Beyrut Limanı'yla birlikte Lübnan'daki Fransız manda düzeni yıkıldı

DÜNYA (AA) - Anadolu Ajansı | 13.08.2020 - 13:19, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Beyrut Limanı'yla birlikte Lübnan'daki Fransız manda düzeni yıkıldı

Beyrut'taki patlama sadece limanı yıkıp, şehre ağır hasar vermekle kalmadı, parlamento binasını ve başbakanlık binasını hem madden hem de manen yıktı; Fransa’nın manda rejimi döneminde kurulmuş sistemini de beraberinde götürdü.
<p>L&uuml;bnan 10 bin 400 kilometrekare b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nde k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir devlettir. D&ouml;rt bu&ccedil;uk milyonluk n&uuml;fusa sahip L&uuml;bnan&rsquo;da &ccedil;ok sayıda etnik ve dini topluluk dar bir coğrafyada bir arada yaşamak zorunda kalmıştır. Uygarlığın ilk basamaklarından birini teşkil eden Fenikeliler bug&uuml;nk&uuml; L&uuml;bnan halkının atasıdır. Fakat Fransa mandası altında yaşadığı olumsuz koşulların bir yansıması olarak, ulus-devletler d&ouml;neminde kurulan &uuml;lkenin mevcut n&uuml;fusu, uzun yıllardır bir ulus oluşturamamıştır.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>L&uuml;bnan Akdeniz i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;nemli bir konuma sahip ve k&uuml;resel g&uuml;&ccedil;ler burada yeni avantajlar elde etme yarışında.</blockquote> <p>&ldquo;L&uuml;bnan&rdquo; kelimesi Arap&ccedil;ada s&uuml;t anlamına gelen ve ayrıca &uuml;lkenin beyaz dağlarını simgeleyen &ldquo;leben&rdquo; kelimesinden t&uuml;remiştir. N&uuml;fusunun tamamı Arap&ccedil;a konuşur. Ama dil birliği ulusal birliği sağlayamamış, &ouml;zellikle inan&ccedil; ve din farklılıkları &uuml;lkeyi par&ccedil;alı hale getirmiştir. Her ne olursa olsun, &ldquo;cennet gibi&rdquo; benzetmelerini hak eden bir coğrafyaya sahip &uuml;lkede i&ccedil; savaşlar ve istikrarsız y&ouml;netimin yol a&ccedil;tığı sorunlar, adeta &uuml;lke insanlarının hayatına siyah rengini h&acirc;kim kıldı. &Uuml;lkedeki i&ccedil; &ccedil;atışmalar, yapısal sorunlar, denetimsizlik ve yolsuzluklara ilaveten Filistinli m&uuml;lteciler ve son olarak Suriyeli g&ouml;&ccedil;menler &uuml;lkenin kırılgan yapısını daha da bozdu. Evlatlarını anlamsız i&ccedil; savaş ve &ccedil;atışmalarda ya da rastgele bir kaza kurşunuyla kaybeden annelerin yas tutmak maksadıyla giydikleri elbisenin rengi siyah ve her t&uuml;rl&uuml; savaşla boğuşan halkın caddelerde, sokaklarda ve son patlamada olduğu gibi evlerinde karşılaştıkları akan masum kanlarının rengi kırmızıdır. Kendi iradesini kullanmaktan mahrum bırakılan ve kaldıramayacağı y&uuml;kler altına sokulan &uuml;lkeyi tarif eden renk, kaosun rengi kara ve akan kanın rengi kırmızıdır. Peki, ne oldu da d&uuml;nyaya fonetik alfabeyi kazandıran ve Roma imparatorlarını dize getiren Hannibal&rsquo;ın, Fenike medeniyetinin v&acirc;risleri bu duruma geldi?</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>L&uuml;bnan&rsquo;ın bundan sonra kiminle anlaşma yapacağı &ouml;nem arz ediyor. Fransa&rsquo;nın Doğu Akdeniz ve Libya&rsquo;daki hesabını T&uuml;rkiye bozdu. Bu y&uuml;zden Emmanuel Macron her fırsatta T&uuml;rkiye&rsquo;yi hedef alan beyanatlar veriyor.</blockquote> <h3>Tarihi arka plan</h3> <p>L&uuml;bnan kuzey ve doğu sınırlarıyla, bir hil&acirc;l şeklinde, Su&shy;riye topraklarıyla kuşatılmıştır. G&uuml;neyde ise 60 kilometrelik bir sınırla İsrail&rsquo;e komşudur. L&uuml;bnan batı cihetinden Akdeniz&rsquo;e a&ccedil;ılır ve uzunluğu 215 kilometredir. &Uuml;lkenin Akdeniz&rsquo;e a&ccedil;ılan kıyı şeridi yaklaşık 200 kilometre uzunluğundadır ve tarihin her devrinde jeopolitik ve jeoekonomik konumuyla b&uuml;y&uuml;k devletlerin dikkatini &ccedil;ekmiştir. L&uuml;bnan&rsquo;ın denizden Şam&rsquo;a kadar uzanan toprakları, eni 40 ila 65 km arasında değişen dar coğrafi şartları dolayısıyla siyasi ve dini azınlıklara sığınak olmuştur. Yedinci asrın sonlarında, bug&uuml;nk&uuml; Maruni kilisesinin kurucu rahipleri Doğu Roma Ortodoks Kilisesi ile anlaşmazlıkları sebebiyle Bekaa ve L&uuml;bnan dağlarına yerleştiler. On birinci asırdan sonra da İslam&rsquo;ın farklı yorumlarını yapan D&uuml;rz&icirc; ve Şi&icirc; gruplar, F&acirc;tım&icirc;ler devrinde bu b&ouml;lgeye yerleşme imk&acirc;nı buldular.</p> <p>L&uuml;bnan&rsquo;la ilişkisi esasen siyasi ve ekonomik fakt&ouml;rlere bağlı olmasına rağmen, din temelinde de bir duygudaşlık ilişkisi geliştiren Fransa, L&uuml;bnan&rsquo;daki Marunilerle bağlarını Ha&ccedil;lı Seferlerine kadar geri g&ouml;t&uuml;rmekte. Fakat esas kayda değer ilişkilerin ge&ccedil;mişi 17. y&uuml;zyıl başlarına dayanır. Fransa ve Katolik Kilisesi&rsquo;nin L&uuml;bnan&rsquo;daki Hıristiyanları desteklemesi misyonerlik faaliyetleri &ccedil;er&ccedil;evesinde başladı. Kırım Savaşı&rsquo;nın (1853-1856) da nedenleri arasında yer alan b&ouml;lgeye dışarıdan yapılan dini gerek&ccedil;eli m&uuml;dahaleler, L&uuml;bnan&rsquo;da Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim&rsquo;in, Memluk h&uuml;k&uuml;mdarı Kansu Gavri&rsquo;yi 24 Ağustos 1516 Mercidabık Savaşı&rsquo;nda yenmesinden sonra tesis ettiği uzun barış d&ouml;nemine darbe vurdu. Kud&uuml;s ve Doğu Akdeniz &uuml;zerinde hesapları olan Fransa&rsquo;nın Marunileri kışkırtması b&ouml;lge barışını yıktı.