Altılı platform kalıcı barışın teminatı olabilir

SİYASET (AA) - Anadolu Ajansı | 18.12.2020 - 15:26, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Altılı platform kalıcı barışın teminatı olabilir

Türkiye ve Azerbaycan yetkililerinin son dönemlerde Ermenistan ile ilişkiler konusunda yaptıkları açıklamalar, sorunların kalıcı çözüme kavuşturulması, bölgesel işbirliği ve genel olarak bölgenin geleceği açısından umut veriyor.
<p>T&uuml;rkiye&nbsp;ve&nbsp;Azerbaycan&nbsp;yetkililerinin son d&ouml;nemlerde Ermenistan ile ilişkiler konusunda yaptıkları a&ccedil;ıklamalar, sorunların kalıcı &ccedil;&ouml;z&uuml;me kavuşturulması, b&ouml;lgesel işbirliği ve genel olarak b&ouml;lgenin geleceği a&ccedil;ısından umut veriyor. Tabii eğer Ermenistan kendisine de zarar veren saldırgan tutumundan vazge&ccedil;erek yapıcı bir tutum sergilemeye başlarsa...</p> <p>Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan&nbsp;Karabağ zaferi&nbsp;dolayısıyla d&uuml;zenlenen askeri t&ouml;rene katılmak &uuml;zere ger&ccedil;ekleştirdiği son Bak&uuml; ziyareti sırasında hem Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ile birlikte d&uuml;zenlediği basın toplantısında hem de askeri t&ouml;rende yaptığı konuşmada Ermenistan ile ilişkiler konusunda &ouml;nemli a&ccedil;ıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan b&ouml;lgede oluşması arzu edilen altılı platformun herkesin kazanacağı bir girişim olduğunu, Ermenistan&rsquo;ın da bu s&uuml;rece katılarak olumlu adımlar atmasının T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinde yeni bir sayfa a&ccedil;abileceğini ifade etti. T&uuml;rkiye&rsquo;nin kapılarını Ermenistan&rsquo;a kapatma gibi bir derdinin asla olmadığını, Ermenistan halkına kini bulunmadığını, barışın ve işbirliğinin m&uuml;mk&uuml;n olabileceğini, bunun i&ccedil;in Ermenistan&rsquo;ın saldırgan s&ouml;ylem ve politikalarından vazge&ccedil;mesi gerektiğini vurguladı.</p> <p>Hatırlanacağı &uuml;zere Erdoğan 2008 yılında da Kafkas İstikrar Paktı (Kafkas İstikrar ve İşbirliği Platformu) &ouml;nerisinde bulunmuş, Rusya, Azerbaycan ve G&uuml;rcistan&rsquo;ı ziyaret ederek girişimine destek aramıştı. Fakat Rusya ile G&uuml;rcistan arasındaki savaş sonrası gerginlik, T&uuml;rkiye-Rusya ilişkilerinin durumu, ABD başta olmak &uuml;zere Batılı &uuml;lkelerin bu girişime sıcak bakmaması ve T&uuml;rkiye&rsquo;nin bu g&uuml;nk&uuml;yle kıyaslandığında b&ouml;lgesel etkinliğinin daha zayıf olması nedeniyle bu girişim başarıyla sonu&ccedil;lanmamıştı. Konu ilk defa 18 Kasım 1999&rsquo;da d&ouml;nemin Cumhurbaşkanı S&uuml;leyman Demirel tarafından İstanbul&rsquo;daki Avrupa G&uuml;venlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) zirvesinde ortaya atılmış fakat arka planda kalmıştı.</p> <p>&nbsp;</p> <blockquote>&nbsp;</blockquote> <p>Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev&nbsp;de ortak basın toplantısında b&ouml;lgedeki &uuml;&ccedil;l&uuml; işbirliği formatlarını (T&uuml;rkiye-Azerbaycan-G&uuml;rcistan, Azerbaycan-Rusya-İran ve T&uuml;rkiye-Rusya-İran) &ouml;rnek g&ouml;stererek bu işbirliği formatlarını genel bir formata d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rmenin m&uuml;mk&uuml;n olduğundan bahsetti. Ayrıca Ermenistan&rsquo;ın son savaştan ders &ccedil;ıkarması ve geleceğe daha olumlu bakması halinde, onun da bu formatta yer alabileceğini &ouml;zel olarak vurguladı.</p> <p>T&uuml;rkiye Dışişleri Bakanı Mevl&uuml;t &Ccedil;avuşoğlu da yaptığı a&ccedil;ıklamalarda, T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinin geleceğine Azerbaycan ile birlikte karar vereceklerini, komşularına y&ouml;nelik toprak iddialarından vazge&ccedil;erse Ermenistan&rsquo;ın da işbirliğinin bir par&ccedil;ası olacağını, Ermenistan ve halkının bundan kazan&ccedil;lı &ccedil;ıkacağını ifade etti.</p> <h3>T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinin ge&ccedil;mişi</h3> <p>Aslında T&uuml;rkiye&rsquo;nin bu s&ouml;ylemi yeni değil. T&uuml;rkiye hen&uuml;z SSCB dağılmadan &ouml;nce, b&ouml;lgeyle ilgili olarak, Ermenistan&rsquo;ı da kapsayacak şekilde, işbirliği ortamının oluşturulması arzusunda olmuştu. Fakat uzun yıllardan beri Ermenistan toplumuna zerk edilen T&uuml;rkiye ve T&uuml;rk d&uuml;şmanlığının yanı sıra, Sovyetler Birliği&rsquo;nin dağılması sırasında vuku bulan Ermenistan&rsquo;ın Azerbaycan&rsquo;a y&ouml;nelik toprak talepleri ve daha sonraki işgalci saldırıları hem bu &uuml;lkenin i&ccedil;erisindeki gelişmelerin hem de dış politikasının belirleyici unsurları olmuştu ve kuşkusuz T&uuml;rkiye ile ilişkiler de bu s&uuml;re&ccedil;ten nasibini almıştı.