İran destekli terörist grupların Suriye’deki varlığı

DÜNYA (AA) - Anadolu Ajansı | 13.02.2020 - 18:21, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

İran destekli terörist grupların Suriye’deki varlığı

İran’ın devlet dışı aktörlerden ve yabancı terörist savaşçılardan yararlanması artık bir devlet politikası haline geldi ve İran elindeki her imkânı da bu amaca hizmet etmesi için kullanmaktan geri durmamakta.
<p>İran&rsquo;ın Orta Doğu&rsquo;da devlet dışı akt&ouml;rleri kullanma politikası İran devrimine kadar geri gitmektedir. Hatta daha da &ouml;ncesinde, Kum şehri merkezli mollaların, Bahreyn&rsquo;den L&uuml;bnan&rsquo;a kadar, Orta Doğu&rsquo;nun &ccedil;eşitli &uuml;lkelerinde ortak ağ sahibi oldukları Şii din g&ouml;revlileri &uuml;zerinden yakın temasta oldukları &ccedil;evreler ve gruplar hep mevcuttu. İran&rsquo;da mollaların iktidara gelmesiyle birlikte, Kum şehriyle bağlantılı olan bu gruplar aktif hale gelmiş, direk rejim tarafından kontrol edilmeye başlanmış ve devletten destek g&ouml;rmeye başlamışlardır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Tahran&rsquo;dan sağlanan propaganda ve askeri lojistik destekle adeta canlanarak ve etkinleşerek b&ouml;lge &uuml;lkelerinin siyasetinde &ouml;nemli g&uuml;&ccedil; unsurları haline gelmişlerdir. &Ouml;zetle mollalar, bağlantılı oldukları diğer &uuml;lkelerdeki paydaşlarını siyasal anlamda uyandırarak mobilize etmeye, b&ouml;ylece hedef &uuml;lkelerin i&ccedil; işlerini y&ouml;nlendirmeye başlamışlardır. Bu devlet dışı akt&ouml;rler, 1979 sonrası s&uuml;re&ccedil;te mezhepsel dayanışma &uuml;zerinden rejimin ihracı politikasına katkıda bulunmaları i&ccedil;in aktif hale getirilmiş ve endoktrinasyona tabi tutulmuşlardır. &Ouml;zellikle İran-Irak savaşının yaşandığı sekiz yıllık d&ouml;nemde (1980-1988) Bahreyn&rsquo;den L&uuml;bnan&rsquo;a, Kuveyt&rsquo;ten Irak&rsquo;a kadar pek &ccedil;ok &uuml;lkede İran destekli ter&ouml;r gruplarının saldırıları, bombalamaları, u&ccedil;ak ka&ccedil;ırma ve suikast eylemleri g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.</p> <p>&nbsp;</p> <p>İran&rsquo;ın en &ouml;nemli devlet dışı akt&ouml;r&uuml; L&uuml;bnan&rsquo;daki Hizbullah &ouml;rg&uuml;t&uuml;d&uuml;r. Hizbullah bir anlamda İran&rsquo;ın ilk g&ouml;z ağrısıdır; diğer &ouml;rg&uuml;tler i&ccedil;in de adeta &ouml;rnek konumdadır. &Uuml;lkedeki (L&uuml;bnan) Şii kesimi politize eden Hizbullah, İran&rsquo;ın &ccedil;ıkarları i&ccedil;in L&uuml;bnan&rsquo;da devlet i&ccedil;inde devlet olmuş; kuruluş amacını &ldquo;İsrail&rsquo;e karşı direniş cephesi&rdquo; olarak belirtse de, Suriye i&ccedil; savaşının başlamasıyla birlikte, Esed rejiminin muhafızlığını &uuml;stlenmiş ve Suriye muhalefetini de en &ouml;nemli tehdit/hedef olarak g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;r. Hizbullah Suriye muhalefetiyle girdiği savaş &uuml;zerinden, bir anlamda dolaylı olarak neredeyse dokuz yıldır T&uuml;rkiye&rsquo;yi de hedef almakta. Irak&rsquo;taki Şii gen&ccedil;liği de Haşdi Şabi, Ketaib Hizbullah, Bedir &Ouml;rg&uuml;t&uuml;, Asaib ehl el Hak gibi Irak merkezli &ouml;rg&uuml;tlerin i&ccedil;inde radikalleştirip bu militanları Suriye&rsquo;de Esed rejiminin saflarında