Kovid-19 pandemisinde yeni umut: Aşılar

SAĞLIK (AA) - Anadolu Ajansı | 17.12.2020 - 14:03, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Kovid-19 pandemisinde yeni umut: Aşılar

Dünyada Kovid-19 aşısı geliştirmeye yönelik olarak halihazırda 200’den fazla çalışma sürüyor. Faz 3 aşamasına ise sadece 12’si geçebilmiş durumda. Erken dönemde Faz 3’e geçmiş olan beş aşı ise tüm dünyanın gündemine oturmuş vaziyette.
<p>Yeni tip koronavir&uuml;s (Kovid-19) pandemisi s&uuml;recinde aşıların &ouml;nemi daha iyi anlaşılır hale geldi. Hen&uuml;z tedavisinde kullanılan ila&ccedil;ların tartışıldığı salgının y&ouml;netiminde, vir&uuml;s&uuml;n yayılımını sonlandırabilecek, &ccedil;i&ccedil;ek vir&uuml;s&uuml;nde olduğu gibi SARS-CoV-2 vir&uuml;s&uuml;n&uuml;n de k&ouml;k&uuml;n&uuml; kazıyabilecek aşıları mercek altına alıyoruz.</p> <p>Aşı geliştirmek, i&ccedil;erdiği safhalar itibariyle zorlu ve detaylı bir &ccedil;alışmayı gerektirir. Laboratuvarda başlayan s&uuml;re&ccedil;, bağışıklığı tetiklemek i&ccedil;in gerekli molek&uuml;llerin tespit edilmesinin ardından, hayvan deneyleriyle devam eder. Hayvanlarda beklenen yanıtı ortaya &ccedil;ıkarıp &ccedil;ıkarmadığının ve zararlarının olup olmadığının tespit edilebilmesi i&ccedil;in aşı &ccedil;eşitli a&ccedil;ılardan analiz edilir. Ancak bu aşamalardan sonra aşının insanlara uygulanmasının g&uuml;venli olup olmadığı test edilmeye başlanır. Bu araştırmalar &ldquo;klinik deneyler&rdquo; olarak isimlendirilir ve d&ouml;rt fazdan oluşur.</p> <h3>Aşıların geliştirilmesi</h3> <p>Faz 1 aşamasında aşılar, sağlıklı gen&ccedil; yetişkinlerden oluşan az sayıda g&ouml;n&uuml;ll&uuml; &uuml;zerinde denenir. Bu aşamada aşıların g&uuml;venli doz aralığı tespit edilerek bariz yan etkileri olmadığından emin olunur. Faz 2 aşamasında birka&ccedil; y&uuml;z g&ouml;n&uuml;ll&uuml; ile aşıların etkinliği takip edilirken uygulama y&ouml;ntemi gibi diğer detaylar da değerlendirilir. Faz 3 aşamasında ise aşıların etkinliğini kanıtlamak ve oluşabilecek yan etkileri yakından izlemek i&ccedil;in binlerce g&ouml;n&uuml;ll&uuml; &uuml;zerinde uygulama yapılır. Bu s&uuml;re&ccedil;te g&ouml;n&uuml;ll&uuml;ler iki ana gruba ayrılır; bir gruba aşı, diğerine etkisiz enjeksiyonlar (plasebo) uygulanır. B&ouml;ylece hastalığa yakalanma veya yan etki g&ouml;sterme durumları, aşı olanlarla olmayanlar arasında detaylı bir şekilde karşılaştırılabilir.