</p> <p>T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinin ilk d&ouml;nemlerine baktığımız zaman, Ermenistan&rsquo;ın olumsuz tavırlarına rağmen, T&uuml;rkiye&rsquo;nin ilişkileri geliştirmeye y&ouml;nelik politikalarını g&ouml;rmekteyiz. Ermenistan Parlamentosu&rsquo;nun 23 Ağustos 1990&rsquo;da kabul ettiği Bağımsızlık Bildirgesi&rsquo;nin 11. maddesinde, T&uuml;rkiye&rsquo;nin Doğu Anadolu B&ouml;lgesi i&ccedil;in &ldquo;Batı Ermenistan&rdquo; ifadesine yer verilmiş, aynı zamanda s&ouml;zde &ldquo;Ermeni Soykırımı&rdquo;nın uluslararası alanda tanınması &ccedil;abaları vurgulanmıştı. Ermenistan anayasasının 13. maddesinin 2. paragrafında, devlet armasında Ağrı dağının da bulunduğu belirtilmektedir. Ermenistan, &ccedil;eşitli d&ouml;nemlerde ortaya attığı, T&uuml;rkiye ile Ermenistan arasındaki sınırı belirleyen 1921 tarihli Kars ve 1920 tarihli G&uuml;mr&uuml; antlaşmalarının y&uuml;r&uuml;rl&uuml;kte olmadığı iddiasını, son d&ouml;nemlerdeki gelişmelere rağmen, belirli &ouml;l&ccedil;&uuml;lerde halen savunmaktadır.</p> <p>&nbsp;</p> <blockquote>&nbsp;</blockquote> <p>Bu d&ouml;nemlerde zaman zaman s&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; iddialarını bir kenara bırakmanın ve T&uuml;rkiye ile ilişki geliştirmenin gerekliliğinden bahsedenler olmuşsa da, Ermenistan genelde saldırgan siyasetini s&uuml;rd&uuml;rmeye devam etmiştir. Bardağı taşıran damla ise Ermenistan&rsquo;ın Azerbaycan&rsquo;ın Kelbecer b&ouml;lgesini işgal etmesi ve sonrasında T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik toprak iddialarını resm&icirc; dilde ifade etmesi olmuştur. T&uuml;rkiye Nisan 1993 başlarında Azerbaycan&rsquo;a y&ouml;nelik işgal girişimlerini s&uuml;rd&uuml;ren Ermenistan&rsquo;ı uyarmış, Ermenistan&rsquo;ın işgalci tavrını s&uuml;rd&uuml;rmesi &uuml;zerine &ouml;nce kara sınırını ve daha sonra hava koridorunu kapatmıştır.</p> <h3>İlişkilerdeki sorunların nedenleri ve T&uuml;rkiye&rsquo;nin koşulları</h3> <p>T&uuml;rkiye Ermenistan ile ilişkilerini sınırları kapatma, u&ccedil;ak seferlerini iptal etme ve hava koridorunu kapatma şeklinde sınırlandırırken ilişkilerin geliştirilmesini şu koşullara bağlamıştır: Ermenistan&rsquo;daki &ldquo;soykırım&rdquo; saplantısı kalksın; Ermenistan T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik toprak talebinden vazge&ccedil;sin; Ermenistan tarafından işgal edilmiş Azerbaycan toprakları geri verilsin ve g&ouml;&ccedil;menlerin evlerine d&ouml;n&uuml;ş&uuml;ne m&uuml;saade edilsin; Azerbaycan&rsquo;ın diğer b&ouml;lgeleri ile Nah&ccedil;ıvan arasındaki koridor a&ccedil;ılsın.</p> <p>T&uuml;rkiye i&ccedil;in Ermenistan ile ilişkilerin olumsuzluğu bir hedef olmamış, bu nedenle de sonraki s&uuml;re&ccedil;te T&uuml;rkiye Ermenistan ile ilişkileri geliştirmek i&ccedil;in defalarca girişimlerde bulunmuş, fakat olumlu sonu&ccedil; alamamıştır. &Ouml;rneğin 1995&rsquo;te Ermenistan&rsquo;dan olumlu bir cevap gelir umuduyla İstanbul-Erivan arasında u&ccedil;ak seferlerine imk&acirc;n veren H-50 hava koridorunun a&ccedil;ılmasına izin verilmişti. Ermenistan&rsquo;ın buna karşılık attığı adımlar ise T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik daha sert tepkiler şeklinde olmuştu. Ermenistan hem uluslararası kuruluşlar ve yabancı devletler nezdinde T&uuml;rkiye&rsquo;yi su&ccedil;lamaya devam etmiş hem de PKK ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne destek vermiştir.</p> <p>Ermenistan&rsquo;ın T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik saldırgan tavrı resm&icirc; ve gayri resm&icirc; d&uuml;zeyde s&uuml;reklilik arz etmiştir. &Ouml;rneğin Ermenistan Devlet Başkanı Robert Ko&ccedil;aryan 6-8 Eyl&uuml;l 2000 tarihleri arasında New York&rsquo;ta ger&ccedil;ekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) Milenyum Zirvesi&rsquo;nde yaptığı konuşmasını, tamamen T&uuml;rkiye&rsquo;yi s&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; yapmakla ve bunu kabul etmemekle su&ccedil;lamak &uuml;zerine kurmuştu. Kasım 2004&rsquo;te ise &ouml;nce Ko&ccedil;aryan Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Josep Borrell&rsquo;e yazdığı mektupta T&uuml;rkiye&rsquo;nin &ldquo;soykırımı&rdquo; tanımamasının onun Avrupa Birliği (AB) &uuml;yeliğine engel teşkil ettiğini vurgulamış, ardından Ermenistan Dışişleri Bakanlığı s&ouml;zde &ldquo;soykırımın&rdquo; uluslararası alanda tanınması &ccedil;abalarının en &uuml;st d&uuml;zeyde s&uuml;receğini a&ccedil;ıklamıştı. 