savaştırmakta. Hizbullah, bahse konu devlet dışı ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tleri vasıtasıyla, Suriye&rsquo;de kalıcı olmayı da hedeflemektedir. Bu politikanın ilk &ouml;rneği daha &ouml;nce L&uuml;bnan&rsquo;da uygulanmış ve İran a&ccedil;ısından epey başarılı olmuştur. Hizbullah&rsquo;ın bu başarısı bug&uuml;n Suriye&rsquo;de, Irak&rsquo;ta ve Yemen&rsquo;de pratiğe d&ouml;k&uuml;lmeye ve İran&rsquo;ın bu &uuml;lkelerdeki kalıcı n&uuml;fuzu paramiliter akt&ouml;rler aracılığıyla yerleştirilmeye &ccedil;alışılmaktadır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>İran&rsquo;ın devlet dışı akt&ouml;rlerden ve yabancı ter&ouml;rist savaş&ccedil;ılardan yararlanması artık bir devlet politikası haline gelmiştir ve İran elindeki her imk&acirc;nı da bu amaca hizmet etmesi i&ccedil;in kullanmaktan geri durmamıştır. İran otoriterleri İran&rsquo;a g&ouml;&ccedil;men olarak gelen Afgan ve Pakistanlı Şii k&ouml;kenli g&ouml;&ccedil;menlerden ve ucuz işg&uuml;c&uuml;nden yararlanıp bunlardan Fatimiyyun (Afganlardan) ve Zeynebiyyun (Pakistanlılardan) tugayları adını verdikleri paramiliter &ouml;rg&uuml;tler kurarak Suriye&rsquo;deki muhalefete karşı savaştırmaktalar. &Ouml;zetle İran, kendisine sığınan ucuz iş g&uuml;c&uuml; ve g&ouml;&ccedil;menlerden dahi yabancı ter&ouml;rist savaş&ccedil;ı meydana getirecek &ouml;l&ccedil;&uuml;de g&ouml;z&uuml;n&uuml; karartmıştır.</p> <p>Suriye&rsquo;de Hizbullah militanlarından sonra ikinci b&uuml;y&uuml;k yabancı savaş&ccedil;ı g&uuml;&ccedil; olan Fatimiyyun birliklerinde 10 bin ila 12 bin arası Hazara k&ouml;kenli Afgan bulunuyor. Amacını Hz. Ali&rsquo;nin kızı Zeynep bint Ali&rsquo;nin t&uuml;rbesini muhafaza etmek olarak tanımlayan Zeynebiyyun Tugayı da 2 bin kişilik Pakistan k&ouml;kenli yabancı ter&ouml;rist savaş&ccedil;ıdan oluşuyor ve Suriye&rsquo;deki savaşta İran tarafından kullanılıyor. Her iki ter&ouml;rist &ouml;rg&uuml;t de 2019 yılında ABD Hazine Bakanlığı tarafından ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tleri listesine alınmıştır. İlgin&ccedil; bir şekilde bu &ouml;rg&uuml;tlere, İslam tarihinde &ccedil;ok &ouml;nemli bir yeri olan Ehl-i Beyt&rsquo;e mensup fertlerin isimleri verilmektedir. Afganlardan oluşturulan &ouml;rg&uuml;te Hz. Fatıma&rsquo;nın isminden, Pakistanlılara Hz. Ali&rsquo;nin kızı Zeynep&rsquo;ten m&uuml;lhem isimler verilirken; yine Hz. H&uuml;seyin&rsquo;in kızı Rukiye&rsquo;nin ve Hz. Ali&rsquo;nin &Uuml;mm&uuml;&rsquo;l-Ben&icirc;n&rsquo;den olan oğlu Ebu Fadl Abbas&rsquo;ın isimleri de diğer paramiliter gruplara verilerek Seyyide Rukiye ve Ebu Fadl Abbas Tugayları oluşmuştur.</p> <p>Bu tugaylar Suriye&rsquo;deki varlıklarını Şam&rsquo;da bulunan Seyyide Zeynep t&uuml;rbesini korumak şeklinde tanımlıyorlar. T&uuml;rbenin kutsallığıyla Şam&rsquo;ın m&uuml;dafaasını birbirine eşitleyerek Esed rejiminin korunmasını kutsal bir amaca hizmet olarak g&ouml;steriyorlar. İran bu şekilde, başka &uuml;lkelerin vatandaşlarını da Suriye&rsquo;deki savaşın bir par&ccedil;ası haline getirerek, bu insanları kutsal bir ama&ccedil; i&ccedil;in m&uuml;cadele ettiklerine inandırıyor. Ge&ccedil;tiğimiz g&uuml;nlerde, Afganistan parlamentosunda milletvekili olan Belkıs Ruşen, Afganistan&rsquo;da