Anadoluʹnun gizli ʹDNAʹ hazinesini bulacak ilk laboratuvar

ASAYİŞ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 19.04.2019 - 20:32, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:58
 

Anadoluʹnun gizli ʹDNAʹ hazinesini bulacak ilk laboratuvar

Anadoluʹda son 10-15 bin yıldaki uygarlıklardan kalma mumyalaşmış insan kalıntılarının DNA analizlerini yaparak geçmiş dönemlere ışık tutacak ˮAntik DNA Laboratuvarıˮ Hacettepe Üniversitesi bünyesinde açılacak.
<p>ANKARA (AA) - Anadoluʹda son 10-15 bin yıldaki uygarlıklara ait mumyalaşmış insan kalıntılarının bilimsel analizlerini yaparak gizli kalmış ˮDNAˮ hazinelerini ortaya &ccedil;ıkaracak T&uuml;rkiyeʹnin ilk ˮAntik DNA laboratuvarıˮ 19 Nisan Cuma g&uuml;n&uuml; Hacettepe &Uuml;niversitesi (H&Uuml;) b&uuml;nyesinde a&ccedil;ılacak.</p><p>T&uuml;rkiyeʹde bir ilk olacak H&Uuml; Molek&uuml;ler Antropoloji Laboratuvarıʹnda, hayvan DNAʹları &ccedil;ıkarılacak, uygarlıkların kalıtsal ve bakteriyel hastalıkları incelenecek. </p><p>H&Uuml; Edebiyat Fak&uuml;ltesi Antropoloji B&ouml;l&uuml;m&uuml; Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal, AA muhabirine yaptığı a&ccedil;ıklamada, t&uuml;m canlıların bir genetik materyale sahip olduğunu belirtti.</p><p>Bunun, Deoksiribo N&uuml;kleik Asit olarak (DNA) diye isimlendirildiğini ve canlının kalıtımsal ve bir sonraki nesle aktarılacak bilgilerini i&ccedil;eren &ouml;nemli bir yapı taşı olduğunu vurgulayan Erdal, her t&uuml;re ait DNA yapısının birbirinden farklılık taşıdığının altını &ccedil;izdi. </p>ˮBu laboratuvar, T&uuml;rkiyeʹde bir ilkˮ<p>Erdal, Edebiyat Fak&uuml;ltesi Antropoloji B&ouml;l&uuml;m&uuml;ʹnde bulunan Hacettepe &Uuml;niversitesi İskelet Biyolojisi Laboratuvarıʹnın, 1990ʹlı yıllardan bu yana, T&uuml;rkiyeʹnin her b&ouml;lgesinden koleksiyonuna dahil ettiği yaklaşık 12 bin insan iskeleti ile d&uuml;nyada en &ouml;nemli laboratuvarlar arasında yer aldığını s&ouml;yledi.</p><p>Erdal, son 10 yılda y&uuml;r&uuml;t&uuml;len ˮDNAʹnın yeni dizilenmesiˮ &ccedil;alışmalarının, eski toplumlara ilişkin antik DNAʹların da daha iyi bir şekilde okunmasını sağladığını anlattı. </p><p>Antik DNA analizlerinin yapılarak ge&ccedil;miş d&ouml;nemlere ışık tutacak d&uuml;nyanın sayılı laboratuvarlarından birinin Hacettepe &Uuml;niversitesi b&uuml;nyesinde yarın Rekt&ouml;r Prof. Dr. Haluk &Ouml;zen tarafından a&ccedil;ılacağını bildiren Erdal, ˮH&Uuml; Molek&uuml;ler Antropoloji Laboratuvarı (Antik DNA Laboratuvarı- HUMAN_G) T&uuml;rkiyeʹde bir ilk olacak.ˮ dedi. </p><p>Laboratuvar binasının, genetik hazinenin taşındığı DNAʹlara iyi bir koruma sağlamak i&ccedil;in &ouml;zel tasarlandığını belirten Erdal, ˮToprakta yaşayan bakteriler, mantarlar, maya gibi canlıların kemiklere bulaşması nedeniyle antik kalıntılarda DNA analizleri, ancak &ouml;zel DNA laboratuvarlarında yapılabiliyor. Bu t&uuml;r araştırmaları d&uuml;nyada da yapabilen merkez sayısı, bir insanın parmaklarını ge&ccedil;meyecek kadar az. Bu nedenle bu laboratuvara &uuml;lkemizin sahip olması, Anadoluʹnun gizli DNA hazinesinin ortaya &ccedil;ıkarılması i&ccedil;in &ccedil;ok &ccedil;ok &ouml;nemli.ˮ değerlendirmesinde bulundu. </p>ˮMumyalaşmış insan kalıntıları analiz edilecekˮ<p>Prof. Dr. Erdal, laboratuvarda &ouml;ncelikle ge&ccedil;miş d&ouml;nemde yaşamış insanların kemikleşmiş ya da mumyalaşmış kalıntılarının, son teknolojinin kullanıldığı DNA analizleri ile bilimsel olarak ele alınacağını belirtti.