Cumhurbaşkanı Erdoğan: 24 Temmuz Cuma günü cuma namazı ile birlikte Ayasofya'yı ibadete açmayı planlıyoruz

GÜNDEM (AA) - Anadolu Ajansı | 11.07.2020 - 10:46, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 24 Temmuz Cuma günü cuma namazı ile birlikte Ayasofya'yı ibadete açmayı planlıyoruz

Millete Sesleniş konuşması yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hazırlıkları süratle tamamlayarak 24 Temmuz 2020 Cuma günü, cuma namazı ile birlikte Ayasofya'yı ibadete açmayı planlıyoruz."dedi.
<p>Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, saat 20.53&#39;te Millete Sesleniş konuşması yaparak Danıştayın Ayasofya kararını değerlendirdi.</p> <div style="box-sizing: border-box; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px;">&nbsp;</div> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <div class="twitter-tweet twitter-tweet-rendered" style="box-sizing: border-box; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px; display: flex; max-width: 550px; width: 550px; margin-top: 10px; margin-bottom: 10px;"><iframe frameborder="0" id="twitter-widget-0" scrolling="no" src="https://platform.twitter.com/embed/index.html?creatorScreenName=https3A2F2Ftwitter.com2Fanadoluajansi&amp;dnt=false&amp;embedId=twitter-widget-0&amp;frame=false&amp;hideCard=false&amp;hideThread=false&amp;id=1281647860929314816&amp;lang=en&amp;origin=https3A2F2Fwww.aa.com.tr2Ftr2Fturkiye2Fcumhurbaskani-erdogan-24-temmuz-cuma-gunu-cuma-namazi-ile-birlikte-ayasofyayi-ibadete-acmayi-planliyoruz2F1906430&amp;siteScreenName=https3A2F2Ftwitter.com2Fanadoluajansi&amp;theme=light&amp;widgetsVersion=9066bb23A1593540614199&amp;width=550px" style="box-sizing: border-box; width: 550px; position: static; visibility: visible; height: 536px; display: block; flex-grow: 1;" title="Twitter Tweet"></iframe></div> <p>Danıştayın bug&uuml;n, Ayasofya&#39;nın camiden m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesini sağlayan 1934 tarihli Bakanlar Kurulu d&uuml;zenlemesini iptal ettiğini anımsatan Erdoğan, buna dayanarak &ccedil;ıkarılan Cumhurbaşkanlığı d&uuml;zenlemesiyle Ayasofya&#39;nın yeniden cami olarak hizmete a&ccedil;ılmasını sağladıklarını belirtti. Erdoğan, &quot;B&ouml;ylece Ayasofya, 86 yıl aradan sonra yeniden, Fatih Sultan Mehmet Han&#39;ın vakfiyesinde belirttiği şekilde cami olarak hizmet vermeye başlayabilecektir. Bu kararın milletimize, &uuml;mmete ve t&uuml;m insanlığa hayırlı olmasını diliyorum.&quot; diye konuştu.</p> <p>K&uuml;lt&uuml;r ve Turizm Bakanlığının, konunun idari ve teknik hazırlıklarıyla, Diyanet İşleri Başkanlığının da dini y&ouml;n&uuml;yle ilgili &ccedil;alışmalara hemen başladığını aktaran Erdoğan, &quot;M&uuml;ze stat&uuml;s&uuml;nden &ccedil;ıkmasıyla birlikte, Ayasofya Camisi&#39;ne &uuml;cretli giriş uygulamasını da kaldırıyoruz. T&uuml;m camilerimiz gibi Ayasofya&#39;nın kapıları da yerli ve yabancı, M&uuml;slim ve gayrim&uuml;slim herkese sonuna kadar a&ccedil;ık olacaktır. İnsanlığın ortak mirası olan Ayasofya, yeni stat&uuml;s&uuml;yle herkesi kucaklamaya, &ccedil;ok daha samimi, &ccedil;ok daha &ouml;zg&uuml;n şekilde devam edecektir. Hazırlıkları s&uuml;ratle tamamlayarak, 24 Temmuz 2020 Cuma g&uuml;n&uuml;, cuma namazı ile birlikte Ayasofya&#39;yı ibadete a&ccedil;mayı planlıyoruz.&quot; bilgisini paylaştı.</p> <p>Erdoğan, 24 Temmuz&#39;a kadar camideki &ccedil;alışmaların s&uuml;ratle y&uuml;r&uuml;yebilmesi, bir an &ouml;nce bu hazırlıkların bitmesi i&ccedil;in burada ziyaret veya gelip burayı g&ouml;rme gibi bir telaşın i&ccedil;erisine girmenin doğru olmayacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, &quot;Zira aldığım bazı haberler &ccedil;er&ccedil;evesinde i&ccedil;eride ve dışarıda gelip oralarda g&ouml;r&uuml;nt&uuml; vermek veya g&ouml;steri yapmak bunlar doğru değil. İnşallah 24&#39;&uuml;nde hep birlikte burada cuma namazımızı kılar ve Ayasofya&#39;yı da o g&uuml;n her şeyiyle bitmiş olarak ibadete a&ccedil;arız.&quot; dedi.</p> <h3>&quot;T&uuml;rkiye&#39;nin egemenlik haklarıyla ilgilidir&quot;</h3> <p>İ&ccedil;eride bazı eksikler olduğunu belirten Erdoğan, &quot;Bu eksikleri de bu arada inşallah gidermiş olacağız ve 6 ay gibi bir s&uuml;re i&ccedil;erisinde yapacağımız bazı hazırlıklar var. Onları da inşallah o s&uuml;re i&ccedil;erisinde bitireceğiz. Tabii &ouml;yle bir burada hazırlıklar yapıyoruz ki bu hazırlıklar i&ccedil;erisinde M&uuml;slim, gayrim&uuml;slim, Hristiyan d&uuml;nyasından kim gelirse gelsin, hepsi geldiği zaman burada yapılan dedikoduların olmadığını, tam aksine ger&ccedil;ekten bizler ecdadımızdan devraldığımız mirası nasıl geleceğe taşıyacağımızın da en g&uuml;zel &ouml;rneğini vereceğiz.&quot; diye konuştu.</p> <p>Herkesi, &uuml;lkenin yargı ve y&uuml;r&uuml;tme organları tarafından alınan Ayasofya kararına saygılı olmaya davet eden Erdoğan, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Uluslararası alanda bu konuda ortaya konulan her t&uuml;rl&uuml; g&ouml;r&uuml;ş&uuml; elbette anlayışla karşılarız. Ancak Ayasofya&rsquo;nın hangi ama&ccedil;la kullanılacağı konusu, T&uuml;rkiye&#39;nin egemenlik haklarıyla ilgilidir. Yeni bir d&uuml;zenlemeyle Ayasofya&#39;nın ibadete a&ccedil;ılıyor olması, &uuml;lkemizin egemenlik hakkı kullanımından ibarettir. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin bayrağı neyse, başkenti neyse, ezanı neyse, dili neyse, sınırları neyse, 81 vilayeti neyse, Ayasofya&#39;nın vakfiyesine uygun şekilde camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesi hakkı da odur. Bu konuda, g&ouml;r&uuml;ş belirtmenin &ouml;tesindeki her t&uuml;rl&uuml; tavrı ve ifadeyi, bağımsızlığımızın ihlali olarak kabul ederiz. Şu anda hemen arkamda bakınız, dev bir vakfiyename vardır ve bu Fatih&#39;in vakfiyenamesidir. Ve bu vakfiyename i&ccedil;erisinde ne varsa o bizim i&ccedil;in asıldır.&nbsp;</p> <p>T&uuml;rkiye olarak, nasıl diğer &uuml;lkelerdeki ibadet mekanlarıyla ilgili tasarruflara karışmıyorsak biz de tarihi ve hukuki haklarımıza sahip &ccedil;ıkma konusunda aynı anlayışı bekliyoruz. &Uuml;stelik bu, &ouml;yle 50-100 yıllık değil, tam 567 yıllık bir haktır. Şayet bug&uuml;n inan&ccedil; odaklı bir tartışma yapılacaksa bunun konusu Ayasofya değil, d&uuml;nyanın d&ouml;rt bir yanında her ge&ccedil;en g&uuml;n tırmanan İslam d&uuml;şmanlığı ve yabancı nefreti olmalıdır.&quot;</p> <p>T&uuml;rkiye&#39;nin kararının, sadece kendi i&ccedil; hukuku ve tarihi haklarıyla ilgili olduğunun altını &ccedil;izen Erdoğan, bu kararın arkasında duran t&uuml;m siyasi partilere ve liderlerine, sivil toplum kuruluşlarına, milletin her bir ferdine teşekk&uuml;r etti.</p> <h3>&quot;T&uuml;rk tarihinin en şanlı sayfaları arasında&quot;</h3> <p>İstanbul&#39;un fethi ve Ayasofya&#39;nın cami haline d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesi hadisesinin, T&uuml;rk tarihinin en şanlı sayfaları arasında yer aldığını belirten Erdoğan, s&ouml;zlerine ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Uzun bir kuşatmanın ardından 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul&#39;u fethederek şehre giren Fatih Sultan Mehmet Han, doğrudan Ayasofya&#39;ya y&ouml;nelir. Bizans halkı, korku ve merakla Ayasofya&#39;da akıbetlerini beklemektedir. Fatih, kendisini karşılayan halka, hayatları ve h&uuml;rriyetleri konusunda teminat vererek, Ayasofya&#39;ya girer. İstanbul&#39;un Fatihi, fetih sembol&uuml; olarak sancağını Ayasofya&#39;nın ortasındaki mihrabın bulunduğu yere diker, kubbeye doğru bir ok fırlatır, ilk ezanı da kendisi okur. B&ouml;ylece, fethini tescillemiş olur. Ardından, mabedin uygun bir k&ouml;şesinde ş&uuml;k&uuml;r secdesi yaparak iki rekat namaz kılar. Bu davranışıyla da Ayasofya&#39;yı camiye &ccedil;evirdiğini g&ouml;sterir.&quot;</p> <p>Fatih Sultan Mehmet&#39;in İstanbul&#39;un incisi bu ulu mabedi zemininden &ccedil;atısına b&uuml;y&uuml;k bir titizlikle incelediğini ve tarih&ccedil;ilerin yazdığına g&ouml;re, yapının harap g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml; karşısında &quot;&Ouml;r&uuml;mcek Kayser&#39;in sarayında perdekarlık yapıyor, baykuş Efrasiyab&#39;ın burcunda n&ouml;bet tutuyor.