Biden döneminde İsrail'in 'altın çağı' kapanabilir

DÜNYA (AA) - Anadolu Ajansı | 17.11.2020 - 10:34, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Biden döneminde İsrail'in 'altın çağı' kapanabilir

Obama yönetimi süresince ABD-İsrail ilişkileri belki de hiç olmadığı ölçülerde gerilmişti. Yeni Amerikan yönetiminin de İsrail siyaseti hususunda benzer bir gerilim potansiyeli taşıdığını iddia etmek mümkün oluyor.
<p>3 Kasım 2020&rsquo;de yapılan&nbsp;ABD başkanlık se&ccedil;imlerinin resmi olmayan sonu&ccedil;larına g&ouml;re,&nbsp;Joe Biden&nbsp;se&ccedil;im yarışını &ouml;nde bitirerek &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde başkanlık koltuğuna oturmaya hak kazandı. D&ouml;rt yıl boyunca Amerikan siyasetine y&ouml;n verecek pozisyonuyla Biden &ldquo;devraldığı enkazı&rdquo; tamirle uğraşacak.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>Biden&rsquo;ın Obama y&ouml;netiminde başkan yardımcısı olarak &ccedil;alışmış olması &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;rt yılı anlayabilmek adına kullanışlı bir veri havuzu sunuyor. Dahası, bizzat Obama&rsquo;nın da siyaseten etkin bir akt&ouml;r olarak konumlanmaya &ccedil;alıştığı g&ouml;zlemlenebiliyor. Bu durumda Obama y&ouml;netimiyle Biden y&ouml;netimi arasında s&uuml;reklilikler olabileceğini &ouml;ng&ouml;rmek, hata payı d&uuml;ş&uuml;k bir &ccedil;ıkarım olacaktır.</blockquote> <p>İ&ccedil; siyasette radikal kırılmaların s&ouml;z konusu olduğu ABD, parti i&ccedil;i ilişkiler ve dengeler a&ccedil;ısından dahi olduk&ccedil;a sorunlu ve ihtilaflı bir geleceğe yelken a&ccedil;mış g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Bu bağlamda, Biden y&ouml;netimi i&ccedil; siyasetteki uğraşı alanlarından otonomi kazanabildiği &ouml;l&ccedil;&uuml;de, dış politikaya Demokratların damgasını vurmak isteyecektir. Fakat Amerikan dış politikası ve onun Orta Doğu bağlamındaki konumu, sorgulanmaya epey a&ccedil;ık bir i&ccedil;erik sunuyor. Hegemonik pozisyonunu bir s&uuml;redir kaybeden ya da bu pozisyondan bir s&uuml;redir geri &ccedil;ekilmek zorunda kalan Amerikan g&uuml;c&uuml;, Orta Doğu&rsquo;daki dengeleri etkileyebilme kabiliyetini muhafaza etmekle birlikte, başat akt&ouml;r olma l&uuml;ks&uuml;n&uuml; kaybetmiş bir profil arz ediyor.</p> <p>Bug&uuml;n ise artık Demokratların se&ccedil;im zaferiyle şekillenecek bir gelecekten bahsetmek gerekiyor. Bu bağlamda d&ouml;n&uuml;p bakılacak temel referans ise bir &ouml;nceki Demokrat y&ouml;netimin uygulamaları olabilir. Biden&rsquo;ın aynı zamanda Barack Obama y&ouml;netiminde başkan yardımcısı olarak &ccedil;alışmış olması da &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;rt yılı anlayabilmek adına kullanışlı bir veri havuzu sunuyor. Dahası, bizzat Obama&rsquo;nın da siyaseten etkin bir akt&ouml;r olarak konumlanmaya &ccedil;alıştığı g&ouml;zlemlenebiliyor. Bu durumda Obama y&ouml;netimiyle Biden y&ouml;netimi arasında birtakım s&uuml;reklilikler olabileceğini &ouml;ng&ouml;rmek, hata payı d&uuml;ş&uuml;k bir &ccedil;ıkarım olacaktır.</p> <p>Yapısal olarak bakıldığında, Demokratların Cumhuriyet&ccedil;ilere nazaran &ccedil;ok taraflılığa verdikleri &ouml;nem, uluslararası politikaya bakışlarını da &ouml;zetler nitelikte. Cumhuriyet&ccedil;i y&ouml;netimlerin tek taraflı uygulamaları hilafına, Demokratlar uluslararası meşruiyeti &ouml;nemseyen bir profil &ccedil;iziyorlar ve Amerikan g&uuml;c&uuml;n&uuml;n kullanımı konusunda daha temkinliler. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, Demokratların uluslararası politikadaki stratejik partnerlerine y&uuml;kledikleri anlam da daha farklı bir seyir izliyor. Biden y&ouml;netiminin uluslararası ittifakları &ouml;ne &ccedil;ıkaracağına y&ouml;nelik g&uuml;&ccedil;l&uuml; beklentiler, haliyle Avrupalı m&uuml;ttefikleriyle daha uyumlu bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m sunmasını da beraberinde getirecektir.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>Obama y&ouml;netimi s&uuml;resince ABD-İsrail ilişkileri belki de hi&ccedil; olmadığı &ouml;l&ccedil;&uuml;lerde gerilmişti. Obama y&ouml;netiminin giderayak BM&#39;de yapılan oylamada İsrail aleyhine &ccedil;ıkan kararda &ccedil;ekimser kaldığı hatırlanabilir. Bunlar alt alta konduğunda, yeni Amerikan y&ouml;netiminin de İsrail siyaseti hususunda benzer bir gerilim potansiyeli taşıdığını iddia etmek m&uuml;mk&uuml;n oluyor.