</p><p>Erdal, bu y&ouml;ntemi anlatırken şu ifadeleri kullandı:</p><p>ˮAntropolojik kazılarda elde edilen iskelet ve kalıntılar, &ouml;zel bir şekilde temizlendikten sonra par&ccedil;alanmış kemikler olabildiğince b&uuml;t&uuml;n hale getiriliyor. Laboratuvarda son teknoloji DNA dizilimi y&ouml;ntemini kullanarak incelemelerde araştırılacak kemiği belirliyoruz. Bu kemikten alınan bir kesitin i&ccedil;inden &ccedil;ıkarılan tozu &ouml;ğ&uuml;terek un haline getiriyoruz ve kimyasal işlemlerin ardından DNAʹsına ulaşıyoruz. Bu aşamadan sonra DNA dizilimini yaparak, bilimsel verileri analiz ediyoruz.ˮ</p><p>İskelet kalıntılarında g&ouml;m&uuml;l&uuml; kalmış h&uuml;crelerin a&ccedil;ığa &ccedil;ıkartılarak genetik yapılarını taşıyan DNAʹlarına ulaşılacağını, birey ve toplulukların genetik yapılarının aydınlatılacağını vurgulayan Erdal, ˮB&ouml;ylece, son 10-15 bin yıldır Anadolu ve &ccedil;evresinde yaşamış insan toplulukları ve uygarlıklar, onların tarihleri, birbirleri ile olan ilişkileri, g&ouml;&ccedil;ler, k&uuml;lt&uuml;rel yayılma yolları, uygarlıkların doğuşu, yayılışı ve yıkılışı gibi s&uuml;re&ccedil;ler, DNA analizleri ile aydınlatılacak.ˮ diye konuştu. </p><p>Laboratuvarda, Neolitik, Kalkolitik, Tun&ccedil; &Ccedil;ağı d&ouml;nemleri ile Hititler, Frigler, Bizanslılar d&ouml;nemlerinin de inceleneceğine işaret eden Erdal, ˮ&Ouml;rneğin, ʹHititler Anadoluʹnun yerlisi mi yabancısı mıydıʹ ya da ʹFriglerin Anadoluʹdaki insan toplumları &uuml;zerindeki genetik etkisi ne olduʹ gibi bir&ccedil;ok soru, genetik incelemelerle &ccedil;&ouml;z&uuml;lecek. T&uuml;rklerin Anadoluʹya girişinin insan toplulukları &uuml;zerindeki etkileri ele alınacak. Arkeolojik verilerle elde edilen bilgileri DNA &ccedil;alışmalarıyla konfirme edeceğiz, tarihin bilinmeyen taraflarını a&ccedil;ığa &ccedil;ıkaracağız.ˮ değerlendirmesini yaptı. </p>ˮKalıtsal ve bakteriyel hastalıklar da incelenecekˮ<p>Bu &ccedil;alışmaların yalnızca T&uuml;rkiye ile sınırlı kalmayacağını, başta komşu &uuml;lkeler olmak &uuml;zere d&uuml;nyanın farklı topluluklarının da analizlerinin yapılacağını ifade eden Erdal, ˮAraştırmalar kapsamında, kalıtsal ve bakteriyel hastalıklar da incelenecek. Ayrıca hayvanlar da &ccedil;alışmaya dahil edilecek.ˮ dedi.</p><p>Prof. Dr. Erdal, laboratuvarın a&ccedil;ılmasının ardından bilimsel &ccedil;alışmalara başlanacağını, ilk yayını yaklaşık bir yıl sonra yapabileceklerini bildirdi. </p><p>Antik DNA Laboratuvarıʹnda y&uuml;r&uuml;t&uuml;lecek &ccedil;alışmaların; antropologlar, arkeologlar, tarih&ccedil;iler, biyologlar, genetik&ccedil;iler, tıp&ccedil;ılar, diş hekimleri, eczacılar, istatistik&ccedil;iler, bilgisayar m&uuml;hendisleri gibi &ccedil;ok sayıda bilim insanının birlikte &ccedil;alışacağı disiplinlerarası bir nitelik taşıyacağını s&ouml;yleyen Erdal, ˮLaboratuvar, alanında uzmanlaşmış yabancı merkezlerle birlikte iş birliği yapılarak uluslararası bir &ccedil;ekim merkezi olacak. Bu laboratuvar bilgi &uuml;retiminde &uuml;lkemizin g&uuml;c&uuml;n&uuml; artıracak, uluslararası yayınlara d&ouml;n&uuml;şerek &uuml;lkemizin uluslararası camiada g&ouml;r&uuml;n&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; artıracak.ˮ dedi. </p><p>Muhabir: Yeşim Sert Karaaslan</p><p>
Anadoluʹda son 10-15 bin yıldaki uygarlıklardan kalma mumyalaşmış insan kalıntılarının DNA analizlerini yaparak geçmiş dönemlere ışık tutacak ˮAntik DNA Laboratuvarıˮ Hacettepe Üniversitesi bünyesinde açılacak.
