Koleksiyoner Mehmet Çebi: Cumhurbaşkanlığı ödülü manevi bir doping oldu

KÜLTÜR SANAT (AA) - Anadolu Ajansı | 23.11.2020 - 21:43, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Koleksiyoner Mehmet Çebi: Cumhurbaşkanlığı ödülü manevi bir doping oldu

Koleksiyoner Mehmet Çebi, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nün manevi bir doping olduğunu söyledi.
<p>Koleksiyoner&nbsp;Mehmet &Ccedil;ebi,&nbsp;Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lt&uuml;r ve Sanat B&uuml;y&uuml;k &Ouml;d&uuml;l&uuml;&#39;n&uuml;n manevi bir doping olduğunu belirterek,&quot;İnşallah bundan sonra bu &ouml;d&uuml;l&uuml;n de verecek olduğu manevi haz ile beraber daha g&uuml;zel işler yapmaya, daha g&uuml;zel sanat eserlerinin ortaya &ccedil;ıkmasına vesile olmaya kendi adıma gayret edeceğimi s&ouml;yleyebilirim.&quot; dedi.</p> <p>Hilye-i Şerif ve Tesbih M&uuml;zesi&nbsp;ile&nbsp;İstanbul Resimleri M&uuml;zesi&#39;nin kurulmasına &ouml;nc&uuml;l&uuml;k eden, resim, tespih ve İslam sanatlarının nabzını tutmaya devam eden &Ccedil;ebi, bu yıl Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lt&uuml;r ve Sanat B&uuml;y&uuml;k &Ouml;d&uuml;lleri&#39;ne layık g&ouml;r&uuml;len isimlerden oldu.</p> <p>Bakırk&ouml;y İmam Hatip Lisesi&#39;nde okuduğu yıllarda edebiyat ve sanata merak duymaya başlayan, İstanbul &Uuml;niversitesi Siyasal Bilgiler Fak&uuml;ltesi Kamu Y&ouml;netimi B&ouml;l&uuml;m&uuml;&#39;n&uuml; kazanmasının ardından Beyazıt Sahaflar &Ccedil;arşısı&#39;yla tanışan &Ccedil;ebi, daha sonra y&uuml;ksek lisansını aynı &uuml;niversitenin İktisat Fak&uuml;ltesi Sosyal Siyaset Anabilim Dalı&#39;nda tamamlasa da koleksiyonerlikten kopamayan &ouml;yk&uuml;s&uuml;n&uuml; AA muhabirine anlattı.</p> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/f8244181-67c8-4d85-98fc-b252d1f7e0ec/20202FKASIM2F232FKULTUR2FDDDD.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <p>&Ccedil;ebi, 1980&#39;lerde Beyazıt Meydanı ve civarındaki k&uuml;lt&uuml;rel hareketlilikten bahsederek, &quot;Sahaflar &Ccedil;arşısı da bug&uuml;n olduğu gibi değildi. O yıllarda daha &ccedil;ok İslam eserlerinin, İslam sanatı eserlerinin satıldığı d&uuml;kkanlar vardı. Bug&uuml;n &uuml;niversite kitapları satılan bir mekan haline d&ouml;n&uuml;şt&uuml; maalesef. O yıllarda &ccedil;ok sayıda duayen kabul edilebilecek esnaf b&uuml;y&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z ve ağabeyimizle tanıştık. Onlara gittik, geldik, sohbet ettik. Şifahi k&uuml;lt&uuml;r olarak İslam sanatlarının ne olduğunu teorik olarak &ouml;ğrenmeye gayret ettik. Pratikte de ne alınıyor, ne satılıyor, neler geliyor, neler gidiyor bunları da g&ouml;rm&uuml;ş olduk. Ben o yıllarda başladım tespih, hat sanatı eseri ve ferman almaya.