</blockquote> <p>S&ouml;z konusu uyumun&nbsp;İsrail&rsquo;e y&uuml;kleyeceği maliyet ise Filistin sorunu kapsamındaki tek taraflı eylemlerinin ve bu eylemlere &ldquo;meşru&rdquo; bir zemin doğuran &ldquo;Y&uuml;zyılın Anlaşmasının&rdquo; sert bir reaksiyonla karşılaşma ihtimali. S&ouml;z gelimi, Biden y&ouml;netimi Trump d&ouml;neminde Kud&uuml;s&rsquo;e taşınan ABD b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliğini Tel Aviv&rsquo;e yeniden taşımaktan ziyade, muhayyel Filistin devletine istinaden Doğu Kud&uuml;s&rsquo;e bir diplomatik misyon a&ccedil;arak s&ouml;z konusu dengesizliğin &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ebilir. Bu noktada belirtilmelidir ki Avrupalı g&uuml;&ccedil;lerin Filistin meselesi bağlamındaki pozisyonları, iki devletli ve hakkaniyetli bir &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; esas almaktadır. Bu bağlamda, transatlantik ilişkilerin g&uuml;&ccedil;lendirilmesi, Filistin meselesinde doğrudan bir sonu&ccedil; olarak g&ouml;r&uuml;lemeyecek olsa da, Amerikan y&ouml;netiminin manevra kabiliyetini ciddi bi&ccedil;imde etkileyecek ve belki de &ouml;nemli bir baskı unsuru oluşturacaktır.</p> <p>Ayrıca Biden y&ouml;netimi s&ouml;z konusu &ccedil;ok taraflılık uygulamalarıyla birlikte liberal bir d&uuml;nya d&uuml;zenini tesis etmeye &ccedil;alışacaktır. Her ne kadar Amerikan g&uuml;c&uuml;n&uuml;n d&uuml;ş&uuml;ş&uuml; artık bir realite olarak kabul edilse de, stratejik ortaklarına alan a&ccedil;an &ccedil;ok taraflı bir politik anlayışla, Demokratlar s&ouml;z konusu liberal d&uuml;zene hayat &ouml;p&uuml;c&uuml;ğ&uuml; verebileceklerine inanıyorlar. Bu bağlamda, &ccedil;ok taraflı bir vizyon, Filistin sorunu &ouml;zelinde daha dengeli bir yaklaşımı dayatacaktır. Nihayetinde Filistin meselesi kapsamındaki olası dengeli tutumuyla Biden y&ouml;netimi, Trump y&ouml;netimi s&uuml;resince ciddi erozyona uğramış olan Amerikan imajının uluslararası meşruiyetini tazeleyecek ve dolayısıyla yumuşak g&uuml;&ccedil; kapasitesini restore edebilecektir.</p> <p>Amerikan y&ouml;netimlerinin tarihsel olarak İsrail konusunda genel ge&ccedil;er bir tarzda hareket ettiklerine dair g&uuml;&ccedil;l&uuml; arg&uuml;manlar mevcut. Lakin &ouml;zellikle Obama y&ouml;netimi s&uuml;resince ABD-İsrail ilişkileri belki de hi&ccedil; olmadığı &ouml;l&ccedil;&uuml;lerde gerilmişti. İsrail Başbakanı Netanyahu&rsquo;nun 2012 yılındaki Amerikan se&ccedil;imlerinde Obama aleyhindeki tanıtımlara bizzat katılması hafızalarda yerini koruyor. Obama y&ouml;netiminin ise giderayak Birleşmiş Milletler&rsquo;de (BM) yapılan oylamada İsrail aleyhine &ccedil;ıkan kararda &ccedil;ekimser kaldığı hatırlanabilir. B&uuml;t&uuml;n bu sayılanlar alt alta konulduğunda, yeni Amerikan y&ouml;netiminin de İsrail siyaseti hususunda benzer bir gerilim potansiyeli taşıdığını iddia etmek m&uuml;mk&uuml;n oluyor.</p> <p>Obama y&ouml;netiminin kadrolarıyla hareket edeceğine y&ouml;nelik g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir beklenti bulunan Biden, Demokratların İsrail-Filistin konusuna bakışını da ana hatlarıyla temsil edecek gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Bu bağlamda Biden y&ouml;netimi İsrail&rsquo;in ilhak politikalarına ve yerleşim stratejilerine set &ccedil;ekebilir. Trump y&ouml;netiminin biraz da alelacele kotardığı &ldquo;Y&uuml;zyılın Anlaşması&rdquo; ve bu anlaşmanın sunduğu imk&acirc;nlar, Biden y&ouml;netimi nezdinde desteklenebilir olmaktan uzak g&ouml;r&uuml;n&uuml;yorlar. İsrail&rsquo;e Filistin&rsquo;deki hukuk dışı yerleşimleri ilhak edebilme imk&acirc;nı tanıyan s&ouml;z konusu plan, Demokratların iktidarında rafa kaldırılabilir. Kaldı ki Biden y&ouml;netimi, b&uuml;t&uuml;nc&uuml;l bir yorumla değerlendirildiğinde, &ldquo;Y&uuml;zyılın Anlaşmasından&rdquo; Trump y&ouml;netiminin karakteristiğini taşımasından dolayı da memnuniyetsizlik duyacaktır. Hakkaniyetli bir perspektifi benimseyebilmek ve Filistin y&ouml;netimini s&uuml;rece d&acirc;hil edebilmek adına, Biden y&ouml;netiminin farklı bir g&uuml;zerg&acirc;h keşfetmesi beklenebilir.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>Trump y&ouml;netimi d&ouml;neminde İsrail&rsquo;in elde ettiği kazanımlara yeni d&ouml;nemde halel gelmeyeceği beklense de, İsrail-Arap yakınlaşması s&uuml;recinde birtakım problemli d&ouml;neme&ccedil;ler s&ouml;z konusu olabilir.