Tacik ve Hazara liderlerin Kasım S&uuml;leymani&rsquo;nin &ouml;l&uuml;m&uuml; nedeniyle İran&rsquo;a başsağlığı mesajları yayınlamalarına karşı &ccedil;ıkarak S&uuml;leymani&rsquo;nin 5 bin 500 Afgan gencinin Suriye&rsquo;de &ouml;lmesinin sorumlusu ve Afganistan&rsquo;da en &ccedil;ok cinayet işleyen kişi olduğunu iddia etti. Ruşen ayrıca İran&rsquo;ın, Afgan g&ouml;&ccedil;menlerin inan&ccedil;larını k&ouml;t&uuml;ye kullanarak bir lokma ekmek i&ccedil;in Suriye&rsquo;ye savaşa g&ouml;nderdiğini de ifade etti. &Ouml;te yandan Tahran y&ouml;netimi, Afganistanlı ve Pakistanlı bu yabancı milislere ve ailelerine daim&icirc; oturum veya vatandaşlık vereceği taahh&uuml;d&uuml;nde bulunarak, bunu İran meclisine yasa tasarısı olarak da sunmuş durumda. Bu tasarıya g&ouml;re, Suriye&rsquo;de savaşan ve &ouml;len milislerin ailelerine vatandaşlık verilecek ve &ouml;lenlerin naaşları da İranlı şehitlerin mezarlıklarına defnedilecektir. Bu konuda dini lider Hamaney de kanun tasarısının takip&ccedil;isi olduğunu birka&ccedil; kez dile getirdi.</p> <p>İran destekli ter&ouml;r grupları, &ouml;zellikle Obama&rsquo;nın başkanlığı d&ouml;neminde, İran ile ABD&rsquo;nin işbirliği &ccedil;er&ccedil;evesinde, DEAŞ&rsquo;a karşı m&uuml;cadeleyi sebep olarak g&ouml;stererek, Suriye&rsquo;den Irak&rsquo;a, Yemen&rsquo;den L&uuml;bnan&rsquo;a kadar her yerde h&acirc;kimiyetlerini pekiştirmişlerdir. Bug&uuml;n Yemen&rsquo;deki Ensarullah bile Hizbullah&rsquo;tan eğitim alıyor, silahlarını İran veriyor ve Hizbullah&rsquo;la aynı sloganları kullanıyor. B&ouml;lgenin Obama ve Demokratlar d&ouml;neminde tam anlamıyla İran&rsquo;a bırakılması, bug&uuml;n bir anlamda ABD&rsquo;nin Suriye&rsquo;deki &ccedil;ıkarlarına f&uuml;ze olarak geri d&ouml;nmekte.</p> <p>Ge&ccedil;tiğimiz ay &ouml;ld&uuml;r&uuml;len Kud&uuml;s G&uuml;c&uuml; Komutanı Kasım S&uuml;leymani&rsquo;nin adının İdlib&rsquo;deki muhaliflere rejim tarafından atılan roketlere yazılması ve sanki onun intikamını alıyormuş&ccedil;asına bir mesaj verildiğinin g&ouml;sterilmesi, Esed rejimi saflarındaki İran destekli ter&ouml;r gruplarının ne kadar etkin ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; olduklarını g&ouml;zler &ouml;n&uuml;ne seriyor. İdlib&rsquo;deki muhalifleri ter&ouml;rist olarak niteleyen g&uuml;&ccedil;ler ve odaklar, Suriye&rsquo;de &ccedil;oğunluğu temsil eden muhalifleri acımasızca katleden bu paramiliter &ccedil;eteler hakkında ağızlarını dahi a&ccedil;mıyorlar. Bu durum akla, T&uuml;rk askerlerine ateş a&ccedil;abilme c&uuml;retini g&ouml;steren rejim g&uuml;&ccedil;lerinin i&ccedil;inde bu t&uuml;rden İran destekli ter&ouml;r gruplarının olup olmadığı sorusunu da getiriyor. İran&rsquo;ın Kud&uuml;s G&uuml;c&uuml; birliklerinin veya bahse konu paramiliter gruplarının Suriye&rsquo;deki rejimin ordusunun i&ccedil;indeki g&uuml;&ccedil;lerinin ne d&uuml;zeyde olduğu ve rejim ordusunu ne &ouml;l&ccedil;&uuml;de y&ouml;nlendirdikleri de bilinmeye muhta&ccedil; meselelerdir.