydı acaba neler yapardınızʹ gibisinden bir soruyu kafalara yerleştirmiş olur. Aileleri soyadlarını vererek b&uuml;t&uuml;n o soyadını taşıyan insanları hedef g&ouml;sterecek şekilde bir a&ccedil;ıklamada bulunmanız doğrusu ahlaken b&uuml;y&uuml;k bir sorundur. Siyaseten sorun olduğu ortadadır ama ahlaken daha b&uuml;y&uuml;k bir sorundur.ˮ dedi. </p><p>Mekanizmaların olağan bir şekilde işlediğini ve karar verildikten sonra siyaset&ccedil;iler olarak kendilerinin hukukun verdiği kararı saygıyla karşıladıklarını anlatan &Ccedil;elik, Ankara B&uuml;y&uuml;kşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaşʹın mazbatasını aldığını anımsattı. </p><p>AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahinʹin, Yavaşʹı tebrik ettiğini, eski Ankara B&uuml;y&uuml;kşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunaʹnın da devir teslim t&ouml;renine katıldığını aktaran &Ccedil;elik, ˮAnkara se&ccedil;imiyle ilgili de aynı şeyler s&ouml;yleniyordu, işte ʹBurayı teslim etmezler, teslim etmemek i&ccedil;in başka şeyler yapacaklarʹ gibisinden dışarıda &uuml;retilmiş kara propagandanın i&ccedil;eriye terc&uuml;mesi şeklinde pek &ccedil;ok s&ouml;ylem &uuml;retiyorlardı. Ama ne oldu hep beraber g&ouml;rd&uuml;k. Hukuk kararını verdi, aday mazbatasını aldı, Ankara B&uuml;y&uuml;kşehir Belediye Başkanı sıfatını kazandı, kazandıktan sonra arkadaşlarımız partimiz adına tebrik ettiler.ˮ dedi. </p><p>Her şeyin olağan bir şekilde olduğunun g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; bildiren &Ccedil;elik, ˮHer zaman s&ouml;ylediğim gibi memleketin sahibi millettir, hi&ccedil;bir grup, hizip, parti değildir. Demokrasinin sahibi millettir, ne derse o olur. Biz de bunu başımızın &uuml;st&uuml;nde bir emanet gibi taşırız.ˮ diye konuştu. </p><p>&Ccedil;elik, ˮCumhuriyet Halk Partisiʹnin adayı, bug&uuml;n belediye başkanlığı mazbatasını alan, her g&uuml;n Anıtkabirʹe gitme imkanı varken İstanbul adayı gibi sahip olmadığı bir unvanı kullanarak herhangi bir şekilde Anıtkabir ziyareti yapmadı, Atat&uuml;rkʹ&uuml;n aziz hatırasını istismar etmedi, Anıtkabir defterini siyasi hırsları bakımından suistimal etmedi. Ne oldu? Mazbatasını aldıktan sonra bu ziyareti ger&ccedil;ekleştirdi ve resmi unvanını oraya yazdı.ˮ diye konuştu. </p><p>Bununla ilgili herhangi bir eleştiri olmadığını ve bunun gayet doğal bir durum olduğunu kaydeden &Ccedil;elik, ˮDemek ki mesele devlet adabına, usullere, Anıtkabirʹle ilgili protokol kurallarına, aziz Atat&uuml;rkʹ&uuml;n aziz hatırasına saygı temelindeki davranış bi&ccedil;imlerine uyulmasıyla ilgilidir. Ama hala bunu maalesef bu yaptığı yanlış işten dolayı da herhangi bir &ouml;z&uuml;r i&ccedil;erisine girmemiştir Cumhuriyet Halk Partisiʹnin İstanbul adayı.ˮ ifadelerini kullandı. </p><p>ˮSistematik olarak bu kadar CHP skandalının art arda geldiği bir d&ouml;nem &ccedil;ok az g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.ˮ ifadelerini kullanan &Ccedil;elik, şunları s&ouml;yledi: </p><p>ˮBug&uuml;n karşımızdaki ittifakın bileşenlerini oluşturan genel başkanlar bir basın toplantısı ger&ccedil;ekleştirdiler. Sayın Cumhurbaşkanımızın demokratlığını sorgulayan, Sayın Cumhurbaşkanımıza dışarıda &uuml;retilen birtakım s&ouml;ylemleri ve etiketleri yapıştırmaya &ccedil;alışan bir &uuml;slup kullandılar. Biz tabi bunların dışarıda s&ouml;ylenmesine &ccedil;ok alışığız fakat T&uuml;rkiyeʹdeki bu son se&ccedil;imde ikinci olarak &ccedil;ıkmış ittifakın bileşenlerini oluşturan genel başkanların yaptığı basın toplantısında kullandıkları s&ouml;ylemlerin ve arg&uuml;manların Sisiʹnin Mısırʹdaki diktat&ouml;r&uuml;n resmi yayın organı olan El Ahram Gazetesiʹnde Cumhurbaşkanımızla ve partimizle ilgili kullanılan arg&uuml;manlardan hi&ccedil;bir farkı yok. </p><p>Normalde buna şaşırmamız lazımdı, ʹBu nasıl olabiliyor, T&uuml;rkiyeʹnin i&ccedil;erisindeki siyaset yapan partilerin genel başkanları bu &uuml;lkenin Cumhurbaşkanı hakkında, bu &uuml;lkenin meşru bir partisi hakkında nasıl b&ouml;yle konuşabilirlerʹ diye ama maalesef şaşırmıyoruz artık. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; biz T&uuml;rkiyeʹye karşı dışarıda en b&uuml;y&uuml;k husumet odaklarının ortaya koyduğu arg&uuml;manların Cumhurbaşkanımıza d&ouml;n&uuml;k olarak ortaya koydukları bu iftiraların ve bu sorgulamaların anında terc&uuml;me edilerek i&ccedil;eride başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak &uuml;zere onun m&uuml;ttefikleri tarafından dile getirilmesine alışkınız.ˮ</p><p>T&uuml;rkiyeʹnin kurumlarına, Cumhurbaşkanlığı makamına, T&uuml;rkiyeʹyi y&ouml;neten kurumların &uuml;yelerine karşı saygı g&ouml;stermenin herkesin ortak değeri olması gerektiğine işaret eden &Ccedil;elik, şu g&ouml;r&uuml;şlerini paylaştı:</p><p>ˮEğer bu şekilde birtakım yanlış etiketlemeler, birtakım dışarıda &uuml;retilmiş propagandaların terc&uuml;mesi yoluyla sorgulamalara girilirse bunu herkes yapmaya başlar ve bundan emin olun zararlı &ccedil;ıkacak olan ne Cumhurbaşkanımızdır ne AK Partiʹdir. Vatandaş bunu g&ouml;r&uuml;r ve aslında herkes tarihine, ge&ccedil;mişteki s&ouml;zlerine baktığında aslında bug&uuml;n eleştirdiği şeylere ne kadar &ccedil;ok imza attığını da bir şekilde bununla y&uuml;zleşmek durumunda kalacağını da tespit etmiş olur. Dolayısıyla T&uuml;rkiyeʹye karşı, T&uuml;rkiyeʹnin demokrasisine, T&uuml;rkiyeʹnin Cumhurbaşkanıʹna karşı dışarıdaki kara propaganda odaklarının kullandığı &uuml;slubu, dili ve sorgulamayı T&uuml;rkiyeʹdeki bazı partilerin genel başkanlarından duymamız b&uuml;y&uuml;k bir &uuml;z&uuml;nt&uuml; kaynağıdır. Bu onların sorgulaması gereken, onların dikkat etmesi gereken ve bu konuda da &ccedil;eki d&uuml;zen verilmesi gereken bir durumdur. Eleştireceksiniz, siyaset yapıyorsunuz, siyasetin temeli bu diyalektiğe dayanır. Ama bunu bırakıp da başka bir aşamaya taşımaya başladığınız andan itibaren meşruiyet sorgulamasına girdiğiniz andan itibaren meşruiyet sorgulaması herkesin &uuml;zerinde y&uuml;kseldiği temel zemini yok etmeye başlar.ˮ </p>İstanbul Barosuʹnun a&ccedil;ıklaması <p>&Ccedil;elik, İstanbul Barosu tarafından 31 Mart se&ccedil;imlerine ilişkin yapılan a&ccedil;ıklamayı ˮvahimˮ bir a&ccedil;ıklama olarak değerlendirdi.</p><p>&Ccedil;elik, İstanbul Barosunun, Y&uuml;ksek Se&ccedil;im Kurulu (YSK) organı olmadığını belirterek, Baronun, yargı denetiminde y&uuml;r&uuml;yen bir s&uuml;recin sonu&ccedil;lanmasını beklemeden tutum almasını eleştirdi.</p><p>Cumhuriyet Halk Partisinin İstanbul B&uuml;y&uuml;kşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğluʹnun son birka&ccedil; g&uuml;nd&uuml;r kullandığı arg&uuml;manların aynısının İstanbul Barosu tarafından kullanıldığını ifade eden &Ccedil;elik, ş&ouml;yle konuştu:</p><p>ˮDolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi adayının konuşma metinlerindeki eleştirileri, İstanbul Barosuʹnda bu a&ccedil;ıklamayı yapanlar mı yazıyor, yoksa onlar mı Cumhuriyet Halk Partisinin adayından kopya &ccedil;ekiyor? Bu da son derece şaşırtıcı bir benzerliktir. İstanbul Barosunun, kendisini Y&uuml;ksek Se&ccedil;im Kurulu yerine koyması, adeta marjinal parti gibi davranması, kendi &uuml;yelerinin iradelerine ipotek koymuş bir tutum sergilemesi, doğrusunu s&ouml;ylemek gerekirse son derece vahimdir. Bu kurum kendisinin parti olmadığını, kendisinin hukuk kurumu olduğunu bir kere daha hatırlamalıdır. İstanbul Barosunun &uuml;yelerini tek bir siyasi s&uuml;rece angaje etmek gibi antidemokratik bir tutumu, o &uuml;yelerin de değerlendirmesi gereken bir durumdur.ˮ</p>ˮVatandaşımızın talimatları doğrultusunda siyaset yapmayı erdem kabul ediyoruzˮ<p>Cumhuriyet Halk Partisi tarafından, Adalet Bakanı Abdulhamit G&uuml;l ve İ&ccedil;işleri Bakanı S&uuml;leyman Soylu ile ilgili ˮEllerinizi oy sandıklarından, oy torbalarından &ccedil;ekin.ˮ diye a&ccedil;ıklama yapıldığını anımsatan &Ccedil;elik, ˮTemel bir vahim yanlış var. O da şu, Y&uuml;ksek Se&ccedil;im Kurulu g&ouml;zetiminde y&uuml;r&uuml;t&uuml;len s&uuml;re&ccedil;leri, Adalet Bakanımız ve İ&ccedil;işleri Bakanımız y&uuml;r&uuml;t&uuml;yormuş gibi bir yaklaşım sergiliyorlar.ˮ değerlendirmesinde bulundu.