</blockquote> <p>Trump y&ouml;netiminin tek taraflı eylemlerine bir &ouml;rnek olarak &ldquo;Y&uuml;zyılın Anlaşması&rdquo;, Biden y&ouml;netimi d&ouml;neminde yeniden g&uuml;&ccedil;lendirilecek transatlantik ilişkiler bağlamında da akamete uğrayabilir. Bu a&ccedil;ıdan bakıldığında, Avrupalı g&uuml;&ccedil;lerin &ouml;zellikle AB değerleri &uuml;zerinden yapacakları eleştirilerin kapasitesi, İsrail&rsquo;in stratejik hesaplarını zora sokabilir. Lakin bug&uuml;n itibarıyla farklı bir değerlendirme yapmak da m&uuml;mk&uuml;n. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde İsrail, &ouml;zellikle Doğu Akdeniz&rsquo;deki gaz rezervlerinin oluşturduğu atmosferde, hızlı bir bi&ccedil;imde Yunanistan-G&uuml;ney Kıbrıs Rum Y&ouml;netimi (GKRY) ikilisiyle askeri bir angajmana girmiş durumda. S&ouml;z konusu iki &uuml;lkenin Avrupa Birliği (AB) karar alma s&uuml;re&ccedil;lerinde İsrail lehine bir payanda olmaları, h&acirc;lihazırdaki ilişkilerinin seviyesi g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurulduğunda, hi&ccedil; de şaşılacak bir sonu&ccedil; değil. Bu bağlamda İsrail, AB nezdinde iki &ouml;nemli m&uuml;ttefik elde etmiş g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Her şart altında, Biden y&ouml;netiminin Avrupalı g&uuml;&ccedil;lerle ilişkilerini konsolide etmesi, bir seviyeye kadar İsrail&rsquo;e y&ouml;nelik eleştiri d&uuml;zeyini artıracak olsa da, AB nezdinde girişimler &uuml;zerinden sonu&ccedil; alınmasını sağlayabilecek bir potansiyelden uzak.</p> <p>&Ouml;zellikle Trump y&ouml;netimi d&ouml;neminde İsrail&rsquo;in elde ettiği kazanımlara halel gelmeyeceği beklense de, İsrail-Arap yakınlaşması s&uuml;recinde birtakım problemli d&ouml;neme&ccedil;ler s&ouml;z konusu olabilir. Bug&uuml;ne kadar yapılan &uuml;&ccedil; normalleşme anlaşmasından ikisi, Amerikan y&ouml;netiminin ya silah satışlarıyla ya da sağlayacağı diplomatik kolaylıklarla m&uuml;mk&uuml;n olabildi. Bu a&ccedil;ıdan bakıldığında hem Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) hem de Sudan&rsquo;la yapılan normalleşme anlaşmaları, aslında b&uuml;y&uuml;k oranda Amerikan y&ouml;netiminin eserleriydiler. İran tehdidinin temizlendiği bir atmosferde İsrail-Arap yakınlaşması i&ccedil;in makul bir referans objesi bulunsa da, Amerikan g&uuml;c&uuml;n&uuml;n zorlayıcılığı, s&ouml;z konusu normalleşme s&uuml;recini hi&ccedil; değilse hızlı bir bi&ccedil;imde m&uuml;mk&uuml;n kıldı.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>Yeni Amerikan y&ouml;netiminin destek vermediği ya da İran&rsquo;la tesis edeceği bir anlaşma yoluyla anlamsızlaştıracağı bir g&uuml;venlikleştirme s&uuml;reci, bug&uuml;n iyiden iyiye belirginleşen İsrail-Arap yakınlaşmasının da altını oyabilir.</blockquote> <p>Fakat bu aşamada Amerikan y&ouml;netiminin politikaları a&ccedil;ısından bir rezerv koyma ihtiyacı doğuyor. İlk olarak belirtilmeli ki Biden y&ouml;netimi de diğer Demokrat y&ouml;netimler gibi liberal bir d&uuml;nya vizyonuna sahip. Bu bağlamda, demokrasinin promosyonu bir dış politika aracı olarak işlevselleştirilecektir. Bir diğer ifadeyle, Biden y&ouml;netiminin Arap otokrasileriyle uyumsuz bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m sergilemesi gayet m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Kaldı ki bir u&ccedil; nokta olarak, 2018 yılında Suudi gazeteci Cemal Kaşık&ccedil;ı&rsquo;nın katledilmesi (her ne kadar Trump y&ouml;netimi d&ouml;neminde &ouml;rtbas edilse de) artık başlı başına b&uuml;y&uuml;k bir problem oluşturacağa benziyor. S&ouml;z konusu cinayette oynadığı başat rol sebebiyle, Suudi veliaht prensi Muhammed Bin Selman&rsquo;ın siyasi kariyeri &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;rt senelik s&uuml;re zarfında yavaşlayabilir. Biden y&ouml;netimiyle uzlaşı aramak zorunluluğu hissedecek Arap otokrasilerinin i&ccedil; siyasetteki hamleleriyle kendilerini anlatma &ccedil;abalarına tanıklık edebiliriz. Bu a&ccedil;ıdan değerlendirildiğinde, Arap otokrasilerindeki d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m s&uuml;recinin en azından vitrin d&uuml;zenlemeleri bağlamında hızlanması da beklenebilir.