&nbsp;Faz 3&nbsp;&ccedil;alışmaların farklı &uuml;lkelerde y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmesi tercih edilir ki aşıyla ilgili ş&uuml;pheler olabildiğince giderilebilsin. Yine oluşabilecek ş&uuml;pheleri ortadan kaldırmak i&ccedil;in, &ldquo;&ccedil;ift k&ouml;r&rdquo; denilen araştırma y&ouml;ntemi uygulanır. Yani hangi gruba ger&ccedil;ek aşı, hangi gruba plasebo verildiğini araştırmacı dahil hi&ccedil; kimse bilmez. Kişiler ve uygulanacak aşılar veya plasebolar karmaşık bir şifreyle kodlanır ve bu kodlar araştırma sonrasında a&ccedil;ılarak veriler anlamlandırılır. Faz 3 araştırmalarının tamamlanmasının ardındansa aşıların kullanımı i&ccedil;in &uuml;lkelerin otoritelerine onay başvuruları yapılır. Normal şartlarda 1-1,5 yıl s&uuml;ren onay s&uuml;re&ccedil;lerinin ardından aşılar kullanılabilir duruma gelir.</p> <h3>Piyasada g&ouml;zetim: Faz 4 &ccedil;alışmaları</h3> <p>Aşılar kullanılmaya başladıktan sonra on binlerce g&ouml;n&uuml;ll&uuml; ile yapılan daha uzun s&uuml;reli klinik araştırmalar, Faz 4 veya satış sonrası izleme &ccedil;alışmaları olarak tanımlanır. Bu &ccedil;alışmalarda aşıların &ccedil;ok daha yaygın kitlelere uygulanması takip edilirken, aynı zamanda ortaya &ccedil;ıkabilecek uzun s&uuml;reli istenmeyen etkiler de takip edilir. Bir&ccedil;ok &uuml;lkenin kendi b&uuml;nyesinde oluşturduğu &ldquo;aşı sonrası istenmeyen etki&rdquo; (ASİE) toplama mekanizmalarıyla aşılara dair veriler toplanarak k&uuml;resel bir değerlendirme yapılır. Normalde 7-10 yıl gibi bir s&uuml;re alan bu s&uuml;re&ccedil;ler mevcut pandeminin oluşturduğu panik ve &ouml;l&uuml;m tehlikesi y&uuml;z&uuml;nden bir hayli hızlandırılarak 7-10 ay arası s&uuml;relere kısaltılmış durumda. Bu durum ihmal dedikodularını g&uuml;ndeme getirse de, sanılanın aksine, bu &ccedil;alışmalara ayrılan b&uuml;t&ccedil;elerin astronomik rakamlara &ccedil;ıkması ve ilgili safhaların sağlıklı işletilmesi i&ccedil;in gereken devlet desteklerinin t&uuml;m&uuml;yle sağlanması sayesinde, klinik araştırmalar son derece bilimsel bir şeffaflıkla s&uuml;rd&uuml;r&uuml;l&uuml;yor. Nitekim t&uuml;m baskılara rağmen, en yetkin kurumlardan olan ABD Gıda ve İla&ccedil; Dairesi (FDA) ve Avrupa İla&ccedil; Ajansı (EMA) aşıların kullanılabilmesi i&ccedil;in &ouml;n ruhsat verirken dikkati elden asla bırakmıyor.</p> <p>D&uuml;nyada Kovid-19 aşısı geliştirmeye y&ouml;nelik olarak halihazırda 200&rsquo;den fazla &ccedil;alışma s&uuml;r&uuml;yor. Faz 3 aşamasına ise sadece 12&rsquo;si ge&ccedil;ebilmiş durumda. Erken d&ouml;nemde Faz 3&rsquo;e ge&ccedil;miş olan ve geliştirilmeye daha a&ccedil;ık olan beş aşı ise t&uuml;m d&uuml;nyanın g&uuml;ndemine oturmuş vaziyette. Bunlar Oxford/Astrazeneca, Sputnik V, Moderna, Biontech/Pfizer ve Sinovac aşıları. Bu beş aşının i&ccedil;erdikleri maddeler ve &ccedil;alışma metotlarının farklı olması anlaşılır şekilde kafa karışıklıklarına yol a&ccedil;ıyor. Sputnik V ve Oxford/Astrazeneca aşıları canlı g&uuml;&ccedil;s&uuml;zleştirilmiş adenovir&uuml;s kaynaklı, Sinovac aşısı inaktive edilmiş vir&uuml;s kaynaklı, Moderna ve Biontech/Pfizer aşıları ise mRNA kaynaklı olarak &uuml;retiliyor.