&quot; beyitini s&ouml;ylediğini anlatan Erdoğan, &quot;Evet, Fatih Sultan Mehmet Han, işte b&ouml;ylesine harap, bitap, perişan bir İstanbul ve Ayasofya devralmıştır.&quot; dedi.</p> <p>Fatih Sultan Mehmet&#39;in teslim aldığı Ayasofya&#39;nın, daha &ouml;nce aynı yere yapılan ilk iki kilise kargaşa d&ouml;nemlerinde yakılıp yıkıldığı i&ccedil;in, &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; defa inşa edilmiş bir eser olduğunu belirten Erdoğan, fethin ardından &uuml;&ccedil; g&uuml;nl&uuml;k hummalı bir &ccedil;alışmayla ilk cuma namazı i&ccedil;in Ayasofya&#39;nın ibadete hazır hale getirildiğini anlattı.&nbsp;</p> <p>Devlet erkanı ve askeriyle beraber camiye giren Fatih Sultan Mehmet&#39;in, burada kubbeleri &ccedil;ınlatan tekbirler ve salavatlarla karşılandığını, Ayasofya&#39;daki ilk cumanın hutbesini irad ettiğini aktaran Erdoğan, namazı da hocası Akşemsettin Hazretlerinin kıldırdığını belirtti.&nbsp;</p> <h3>&quot;Gen&ccedil;lik yıllarımızdan beri kalbimizde bir Ayasofya sevgisi vardır&quot;&nbsp;</h3> <p>Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet&#39;in, diğer Hıristiyan mezhepleri tarafından dışlanan Ortodoks Kilisesi&#39;ni de himayesi altına alarak gelişmesini sağladığını s&ouml;yledi.</p> <p>Bu ulu mabedin kubbeleri ve duvarlarının, o g&uuml;nden itibaren 481 yıl boyunca ezanlarla, salalarla, tekbirlerle, salavatlarla, hatmi şeriflerle, mevlid-i şeriflerle &ccedil;ınladığını dile getiren Erdoğan, asırlarca yaşadığı depremlerden, yangınlardan, yağmalardan ve bakımsızlıktan dolayı harap vaziyette olan İstanbul&#39;un, fetihle birlikte yeniden ayağa kaldırıldığını, bu s&uuml;recin sembol&uuml;n&uuml;n de Ayasofya olduğunu ifade etti.&nbsp;</p> <p>Fatih Sultan Mehmet Han&#39;dan itibaren her padişahın, İstanbul&#39;u ve Ayasofya&#39;yı daha da g&uuml;zelleştirmenin gayreti i&ccedil;inde olduğunu belirten Erdoğan, şehrin Ulu Camisi olarak belirlenen Ayasofya&#39;nın, zaman i&ccedil;inde etrafına ilave edilen yapılarıyla, tam tekmil bir k&uuml;lliye haline d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ve asırlarca m&uuml;minlere hizmet verdiğini bildirdi.&nbsp;</p> <p>Neredeyse takip eden her asırda b&uuml;y&uuml;k onarımlara tabi tutulan, eklemelerle daha da g&uuml;zelleştirilen Ayasofya&#39;ya, milletin hep g&ouml;zbebeği gibi baktığını dile getiren Erdoğan, &quot;&Ouml;yle ki, &#39;Tanrı&#39;nın Hikmeti&#39; anlamına gelen orijinal ismini değiştirmeye dahi teşebb&uuml;s etmemiştir. G&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; gibi, k&ouml;hne bir devletin &ccedil;&ouml;k&uuml;nt&uuml;s&uuml; altında yıkılmak &uuml;zere olan bu mabed, ecdadımız tarafından sadece camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmekle kalmamış, aynı zamanda ihya ve i&#39;la edilmiştir.&quot; dedi.</p> <p>Bunun i&ccedil;in Ayasofya&#39;nın her devirde bu milletin t&uuml;m fertlerinin g&ouml;nl&uuml;nde ayrı bir yeri olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Bizim de gen&ccedil;lik yıllarımızdan beri kalbimizde bir Ayasofya sevgisi vardır. Bu mabedi, k&uuml;lt&uuml;r hazinesi kimliğine halel getirmeden, vakfiyesine uygun şekilde yeniden ibadete a&ccedil;arak milletimize &ouml;nemli bir hizmet verdiğimize inanıyoruz.&nbsp;</p> <p>Milletimiz i&ccedil;in fetih &#39;Cihad-ı Asgar&#39; h&uuml;km&uuml;nde iken, asıl &#39;Cihad-ı Ekber&#39; imar, inşa ve hayrat faaliyetleriydi. Doğu Roma d&ouml;neminde Ayasofya inşa edilirken Mısır&#39;dan İzmir&#39;e, Suriye&#39;den Balıkesir&#39;e kadar imparatorluğun d&ouml;rt bir yanından malzeme taşınmıştı. Fatih ve ardından gelen padişahlar, Anadolu&#39;nun ve Rumeli&#39;nin her yerinden zanaat erbabını İstanbul&#39;a getirerek hem Ayasofya&#39;yı, hem şehri adeta yeni baştan imar ve inşa ettirdiler. Bunu yaparken de devraldıkları mirastan azami derecede faydalandılar. Mesela Fatih, Ayasofya&#39;nın i&ccedil;indeki sabit mozaikleri korumuş, sadece taşınır heykelleri yapıdan &ccedil;ıkarttırmıştır.&nbsp;</p> <p>Asırlar boyunca yerinde kalan mozaikler, daha sonraki onarımlar sırasında peyderpey kapatılmış, b&ouml;ylece dış etkilere karşı korunması ve bug&uuml;nlere gelmesi temin edilmiştir. Esasen farklı inan&ccedil;ların mensuplarına hoşg&ouml;r&uuml;yle bakmak, dinimizin &ouml;z&uuml;nde varolan bir yaklaşımdır. Peygamber Efendimiz, tebliğini s&uuml;rd&uuml;r&uuml;rken, M&uuml;sl&uuml;manlara saldırmayan ve bozgunculuk yapmayan diğer dinlerden topluluklara herhangi bir m&uuml;dahalede bulunmamıştır. Hazreti &Ouml;mer de Kud&uuml;s&#39;&uuml; aldığında, şehirdeki Hıristiyanları ve Musevileri, hakları ve ibadethaneleriyle koruması altına almıştır. Ecdadın kurduğu t&uuml;m devletler gibi Osmanlı&#39;nın y&ouml;neticileri de aynı yolu izlemiştir. Fatih&#39;in ve ardından gelenlerin İstanbul&#39;da yaptıkları da bu kadim geleneği takip etmekten ibarettir.&quot;</p> <h3>&nbsp;</h3> <p>Erdoğan konuşmasında, medeniyet tarihinin en &ouml;nemli isimlerinden olan Mimar Sinan&#39;ın, Ayasofya&#39;ya en &ccedil;ok katkı yapan kişilerin başında geldiğini belirtti.</p> <p>Ayasofya Camisi&#39;nin, mihrabı, minberi, k&uuml;rs&uuml;s&uuml;, minareleri, h&uuml;nkar mahfili, levhaları, nakışları, şamdanları, halıları, şadırvanı ve diğer t&uuml;m unsurlarıyla 481 yılda bu hale geldiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, &quot;Tarih boyunca hep İstanbul&rsquo;un en kalabalık cemaatlerinin toplandığı Ayasofya, teravih, Kadir Gecesi ve bayram gibi m&uuml;stesna g&uuml;nlerde ger&ccedil;ekten &ccedil;ok g&ouml;z alıcı manzaraların yaşandığı bir yer olmuştur. Dolayısıyla, T&uuml;rk milletinin Ayasofya &uuml;zerindeki hakkı, yaklaşık 1500 yıl &ouml;nce bu eseri ilk inşa edenlerden daha az değildir. Tam tersine yaptığı katkılar ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; sahiplenişi itibarıyla milletimizin, bug&uuml;n insanlık mirasının en &ouml;nemli eserleri arasında g&ouml;sterilen Ayasofya &uuml;zerindeki hakkı daha fazladır.&quot; değerlendirmesini yaptı.&nbsp;</p> <p>İstanbul&#39;un, fetihle beraber M&uuml;sl&uuml;man, Hristiyan ve Musevilerin barış ve huzur i&ccedil;inde bir arada yaşadığı bir şehir haline geldiğine dikkati &ccedil;eken Cumhurbaşkanı Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Tarih, fethettiğimiz her yerde refahı, g&uuml;veni, huzuru ve hoşg&ouml;r&uuml;y&uuml; hakim kılmak i&ccedil;in verdiğimiz b&uuml;y&uuml;k m&uuml;cadelelerin şahididir. Bug&uuml;n de &uuml;lkemizin her k&ouml;şesindeki camilerimiz yanında her inanca ait binlerce tarihi mabet vardır. Ayrıca, cemaati olan her yerde kiliseler ve havralar faaliyet g&ouml;stermektedir. Halen &uuml;lkemizde ibadete a&ccedil;ık 435 kilise, sinagog ve havra bulunuyor. Başka coğrafyalarda benzerine rastlayamayacağımız bu manzara bizim farklılıklarımızı zenginlik olarak g&ouml;ren anlayışımızın bir tezah&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Buna rağmen millet olarak, yakın tarihimizde dahi bunun tam tersi &ouml;rneklerle karşılaşmaktan kurtulamadık. Osmanlı&rsquo;nın &ccedil;ekilmek zorunda kaldığı Doğu Avrupa ve Balkan coğrafyasında, ecdadın asırlar boyunca inşa ettiği eserlerden pek azı hala ayaktadır. &#39;Su-i misal, emsal olmaz&#39; s&ouml;z&uuml;nden hareketle, bu k&ouml;t&uuml; &ouml;rneklerin hi&ccedil;birini dikkate almıyor, kendi medeniyetimizin inşa ve ihya &uuml;zerine kurulu duruşunu kararlılıkla koruyoruz.&quot;</p> <h3>&quot;Ayasofya tartışmalarının yaklaşık bir asırlık ge&ccedil;mişi vardır&quot;</h3> <p>Bug&uuml;n yeniden ibadete a&ccedil;ılması kararı vesilesiyle bir kez daha dikkatlerin &uuml;zerinde toplandığı Ayasofya tartışmalarının yaklaşık bir asırlık ge&ccedil;mişi olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu&#39;nun ve İstanbul&#39;un işgal yıllarında da Ayasofya&#39;nın kiliseye &ccedil;evrilmesi tartışmalarının yaşandığını hatırlattı.