9 Aralık 2004&rsquo;te Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan&rsquo;ın AB&rsquo;yi T&uuml;rkiye&rsquo;ye daha fazla baskı yapmaya &ccedil;ağırması, konuya ilişkin başka bir &ouml;rnek teşkil etmişti. Ermenistan eski Devlet Başkanı Serj Sarkisyan&rsquo;ın hem başbakan olduğu sırada (&ouml;rneğin 23 Ekim 2007&rsquo;deki ABD ziyareti sırasında) hem devlet başkanlığı sırasında (&ouml;rneğin BM Genel Kurulu&rsquo;nda yaptığı konuşmalarda, Erivan&rsquo;da d&uuml;zenlenen resm&icirc; t&ouml;renlerde, basına yaptığı a&ccedil;ıklamalarda, yabancı &uuml;lkeleri ziyaretlerinde) s&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; iddialarının t&uuml;m d&uuml;nyada tanınması i&ccedil;in &ccedil;aba sarf edeceklerini a&ccedil;ıklamıştı. Erivan&rsquo;da her yıl 24 Nisan&rsquo;da d&uuml;zenlenen resm&icirc; t&ouml;renlerde T&uuml;rk bayrağı yakılmış, hatta T&uuml;rk bayrağı anma t&ouml;reninin ger&ccedil;ekleştirildiği yere serilerek t&ouml;rende bulunanların bayrağı ayakları altına almaları sağlanmıştır.</p> <h3>Protokoller s&uuml;reci</h3> <p>T&uuml;m bunlara rağmen, T&uuml;rkiye iyi ilişkilerden yana olması sebebiyle, yıllardır gizli y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml; Ermenistan ile diyalog (bazı Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden ve bilim insanlarından oluşan ortak komisyon) &ccedil;alışmalarına 2008 yılından itibaren farklı boyut kazandırmaya başlamış, 2008 yazından itibaren T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinde hızlı gelişmeler yaşanmıştı. En &ouml;nemli gelişmelerden biri Eyl&uuml;l 2008&rsquo;de eski Cumhurbaşkanı Abdullah G&uuml;l&rsquo;&uuml;n Azerbaycan&rsquo;da b&uuml;y&uuml;k tepkilere neden olan &ldquo;futbol diplomasisi&rdquo; &ccedil;er&ccedil;evesinde Erivan&rsquo;ı ziyareti olmuştu.</p> <p>Bu d&ouml;nemde Cumhurbaşkanı G&uuml;l&rsquo;&uuml;n ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu&rsquo;nun Ermenistan ile ilişkiler konusundaki tutumu nedeniyle Azerbaycan-T&uuml;rkiye ilişkilerinde olumsuz bazı gelişmeler yaşanma ihtimali varken, d&ouml;nemin Başbakanı Erdoğan&rsquo;ın bu konudaki sıkıntıları gidermek &uuml;zere ger&ccedil;ekleştirdiği Azerbaycan ziyareti ve Azerbaycan parlamentosunda yaptığı konuşma Azerbaycan&rsquo;ı rahatlatmıştı.</p> <p>Yine de 10 Ekim 2009&rsquo;da T&uuml;rkiye ile Ermenistan arasında daha &ouml;nce paraf edilmiş olan protokoller b&uuml;y&uuml;k bir t&ouml;renle İsvi&ccedil;re&rsquo;de imzalanmıştı. Fakat daha sonra protokoller konusunda olumlu bir gelişme yaşanmamış, her iki tarafta da olumlu tablodan ziyade karşılıklı su&ccedil;layıcı beyanlar daha &ccedil;ok dikkat &ccedil;ekmişti. Hatta T&uuml;rkiye-Ermenistan protokol&uuml;n&uuml;n imzalandığı g&uuml;n erken saatlerde Dışişleri Bakan Yardımcısı Şavarş Ko&ccedil;aryan&rsquo;ın mevcut T&uuml;rkiye-Ermenistan sınırının &quot;soykırım&quot; sonucunda oluştuğunu &ouml;ne s&uuml;rmesi ve &quot;şartlar değiştiği takdirde var olan sınırın yeniden sorgulanabileceğini&quot; a&ccedil;ıklaması, Ermenistan&rsquo;da konuya bakışın &ccedil;ok değişmediğinin g&ouml;stergelerinden olmuştu. Bu s&uuml;re&ccedil;te de AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 20 Ekim 2009 tarihinde AK Parti TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, h&uuml;k&uuml;metin ve şahsının, Azerbaycan Milli Meclisi&rsquo;nde yaptığı konuşmanın arkasında olduğunu vurgulayarak &ldquo;Herkes şundan emin olsun: Biz Azerbaycan bayrağını T&uuml;rk bayrağı gibi, Azerbaycan topraklarını, T&uuml;rkiye toprakları gibi aziz ve kutsal bildik, yine &ouml;yle biliriz. Bak&uuml;&rsquo;de yatan şehitlerimiz, bunun şanlı şahitleridir&rdquo; demek suretiyle Azerbaycan&rsquo;a g&uuml;vence vermiş ve Azerbaycan-T&uuml;rkiye ilişkilerinde fitne peşinde olanlara fırsat vermemişti.