</p><p>AK Parti S&ouml;zc&uuml;s&uuml; &Ouml;mer &Ccedil;elik, bu s&uuml;reci Y&uuml;ksek Se&ccedil;im Kurulunun y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml;ne CHP tarafından bir t&uuml;rl&uuml; alışılamadığını belirterek, ş&ouml;yle devam etti:</p><p>ˮBunu bir t&uuml;rl&uuml; &ouml;ğrenemediler. Adalet Bakanımız ve İ&ccedil;işleri Bakanımız ile ilgili konularda eleştiri getirdikleri konular, bakanlıkların g&ouml;rev alanında değil, Y&uuml;ksek Se&ccedil;im Kurulunun g&ouml;rev alanındadır. Ayrıca eğer birilerinin ellerinin oy torbasında olup olmadığını merak ediyorlarsa, Twitterʹa oy &ccedil;uvallarının &uuml;zerine saygısız bir bi&ccedil;imde uzanarak, oy &ccedil;uvallarının &uuml;zerinde fotoğraf veren ve bu fotoğrafı Twitterʹa koyan kendi milletvekillerini sorgulamalarında b&uuml;y&uuml;k bir fayda vardır. &Ouml;nce bu saygıyı kendileri g&ouml;sterecekler, ondan sonra temeli olmayan bir takım yaklaşımlarla herhangi bir siyaset&ccedil;iyi su&ccedil;lamayacaklar. Bug&uuml;n Ankara se&ccedil;imlerinde de ortaya &ccedil;ıktığı gibi itirazlar sonu&ccedil;lanıyor. Gayet doğal bir şekilde... Gayet olağan bir şekilde devir teslim ger&ccedil;ekleşti. Karşılıklı olarak teşekk&uuml;rler edildi, mazbata teslim edildi, diğer prosed&uuml;rler yerine getirildi. S&uuml;re&ccedil; bu şekilde devam ediyor.ˮ</p>ˮVatandaşımızın talimatları doğrultusunda siyaset yapmayı erdem kabul ediyoruzˮ<p>Herhangi bir olağan&uuml;st&uuml; durum olmadığını baştan beri s&ouml;ylediğini vurgulayan &Ccedil;elik, memleketin sahibinin vatandaşlar olduğunun altını &ccedil;izdi.</p><p>&Ccedil;elik, T&uuml;rkiye Cumhuriyeti Devletiʹnin sahibinin millet, demokrasin sahibinin de vatandaşlar olduğuna ve vatandaşların iradesinin &uuml;st&uuml;nde herhangi bir irade olmadığına dikkati &ccedil;ekti. </p><p>Vatandaş siyaset&ccedil;iye hangi talimatı veriyorsa siyaset&ccedil;inin buna uymakla m&uuml;kellef olduğunu belirten &Ccedil;elik, şunları kaydetti:</p><p>ˮDemokrasinin temel prensibi budur. Biz vatandaşımızın talimatları doğrultusunda siyaset yapmayı bir erdem kabul ediyoruz. İradesi nasıl ger&ccedil;ekleşirse ger&ccedil;ekleşsin başımızın &uuml;st&uuml;nde bir emanet gibi taşıyacağız. Hukuki meşruiyet ve sayısal meşruiyet birleştiği zaman siyasal meşruiyet, demokratik meşruiyet ortaya &ccedil;ıkar ve hepimizin &uuml;zerinde varolduğu zemin de budur. Bu zemin kalktığı andan itibaren hi&ccedil;birimiz varolamayız, hi&ccedil;birimiz bir yetki sahibi olamayız. Her t&uuml;rl&uuml; meşruiyetin kaynağı budur ve b&uuml;t&uuml;n siyaset&ccedil;iler bu meşruiyetle ancak g&ouml;rev yaparlar. Bu meşruiyet yoksa siyaset&ccedil;inin bir yetkisi de yoktur. Siyaset&ccedil;inin patronu millettir, vatandaştır. Siyasi s&uuml;re&ccedil;lerin patronu da b&ouml;yledir.</p><p>Dolayısıyla bu sandıklara sahip &ccedil;ıkan, bu itiraz s&uuml;re&ccedil;leri &ccedil;er&ccedil;evesinde oylara sahip &ccedil;ıkan vatandaşımızın iradesi bir oy bile heba olmadan tam olarak belirginleşsin diye g&ouml;rev yapan b&uuml;t&uuml;n siyasi partilerin tabanlarındaki vatandaşlarımız, gen&ccedil;ler, kadınlar, erkekler demokrasimize sahip &ccedil;ıkarak, &uuml;lkemize sahip &ccedil;ıkmanın &ouml;nemli bir vatanseverlik &ouml;rneğini g&ouml;steriyorlar. O y&uuml;zden l&uuml;tfen hi&ccedil; kimse, bu bahsettiğim siyasilerin kem s&ouml;zlerine aldanıp da bir diğerine kem s&ouml;z s&ouml;ylemesin. L&uuml;tfen kimse bir diğerine kem g&ouml;zle bakmasın. Hepimiz kardeşiz, partnerlerimiz farklı olabilir ama hepimizin soyadı T&uuml;rkiye Cumhuriyeti.ˮ</p><p>&Ouml;mer &Ccedil;elik, demokrasinin milletin ve devletin g&uuml;c&uuml; olduğunu hatırlatarak, ˮKurumları tehdit eden, insanları tehdit eden siyaset diline herhangi bir şekilde pirim vermeye gerek yok. Hepimiz topyek&uuml;n vatandaşımızın iradesine saygılıyız. Bu hukuki s&uuml;re&ccedil;ler de sonu&ccedil;lanacak. T&uuml;rkiyeʹnin her tarafında bug&uuml;n Ankaraʹda g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; gibi gayet sağlıklı, gayet olağan bir ge&ccedil;iş s&uuml;reci yaşandı. Kazanırsak biz aynı şekilde davranacağız itiraz ettiğimiz yerlerde. Eğer herhangi bir şekilde rakip adaylar kazandığında da bunlar gayet olağan bir şekilde karşılanacak. Milletimiz bize bu emri vermiştir, başımızın &uuml;st&uuml;nde yeri vardır diyeceğiz. T&uuml;rkiye, dirayetle y&ouml;netilmeye, basiretle y&ouml;netilmeye devam edecek.