</p> <p>Lakin burada da istisnalar mevcut. Yine d&ouml;n&uuml;p Obama y&ouml;netiminin performansına bakmak, bu noktada a&ccedil;ıklayıcı olabilir. Her ne kadar liberal bir d&uuml;nya vizyonuyla hareket etmiş olsa da, Obama y&ouml;netimi (belki de bizatihi tetikleyicisi olduğu) Arap Baharını ve s&ouml;z konusu halk hareketlerinin Arap d&uuml;nyasında meydana getirebileceği demokratikleşme potansiyelini &ouml;ks&uuml;z bırakmıştı. Bir &ccedil;elişki olarak g&ouml;r&uuml;lebilecek bu durum, &ouml;zellikle Mısır&rsquo;da ger&ccedil;ekleşen 3 Temmuz 2013&rsquo;teki askeri darbeye karşı Amerikan y&ouml;netiminin takındığı umursamaz tutumla per&ccedil;inlenmişti. Bu bağlamda, Amerikan y&ouml;netimlerinin stratejik hesaplarının vizyoner pozisyonlarına galebe &ccedil;aldığı iddia edilebilir ve Biden y&ouml;netiminden de benzer bir performans beklenebilir. Arap otokrasilerine karşı pragmatik bir pozisyon, Amerikan y&ouml;netimleri a&ccedil;ısından kullanışlı g&ouml;r&uuml;nmektedir.</p> <p>Ayrıca yukarıda bahsi ge&ccedil;en İran tehdidinin g&uuml;venlikleştirilme s&uuml;reci de bu d&ouml;nemde akamete uğrayacak gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Trump y&ouml;netiminin 2015 yılında imza edilen İran N&uuml;kleer Anlaşması&rsquo;ndan tek taraflı bir bi&ccedil;imde &ccedil;ekilmesi ve akabinde İran&rsquo;a y&ouml;nelik g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir pozisyon belirlemesi, İsrail dış politikasının temel dayanaklarından birini oluşturmuştu. Fakat Biden y&ouml;netiminin s&ouml;z konusu anlaşmaya tekrar d&ouml;neceğini belirtmesi, İran&rsquo;ın bir tehdit olarak kabul edilmesi s&uuml;recini sekteye uğratabilir. Bu a&ccedil;ıdan bakıldığında, Amerikan y&ouml;netiminin destek vermediği ya da İran&rsquo;la tesis edeceği bir anlaşma yoluyla anlamsızlaştıracağı bir g&uuml;venlikleştirme s&uuml;reci, bug&uuml;n iyiden iyiye belirginleşen İsrail-Arap yakınlaşmasının da altını oyabilir. Bu a&ccedil;ıdan bakıldığında, &ouml;zellikle de meşruiyet zeminini kaybetmesi durumunda, İsrail-Arap yakınlaşması otokratik Arap rejimlerinin istikrarsızlaşmasını da beraberinde getirebilir.</p> <p>Bu aşamada belirtilmesi gereken &ccedil;elişkili bir nokta ise aynı s&uuml;recin İsrail-Arap yakınlaşmasını daha da hızlandırabilme ihtimali. Daha ziyade teorik bir &ccedil;er&ccedil;evede d&uuml;ş&uuml;n&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde, ortak bir tehdit olarak g&ouml;r&uuml;len İran&rsquo;a karşı İsrail ve Arap &uuml;lkelerinin yakınlaşması ve bir ittifak ilişkisi geliştirmesi, k&acirc;ğıt &uuml;zerinde beklenebilecek bir sonu&ccedil;. Lakin yukarıda da ifade edilen İsrail-Arap normalleşme anlaşmaları, &ouml;zellikle Trump y&ouml;netiminin yoğun baskılarıyla ger&ccedil;ekleşmişti. Bu bağlamda, Arap otokrasilerinin İsrail&rsquo;le normalleşme anlaşmalarından beklentileri, İran&rsquo;ı dengelemekten &ouml;nce, Amerikan silahlarına ve diplomatik desteğine sahip olmaktır. Kısacası, s&ouml;z konusu İsrail-Arap yakınlaşmasının hızlanabileceğine y&ouml;nelik &ouml;ng&ouml;r&uuml;ler, Biden y&ouml;netiminin Arap beklentilerini ne &ouml;l&ccedil;&uuml;de karşılayabileceğiyle doğru orantılı.</p> <p>Sonu&ccedil; olarak, Biden y&ouml;netiminin olası politikaları İsrail kamuoyunda da yoğun bir bi&ccedil;imde tartışılıyor. Hatta Netanyahu&rsquo;nun sosyal medya profilindeki Trump&rsquo;la &ccedil;ekilmiş fotoğrafını hala değiştirmemiş olması, İsrail&rsquo;in yeni se&ccedil;ilmiş Amerikan y&ouml;netimine bir mesajı olarak d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lebilir. Netanyahu her ne kadar Cumhuriyet&ccedil;i-Demokrat ayrımı g&ouml;zetmediğini dile getirse de, Cumhuriyet&ccedil;i Trump y&ouml;netimi İsrail&rsquo;e &ldquo;altın &ccedil;ağını&rdquo; yaşatmıştır. Neredeyse b&uuml;t&uuml;n sorunlu ulusal g&uuml;venlik ve dış politika konularında İsrail, Trump y&ouml;netiminin desteğiyle bir &ldquo;&ccedil;&ouml;z&uuml;me&rdquo; kavuşmuştur. Bu &ldquo;altın &ccedil;ağın&rdquo; Biden y&ouml;netimiyle kapanması daha olası g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor.</p> <p>[Dr. Ceyhun &Ccedil;i&ccedil;ek&ccedil;i Bandırma Onyedi Eyl&uuml;l &Uuml;niversitesi&rsquo;nde &ouml;ğretim g&ouml;revlisidir ve &ldquo;K&uuml;resel ve B&ouml;lgesel G&uuml;&ccedil;lerin Ortadoğu Politikaları: Arap Baharı ve Sonrası&rdquo; isimli kitabın ortak edit&ouml;r&uuml;d&uuml;r]</p>
Obama yönetimi süresince ABD-İsrail ilişkileri belki de hiç olmadığı ölçülerde gerilmişti. Yeni Amerikan yönetiminin de İsrail siyaseti hususunda benzer bir gerilim potansiyeli taşıdığını iddia etmek mümkün oluyor.