&nbsp;</p> <p>Bu niyetin ilk adımı olarak, Ayasofya&#39;nın kapısına tam te&ccedil;hizatlı bir işgal birliğinin dayandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, birliğin başındaki Fransız komutanın, Ayasofya&rsquo;da g&ouml;revli Osmanlı subayına, &quot;kendilerinin buraya yerleşeceklerini, bunun i&ccedil;in T&uuml;rk askerinin camiyi boşaltması gerektiğini&quot; s&ouml;ylediğini aktardı.&nbsp;</p> <p>Askerleriyle Ayasofya&rsquo;yı koruyan Binbaşı Tevfik Bey&#39;in, onlara, &quot;Buraya giremezsiniz ve giremeyeceksiniz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; burası bizim mabedimizdir. Şayet, cebren girmeye teşebb&uuml;s edecek olursanız, size ilk cevabı şu ağır makinalılar, sonra da caminin d&ouml;rt k&ouml;şesine yerleştirdiğimiz tahrip kalıpları verecektir. Ayasofya&#39;nın &uuml;zerinize yıkılmasını g&ouml;ze alabiliyorsanız, buyurun girmeyi deneyin.&quot; cevabını verdiğini belirten Erdoğan, Tevfik Bey&#39;in b&ouml;ylece işgalcilerin Ayasofya&rsquo;yı ele ge&ccedil;irme &uuml;mitlerini boşa &ccedil;ıkardığını anlattı.&nbsp;</p> <p>Ayasofya&rsquo;ya yabancı ilgisinin, daha sonraki yıllarda, mozaik tamiri gibi bahanelerle s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sırada tek parti d&ouml;nemi h&uuml;k&uuml;metinin, &ccedil;ıkardığı bir kararnameyle, &quot;camilerin birbirine uzaklığının en az 500 metre olması gerektiği&quot; kuralını getirerek Ayasofya&rsquo;yı ibadete kapattığını kaydetti.&nbsp;</p> <p>Bir s&uuml;re sonra da 1 Şubat 1935 tarihinde Ayasofya&#39;nın m&uuml;ze olarak ilan edilip ziyarete a&ccedil;ıldığını dile getiren Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;İbadete kapalı bulunduğu yıllar boyunca ecdat yadigarı bu eser, b&uuml;y&uuml;k bir tarih kıyımına maruz kalır. Caminin bitişiğindeki, İstanbul&#39;daki ilk Osmanlı &uuml;niversitesi olan ve Fatih tarafından inşa ettirilen Ayasofya Medresesi, sebepsiz yere yıkılarak ortadan kaldırılır. Ayasofya&rsquo;nın zemininde serili nadide halılar kesilerek sağa sola dağıtılır. Antika şamdanlar eritilmek &uuml;zere d&ouml;k&uuml;mhaneye g&ouml;t&uuml;r&uuml;l&uuml;r. Halen yerinde duran şaheser levhalar ise &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k oldukları i&ccedil;in kapıdan &ccedil;ıkarılamaz ve mecburen depoya kaldırılır. Bu levhalar daha sonra Demokrat Parti devrinde tekrar yerlerine asıldı. Ayasofya&rsquo;nın uğradığı tahribat bunlarla sınırlı kalmaz. Cami olduğu devirlerden hi&ccedil;bir eser kalmasın isteyenler, az kalsın Ayasofya&rsquo;nın minarelerini dahi yıktıracaklardı. Nitekim, Sultan İkinci Bayezid d&ouml;neminde camiye &ccedil;evrilen K&uuml;&ccedil;&uuml;k Ayasofya&rsquo;nın minaresi, hukuki hi&ccedil;bir dayanağı olmadan bir gecede yerle yeksan edilir. Sıranın Ayasofya&rsquo;ya geldiğini g&ouml;ren tarih&ccedil;i, gazeteci ve m&uuml;zeci İbrahim Hakkı Konyalı hemen bir rapor yazar ve neşreder. Merhum Konyalı&#39;nın raporunda, &#39;Bu minareler kubbenin desteğidir, eğer minareler yıkılırsa Ayasofya da yıkılır&#39; dendiği i&ccedil;in mecburen yıkımdan vazge&ccedil;ilir.&quot;</p> <h3>&quot;Pek &ccedil;ok caminin, medresenin başına da benzer felaketler gelmiştir&quot;</h3> <p>Aynı d&ouml;nemde T&uuml;rkiye&#39;nin d&ouml;rt bir yanında pek &ccedil;ok caminin, medresenin, ecdat yadigarı eserin başına benzer felaketler geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, &quot;Esasen, tek parti d&ouml;neminde alınan bu karar, tarihe ihanet olmanın yanında hukuka da aykırıydı. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; Ayasofya ne devletin ne de herhangi bir kurumun malı değil, vakıf m&uuml;lk&uuml;d&uuml;r.&quot; dedi.&nbsp;</p> <p>Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Fatih İstanbul&#39;u fethettiğinde, Roma İmparatoru unvanını da almış ve dolayısıyla Bizans hanedanı &uuml;zerine kayıtlı bulunan t&uuml;m emlake sahip olmuştur. İşte bu hukuka istinaden, Ayasofya da, Fatih&rsquo;in ve onun kurduğu vakfın &uuml;zerine tapulanmıştır. Cumhuriyet d&ouml;neminde bu tapu senedinin yeni harflerle hazırlanmış resmi bir sureti de &ccedil;ıkarılarak hukuki stat&uuml;s&uuml; tescillenmiştir. Ayasofya Fatih&rsquo;in tapulu m&uuml;lk&uuml; olmasaydı, hukuken burayı vakfetme hakkı da bulunmazdı. Fatih Sultan Mehmet Han, Ayasofya&rsquo;yı da i&ccedil;eren 1 Haziran 1453 tarihli y&uuml;zlerce sayfalık vakfiyesinin bir yerinde aynen şunları s&ouml;yl&uuml;yor. &#39;Kim bu Ayasofya&rsquo;yı camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;ren vakfiyemi değiştirir, bir maddesini tebdil eder, onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi&rsquo;nin vakıf h&uuml;km&uuml;n&uuml; y&uuml;r&uuml;rl&uuml;kten kaldırmaya kastederse, aslını değiştirir, f&uuml;ruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol g&ouml;sterir, yardım ederse, kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkar, camilikten &ccedil;ıkarır ve sahte evrak d&uuml;zenleyerek m&uuml;tevellilik hakkı gibi şeyler isterse, yahut onu kendi batıl defterine kaydeder veya yalandan kendi hesabına ge&ccedil;irirse huzurunuzda ifade ediyorum ki en b&uuml;y&uuml;k haramı işlemiş ve g&uuml;nahı kazanmış olur.&nbsp;</p> <p>Bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah&rsquo;ın, Peygamber&#39;in, meleklerin, b&uuml;t&uuml;n y&ouml;neticilerin ve dahi b&uuml;t&uuml;n M&uuml;sl&uuml;manların ebediyen laneti onun ve onların &uuml;zerine olsun. Azapları hafiflemesin, haşr g&uuml;n&uuml;nde y&uuml;zlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, g&uuml;nahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah&#39;ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir.&#39; Evet, bug&uuml;n alınan karar, aynı zamanda Fatih&#39;in işte bu ağır bedduasından kurtulmamızı sağlamıştır. Ger&ccedil;i, aynı zihniyet bug&uuml;n de bırakınız Ayasofya&#39;nın h&uuml;zn&uuml;n&uuml; gidermeyi, İstanbul&#39;un en g&ouml;zde camisi Sultan Ahmet&rsquo;i m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rmeyi teklif edebilmektedir. Bu zihniyet ge&ccedil;mişte, Sultan Ahmet Camisi&#39;ni resim galerisi, Yıldız Sarayı&#39;nı kumarhane, Ayasofya&#39;yı caz kul&uuml;b&uuml; olarak kullanmayı da d&uuml;ş&uuml;nm&uuml;ş, hatta bir kısmını ger&ccedil;ekleştirmişti.&quot;</p> <p>Her d&ouml;nemde olduğu gibi bug&uuml;n de bu bakış a&ccedil;ısının, &ccedil;ağdaşlık kisvesi altında &ccedil;ağ dışı bir anlayışın tezah&uuml;r&uuml; olduğunu s&ouml;yleyen Erdoğan, &quot;Vatikan&#39;ın m&uuml;ze haline d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lerek ibadete kapatılmasını talep etmekle Ayasofya&#39;nın m&uuml;ze olarak kalmasında ısrarcı olmak, aynı mantığın &uuml;r&uuml;n&uuml;d&uuml;r. Bunun bir adım sonrası, insanlığın en eski mabedi olan Kabe&rsquo;nin ve yine kadim mabed Mescid-i Aksa&#39;nın da m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesi isteğidir. Rabbim &uuml;lkemizi ve insanlığı, bu zihniyetten ilelebet muhafaza eylesin diyorum. Rabbim bir daha bu milleti değerlerine d&uuml;şmanlık edenlerle sınamasın diyorum.&quot; diye konuştu.&nbsp;</p> <p>Erdoğan,&nbsp; bazı eserlerin milletlerin ve devletlerin sembol&uuml; olduğunu s&ouml;yledi.</p> <p>Yahya Kemal&#39;in 1922&#39;de yazdığı bir makaledeki, &quot;Bu devletin iki manevi temeli vardır, Fatih&#39;in Ayasofya minaresinden okuttuğu ezan ki hala okunuyor. Selim&#39;in Hırka-i Saadet &ouml;n&uuml;nde okuttuğu Kur&#39;an ki hala okunuyor.&quot; ifadelerini hatırlatan Erdoğan, &quot;Yine Yahya Kemal&#39;in ifadesiyle Ayasofya&#39;nın milletimiz i&ccedil;in anlamı şu şekildedir; &#39;Bir zamanlar hendeseden abide zannettimdi, kubben altında bu cumhura bakarken şimdi, senelerden beri r&uuml;yada g&ouml;r&uuml;p &ouml;zlediğim cedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim.&#39; Şairin &#39;cedlerin mağfiret iklimi&#39; olarak tarif ettiği bu mabed, maalesef, uzunca bir s&uuml;re ezan ve Kur&#39;an sesinden mahrum kalmıştır. &Ouml;nce 1980&#39;de, ardından 1991&#39;de Ayasofya&#39;nın h&uuml;nkar mahfili ibadete a&ccedil;ılmışsa da ana yapısı itibarıyla bu mabedin boynu hep b&uuml;k&uuml;k kalmaya devam etmiştir.&quot; değerlendirmesinde bulundu.</p> <p>Erdoğan, fikir ve sanat insanlarının hemen hepsinin Ayasofya&#39;nın &ouml;ks&uuml;zl&uuml;ğ&uuml; konusunu yazılarında, konuşmalarında dile getirdiğini vurguladı.&nbsp;</p> <p>Necip Fazıl Kısak&uuml;rek&#39;in, &quot;T&uuml;rk&#39;&uuml;n bu vatanda kalıp kalmayacağından ş&uuml;phe edenler, Ayasofya&#39;nın da a&ccedil;ılıp a&ccedil;ılmayacağından ş&uuml;phe eder&quot; diyerek, bu konudaki inancını ortaya koyduğuna işaret eden Erdoğan, bir konferansta da bu konuya değinen Necip Fazıl Kısak&uuml;rek&#39;in, &quot;Ayasofya a&ccedil;ılmalıdır, T&uuml;rk&#39;&uuml;n kapalı bahtıyla beraber a&ccedil;ılmalıdır.&quot; &ccedil;ağrısına bug&uuml;n cevap verildiğini dile getirdi.</p> <p>Erdoğan, Nazım Hikmet&#39;in İstanbul&#39;un fethini ve Ayasofya&#39;nın camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesini anlattığı şiirinin, &quot;İslam&#39;ın beklediği en şerefli g&uuml;nd&uuml;r bu / Rum Konstantiniyye&#39;si oldu T&uuml;rk İstanbul&#39;u / Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi, T&uuml;rk&#39;&uuml;n padişahı, bir g&ouml;k yarılır gibi / Girdi, Edirnekapı&#39;dan kır atın &uuml;st&uuml;nde / Fethetti İstanbul&#39;u sekiz hafta &uuml;&ccedil; g&uuml;nde / O ne mutlu, m&uuml;barek bir kuluymuş Allah&#39;ın / Belde-i Tayyibe&#39;yi fetheden padişahın / Hak yerine getirdi en b&uuml;y&uuml;k niyazını / Kıldı Ayasofya&#39;da ikindi namazını.&quot; şeklindeki dizelerini okudu.</p> <h3>&quot;Hamdolsun, işte o yarınlara kavuştuk&quot;</h3> <p>Tarih&ccedil;i ve şair Nihal Atsız&#39;a, &quot;D&uuml;nyaya bir daha gelseniz, ne olmak isterdiniz?&quot; diye sorulduğunda, &quot;Ayasofya&#39;ya imam olmak isterdim&quot; cevabını verdiğini aktaran Erdoğan, d&uuml;nya &ccedil;apındaki tarih&ccedil;i Halil İnalcık&#39;ın da &quot;Batı, İstanbul&#39;un fethini ve Ayasofya&#39;yı hi&ccedil; unutmadı&quot; derken, aslında bu konunun siyaset &uuml;st&uuml; bir mesele olduğunu anlatmaya &ccedil;alıştığını belirtti.</p> <p>Erdoğan, edebiyatın zirve isimlerinden Peyami Safa&#39;nın ise &quot;Ayasofya&#39;nın m&uuml;ze haline getirilmesi, Hıristiyanlığın İstanbul &uuml;zerindeki emellerini bertaraf etmemiş, bilakis cesaretini artırmış, kışkırtmış ve azdırmıştır.&quot; dediğine dikkati &ccedil;ekti.</p> <p>Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osman Y&uuml;ksel Serdenge&ccedil;ti&#39;nin idamla yargılanmasına sebep olan Ayasofya başlıklı yazısının son satırlarındaki &quot;Ayasofya, ey muhteşem mabet. Merak etme, Fatih&#39;in torunları b&uuml;t&uuml;n putları devirip seni camiye &ccedil;evirecekler. G&ouml;zyaşlarıyla abdest alıp secdelere kapanacaklar. Tehlil ve tekbir sadaları boş kubbelerini yeniden dolduracak, ikinci bir fetih olacak. Ozanlar bunun destanını yazacaklar, ezanlar ilanını yapacaklar. Sessiz ve &ouml;ks&uuml;z minarelerden y&uuml;kselen tekbir sesleri fezaları yeniden inletecek. Şerefelerin yine Allah&#39;ın ve Hazreti Muhammed&#39;in şerefine ışıl ışıl yanacak. B&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya Fatih dirildi sanacak. Bu olacak Ayasofya, bu olacak. İkinci bir fetih yeni bir ba&#39;s&uuml; ba&#39;del-mevt. Bu muhakkak. Bug&uuml;nler yakın. Belki yarın, belki yarından da yakın.&quot; ifadelerini okudu.&nbsp;</p> <p>&quot;Hamdolsun, işte o yarınlara kavuştuk&quot; ifadesini kullanan Erdoğan, Ayasofya&#39;nın mahzunluğu konusundaki en &ccedil;arpıcı şiirlerden birinin de Arif Nihat Asya&#39;ya ait olduğunu s&ouml;yledi.</p> <h3>&quot;Ayasofya&#39;nın dirilişi, Mescid-i Aksa&#39;nın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğe kavuşmasının habercisidir&quot;</h3> <p>&quot;Ulu mabed, neye hicrana b&uuml;r&uuml;nd&uuml;n b&ouml;yle / Fatih&#39;in devrini bir nebzecik olsa s&ouml;yle / Beş vakit loşluğunda saf saftık / Davetin vardı d&uuml;n ezanlarda / Seni ey mabedim utansınlar /Kapayanlar da, a&ccedil;mayanlar da.&quot; dizelerini okuyan Erdoğan, &quot;Bug&uuml;n T&uuml;rkiye, işte b&ouml;yle bir utan&ccedil;tan kurtulmuştur.&quot; dedi.</p> <p>Cumhurbaşkanı Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Bug&uuml;n Ayasofya, inşa edildiği tarihten itibaren defalarca şahit olduğu yeniden dirilişlerinden birini yaşıyor. Ayasofya&#39;nın dirilişi, Mescid-i Aksa&#39;nın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğe kavuşmasının habercisidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, d&uuml;nyanın d&ouml;rt bir yanındaki M&uuml;sl&uuml;manların fetret devrinden &ccedil;ıkış iradesinin ayak sesidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, sadece M&uuml;sl&uuml;manların değil, onlarla birlikte t&uuml;m mazlumların, mağdurların, ezilmişlerin, s&ouml;m&uuml;r&uuml;lm&uuml;şlerin umut ateşinin yeniden alevlenişidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, T&uuml;rk milleti, M&uuml;sl&uuml;manlar ve t&uuml;m insanlık olarak d&uuml;nyaya s&ouml;yleyecek yeni s&ouml;zlerimiz olduğunun ifadesidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, Bedir&#39;den Malazgirt&#39;e, Niğbolu&#39;dan &Ccedil;anakkale&#39;ye kadar tarihimizin t&uuml;m atılım d&ouml;nemlerini yeniden hatırlayışımızın adıdır. Ayasofya&#39;nın dirilişi, şehitlerimizin ve gazilerimizin emanetlerine gerekirse canımız pahasına sahip &ccedil;ıkma kararlılığımızın remzidir.&quot;</p> <h3>&quot;Gecikmiş bir yeniden silkiniştir&quot;</h3> <p>Ayasofya&#39;nın dirilişinin, Buhara&#39;dan End&uuml;l&uuml;s&#39;e kadar medeniyetin t&uuml;m sembol şehirlerine verilen bir g&ouml;n&uuml;l selamı olduğunu ifade eden Erdoğan, &quot;Ayasofya&#39;nın dirilişi, Alparslan&#39;dan Fatih&#39;e ve Abd&uuml;lhamit&#39;e kadar ecdadın tamamına vefamızın gereğidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, Fatih&#39;in fetih ruhunu şad etme yanında, Akşemsettin&#39;in maneviyatını, Mimar Sinan&#39;ın estetiğini ve zevkini de yeniden g&ouml;nl&uuml;m&uuml;zde canlandırmaktır. Ayasofya&#39;nın dirilişi, insanlığın &ouml;zlemle beklediği temeli adalet, vicdan, ahlak, tevhid ve kardeşlik olan medeniyet g&uuml;neşimizin yeniden y&uuml;kselişinin sembol&uuml;d&uuml;r.&quot; diye konuştu.</p> <p>&quot;Ayasofya&#39;nın dirilişi, bu mabedin kapılarındaki zincirler yanında, topyek&uuml;n g&ouml;n&uuml;llerdeki ve ayaklardaki prangaların da kırılıp atılmasıdır.&quot; s&ouml;zlerine yer veren Erdoğan, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Ezanın aslına d&ouml;nd&uuml;r&uuml;lmesinden 70 yıl sonra Fatih&#39;in emaneti Ayasofya&#39;nın da cami olarak hizmete girmesi, gecikmiş bir yeniden silkiniştir. Bu tablo, İslam coğrafyasının d&ouml;rt bir yanındaki sembol değerlerimize yapılan hoyrat&ccedil;a saldırılara verilmiş en g&uuml;zel cevaptır. T&uuml;rkiye, son d&ouml;nemde attığı her adımla, artık zamanın ve mekanın nesnesi değil &ouml;znesi olduğunu g&ouml;stermektedir.&nbsp;</p> <p>Millet olarak verdiğimiz tarihi m&uuml;cadeleyle, temsilcisi olduğumuz medeniyetin aydınlık geleceği i&ccedil;in maziden atiye t&uuml;m insanlığı kucaklayan bir k&ouml;pr&uuml; kuruyoruz. İnşallah bu kutlu yolda y&uuml;r&uuml;meye, durmadan, duraksamadan, yılmadan, azimle, fedakarlıkla, kararlılıkla, menzile ulaşana kadar devam edeceğiz. Bir kez daha Ayasofya&#39;nın yeniden camiye d&ouml;nmesini sağlayan yargı kararı ve Cumhurbaşkanlığı d&uuml;zenlemesinin hayırlı olmasını diliyorum. Ayasofya&#39;yı insanlığın ortak k&uuml;lt&uuml;rel mirası vasfını koruyarak cami olarak ibadete a&ccedil;acağımızın altını da tekrar &ccedil;iziyorum.&quot;</p>
Millete Sesleniş konuşması yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hazırlıkları süratle tamamlayarak 24 Temmuz 2020 Cuma günü, cuma namazı ile birlikte Ayasofya'yı ibadete açmayı planlıyoruz."dedi.