ˮ diye konuştu.</p><p>&Ouml;nemli olanın, karşılıklı olarak b&uuml;t&uuml;n partilerin tabanlarındaki vatandaşlarla birlikte nezaketi koruması olduğuna dikkati &ccedil;eken &Ccedil;elik, ˮBiz, sadece birbirine vatandaşlık bağıyla bağlı bir millet değiliz. Arada b&uuml;y&uuml;k bir duygudaşlık ve aynı zamanda da ge&ccedil;mişten gelen geleceğe y&uuml;r&uuml;yen b&uuml;y&uuml;k bir kaderdaşlık var. Duygudaşlıkla, kaderdaşlıkla, vatandaşlıkla birbirimize bağlıyız. Bu tehditler, bu yanlışlar bir kenara itilecek ve geleceğe hep beraber ilerlemeye devam edeceğiz.ˮ ifadelerini kullandı.</p><p>Muhabir: Enes Kaplan, Yeşim Sert Karaaslan</p><p>
AK Parti Sözcüsü Çelik, ˮDemokrasinin sahibi millettir, ne derse o olur. Biz de bunu başımızın üstünde bir emanet gibi taşırız.ˮ dedi.
<p>ANKARA (AA) - AK Parti S&ouml;zc&uuml;s&uuml; &Ouml;mer &Ccedil;elik, AK Parti Genel Merkeziʹnde d&uuml;zenlediği basın toplantısında g&uuml;ndeme ilişkin değerlendirmede bulundu. </p><p>T&uuml;rkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyetin Rusya ziyaretinde &Uuml;st D&uuml;zey İşbirliği Konseyiʹnin (&Uuml;DİK) sekizinci toplantısını ger&ccedil;ekleştirdiklerini anımsatan &Ccedil;elik, toplantının zamanlamasına işaret etti.</p><p>&Ccedil;elik, ˮ&Ouml;zellikle son zamanlarda Orta Doğuʹda ortaya &ccedil;ıkan gelişmeler s&ouml;z konusu olduğunda Başkan Trumpʹın İsrailʹi cesaretlendiren ve pervasızlığa s&uuml;r&uuml;kleyen Kud&uuml;s, Golan Tepeleri gibi kararları, d&uuml;n bahsettiğimiz Netanyahuʹnun tekrar Batı Şeriaʹyı ilhak edeceğini se&ccedil;imden sonra bu eylemi ger&ccedil;ekleştireceğini s&ouml;yleyen pervasız ve son derece &uuml;rk&uuml;t&uuml;c&uuml; a&ccedil;ıklamaları &ccedil;er&ccedil;evesinde Orta Doğuʹdaki gelişmelerin tamamına baktığımızda &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde Suriye konusu daha merkezi bir rol alacak.ˮ diye konuştu. </p><p>Libyaʹdaki gelişmelerin de bu bakımdan &ccedil;ok &ouml;nemli olduğunu anlatan &Ccedil;elik, Cumhurbaşkanı Erdoğanʹın bu ziyaretinin se&ccedil;imden sonraki ilk yurt dışı ziyareti olduğunu hatırlattı. </p><p>Suriyeʹdeki gelişmelerle ilgili T&uuml;rkiyeʹnin g&uuml;venlik kaygılarının Rusya ile paylaşılmış olması, PKK ve DEAŞ konusundaki g&ouml;r&uuml;şlerinin, yaklaşımlarının ele alınmış olması ve Suriyeʹdeki genel durumun ifade edilmesi bakımından karşılıklı g&ouml;r&uuml;şmenin &ouml;nemli olduğuna işaret eden &Ccedil;elik, T&uuml;rkiyeʹnin ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tleri arasında ayrım g&ouml;zetmeyen ve ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tlerinin tamamına ilkesel yaklaşan bir politikası olduğunu anımsattı. </p><p>&Ccedil;elik, ˮMaalesef m&uuml;ttefiklerimizin ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tlerine ge&ccedil;mişte yaptıkları &ccedil;ok &ouml;nemli vahim hataları tekrarlayarak destek vermeyi s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;klerini g&ouml;r&uuml;yoruz. Biz g&uuml;venli b&ouml;lgeden bahsederken bunun egemen bir devlet olarak T&uuml;rkiyeʹnin, b&ouml;lge halklarının yararına olacak, m&uuml;ttefiklerimizin yararına olacak bir g&uuml;venli b&ouml;lgeden bahsediyoruz ama maalesef karşımızdakiler bu g&uuml;venli b&ouml;lgeyi ister SDG adı altında olsun, ister başka adlar altında olsun o Suriyeʹnin kuzeyinde ter&ouml;r devlet&ccedil;iği oluşturmak isteyen PYD/YPG odaklı birtakım ter&ouml;r organizasyonlarının g&uuml;venli olarak yaşayacağı b&ouml;lge olarak algılayabiliyorlar.ˮ dedi.</p><p>Bunun temel bir kırılma olduğunu belirten &Ccedil;elik, burada uluslararası hukuk ve meşruiyet a&ccedil;ısından T&uuml;rkiyeʹnin tezlerini dillendirmeye devam edeceğini vurguladı.