&quot;</p> <h3>Hilye-i Şerif ve Tesbih M&uuml;zesi&#39;ni kurdu</h3> <p>Bu merakla birlikte işin ticaretine de adım attığını anlatan &Ccedil;ebi, şunları kaydetti:</p> <div class="col-12 videoembed" style="box-sizing: border-box; position: relative; width: 791px; min-height: 1px; padding: 0px; flex: 0 0 100; max-width: 100; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px; margin-bottom: 10px !important;"> <div class="row" style="box-sizing: border-box; display: flex; flex-wrap: wrap; margin-right: 0px; margin-left: 0px; width: 791px;"> <h2>&nbsp;</h2> </div> </div> <p>&nbsp;</p> <p>&quot;Sanatın ana mekanı, sanat eserlerinin, m&uuml;zayede şirketlerinin, galerilerin ağırlıklı olarak bulunabildiği yer Nişantaşı ve civarıydı. Bir m&uuml;ddet Fatih&#39;te bulunduktan sonra Nişantaşı&#39;na Teşvikiye&#39;ye geldim ve burada d&uuml;kkan a&ccedil;tım. Bir m&uuml;ddet sonra da bir m&uuml;zayede şirketi kurdum. O m&uuml;zayede şirketiyle de senede iki-&uuml;&ccedil; tane ağırlıklı olarak İslam eserleri ve T&uuml;rk resminin satıldığı m&uuml;zayedeler yapmaya başladım. Bu arada tabii T&uuml;rkiye&#39;deki bir&ccedil;ok hattat ile irtibatımız vardı. Bir&ccedil;oğuyla da arkadaştık, dostluğumuz vardı. Buradaki sanat&ccedil;ılara sipariş yoluyla eserler yaptırmaya başladım. Bu aynı zamanda İslam &uuml;lkelerine de zaman i&ccedil;erisinde bir a&ccedil;ılım yaptı.&quot;</p> <p>&Ccedil;ebi, uluslararası &ccedil;apta hilye-i şerif yarışmaları d&uuml;zenlediğine dikkati &ccedil;ekerek, &quot;Hat sanatıyla olan ilgim aynı zamanda T&uuml;rk resmiyle de bir noktada kesişerek T&uuml;rk resmi ile de ilgilenmeye başladım. Hatta ticaret, ağırlıklı olarak resim ticareti olarak devam etti. Ni&ccedil;in &ouml;yle oldu? İlgili 100 kişiden 5 kişi hat koleksiyonu veya hat eseri satın almak isterken, 95 tanesi de ağırlıklı olarak T&uuml;rk resmi, oryantalist resim tarzında sanat eserleri aldığını g&ouml;rd&uuml;m.&quot; diye konuştu.</p> <p>Hilye-i Şerif ve Tesbih M&uuml;zesi&#39;nin kuruluş hikayesinden bahseden Mehmet &Ccedil;ebi, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Keşke &uuml;retilen hat sanatı eserine &ccedil;ok daha fazla talep olsa da hem sanat&ccedil;ılar bundan maddi olarak istifade etse hem de hat sanatı insanlarımızın evlerini, ofislerini, mekanlarını s&uuml;slese, oraya bir estetik, g&uuml;zellik bir manevi boyut katabilse. Bir m&uuml;ddet sonra artık bu eserleri yalnızca kendi uhdemizde tutmanın doğru olmayacağı kanaati bende oluşmaya başladı. 2000&#39;li yılların başından itibaren &#39;Bu eserleri bir m&uuml;ze haline nasıl getirebiliriz?&#39; diye d&uuml;ş&uuml;nmeye başladım. Yaptığımız araştırmalar sonucunda Mimar Sinan eseri olan Siyavuşpaşa Medresesi&#39;nin bu işe uygun olduğunu tespit ettim ve onunla ilgili bir girişimde bulunduk. Cumhurbaşkanımızın da yardımları ve himayesi ile (a&ccedil;tık).