<p>Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, saat 20.53&#39;te Millete Sesleniş konuşması yaparak Danıştayın Ayasofya kararını değerlendirdi.</p> <div style="box-sizing: border-box; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px;">&nbsp;</div> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <div class="twitter-tweet twitter-tweet-rendered" style="box-sizing: border-box; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px; display: flex; max-width: 550px; width: 550px; margin-top: 10px; margin-bottom: 10px;"><iframe frameborder="0" id="twitter-widget-0" scrolling="no" src="https://platform.twitter.com/embed/index.html?creatorScreenName=https3A2F2Ftwitter.com2Fanadoluajansi&amp;dnt=false&amp;embedId=twitter-widget-0&amp;frame=false&amp;hideCard=false&amp;hideThread=false&amp;id=1281647860929314816&amp;lang=en&amp;origin=https3A2F2Fwww.aa.com.tr2Ftr2Fturkiye2Fcumhurbaskani-erdogan-24-temmuz-cuma-gunu-cuma-namazi-ile-birlikte-ayasofyayi-ibadete-acmayi-planliyoruz2F1906430&amp;siteScreenName=https3A2F2Ftwitter.com2Fanadoluajansi&amp;theme=light&amp;widgetsVersion=9066bb23A1593540614199&amp;width=550px" style="box-sizing: border-box; width: 550px; position: static; visibility: visible; height: 536px; display: block; flex-grow: 1;" title="Twitter Tweet"></iframe></div> <p>Danıştayın bug&uuml;n, Ayasofya&#39;nın camiden m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesini sağlayan 1934 tarihli Bakanlar Kurulu d&uuml;zenlemesini iptal ettiğini anımsatan Erdoğan, buna dayanarak &ccedil;ıkarılan Cumhurbaşkanlığı d&uuml;zenlemesiyle Ayasofya&#39;nın yeniden cami olarak hizmete a&ccedil;ılmasını sağladıklarını belirtti. Erdoğan, &quot;B&ouml;ylece Ayasofya, 86 yıl aradan sonra yeniden, Fatih Sultan Mehmet Han&#39;ın vakfiyesinde belirttiği şekilde cami olarak hizmet vermeye başlayabilecektir. Bu kararın milletimize, &uuml;mmete ve t&uuml;m insanlığa hayırlı olmasını diliyorum.&quot; diye konuştu.</p> <p>K&uuml;lt&uuml;r ve Turizm Bakanlığının, konunun idari ve teknik hazırlıklarıyla, Diyanet İşleri Başkanlığının da dini y&ouml;n&uuml;yle ilgili &ccedil;alışmalara hemen başladığını aktaran Erdoğan, &quot;M&uuml;ze stat&uuml;s&uuml;nden &ccedil;ıkmasıyla birlikte, Ayasofya Camisi&#39;ne &uuml;cretli giriş uygulamasını da kaldırıyoruz. T&uuml;m camilerimiz gibi Ayasofya&#39;nın kapıları da yerli ve yabancı, M&uuml;slim ve gayrim&uuml;slim herkese sonuna kadar a&ccedil;ık olacaktır. İnsanlığın ortak mirası olan Ayasofya, yeni stat&uuml;s&uuml;yle herkesi kucaklamaya, &ccedil;ok daha samimi, &ccedil;ok daha &ouml;zg&uuml;n şekilde devam edecektir. Hazırlıkları s&uuml;ratle tamamlayarak, 24 Temmuz 2020 Cuma g&uuml;n&uuml;, cuma namazı ile birlikte Ayasofya&#39;yı ibadete a&ccedil;mayı planlıyoruz.&quot; bilgisini paylaştı.</p> <p>Erdoğan, 24 Temmuz&#39;a kadar camideki &ccedil;alışmaların s&uuml;ratle y&uuml;r&uuml;yebilmesi, bir an &ouml;nce bu hazırlıkların bitmesi i&ccedil;in burada ziyaret veya gelip burayı g&ouml;rme gibi bir telaşın i&ccedil;erisine girmenin doğru olmayacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, &quot;Zira aldığım bazı haberler &ccedil;er&ccedil;evesinde i&ccedil;eride ve dışarıda gelip oralarda g&ouml;r&uuml;nt&uuml; vermek veya g&ouml;steri yapmak bunlar doğru değil. İnşallah 24&#39;&uuml;nde hep birlikte burada cuma namazımızı kılar ve Ayasofya&#39;yı da o g&uuml;n her şeyiyle bitmiş olarak ibadete a&ccedil;arız.&quot; dedi.</p> <h3>&quot;T&uuml;rkiye&#39;nin egemenlik haklarıyla ilgilidir&quot;</h3> <p>İ&ccedil;eride bazı eksikler olduğunu belirten Erdoğan, &quot;Bu eksikleri de bu arada inşallah gidermiş olacağız ve 6 ay gibi bir s&uuml;re i&ccedil;erisinde yapacağımız bazı hazırlıklar var. Onları da inşallah o s&uuml;re i&ccedil;erisinde bitireceğiz. Tabii &ouml;yle bir burada hazırlıklar yapıyoruz ki bu hazırlıklar i&ccedil;erisinde M&uuml;slim, gayrim&uuml;slim, Hristiyan d&uuml;nyasından kim gelirse gelsin, hepsi geldiği zaman burada yapılan dedikoduların olmadığını, tam aksine ger&ccedil;ekten bizler ecdadımızdan devraldığımız mirası nasıl geleceğe taşıyacağımızın da en g&uuml;zel &ouml;rneğini vereceğiz.&quot; diye konuştu.</p> <p>Herkesi, &uuml;lkenin yargı ve y&uuml;r&uuml;tme organları tarafından alınan Ayasofya kararına saygılı olmaya davet eden Erdoğan, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Uluslararası alanda bu konuda ortaya konulan her t&uuml;rl&uuml; g&ouml;r&uuml;ş&uuml; elbette anlayışla karşılarız. Ancak Ayasofya&rsquo;nın hangi ama&ccedil;la kullanılacağı konusu, T&uuml;rkiye&#39;nin egemenlik haklarıyla ilgilidir. Yeni bir d&uuml;zenlemeyle Ayasofya&#39;nın ibadete a&ccedil;ılıyor olması, &uuml;lkemizin egemenlik hakkı kullanımından ibarettir. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin bayrağı neyse, başkenti neyse, ezanı neyse, dili neyse, sınırları neyse, 81 vilayeti neyse, Ayasofya&#39;nın vakfiyesine uygun şekilde camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesi hakkı da odur. Bu konuda, g&ouml;r&uuml;ş belirtmenin &ouml;tesindeki her t&uuml;rl&uuml; tavrı ve ifadeyi, bağımsızlığımızın ihlali olarak kabul ederiz. Şu anda hemen arkamda bakınız, dev bir vakfiyename vardır ve bu Fatih&#39;in vakfiyenamesidir. Ve bu vakfiyename i&ccedil;erisinde ne varsa o bizim i&ccedil;in asıldır.&nbsp;</p> <p>T&uuml;rkiye olarak, nasıl diğer &uuml;lkelerdeki ibadet mekanlarıyla ilgili tasarruflara karışmıyorsak biz de tarihi ve hukuki haklarımıza sahip &ccedil;ıkma konusunda aynı anlayışı bekliyoruz. &Uuml;stelik bu, &ouml;yle 50-100 yıllık değil, tam 567 yıllık bir haktır. Şayet bug&uuml;n inan&ccedil; odaklı bir tartışma yapılacaksa bunun konusu Ayasofya değil, d&uuml;nyanın d&ouml;rt bir yanında her ge&ccedil;en g&uuml;n tırmanan İslam d&uuml;şmanlığı ve yabancı nefreti olmalıdır.&quot;</p> <p>T&uuml;rkiye&#39;nin kararının, sadece kendi i&ccedil; hukuku ve tarihi haklarıyla ilgili olduğunun altını &ccedil;izen Erdoğan, bu kararın arkasında duran t&uuml;m siyasi partilere ve liderlerine, sivil toplum kuruluşlarına, milletin her bir ferdine teşekk&uuml;r etti.</p> <h3>&quot;T&uuml;rk tarihinin en şanlı sayfaları arasında&quot;</h3> <p>İstanbul&#39;un fethi ve Ayasofya&#39;nın cami haline d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesi hadisesinin, T&uuml;rk tarihinin en şanlı sayfaları arasında yer aldığını belirten Erdoğan, s&ouml;zlerine ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Uzun bir kuşatmanın ardından 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul&#39;u fethederek şehre giren Fatih Sultan Mehmet Han, doğrudan Ayasofya&#39;ya y&ouml;nelir. Bizans halkı, korku ve merakla Ayasofya&#39;da akıbetlerini beklemektedir. Fatih, kendisini karşılayan halka, hayatları ve h&uuml;rriyetleri konusunda teminat vererek, Ayasofya&#39;ya girer. İstanbul&#39;un Fatihi, fetih sembol&uuml; olarak sancağını Ayasofya&#39;nın ortasındaki mihrabın bulunduğu yere diker, kubbeye doğru bir ok fırlatır, ilk ezanı da kendisi okur. B&ouml;ylece, fethini tescillemiş olur. Ardından, mabedin uygun bir k&ouml;şesinde ş&uuml;k&uuml;r secdesi yaparak iki rekat namaz kılar. Bu davranışıyla da Ayasofya&#39;yı camiye &ccedil;evirdiğini g&ouml;sterir.&quot;</p> <p>Fatih Sultan Mehmet&#39;in İstanbul&#39;un incisi bu ulu mabedi zemininden &ccedil;atısına b&uuml;y&uuml;k bir titizlikle incelediğini ve tarih&ccedil;ilerin yazdığına g&ouml;re, yapının harap g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml; karşısında &quot;&Ouml;r&uuml;mcek Kayser&#39;in sarayında perdekarlık yapıyor, baykuş Efrasiyab&#39;ın burcunda n&ouml;bet tutuyor.&quot; beyitini s&ouml;ylediğini anlatan Erdoğan, &quot;Evet, Fatih Sultan Mehmet Han, işte b&ouml;ylesine harap, bitap, perişan bir İstanbul ve Ayasofya devralmıştır.