</p> <p>L&uuml;bnan&rsquo;da 1860&rsquo;da i&ccedil; savaş başladı ve bu olay Şam&rsquo;da bir Hıristiyan katliamı yaşanmasına sebep oldu. 1860&rsquo;da D&uuml;rziler ve Maruniler arasında meydana gelen bu savaşta 11 bin Hıristiyan hayatını kaybetti. Fransız kuvvetleri Marunileri korumak bahanesiyle Beyrut&rsquo;a girdi. L&uuml;bnan&rsquo;daki bu i&ccedil; savaş, bir ticari kriz anında Osmanlı reformlarına ve Avrupalıların bu reformlarla bağlantılı olan &ccedil;ıkarlarına muhalefetin bir ifadesiydi. Bu gelişme Avrupalı g&uuml;&ccedil;lerin m&uuml;dahalesine ve Dağ L&uuml;bnan&rsquo;ında &ouml;zel bir rejimin kurulmasına yol a&ccedil;tı. Babıali h&uuml;k&uuml;meti hemen Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) Fuat Paşa&rsquo;yı g&ouml;revlendirerek olayları bastırdı.</p> <p>Osmanlı Devleti, Fransa, İngiltere, Avusturya, Prusya ve Rusya arasında L&uuml;bnan&rsquo;daki yeni d&uuml;zenlemeleri i&ccedil;eren Beyoğlu Protokol&uuml; 9 Haziran 1861&rsquo;de imzalandı. Bu protokole g&ouml;re L&uuml;bnan Sancağı, İstanbul&rsquo;un atayacağı Hıristiyan bir mutasarrıf tarafından y&ouml;netilecek ve &ccedil;eşitli cemaatlerin temsil edildiği on kişilik bir meclisi bulunacaktı. Asayişinin kendi jandarması tarafından sağlanacağı ve &ouml;zel bir vergi sisteminin uygulanacağı sancak Beyrut, Sayda ve Trabulusşam&rsquo;ı kapsamıyordu. L&uuml;bnan Sancağı&rsquo;nın 1864&rsquo;te k&uuml;&ccedil;&uuml;k değişikliklere uğrayan bu stat&uuml;s&uuml; Birinci D&uuml;nya Savaşı sonlarına kadar s&uuml;rd&uuml;. Kısacası 1861&rsquo;de, Avrupalı g&uuml;&ccedil;lerin garantisi altında &ldquo;L&uuml;bnan Mutasarrıflığı&rdquo; kuruldu. Mutasarrıflık Osmanlı idari sisteminde eyalet stat&uuml;s&uuml;n&uuml;n bir alt basamağıdır.1864&rsquo;te yapılan bir d&uuml;zenlemeyle, Trabluşşam ve Sayda Vilayetleri feshedilerek, yerine Beyrut Vilayeti kuruldu.</p> <p>Bug&uuml;n L&uuml;bnan adıyla anılan &uuml;lke toprakları 1861&rsquo;den 1915&rsquo;e kadar, Osmanlı tarafından atanan ve doğrudan İstanbul&rsquo;a karşı sorumluluk taşıyan, L&uuml;bnanlı olmayan Osmanlı tebaası bir Hıristiyan mutasarrıf tarafından y&ouml;netilmiştir.</p> <h3>Fransa&rsquo;nın L&uuml;bnan&rsquo;ı i&ccedil; &ccedil;atışmalara sokan manda rejimi</h3> <p>1916 Sykes-Picot anlaşmasıyla İngilizler Suriye ve L&uuml;bnan&rsquo;ı Fransa&rsquo;nın n&uuml;fuz alanı olarak tanıdı. Birinci D&uuml;nya Savaşı&rsquo;ndan sonra Fransa, Osmanlı İmparatorluğu&rsquo;nun Suriye eyaletinin kuzeyini t&uuml;m&uuml;yle işgal etti. Fransızlar 1920&rsquo;de L&uuml;bnan b&ouml;lgesini Şam&rsquo;dan tamamen ayırdılar ve 1943&rsquo;te bu b&ouml;lgenin bağımsızlığını adeta dikte ettiler. Suriye L&uuml;bnan&rsquo;ın bağımsızlığını tanımak zorunda kaldı. Aksi halde Fransa Suriye&rsquo;nin bağımsızlığını vermeyecekti.</p> <p>Bağımsızlıktan bu yana &uuml;lke, b&ouml;lgesel bir finans ve ticaret merkezi konumunu, her ge&ccedil;en g&uuml;n biraz daha kaybederek de olsa, kısmen korudu. Osmanlı Devleti zamanında İstanbul limanından sonra en b&uuml;y&uuml;k ticari faaliyetin olduğu ve en fazla g&uuml;mr&uuml;k vergisinin alındığı Beyrut limanı, bağımsız L&uuml;bnan devrinde &ouml;nemini korumakla birlikte, Arap-İsrail savaşları, L&uuml;bnan&rsquo;daki i&ccedil; savaşlar ve b&ouml;lgedeki kaos nedeniyle istikrarlı b&uuml;y&uuml;meden hep uzak kaldı. Etnik, mezhepsel ve dini &ccedil;atışmalarla i&ccedil; i&ccedil;e ge&ccedil;miş siyasi &ccedil;atışmalar, zaman zaman yakalanan istikrar ortamına hep darbe vurdu.</p> <p>En iyimser tahminlere g&ouml;re 150 bin cana mal olan L&uuml;bnan&rsquo;ın 15 yıllık i&ccedil; savaşı (1975-1990) &uuml;lkenin bir kaosa s&uuml;r&uuml;klenmesine neden oldu. İ&ccedil; savaş bittikten sonra da sular durulmadı. Soğuk Savaş bittikten sonra b&ouml;lgede ve L&uuml;bnan&rsquo;da tazelenen barış umutları da boşa &ccedil;ıktı. Yıllarca s&uuml;rerek umutları t&uuml;keten sosyal ve siyasi istikrarsızlık &uuml;lkenin potansiyelini yok etti. Etnik, dini ve mezhepsel ayrılıklara dayanan hizip&ccedil;ilik L&uuml;bnan siyasi yaşamının &ouml;nemli bir &ouml;ğesi oldu. Komşu Suriye, b&uuml;y&uuml;k g&uuml;&ccedil;lerin desteğiyle 1976 yılında L&uuml;bnan&rsquo;ı işgal etti. 1976&rsquo;dan 2005&rsquo;e kadar L&uuml;bnan&rsquo;ın dış politikasını ve i&ccedil; politikalarını ve ordusunu domine eden Suriye 2005 yılında askerlerini &uuml;lkeden &ccedil;ekmek zorunda kaldı. L&uuml;bnan Başbakanı Refik Hariri&rsquo;ye d&uuml;zenlenen suikastın sorumlusu olarak su&ccedil;lanan Suriye, uluslararası toplumu ikna edici a&ccedil;ıklamalar yapamadı.</p> <p>2005 Hariri suikastına kadar İran L&uuml;bnan&rsquo;da &ccedil;ok etkindi. Suikast sonrasında Suriye gibi İran da prestij kaybına uğradı. Suriye, L&uuml;bnan&rsquo;daki askerlerini &ccedil;ekmek zorunda kaldı. İran&rsquo;ın desteklediği Hizbullah ise &ouml;zellikle İsrail&rsquo;in 2006 yılındaki saldırısına karşılık verdiğinden, g&uuml;&ccedil;lenerek yoluna devam etti.</p> <p>2018&rsquo;deki se&ccedil;imlerden sonra Hizbullah tekrar g&uuml;&ccedil; kazandı. Hizbullah&rsquo;ın İsrail&rsquo;e karşı prestij kazanması L&uuml;bnan i&ccedil;indeki taraftarlarının sayısını artırdığı gibi, maddi imkanlarını da g&uuml;&ccedil;lendirdi.