</p><p>T&uuml;rkiye ve Rusya arasında 2019 yılının karşılıklı olarak ˮK&uuml;lt&uuml;r Yılıˮ ilan edildiğini anlatan &Ccedil;elik, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putinʹin T&uuml;rk iş d&uuml;nyasının Rusyaʹda yapacağı yatırımlarla ilgili b&uuml;rokratik engellerin aşılmasına y&ouml;nelik a&ccedil;ıklamalarının da gelecek d&ouml;nemde T&uuml;rk iş d&uuml;nyası a&ccedil;ısından Rusyaʹdaki faaliyetlerin daha kolaylaşacağı y&ouml;n&uuml;nde bir s&ouml;z olarak okunabileceğini bildirdi. </p>Yerel se&ccedil;imler<p>İstanbulʹda se&ccedil;im sonrasında yaşanan tartışmaları anımsatan &Ccedil;elik, ˮCumhuriyet Halk Partisi S&ouml;zc&uuml;s&uuml; konuştu, amat&ouml;r bir bakışla bile değerlendirildiğinde bunun bir bakıma bir şekilde bir iş b&ouml;l&uuml;m&uuml; halinde kamuoyunu sistematik olarak yanıltmaya d&ouml;n&uuml;k bir faaliyet olduğunu g&ouml;r&uuml;yoruz. Daha ge&ccedil;tiğimiz g&uuml;nlerde CHP S&ouml;zc&uuml;s&uuml; Y&uuml;ksek Se&ccedil;im Kurulunu tehdit ederken, biz bu tehdidin yanlışlığını anlatmak i&ccedil;in ʹk&uuml;rs&uuml;lere hesap makinesiyle &ccedil;ıkacağınıza anayasayla &ccedil;ıkınʹ dememize rağmen bundan ders alınmadığı g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor.ˮ diye konuştu.</p><p>&Ccedil;elik, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p><p>ˮBug&uuml;n CHPʹnin İstanbul adayı maalesef &ccedil;ok vahim bir işe imza atarak medya gruplarının sahibi olan aileleri soyadlarını zikrederek tehdit etmiştir. Şimdi bu kadar vahim bir işe nasıl imza atılıyor? Daha bir g&uuml;n &ouml;ncesinde bu CHP adayı ʹailelerinizin kıymetini bilin, ailelerinize sarılın, siyasi ihtiraslardan uzak durunʹ gibisinden a&ccedil;ıklamalar yapıyordu, bug&uuml;n ise insanların soyadlarını, aile isimlerini vererek bu insanları tehdit ediyor. B&ouml;yle bir basiretsizliğin hi&ccedil;bir zaman unutulması m&uuml;mk&uuml;n değil. Bu insanların b&uuml;y&uuml;kleri var, &ccedil;oluk &ccedil;ocukları var, eşleri, akrabaları var, aynı soyadını taşıyan &ccedil;ok geniş bir kesim var. Bu şekilde bir hedef g&ouml;sterme basiretsizce ve şuursuzca doğrudan aile kavramını hedef alan, siyaset&ccedil;ilerin hi&ccedil; girmemesi gereken temel konulardan birinin ihlali anlamına geliyor.ˮ </p><p>Ailelerin soyadını vererek tehdit edip, hedef g&ouml;sterildiğine değinen &Ccedil;elik, ş&ouml;yle devam etti:</p><p>ˮSon derece şaşırtıcı, basiretsiz, şuursuz bir yaklaşım. CHPʹnin İstanbul adayının bir şeye karar vermesi lazım. Bu retorik şeklinde s&ouml;ylediği sevgi saygı c&uuml;mlelerinin arkasında mıdır, yoksa bunun altına gizlenmiş bu şekilde tehditkar, bu derece insanların soyadlarını, ailelerini, &ccedil;ocuklarını, eşlerini, akrabalarını hedef g&ouml;sterecek şekilde vahşi bir yaklaşıma mı sahiptir ya da bunlar i&ccedil;i i&ccedil;e midir? Buna bir karar vermesi lazım. Doğrusunu s&ouml;ylemek gerekirse bunu son derece vahim bulduğumuzu ifade ediyorum. Yanlışlıkla yapılacak bir işe benzemiyor ama yanlışlıkla yapılacaksa bu &ccedil;iğlikten geri d&ouml;n&uuml;lmesi ve netice itibarıyla bu ailelerden &ouml;z&uuml;r dilenmesi gerektiğinin altını &ccedil;iziyorum. &Ouml;z&uuml;r dilenmesi &ccedil;ok &ouml;nemli.ˮ </p><p>Medyanın eleştirilebileceğini, bu eleştirilerin g&uuml;ndeme getirilebileceğini, tehdit edilmediği s&uuml;rece her t&uuml;rl&uuml; eleştirinin hak olduğunu belirten &Ccedil;elik, ˮ&Ccedil;ıkıp s&ouml;yleyecek s&ouml;z bulamayıp netice itibarıyla ʹben şu konuda haklıyım, bu konuda haklıyım, o zaman şu haksız c&uuml;r&uuml;mlere imza atmak hakkım vardırʹ gibisinden bir yaklaşım ortaya koyarsanız bu son derece vahim bulunur ve maalesef ʹhen&uuml;z herhangi bir resmi unvana sahip olmadan bunları yapıyorsanız yarın bir g&uuml;n bir resmi unvanınız olsaydı acaba neler yapardınızʹ gibisinden bir soruyu kafalara yerleştirmiş olur. Aileleri soyadlarını vererek b&uuml;t&uuml;n o soyadını taşıyan insanları hedef g&ouml;sterecek şekilde bir a&ccedil;ıklamada bulunmanız doğrusu ahlaken b&uuml;y&uuml;k bir sorundur. Siyaseten sorun olduğu ortadadır ama ahlaken daha b&uuml;y&uuml;k bir sorundur.