<p>3 Kasım 2020&rsquo;de yapılan&nbsp;ABD başkanlık se&ccedil;imlerinin resmi olmayan sonu&ccedil;larına g&ouml;re,&nbsp;Joe Biden&nbsp;se&ccedil;im yarışını &ouml;nde bitirerek &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde başkanlık koltuğuna oturmaya hak kazandı. D&ouml;rt yıl boyunca Amerikan siyasetine y&ouml;n verecek pozisyonuyla Biden &ldquo;devraldığı enkazı&rdquo; tamirle uğraşacak.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>Biden&rsquo;ın Obama y&ouml;netiminde başkan yardımcısı olarak &ccedil;alışmış olması &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;rt yılı anlayabilmek adına kullanışlı bir veri havuzu sunuyor. Dahası, bizzat Obama&rsquo;nın da siyaseten etkin bir akt&ouml;r olarak konumlanmaya &ccedil;alıştığı g&ouml;zlemlenebiliyor. Bu durumda Obama y&ouml;netimiyle Biden y&ouml;netimi arasında s&uuml;reklilikler olabileceğini &ouml;ng&ouml;rmek, hata payı d&uuml;ş&uuml;k bir &ccedil;ıkarım olacaktır.</blockquote> <p>İ&ccedil; siyasette radikal kırılmaların s&ouml;z konusu olduğu ABD, parti i&ccedil;i ilişkiler ve dengeler a&ccedil;ısından dahi olduk&ccedil;a sorunlu ve ihtilaflı bir geleceğe yelken a&ccedil;mış g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Bu bağlamda, Biden y&ouml;netimi i&ccedil; siyasetteki uğraşı alanlarından otonomi kazanabildiği &ouml;l&ccedil;&uuml;de, dış politikaya Demokratların damgasını vurmak isteyecektir. Fakat Amerikan dış politikası ve onun Orta Doğu bağlamındaki konumu, sorgulanmaya epey a&ccedil;ık bir i&ccedil;erik sunuyor. Hegemonik pozisyonunu bir s&uuml;redir kaybeden ya da bu pozisyondan bir s&uuml;redir geri &ccedil;ekilmek zorunda kalan Amerikan g&uuml;c&uuml;, Orta Doğu&rsquo;daki dengeleri etkileyebilme kabiliyetini muhafaza etmekle birlikte, başat akt&ouml;r olma l&uuml;ks&uuml;n&uuml; kaybetmiş bir profil arz ediyor.</p> <p>Bug&uuml;n ise artık Demokratların se&ccedil;im zaferiyle şekillenecek bir gelecekten bahsetmek gerekiyor. Bu bağlamda d&ouml;n&uuml;p bakılacak temel referans ise bir &ouml;nceki Demokrat y&ouml;netimin uygulamaları olabilir. Biden&rsquo;ın aynı zamanda Barack Obama y&ouml;netiminde başkan yardımcısı olarak &ccedil;alışmış olması da &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;rt yılı anlayabilmek adına kullanışlı bir veri havuzu sunuyor. Dahası, bizzat Obama&rsquo;nın da siyaseten etkin bir akt&ouml;r olarak konumlanmaya &ccedil;alıştığı g&ouml;zlemlenebiliyor. Bu durumda Obama y&ouml;netimiyle Biden y&ouml;netimi arasında birtakım s&uuml;reklilikler olabileceğini &ouml;ng&ouml;rmek, hata payı d&uuml;ş&uuml;k bir &ccedil;ıkarım olacaktır.</p> <p>Yapısal olarak bakıldığında, Demokratların Cumhuriyet&ccedil;ilere nazaran &ccedil;ok taraflılığa verdikleri &ouml;nem, uluslararası politikaya bakışlarını da &ouml;zetler nitelikte. Cumhuriyet&ccedil;i y&ouml;netimlerin tek taraflı uygulamaları hilafına, Demokratlar uluslararası meşruiyeti &ouml;nemseyen bir profil &ccedil;iziyorlar ve Amerikan g&uuml;c&uuml;n&uuml;n kullanımı konusunda daha temkinliler. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, Demokratların uluslararası politikadaki stratejik partnerlerine y&uuml;kledikleri anlam da daha farklı bir seyir izliyor. Biden y&ouml;netiminin uluslararası ittifakları &ouml;ne &ccedil;ıkaracağına y&ouml;nelik g&uuml;&ccedil;l&uuml; beklentiler, haliyle Avrupalı m&uuml;ttefikleriyle daha uyumlu bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m sunmasını da beraberinde getirecektir.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>Obama y&ouml;netimi s&uuml;resince ABD-İsrail ilişkileri belki de hi&ccedil; olmadığı &ouml;l&ccedil;&uuml;lerde gerilmişti. Obama y&ouml;netiminin giderayak BM&#39;de yapılan oylamada İsrail aleyhine &ccedil;ıkan kararda &ccedil;ekimser kaldığı hatırlanabilir. Bunlar alt alta konduğunda, yeni Amerikan y&ouml;netiminin de İsrail siyaseti hususunda benzer bir gerilim potansiyeli taşıdığını iddia etmek m&uuml;mk&uuml;n oluyor.