&quot;</p> <h3>&quot;Ticaret olunca işin derecesi d&uuml;şm&uuml;yor&quot;</h3> <p>&Ccedil;ebi, hat sanatını 21. y&uuml;zyılda yaşayan sanatseverlerin de ilgi alanına sokma &ccedil;abası i&ccedil;inde olduğunu vurgulayarak, &quot;Modern sanata ilgi duyan insanların da g&ouml;zlerinin &ouml;n&uuml;ne bakış a&ccedil;ılarına, onların projeksiyonuna da nasıl sokarız diye hat sanatında daha &ouml;nce yapılmamış değişik işler yaptırmaya gayret ettim zaman i&ccedil;erisinde. Sosyal medyadan takip ettiğim zaman, d&uuml;nyanın bir&ccedil;ok değişik b&ouml;lgesinde belki de birbirini hi&ccedil; tanımayan sanat&ccedil;ının bizim &ouml;nc&uuml; olmaya &ccedil;alıştığımız tarzla ilgili &ccedil;ok değişik, &ccedil;ok g&uuml;zel eserler vermeye başladıklarını g&ouml;rd&uuml;k. Bundan da memnun oldum.&quot; değerlendirmesinde bulundu.</p> <p>Yaklaşık 30 yıllık profesyonel sanat hayatı boyunca yaptığı &ccedil;alışmalardan bahseden &Ccedil;ebi, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;Koleksiyonerlik meselesi de aşk olmadan, tutku olmadan, sevmeden yapılabilecek bir şey değil. Daha lise yıllarında bu işe bir ilgim, alakam, merakım vardı. &Ccedil;ok daha değişik işler de yapabilirdik ama &ouml;zellikle sevdiğimiz ve bizi mutlu ettiği i&ccedil;in bu işte karar kıldık. Burada insanın kendi iradesi var tabii ama bir de Cenabıhakkın bir takdiri var. Cenabıhak da b&ouml;yle bir yola girmemizi takdir etti. İşin ticaretini yapmak da aslında &ouml;nemli bir şey. Ticaret olunca işin derecesi, maneviyatı falan d&uuml;şm&uuml;yor. Bence tam tersi. Yani işin ticaretini yaptık. O yaptığımız ticaretten para kazandık. Para kazandığımızla da yine sanata yatırım yaptık ve bir koleksiyon oluşturduk.&quot;</p> <h3>&quot;Sanatın &ccedil;ehresini değiştirmek i&ccedil;in &ccedil;alışıyoruz&quot;</h3> <p>Koleksiyoner Mehmet &Ccedil;ebi, sanatın &ccedil;ehresini değiştirmek i&ccedil;in &ccedil;alıştıklarının altını &ccedil;izerek, şunları ifade etti:</p> <p>&quot;Tarihte yapılmamış şekilde, tarihte yapılanlara benzemeyen, onların taklidi olmayan, oradan ilham alan ama d&uuml;nyaya hitap eden sanat&ccedil;ılar ve sanat eserlerini nasıl ortaya &ccedil;ıkartırız? B&uuml;t&uuml;n amacımız, gayretimiz bu... Mimar Sinan &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k sanat&ccedil;ıdır, S&uuml;leymaniye &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k sanat eseridir ama onun benzerini 21. y&uuml;zyılda yapmak artık sanat eseri değildir. Hafız Osman, 17. y&uuml;zyılda yaşamış &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir sanat&ccedil;ı. Hilye-i şerif dediğimiz levhayı ilk olarak yapan hilye-i şerif metnini ilk defa duvara asılacak şekilde bir levha haline getiren b&uuml;y&uuml;k insan ama o hilyenin bug&uuml;n hala tıpatıp benzerini yazmak artık bir sanat eseri değil.</p> <p>Klasik g&uuml;zel bir şey. Bir şey klasik oluyorsa, g&uuml;zel olduğu i&ccedil;in beğenildiği, sevildiği i&ccedil;in klasik oluyor. Ama klasiği &ccedil;ok tekrar etmek o klasiğin ruhunu bozuyor. Dolayısıyla biz hani gelenek diye bir şey var, &#39;gelene ek yapmak&#39; meselesi. Bizim bir k&uuml;lt&uuml;r&uuml;m&uuml;z, sanatımız, medeniyetimiz, bunların ortaya koyduğu y&uuml;z binlerce değişik sanat dallarında sanat eserleri var. Biz bu sanat eserlerinin taklidini yapmak yerine onların ruhunu, maneviyatını, hikmetini, estetiğini yaşadığımız y&uuml;zyılda, bug&uuml;n&uuml;n malzemelerini de kullanarak, bug&uuml;n&uuml;n insanlarının sanat zevkiyle, daha &ouml;ncekinden ilham alan ve izler taşıyan ama yepyeni şekilde nasıl ortaya koyabiliyoruz? B&uuml;t&uuml;n mesele bu. Ben bunu yapmaya &ccedil;alışıyorum.