</p> <p>Suriye&rsquo;de İran destekli gruplara baktığımızda, L&uuml;bnan Hizbullahı, Suriye Hizbullahı, Bedir Tugayları, Fatimiyyun Tugayı, Zeynebiyyun Tugayı, Ammar bin Yasir Tugayı, İmam Hasan Tugayı, Seyyide Rukiye Tugayı, Irak Hizbullahı, Seyyid eş-Ş&uuml;heda Tugayları, Şehit Muhammed Bakır es-Sadr Tugayı, Asaib ehl el Hak &ouml;rg&uuml;t&uuml;, el Hamad Tugayı, Seddu Şuheda Taburları, Hizbullah Nuceba Hareketi, el Vaat es-Sadık Birliği, Esedullah Galip Tugayı, Ensar&uuml;&rsquo;l-Akide Birlikleri, Haddam&uuml;&rsquo;l Akile, el H&uuml;seyin Tugayı, Nafiz Esadullah Birlikleri, Ketaib İmam Ali, Ebu Fazıl Taburu, Ceyş eş-Şa&rsquo;bi, Ebu Fadl Abbas Tugayı, Kuvvet er-Rida, el Galibiyyun, Z&uuml;lfikar Tugayı, Kuteyb Seyyit Ş&uuml;heda gibi yirmiden fazla paramiliter grup olduğunu g&ouml;r&uuml;r&uuml;z. Bunların hemen hemen hepsinin flama ve bayrakları birbirlerine benzerdir ve genellikle Hz. Peygamber&rsquo;in Ehl-i Beyt&rsquo;ine mensup bir zatın ismini taşıdıkları g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. İddialara g&ouml;re, 150-200 bin milis 500 dolar ve civarı maaşlar karşılığında, İran&rsquo;ın desteği altında, b&ouml;lgede savaşmaktadır. Bu miktar Afgan Hazara ve Pakistanlı gruplarda daha da d&uuml;şmektedir. Bu grupların Suriye i&ccedil;inde nerelere konuşlandığına baktığımızda, İmam Muhammed Bakır es-Sadr Tugayının orta ve doğu Suriye&rsquo;de, Ebu Fadl Abbas Tugayının Şam&rsquo;da, Suriye Hizbullah&rsquo;ının da Halep ve İdlib başta olmak &uuml;zere kuzeybatı Suriye&rsquo;de aktif olduğunu g&ouml;r&uuml;yoruz.</p> <p>ABD Hazine Bakanlığı&rsquo;nın değerlendirmelerine g&ouml;re, İran&rsquo;ın Hizbullah&rsquo;a yıllık maddi yardımı 700 milyon doları bulmakta. Bunu diğer &ouml;rg&uuml;tlere de genişlettiğimizde miktar daha da katlanmaktadır. İran bu paramiliter &ouml;rg&uuml;tleri destekleyip Orta Doğu&rsquo;da aşırı harcamalar yaparken, diğer yandan kendi halkının ihtiya&ccedil;larını karşılayamamakta, ekonomisi gittik&ccedil;e k&ouml;t&uuml;leşmekte, ter&ouml;re verdiği destekten dolayı son d&ouml;nemde iyice ağırlaşan ambargo şartları İran halkının sokaklara d&ouml;k&uuml;lmesine ve rejimi hedef almasına neden olmaktadır. İran&rsquo;ın Orta Doğu&rsquo;nun &ccedil;eşitli &uuml;lkelerinden toplayarak endoktrine ve mobilize ettiği bu milis g&uuml;&ccedil;lerini finanse etme politikası, i&ccedil;erdeki rejimi b&ouml;lgeye yayma stratejisi ve Arap d&uuml;nyasında kendi aleyhine bu faaliyetlerinden dolayı doğurduğu orantısız &ouml;fke, hi&ccedil; beklenmedik bir şekilde rejimin i&ccedil;erden &ccedil;&ouml;k&uuml;ş&uuml;ne neden olabilecek hatalardır. B&ouml;lgede radikalleşmeyi s&uuml;rekli k&ouml;r&uuml;kleyen, başka &uuml;lkelerin i&ccedil; işlerine m&uuml;dahale eden, ter&ouml;r eylemlerini finanse eden bir İran hem b&ouml;lge &uuml;lkeleri hem de Batı bloğu tarafından daha fazla izolasyonla karşı karşıya kalacaktır. Ayrıca T&uuml;rkiye ile &ouml;rt&uuml;l&uuml; bir savaşı Suriye &uuml;zerinden s&uuml;rd&uuml;rmeye devam etmeleri, T&uuml;rk askerine ve T&uuml;rkiye tarafından desteklenen muhaliflere imzalı roketler fırlatmaları, T&uuml;rkiye&rsquo;nin nasıl bir &ouml;rt&uuml;l&uuml; tehditle karşı karşıya olduğunu da g&ouml;stermektedir.</p> <p>&nbsp;</p>
İran’ın devlet dışı aktörlerden ve yabancı terörist savaşçılardan yararlanması artık bir devlet politikası haline geldi ve İran elindeki her imkânı da bu amaca hizmet etmesi için kullanmaktan geri durmamakta.