ˮ dedi. </p><p>Mekanizmaların olağan bir şekilde işlediğini ve karar verildikten sonra siyaset&ccedil;iler olarak kendilerinin hukukun verdiği kararı saygıyla karşıladıklarını anlatan &Ccedil;elik, Ankara B&uuml;y&uuml;kşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaşʹın mazbatasını aldığını anımsattı. </p><p>AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahinʹin, Yavaşʹı tebrik ettiğini, eski Ankara B&uuml;y&uuml;kşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunaʹnın da devir teslim t&ouml;renine katıldığını aktaran &Ccedil;elik, ˮAnkara se&ccedil;imiyle ilgili de aynı şeyler s&ouml;yleniyordu, işte ʹBurayı teslim etmezler, teslim etmemek i&ccedil;in başka şeyler yapacaklarʹ gibisinden dışarıda &uuml;retilmiş kara propagandanın i&ccedil;eriye terc&uuml;mesi şeklinde pek &ccedil;ok s&ouml;ylem &uuml;retiyorlardı. Ama ne oldu hep beraber g&ouml;rd&uuml;k. Hukuk kararını verdi, aday mazbatasını aldı, Ankara B&uuml;y&uuml;kşehir Belediye Başkanı sıfatını kazandı, kazandıktan sonra arkadaşlarımız partimiz adına tebrik ettiler.ˮ dedi. </p><p>Her şeyin olağan bir şekilde olduğunun g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; bildiren &Ccedil;elik, ˮHer zaman s&ouml;ylediğim gibi memleketin sahibi millettir, hi&ccedil;bir grup, hizip, parti değildir. Demokrasinin sahibi millettir, ne derse o olur. Biz de bunu başımızın &uuml;st&uuml;nde bir emanet gibi taşırız.ˮ diye konuştu. </p><p>&Ccedil;elik, ˮCumhuriyet Halk Partisiʹnin adayı, bug&uuml;n belediye başkanlığı mazbatasını alan, her g&uuml;n Anıtkabirʹe gitme imkanı varken İstanbul adayı gibi sahip olmadığı bir unvanı kullanarak herhangi bir şekilde Anıtkabir ziyareti yapmadı, Atat&uuml;rkʹ&uuml;n aziz hatırasını istismar etmedi, Anıtkabir defterini siyasi hırsları bakımından suistimal etmedi. Ne oldu? Mazbatasını aldıktan sonra bu ziyareti ger&ccedil;ekleştirdi ve resmi unvanını oraya yazdı.ˮ diye konuştu. </p><p>Bununla ilgili herhangi bir eleştiri olmadığını ve bunun gayet doğal bir durum olduğunu kaydeden &Ccedil;elik, ˮDemek ki mesele devlet adabına, usullere, Anıtkabirʹle ilgili protokol kurallarına, aziz Atat&uuml;rkʹ&uuml;n aziz hatırasına saygı temelindeki davranış bi&ccedil;imlerine uyulmasıyla ilgilidir. Ama hala bunu maalesef bu yaptığı yanlış işten dolayı da herhangi bir &ouml;z&uuml;r i&ccedil;erisine girmemiştir Cumhuriyet Halk Partisiʹnin İstanbul adayı.ˮ ifadelerini kullandı. </p><p>ˮSistematik olarak bu kadar CHP skandalının art arda geldiği bir d&ouml;nem &ccedil;ok az g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.ˮ ifadelerini kullanan &Ccedil;elik, şunları s&ouml;yledi: </p><p>ˮBug&uuml;n karşımızdaki ittifakın bileşenlerini oluşturan genel başkanlar bir basın toplantısı ger&ccedil;ekleştirdiler. Sayın Cumhurbaşkanımızın demokratlığını sorgulayan, Sayın Cumhurbaşkanımıza dışarıda &uuml;retilen birtakım s&ouml;ylemleri ve etiketleri yapıştırmaya &ccedil;alışan bir &uuml;slup kullandılar. Biz tabi bunların dışarıda s&ouml;ylenmesine &ccedil;ok alışığız fakat T&uuml;rkiyeʹdeki bu son se&ccedil;imde ikinci olarak &ccedil;ıkmış ittifakın bileşenlerini oluşturan genel başkanların yaptığı basın toplantısında kullandıkları s&ouml;ylemlerin ve arg&uuml;manların Sisiʹnin Mısırʹdaki diktat&ouml;r&uuml;n resmi yayın organı olan El Ahram Gazetesiʹnde Cumhurbaşkanımızla ve partimizle ilgili kullanılan arg&uuml;manlardan hi&ccedil;bir farkı yok. </p><p>Normalde buna şaşırmamız lazımdı, ʹBu nasıl olabiliyor, T&uuml;rkiyeʹnin i&ccedil;erisindeki siyaset yapan partilerin genel başkanları bu &uuml;lkenin Cumhurbaşkanı hakkında, bu &uuml;lkenin meşru bir partisi hakkında nasıl b&ouml;yle konuşabilirlerʹ diye ama maalesef şaşırmıyoruz artık. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; biz T&uuml;rkiyeʹye karşı dışarıda en b&uuml;y&uuml;k husumet odaklarının ortaya koyduğu arg&uuml;manların Cumhurbaşkanımıza d&ouml;n&uuml;k olarak ortaya koydukları bu iftiraların ve bu sorgulamaların anında terc&uuml;me edilerek i&ccedil;eride başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak &uuml;zere onun m&uuml;ttefikleri tarafından dile getirilmesine alışkınız.