<p>ANKARA (AA) - Anadoluʹda son 10-15 bin yıldaki uygarlıklara ait mumyalaşmış insan kalıntılarının bilimsel analizlerini yaparak gizli kalmış ˮDNAˮ hazinelerini ortaya &ccedil;ıkaracak T&uuml;rkiyeʹnin ilk ˮAntik DNA laboratuvarıˮ 19 Nisan Cuma g&uuml;n&uuml; Hacettepe &Uuml;niversitesi (H&Uuml;) b&uuml;nyesinde a&ccedil;ılacak.</p><p>T&uuml;rkiyeʹde bir ilk olacak H&Uuml; Molek&uuml;ler Antropoloji Laboratuvarıʹnda, hayvan DNAʹları &ccedil;ıkarılacak, uygarlıkların kalıtsal ve bakteriyel hastalıkları incelenecek. </p><p>H&Uuml; Edebiyat Fak&uuml;ltesi Antropoloji B&ouml;l&uuml;m&uuml; Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal, AA muhabirine yaptığı a&ccedil;ıklamada, t&uuml;m canlıların bir genetik materyale sahip olduğunu belirtti.</p><p>Bunun, Deoksiribo N&uuml;kleik Asit olarak (DNA) diye isimlendirildiğini ve canlının kalıtımsal ve bir sonraki nesle aktarılacak bilgilerini i&ccedil;eren &ouml;nemli bir yapı taşı olduğunu vurgulayan Erdal, her t&uuml;re ait DNA yapısının birbirinden farklılık taşıdığının altını &ccedil;izdi. </p>ˮBu laboratuvar, T&uuml;rkiyeʹde bir ilkˮ<p>Erdal, Edebiyat Fak&uuml;ltesi Antropoloji B&ouml;l&uuml;m&uuml;ʹnde bulunan Hacettepe &Uuml;niversitesi İskelet Biyolojisi Laboratuvarıʹnın, 1990ʹlı yıllardan bu yana, T&uuml;rkiyeʹnin her b&ouml;lgesinden koleksiyonuna dahil ettiği yaklaşık 12 bin insan iskeleti ile d&uuml;nyada en &ouml;nemli laboratuvarlar arasında yer aldığını s&ouml;yledi.</p><p>Erdal, son 10 yılda y&uuml;r&uuml;t&uuml;len ˮDNAʹnın yeni dizilenmesiˮ &ccedil;alışmalarının, eski toplumlara ilişkin antik DNAʹların da daha iyi bir şekilde okunmasını sağladığını anlattı. </p><p>Antik DNA analizlerinin yapılarak ge&ccedil;miş d&ouml;nemlere ışık tutacak d&uuml;nyanın sayılı laboratuvarlarından birinin Hacettepe &Uuml;niversitesi b&uuml;nyesinde yarın Rekt&ouml;r Prof. Dr. Haluk &Ouml;zen tarafından a&ccedil;ılacağını bildiren Erdal, ˮH&Uuml; Molek&uuml;ler Antropoloji Laboratuvarı (Antik DNA Laboratuvarı- HUMAN_G) T&uuml;rkiyeʹde bir ilk olacak.ˮ dedi. </p><p>Laboratuvar binasının, genetik hazinenin taşındığı DNAʹlara iyi bir koruma sağlamak i&ccedil;in &ouml;zel tasarlandığını belirten Erdal, ˮToprakta yaşayan bakteriler, mantarlar, maya gibi canlıların kemiklere bulaşması nedeniyle antik kalıntılarda DNA analizleri, ancak &ouml;zel DNA laboratuvarlarında yapılabiliyor. Bu t&uuml;r araştırmaları d&uuml;nyada da yapabilen merkez sayısı, bir insanın parmaklarını ge&ccedil;meyecek kadar az. Bu nedenle bu laboratuvara &uuml;lkemizin sahip olması, Anadoluʹnun gizli DNA hazinesinin ortaya &ccedil;ıkarılması i&ccedil;in &ccedil;ok &ccedil;ok &ouml;nemli.ˮ değerlendirmesinde bulundu. </p>ˮMumyalaşmış insan kalıntıları analiz edilecekˮ<p>Prof. Dr. Erdal, laboratuvarda &ouml;ncelikle ge&ccedil;miş d&ouml;nemde yaşamış insanların kemikleşmiş ya da mumyalaşmış kalıntılarının, son teknolojinin kullanıldığı DNA analizleri ile bilimsel olarak ele alınacağını belirtti.