</p> <h3>Viral vekt&ouml;r (adenovir&uuml;s) aşıları</h3> <p>Bu tip aşılar, şempanzelerde grip hastalığı yapan bir vir&uuml;s olan adenovir&uuml;s&uuml;n genetik olarak koronavir&uuml;s proteini ile desteklenerek insana verildiğinde bağışıklık sağladığı teorisi &uuml;zerine kuruludur. Bu teknoloji yıllardır Ebola, Zika, Chikungunya gibi viral hastalıklara karşı deneniyor ve zaten bu y&uuml;zden uzun bir s&uuml;redir Faz 3 aşamasındaydı. Aşıların i&ccedil;indeki mikroorganizmalar canlı olmakla birlikte, g&uuml;&ccedil;s&uuml;zleştirildiklerinden dolayı insanlarda hastalık yapamazlar. Bağışıklık sistemini uyarması beklenen bu aşılar, bazen de v&uuml;cut tarafından erkenden tehdit olarak algılanarak yok edilebilirler. Viral vekt&ouml;r aşılarının en avantajlı tarafı 2-8&deg;C arasında, yani rutin olarak kullanılan aşı dolaplarında saklanabilmeleri.</p> <p>Sputnik V&rsquo;in y&uuml;zde 90&rsquo;ın &uuml;zerinde bir etkinliğe sahip olduğu a&ccedil;ıklandı. Oxford/Astrazeneca ise y&uuml;zde 70 etkinliğe sahip olmasına karşılık, D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml;&rsquo;n&uuml;n (DS&Ouml;) &ldquo;y&uuml;zde 50&rsquo;nin &uuml;zerinde etkinliğe sahip aşılar kullanılabilir&rdquo; kararına atıf yaparak satışa başladı. Her iki &ccedil;alışma da Faz 3 araştırmalarının &ouml;n bulgularını d&uuml;nyayla paylaşmış durumda. Ayrıca g&uuml;ncel bir gelişme olarak, bu iki farklı aşı geliştiricisinin işbirliği &ccedil;alışmaları i&ccedil;inde olduğu duyuruldu.</p> <h3>Mesajcı RNA aşıları</h3> <p>Mesajcı RNA, yani mRNA molek&uuml;lleri, zaten v&uuml;cudumuzda doğal olarak &uuml;retilen protein sentezinde haberleşme rol&uuml; oynarlar. Laboratuvarda sentetik olarak &uuml;retilen mRNA&rsquo;lar v&uuml;cuda zerk edildiğinde, tıpkı kendi mRNA&rsquo;larımız gibi protein sentezleterek SARS-CoV-2 vir&uuml;s&uuml;ne karşı bizi uyarır ve vir&uuml;se karşı aşı etkisi oluştururlar. Bu molek&uuml;ller daha sonra kendi molek&uuml;llerimiz gibi yıkılarak v&uuml;cuttan atılırlar. Bu aşıların ne derece bağışıklık sağlayacağı halen tartışma konusu. Hem Biontech/Pfizer hem de Moderna aşıları y&uuml;zde 90&rsquo;ın &uuml;zerinde etkinlik verileri a&ccedil;ıkladılar. Ancak bu aşıların en b&uuml;y&uuml;k dezavantajı Biontech/Pfizer aşısının -70&deg;C&rsquo;de, Moderna&rsquo;nın -20&deg;C&rsquo;de saklanabiliyor olması. Ayrıca şimdiye kadar y&uuml;r&uuml;t&uuml;len Faz 1-2-3 araştırmalarında ciddi yan etkilerinin olmadığı g&ouml;sterilmekle birlikte, ilk kez uygulanan aşı geliştirme teknolojilerinden olduğu i&ccedil;in, uzun d&ouml;nem istenmeyen etkileri, inaktif aşı &ccedil;alışmalarına g&ouml;re daha az &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebiliyor. Nitekim İngiltere&rsquo;de uygulanmaya başlayan aşılar bazı kimselerde alerjiye yol a&ccedil;tığından, daha &ouml;nce herhangi bir aşıya, ilaca veya gıdaya karşı alerjisi olan kişilerin aşıyı kullanmamaları y&ouml;n&uuml;nde uyarı yapıldı.