</p> <h3>L&uuml;bnan&rsquo;ın ekonomik krizi yapısal bir krizdir</h3> <p>&Uuml;lke ekonomisi ithalata dayalı ticaret ve yabancı yatırıma dayalı turizmle &ccedil;evrilmekte. L&uuml;bnan&rsquo;da g&ouml;reve gelen her h&uuml;k&uuml;met yabancı yatırımcıyı teşvik etti. Ancak yatırım ortamı epey sorunlu bir alan. Yerli ve yabancı yatırımcılar b&uuml;rokrasi, yolsuzluk, keyfi lisanslama kararları, karmaşık g&uuml;mr&uuml;k prosed&uuml;rleri, y&uuml;ksek vergiler ve yetersiz mevzuat y&uuml;z&uuml;nden &ccedil;ok&ccedil;a sorunlarla karşılaşmakta. Ayrıca L&uuml;bnan ekonomisinin diğer ayağı ise hizmet odaklı bankacılık ve turizm sekt&ouml;rleridir. 1975-90 i&ccedil; savaşı L&uuml;bnan&rsquo;ın ekonomik altyapısına ciddi zarar verdi, milli &uuml;retimi yarı yarıya d&uuml;ş&uuml;rd&uuml; ve L&uuml;bnan&rsquo;ın Ortadoğu&rsquo;da bankacılığın merkezi olma konumunu değiştirdi. İ&ccedil; savaşı takiben L&uuml;bnan, savaşın par&ccedil;aladığı fiziksel ve finansal altyapısının &ccedil;oğunu, yerli bankalardan b&uuml;y&uuml;k miktarlarda bor&ccedil; alarak yeniden inşa etti. 2000&rsquo;lere gelindiğinde L&uuml;bnan&rsquo;ın bor&ccedil;larını yeni bor&ccedil;larla &ccedil;evirmek zorlaştı. Fransa&rsquo;nın başını &ccedil;ektiği uluslararası bağış konferanslarında yapılan ekonomik ve mali reform vaatleri, Temmuz 2006 savaşının ardından 2007&rsquo;de Paris III. Don&ouml;r Konferansı&rsquo;nda yapılanlar da dahil olmak &uuml;zere, &ccedil;oğunlukla ger&ccedil;ekleşmedi. Fransa&rsquo;nın Nisan 2018&rsquo;de ev sahipliği yaptığı CEDRE yatırım etkinliği, uluslararası toplumun L&uuml;bnan&rsquo;a bor&ccedil; vermesi i&ccedil;in 10 milyar dolarlık bir hedef ortaya koydu. Fransa 860 milyon dolar vaat etti. Ama fiilen kayda değer bir gelişme olmadı. L&uuml;bnan yeni yatırımlar yapmak suretiyle ekonomiyi canlandırmak bir yana, bor&ccedil;larını &ouml;deyemez bir duruma d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ilan etti.</p> <h3>Doğu Akdeniz&rsquo;deki enerji kaynaklarının keşfi b&ouml;lgedeki ateşi alevlendirdi</h3> <p>L&uuml;bnan ekonomisi pandeminin de etkisiyle tarihinin en zayıf g&uuml;nlerini yaşıyor. Bu durum halkı bunalttığı gibi h&uuml;k&uuml;metin de vergi gelirlerini azaltıyor. Buna karşılık, vadesi gelen devlet bor&ccedil;ları ve memur maaşlarının b&uuml;t&ccedil;eye getirdiği y&uuml;k giderek artıyor. Bu durum su, elektrik ve ulaşım gibi gerekli altyapı giderlerini baltaladığı gibi acil de olsa yeni yatırımlara izin vermiyor. Kayda değer bir yeraltı madeni ve enerji kaynağı olmayan L&uuml;bnan halkı i&ccedil;in Doğu Akdeniz&rsquo;deki enerji kaynakları hayati &ouml;neme sahip.</p> <p>Doğu Akdeniz&rsquo;de doğalgaz rezervlerinin ilk kez bulunduğu 2009 yılında, İsrail L&uuml;bnan&rsquo;a ait alanlarda da arama yaptı. L&uuml;bnan ile kendi lehinde bir MEB anlaşması yapma amacındaki İsrail, L&uuml;bnan&rsquo;ın haklarını arama konusunda bir zafiyet i&ccedil;inde olmasından memnuniyet duyuyor.</p> <p>İran ile Suriye arasında 2011 yılında doğalgaz boru hattı anlaşması s&ouml;z konusu edildi. Bu projeye &ldquo;Şii Boru Hattı&rdquo; adını verenler de oldu. Doğu Akdeniz&rsquo;den Avrupa&rsquo;ya gidecek doğalgaz ve petrol boru hattı projesi, İran-Irak-Suriye-L&uuml;bnan &uuml;zerinden işleyecek bir hat. Bu hat Suriye&rsquo;de savaş &ccedil;ıkınca g&uuml;ndemden d&uuml;şt&uuml;.</p> <p>&Ccedil;in &ldquo;Tek Kuşak Tek Yol&rdquo; projesinin deniz ağı bağlamında Beyrut limanına talip oldu. Hizbullah lideri Hassan Nasrallah ge&ccedil;tiğimiz ay &Ccedil;in&rsquo;e yeniden &ccedil;ağrıda bulundu. L&uuml;bnan&rsquo;ın 2018&rsquo;de Rusya&rsquo;yı liman i&ccedil;in davet etmesinden sonra İngilizler uyandı. İngiliz Dışişleri Bakanı L&uuml;bnan&rsquo;a giderek &ldquo;İngiltere&rsquo;nin g&uuml;venliği L&uuml;bnan&rsquo;dan başlar&rdquo; dedi.</p> <p>L&uuml;bnan Meclisi Fransız ve Norve&ccedil; şirketine yetki verdi. Ardından T&uuml;rkiye ile bu konuda g&ouml;r&uuml;ş&uuml;leceğini a&ccedil;ıkladı. Muhammed Mursi de T&uuml;rkiye ile doğalgaz anlaşması i&ccedil;in niyet beyan etti ve İsrail-Mısır anlaşmasını iptal ettiğini a&ccedil;ıkladı. Ancak Abdulfettah es-Sisi darbe yapınca Mısır&rsquo;ın verdiği s&ouml;zden d&ouml;nd&uuml;. Muammer Kaddafi ile T&uuml;rkiye 2011 yılında bir anlaşma yapacaktı ama Libya&rsquo;da kaos &ccedil;ıktı ve Kaddafi devrildi.</p> <p>L&uuml;bnan&rsquo;ın bundan sonra kiminle anlaşma yapacağı &ouml;nem arz ediyor. Fransa&rsquo;nın Doğu Akdeniz ve Libya&rsquo;daki hesabını T&uuml;rkiye bozdu. Bu y&uuml;zden Emmanuel Macron her fırsatta T&uuml;rkiye&rsquo;yi hedef alan beyanatlar veriyor.</p> <p>&Ouml;te yandan &Ccedil;in, Hayfa limanı konusunda İsrail&rsquo;le anlaşmıştı. ABD buna tepki g&ouml;sterdi; anlaşmanın mimarı olan İsrail&rsquo;deki &Ccedil;in b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;isi esrarengiz bir şekilde &ouml;ld&uuml;. &Ccedil;in&rsquo;in Hayfa projesi raftaki yerini aldı. &Ccedil;in bu y&uuml;zden Beyrut limanını işletmek &uuml;zere bir anlaşma yapmaya daha fazla &ouml;nem vermeye başlamıştı.