&quot;</p> <h3>&quot;Sanat işiyle uğraşan insanlar ciddi sıkıntılar yaşıyor&quot;</h3> <p>T&uuml;rk klasik sanatlarında usta &ccedil;ırak ilişkisinden bahseden &Ccedil;ebi, &quot;Bir d&uuml;nya sanat&ccedil;ısı olmak i&ccedil;in kendi sanatınızı &ccedil;ok iyi bileceksiniz. O sanatla ilgili diğer sanatları bileceksiniz. Ayrıca d&uuml;nya sanatını da artık &ccedil;ok &ccedil;ok iyi bilmenize belki l&uuml;zum yok ama bileceksiniz. Dolayısıyla bunların hepsini b&ouml;yle harmanlayıp bir potada biriktirip, kendi imbiğinizden neler s&uuml;zebiliyorsanız s&uuml;z&uuml;p onları bulunduğunuz &ccedil;ağdaki sanat eseri olarak, İslam sanatı eserleri olarak -adını siz koyun- ortaya koyacaksınız. Resimde de diğer plastik sanatlar da bu b&ouml;yle. Yalnızca İslam sanatlarında değil. T&uuml;rkiye&#39;deki b&uuml;t&uuml;n sanatlarda &uuml;&ccedil; aşağı beş yukarı aynı dertler, sıkıntılar var. Bunların yapılması gerektiğini tartışıyoruz artık. Bunların nasıl yapılacak olduğuyla ilgili problemlerimiz var. Ben kendi g&uuml;c&uuml;m&uuml;n elverdiği nispette fikri, maddi, manevi olarak bu işlere kafa yoruyorum.&quot; a&ccedil;ıklamasını yaptı.</p> <p>Mehmet &Ccedil;ebi, Başta İskender Pala olmak &uuml;zere Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lt&uuml;r ve Sanat Politikaları Kurulu &uuml;yelerine teşekk&uuml;r ederek, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle tamamladı:</p> <p>&quot;Son senelerde zaten bir sıkıntı vardı. Ekonomik sıkıntı biliyorsunuz her şeye sirayet ediyor. D&uuml;nyada da b&ouml;yle yalnızca T&uuml;rkiye&#39;de değil. Yani sanat eserlerinin değeri, kıymeti maalesef &ccedil;ok d&uuml;şt&uuml;. Bir&ccedil;ok sanat&ccedil;ı sıkıntıya girdi. Sanat işiyle uğraşan insanlar ciddi sıkıntılar yaşıyor. Biz de tabii bu sanat camiasının i&ccedil;erisinde olduğumuz i&ccedil;in aynı sıkıntılar bizim i&ccedil;in de ge&ccedil;erli. Benim a&ccedil;ımdan en azından bu (&ouml;d&uuml;l) manevi bir doping oldu. &#39;Ne yapsak ne etsek, uğraşsak mı hızımızı artırsak mı?&#39; diye d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z bir d&ouml;nemde &lsquo;durmak yok yola devam&rsquo; anlayışına geldik kendi işimizle ilgili. İnşallah bundan sonra bu &ouml;d&uuml;l&uuml;n de verecek olduğu manevi haz ile beraber daha g&uuml;zel işler yapmaya, daha g&uuml;zel sanat eserlerinin ortaya &ccedil;ıkmasına vesile olmaya kendi adıma gayret edeceğimi s&ouml;yleyebilirim.&quot;</p>
Koleksiyoner Mehmet Çebi, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nün manevi bir doping olduğunu söyledi.