</p> <h3>İnaktif aşılar</h3> <p>Gelenekselleşmiş metotlardan biri olarak, hastalığa neden olan SARS-CoV-2 vir&uuml;s&uuml; par&ccedil;alanıp etkisiz hale getirilerek v&uuml;cuda veriliyor. B&ouml;ylece v&uuml;cudumuza zarar veremeyen par&ccedil;acıklar, bağışıklığımızı tetikliyor ve v&uuml;cudumuz canlı vir&uuml;sle karşılaştığımız durumlara hazır hale geliyor. İnaktif aşılar bilinen y&ouml;ntemlerle &uuml;retildiğinden, uzun d&ouml;nem etkileri konusunda diğer aşılara kıyasla daha net konuşulabiliyor. Ayrıca inaktif aşıların, bir nevi &ouml;ld&uuml;r&uuml;lm&uuml;ş vir&uuml;s ihtiva etmelerinden dolayı, ilk aşamada daha g&uuml;venli olduğu kabul ediliyor. 2-8&deg;C&rsquo;de saklanabiliyor olması da b&uuml;y&uuml;k avantajlarından. Fakat &uuml;retimi diğerlerine g&ouml;re daha yavaş ve meşakkatli. Bu y&uuml;zden fiyatı diğerlerine g&ouml;re daha y&uuml;ksek. &Ccedil;in tarafından y&uuml;zde 97 serokonversiyon [antikor oluşturma] oranına sahip olduğu, yani aşılanan 100 kişinin 97&rsquo;sinde v&uuml;cudu uyardığı a&ccedil;ıklandı; ancak bu veri etkinlikle ilgili bir fikir vermiyor. Brezilya&rsquo;daki Faz 3 verileri hen&uuml;z a&ccedil;ıklanmadı. Etkinlik seviyesi o &ccedil;alışmaların verileri değerlendirildiğinde duyurulabilecek. Verilerin 15 Aralık&rsquo;ta duyurulması planlanıyordu; fakat aşının uygulandığı eyaletin valisinin yaptığı a&ccedil;ıklamaya g&ouml;re, verilerin değerlendirmesinin daha detaylı yapılması ve daha geniş bilgiler paylaşılabilmesi i&ccedil;in veriler 23 Aralık&rsquo;ta duyurulacak.</p> <h3>T&uuml;rkiye&rsquo;de aşı geliştirme &ccedil;alışmaları</h3> <p>&Uuml;lkemizde 16 ayrı aşı &ccedil;alışması s&uuml;rd&uuml;r&uuml;l&uuml;yor. Bunlardan ikisi &ouml;n plana &ccedil;ıkıyor. İlki, T&uuml;rkiye&rsquo;nin geliştirdiği aşılardan en ileride olanı, Erciyes &Uuml;niversitesi&rsquo;nde Faz 1&rsquo;ini tamamladı. 25 Aralık&rsquo;ta Faz 2&rsquo;ye başlanması planlanıyor. Bu aşı inaktif teknolojiyle &uuml;retiliyor. Nisan ayından sonra her şey yolunda giderse yerli ve milli aşımız devreye girebilir. Bu durumda yurtdışından aşı teminiyle ilgili yaşanan sorunlar ortadan kalkacak gibi duruyor. Yerli aşımızın yıllık 300 milyon dozun &uuml;zerinde &uuml;retilmesi bekleniyor. B&ouml;ylece T&uuml;rkiye Kovid-19 aşısında kendine yeten &uuml;lkeler arasına gireceği gibi, yurtdışına aşı ihra&ccedil; eder bir konuma da y&uuml;kselebilir.