&quot; dedi.</p> <p>Fatih Sultan Mehmet&#39;in teslim aldığı Ayasofya&#39;nın, daha &ouml;nce aynı yere yapılan ilk iki kilise kargaşa d&ouml;nemlerinde yakılıp yıkıldığı i&ccedil;in, &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; defa inşa edilmiş bir eser olduğunu belirten Erdoğan, fethin ardından &uuml;&ccedil; g&uuml;nl&uuml;k hummalı bir &ccedil;alışmayla ilk cuma namazı i&ccedil;in Ayasofya&#39;nın ibadete hazır hale getirildiğini anlattı.&nbsp;</p> <p>Devlet erkanı ve askeriyle beraber camiye giren Fatih Sultan Mehmet&#39;in, burada kubbeleri &ccedil;ınlatan tekbirler ve salavatlarla karşılandığını, Ayasofya&#39;daki ilk cumanın hutbesini irad ettiğini aktaran Erdoğan, namazı da hocası Akşemsettin Hazretlerinin kıldırdığını belirtti.&nbsp;</p> <h3>&quot;Gen&ccedil;lik yıllarımızdan beri kalbimizde bir Ayasofya sevgisi vardır&quot;&nbsp;</h3> <p>Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet&#39;in, diğer Hıristiyan mezhepleri tarafından dışlanan Ortodoks Kilisesi&#39;ni de himayesi altına alarak gelişmesini sağladığını s&ouml;yledi.</p> <p>Bu ulu mabedin kubbeleri ve duvarlarının, o g&uuml;nden itibaren 481 yıl boyunca ezanlarla, salalarla, tekbirlerle, salavatlarla, hatmi şeriflerle, mevlid-i şeriflerle &ccedil;ınladığını dile getiren Erdoğan, asırlarca yaşadığı depremlerden, yangınlardan, yağmalardan ve bakımsızlıktan dolayı harap vaziyette olan İstanbul&#39;un, fetihle birlikte yeniden ayağa kaldırıldığını, bu s&uuml;recin sembol&uuml;n&uuml;n de Ayasofya olduğunu ifade etti.&nbsp;</p> <p>Fatih Sultan Mehmet Han&#39;dan itibaren her padişahın, İstanbul&#39;u ve Ayasofya&#39;yı daha da g&uuml;zelleştirmenin gayreti i&ccedil;inde olduğunu belirten Erdoğan, şehrin Ulu Camisi olarak belirlenen Ayasofya&#39;nın, zaman i&ccedil;inde etrafına ilave edilen yapılarıyla, tam tekmil bir k&uuml;lliye haline d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ve asırlarca m&uuml;minlere hizmet verdiğini bildirdi.&nbsp;</p> <p>Neredeyse takip eden her asırda b&uuml;y&uuml;k onarımlara tabi tutulan, eklemelerle daha da g&uuml;zelleştirilen Ayasofya&#39;ya, milletin hep g&ouml;zbebeği gibi baktığını dile getiren Erdoğan, &quot;&Ouml;yle ki, &#39;Tanrı&#39;nın Hikmeti&#39; anlamına gelen orijinal ismini değiştirmeye dahi teşebb&uuml;s etmemiştir. G&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; gibi, k&ouml;hne bir devletin &ccedil;&ouml;k&uuml;nt&uuml;s&uuml; altında yıkılmak &uuml;zere olan bu mabed, ecdadımız tarafından sadece camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmekle kalmamış, aynı zamanda ihya ve i&#39;la edilmiştir.&quot; dedi.</p> <p>Bunun i&ccedil;in Ayasofya&#39;nın her devirde bu milletin t&uuml;m fertlerinin g&ouml;nl&uuml;nde ayrı bir yeri olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Bizim de gen&ccedil;lik yıllarımızdan beri kalbimizde bir Ayasofya sevgisi vardır. Bu mabedi, k&uuml;lt&uuml;r hazinesi kimliğine halel getirmeden, vakfiyesine uygun şekilde yeniden ibadete a&ccedil;arak milletimize &ouml;nemli bir hizmet verdiğimize inanıyoruz.&nbsp;</p> <p>Milletimiz i&ccedil;in fetih &#39;Cihad-ı Asgar&#39; h&uuml;km&uuml;nde iken, asıl &#39;Cihad-ı Ekber&#39; imar, inşa ve hayrat faaliyetleriydi. Doğu Roma d&ouml;neminde Ayasofya inşa edilirken Mısır&#39;dan İzmir&#39;e, Suriye&#39;den Balıkesir&#39;e kadar imparatorluğun d&ouml;rt bir yanından malzeme taşınmıştı. Fatih ve ardından gelen padişahlar, Anadolu&#39;nun ve Rumeli&#39;nin her yerinden zanaat erbabını İstanbul&#39;a getirerek hem Ayasofya&#39;yı, hem şehri adeta yeni baştan imar ve inşa ettirdiler. Bunu yaparken de devraldıkları mirastan azami derecede faydalandılar. Mesela Fatih, Ayasofya&#39;nın i&ccedil;indeki sabit mozaikleri korumuş, sadece taşınır heykelleri yapıdan &ccedil;ıkarttırmıştır.&nbsp;</p> <p>Asırlar boyunca yerinde kalan mozaikler, daha sonraki onarımlar sırasında peyderpey kapatılmış, b&ouml;ylece dış etkilere karşı korunması ve bug&uuml;nlere gelmesi temin edilmiştir. Esasen farklı inan&ccedil;ların mensuplarına hoşg&ouml;r&uuml;yle bakmak, dinimizin &ouml;z&uuml;nde varolan bir yaklaşımdır. Peygamber Efendimiz, tebliğini s&uuml;rd&uuml;r&uuml;rken, M&uuml;sl&uuml;manlara saldırmayan ve bozgunculuk yapmayan diğer dinlerden topluluklara herhangi bir m&uuml;dahalede bulunmamıştır. Hazreti &Ouml;mer de Kud&uuml;s&#39;&uuml; aldığında, şehirdeki Hıristiyanları ve Musevileri, hakları ve ibadethaneleriyle koruması altına almıştır. Ecdadın kurduğu t&uuml;m devletler gibi Osmanlı&#39;nın y&ouml;neticileri de aynı yolu izlemiştir. Fatih&#39;in ve ardından gelenlerin İstanbul&#39;da yaptıkları da bu kadim geleneği takip etmekten ibarettir.&quot;</p> <h3>&nbsp;</h3> <p>Erdoğan konuşmasında, medeniyet tarihinin en &ouml;nemli isimlerinden olan Mimar Sinan&#39;ın, Ayasofya&#39;ya en &ccedil;ok katkı yapan kişilerin başında geldiğini belirtti.</p> <p>Ayasofya Camisi&#39;nin, mihrabı, minberi, k&uuml;rs&uuml;s&uuml;, minareleri, h&uuml;nkar mahfili, levhaları, nakışları, şamdanları, halıları, şadırvanı ve diğer t&uuml;m unsurlarıyla 481 yılda bu hale geldiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, &quot;Tarih boyunca hep İstanbul&rsquo;un en kalabalık cemaatlerinin toplandığı Ayasofya, teravih, Kadir Gecesi ve bayram gibi m&uuml;stesna g&uuml;nlerde ger&ccedil;ekten &ccedil;ok g&ouml;z alıcı manzaraların yaşandığı bir yer olmuştur. Dolayısıyla, T&uuml;rk milletinin Ayasofya &uuml;zerindeki hakkı, yaklaşık 1500 yıl &ouml;nce bu eseri ilk inşa edenlerden daha az değildir. Tam tersine yaptığı katkılar ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; sahiplenişi itibarıyla milletimizin, bug&uuml;n insanlık mirasının en &ouml;nemli eserleri arasında g&ouml;sterilen Ayasofya &uuml;zerindeki hakkı daha fazladır.&quot; değerlendirmesini yaptı.&nbsp;</p> <p>İstanbul&#39;un, fetihle beraber M&uuml;sl&uuml;man, Hristiyan ve Musevilerin barış ve huzur i&ccedil;inde bir arada yaşadığı bir şehir haline geldiğine dikkati &ccedil;eken Cumhurbaşkanı Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Tarih, fethettiğimiz her yerde refahı, g&uuml;veni, huzuru ve hoşg&ouml;r&uuml;y&uuml; hakim kılmak i&ccedil;in verdiğimiz b&uuml;y&uuml;k m&uuml;cadelelerin şahididir. Bug&uuml;n de &uuml;lkemizin her k&ouml;şesindeki camilerimiz yanında her inanca ait binlerce tarihi mabet vardır. Ayrıca, cemaati olan her yerde kiliseler ve havralar faaliyet g&ouml;stermektedir. Halen &uuml;lkemizde ibadete a&ccedil;ık 435 kilise, sinagog ve havra bulunuyor. Başka coğrafyalarda benzerine rastlayamayacağımız bu manzara bizim farklılıklarımızı zenginlik olarak g&ouml;ren anlayışımızın bir tezah&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Buna rağmen millet olarak, yakın tarihimizde dahi bunun tam tersi &ouml;rneklerle karşılaşmaktan kurtulamadık. Osmanlı&rsquo;nın &ccedil;ekilmek zorunda kaldığı Doğu Avrupa ve Balkan coğrafyasında, ecdadın asırlar boyunca inşa ettiği eserlerden pek azı hala ayaktadır. &#39;Su-i misal, emsal olmaz&#39; s&ouml;z&uuml;nden hareketle, bu k&ouml;t&uuml; &ouml;rneklerin hi&ccedil;birini dikkate almıyor, kendi medeniyetimizin inşa ve ihya &uuml;zerine kurulu duruşunu kararlılıkla koruyoruz.&quot;</p> <h3>&quot;Ayasofya tartışmalarının yaklaşık bir asırlık ge&ccedil;mişi vardır&quot;</h3> <p>Bug&uuml;n yeniden ibadete a&ccedil;ılması kararı vesilesiyle bir kez daha dikkatlerin &uuml;zerinde toplandığı Ayasofya tartışmalarının yaklaşık bir asırlık ge&ccedil;mişi olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu&#39;nun ve İstanbul&#39;un işgal yıllarında da Ayasofya&#39;nın kiliseye &ccedil;evrilmesi tartışmalarının yaşandığını hatırlattı.