<p>Koleksiyoner&nbsp;Mehmet &Ccedil;ebi,&nbsp;Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lt&uuml;r ve Sanat B&uuml;y&uuml;k &Ouml;d&uuml;l&uuml;&#39;n&uuml;n manevi bir doping olduğunu belirterek,&quot;İnşallah bundan sonra bu &ouml;d&uuml;l&uuml;n de verecek olduğu manevi haz ile beraber daha g&uuml;zel işler yapmaya, daha g&uuml;zel sanat eserlerinin ortaya &ccedil;ıkmasına vesile olmaya kendi adıma gayret edeceğimi s&ouml;yleyebilirim.&quot; dedi.</p> <p>Hilye-i Şerif ve Tesbih M&uuml;zesi&nbsp;ile&nbsp;İstanbul Resimleri M&uuml;zesi&#39;nin kurulmasına &ouml;nc&uuml;l&uuml;k eden, resim, tespih ve İslam sanatlarının nabzını tutmaya devam eden &Ccedil;ebi, bu yıl Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lt&uuml;r ve Sanat B&uuml;y&uuml;k &Ouml;d&uuml;lleri&#39;ne layık g&ouml;r&uuml;len isimlerden oldu.</p> <p>Bakırk&ouml;y İmam Hatip Lisesi&#39;nde okuduğu yıllarda edebiyat ve sanata merak duymaya başlayan, İstanbul &Uuml;niversitesi Siyasal Bilgiler Fak&uuml;ltesi Kamu Y&ouml;netimi B&ouml;l&uuml;m&uuml;&#39;n&uuml; kazanmasının ardından Beyazıt Sahaflar &Ccedil;arşısı&#39;yla tanışan &Ccedil;ebi, daha sonra y&uuml;ksek lisansını aynı &uuml;niversitenin İktisat Fak&uuml;ltesi Sosyal Siyaset Anabilim Dalı&#39;nda tamamlasa da koleksiyonerlikten kopamayan &ouml;yk&uuml;s&uuml;n&uuml; AA muhabirine anlattı.</p> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/f8244181-67c8-4d85-98fc-b252d1f7e0ec/20202FKASIM2F232FKULTUR2FDDDD.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <p>&Ccedil;ebi, 1980&#39;lerde Beyazıt Meydanı ve civarındaki k&uuml;lt&uuml;rel hareketlilikten bahsederek, &quot;Sahaflar &Ccedil;arşısı da bug&uuml;n olduğu gibi değildi. O yıllarda daha &ccedil;ok İslam eserlerinin, İslam sanatı eserlerinin satıldığı d&uuml;kkanlar vardı. Bug&uuml;n &uuml;niversite kitapları satılan bir mekan haline d&ouml;n&uuml;şt&uuml; maalesef. O yıllarda &ccedil;ok sayıda duayen kabul edilebilecek esnaf b&uuml;y&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z ve ağabeyimizle tanıştık. Onlara gittik, geldik, sohbet ettik. Şifahi k&uuml;lt&uuml;r olarak İslam sanatlarının ne olduğunu teorik olarak &ouml;ğrenmeye gayret ettik. Pratikte de ne alınıyor, ne satılıyor, neler geliyor, neler gidiyor bunları da g&ouml;rm&uuml;ş olduk. Ben o yıllarda başladım tespih, hat sanatı eseri ve ferman almaya.&quot;</p> <h3>Hilye-i Şerif ve Tesbih M&uuml;zesi&#39;ni kurdu</h3> <p>Bu merakla birlikte işin ticaretine de adım attığını anlatan &Ccedil;ebi, şunları kaydetti:</p> <div class="col-12 videoembed" style="box-sizing: border-box; position: relative; width: 791px; min-height: 1px; padding: 0px; flex: 0 0 100; max-width: 100; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px; margin-bottom: 10px !important;"> <div class="row" style="box-sizing: border-box; display: flex; flex-wrap: wrap; margin-right: 0px; margin-left: 0px; width: 791px;"> <h2>&nbsp;</h2> </div> </div> <p>&nbsp;</p> <p>&quot;Sanatın ana mekanı, sanat eserlerinin, m&uuml;zayede şirketlerinin, galerilerin ağırlıklı olarak bulunabildiği yer Nişantaşı ve civarıydı. Bir m&uuml;ddet Fatih&#39;te bulunduktan sonra Nişantaşı&#39;na Teşvikiye&#39;ye geldim ve burada d&uuml;kkan a&ccedil;tım. Bir m&uuml;ddet sonra da bir m&uuml;zayede şirketi kurdum. O m&uuml;zayede şirketiyle de senede iki-&uuml;&ccedil; tane ağırlıklı olarak İslam eserleri ve T&uuml;rk resminin satıldığı m&uuml;zayedeler yapmaya başladım. Bu arada tabii T&uuml;rkiye&#39;deki bir&ccedil;ok hattat ile irtibatımız vardı. Bir&ccedil;oğuyla da arkadaştık, dostluğumuz vardı. Buradaki sanat&ccedil;ılara sipariş yoluyla eserler yaptırmaya başladım. Bu aynı zamanda İslam &uuml;lkelerine de zaman i&ccedil;erisinde bir a&ccedil;ılım yaptı.&quot;</p> <p>&Ccedil;ebi, uluslararası &ccedil;apta hilye-i şerif yarışmaları d&uuml;zenlediğine dikkati &ccedil;ekerek, &quot;Hat sanatıyla olan ilgim aynı zamanda T&uuml;rk resmiyle de bir noktada kesişerek T&uuml;rk resmi ile de ilgilenmeye başladım. Hatta ticaret, ağırlıklı olarak resim ticareti olarak devam etti. Ni&ccedil;in &ouml;yle oldu? İlgili 100 kişiden 5 kişi hat koleksiyonu veya hat eseri satın almak isterken, 95 tanesi de ağırlıklı olarak T&uuml;rk resmi, oryantalist resim tarzında sanat eserleri aldığını g&ouml;rd&uuml;m.&quot; diye konuştu.</p> <p>Hilye-i Şerif ve Tesbih M&uuml;zesi&#39;nin kuruluş hikayesinden bahseden Mehmet &Ccedil;ebi, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Keşke &uuml;retilen hat sanatı eserine &ccedil;ok daha fazla talep olsa da hem sanat&ccedil;ılar bundan maddi olarak istifade etse hem de hat sanatı insanlarımızın evlerini, ofislerini, mekanlarını s&uuml;slese, oraya bir estetik, g&uuml;zellik bir manevi boyut katabilse. Bir m&uuml;ddet sonra artık bu eserleri yalnızca kendi uhdemizde tutmanın doğru olmayacağı kanaati bende oluşmaya başladı. 2000&#39;li yılların başından itibaren &#39;Bu eserleri bir m&uuml;ze haline nasıl getirebiliriz?&#39; diye d&uuml;ş&uuml;nmeye başladım. Yaptığımız araştırmalar sonucunda Mimar Sinan eseri olan Siyavuşpaşa Medresesi&#39;nin bu işe uygun olduğunu tespit ettim ve onunla ilgili bir girişimde bulunduk. Cumhurbaşkanımızın da yardımları ve himayesi ile (a&ccedil;tık).&quot;</p> <h3>&quot;Ticaret olunca işin derecesi d&uuml;şm&uuml;yor&quot;</h3> <p>&Ccedil;ebi, hat sanatını 21. y&uuml;zyılda yaşayan sanatseverlerin de ilgi alanına sokma &ccedil;abası i&ccedil;inde olduğunu vurgulayarak, &quot;Modern sanata ilgi duyan insanların da g&ouml;zlerinin &ouml;n&uuml;ne bakış a&ccedil;ılarına, onların projeksiyonuna da nasıl sokarız diye hat sanatında daha &ouml;nce yapılmamış değişik işler yaptırmaya gayret ettim zaman i&ccedil;erisinde. Sosyal medyadan takip ettiğim zaman, d&uuml;nyanın bir&ccedil;ok değişik b&ouml;lgesinde belki de birbirini hi&ccedil; tanımayan sanat&ccedil;ının bizim &ouml;nc&uuml; olmaya &ccedil;alıştığımız tarzla ilgili &ccedil;ok değişik, &ccedil;ok g&uuml;zel eserler vermeye başladıklarını g&ouml;rd&uuml;k. Bundan da memnun oldum.