<p>İran&rsquo;ın Orta Doğu&rsquo;da devlet dışı akt&ouml;rleri kullanma politikası İran devrimine kadar geri gitmektedir. Hatta daha da &ouml;ncesinde, Kum şehri merkezli mollaların, Bahreyn&rsquo;den L&uuml;bnan&rsquo;a kadar, Orta Doğu&rsquo;nun &ccedil;eşitli &uuml;lkelerinde ortak ağ sahibi oldukları Şii din g&ouml;revlileri &uuml;zerinden yakın temasta oldukları &ccedil;evreler ve gruplar hep mevcuttu. İran&rsquo;da mollaların iktidara gelmesiyle birlikte, Kum şehriyle bağlantılı olan bu gruplar aktif hale gelmiş, direk rejim tarafından kontrol edilmeye başlanmış ve devletten destek g&ouml;rmeye başlamışlardır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Tahran&rsquo;dan sağlanan propaganda ve askeri lojistik destekle adeta canlanarak ve etkinleşerek b&ouml;lge &uuml;lkelerinin siyasetinde &ouml;nemli g&uuml;&ccedil; unsurları haline gelmişlerdir. &Ouml;zetle mollalar, bağlantılı oldukları diğer &uuml;lkelerdeki paydaşlarını siyasal anlamda uyandırarak mobilize etmeye, b&ouml;ylece hedef &uuml;lkelerin i&ccedil; işlerini y&ouml;nlendirmeye başlamışlardır. Bu devlet dışı akt&ouml;rler, 1979 sonrası s&uuml;re&ccedil;te mezhepsel dayanışma &uuml;zerinden rejimin ihracı politikasına katkıda bulunmaları i&ccedil;in aktif hale getirilmiş ve endoktrinasyona tabi tutulmuşlardır. &Ouml;zellikle İran-Irak savaşının yaşandığı sekiz yıllık d&ouml;nemde (1980-1988) Bahreyn&rsquo;den L&uuml;bnan&rsquo;a, Kuveyt&rsquo;ten Irak&rsquo;a kadar pek &ccedil;ok &uuml;lkede İran destekli ter&ouml;r gruplarının saldırıları, bombalamaları, u&ccedil;ak ka&ccedil;ırma ve suikast eylemleri g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.</p> <p>&nbsp;</p> <p>İran&rsquo;ın en &ouml;nemli devlet dışı akt&ouml;r&uuml; L&uuml;bnan&rsquo;daki Hizbullah &ouml;rg&uuml;t&uuml;d&uuml;r. Hizbullah bir anlamda İran&rsquo;ın ilk g&ouml;z ağrısıdır; diğer &ouml;rg&uuml;tler i&ccedil;in de adeta &ouml;rnek konumdadır. &Uuml;lkedeki (L&uuml;bnan) Şii kesimi politize eden Hizbullah, İran&rsquo;ın &ccedil;ıkarları i&ccedil;in L&uuml;bnan&rsquo;da devlet i&ccedil;inde devlet olmuş; kuruluş amacını &ldquo;İsrail&rsquo;e karşı direniş cephesi&rdquo; olarak belirtse de, Suriye i&ccedil; savaşının başlamasıyla birlikte, Esed rejiminin muhafızlığını &uuml;stlenmiş ve Suriye muhalefetini de en &ouml;nemli tehdit/hedef olarak g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;r. Hizbullah Suriye muhalefetiyle girdiği savaş &uuml;zerinden, bir anlamda dolaylı olarak neredeyse dokuz yıldır T&uuml;rkiye&rsquo;yi de hedef almakta. Irak&rsquo;taki Şii gen&ccedil;liği de Haşdi Şabi, Ketaib Hizbullah, Bedir &Ouml;rg&uuml;t&uuml;, Asaib ehl el Hak gibi Irak merkezli &ouml;rg&uuml;tlerin i&ccedil;inde radikalleştirip bu militanları Suriye&rsquo;de Esed rejiminin saflarında savaştırmakta. Hizbullah, bahse konu devlet dışı ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tleri vasıtasıyla, Suriye&rsquo;de kalıcı olmayı da hedeflemektedir. Bu politikanın ilk &ouml;rneği daha &ouml;nce L&uuml;bnan&rsquo;da uygulanmış ve İran a&ccedil;ısından epey başarılı