Anayasa Mahkemesi, tapulu arazisi orman vasfında olduğundan kullanamayan kişinin başvurusunda ihlal kararı verdi

GÜNDEM (AA) - Anadolu Ajansı | 28.07.2021 - 13:48, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Anayasa Mahkemesi, tapulu arazisi orman vasfında olduğundan kullanamayan kişinin başvurusunda ihlal kararı verdi

Anayasa Mahkemesi, tapulu olmasına rağmen orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle sahipleri tarafından kullanılamayan araziye ilişkin yapılan bireysel başvuruda, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
<p>Resmi Gazete&#39;nin bug&uuml;nk&uuml; sayısında yer alan karara g&ouml;re, İstanbul Sarıyer&#39;de yaşayan bir kişinin arazisine ilişkin 1938&#39;de yapılan kadastro işleminde, arazinin&nbsp;<span style="font-family:gothamnarrow-bold">orman arazisi</span>&nbsp;olduğu tespiti yapıldı. 1940, 1979 ve 1989&#39;daki kadastro işlemlerinde de arazinin niteliğinde değişiklik yapılmadı.</p> <p>Bunun &uuml;zerine arazi sahibinin varisleri, 2009&#39;da m&uuml;lkiyet haklarını kullanamadıklarını ileri s&uuml;rerek tazminat davası a&ccedil;tı. Davaya bakan Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, hazineye karşı tazminat davasından &ouml;nce tapu iptal ve tespit davası a&ccedil;ılması gerektiğini belirterek davayı reddetti.</p> <p>S&ouml;z konusu kararın Yargıtay tarafından bozulması &uuml;zerine yeniden yargılama yapan mahkeme, bu sefer arazi sahiplerine tazminat &ouml;denmesine h&uuml;kmetti, ancak bu karar da Yargıtay tarafından bozuldu. Bunun &uuml;zerine yapılan yeniden yargılamada ise başvurucunun tazminat istemleri reddedildi ve karar kesinleşti.</p> <p>Başvurucu, daha &ouml;nceden tapusu bulunmasına rağmen kadastro işlemi sonrası tapularının tazminat &ouml;denmeksizin iptal edildiğini, arazilerini kullanamadıklarını ve m&uuml;lkiyet hakkının ihlal edildiği gerek&ccedil;esiyle&nbsp;<span style="font-family:gothamnarrow-bold">Anayasa Mahkemesi</span>ne başvurdu.</p> <p>Kararı inceleyen Y&uuml;ksek Mahkeme, başvurucunun m&uuml;lkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi.</p> <h3>Kararın gerek&ccedil;esinden</h3> <p>Anayasa Mahkemesinin kararında, Anayasa&#39;nın 35. maddesinde m&uuml;lkiyet hakkının g&uuml;vence altına alındığı ve kişilerin m&uuml;lkiyet hakkını yasal &ccedil;er&ccedil;evede kullanabileceği ifade edildi.</p> <p>S&ouml;z konusu maddede ayrıca devletin toplum yararına aykırı olmaması koşuluyla m&uuml;lkiyetin kullanımını sınırlayabileceği aktarılan kararda, başvuru konusu taşınmazın orman olarak tespit edildiği ve kullanımının fiilen engellendiği vurgulandı.</p> <p>Tapusu bulunan arazinin başvurucu tarafından kullanımdan yoksun bırakılmasının m&uuml;dahale anlamı taşıyacağı belirtilen kararda, &quot;M&uuml;lkiyet hakkına m&uuml;dahalede bulunurken, temel hak ve &ouml;zg&uuml;rl&uuml;klerin sınırlandırılmasına ilişkin genel ilkeleri d&uuml;zenleyen Anayasa&rsquo;nın 13&#39;&uuml;nc&uuml; maddesinin de g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurulması gerekir.&quot; ifadesine yer verildi.