</p> <p>Hizbullah&rsquo;ın etkin olduğu parlamento ve L&uuml;bnan h&uuml;k&uuml;meti sebebiyle, İsrail&rsquo;in &ccedil;ıkarına bir hat anlaşması yapılamadı. L&uuml;bnan kilit bir &uuml;lke haline geldi. L&uuml;bnan ile İsrail arasında hem deniz enerji hattı hem de M&uuml;nhasır Ekonomik B&ouml;lge (MEB) sınır alanlarında anlaşmazlık var.</p> <p>2018&rsquo;in başlarında L&uuml;bnan h&uuml;k&uuml;meti, &uuml;lkenin ilk denizaşırı lisans verme işlemini başlattı. H&uuml;k&uuml;metin T&uuml;rk şirketlerini de davet edeceği haberleri bu sırada duyuldu.</p> <p>2018&rsquo;de İsrail genelkurmay başkanı &ldquo;L&uuml;bnan&rsquo;daki Hizbullah ile savaş olacak&rdquo; dedi. Bu yılın Mart ayında İsrail&rsquo;in deniz tatbikatı olası bir L&uuml;bnan m&uuml;dahalesi i&ccedil;indi. İsrail&rsquo;in L&uuml;bnan&rsquo;a saldırmasına karşı koyacak tek g&uuml;&ccedil; olarak Hizbullah g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. Ancak Hizbullah&rsquo;ın bu durumda İsrail&rsquo;le savaş kapasitesi sınırlanmış oldu. İran ve desteklediği Hizbullah patlama sebebiyle en fazla g&uuml;&ccedil; kaybına uğrayan akt&ouml;rler durumunda. L&uuml;bnan Akdeniz i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;nemli bir konuma sahip ve k&uuml;resel g&uuml;&ccedil;ler burada yeni avantajlar elde etme yarışında. Bu bağlamda &Ccedil;in ve Rusya liman projesiyle ilgileniyorlar. Fransa da liman konusuyla ilgili olmakla birlikte, ekonomik g&ouml;stergeleri olumsuz y&ouml;nde seyrettiğinden, Almanya ile ortak bir proje peşinde. İngiltere ve ABD ise g&uuml;venlik ve enerji &ccedil;ıkarlarını &ouml;ne &ccedil;ıkarıyorlar.</p> <h3>Sonu&ccedil;</h3> <p>Son y&uuml;zyılda i&ccedil; savaşların adeta kanıksandığı L&uuml;bnan&rsquo;daki &ccedil;atışmalar, sadece i&ccedil;erideki grupların g&uuml;&ccedil; ve otorite elde etme m&uuml;cadelesi olmamış, b&ouml;lgedeki emperyalist &ccedil;ıkarlarını azami d&uuml;zeyde tutmak isteyen g&uuml;&ccedil;lerin tutarsız projelerinin birer par&ccedil;ası olmuştur. &Uuml;lkede manda rejimiyle kurgulanan, matruşka bebekler gibi i&ccedil; i&ccedil;e ge&ccedil;miş etnik, dini ve mezhepsel tabanlı par&ccedil;alı sistem, bitmek bilmeyen dış m&uuml;dahalelerin ve i&ccedil; savaşların başlamasında ve devamında en temel unsur olmuştur. Yine bu sebeplere bağlı olarak, Beyrut tekrar i&ccedil; savaş d&ouml;nemlerindeki fotoğrafları vermeye başladı.</p> <p>Beyrut limanını yıkan ve 20-25 kilometre uzağına kadar tesirleri g&ouml;r&uuml;len patlamaya sebep olan amonyum nitrat limana 2013&rsquo;te indirilmiş. O g&uuml;nden bug&uuml;ne liman yetkilileri h&uuml;k&uuml;mete durumu s&uuml;rekli rapor etmiş. Ama ihmalkarlık ve bozuk d&uuml;zen y&uuml;z&uuml;nden gereken yapılmamış. Kimse ne olduğunu h&acirc;l&acirc; tam olarak bilmiyor. Bilenler belki de &ouml;ld&uuml;. Bu patlama sadece limanı yıkmadı, 300 bin kişi de evsiz kaldı. Yani en az 50 bin ailenin yuvası yıkıldı. Sayıları 1,5-2 milyona ulaşan m&uuml;lteci durumundaki Filistinli ve Suriyeli mağdurlara ve bir şekilde &ccedil;adır kamplarda yaşayan insanlara yenileri eklendi. Patlama parlamento binasını ve başbakanlık binasını hem madden hem de manen yıktı; Fransa&rsquo;nın manda rejimi d&ouml;neminde kurulmuş sistemini de beraberinde yıktı.</p> <p>L&uuml;bnan i&ccedil;in &ccedil;ıkış yolu &ccedil;ağdaş bir ulus devlet kurmasındadır. 1932 yılından itibaren yapılmayan bir n&uuml;fus sayımı, ger&ccedil;eğe dayalı insan kaynağını tespit etmek a&ccedil;ısından &ouml;nemli. Ger&ccedil;ek n&uuml;fusu bilmek, &uuml;lkenin altyapı planlamasını yapmanın yanında, eşit ve adil bir siyasi d&uuml;zen kurmak a&ccedil;ısından da elzem hale geldi. Dini, mezhepsel ve etnik gruplara kotalar veren sistem yıkılmıştır. L&uuml;bnan&rsquo;da tam anlamıyla &ccedil;ağdaş ve laik bir y&ouml;netim kurulmalı. &Ccedil;ağdaş ve ileri hi&ccedil;bir Batı &uuml;lkesinde &ouml;rneği olmayan, devlet i&ccedil;inde devlet yapılarına son verilmeli. Bunu yapacak olan L&uuml;bnan halkıdır. Fransa&rsquo;nın mandacı mantıkla dikte ettiği &ldquo;Milli Misak&rdquo; ve &ldquo;1989 Taif Anlaşmasıyla&rdquo; restore edilen siyasi sistem &ccedil;&ouml;km&uuml;şt&uuml;r. Batı&rsquo;dan akıl almak, uluslararası yardım beklemek, emir almak demektir; &ccedil;arpık sistemin devamı demektir. Bu bakımdan, Fransa&rsquo;nın patlamayı soruşturmak &uuml;zere uluslararası komisyon &ccedil;ağrısına L&uuml;bnan Meclis Başkanı Nebih Berri&rsquo;nin tepki g&ouml;stermesi umut vericidir.</p> <p>Y&uuml;zde 95&rsquo;i Arap ve anadili Arap&ccedil;a olan L&uuml;bnan halkı &ldquo;Egemenlik milletindir&rdquo; ilkesi etrafında toplanma ferasetini g&ouml;sterip etnik, dini ve mezhepsel ayrımcılık yapmadan, cemaatlere değil de fertlerin &ouml;zg&uuml;r iradesine dayanan, ger&ccedil;ek bir ulus-devlet inşa edebilir. Fenike medeniyetini Akdeniz&rsquo;e h&acirc;kim kılan bir ge&ccedil;mişe sahip olmak, 1516-1918&rsquo;e kadar s&uuml;ren g&ouml;rece barış d&ouml;nemiyle birlikte son y&uuml;zyılda yaşanan kaotik ortamı da iyice analiz etmek, L&uuml;bnan halkına her zaman ilham kaynağı olacaktır.</p>
Beyrut'taki patlama sadece limanı yıkıp, şehre ağır hasar vermekle kalmadı, parlamento binasını ve başbakanlık binasını hem madden hem de manen yıktı; Fransa’nın manda rejimi döneminde kurulmuş sistemini de beraberinde götürdü.