</p> <p>Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan 22 Nisan 2010 tarihinde yaptığı televizyon konuşması ile protokollerin onay s&uuml;recinin dondurulduğunu a&ccedil;ıklamıştı. 16 Şubat 2015 tarihinde ise Sarkisyan&rsquo;ın protokolleri Ermenistan parlamentosundan geri &ccedil;ektiği a&ccedil;ıklanmıştı.</p> <p>Sonraki yıllarda T&uuml;rkiye Azerbaycan&rsquo;ın toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;ne desteğini daha g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir bi&ccedil;imde ifade etmiş, T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinin gelişmesi i&ccedil;in Ermenistan&rsquo;ın uluslararası hukuka uygun davranması gerektiğini vurgulamıştır.</p> <blockquote>&nbsp;</blockquote> <h3>İlişkilerin geleceği</h3> <p>T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerindeki mevcut durumun (sınır kapılarının kapalı olmasının) sorumlusu T&uuml;rkiye değildir. Yukarıda anlatıldığı &uuml;zere, T&uuml;rkiye Ermenistan&rsquo;ın bağımsızlığını ilk tanıyan &uuml;lkelerden birisi olmasına rağmen Ermenistan&rsquo;dan olumlu karşılık bulmamış, tam aksine, Ermenistan&rsquo;ın toprak iddiaları ve s&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; su&ccedil;lamalarıyla karşılaşmıştır. T&uuml;rkiye aleyhtarı bu faaliyetler hem Ermenistan yetkilileri hem Ermenistan&rsquo;daki siyasi partiler ve sivil toplum &ouml;rg&uuml;tleri hem de Ermeni lobisi tarafından y&uuml;r&uuml;t&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.</p> <p>S&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; iddialarının ortaya &ccedil;ıkışını, tarihsel gelişimini, g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde h&acirc;l&acirc; nasıl baskı aracı olarak kullanılmaya &ccedil;alışıldığını araştıran herkes, b&ouml;lgeyle ilgili emperyalist &ccedil;ıkarları bulunan &uuml;lkelerin, lobinin ve Ermenistan&rsquo;daki siyasal g&uuml;&ccedil;lerin bu konu &uuml;zerinden Ermeni toplumunu nasıl esir aldıklarını iyi bilmektedir.</p> <p>Ermenistan genel anlamda komşularına y&ouml;nelik saldırgan politikasını değiştirmeden ve komşularının toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;klerine saygı g&ouml;stermeden, T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerini geliştirme girişimlerinin başarısız olacağı a&ccedil;ıktır ve nitekim başarısız olmuştur. Ermenistan&rsquo;ın bu yanlış politikaları sadece T&uuml;rkiye ile ilişkiler konusunda değil, genel anlamda bir başarısızlık, &ldquo;başarısız devlet&rdquo; modeli doğurmaktadır.</p> <p>İlişkilerin gelişmesi ancak Ermenistan&rsquo;ın uluslararası hukuka ve iyi komşuluk ilişkilerinin ruhuna uygun davranması halinde s&ouml;z konusu olabilir. Ermenistan&rsquo;ın bunu yapmadan, Batılı &uuml;lkelerin desteğiyle T&uuml;rkiye &uuml;zerinde baskı kurma girişimleri daha &ouml;nce defalarca denenmiş ve sonu&ccedil;suz kalmıştır.</p> <p>İlişkilerin geleceği i&ccedil;in, Ermenistan&rsquo;ın komşularına y&ouml;nelik t&uuml;m toprak iddialarından mutlaka vazge&ccedil;mesi, T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik saldırgan s&ouml;ylemlerini terk etmesi, resm&icirc; belgelerinde T&uuml;rkiye&rsquo;nin toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; hi&ccedil;e sayma girişimleri olarak nitelendirilebilecek ifadeleri değiştirmesi gerekmektedir. Hi&ccedil; kuşkusuz, bunlar yapılınca, Ermenistan da dahil olmak &uuml;zere b&ouml;lge &uuml;lkeleri arasında işbirliği g&uuml;&ccedil;lendirilebilir, Kafkasya bir barış, istikrar, refah b&ouml;lgesine d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lebilir. Aksi takdirde, T&uuml;rkiye ve Azerbaycan yıllardır geliştirdikleri projeleri s&uuml;rd&uuml;rmeye ve bunlara yenilerini eklemeye devam eder. Kaybeden ise sadece bu projelerin dışında kalarak kendisini hapseden, s&ouml;ylem ve adımlarıyla sadece b&ouml;lge dışı g&uuml;&ccedil;lerin b&ouml;lgedeki emperyalist politikalarına yardımcı olan Ermenistan olur.</p> <p>[Azerbaycan Devlet G&uuml;mr&uuml;k Akademisi Daire Başkanı olan Araz Aslanlı aynı zamanda Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM) Başkanıdır]</p>
Türkiye ve Azerbaycan yetkililerinin son dönemlerde Ermenistan ile ilişkiler konusunda yaptıkları açıklamalar, sorunların kalıcı çözüme kavuşturulması, bölgesel işbirliği ve genel olarak bölgenin geleceği açısından umut veriyor.