</p> <p>Konya Sel&ccedil;uk &Uuml;niversitesi&rsquo;nde geliştirilen mRNA teknolojili aşı ise ikinci olarak &ouml;n plana &ccedil;ıkıyor. Ekip yaklaşık beş yıldır kanser aşıları geliştirme alanında &ccedil;alışıyor. Hatta Biontech ve Moderna firmalarının &ccedil;alışmalarını başından beri yakından takip ediyor. Hayvan deneyleri aşamasında olan aşının 2021 yılının yaz aylarında kullanıma girmesi bekleniyor. Yeni nesil aşı geliştirme &ccedil;alışmaları &uuml;lkemizce yakından takip ediliyor. Pandemi sonrası s&uuml;re&ccedil;te bu &ccedil;alışmaların devam etmesi, kanser aşıları ve yeni vir&uuml;s aşıları geliştirilmesi konusunda da umut vaat ediyor.</p> <h3>Aşıların bilinmezliği</h3> <p>Şimdiye kadar geliştirilen aşıların tamamı ikişer doz olarak uygulanıyor. B&ouml;ylece antikor miktarları daha uzun s&uuml;re istenen seviyelerde tutulabiliyor. T&uuml;m bu aşıların koruyuculuklarını ne kadar zaman s&uuml;rd&uuml;rebilecekleri ise bilinmiyor. Aşılar ilk uygulandığından g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar ge&ccedil;en s&uuml;re i&ccedil;inde, uygulama yapılan kişileri koruyor gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Bilim insanlarının tahminleri de &ccedil;ok &ccedil;eşitli. Kimilerine g&ouml;re grip aşısı gibi 6-8 ay koruma sağlıyor ve bu nedenle her yıl d&ouml;nemsel olarak yapılan bir aşı halini alabilir. Kimilerine g&ouml;re ise &ouml;m&uuml;r boyu koruyabilir; ancak tetanos aşısı gibi 10 yılda bir hatırlatma dozu da uygulanabilir. T&uuml;m &uuml;lkeler i&ccedil;in, aşıların menşei veya koruyuculuk s&uuml;resinden &ccedil;ok, g&uuml;venli aşıya erişmenin zor olması bir mesele teşkil ediyor ve siparişlerde &ouml;n sıralarda yer almak &ouml;ncelik taşıyor. Kendi n&uuml;fuslarının toplamından &ccedil;ok daha fazla aşı sipariş eden &uuml;lkeler bu stratejiyi kullanıyor.</p> <h3>&Uuml;lkemizde aşılama</h3> <p>Hangi bir aşının ger&ccedil;ekte ne derecede g&uuml;&ccedil;l&uuml; olduğunu zaman g&ouml;sterecek. Belki de y&uuml;zde 90&rsquo;ların &uuml;zerindeki etkinlikler y&uuml;zde 70 civarı etkinlik g&ouml;steren aşılara g&ouml;re pratik hayatımıza ek bir fayda getirmeyecek. Bu konuda uzun soluklu bir yarış bizleri bekliyor. İnsanlığın vir&uuml;sle savaşında atılan mermilerin bazıları kuru sıkı da &ccedil;ıkabilir. Yine de her birey vir&uuml;s&uuml;n kendisiyle veya aşısıyla karşılaşmak arasında bir tercih yapmak durumunda kalacak gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca&rsquo;nın daha ucuz aşılar olmasına rağmen T&uuml;rkiye&rsquo;nin en g&uuml;venli aşıyı tercih edeceğine dair a&ccedil;ıklamaları, &uuml;lkemizin aşılama stratejisinde g&uuml;venliği &ouml;n planda tuttuğunu g&ouml;steriyor.