&quot; değerlendirmesinde bulundu.</p> <p>Yaklaşık 30 yıllık profesyonel sanat hayatı boyunca yaptığı &ccedil;alışmalardan bahseden &Ccedil;ebi, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;Koleksiyonerlik meselesi de aşk olmadan, tutku olmadan, sevmeden yapılabilecek bir şey değil. Daha lise yıllarında bu işe bir ilgim, alakam, merakım vardı. &Ccedil;ok daha değişik işler de yapabilirdik ama &ouml;zellikle sevdiğimiz ve bizi mutlu ettiği i&ccedil;in bu işte karar kıldık. Burada insanın kendi iradesi var tabii ama bir de Cenabıhakkın bir takdiri var. Cenabıhak da b&ouml;yle bir yola girmemizi takdir etti. İşin ticaretini yapmak da aslında &ouml;nemli bir şey. Ticaret olunca işin derecesi, maneviyatı falan d&uuml;şm&uuml;yor. Bence tam tersi. Yani işin ticaretini yaptık. O yaptığımız ticaretten para kazandık. Para kazandığımızla da yine sanata yatırım yaptık ve bir koleksiyon oluşturduk.&quot;</p> <h3>&quot;Sanatın &ccedil;ehresini değiştirmek i&ccedil;in &ccedil;alışıyoruz&quot;</h3> <p>Koleksiyoner Mehmet &Ccedil;ebi, sanatın &ccedil;ehresini değiştirmek i&ccedil;in &ccedil;alıştıklarının altını &ccedil;izerek, şunları ifade etti:</p> <p>&quot;Tarihte yapılmamış şekilde, tarihte yapılanlara benzemeyen, onların taklidi olmayan, oradan ilham alan ama d&uuml;nyaya hitap eden sanat&ccedil;ılar ve sanat eserlerini nasıl ortaya &ccedil;ıkartırız? B&uuml;t&uuml;n amacımız, gayretimiz bu... Mimar Sinan &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k sanat&ccedil;ıdır, S&uuml;leymaniye &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k sanat eseridir ama onun benzerini 21. y&uuml;zyılda yapmak artık sanat eseri değildir. Hafız Osman, 17. y&uuml;zyılda yaşamış &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir sanat&ccedil;ı. Hilye-i şerif dediğimiz levhayı ilk olarak yapan hilye-i şerif metnini ilk defa duvara asılacak şekilde bir levha haline getiren b&uuml;y&uuml;k insan ama o hilyenin bug&uuml;n hala tıpatıp benzerini yazmak artık bir sanat eseri değil.</p> <p>Klasik g&uuml;zel bir şey. Bir şey klasik oluyorsa, g&uuml;zel olduğu i&ccedil;in beğenildiği, sevildiği i&ccedil;in klasik oluyor. Ama klasiği &ccedil;ok tekrar etmek o klasiğin ruhunu bozuyor. Dolayısıyla biz hani gelenek diye bir şey var, &#39;gelene ek yapmak&#39; meselesi. Bizim bir k&uuml;lt&uuml;r&uuml;m&uuml;z, sanatımız, medeniyetimiz, bunların ortaya koyduğu y&uuml;z binlerce değişik sanat dallarında sanat eserleri var. Biz bu sanat eserlerinin taklidini yapmak yerine onların ruhunu, maneviyatını, hikmetini, estetiğini yaşadığımız y&uuml;zyılda, bug&uuml;n&uuml;n malzemelerini de kullanarak, bug&uuml;n&uuml;n insanlarının sanat zevkiyle, daha &ouml;ncekinden ilham alan ve izler taşıyan ama yepyeni şekilde nasıl ortaya koyabiliyoruz? B&uuml;t&uuml;n mesele bu. Ben bunu yapmaya &ccedil;alışıyorum.