<p>T&uuml;rkiye&nbsp;ve&nbsp;Azerbaycan&nbsp;yetkililerinin son d&ouml;nemlerde Ermenistan ile ilişkiler konusunda yaptıkları a&ccedil;ıklamalar, sorunların kalıcı &ccedil;&ouml;z&uuml;me kavuşturulması, b&ouml;lgesel işbirliği ve genel olarak b&ouml;lgenin geleceği a&ccedil;ısından umut veriyor. Tabii eğer Ermenistan kendisine de zarar veren saldırgan tutumundan vazge&ccedil;erek yapıcı bir tutum sergilemeye başlarsa...</p> <p>Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan&nbsp;Karabağ zaferi&nbsp;dolayısıyla d&uuml;zenlenen askeri t&ouml;rene katılmak &uuml;zere ger&ccedil;ekleştirdiği son Bak&uuml; ziyareti sırasında hem Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ile birlikte d&uuml;zenlediği basın toplantısında hem de askeri t&ouml;rende yaptığı konuşmada Ermenistan ile ilişkiler konusunda &ouml;nemli a&ccedil;ıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan b&ouml;lgede oluşması arzu edilen altılı platformun herkesin kazanacağı bir girişim olduğunu, Ermenistan&rsquo;ın da bu s&uuml;rece katılarak olumlu adımlar atmasının T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinde yeni bir sayfa a&ccedil;abileceğini ifade etti. T&uuml;rkiye&rsquo;nin kapılarını Ermenistan&rsquo;a kapatma gibi bir derdinin asla olmadığını, Ermenistan halkına kini bulunmadığını, barışın ve işbirliğinin m&uuml;mk&uuml;n olabileceğini, bunun i&ccedil;in Ermenistan&rsquo;ın saldırgan s&ouml;ylem ve politikalarından vazge&ccedil;mesi gerektiğini vurguladı.</p> <p>Hatırlanacağı &uuml;zere Erdoğan 2008 yılında da Kafkas İstikrar Paktı (Kafkas İstikrar ve İşbirliği Platformu) &ouml;nerisinde bulunmuş, Rusya, Azerbaycan ve G&uuml;rcistan&rsquo;ı ziyaret ederek girişimine destek aramıştı. Fakat Rusya ile G&uuml;rcistan arasındaki savaş sonrası gerginlik, T&uuml;rkiye-Rusya ilişkilerinin durumu, ABD başta olmak &uuml;zere Batılı &uuml;lkelerin bu girişime sıcak bakmaması ve T&uuml;rkiye&rsquo;nin bu g&uuml;nk&uuml;yle kıyaslandığında b&ouml;lgesel etkinliğinin daha zayıf olması nedeniyle bu girişim başarıyla sonu&ccedil;lanmamıştı. Konu ilk defa 18 Kasım 1999&rsquo;da d&ouml;nemin Cumhurbaşkanı S&uuml;leyman Demirel tarafından İstanbul&rsquo;daki Avrupa G&uuml;venlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) zirvesinde ortaya atılmış fakat arka planda kalmıştı.</p> <p>&nbsp;</p> <blockquote>&nbsp;</blockquote> <p>Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev&nbsp;de ortak basın toplantısında b&ouml;lgedeki &uuml;&ccedil;l&uuml; işbirliği formatlarını (T&uuml;rkiye-Azerbaycan-G&uuml;rcistan, Azerbaycan-Rusya-İran ve T&uuml;rkiye-Rusya-İran) &ouml;rnek g&ouml;stererek bu işbirliği formatlarını genel bir formata d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rmenin m&uuml;mk&uuml;n olduğundan bahsetti. Ayrıca Ermenistan&rsquo;ın son savaştan ders &ccedil;ıkarması ve geleceğe daha olumlu bakması halinde, onun da bu formatta yer alabileceğini &ouml;zel olarak vurguladı.</p> <p>T&uuml;rkiye Dışişleri Bakanı Mevl&uuml;t &Ccedil;avuşoğlu da yaptığı a&ccedil;ıklamalarda, T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinin geleceğine Azerbaycan ile birlikte karar vereceklerini, komşularına y&ouml;nelik toprak iddialarından vazge&ccedil;erse Ermenistan&rsquo;ın da işbirliğinin bir par&ccedil;ası olacağını, Ermenistan ve halkının bundan kazan&ccedil;lı &ccedil;ıkacağını ifade etti.</p> <h3>T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinin ge&ccedil;mişi</h3> <p>Aslında T&uuml;rkiye&rsquo;nin bu s&ouml;ylemi yeni değil. T&uuml;rkiye hen&uuml;z SSCB dağılmadan &ouml;nce, b&ouml;lgeyle ilgili olarak, Ermenistan&rsquo;ı da kapsayacak şekilde, işbirliği ortamının oluşturulması arzusunda olmuştu. Fakat uzun yıllardan beri Ermenistan toplumuna zerk edilen T&uuml;rkiye ve T&uuml;rk d&uuml;şmanlığının yanı sıra, Sovyetler Birliği&rsquo;nin dağılması sırasında vuku bulan Ermenistan&rsquo;ın Azerbaycan&rsquo;a y&ouml;nelik toprak talepleri ve daha sonraki işgalci saldırıları hem bu &uuml;lkenin i&ccedil;erisindeki gelişmelerin hem de dış politikasının belirleyici unsurları olmuştu ve kuşkusuz T&uuml;rkiye ile ilişkiler de bu s&uuml;re&ccedil;ten nasibini almıştı.