</p> <p>&Uuml;lkemizde aşının kimlere yapılacağı konusuna gelecek olursak; gruplar iki temel ama&ccedil; &ccedil;er&ccedil;evesinde belirleniyor. Bunların ilki aşının &ouml;l&uuml;mleri &ouml;nlemesi; ikincisi toplumsal yaşamın s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lebilmesi i&ccedil;in gerekli olan hizmetlerin devamlılığının sağlanması. Dolayısıyla pandemi s&uuml;recinde &ouml;l&uuml;mleri &ouml;nlemek i&ccedil;in, ilk aşamada &ouml;ncelikle sağlık &ccedil;alışanları ve 65 yaş &uuml;st&uuml; bireylerin aşılanmasının, ardından yaşlılar, engelliler ve koruma evlerinde kalanlar gibi toplu ve kalabalık yerlerde yaşayan ve &ccedil;alışan yetişkinlerin aşılanması planlanıyor. İkinci aşamada toplumun işleyişi i&ccedil;in gerekli sekt&ouml;rlerde ve y&uuml;ksek riskli ortamlarda bulunan ve kritik işlerde &ccedil;alışan kişiler ile 50 yaş ve &uuml;zeri en az bir kronik hastalığı bulunan kişilerin aşılanması planlanıyor. &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; aşamada ise 50 yaş altı en az bir kronik hastalığı bulunan vatandaşlar, gen&ccedil; yetişkinler, ilk iki grupta yer almayan sekt&ouml;r ve mesleklerde &ccedil;alışanların aşılanması planlanıyor. Son aşamada ise ilk &uuml;&ccedil; grubun dışında kalan t&uuml;m bireylerin g&ouml;n&uuml;ll&uuml;l&uuml;k esasına bağlı olarak aşılanması planlanıyor.</p> <p>Aşıların &uuml;lkemize girişinin ardından, 14 g&uuml;n boyunca analizleri yapılıp g&uuml;venliğinden emin olunduktan sonra aşılamaya başlanacak. Bu hususta T&uuml;rkiye&rsquo;nin kendi analiz ve incelemelerini yaparak &ouml;n kullanım onayı vermesi bekleniyor. Satın alınan 50 milyon doz aşının Ocak ayında başlanarak Nisan ayına kadar uygulanması vatandaşlara bekleniyor. Toplumun b&uuml;y&uuml;k bir kısmının bu şekilde korunması planlanıyor. Bu s&uuml;re&ccedil;te farklı aşı tedarik&ccedil;ileriyle g&ouml;r&uuml;şmeler de s&uuml;r&uuml;yor. &Ouml;zellikle Uğur Şahin&rsquo;in kurucusu olduğu Biontech ve Pfizer ortaklı mRNA aşısı i&ccedil;in detaylı pazarlıkların s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; Sağlık Bakanı her seferinde dile getiriyor. Nisan ayından itibaren ise yerli ve milli ilk aşımızın devreye girmesi beklendiğinden, 2021 yılı sonuna kadar &uuml;lkemizde isteyen her bireyin aşıya ulaşabilmesi olası g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor.</p> <h3>Aşı reddi tehlikesi ve aşı teredd&uuml;d&uuml;ne d&uuml;ş&uuml;lmesi</h3> <p>Aşılanmanın &ouml;n&uuml;ndeki en b&uuml;y&uuml;k engel olarak aşı ret&ccedil;ileri yer alıyor. T&uuml;m aşı geliştirme s&uuml;re&ccedil;lerinin şeffaflığına ve uluslararası otoritelerce yakından takip edilmesine rağmen, aşı ret&ccedil;ileri yaptıkları propaganda ile insanların kafalarını karıştırmaya devam ediyor. Halbuki aşı geliştirme &ccedil;ok teknik bir s&uuml;re&ccedil; olduğundan, pandemi bilim kurulu başta olmak &uuml;zere bir&ccedil;ok bilim insanı gelişmeleri yakından takip ediyor, sosyal medya ve televizyonlarda kamuoyunu bilgilendiriyor. Buna rağmen aşıları potansiyel tehdit, &ldquo;&ccedil;ip takarak bizleri kontrol edecek m&uuml;dahaleler&rdquo; olarak g&ouml;ren aşı ret&ccedil;ileri, sosyal medya başta