olmuştur. Hizbullah&rsquo;ın bu başarısı bug&uuml;n Suriye&rsquo;de, Irak&rsquo;ta ve Yemen&rsquo;de pratiğe d&ouml;k&uuml;lmeye ve İran&rsquo;ın bu &uuml;lkelerdeki kalıcı n&uuml;fuzu paramiliter akt&ouml;rler aracılığıyla yerleştirilmeye &ccedil;alışılmaktadır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>İran&rsquo;ın devlet dışı akt&ouml;rlerden ve yabancı ter&ouml;rist savaş&ccedil;ılardan yararlanması artık bir devlet politikası haline gelmiştir ve İran elindeki her imk&acirc;nı da bu amaca hizmet etmesi i&ccedil;in kullanmaktan geri durmamıştır. İran otoriterleri İran&rsquo;a g&ouml;&ccedil;men olarak gelen Afgan ve Pakistanlı Şii k&ouml;kenli g&ouml;&ccedil;menlerden ve ucuz işg&uuml;c&uuml;nden yararlanıp bunlardan Fatimiyyun (Afganlardan) ve Zeynebiyyun (Pakistanlılardan) tugayları adını verdikleri paramiliter &ouml;rg&uuml;tler kurarak Suriye&rsquo;deki muhalefete karşı savaştırmaktalar. &Ouml;zetle İran, kendisine sığınan ucuz iş g&uuml;c&uuml; ve g&ouml;&ccedil;menlerden dahi yabancı ter&ouml;rist savaş&ccedil;ı meydana getirecek &ouml;l&ccedil;&uuml;de g&ouml;z&uuml;n&uuml; karartmıştır.</p> <p>Suriye&rsquo;de Hizbullah militanlarından sonra ikinci b&uuml;y&uuml;k yabancı savaş&ccedil;ı g&uuml;&ccedil; olan Fatimiyyun birliklerinde 10 bin ila 12 bin arası Hazara k&ouml;kenli Afgan bulunuyor. Amacını Hz. Ali&rsquo;nin kızı Zeynep bint Ali&rsquo;nin t&uuml;rbesini muhafaza etmek olarak tanımlayan Zeynebiyyun Tugayı da 2 bin kişilik Pakistan k&ouml;kenli yabancı ter&ouml;rist savaş&ccedil;ıdan oluşuyor ve Suriye&rsquo;deki savaşta İran tarafından kullanılıyor. Her iki ter&ouml;rist &ouml;rg&uuml;t de 2019 yılında ABD Hazine Bakanlığı tarafından ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tleri listesine alınmıştır. İlgin&ccedil; bir şekilde bu &ouml;rg&uuml;tlere, İslam tarihinde &ccedil;ok &ouml;nemli bir yeri olan Ehl-i Beyt&rsquo;e mensup fertlerin isimleri verilmektedir. Afganlardan oluşturulan &ouml;rg&uuml;te Hz. Fatıma&rsquo;nın isminden, Pakistanlılara Hz. Ali&rsquo;nin kızı Zeynep&rsquo;ten m&uuml;lhem isimler verilirken; yine Hz. H&uuml;seyin&rsquo;in kızı Rukiye&rsquo;nin ve Hz. Ali&rsquo;nin &Uuml;mm&uuml;&rsquo;l-Ben&icirc;n&rsquo;den olan oğlu Ebu Fadl Abbas&rsquo;ın isimleri de diğer paramiliter gruplara verilerek Seyyide Rukiye ve Ebu Fadl Abbas Tugayları oluşmuştur.</p> <p>Bu tugaylar Suriye&rsquo;deki varlıklarını Şam&rsquo;da bulunan Seyyide Zeynep t&uuml;rbesini korumak şeklinde tanımlıyorlar. T&uuml;rbenin kutsallığıyla Şam&rsquo;ın m&uuml;dafaasını birbirine eşitleyerek Esed rejiminin korunmasını kutsal bir amaca hizmet olarak g&ouml;steriyorlar. İran bu şekilde, başka &uuml;lkelerin vatandaşlarını da Suriye&rsquo;deki savaşın bir par&ccedil;ası haline getirerek, bu insanları kutsal bir ama&ccedil; i&ccedil;in m&uuml;cadele ettiklerine inandırıyor. Ge&ccedil;tiğimiz g&uuml;nlerde, Afganistan parlamentosunda milletvekili olan Belkıs Ruşen, Afganistan&rsquo;da Tacik ve Hazara liderlerin Kasım S&uuml;leymani&rsquo;nin &ouml;l&uuml;m&uuml; nedeniyle İran&rsquo;a başsağlığı mesajları