&quot;</p> <h3>&quot;Sanat işiyle uğraşan insanlar ciddi sıkıntılar yaşıyor&quot;</h3> <p>T&uuml;rk klasik sanatlarında usta &ccedil;ırak ilişkisinden bahseden &Ccedil;ebi, &quot;Bir d&uuml;nya sanat&ccedil;ısı olmak i&ccedil;in kendi sanatınızı &ccedil;ok iyi bileceksiniz. O sanatla ilgili diğer sanatları bileceksiniz. Ayrıca d&uuml;nya sanatını da artık &ccedil;ok &ccedil;ok iyi bilmenize belki l&uuml;zum yok ama bileceksiniz. Dolayısıyla bunların hepsini b&ouml;yle harmanlayıp bir potada biriktirip, kendi imbiğinizden neler s&uuml;zebiliyorsanız s&uuml;z&uuml;p onları bulunduğunuz &ccedil;ağdaki sanat eseri olarak, İslam sanatı eserleri olarak -adını siz koyun- ortaya koyacaksınız. Resimde de diğer plastik sanatlar da bu b&ouml;yle. Yalnızca İslam sanatlarında değil. T&uuml;rkiye&#39;deki b&uuml;t&uuml;n sanatlarda &uuml;&ccedil; aşağı beş yukarı aynı dertler, sıkıntılar var. Bunların yapılması gerektiğini tartışıyoruz artık. Bunların nasıl yapılacak olduğuyla ilgili problemlerimiz var. Ben kendi g&uuml;c&uuml;m&uuml;n elverdiği nispette fikri, maddi, manevi olarak bu işlere kafa yoruyorum.&quot; a&ccedil;ıklamasını yaptı.</p> <p>Mehmet &Ccedil;ebi, Başta İskender Pala olmak &uuml;zere Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lt&uuml;r ve Sanat Politikaları Kurulu &uuml;yelerine teşekk&uuml;r ederek, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle tamamladı:</p> <p>&quot;Son senelerde zaten bir sıkıntı vardı. Ekonomik sıkıntı biliyorsunuz her şeye sirayet ediyor. D&uuml;nyada da b&ouml;yle yalnızca T&uuml;rkiye&#39;de değil. Yani sanat eserlerinin değeri, kıymeti maalesef &ccedil;ok d&uuml;şt&uuml;. Bir&ccedil;ok sanat&ccedil;ı sıkıntıya girdi. Sanat işiyle uğraşan insanlar ciddi sıkıntılar yaşıyor. Biz de tabii bu sanat camiasının i&ccedil;erisinde olduğumuz i&ccedil;in aynı sıkıntılar bizim i&ccedil;in de ge&ccedil;erli. Benim a&ccedil;ımdan en azından bu (&ouml;d&uuml;l) manevi bir doping oldu. &#39;Ne yapsak ne etsek, uğraşsak mı hızımızı artırsak mı?&#39; diye d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z bir d&ouml;nemde &lsquo;durmak yok yola devam&rsquo; anlayışına geldik kendi işimizle ilgili. İnşallah bundan sonra bu &ouml;d&uuml;l&uuml;n de verecek olduğu manevi haz ile beraber daha g&uuml;zel işler yapmaya, daha g&uuml;zel sanat eserlerinin ortaya &ccedil;ıkmasına vesile olmaya kendi adıma gayret edeceğimi s&ouml;yleyebilirim.&quot;</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.