</p><p>Erdal, bu y&ouml;ntemi anlatırken şu ifadeleri kullandı:</p><p>ˮAntropolojik kazılarda elde edilen iskelet ve kalıntılar, &ouml;zel bir şekilde temizlendikten sonra par&ccedil;alanmış kemikler olabildiğince b&uuml;t&uuml;n hale getiriliyor. Laboratuvarda son teknoloji DNA dizilimi y&ouml;ntemini kullanarak incelemelerde araştırılacak kemiği belirliyoruz. Bu kemikten alınan bir kesitin i&ccedil;inden &ccedil;ıkarılan tozu &ouml;ğ&uuml;terek un haline getiriyoruz ve kimyasal işlemlerin ardından DNAʹsına ulaşıyoruz. Bu aşamadan sonra DNA dizilimini yaparak, bilimsel verileri analiz ediyoruz.ˮ</p><p>İskelet kalıntılarında g&ouml;m&uuml;l&uuml; kalmış h&uuml;crelerin a&ccedil;ığa &ccedil;ıkartılarak genetik yapılarını taşıyan DNAʹlarına ulaşılacağını, birey ve toplulukların genetik yapılarının aydınlatılacağını vurgulayan Erdal, ˮB&ouml;ylece, son 10-15 bin yıldır Anadolu ve &ccedil;evresinde yaşamış insan toplulukları ve uygarlıklar, onların tarihleri, birbirleri ile olan ilişkileri, g&ouml;&ccedil;ler, k&uuml;lt&uuml;rel yayılma yolları, uygarlıkların doğuşu, yayılışı ve yıkılışı gibi s&uuml;re&ccedil;ler, DNA analizleri ile aydınlatılacak.ˮ diye konuştu. </p><p>Laboratuvarda, Neolitik, Kalkolitik, Tun&ccedil; &Ccedil;ağı d&ouml;nemleri ile Hititler, Frigler, Bizanslılar d&ouml;nemlerinin de inceleneceğine işaret eden Erdal, ˮ&Ouml;rneğin, ʹHititler Anadoluʹnun yerlisi mi yabancısı mıydıʹ ya da ʹFriglerin Anadoluʹdaki insan toplumları &uuml;zerindeki genetik etkisi ne olduʹ gibi bir&ccedil;ok soru, genetik incelemelerle &ccedil;&ouml;z&uuml;lecek. T&uuml;rklerin Anadoluʹya girişinin insan toplulukları &uuml;zerindeki etkileri ele alınacak. Arkeolojik verilerle elde edilen bilgileri DNA &ccedil;alışmalarıyla konfirme edeceğiz, tarihin bilinmeyen taraflarını a&ccedil;ığa &ccedil;ıkaracağız.ˮ değerlendirmesini yaptı. </p>ˮKalıtsal ve bakteriyel hastalıklar da incelenecekˮ<p>Bu &ccedil;alışmaların yalnızca T&uuml;rkiye ile sınırlı kalmayacağını, başta komşu &uuml;lkeler olmak &uuml;zere d&uuml;nyanın farklı topluluklarının da analizlerinin yapılacağını ifade eden Erdal, ˮAraştırmalar kapsamında, kalıtsal ve bakteriyel hastalıklar da incelenecek. Ayrıca hayvanlar da &ccedil;alışmaya dahil edilecek.ˮ dedi.</p><p>Prof. Dr. Erdal, laboratuvarın a&ccedil;ılmasının ardından bilimsel &ccedil;alışmalara başlanacağını, ilk yayını yaklaşık bir yıl sonra yapabileceklerini bildirdi. </p><p>Antik DNA Laboratuvarıʹnda y&uuml;r&uuml;t&uuml;lecek &ccedil;alışmaların; antropologlar, arkeologlar, tarih&ccedil;iler, biyologlar, genetik&ccedil;iler, tıp&ccedil;ılar, diş hekimleri, eczacılar, istatistik&ccedil;iler, bilgisayar m&uuml;hendisleri gibi &ccedil;ok sayıda bilim insanının birlikte &ccedil;alışacağı disiplinlerarası bir nitelik taşıyacağını s&ouml;yleyen Erdal, ˮLaboratuvar, alanında uzmanlaşmış yabancı merkezlerle birlikte iş birliği yapılarak uluslararası bir &ccedil;ekim merkezi olacak. Bu laboratuvar bilgi &uuml;retiminde &uuml;lkemizin g&uuml;c&uuml;n&uuml; artıracak, uluslararası yayınlara d&ouml;n&uuml;şerek &uuml;lkemizin uluslararası camiada g&ouml;r&uuml;n&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; artıracak.ˮ dedi. </p><p>Muhabir: Yeşim Sert Karaaslan</p><p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.