yayınlamalarına karşı &ccedil;ıkarak S&uuml;leymani&rsquo;nin 5 bin 500 Afgan gencinin Suriye&rsquo;de &ouml;lmesinin sorumlusu ve Afganistan&rsquo;da en &ccedil;ok cinayet işleyen kişi olduğunu iddia etti. Ruşen ayrıca İran&rsquo;ın, Afgan g&ouml;&ccedil;menlerin inan&ccedil;larını k&ouml;t&uuml;ye kullanarak bir lokma ekmek i&ccedil;in Suriye&rsquo;ye savaşa g&ouml;nderdiğini de ifade etti. &Ouml;te yandan Tahran y&ouml;netimi, Afganistanlı ve Pakistanlı bu yabancı milislere ve ailelerine daim&icirc; oturum veya vatandaşlık vereceği taahh&uuml;d&uuml;nde bulunarak, bunu İran meclisine yasa tasarısı olarak da sunmuş durumda. Bu tasarıya g&ouml;re, Suriye&rsquo;de savaşan ve &ouml;len milislerin ailelerine vatandaşlık verilecek ve &ouml;lenlerin naaşları da İranlı şehitlerin mezarlıklarına defnedilecektir. Bu konuda dini lider Hamaney de kanun tasarısının takip&ccedil;isi olduğunu birka&ccedil; kez dile getirdi.</p> <p>İran destekli ter&ouml;r grupları, &ouml;zellikle Obama&rsquo;nın başkanlığı d&ouml;neminde, İran ile ABD&rsquo;nin işbirliği &ccedil;er&ccedil;evesinde, DEAŞ&rsquo;a karşı m&uuml;cadeleyi sebep olarak g&ouml;stererek, Suriye&rsquo;den Irak&rsquo;a, Yemen&rsquo;den L&uuml;bnan&rsquo;a kadar her yerde h&acirc;kimiyetlerini pekiştirmişlerdir. Bug&uuml;n Yemen&rsquo;deki Ensarullah bile Hizbullah&rsquo;tan eğitim alıyor, silahlarını İran veriyor ve Hizbullah&rsquo;la aynı sloganları kullanıyor. B&ouml;lgenin Obama ve Demokratlar d&ouml;neminde tam anlamıyla İran&rsquo;a bırakılması, bug&uuml;n bir anlamda ABD&rsquo;nin Suriye&rsquo;deki &ccedil;ıkarlarına f&uuml;ze olarak geri d&ouml;nmekte.</p> <p>Ge&ccedil;tiğimiz ay &ouml;ld&uuml;r&uuml;len Kud&uuml;s G&uuml;c&uuml; Komutanı Kasım S&uuml;leymani&rsquo;nin adının İdlib&rsquo;deki muhaliflere rejim tarafından atılan roketlere yazılması ve sanki onun intikamını alıyormuş&ccedil;asına bir mesaj verildiğinin g&ouml;sterilmesi, Esed rejimi saflarındaki İran destekli ter&ouml;r gruplarının ne kadar etkin ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; olduklarını g&ouml;zler &ouml;n&uuml;ne seriyor. İdlib&rsquo;deki muhalifleri ter&ouml;rist olarak niteleyen g&uuml;&ccedil;ler ve odaklar, Suriye&rsquo;de &ccedil;oğunluğu temsil eden muhalifleri acımasızca katleden bu paramiliter &ccedil;eteler hakkında ağızlarını dahi a&ccedil;mıyorlar. Bu durum akla, T&uuml;rk askerlerine ateş a&ccedil;abilme c&uuml;retini g&ouml;steren rejim g&uuml;&ccedil;lerinin i&ccedil;inde bu t&uuml;rden İran destekli ter&ouml;r gruplarının olup olmadığı sorusunu da getiriyor. İran&rsquo;ın Kud&uuml;s G&uuml;c&uuml; birliklerinin veya bahse konu paramiliter gruplarının Suriye&rsquo;deki rejimin ordusunun i&ccedil;indeki g&uuml;&ccedil;lerinin ne d&uuml;zeyde olduğu ve rejim ordusunu ne &ouml;l&ccedil;&uuml;de y&ouml;nlendirdikleri de bilinmeye muhta&ccedil; meselelerdir.