<p>L&uuml;bnan 10 bin 400 kilometrekare b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nde k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir devlettir. D&ouml;rt bu&ccedil;uk milyonluk n&uuml;fusa sahip L&uuml;bnan&rsquo;da &ccedil;ok sayıda etnik ve dini topluluk dar bir coğrafyada bir arada yaşamak zorunda kalmıştır. Uygarlığın ilk basamaklarından birini teşkil eden Fenikeliler bug&uuml;nk&uuml; L&uuml;bnan halkının atasıdır. Fakat Fransa mandası altında yaşadığı olumsuz koşulların bir yansıması olarak, ulus-devletler d&ouml;neminde kurulan &uuml;lkenin mevcut n&uuml;fusu, uzun yıllardır bir ulus oluşturamamıştır.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>L&uuml;bnan Akdeniz i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;nemli bir konuma sahip ve k&uuml;resel g&uuml;&ccedil;ler burada yeni avantajlar elde etme yarışında.</blockquote> <p>&ldquo;L&uuml;bnan&rdquo; kelimesi Arap&ccedil;ada s&uuml;t anlamına gelen ve ayrıca &uuml;lkenin beyaz dağlarını simgeleyen &ldquo;leben&rdquo; kelimesinden t&uuml;remiştir. N&uuml;fusunun tamamı Arap&ccedil;a konuşur. Ama dil birliği ulusal birliği sağlayamamış, &ouml;zellikle inan&ccedil; ve din farklılıkları &uuml;lkeyi par&ccedil;alı hale getirmiştir. Her ne olursa olsun, &ldquo;cennet gibi&rdquo; benzetmelerini hak eden bir coğrafyaya sahip &uuml;lkede i&ccedil; savaşlar ve istikrarsız y&ouml;netimin yol a&ccedil;tığı sorunlar, adeta &uuml;lke insanlarının hayatına siyah rengini h&acirc;kim kıldı. &Uuml;lkedeki i&ccedil; &ccedil;atışmalar, yapısal sorunlar, denetimsizlik ve yolsuzluklara ilaveten Filistinli m&uuml;lteciler ve son olarak Suriyeli g&ouml;&ccedil;menler &uuml;lkenin kırılgan yapısını daha da bozdu. Evlatlarını anlamsız i&ccedil; savaş ve &ccedil;atışmalarda ya da rastgele bir kaza kurşunuyla kaybeden annelerin yas tutmak maksadıyla giydikleri elbisenin rengi siyah ve her t&uuml;rl&uuml; savaşla boğuşan halkın caddelerde, sokaklarda ve son patlamada olduğu gibi evlerinde karşılaştıkları akan masum kanlarının rengi kırmızıdır. Kendi iradesini kullanmaktan mahrum bırakılan ve kaldıramayacağı y&uuml;kler altına sokulan &uuml;lkeyi tarif eden renk, kaosun rengi kara ve akan kanın rengi kırmızıdır. Peki, ne oldu da d&uuml;nyaya fonetik alfabeyi kazandıran ve Roma imparatorlarını dize getiren Hannibal&rsquo;ın, Fenike medeniyetinin v&acirc;risleri bu duruma geldi?</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>L&uuml;bnan&rsquo;ın bundan sonra kiminle anlaşma yapacağı &ouml;nem arz ediyor. Fransa&rsquo;nın Doğu Akdeniz ve Libya&rsquo;daki hesabını T&uuml;rkiye bozdu. Bu y&uuml;zden Emmanuel Macron her fırsatta T&uuml;rkiye&rsquo;yi hedef alan beyanatlar veriyor.</blockquote> <h3>Tarihi arka plan</h3> <p>L&uuml;bnan kuzey ve doğu sınırlarıyla, bir hil&acirc;l şeklinde, Su&shy;riye topraklarıyla kuşatılmıştır. G&uuml;neyde ise 60 kilometrelik bir sınırla İsrail&rsquo;e komşudur. L&uuml;bnan batı cihetinden Akdeniz&rsquo;e a&ccedil;ılır ve uzunluğu 215 kilometredir. &Uuml;lkenin Akdeniz&rsquo;e a&ccedil;ılan kıyı şeridi yaklaşık 200 kilometre uzunluğundadır ve tarihin her devrinde jeopolitik ve jeoekonomik konumuyla b&uuml;y&uuml;k devletlerin dikkatini &ccedil;ekmiştir. L&uuml;bnan&rsquo;ın denizden Şam&rsquo;a kadar uzanan toprakları, eni 40 ila 65 km arasında değişen dar coğrafi şartları dolayısıyla siyasi ve dini azınlıklara sığınak olmuştur. Yedinci asrın sonlarında, bug&uuml;nk&uuml; Maruni kilisesinin kurucu rahipleri Doğu Roma Ortodoks Kilisesi ile anlaşmazlıkları sebebiyle Bekaa ve L&uuml;bnan dağlarına yerleştiler. On birinci asırdan sonra da İslam&rsquo;ın farklı yorumlarını yapan D&uuml;rz&icirc; ve Şi&icirc; gruplar, F&acirc;tım&icirc;ler devrinde bu b&ouml;lgeye yerleşme imk&acirc;nı buldular.</p> <p>L&uuml;bnan&rsquo;la ilişkisi esasen siyasi ve ekonomik fakt&ouml;rlere bağlı olmasına rağmen, din temelinde de bir duygudaşlık ilişkisi geliştiren Fransa, L&uuml;bnan&rsquo;daki Marunilerle bağlarını Ha&ccedil;lı Seferlerine kadar geri g&ouml;t&uuml;rmekte. Fakat esas kayda değer ilişkilerin ge&ccedil;mişi 17. y&uuml;zyıl başlarına dayanır. Fransa ve Katolik Kilisesi&rsquo;nin L&uuml;bnan&rsquo;daki Hıristiyanları desteklemesi misyonerlik faaliyetleri &ccedil;er&ccedil;evesinde başladı. Kırım Savaşı&rsquo;nın (1853-1856) da nedenleri arasında yer alan b&ouml;lgeye dışarıdan yapılan dini gerek&ccedil;eli m&uuml;dahaleler, L&uuml;bnan&rsquo;da Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim&rsquo;in, Memluk h&uuml;k&uuml;mdarı Kansu Gavri&rsquo;yi 24 Ağustos 1516 Mercidabık Savaşı&rsquo;nda yenmesinden sonra tesis ettiği uzun barış d&ouml;nemine darbe vurdu. Kud&uuml;s ve Doğu Akdeniz &uuml;zerinde hesapları olan Fransa&rsquo;nın Marunileri kışkırtması b&ouml;lge barışını yıktı.