</blockquote> <p>S&ouml;z konusu uyumun&nbsp;İsrail&rsquo;e y&uuml;kleyeceği maliyet ise Filistin sorunu kapsamındaki tek taraflı eylemlerinin ve bu eylemlere &ldquo;meşru&rdquo; bir zemin doğuran &ldquo;Y&uuml;zyılın Anlaşmasının&rdquo; sert bir reaksiyonla karşılaşma ihtimali. S&ouml;z gelimi, Biden y&ouml;netimi Trump d&ouml;neminde Kud&uuml;s&rsquo;e taşınan ABD b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliğini Tel Aviv&rsquo;e yeniden taşımaktan ziyade, muhayyel Filistin devletine istinaden Doğu Kud&uuml;s&rsquo;e bir diplomatik misyon a&ccedil;arak s&ouml;z konusu dengesizliğin &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ebilir. Bu noktada belirtilmelidir ki Avrupalı g&uuml;&ccedil;lerin Filistin meselesi bağlamındaki pozisyonları, iki devletli ve hakkaniyetli bir &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; esas almaktadır. Bu bağlamda, transatlantik ilişkilerin g&uuml;&ccedil;lendirilmesi, Filistin meselesinde doğrudan bir sonu&ccedil; olarak g&ouml;r&uuml;lemeyecek olsa da, Amerikan y&ouml;netiminin manevra kabiliyetini ciddi bi&ccedil;imde etkileyecek ve belki de &ouml;nemli bir baskı unsuru oluşturacaktır.</p> <p>Ayrıca Biden y&ouml;netimi s&ouml;z konusu &ccedil;ok taraflılık uygulamalarıyla birlikte liberal bir d&uuml;nya d&uuml;zenini tesis etmeye &ccedil;alışacaktır. Her ne kadar Amerikan g&uuml;c&uuml;n&uuml;n d&uuml;ş&uuml;ş&uuml; artık bir realite olarak kabul edilse de, stratejik ortaklarına alan a&ccedil;an &ccedil;ok taraflı bir politik anlayışla, Demokratlar s&ouml;z konusu liberal d&uuml;zene hayat &ouml;p&uuml;c&uuml;ğ&uuml; verebileceklerine inanıyorlar. Bu bağlamda, &ccedil;ok taraflı bir vizyon, Filistin sorunu &ouml;zelinde daha dengeli bir yaklaşımı dayatacaktır. Nihayetinde Filistin meselesi kapsamındaki olası dengeli tutumuyla Biden y&ouml;netimi, Trump y&ouml;netimi s&uuml;resince ciddi erozyona uğramış olan Amerikan imajının uluslararası meşruiyetini tazeleyecek ve dolayısıyla yumuşak g&uuml;&ccedil; kapasitesini restore edebilecektir.</p> <p>Amerikan y&ouml;netimlerinin tarihsel olarak İsrail konusunda genel ge&ccedil;er bir tarzda hareket ettiklerine dair g&uuml;&ccedil;l&uuml; arg&uuml;manlar mevcut. Lakin &ouml;zellikle Obama y&ouml;netimi s&uuml;resince ABD-İsrail ilişkileri belki de hi&ccedil; olmadığı &ouml;l&ccedil;&uuml;lerde gerilmişti. İsrail Başbakanı Netanyahu&rsquo;nun 2012 yılındaki Amerikan se&ccedil;imlerinde Obama aleyhindeki tanıtımlara bizzat katılması hafızalarda yerini koruyor. Obama y&ouml;netiminin ise giderayak Birleşmiş Milletler&rsquo;de (BM) yapılan oylamada İsrail aleyhine &ccedil;ıkan kararda &ccedil;ekimser kaldığı hatırlanabilir. B&uuml;t&uuml;n bu sayılanlar alt alta konulduğunda, yeni Amerikan y&ouml;netiminin de İsrail siyaseti hususunda benzer bir gerilim potansiyeli taşıdığını iddia etmek m&uuml;mk&uuml;n oluyor.</p> <p>Obama y&ouml;netiminin kadrolarıyla hareket edeceğine y&ouml;nelik g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir beklenti bulunan Biden, Demokratların İsrail-Filistin konusuna bakışını da ana hatlarıyla temsil edecek gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Bu bağlamda Biden y&ouml;netimi İsrail&rsquo;in ilhak politikalarına ve yerleşim stratejilerine set &ccedil;ekebilir. Trump y&ouml;netiminin biraz da alelacele kotardığı &ldquo;Y&uuml;zyılın Anlaşması&rdquo; ve bu anlaşmanın sunduğu imk&acirc;nlar, Biden y&ouml;netimi nezdinde desteklenebilir olmaktan uzak g&ouml;r&uuml;n&uuml;yorlar. İsrail&rsquo;e Filistin&rsquo;deki hukuk dışı yerleşimleri ilhak edebilme imk&acirc;nı tanıyan s&ouml;z konusu plan, Demokratların iktidarında rafa kaldırılabilir. Kaldı ki Biden y&ouml;netimi, b&uuml;t&uuml;nc&uuml;l bir yorumla değerlendirildiğinde, &ldquo;Y&uuml;zyılın Anlaşmasından&rdquo; Trump y&ouml;netiminin karakteristiğini taşımasından dolayı da memnuniyetsizlik duyacaktır. Hakkaniyetli bir perspektifi benimseyebilmek ve Filistin y&ouml;netimini s&uuml;rece d&acirc;hil edebilmek adına, Biden y&ouml;netiminin farklı bir g&uuml;zerg&acirc;h keşfetmesi beklenebilir.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>Trump y&ouml;netimi d&ouml;neminde İsrail&rsquo;in elde ettiği kazanımlara yeni d&ouml;nemde halel gelmeyeceği beklense de, İsrail-Arap yakınlaşması s&uuml;recinde birtakım problemli d&ouml;neme&ccedil;ler s&ouml;z konusu olabilir.