</p> <p>T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinin ilk d&ouml;nemlerine baktığımız zaman, Ermenistan&rsquo;ın olumsuz tavırlarına rağmen, T&uuml;rkiye&rsquo;nin ilişkileri geliştirmeye y&ouml;nelik politikalarını g&ouml;rmekteyiz. Ermenistan Parlamentosu&rsquo;nun 23 Ağustos 1990&rsquo;da kabul ettiği Bağımsızlık Bildirgesi&rsquo;nin 11. maddesinde, T&uuml;rkiye&rsquo;nin Doğu Anadolu B&ouml;lgesi i&ccedil;in &ldquo;Batı Ermenistan&rdquo; ifadesine yer verilmiş, aynı zamanda s&ouml;zde &ldquo;Ermeni Soykırımı&rdquo;nın uluslararası alanda tanınması &ccedil;abaları vurgulanmıştı. Ermenistan anayasasının 13. maddesinin 2. paragrafında, devlet armasında Ağrı dağının da bulunduğu belirtilmektedir. Ermenistan, &ccedil;eşitli d&ouml;nemlerde ortaya attığı, T&uuml;rkiye ile Ermenistan arasındaki sınırı belirleyen 1921 tarihli Kars ve 1920 tarihli G&uuml;mr&uuml; antlaşmalarının y&uuml;r&uuml;rl&uuml;kte olmadığı iddiasını, son d&ouml;nemlerdeki gelişmelere rağmen, belirli &ouml;l&ccedil;&uuml;lerde halen savunmaktadır.</p> <p>&nbsp;</p> <blockquote>&nbsp;</blockquote> <p>Bu d&ouml;nemlerde zaman zaman s&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; iddialarını bir kenara bırakmanın ve T&uuml;rkiye ile ilişki geliştirmenin gerekliliğinden bahsedenler olmuşsa da, Ermenistan genelde saldırgan siyasetini s&uuml;rd&uuml;rmeye devam etmiştir. Bardağı taşıran damla ise Ermenistan&rsquo;ın Azerbaycan&rsquo;ın Kelbecer b&ouml;lgesini işgal etmesi ve sonrasında T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik toprak iddialarını resm&icirc; dilde ifade etmesi olmuştur. T&uuml;rkiye Nisan 1993 başlarında Azerbaycan&rsquo;a y&ouml;nelik işgal girişimlerini s&uuml;rd&uuml;ren Ermenistan&rsquo;ı uyarmış, Ermenistan&rsquo;ın işgalci tavrını s&uuml;rd&uuml;rmesi &uuml;zerine &ouml;nce kara sınırını ve daha sonra hava koridorunu kapatmıştır.</p> <h3>İlişkilerdeki sorunların nedenleri ve T&uuml;rkiye&rsquo;nin koşulları</h3> <p>T&uuml;rkiye Ermenistan ile ilişkilerini sınırları kapatma, u&ccedil;ak seferlerini iptal etme ve hava koridorunu kapatma şeklinde sınırlandırırken ilişkilerin geliştirilmesini şu koşullara bağlamıştır: Ermenistan&rsquo;daki &ldquo;soykırım&rdquo; saplantısı kalksın; Ermenistan T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik toprak talebinden vazge&ccedil;sin; Ermenistan tarafından işgal edilmiş Azerbaycan toprakları geri verilsin ve g&ouml;&ccedil;menlerin evlerine d&ouml;n&uuml;ş&uuml;ne m&uuml;saade edilsin; Azerbaycan&rsquo;ın diğer b&ouml;lgeleri ile Nah&ccedil;ıvan arasındaki koridor a&ccedil;ılsın.</p> <p>T&uuml;rkiye i&ccedil;in Ermenistan ile ilişkilerin olumsuzluğu bir hedef olmamış, bu nedenle de sonraki s&uuml;re&ccedil;te T&uuml;rkiye Ermenistan ile ilişkileri geliştirmek i&ccedil;in defalarca girişimlerde bulunmuş, fakat olumlu sonu&ccedil; alamamıştır. &Ouml;rneğin 1995&rsquo;te Ermenistan&rsquo;dan olumlu bir cevap gelir umuduyla İstanbul-Erivan arasında u&ccedil;ak seferlerine imk&acirc;n veren H-50 hava koridorunun a&ccedil;ılmasına izin verilmişti. Ermenistan&rsquo;ın buna karşılık attığı adımlar ise T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik daha sert tepkiler şeklinde olmuştu. Ermenistan hem uluslararası kuruluşlar ve yabancı devletler nezdinde T&uuml;rkiye&rsquo;yi su&ccedil;lamaya devam etmiş hem de PKK ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne destek vermiştir.</p> <p>Ermenistan&rsquo;ın T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik saldırgan tavrı resm&icirc; ve gayri resm&icirc; d&uuml;zeyde s&uuml;reklilik arz etmiştir. &Ouml;rneğin Ermenistan Devlet Başkanı Robert Ko&ccedil;aryan 6-8 Eyl&uuml;l 2000 tarihleri arasında New York&rsquo;ta ger&ccedil;ekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) Milenyum Zirvesi&rsquo;nde yaptığı konuşmasını, tamamen T&uuml;rkiye&rsquo;yi s&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; yapmakla ve bunu kabul etmemekle su&ccedil;lamak &uuml;zerine kurmuştu. Kasım 2004&rsquo;te ise &ouml;nce Ko&ccedil;aryan Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Josep Borrell&rsquo;e yazdığı mektupta T&uuml;rkiye&rsquo;nin &ldquo;soykırımı&rdquo; tanımamasının onun Avrupa Birliği (AB) &uuml;yeliğine engel teşkil ettiğini vurgulamış, ardından Ermenistan Dışişleri Bakanlığı s&ouml;zde &ldquo;soykırımın&rdquo; uluslararası alanda tanınması &ccedil;abalarının en &uuml;st d&uuml;zeyde s&uuml;receğini a&ccedil;ıklamıştı. 