</p> <p>L&uuml;bnan&rsquo;da 1860&rsquo;da i&ccedil; savaş başladı ve bu olay Şam&rsquo;da bir Hıristiyan katliamı yaşanmasına sebep oldu. 1860&rsquo;da D&uuml;rziler ve Maruniler arasında meydana gelen bu savaşta 11 bin Hıristiyan hayatını kaybetti. Fransız kuvvetleri Marunileri korumak bahanesiyle Beyrut&rsquo;a girdi. L&uuml;bnan&rsquo;daki bu i&ccedil; savaş, bir ticari kriz anında Osmanlı reformlarına ve Avrupalıların bu reformlarla bağlantılı olan &ccedil;ıkarlarına muhalefetin bir ifadesiydi. Bu gelişme Avrupalı g&uuml;&ccedil;lerin m&uuml;dahalesine ve Dağ L&uuml;bnan&rsquo;ında &ouml;zel bir rejimin kurulmasına yol a&ccedil;tı. Babıali h&uuml;k&uuml;meti hemen Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) Fuat Paşa&rsquo;yı g&ouml;revlendirerek olayları bastırdı.</p> <p>Osmanlı Devleti, Fransa, İngiltere, Avusturya, Prusya ve Rusya arasında L&uuml;bnan&rsquo;daki yeni d&uuml;zenlemeleri i&ccedil;eren Beyoğlu Protokol&uuml; 9 Haziran 1861&rsquo;de imzalandı. Bu protokole g&ouml;re L&uuml;bnan Sancağı, İstanbul&rsquo;un atayacağı Hıristiyan bir mutasarrıf tarafından y&ouml;netilecek ve &ccedil;eşitli cemaatlerin temsil edildiği on kişilik bir meclisi bulunacaktı. Asayişinin kendi jandarması tarafından sağlanacağı ve &ouml;zel bir vergi sisteminin uygulanacağı sancak Beyrut, Sayda ve Trabulusşam&rsquo;ı kapsamıyordu. L&uuml;bnan Sancağı&rsquo;nın 1864&rsquo;te k&uuml;&ccedil;&uuml;k değişikliklere uğrayan bu stat&uuml;s&uuml; Birinci D&uuml;nya Savaşı sonlarına kadar s&uuml;rd&uuml;. Kısacası 1861&rsquo;de, Avrupalı g&uuml;&ccedil;lerin garantisi altında &ldquo;L&uuml;bnan Mutasarrıflığı&rdquo; kuruldu. Mutasarrıflık Osmanlı idari sisteminde eyalet stat&uuml;s&uuml;n&uuml;n bir alt basamağıdır.1864&rsquo;te yapılan bir d&uuml;zenlemeyle, Trabluşşam ve Sayda Vilayetleri feshedilerek, yerine Beyrut Vilayeti kuruldu.</p> <p>Bug&uuml;n L&uuml;bnan adıyla anılan &uuml;lke toprakları 1861&rsquo;den 1915&rsquo;e kadar, Osmanlı tarafından atanan ve doğrudan İstanbul&rsquo;a karşı sorumluluk taşıyan, L&uuml;bnanlı olmayan Osmanlı tebaası bir Hıristiyan mutasarrıf tarafından y&ouml;netilmiştir.</p> <h3>Fransa&rsquo;nın L&uuml;bnan&rsquo;ı i&ccedil; &ccedil;atışmalara sokan manda rejimi</h3> <p>1916 Sykes-Picot anlaşmasıyla İngilizler Suriye ve L&uuml;bnan&rsquo;ı Fransa&rsquo;nın n&uuml;fuz alanı olarak tanıdı. Birinci D&uuml;nya Savaşı&rsquo;ndan sonra Fransa, Osmanlı İmparatorluğu&rsquo;nun Suriye eyaletinin kuzeyini t&uuml;m&uuml;yle işgal etti. Fransızlar 1920&rsquo;de L&uuml;bnan b&ouml;lgesini Şam&rsquo;dan tamamen ayırdılar ve 1943&rsquo;te bu b&ouml;lgenin bağımsızlığını adeta dikte ettiler. Suriye L&uuml;bnan&rsquo;ın bağımsızlığını tanımak zorunda kaldı. Aksi halde Fransa Suriye&rsquo;nin bağımsızlığını vermeyecekti.</p> <p>Bağımsızlıktan bu yana &uuml;lke, b&ouml;lgesel bir finans ve ticaret merkezi konumunu, her ge&ccedil;en g&uuml;n biraz daha kaybederek de olsa, kısmen korudu. Osmanlı Devleti zamanında İstanbul limanından sonra en b&uuml;y&uuml;k ticari faaliyetin olduğu ve en fazla g&uuml;mr&uuml;k vergisinin alındığı Beyrut limanı, bağımsız L&uuml;bnan devrinde &ouml;nemini korumakla birlikte, Arap-İsrail savaşları, L&uuml;bnan&rsquo;daki i&ccedil; savaşlar ve b&ouml;lgedeki kaos nedeniyle istikrarlı b&uuml;y&uuml;meden hep uzak kaldı. Etnik, mezhepsel ve dini &ccedil;atışmalarla i&ccedil; i&ccedil;e ge&ccedil;miş siyasi &ccedil;atışmalar, zaman zaman yakalanan istikrar ortamına hep darbe vurdu.</p> <p>En iyimser tahminlere g&ouml;re 150 bin cana mal olan L&uuml;bnan&rsquo;ın 15 yıllık i&ccedil; savaşı (1975-1990) &uuml;lkenin bir kaosa s&uuml;r&uuml;klenmesine neden oldu. İ&ccedil; savaş bittikten sonra da sular durulmadı. Soğuk Savaş bittikten sonra b&ouml;lgede ve L&uuml;bnan&rsquo;da tazelenen barış umutları da boşa &ccedil;ıktı. Yıllarca s&uuml;rerek umutları t&uuml;keten sosyal ve siyasi istikrarsızlık &uuml;lkenin potansiyelini yok etti. Etnik, dini ve mezhepsel ayrılıklara dayanan hizip&ccedil;ilik L&uuml;bnan siyasi yaşamının &ouml;nemli bir &ouml;ğesi oldu. Komşu Suriye, b&uuml;y&uuml;k g&uuml;&ccedil;lerin desteğiyle 1976 yılında L&uuml;bnan&rsquo;ı işgal etti. 1976&rsquo;dan 2005&rsquo;e kadar L&uuml;bnan&rsquo;ın dış politikasını ve i&ccedil; politikalarını ve ordusunu domine eden Suriye 2005 yılında askerlerini &uuml;lkeden &ccedil;ekmek zorunda kaldı. L&uuml;bnan Başbakanı Refik Hariri&rsquo;ye d&uuml;zenlenen suikastın sorumlusu olarak su&ccedil;lanan Suriye, uluslararası toplumu ikna edici a&ccedil;ıklamalar yapamadı.</p> <p>2005 Hariri suikastına kadar İran L&uuml;bnan&rsquo;da &ccedil;ok etkindi. Suikast sonrasında Suriye gibi İran da prestij kaybına uğradı. Suriye, L&uuml;bnan&rsquo;daki askerlerini &ccedil;ekmek zorunda kaldı. İran&rsquo;ın desteklediği Hizbullah ise &ouml;zellikle İsrail&rsquo;in 2006 yılındaki saldırısına karşılık verdiğinden, g&uuml;&ccedil;lenerek yoluna devam etti.</p> <p>2018&rsquo;deki se&ccedil;imlerden sonra Hizbullah tekrar g&uuml;&ccedil; kazandı. Hizbullah&rsquo;ın İsrail&rsquo;e karşı prestij kazanması L&uuml;bnan i&ccedil;indeki taraftarlarının sayısını artırdığı gibi, maddi imkanlarını da g&uuml;&ccedil;lendirdi.