</blockquote> <p>Trump y&ouml;netiminin tek taraflı eylemlerine bir &ouml;rnek olarak &ldquo;Y&uuml;zyılın Anlaşması&rdquo;, Biden y&ouml;netimi d&ouml;neminde yeniden g&uuml;&ccedil;lendirilecek transatlantik ilişkiler bağlamında da akamete uğrayabilir. Bu a&ccedil;ıdan bakıldığında, Avrupalı g&uuml;&ccedil;lerin &ouml;zellikle AB değerleri &uuml;zerinden yapacakları eleştirilerin kapasitesi, İsrail&rsquo;in stratejik hesaplarını zora sokabilir. Lakin bug&uuml;n itibarıyla farklı bir değerlendirme yapmak da m&uuml;mk&uuml;n. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde İsrail, &ouml;zellikle Doğu Akdeniz&rsquo;deki gaz rezervlerinin oluşturduğu atmosferde, hızlı bir bi&ccedil;imde Yunanistan-G&uuml;ney Kıbrıs Rum Y&ouml;netimi (GKRY) ikilisiyle askeri bir angajmana girmiş durumda. S&ouml;z konusu iki &uuml;lkenin Avrupa Birliği (AB) karar alma s&uuml;re&ccedil;lerinde İsrail lehine bir payanda olmaları, h&acirc;lihazırdaki ilişkilerinin seviyesi g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurulduğunda, hi&ccedil; de şaşılacak bir sonu&ccedil; değil. Bu bağlamda İsrail, AB nezdinde iki &ouml;nemli m&uuml;ttefik elde etmiş g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Her şart altında, Biden y&ouml;netiminin Avrupalı g&uuml;&ccedil;lerle ilişkilerini konsolide etmesi, bir seviyeye kadar İsrail&rsquo;e y&ouml;nelik eleştiri d&uuml;zeyini artıracak olsa da, AB nezdinde girişimler &uuml;zerinden sonu&ccedil; alınmasını sağlayabilecek bir potansiyelden uzak.</p> <p>&Ouml;zellikle Trump y&ouml;netimi d&ouml;neminde İsrail&rsquo;in elde ettiği kazanımlara halel gelmeyeceği beklense de, İsrail-Arap yakınlaşması s&uuml;recinde birtakım problemli d&ouml;neme&ccedil;ler s&ouml;z konusu olabilir. Bug&uuml;ne kadar yapılan &uuml;&ccedil; normalleşme anlaşmasından ikisi, Amerikan y&ouml;netiminin ya silah satışlarıyla ya da sağlayacağı diplomatik kolaylıklarla m&uuml;mk&uuml;n olabildi. Bu a&ccedil;ıdan bakıldığında hem Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) hem de Sudan&rsquo;la yapılan normalleşme anlaşmaları, aslında b&uuml;y&uuml;k oranda Amerikan y&ouml;netiminin eserleriydiler. İran tehdidinin temizlendiği bir atmosferde İsrail-Arap yakınlaşması i&ccedil;in makul bir referans objesi bulunsa da, Amerikan g&uuml;c&uuml;n&uuml;n zorlayıcılığı, s&ouml;z konusu normalleşme s&uuml;recini hi&ccedil; değilse hızlı bir bi&ccedil;imde m&uuml;mk&uuml;n kıldı.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>Yeni Amerikan y&ouml;netiminin destek vermediği ya da İran&rsquo;la tesis edeceği bir anlaşma yoluyla anlamsızlaştıracağı bir g&uuml;venlikleştirme s&uuml;reci, bug&uuml;n iyiden iyiye belirginleşen İsrail-Arap yakınlaşmasının da altını oyabilir.</blockquote> <p>Fakat bu aşamada Amerikan y&ouml;netiminin politikaları a&ccedil;ısından bir rezerv koyma ihtiyacı doğuyor. İlk olarak belirtilmeli ki Biden y&ouml;netimi de diğer Demokrat y&ouml;netimler gibi liberal bir d&uuml;nya vizyonuna sahip. Bu bağlamda, demokrasinin promosyonu bir dış politika aracı olarak işlevselleştirilecektir. Bir diğer ifadeyle, Biden y&ouml;netiminin Arap otokrasileriyle uyumsuz bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m sergilemesi gayet m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Kaldı ki bir u&ccedil; nokta olarak, 2018 yılında Suudi gazeteci Cemal Kaşık&ccedil;ı&rsquo;nın katledilmesi (her ne kadar Trump y&ouml;netimi d&ouml;neminde &ouml;rtbas edilse de) artık başlı başına b&uuml;y&uuml;k bir problem oluşturacağa benziyor. S&ouml;z konusu cinayette oynadığı başat rol sebebiyle, Suudi veliaht prensi Muhammed Bin Selman&rsquo;ın siyasi kariyeri &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;rt senelik s&uuml;re zarfında yavaşlayabilir. Biden y&ouml;netimiyle uzlaşı aramak zorunluluğu hissedecek Arap otokrasilerinin i&ccedil; siyasetteki hamleleriyle kendilerini anlatma &ccedil;abalarına tanıklık edebiliriz. Bu a&ccedil;ıdan değerlendirildiğinde, Arap otokrasilerindeki d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m s&uuml;recinin en azından vitrin d&uuml;zenlemeleri bağlamında hızlanması da beklenebilir.