9 Aralık 2004&rsquo;te Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan&rsquo;ın AB&rsquo;yi T&uuml;rkiye&rsquo;ye daha fazla baskı yapmaya &ccedil;ağırması, konuya ilişkin başka bir &ouml;rnek teşkil etmişti. Ermenistan eski Devlet Başkanı Serj Sarkisyan&rsquo;ın hem başbakan olduğu sırada (&ouml;rneğin 23 Ekim 2007&rsquo;deki ABD ziyareti sırasında) hem devlet başkanlığı sırasında (&ouml;rneğin BM Genel Kurulu&rsquo;nda yaptığı konuşmalarda, Erivan&rsquo;da d&uuml;zenlenen resm&icirc; t&ouml;renlerde, basına yaptığı a&ccedil;ıklamalarda, yabancı &uuml;lkeleri ziyaretlerinde) s&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; iddialarının t&uuml;m d&uuml;nyada tanınması i&ccedil;in &ccedil;aba sarf edeceklerini a&ccedil;ıklamıştı. Erivan&rsquo;da her yıl 24 Nisan&rsquo;da d&uuml;zenlenen resm&icirc; t&ouml;renlerde T&uuml;rk bayrağı yakılmış, hatta T&uuml;rk bayrağı anma t&ouml;reninin ger&ccedil;ekleştirildiği yere serilerek t&ouml;rende bulunanların bayrağı ayakları altına almaları sağlanmıştır.</p> <h3>Protokoller s&uuml;reci</h3> <p>T&uuml;m bunlara rağmen, T&uuml;rkiye iyi ilişkilerden yana olması sebebiyle, yıllardır gizli y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml; Ermenistan ile diyalog (bazı Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden ve bilim insanlarından oluşan ortak komisyon) &ccedil;alışmalarına 2008 yılından itibaren farklı boyut kazandırmaya başlamış, 2008 yazından itibaren T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinde hızlı gelişmeler yaşanmıştı. En &ouml;nemli gelişmelerden biri Eyl&uuml;l 2008&rsquo;de eski Cumhurbaşkanı Abdullah G&uuml;l&rsquo;&uuml;n Azerbaycan&rsquo;da b&uuml;y&uuml;k tepkilere neden olan &ldquo;futbol diplomasisi&rdquo; &ccedil;er&ccedil;evesinde Erivan&rsquo;ı ziyareti olmuştu.</p> <p>Bu d&ouml;nemde Cumhurbaşkanı G&uuml;l&rsquo;&uuml;n ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu&rsquo;nun Ermenistan ile ilişkiler konusundaki tutumu nedeniyle Azerbaycan-T&uuml;rkiye ilişkilerinde olumsuz bazı gelişmeler yaşanma ihtimali varken, d&ouml;nemin Başbakanı Erdoğan&rsquo;ın bu konudaki sıkıntıları gidermek &uuml;zere ger&ccedil;ekleştirdiği Azerbaycan ziyareti ve Azerbaycan parlamentosunda yaptığı konuşma Azerbaycan&rsquo;ı rahatlatmıştı.</p> <p>Yine de 10 Ekim 2009&rsquo;da T&uuml;rkiye ile Ermenistan arasında daha &ouml;nce paraf edilmiş olan protokoller b&uuml;y&uuml;k bir t&ouml;renle İsvi&ccedil;re&rsquo;de imzalanmıştı. Fakat daha sonra protokoller konusunda olumlu bir gelişme yaşanmamış, her iki tarafta da olumlu tablodan ziyade karşılıklı su&ccedil;layıcı beyanlar daha &ccedil;ok dikkat &ccedil;ekmişti. Hatta T&uuml;rkiye-Ermenistan protokol&uuml;n&uuml;n imzalandığı g&uuml;n erken saatlerde Dışişleri Bakan Yardımcısı Şavarş Ko&ccedil;aryan&rsquo;ın mevcut T&uuml;rkiye-Ermenistan sınırının &quot;soykırım&quot; sonucunda oluştuğunu &ouml;ne s&uuml;rmesi ve &quot;şartlar değiştiği takdirde var olan sınırın yeniden sorgulanabileceğini&quot; a&ccedil;ıklaması, Ermenistan&rsquo;da konuya bakışın &ccedil;ok değişmediğinin g&ouml;stergelerinden olmuştu. Bu s&uuml;re&ccedil;te de AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 20 Ekim 2009 tarihinde AK Parti TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, h&uuml;k&uuml;metin ve şahsının, Azerbaycan Milli Meclisi&rsquo;nde yaptığı konuşmanın arkasında olduğunu vurgulayarak &ldquo;Herkes şundan emin olsun: Biz Azerbaycan bayrağını T&uuml;rk bayrağı gibi, Azerbaycan topraklarını, T&uuml;rkiye toprakları gibi aziz ve kutsal bildik, yine &ouml;yle biliriz. Bak&uuml;&rsquo;de yatan şehitlerimiz, bunun şanlı şahitleridir&rdquo; demek suretiyle Azerbaycan&rsquo;a g&uuml;vence vermiş ve Azerbaycan-T&uuml;rkiye ilişkilerinde fitne peşinde olanlara fırsat vermemişti.