ˮ</p><p>T&uuml;rkiyeʹnin kurumlarına, Cumhurbaşkanlığı makamına, T&uuml;rkiyeʹyi y&ouml;neten kurumların &uuml;yelerine karşı saygı g&ouml;stermenin herkesin ortak değeri olması gerektiğine işaret eden &Ccedil;elik, şu g&ouml;r&uuml;şlerini paylaştı:</p><p>ˮEğer bu şekilde birtakım yanlış etiketlemeler, birtakım dışarıda &uuml;retilmiş propagandaların terc&uuml;mesi yoluyla sorgulamalara girilirse bunu herkes yapmaya başlar ve bundan emin olun zararlı &ccedil;ıkacak olan ne Cumhurbaşkanımızdır ne AK Partiʹdir. Vatandaş bunu g&ouml;r&uuml;r ve aslında herkes tarihine, ge&ccedil;mişteki s&ouml;zlerine baktığında aslında bug&uuml;n eleştirdiği şeylere ne kadar &ccedil;ok imza attığını da bir şekilde bununla y&uuml;zleşmek durumunda kalacağını da tespit etmiş olur. Dolayısıyla T&uuml;rkiyeʹye karşı, T&uuml;rkiyeʹnin demokrasisine, T&uuml;rkiyeʹnin Cumhurbaşkanıʹna karşı dışarıdaki kara propaganda odaklarının kullandığı &uuml;slubu, dili ve sorgulamayı T&uuml;rkiyeʹdeki bazı partilerin genel başkanlarından duymamız b&uuml;y&uuml;k bir &uuml;z&uuml;nt&uuml; kaynağıdır. Bu onların sorgulaması gereken, onların dikkat etmesi gereken ve bu konuda da &ccedil;eki d&uuml;zen verilmesi gereken bir durumdur. Eleştireceksiniz, siyaset yapıyorsunuz, siyasetin temeli bu diyalektiğe dayanır. Ama bunu bırakıp da başka bir aşamaya taşımaya başladığınız andan itibaren meşruiyet sorgulamasına girdiğiniz andan itibaren meşruiyet sorgulaması herkesin &uuml;zerinde y&uuml;kseldiği temel zemini yok etmeye başlar.ˮ </p>İstanbul Barosuʹnun a&ccedil;ıklaması <p>&Ccedil;elik, İstanbul Barosu tarafından 31 Mart se&ccedil;imlerine ilişkin yapılan a&ccedil;ıklamayı ˮvahimˮ bir a&ccedil;ıklama olarak değerlendirdi.</p><p>&Ccedil;elik, İstanbul Barosunun, Y&uuml;ksek Se&ccedil;im Kurulu (YSK) organı olmadığını belirterek, Baronun, yargı denetiminde y&uuml;r&uuml;yen bir s&uuml;recin sonu&ccedil;lanmasını beklemeden tutum almasını eleştirdi.</p><p>Cumhuriyet Halk Partisinin İstanbul B&uuml;y&uuml;kşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğluʹnun son birka&ccedil; g&uuml;nd&uuml;r kullandığı arg&uuml;manların aynısının İstanbul Barosu tarafından kullanıldığını ifade eden &Ccedil;elik, ş&ouml;yle konuştu:</p><p>ˮDolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi adayının konuşma metinlerindeki eleştirileri, İstanbul Barosuʹnda bu a&ccedil;ıklamayı yapanlar mı yazıyor, yoksa onlar mı Cumhuriyet Halk Partisinin adayından kopya &ccedil;ekiyor? Bu da son derece şaşırtıcı bir benzerliktir. İstanbul Barosunun, kendisini Y&uuml;ksek Se&ccedil;im Kurulu yerine koyması, adeta marjinal parti gibi davranması, kendi &uuml;yelerinin iradelerine ipotek koymuş bir tutum sergilemesi, doğrusunu s&ouml;ylemek gerekirse son derece vahimdir. Bu kurum kendisinin parti olmadığını, kendisinin hukuk kurumu olduğunu bir kere daha hatırlamalıdır. İstanbul Barosunun &uuml;yelerini tek bir siyasi s&uuml;rece angaje etmek gibi antidemokratik bir tutumu, o &uuml;yelerin de değerlendirmesi gereken bir durumdur.ˮ</p>ˮVatandaşımızın talimatları doğrultusunda siyaset yapmayı erdem kabul ediyoruzˮ<p>Cumhuriyet Halk Partisi tarafından, Adalet Bakanı Abdulhamit G&uuml;l ve İ&ccedil;işleri Bakanı S&uuml;leyman Soylu ile ilgili ˮEllerinizi oy sandıklarından, oy torbalarından &ccedil;ekin.ˮ diye a&ccedil;ıklama yapıldığını anımsatan &Ccedil;elik, ˮTemel bir vahim yanlış var. O da şu, Y&uuml;ksek Se&ccedil;im Kurulu g&ouml;zetiminde y&uuml;r&uuml;t&uuml;len s&uuml;re&ccedil;leri, Adalet Bakanımız ve İ&ccedil;işleri Bakanımız y&uuml;r&uuml;t&uuml;yormuş gibi bir yaklaşım sergiliyorlar.ˮ değerlendirmesinde bulundu.</p><p>AK Parti S&ouml;zc&uuml;s&uuml; &Ouml;mer &Ccedil;elik, bu s&uuml;reci Y&uuml;ksek Se&ccedil;im Kurulunun y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml;ne CHP tarafından bir t&uuml;rl&uuml; alışılamadığını belirterek, ş&ouml;yle devam etti:</p><p>ˮBunu bir t&uuml;rl&uuml; &ouml;ğrenemediler. Adalet Bakanımız ve İ&ccedil;işleri Bakanımız ile ilgili konularda eleştiri getirdikleri konular, bakanlıkların g&ouml;rev alanında değil, Y&uuml;ksek Se&ccedil;im Kurulunun g&ouml;rev alanındadır. Ayrıca eğer birilerinin ellerinin oy torbasında olup olmadığını merak ediyorlarsa, Twitterʹa oy &ccedil;uvallarının &uuml;zerine saygısız bir bi&ccedil;imde uzanarak, oy &ccedil;uvallarının &uuml;zerinde fotoğraf veren ve bu fotoğrafı Twitterʹa koyan kendi milletvekillerini sorgulamalarında b&uuml;y&uuml;k bir fayda vardır. &Ouml;nce bu saygıyı kendileri g&ouml;sterecekler, ondan sonra temeli olmayan bir takım yaklaşımlarla herhangi bir siyaset&ccedil;iyi su&ccedil;lamayacaklar. Bug&uuml;n Ankara se&ccedil;imlerinde de ortaya &ccedil;ıktığı gibi itirazlar sonu&ccedil;lanıyor. Gayet doğal bir şekilde... Gayet olağan bir şekilde devir teslim ger&ccedil;ekleşti. Karşılıklı olarak teşekk&uuml;rler edildi, mazbata teslim edildi, diğer prosed&uuml;rler yerine getirildi. S&uuml;re&ccedil; bu şekilde devam ediyor.