</p> <h3>L&uuml;bnan&rsquo;ın ekonomik krizi yapısal bir krizdir</h3> <p>&Uuml;lke ekonomisi ithalata dayalı ticaret ve yabancı yatırıma dayalı turizmle &ccedil;evrilmekte. L&uuml;bnan&rsquo;da g&ouml;reve gelen her h&uuml;k&uuml;met yabancı yatırımcıyı teşvik etti. Ancak yatırım ortamı epey sorunlu bir alan. Yerli ve yabancı yatırımcılar b&uuml;rokrasi, yolsuzluk, keyfi lisanslama kararları, karmaşık g&uuml;mr&uuml;k prosed&uuml;rleri, y&uuml;ksek vergiler ve yetersiz mevzuat y&uuml;z&uuml;nden &ccedil;ok&ccedil;a sorunlarla karşılaşmakta. Ayrıca L&uuml;bnan ekonomisinin diğer ayağı ise hizmet odaklı bankacılık ve turizm sekt&ouml;rleridir. 1975-90 i&ccedil; savaşı L&uuml;bnan&rsquo;ın ekonomik altyapısına ciddi zarar verdi, milli &uuml;retimi yarı yarıya d&uuml;ş&uuml;rd&uuml; ve L&uuml;bnan&rsquo;ın Ortadoğu&rsquo;da bankacılığın merkezi olma konumunu değiştirdi. İ&ccedil; savaşı takiben L&uuml;bnan, savaşın par&ccedil;aladığı fiziksel ve finansal altyapısının &ccedil;oğunu, yerli bankalardan b&uuml;y&uuml;k miktarlarda bor&ccedil; alarak yeniden inşa etti. 2000&rsquo;lere gelindiğinde L&uuml;bnan&rsquo;ın bor&ccedil;larını yeni bor&ccedil;larla &ccedil;evirmek zorlaştı. Fransa&rsquo;nın başını &ccedil;ektiği uluslararası bağış konferanslarında yapılan ekonomik ve mali reform vaatleri, Temmuz 2006 savaşının ardından 2007&rsquo;de Paris III. Don&ouml;r Konferansı&rsquo;nda yapılanlar da dahil olmak &uuml;zere, &ccedil;oğunlukla ger&ccedil;ekleşmedi. Fransa&rsquo;nın Nisan 2018&rsquo;de ev sahipliği yaptığı CEDRE yatırım etkinliği, uluslararası toplumun L&uuml;bnan&rsquo;a bor&ccedil; vermesi i&ccedil;in 10 milyar dolarlık bir hedef ortaya koydu. Fransa 860 milyon dolar vaat etti. Ama fiilen kayda değer bir gelişme olmadı. L&uuml;bnan yeni yatırımlar yapmak suretiyle ekonomiyi canlandırmak bir yana, bor&ccedil;larını &ouml;deyemez bir duruma d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ilan etti.</p> <h3>Doğu Akdeniz&rsquo;deki enerji kaynaklarının keşfi b&ouml;lgedeki ateşi alevlendirdi</h3> <p>L&uuml;bnan ekonomisi pandeminin de etkisiyle tarihinin en zayıf g&uuml;nlerini yaşıyor. Bu durum halkı bunalttığı gibi h&uuml;k&uuml;metin de vergi gelirlerini azaltıyor. Buna karşılık, vadesi gelen devlet bor&ccedil;ları ve memur maaşlarının b&uuml;t&ccedil;eye getirdiği y&uuml;k giderek artıyor. Bu durum su, elektrik ve ulaşım gibi gerekli altyapı giderlerini baltaladığı gibi acil de olsa yeni yatırımlara izin vermiyor. Kayda değer bir yeraltı madeni ve enerji kaynağı olmayan L&uuml;bnan halkı i&ccedil;in Doğu Akdeniz&rsquo;deki enerji kaynakları hayati &ouml;neme sahip.</p> <p>Doğu Akdeniz&rsquo;de doğalgaz rezervlerinin ilk kez bulunduğu 2009 yılında, İsrail L&uuml;bnan&rsquo;a ait alanlarda da arama yaptı. L&uuml;bnan ile kendi lehinde bir MEB anlaşması yapma amacındaki İsrail, L&uuml;bnan&rsquo;ın haklarını arama konusunda bir zafiyet i&ccedil;inde olmasından memnuniyet duyuyor.</p> <p>İran ile Suriye arasında 2011 yılında doğalgaz boru hattı anlaşması s&ouml;z konusu edildi. Bu projeye &ldquo;Şii Boru Hattı&rdquo; adını verenler de oldu. Doğu Akdeniz&rsquo;den Avrupa&rsquo;ya gidecek doğalgaz ve petrol boru hattı projesi, İran-Irak-Suriye-L&uuml;bnan &uuml;zerinden işleyecek bir hat. Bu hat Suriye&rsquo;de savaş &ccedil;ıkınca g&uuml;ndemden d&uuml;şt&uuml;.</p> <p>&Ccedil;in &ldquo;Tek Kuşak Tek Yol&rdquo; projesinin deniz ağı bağlamında Beyrut limanına talip oldu. Hizbullah lideri Hassan Nasrallah ge&ccedil;tiğimiz ay &Ccedil;in&rsquo;e yeniden &ccedil;ağrıda bulundu. L&uuml;bnan&rsquo;ın 2018&rsquo;de Rusya&rsquo;yı liman i&ccedil;in davet etmesinden sonra İngilizler uyandı. İngiliz Dışişleri Bakanı L&uuml;bnan&rsquo;a giderek &ldquo;İngiltere&rsquo;nin g&uuml;venliği L&uuml;bnan&rsquo;dan başlar&rdquo; dedi.</p> <p>L&uuml;bnan Meclisi Fransız ve Norve&ccedil; şirketine yetki verdi. Ardından T&uuml;rkiye ile bu konuda g&ouml;r&uuml;ş&uuml;leceğini a&ccedil;ıkladı. Muhammed Mursi de T&uuml;rkiye ile doğalgaz anlaşması i&ccedil;in niyet beyan etti ve İsrail-Mısır anlaşmasını iptal ettiğini a&ccedil;ıkladı. Ancak Abdulfettah es-Sisi darbe yapınca Mısır&rsquo;ın verdiği s&ouml;zden d&ouml;nd&uuml;. Muammer Kaddafi ile T&uuml;rkiye 2011 yılında bir anlaşma yapacaktı ama Libya&rsquo;da kaos &ccedil;ıktı ve Kaddafi devrildi.</p> <p>L&uuml;bnan&rsquo;ın bundan sonra kiminle anlaşma yapacağı &ouml;nem arz ediyor. Fransa&rsquo;nın Doğu Akdeniz ve Libya&rsquo;daki hesabını T&uuml;rkiye bozdu. Bu y&uuml;zden Emmanuel Macron her fırsatta T&uuml;rkiye&rsquo;yi hedef alan beyanatlar veriyor.</p> <p>&Ouml;te yandan &Ccedil;in, Hayfa limanı konusunda İsrail&rsquo;le anlaşmıştı. ABD buna tepki g&ouml;sterdi; anlaşmanın mimarı olan İsrail&rsquo;deki &Ccedil;in b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;isi esrarengiz bir şekilde &ouml;ld&uuml;. &Ccedil;in&rsquo;in Hayfa projesi raftaki yerini aldı. &Ccedil;in bu y&uuml;zden Beyrut limanını işletmek &uuml;zere bir anlaşma yapmaya daha fazla &ouml;nem vermeye başlamıştı.