</p> <p>Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan 22 Nisan 2010 tarihinde yaptığı televizyon konuşması ile protokollerin onay s&uuml;recinin dondurulduğunu a&ccedil;ıklamıştı. 16 Şubat 2015 tarihinde ise Sarkisyan&rsquo;ın protokolleri Ermenistan parlamentosundan geri &ccedil;ektiği a&ccedil;ıklanmıştı.</p> <p>Sonraki yıllarda T&uuml;rkiye Azerbaycan&rsquo;ın toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;ne desteğini daha g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir bi&ccedil;imde ifade etmiş, T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinin gelişmesi i&ccedil;in Ermenistan&rsquo;ın uluslararası hukuka uygun davranması gerektiğini vurgulamıştır.</p> <blockquote>&nbsp;</blockquote> <h3>İlişkilerin geleceği</h3> <p>T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerindeki mevcut durumun (sınır kapılarının kapalı olmasının) sorumlusu T&uuml;rkiye değildir. Yukarıda anlatıldığı &uuml;zere, T&uuml;rkiye Ermenistan&rsquo;ın bağımsızlığını ilk tanıyan &uuml;lkelerden birisi olmasına rağmen Ermenistan&rsquo;dan olumlu karşılık bulmamış, tam aksine, Ermenistan&rsquo;ın toprak iddiaları ve s&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; su&ccedil;lamalarıyla karşılaşmıştır. T&uuml;rkiye aleyhtarı bu faaliyetler hem Ermenistan yetkilileri hem Ermenistan&rsquo;daki siyasi partiler ve sivil toplum &ouml;rg&uuml;tleri hem de Ermeni lobisi tarafından y&uuml;r&uuml;t&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.</p> <p>S&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; iddialarının ortaya &ccedil;ıkışını, tarihsel gelişimini, g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde h&acirc;l&acirc; nasıl baskı aracı olarak kullanılmaya &ccedil;alışıldığını araştıran herkes, b&ouml;lgeyle ilgili emperyalist &ccedil;ıkarları bulunan &uuml;lkelerin, lobinin ve Ermenistan&rsquo;daki siyasal g&uuml;&ccedil;lerin bu konu &uuml;zerinden Ermeni toplumunu nasıl esir aldıklarını iyi bilmektedir.</p> <p>Ermenistan genel anlamda komşularına y&ouml;nelik saldırgan politikasını değiştirmeden ve komşularının toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;klerine saygı g&ouml;stermeden, T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerini geliştirme girişimlerinin başarısız olacağı a&ccedil;ıktır ve nitekim başarısız olmuştur. Ermenistan&rsquo;ın bu yanlış politikaları sadece T&uuml;rkiye ile ilişkiler konusunda değil, genel anlamda bir başarısızlık, &ldquo;başarısız devlet&rdquo; modeli doğurmaktadır.</p> <p>İlişkilerin gelişmesi ancak Ermenistan&rsquo;ın uluslararası hukuka ve iyi komşuluk ilişkilerinin ruhuna uygun davranması halinde s&ouml;z konusu olabilir. Ermenistan&rsquo;ın bunu yapmadan, Batılı &uuml;lkelerin desteğiyle T&uuml;rkiye &uuml;zerinde baskı kurma girişimleri daha &ouml;nce defalarca denenmiş ve sonu&ccedil;suz kalmıştır.</p> <p>İlişkilerin geleceği i&ccedil;in, Ermenistan&rsquo;ın komşularına y&ouml;nelik t&uuml;m toprak iddialarından mutlaka vazge&ccedil;mesi, T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik saldırgan s&ouml;ylemlerini terk etmesi, resm&icirc; belgelerinde T&uuml;rkiye&rsquo;nin toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; hi&ccedil;e sayma girişimleri olarak nitelendirilebilecek ifadeleri değiştirmesi gerekmektedir. Hi&ccedil; kuşkusuz, bunlar yapılınca, Ermenistan da dahil olmak &uuml;zere b&ouml;lge &uuml;lkeleri arasında işbirliği g&uuml;&ccedil;lendirilebilir, Kafkasya bir barış, istikrar, refah b&ouml;lgesine d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lebilir. Aksi takdirde, T&uuml;rkiye ve Azerbaycan yıllardır geliştirdikleri projeleri s&uuml;rd&uuml;rmeye ve bunlara yenilerini eklemeye devam eder. Kaybeden ise sadece bu projelerin dışında kalarak kendisini hapseden, s&ouml;ylem ve adımlarıyla sadece b&ouml;lge dışı g&uuml;&ccedil;lerin b&ouml;lgedeki emperyalist politikalarına yardımcı olan Ermenistan olur.</p> <p>[Azerbaycan Devlet G&uuml;mr&uuml;k Akademisi Daire Başkanı olan Araz Aslanlı aynı zamanda Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM) Başkanıdır]</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.