ˮ</p>ˮVatandaşımızın talimatları doğrultusunda siyaset yapmayı erdem kabul ediyoruzˮ<p>Herhangi bir olağan&uuml;st&uuml; durum olmadığını baştan beri s&ouml;ylediğini vurgulayan &Ccedil;elik, memleketin sahibinin vatandaşlar olduğunun altını &ccedil;izdi.</p><p>&Ccedil;elik, T&uuml;rkiye Cumhuriyeti Devletiʹnin sahibinin millet, demokrasin sahibinin de vatandaşlar olduğuna ve vatandaşların iradesinin &uuml;st&uuml;nde herhangi bir irade olmadığına dikkati &ccedil;ekti. </p><p>Vatandaş siyaset&ccedil;iye hangi talimatı veriyorsa siyaset&ccedil;inin buna uymakla m&uuml;kellef olduğunu belirten &Ccedil;elik, şunları kaydetti:</p><p>ˮDemokrasinin temel prensibi budur. Biz vatandaşımızın talimatları doğrultusunda siyaset yapmayı bir erdem kabul ediyoruz. İradesi nasıl ger&ccedil;ekleşirse ger&ccedil;ekleşsin başımızın &uuml;st&uuml;nde bir emanet gibi taşıyacağız. Hukuki meşruiyet ve sayısal meşruiyet birleştiği zaman siyasal meşruiyet, demokratik meşruiyet ortaya &ccedil;ıkar ve hepimizin &uuml;zerinde varolduğu zemin de budur. Bu zemin kalktığı andan itibaren hi&ccedil;birimiz varolamayız, hi&ccedil;birimiz bir yetki sahibi olamayız. Her t&uuml;rl&uuml; meşruiyetin kaynağı budur ve b&uuml;t&uuml;n siyaset&ccedil;iler bu meşruiyetle ancak g&ouml;rev yaparlar. Bu meşruiyet yoksa siyaset&ccedil;inin bir yetkisi de yoktur. Siyaset&ccedil;inin patronu millettir, vatandaştır. Siyasi s&uuml;re&ccedil;lerin patronu da b&ouml;yledir.</p><p>Dolayısıyla bu sandıklara sahip &ccedil;ıkan, bu itiraz s&uuml;re&ccedil;leri &ccedil;er&ccedil;evesinde oylara sahip &ccedil;ıkan vatandaşımızın iradesi bir oy bile heba olmadan tam olarak belirginleşsin diye g&ouml;rev yapan b&uuml;t&uuml;n siyasi partilerin tabanlarındaki vatandaşlarımız, gen&ccedil;ler, kadınlar, erkekler demokrasimize sahip &ccedil;ıkarak, &uuml;lkemize sahip &ccedil;ıkmanın &ouml;nemli bir vatanseverlik &ouml;rneğini g&ouml;steriyorlar. O y&uuml;zden l&uuml;tfen hi&ccedil; kimse, bu bahsettiğim siyasilerin kem s&ouml;zlerine aldanıp da bir diğerine kem s&ouml;z s&ouml;ylemesin. L&uuml;tfen kimse bir diğerine kem g&ouml;zle bakmasın. Hepimiz kardeşiz, partnerlerimiz farklı olabilir ama hepimizin soyadı T&uuml;rkiye Cumhuriyeti.ˮ</p><p>&Ouml;mer &Ccedil;elik, demokrasinin milletin ve devletin g&uuml;c&uuml; olduğunu hatırlatarak, ˮKurumları tehdit eden, insanları tehdit eden siyaset diline herhangi bir şekilde pirim vermeye gerek yok. Hepimiz topyek&uuml;n vatandaşımızın iradesine saygılıyız. Bu hukuki s&uuml;re&ccedil;ler de sonu&ccedil;lanacak. T&uuml;rkiyeʹnin her tarafında bug&uuml;n Ankaraʹda g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; gibi gayet sağlıklı, gayet olağan bir ge&ccedil;iş s&uuml;reci yaşandı. Kazanırsak biz aynı şekilde davranacağız itiraz ettiğimiz yerlerde. Eğer herhangi bir şekilde rakip adaylar kazandığında da bunlar gayet olağan bir şekilde karşılanacak. Milletimiz bize bu emri vermiştir, başımızın &uuml;st&uuml;nde yeri vardır diyeceğiz. T&uuml;rkiye, dirayetle y&ouml;netilmeye, basiretle y&ouml;netilmeye devam edecek.ˮ diye konuştu.</p><p>&Ouml;nemli olanın, karşılıklı olarak b&uuml;t&uuml;n partilerin tabanlarındaki vatandaşlarla birlikte nezaketi koruması olduğuna dikkati &ccedil;eken &Ccedil;elik, ˮBiz, sadece birbirine vatandaşlık bağıyla bağlı bir millet değiliz. Arada b&uuml;y&uuml;k bir duygudaşlık ve aynı zamanda da ge&ccedil;mişten gelen geleceğe y&uuml;r&uuml;yen b&uuml;y&uuml;k bir kaderdaşlık var. Duygudaşlıkla, kaderdaşlıkla, vatandaşlıkla birbirimize bağlıyız. Bu tehditler, bu yanlışlar bir kenara itilecek ve geleceğe hep beraber ilerlemeye devam edeceğiz.ˮ ifadelerini kullandı.</p><p>Muhabir: Enes Kaplan, Yeşim Sert Karaaslan</p><p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.