</p> <p>M&uuml;lkiyet hakkına m&uuml;dahalelerde &ouml;l&ccedil;&uuml;t&uuml;n hukuka uygunluk olduğuna işret edilen kararda, &ccedil;evrenin korunması ve herkesin &ccedil;evreden eşit şekilde yararlanması hakkı kapsamında Anayasa&#39;nın 169&#39;uncu maddesinde ormanların, devletin h&uuml;k&uuml;m ve tasarrufu altında olduğu ve bu alanlarda &ouml;zel m&uuml;lkiyetin yasaklandığı hatırlatıldı.</p> <p>Başvuruya konu taşınmazın başvurucunun murisine devlet tarafından 2510 sayılı Kanun uyarınca verildiğine işaret edilen kararda, &quot;Bu taşınmazın murise verildiği tarihte orman olduğuna ilişkin olarak tapu kaydında herhangi bir şerhin veya belirtinin bulunduğu kamu makamlarınca g&ouml;sterilemediği gibi dosya kapsamından başvurucunun murisinin taşınmazın orman olduğunu bilebilecek durumda olduğunu g&ouml;sterir başkaca herhangi bir olgunun da mevcut olmadığı anlaşılmıştır.&quot; vurgusu yapıldı.</p> <p>Bu kapsamda arazi sahibinin m&uuml;lkiyet hakkına yapılan m&uuml;dahalenin &ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;z olduğuna işaret edilen kararda, şunlar kaydedildi:</p> <p>&quot;Orman vasfında olan taşınmazın başvurucunun murisine 2510 sayılı Kanun uyarınca verildikten sonra tekrar orman olarak tespit edilmesi ormanların korunması bağlamında kamu yararına dayalı meşru bir amacı i&ccedil;erse de m&uuml;lkten yoksun bırakılan başvurucuya herhangi bir tazminat &ouml;denmemesi idarenin hatasından doğan zarara b&uuml;t&uuml;n&uuml;yle başvurucunun katlanması sonucunu doğurmuştur. Sonu&ccedil; olarak m&uuml;dahaleyle başvurucuya aşırı bir k&uuml;lfet y&uuml;klenmiş olup başvurucunun m&uuml;lkiyet hakkı ile kamu yararı arasındaki adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu anlaşıldığından m&uuml;lkiyet hakkına yapılan m&uuml;dahalenin &ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;z olduğu kanaatine varılmıştır.&quot;</p>
Anayasa Mahkemesi, tapulu olmasına rağmen orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle sahipleri tarafından kullanılamayan araziye ilişkin yapılan bireysel başvuruda, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
<p>Resmi Gazete&#39;nin bug&uuml;nk&uuml; sayısında yer alan karara g&ouml;re, İstanbul Sarıyer&#39;de yaşayan bir kişinin arazisine ilişkin 1938&#39;de yapılan kadastro işleminde, arazinin&nbsp;<span style="font-family:gothamnarrow-bold">orman arazisi</span>&nbsp;olduğu tespiti yapıldı. 1940, 1979 ve 1989&#39;daki kadastro işlemlerinde de arazinin niteliğinde değişiklik yapılmadı.</p> <p>Bunun &uuml;zerine arazi sahibinin varisleri, 2009&#39;da m&uuml;lkiyet haklarını kullanamadıklarını ileri s&uuml;rerek tazminat davası a&ccedil;tı. Davaya bakan Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, hazineye karşı tazminat davasından &ouml;nce tapu iptal ve tespit davası a&ccedil;ılması gerektiğini belirterek davayı reddetti.</p> <p>S&ouml;z konusu kararın Yargıtay tarafından bozulması &uuml;zerine yeniden yargılama yapan mahkeme, bu sefer arazi sahiplerine tazminat &ouml;denmesine h&uuml;kmetti, ancak bu karar da Yargıtay tarafından bozuldu. Bunun &uuml;zerine yapılan yeniden yargılamada ise başvurucunun tazminat istemleri reddedildi ve karar kesinleşti.