</p> <p>Lakin burada da istisnalar mevcut. Yine d&ouml;n&uuml;p Obama y&ouml;netiminin performansına bakmak, bu noktada a&ccedil;ıklayıcı olabilir. Her ne kadar liberal bir d&uuml;nya vizyonuyla hareket etmiş olsa da, Obama y&ouml;netimi (belki de bizatihi tetikleyicisi olduğu) Arap Baharını ve s&ouml;z konusu halk hareketlerinin Arap d&uuml;nyasında meydana getirebileceği demokratikleşme potansiyelini &ouml;ks&uuml;z bırakmıştı. Bir &ccedil;elişki olarak g&ouml;r&uuml;lebilecek bu durum, &ouml;zellikle Mısır&rsquo;da ger&ccedil;ekleşen 3 Temmuz 2013&rsquo;teki askeri darbeye karşı Amerikan y&ouml;netiminin takındığı umursamaz tutumla per&ccedil;inlenmişti. Bu bağlamda, Amerikan y&ouml;netimlerinin stratejik hesaplarının vizyoner pozisyonlarına galebe &ccedil;aldığı iddia edilebilir ve Biden y&ouml;netiminden de benzer bir performans beklenebilir. Arap otokrasilerine karşı pragmatik bir pozisyon, Amerikan y&ouml;netimleri a&ccedil;ısından kullanışlı g&ouml;r&uuml;nmektedir.</p> <p>Ayrıca yukarıda bahsi ge&ccedil;en İran tehdidinin g&uuml;venlikleştirilme s&uuml;reci de bu d&ouml;nemde akamete uğrayacak gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Trump y&ouml;netiminin 2015 yılında imza edilen İran N&uuml;kleer Anlaşması&rsquo;ndan tek taraflı bir bi&ccedil;imde &ccedil;ekilmesi ve akabinde İran&rsquo;a y&ouml;nelik g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir pozisyon belirlemesi, İsrail dış politikasının temel dayanaklarından birini oluşturmuştu. Fakat Biden y&ouml;netiminin s&ouml;z konusu anlaşmaya tekrar d&ouml;neceğini belirtmesi, İran&rsquo;ın bir tehdit olarak kabul edilmesi s&uuml;recini sekteye uğratabilir. Bu a&ccedil;ıdan bakıldığında, Amerikan y&ouml;netiminin destek vermediği ya da İran&rsquo;la tesis edeceği bir anlaşma yoluyla anlamsızlaştıracağı bir g&uuml;venlikleştirme s&uuml;reci, bug&uuml;n iyiden iyiye belirginleşen İsrail-Arap yakınlaşmasının da altını oyabilir. Bu a&ccedil;ıdan bakıldığında, &ouml;zellikle de meşruiyet zeminini kaybetmesi durumunda, İsrail-Arap yakınlaşması otokratik Arap rejimlerinin istikrarsızlaşmasını da beraberinde getirebilir.</p> <p>Bu aşamada belirtilmesi gereken &ccedil;elişkili bir nokta ise aynı s&uuml;recin İsrail-Arap yakınlaşmasını daha da hızlandırabilme ihtimali. Daha ziyade teorik bir &ccedil;er&ccedil;evede d&uuml;ş&uuml;n&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde, ortak bir tehdit olarak g&ouml;r&uuml;len İran&rsquo;a karşı İsrail ve Arap &uuml;lkelerinin yakınlaşması ve bir ittifak ilişkisi geliştirmesi, k&acirc;ğıt &uuml;zerinde beklenebilecek bir sonu&ccedil;. Lakin yukarıda da ifade edilen İsrail-Arap normalleşme anlaşmaları, &ouml;zellikle Trump y&ouml;netiminin yoğun baskılarıyla ger&ccedil;ekleşmişti. Bu bağlamda, Arap otokrasilerinin İsrail&rsquo;le normalleşme anlaşmalarından beklentileri, İran&rsquo;ı dengelemekten &ouml;nce, Amerikan silahlarına ve diplomatik desteğine sahip olmaktır. Kısacası, s&ouml;z konusu İsrail-Arap yakınlaşmasının hızlanabileceğine y&ouml;nelik &ouml;ng&ouml;r&uuml;ler, Biden y&ouml;netiminin Arap beklentilerini ne &ouml;l&ccedil;&uuml;de karşılayabileceğiyle doğru orantılı.</p> <p>Sonu&ccedil; olarak, Biden y&ouml;netiminin olası politikaları İsrail kamuoyunda da yoğun bir bi&ccedil;imde tartışılıyor. Hatta Netanyahu&rsquo;nun sosyal medya profilindeki Trump&rsquo;la &ccedil;ekilmiş fotoğrafını hala değiştirmemiş olması, İsrail&rsquo;in yeni se&ccedil;ilmiş Amerikan y&ouml;netimine bir mesajı olarak d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lebilir. Netanyahu her ne kadar Cumhuriyet&ccedil;i-Demokrat ayrımı g&ouml;zetmediğini dile getirse de, Cumhuriyet&ccedil;i Trump y&ouml;netimi İsrail&rsquo;e &ldquo;altın &ccedil;ağını&rdquo; yaşatmıştır. Neredeyse b&uuml;t&uuml;n sorunlu ulusal g&uuml;venlik ve dış politika konularında İsrail, Trump y&ouml;netiminin desteğiyle bir &ldquo;&ccedil;&ouml;z&uuml;me&rdquo; kavuşmuştur. Bu &ldquo;altın &ccedil;ağın&rdquo; Biden y&ouml;netimiyle kapanması daha olası g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor.</p> <p>[Dr. Ceyhun &Ccedil;i&ccedil;ek&ccedil;i Bandırma Onyedi Eyl&uuml;l &Uuml;niversitesi&rsquo;nde &ouml;ğretim g&ouml;revlisidir ve &ldquo;K&uuml;resel ve B&ouml;lgesel G&uuml;&ccedil;lerin Ortadoğu Politikaları: Arap Baharı ve Sonrası&rdquo; isimli kitabın ortak edit&ouml;r&uuml;d&uuml;r]</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.