&nbsp;</p> <p>Bu niyetin ilk adımı olarak, Ayasofya&#39;nın kapısına tam te&ccedil;hizatlı bir işgal birliğinin dayandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, birliğin başındaki Fransız komutanın, Ayasofya&rsquo;da g&ouml;revli Osmanlı subayına, &quot;kendilerinin buraya yerleşeceklerini, bunun i&ccedil;in T&uuml;rk askerinin camiyi boşaltması gerektiğini&quot; s&ouml;ylediğini aktardı.&nbsp;</p> <p>Askerleriyle Ayasofya&rsquo;yı koruyan Binbaşı Tevfik Bey&#39;in, onlara, &quot;Buraya giremezsiniz ve giremeyeceksiniz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; burası bizim mabedimizdir. Şayet, cebren girmeye teşebb&uuml;s edecek olursanız, size ilk cevabı şu ağır makinalılar, sonra da caminin d&ouml;rt k&ouml;şesine yerleştirdiğimiz tahrip kalıpları verecektir. Ayasofya&#39;nın &uuml;zerinize yıkılmasını g&ouml;ze alabiliyorsanız, buyurun girmeyi deneyin.&quot; cevabını verdiğini belirten Erdoğan, Tevfik Bey&#39;in b&ouml;ylece işgalcilerin Ayasofya&rsquo;yı ele ge&ccedil;irme &uuml;mitlerini boşa &ccedil;ıkardığını anlattı.&nbsp;</p> <p>Ayasofya&rsquo;ya yabancı ilgisinin, daha sonraki yıllarda, mozaik tamiri gibi bahanelerle s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sırada tek parti d&ouml;nemi h&uuml;k&uuml;metinin, &ccedil;ıkardığı bir kararnameyle, &quot;camilerin birbirine uzaklığının en az 500 metre olması gerektiği&quot; kuralını getirerek Ayasofya&rsquo;yı ibadete kapattığını kaydetti.&nbsp;</p> <p>Bir s&uuml;re sonra da 1 Şubat 1935 tarihinde Ayasofya&#39;nın m&uuml;ze olarak ilan edilip ziyarete a&ccedil;ıldığını dile getiren Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;İbadete kapalı bulunduğu yıllar boyunca ecdat yadigarı bu eser, b&uuml;y&uuml;k bir tarih kıyımına maruz kalır. Caminin bitişiğindeki, İstanbul&#39;daki ilk Osmanlı &uuml;niversitesi olan ve Fatih tarafından inşa ettirilen Ayasofya Medresesi, sebepsiz yere yıkılarak ortadan kaldırılır. Ayasofya&rsquo;nın zemininde serili nadide halılar kesilerek sağa sola dağıtılır. Antika şamdanlar eritilmek &uuml;zere d&ouml;k&uuml;mhaneye g&ouml;t&uuml;r&uuml;l&uuml;r. Halen yerinde duran şaheser levhalar ise &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k oldukları i&ccedil;in kapıdan &ccedil;ıkarılamaz ve mecburen depoya kaldırılır. Bu levhalar daha sonra Demokrat Parti devrinde tekrar yerlerine asıldı. Ayasofya&rsquo;nın uğradığı tahribat bunlarla sınırlı kalmaz. Cami olduğu devirlerden hi&ccedil;bir eser kalmasın isteyenler, az kalsın Ayasofya&rsquo;nın minarelerini dahi yıktıracaklardı. Nitekim, Sultan İkinci Bayezid d&ouml;neminde camiye &ccedil;evrilen K&uuml;&ccedil;&uuml;k Ayasofya&rsquo;nın minaresi, hukuki hi&ccedil;bir dayanağı olmadan bir gecede yerle yeksan edilir. Sıranın Ayasofya&rsquo;ya geldiğini g&ouml;ren tarih&ccedil;i, gazeteci ve m&uuml;zeci İbrahim Hakkı Konyalı hemen bir rapor yazar ve neşreder. Merhum Konyalı&#39;nın raporunda, &#39;Bu minareler kubbenin desteğidir, eğer minareler yıkılırsa Ayasofya da yıkılır&#39; dendiği i&ccedil;in mecburen yıkımdan vazge&ccedil;ilir.&quot;</p> <h3>&quot;Pek &ccedil;ok caminin, medresenin başına da benzer felaketler gelmiştir&quot;</h3> <p>Aynı d&ouml;nemde T&uuml;rkiye&#39;nin d&ouml;rt bir yanında pek &ccedil;ok caminin, medresenin, ecdat yadigarı eserin başına benzer felaketler geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, &quot;Esasen, tek parti d&ouml;neminde alınan bu karar, tarihe ihanet olmanın yanında hukuka da aykırıydı. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; Ayasofya ne devletin ne de herhangi bir kurumun malı değil, vakıf m&uuml;lk&uuml;d&uuml;r.&quot; dedi.&nbsp;</p> <p>Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Fatih İstanbul&#39;u fethettiğinde, Roma İmparatoru unvanını da almış ve dolayısıyla Bizans hanedanı &uuml;zerine kayıtlı bulunan t&uuml;m emlake sahip olmuştur. İşte bu hukuka istinaden, Ayasofya da, Fatih&rsquo;in ve onun kurduğu vakfın &uuml;zerine tapulanmıştır. Cumhuriyet d&ouml;neminde bu tapu senedinin yeni harflerle hazırlanmış resmi bir sureti de &ccedil;ıkarılarak hukuki stat&uuml;s&uuml; tescillenmiştir. Ayasofya Fatih&rsquo;in tapulu m&uuml;lk&uuml; olmasaydı, hukuken burayı vakfetme hakkı da bulunmazdı. Fatih Sultan Mehmet Han, Ayasofya&rsquo;yı da i&ccedil;eren 1 Haziran 1453 tarihli y&uuml;zlerce sayfalık vakfiyesinin bir yerinde aynen şunları s&ouml;yl&uuml;yor. &#39;Kim bu Ayasofya&rsquo;yı camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;ren vakfiyemi değiştirir, bir maddesini tebdil eder, onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi&rsquo;nin vakıf h&uuml;km&uuml;n&uuml; y&uuml;r&uuml;rl&uuml;kten kaldırmaya kastederse, aslını değiştirir, f&uuml;ruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol g&ouml;sterir, yardım ederse, kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkar, camilikten &ccedil;ıkarır ve sahte evrak d&uuml;zenleyerek m&uuml;tevellilik hakkı gibi şeyler isterse, yahut onu kendi batıl defterine kaydeder veya yalandan kendi hesabına ge&ccedil;irirse huzurunuzda ifade ediyorum ki en b&uuml;y&uuml;k haramı işlemiş ve g&uuml;nahı kazanmış olur.&nbsp;</p> <p>Bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah&rsquo;ın, Peygamber&#39;in, meleklerin, b&uuml;t&uuml;n y&ouml;neticilerin ve dahi b&uuml;t&uuml;n M&uuml;sl&uuml;manların ebediyen laneti onun ve onların &uuml;zerine olsun. Azapları hafiflemesin, haşr g&uuml;n&uuml;nde y&uuml;zlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, g&uuml;nahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah&#39;ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir.&#39; Evet, bug&uuml;n alınan karar, aynı zamanda Fatih&#39;in işte bu ağır bedduasından kurtulmamızı sağlamıştır. Ger&ccedil;i, aynı zihniyet bug&uuml;n de bırakınız Ayasofya&#39;nın h&uuml;zn&uuml;n&uuml; gidermeyi, İstanbul&#39;un en g&ouml;zde camisi Sultan Ahmet&rsquo;i m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rmeyi teklif edebilmektedir. Bu zihniyet ge&ccedil;mişte, Sultan Ahmet Camisi&#39;ni resim galerisi, Yıldız Sarayı&#39;nı kumarhane, Ayasofya&#39;yı caz kul&uuml;b&uuml; olarak kullanmayı da d&uuml;ş&uuml;nm&uuml;ş, hatta bir kısmını ger&ccedil;ekleştirmişti.&quot;</p> <p>Her d&ouml;nemde olduğu gibi bug&uuml;n de bu bakış a&ccedil;ısının, &ccedil;ağdaşlık kisvesi altında &ccedil;ağ dışı bir anlayışın tezah&uuml;r&uuml; olduğunu s&ouml;yleyen Erdoğan, &quot;Vatikan&#39;ın m&uuml;ze haline d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lerek ibadete kapatılmasını talep etmekle Ayasofya&#39;nın m&uuml;ze olarak kalmasında ısrarcı olmak, aynı mantığın &uuml;r&uuml;n&uuml;d&uuml;r. Bunun bir adım sonrası, insanlığın en eski mabedi olan Kabe&rsquo;nin ve yine kadim mabed Mescid-i Aksa&#39;nın da m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesi isteğidir. Rabbim &uuml;lkemizi ve insanlığı, bu zihniyetten ilelebet muhafaza eylesin diyorum. Rabbim bir daha bu milleti değerlerine d&uuml;şmanlık edenlerle sınamasın diyorum.&quot; diye konuştu.&nbsp;</p> <p>Erdoğan,&nbsp; bazı eserlerin milletlerin ve devletlerin sembol&uuml; olduğunu s&ouml;yledi.</p> <p>Yahya Kemal&#39;in 1922&#39;de yazdığı bir makaledeki, &quot;Bu devletin iki manevi temeli vardır, Fatih&#39;in Ayasofya minaresinden okuttuğu ezan ki hala okunuyor. Selim&#39;in Hırka-i Saadet &ouml;n&uuml;nde okuttuğu Kur&#39;an ki hala okunuyor.&quot; ifadelerini hatırlatan Erdoğan, &quot;Yine Yahya Kemal&#39;in ifadesiyle Ayasofya&#39;nın milletimiz i&ccedil;in anlamı şu şekildedir; &#39;Bir zamanlar hendeseden abide zannettimdi, kubben altında bu cumhura bakarken şimdi, senelerden beri r&uuml;yada g&ouml;r&uuml;p &ouml;zlediğim cedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim.&#39; Şairin &#39;cedlerin mağfiret iklimi&#39; olarak tarif ettiği bu mabed, maalesef, uzunca bir s&uuml;re ezan ve Kur&#39;an sesinden mahrum kalmıştır. &Ouml;nce 1980&#39;de, ardından 1991&#39;de Ayasofya&#39;nın h&uuml;nkar mahfili ibadete a&ccedil;ılmışsa da ana yapısı itibarıyla bu mabedin boynu hep b&uuml;k&uuml;k kalmaya devam etmiştir.&quot; değerlendirmesinde bulundu.</p> <p>Erdoğan, fikir ve sanat insanlarının hemen hepsinin Ayasofya&#39;nın &ouml;ks&uuml;zl&uuml;ğ&uuml; konusunu yazılarında, konuşmalarında dile getirdiğini vurguladı.&nbsp;</p> <p>Necip Fazıl Kısak&uuml;rek&#39;in, &quot;T&uuml;rk&#39;&uuml;n bu vatanda kalıp kalmayacağından ş&uuml;phe edenler, Ayasofya&#39;nın da a&ccedil;ılıp a&ccedil;ılmayacağından ş&uuml;phe eder&quot; diyerek, bu konudaki inancını ortaya koyduğuna işaret eden Erdoğan, bir konferansta da bu konuya değinen Necip Fazıl Kısak&uuml;rek&#39;in, &quot;Ayasofya a&ccedil;ılmalıdır, T&uuml;rk&#39;&uuml;n kapalı bahtıyla beraber a&ccedil;ılmalıdır.&quot; &ccedil;ağrısına bug&uuml;n cevap verildiğini dile getirdi.</p> <p>Erdoğan, Nazım Hikmet&#39;in İstanbul&#39;un fethini ve Ayasofya&#39;nın camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesini anlattığı şiirinin, &quot;İslam&#39;ın beklediği en şerefli g&uuml;nd&uuml;r bu / Rum Konstantiniyye&#39;si oldu T&uuml;rk İstanbul&#39;u / Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi, T&uuml;rk&#39;&uuml;n padişahı, bir g&ouml;k yarılır gibi / Girdi, Edirnekapı&#39;dan kır atın &uuml;st&uuml;nde / Fethetti İstanbul&#39;u sekiz hafta &uuml;&ccedil; g&uuml;nde / O ne mutlu, m&uuml;barek bir kuluymuş Allah&#39;ın / Belde-i Tayyibe&#39;yi fetheden padişahın / Hak yerine getirdi en b&uuml;y&uuml;k niyazını / Kıldı Ayasofya&#39;da ikindi namazını.&quot; şeklindeki dizelerini okudu.</p> <h3>&quot;Hamdolsun, işte o yarınlara kavuştuk&quot;</h3> <p>Tarih&ccedil;i ve şair Nihal Atsız&#39;a, &quot;D&uuml;nyaya bir daha gelseniz, ne olmak isterdiniz?&quot; diye sorulduğunda, &quot;Ayasofya&#39;ya imam olmak isterdim&quot; cevabını verdiğini aktaran Erdoğan, d&uuml;nya &ccedil;apındaki tarih&ccedil;i Halil İnalcık&#39;ın da &quot;Batı, İstanbul&#39;un fethini ve Ayasofya&#39;yı hi&ccedil; unutmadı&quot; derken, aslında bu konunun siyaset &uuml;st&uuml; bir mesele olduğunu anlatmaya &ccedil;alıştığını belirtti.</p> <p>Erdoğan, edebiyatın zirve isimlerinden Peyami Safa&#39;nın ise &quot;Ayasofya&#39;nın m&uuml;ze haline getirilmesi, Hıristiyanlığın İstanbul &uuml;zerindeki emellerini bertaraf etmemiş, bilakis cesaretini artırmış, kışkırtmış ve azdırmıştır.&quot; dediğine dikkati &ccedil;ekti.</p> <p>Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osman Y&uuml;ksel Serdenge&ccedil;ti&#39;nin idamla yargılanmasına sebep olan Ayasofya başlıklı yazısının son satırlarındaki &quot;Ayasofya, ey muhteşem mabet. Merak etme, Fatih&#39;in torunları b&uuml;t&uuml;n putları devirip seni camiye &ccedil;evirecekler. G&ouml;zyaşlarıyla abdest alıp secdelere kapanacaklar. Tehlil ve tekbir sadaları boş kubbelerini yeniden dolduracak, ikinci bir fetih olacak. Ozanlar bunun destanını yazacaklar, ezanlar ilanını yapacaklar. Sessiz ve &ouml;ks&uuml;z minarelerden y&uuml;kselen tekbir sesleri fezaları yeniden inletecek. Şerefelerin yine Allah&#39;ın ve Hazreti Muhammed&#39;in şerefine ışıl ışıl yanacak. B&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya Fatih dirildi sanacak. Bu olacak Ayasofya, bu olacak. İkinci bir fetih yeni bir ba&#39;s&uuml; ba&#39;del-mevt. Bu muhakkak. Bug&uuml;nler yakın. Belki yarın, belki yarından da yakın.&quot; ifadelerini okudu.&nbsp;</p> <p>&quot;Hamdolsun, işte o yarınlara kavuştuk&quot; ifadesini kullanan Erdoğan, Ayasofya&#39;nın mahzunluğu konusundaki en &ccedil;arpıcı şiirlerden birinin de Arif Nihat Asya&#39;ya ait olduğunu s&ouml;yledi.</p> <h3>&quot;Ayasofya&#39;nın dirilişi, Mescid-i Aksa&#39;nın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğe kavuşmasının habercisidir&quot;</h3> <p>&quot;Ulu mabed, neye hicrana b&uuml;r&uuml;nd&uuml;n b&ouml;yle / Fatih&#39;in devrini bir nebzecik olsa s&ouml;yle / Beş vakit loşluğunda saf saftık / Davetin vardı d&uuml;n ezanlarda / Seni ey mabedim utansınlar /Kapayanlar da, a&ccedil;mayanlar da.&quot; dizelerini okuyan Erdoğan, &quot;Bug&uuml;n T&uuml;rkiye, işte b&ouml;yle bir utan&ccedil;tan kurtulmuştur.&quot; dedi.</p> <p>Cumhurbaşkanı Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Bug&uuml;n Ayasofya, inşa edildiği tarihten itibaren defalarca şahit olduğu yeniden dirilişlerinden birini yaşıyor. Ayasofya&#39;nın dirilişi, Mescid-i Aksa&#39;nın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğe kavuşmasının habercisidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, d&uuml;nyanın d&ouml;rt bir yanındaki M&uuml;sl&uuml;manların fetret devrinden &ccedil;ıkış iradesinin ayak sesidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, sadece M&uuml;sl&uuml;manların değil, onlarla birlikte t&uuml;m mazlumların, mağdurların, ezilmişlerin, s&ouml;m&uuml;r&uuml;lm&uuml;şlerin umut ateşinin yeniden alevlenişidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, T&uuml;rk milleti, M&uuml;sl&uuml;manlar ve t&uuml;m insanlık olarak d&uuml;nyaya s&ouml;yleyecek yeni s&ouml;zlerimiz olduğunun ifadesidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, Bedir&#39;den Malazgirt&#39;e, Niğbolu&#39;dan &Ccedil;anakkale&#39;ye kadar tarihimizin t&uuml;m atılım d&ouml;nemlerini yeniden hatırlayışımızın adıdır. Ayasofya&#39;nın dirilişi, şehitlerimizin ve gazilerimizin emanetlerine gerekirse canımız pahasına sahip &ccedil;ıkma kararlılığımızın remzidir.&quot;</p> <h3>&quot;Gecikmiş bir yeniden silkiniştir&quot;</h3> <p>Ayasofya&#39;nın dirilişinin, Buhara&#39;dan End&uuml;l&uuml;s&#39;e kadar medeniyetin t&uuml;m sembol şehirlerine verilen bir g&ouml;n&uuml;l selamı olduğunu ifade eden Erdoğan, &quot;Ayasofya&#39;nın dirilişi, Alparslan&#39;dan Fatih&#39;e ve Abd&uuml;lhamit&#39;e kadar ecdadın tamamına vefamızın gereğidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, Fatih&#39;in fetih ruhunu şad etme yanında, Akşemsettin&#39;in maneviyatını, Mimar Sinan&#39;ın estetiğini ve zevkini de yeniden g&ouml;nl&uuml;m&uuml;zde canlandırmaktır. Ayasofya&#39;nın dirilişi, insanlığın &ouml;zlemle beklediği temeli adalet, vicdan, ahlak, tevhid ve kardeşlik olan medeniyet g&uuml;neşimizin yeniden y&uuml;kselişinin sembol&uuml;d&uuml;r.&quot; diye konuştu.</p> <p>&quot;Ayasofya&#39;nın dirilişi, bu mabedin kapılarındaki zincirler yanında, topyek&uuml;n g&ouml;n&uuml;llerdeki ve ayaklardaki prangaların da kırılıp atılmasıdır.&quot; s&ouml;zlerine yer veren Erdoğan, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Ezanın aslına d&ouml;nd&uuml;r&uuml;lmesinden 70 yıl sonra Fatih&#39;in emaneti Ayasofya&#39;nın da cami olarak hizmete girmesi, gecikmiş bir yeniden silkiniştir. Bu tablo, İslam coğrafyasının d&ouml;rt bir yanındaki sembol değerlerimize yapılan hoyrat&ccedil;a saldırılara verilmiş en g&uuml;zel cevaptır. T&uuml;rkiye, son d&ouml;nemde attığı her adımla, artık zamanın ve mekanın nesnesi değil &ouml;znesi olduğunu g&ouml;stermektedir.&nbsp;</p> <p>Millet olarak verdiğimiz tarihi m&uuml;cadeleyle, temsilcisi olduğumuz medeniyetin aydınlık geleceği i&ccedil;in maziden atiye t&uuml;m insanlığı kucaklayan bir k&ouml;pr&uuml; kuruyoruz. İnşallah bu kutlu yolda y&uuml;r&uuml;meye, durmadan, duraksamadan, yılmadan, azimle, fedakarlıkla, kararlılıkla, menzile ulaşana kadar devam edeceğiz. Bir kez daha Ayasofya&#39;nın yeniden camiye d&ouml;nmesini sağlayan yargı kararı ve Cumhurbaşkanlığı d&uuml;zenlemesinin hayırlı olmasını diliyorum. Ayasofya&#39;yı insanlığın ortak k&uuml;lt&uuml;rel mirası vasfını koruyarak cami olarak ibadete a&ccedil;acağımızın altını da tekrar &ccedil;iziyorum.&quot;</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.