</p> <p>Başvurucu, daha &ouml;nceden tapusu bulunmasına rağmen kadastro işlemi sonrası tapularının tazminat &ouml;denmeksizin iptal edildiğini, arazilerini kullanamadıklarını ve m&uuml;lkiyet hakkının ihlal edildiği gerek&ccedil;esiyle&nbsp;<span style="font-family:gothamnarrow-bold">Anayasa Mahkemesi</span>ne başvurdu.</p> <p>Kararı inceleyen Y&uuml;ksek Mahkeme, başvurucunun m&uuml;lkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi.</p> <h3>Kararın gerek&ccedil;esinden</h3> <p>Anayasa Mahkemesinin kararında, Anayasa&#39;nın 35. maddesinde m&uuml;lkiyet hakkının g&uuml;vence altına alındığı ve kişilerin m&uuml;lkiyet hakkını yasal &ccedil;er&ccedil;evede kullanabileceği ifade edildi.</p> <p>S&ouml;z konusu maddede ayrıca devletin toplum yararına aykırı olmaması koşuluyla m&uuml;lkiyetin kullanımını sınırlayabileceği aktarılan kararda, başvuru konusu taşınmazın orman olarak tespit edildiği ve kullanımının fiilen engellendiği vurgulandı.</p> <p>Tapusu bulunan arazinin başvurucu tarafından kullanımdan yoksun bırakılmasının m&uuml;dahale anlamı taşıyacağı belirtilen kararda, &quot;M&uuml;lkiyet hakkına m&uuml;dahalede bulunurken, temel hak ve &ouml;zg&uuml;rl&uuml;klerin sınırlandırılmasına ilişkin genel ilkeleri d&uuml;zenleyen Anayasa&rsquo;nın 13&#39;&uuml;nc&uuml; maddesinin de g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurulması gerekir.&quot; ifadesine yer verildi.</p> <p>M&uuml;lkiyet hakkına m&uuml;dahalelerde &ouml;l&ccedil;&uuml;t&uuml;n hukuka uygunluk olduğuna işret edilen kararda, &ccedil;evrenin korunması ve herkesin &ccedil;evreden eşit şekilde yararlanması hakkı kapsamında Anayasa&#39;nın 169&#39;uncu maddesinde ormanların, devletin h&uuml;k&uuml;m ve tasarrufu altında olduğu ve bu alanlarda &ouml;zel m&uuml;lkiyetin yasaklandığı hatırlatıldı.</p> <p>Başvuruya konu taşınmazın başvurucunun murisine devlet tarafından 2510 sayılı Kanun uyarınca verildiğine işaret edilen kararda, &quot;Bu taşınmazın murise verildiği tarihte orman olduğuna ilişkin olarak tapu kaydında herhangi bir şerhin veya belirtinin bulunduğu kamu makamlarınca g&ouml;sterilemediği gibi dosya kapsamından başvurucunun murisinin taşınmazın orman olduğunu bilebilecek durumda olduğunu g&ouml;sterir başkaca herhangi bir olgunun da mevcut olmadığı anlaşılmıştır.&quot; vurgusu yapıldı.</p> <p>Bu kapsamda arazi sahibinin m&uuml;lkiyet hakkına yapılan m&uuml;dahalenin &ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;z olduğuna işaret edilen kararda, şunlar kaydedildi:</p> <p>&quot;Orman vasfında olan taşınmazın başvurucunun murisine 2510 sayılı Kanun uyarınca verildikten sonra tekrar orman olarak tespit edilmesi ormanların korunması bağlamında kamu yararına dayalı meşru bir amacı i&ccedil;erse de m&uuml;lkten yoksun bırakılan başvurucuya herhangi bir tazminat &ouml;denmemesi idarenin hatasından doğan zarara b&uuml;t&uuml;n&uuml;yle başvurucunun katlanması sonucunu doğurmuştur. Sonu&ccedil; olarak m&uuml;dahaleyle başvurucuya aşırı bir k&uuml;lfet y&uuml;klenmiş olup başvurucunun m&uuml;lkiyet hakkı ile kamu yararı arasındaki adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu anlaşıldığından m&uuml;lkiyet hakkına yapılan m&uuml;dahalenin &ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;z olduğu kanaatine varılmıştır.&quot;</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.