</p> <p>Suriye&rsquo;de İran destekli gruplara baktığımızda, L&uuml;bnan Hizbullahı, Suriye Hizbullahı, Bedir Tugayları, Fatimiyyun Tugayı, Zeynebiyyun Tugayı, Ammar bin Yasir Tugayı, İmam Hasan Tugayı, Seyyide Rukiye Tugayı, Irak Hizbullahı, Seyyid eş-Ş&uuml;heda Tugayları, Şehit Muhammed Bakır es-Sadr Tugayı, Asaib ehl el Hak &ouml;rg&uuml;t&uuml;, el Hamad Tugayı, Seddu Şuheda Taburları, Hizbullah Nuceba Hareketi, el Vaat es-Sadık Birliği, Esedullah Galip Tugayı, Ensar&uuml;&rsquo;l-Akide Birlikleri, Haddam&uuml;&rsquo;l Akile, el H&uuml;seyin Tugayı, Nafiz Esadullah Birlikleri, Ketaib İmam Ali, Ebu Fazıl Taburu, Ceyş eş-Şa&rsquo;bi, Ebu Fadl Abbas Tugayı, Kuvvet er-Rida, el Galibiyyun, Z&uuml;lfikar Tugayı, Kuteyb Seyyit Ş&uuml;heda gibi yirmiden fazla paramiliter grup olduğunu g&ouml;r&uuml;r&uuml;z. Bunların hemen hemen hepsinin flama ve bayrakları birbirlerine benzerdir ve genellikle Hz. Peygamber&rsquo;in Ehl-i Beyt&rsquo;ine mensup bir zatın ismini taşıdıkları g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. İddialara g&ouml;re, 150-200 bin milis 500 dolar ve civarı maaşlar karşılığında, İran&rsquo;ın desteği altında, b&ouml;lgede savaşmaktadır. Bu miktar Afgan Hazara ve Pakistanlı gruplarda daha da d&uuml;şmektedir. Bu grupların Suriye i&ccedil;inde nerelere konuşlandığına baktığımızda, İmam Muhammed Bakır es-Sadr Tugayının orta ve doğu Suriye&rsquo;de, Ebu Fadl Abbas Tugayının Şam&rsquo;da, Suriye Hizbullah&rsquo;ının da Halep ve İdlib başta olmak &uuml;zere kuzeybatı Suriye&rsquo;de aktif olduğunu g&ouml;r&uuml;yoruz.</p> <p>ABD Hazine Bakanlığı&rsquo;nın değerlendirmelerine g&ouml;re, İran&rsquo;ın Hizbullah&rsquo;a yıllık maddi yardımı 700 milyon doları bulmakta. Bunu diğer &ouml;rg&uuml;tlere de genişlettiğimizde miktar daha da katlanmaktadır. İran bu paramiliter &ouml;rg&uuml;tleri destekleyip Orta Doğu&rsquo;da aşırı harcamalar yaparken, diğer yandan kendi halkının ihtiya&ccedil;larını karşılayamamakta, ekonomisi gittik&ccedil;e k&ouml;t&uuml;leşmekte, ter&ouml;re verdiği destekten dolayı son d&ouml;nemde iyice ağırlaşan ambargo şartları İran halkının sokaklara d&ouml;k&uuml;lmesine ve rejimi hedef almasına neden olmaktadır. İran&rsquo;ın Orta Doğu&rsquo;nun &ccedil;eşitli &uuml;lkelerinden toplayarak endoktrine ve mobilize ettiği bu milis g&uuml;&ccedil;lerini finanse etme politikası, i&ccedil;erdeki rejimi b&ouml;lgeye yayma stratejisi ve Arap d&uuml;nyasında kendi aleyhine bu faaliyetlerinden dolayı doğurduğu orantısız &ouml;fke, hi&ccedil; beklenmedik bir şekilde rejimin i&ccedil;erden &ccedil;&ouml;k&uuml;ş&uuml;ne neden olabilecek hatalardır. B&ouml;lgede radikalleşmeyi s&uuml;rekli k&ouml;r&uuml;kleyen, başka &uuml;lkelerin i&ccedil; işlerine m&uuml;dahale eden, ter&ouml;r eylemlerini finanse eden bir İran hem b&ouml;lge &uuml;lkeleri hem de Batı bloğu tarafından daha fazla izolasyonla karşı karşıya kalacaktır. Ayrıca T&uuml;rkiye ile &ouml;rt&uuml;l&uuml; bir savaşı Suriye &uuml;zerinden s&uuml;rd&uuml;rmeye devam etmeleri, T&uuml;rk askerine ve T&uuml;rkiye tarafından desteklenen muhaliflere imzalı roketler fırlatmaları, T&uuml;rkiye&rsquo;nin nasıl bir &ouml;rt&uuml;l&uuml; tehditle karşı karşıya olduğunu da g&ouml;stermektedir.</p> <p>&nbsp;</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.