</p> <p>Hizbullah&rsquo;ın etkin olduğu parlamento ve L&uuml;bnan h&uuml;k&uuml;meti sebebiyle, İsrail&rsquo;in &ccedil;ıkarına bir hat anlaşması yapılamadı. L&uuml;bnan kilit bir &uuml;lke haline geldi. L&uuml;bnan ile İsrail arasında hem deniz enerji hattı hem de M&uuml;nhasır Ekonomik B&ouml;lge (MEB) sınır alanlarında anlaşmazlık var.</p> <p>2018&rsquo;in başlarında L&uuml;bnan h&uuml;k&uuml;meti, &uuml;lkenin ilk denizaşırı lisans verme işlemini başlattı. H&uuml;k&uuml;metin T&uuml;rk şirketlerini de davet edeceği haberleri bu sırada duyuldu.</p> <p>2018&rsquo;de İsrail genelkurmay başkanı &ldquo;L&uuml;bnan&rsquo;daki Hizbullah ile savaş olacak&rdquo; dedi. Bu yılın Mart ayında İsrail&rsquo;in deniz tatbikatı olası bir L&uuml;bnan m&uuml;dahalesi i&ccedil;indi. İsrail&rsquo;in L&uuml;bnan&rsquo;a saldırmasına karşı koyacak tek g&uuml;&ccedil; olarak Hizbullah g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. Ancak Hizbullah&rsquo;ın bu durumda İsrail&rsquo;le savaş kapasitesi sınırlanmış oldu. İran ve desteklediği Hizbullah patlama sebebiyle en fazla g&uuml;&ccedil; kaybına uğrayan akt&ouml;rler durumunda. L&uuml;bnan Akdeniz i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;nemli bir konuma sahip ve k&uuml;resel g&uuml;&ccedil;ler burada yeni avantajlar elde etme yarışında. Bu bağlamda &Ccedil;in ve Rusya liman projesiyle ilgileniyorlar. Fransa da liman konusuyla ilgili olmakla birlikte, ekonomik g&ouml;stergeleri olumsuz y&ouml;nde seyrettiğinden, Almanya ile ortak bir proje peşinde. İngiltere ve ABD ise g&uuml;venlik ve enerji &ccedil;ıkarlarını &ouml;ne &ccedil;ıkarıyorlar.</p> <h3>Sonu&ccedil;</h3> <p>Son y&uuml;zyılda i&ccedil; savaşların adeta kanıksandığı L&uuml;bnan&rsquo;daki &ccedil;atışmalar, sadece i&ccedil;erideki grupların g&uuml;&ccedil; ve otorite elde etme m&uuml;cadelesi olmamış, b&ouml;lgedeki emperyalist &ccedil;ıkarlarını azami d&uuml;zeyde tutmak isteyen g&uuml;&ccedil;lerin tutarsız projelerinin birer par&ccedil;ası olmuştur. &Uuml;lkede manda rejimiyle kurgulanan, matruşka bebekler gibi i&ccedil; i&ccedil;e ge&ccedil;miş etnik, dini ve mezhepsel tabanlı par&ccedil;alı sistem, bitmek bilmeyen dış m&uuml;dahalelerin ve i&ccedil; savaşların başlamasında ve devamında en temel unsur olmuştur. Yine bu sebeplere bağlı olarak, Beyrut tekrar i&ccedil; savaş d&ouml;nemlerindeki fotoğrafları vermeye başladı.</p> <p>Beyrut limanını yıkan ve 20-25 kilometre uzağına kadar tesirleri g&ouml;r&uuml;len patlamaya sebep olan amonyum nitrat limana 2013&rsquo;te indirilmiş. O g&uuml;nden bug&uuml;ne liman yetkilileri h&uuml;k&uuml;mete durumu s&uuml;rekli rapor etmiş. Ama ihmalkarlık ve bozuk d&uuml;zen y&uuml;z&uuml;nden gereken yapılmamış. Kimse ne olduğunu h&acirc;l&acirc; tam olarak bilmiyor. Bilenler belki de &ouml;ld&uuml;. Bu patlama sadece limanı yıkmadı, 300 bin kişi de evsiz kaldı. Yani en az 50 bin ailenin yuvası yıkıldı. Sayıları 1,5-2 milyona ulaşan m&uuml;lteci durumundaki Filistinli ve Suriyeli mağdurlara ve bir şekilde &ccedil;adır kamplarda yaşayan insanlara yenileri eklendi. Patlama parlamento binasını ve başbakanlık binasını hem madden hem de manen yıktı; Fransa&rsquo;nın manda rejimi d&ouml;neminde kurulmuş sistemini de beraberinde yıktı.</p> <p>L&uuml;bnan i&ccedil;in &ccedil;ıkış yolu &ccedil;ağdaş bir ulus devlet kurmasındadır. 1932 yılından itibaren yapılmayan bir n&uuml;fus sayımı, ger&ccedil;eğe dayalı insan kaynağını tespit etmek a&ccedil;ısından &ouml;nemli. Ger&ccedil;ek n&uuml;fusu bilmek, &uuml;lkenin altyapı planlamasını yapmanın yanında, eşit ve adil bir siyasi d&uuml;zen kurmak a&ccedil;ısından da elzem hale geldi. Dini, mezhepsel ve etnik gruplara kotalar veren sistem yıkılmıştır. L&uuml;bnan&rsquo;da tam anlamıyla &ccedil;ağdaş ve laik bir y&ouml;netim kurulmalı. &Ccedil;ağdaş ve ileri hi&ccedil;bir Batı &uuml;lkesinde &ouml;rneği olmayan, devlet i&ccedil;inde devlet yapılarına son verilmeli. Bunu yapacak olan L&uuml;bnan halkıdır. Fransa&rsquo;nın mandacı mantıkla dikte ettiği &ldquo;Milli Misak&rdquo; ve &ldquo;1989 Taif Anlaşmasıyla&rdquo; restore edilen siyasi sistem &ccedil;&ouml;km&uuml;şt&uuml;r. Batı&rsquo;dan akıl almak, uluslararası yardım beklemek, emir almak demektir; &ccedil;arpık sistemin devamı demektir. Bu bakımdan, Fransa&rsquo;nın patlamayı soruşturmak &uuml;zere uluslararası komisyon &ccedil;ağrısına L&uuml;bnan Meclis Başkanı Nebih Berri&rsquo;nin tepki g&ouml;stermesi umut vericidir.</p> <p>Y&uuml;zde 95&rsquo;i Arap ve anadili Arap&ccedil;a olan L&uuml;bnan halkı &ldquo;Egemenlik milletindir&rdquo; ilkesi etrafında toplanma ferasetini g&ouml;sterip etnik, dini ve mezhepsel ayrımcılık yapmadan, cemaatlere değil de fertlerin &ouml;zg&uuml;r iradesine dayanan, ger&ccedil;ek bir ulus-devlet inşa edebilir. Fenike medeniyetini Akdeniz&rsquo;e h&acirc;kim kılan bir ge&ccedil;mişe sahip olmak, 1516-1918&rsquo;e kadar s&uuml;ren g&ouml;rece barış d&ouml;nemiyle birlikte son y&uuml;zyılda yaşanan kaotik ortamı da iyice analiz etmek, L&uuml;bnan halkına her zaman ilham kaynağı olacaktır.</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.