olmak &uuml;zere her alanda ortaya &ccedil;ıkıyor. Ret&ccedil;iler yakından incelendiğinde ise bir&ccedil;oğunun aşı yerine başka bir şey pazarladıkları g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. Bu durum insan sağlığının &ccedil;ıkar nesnesi haline getirilmesine neden oluyor. Sağlık Bakanlığı toplumu daha iyi ve net bilgilendirmek i&ccedil;in &ccedil;alışmalar y&uuml;r&uuml;t&uuml;yor; ancak s&uuml;recin aciliyeti dolayısıyla ortaya &ccedil;ıkan gri noktalar kamuoyu tarafından iyi anlaşılamadığında yanlış y&ouml;nelimlere sebep olabiliyor.</p> <p>İlk aşının geliştirilmesinden bu yana 224 yıl ge&ccedil;miş olmasına karşın ger&ccedil;ekleştirilen t&uuml;m bu tartışmalar bir yana, bilim insanları aşıların 20. y&uuml;zyılda milyonlarca insanı &ouml;l&uuml;mden kurtarmış olmasının haklı gururunu yaşıyor ve aşılama her şeye rağmen en &ouml;nemli halk sağlığı başarılarından biri sayılmaya devam ediyor.</p> <p>[Tıp doktoru ve halk sağlığı y&ouml;neticisi olan &Ccedil;ağrı Emin Şahin aynı zamanda İstanbul Tıp Fak&uuml;ltesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı&rsquo;nda doktora &ccedil;alışmalarına devam etmektedir]</p>
Dünyada Kovid-19 aşısı geliştirmeye yönelik olarak halihazırda 200’den fazla çalışma sürüyor. Faz 3 aşamasına ise sadece 12’si geçebilmiş durumda. Erken dönemde Faz 3’e geçmiş olan beş aşı ise tüm dünyanın gündemine oturmuş vaziyette.
<p>Yeni tip koronavir&uuml;s (Kovid-19) pandemisi s&uuml;recinde aşıların &ouml;nemi daha iyi anlaşılır hale geldi. Hen&uuml;z tedavisinde kullanılan ila&ccedil;ların tartışıldığı salgının y&ouml;netiminde, vir&uuml;s&uuml;n yayılımını sonlandırabilecek, &ccedil;i&ccedil;ek vir&uuml;s&uuml;nde olduğu gibi SARS-CoV-2 vir&uuml;s&uuml;n&uuml;n de k&ouml;k&uuml;n&uuml; kazıyabilecek aşıları mercek altına alıyoruz.</p> <p>Aşı geliştirmek, i&ccedil;erdiği safhalar itibariyle zorlu ve detaylı bir &ccedil;alışmayı gerektirir. Laboratuvarda başlayan s&uuml;re&ccedil;, bağışıklığı tetiklemek i&ccedil;in gerekli molek&uuml;llerin tespit edilmesinin ardından, hayvan deneyleriyle devam eder. Hayvanlarda beklenen yanıtı ortaya &ccedil;ıkarıp &ccedil;ıkarmadığının ve zararlarının olup olmadığının tespit edilebilmesi i&ccedil;in aşı &ccedil;eşitli a&ccedil;ılardan analiz edilir. Ancak bu aşamalardan sonra aşının insanlara uygulanmasının g&uuml;venli olup olmadığı test edilmeye başlanır. Bu araştırmalar &ldquo;klinik deneyler&rdquo; olarak isimlendirilir ve d&ouml;rt fazdan oluşur.</p> <h3>Aşıların geliştirilmesi</h3> <p>Faz 1 aşamasında aşılar, sağlıklı gen&ccedil; yetişkinlerden oluşan az sayıda g&ouml;n&uuml;ll&uuml; &uuml;zerinde denenir. Bu aşamada aşıların g&uuml;venli doz aralığı tespit edilerek bariz yan etkileri olmadığından emin olunur. Faz 2 aşamasında birka&ccedil; y&uuml;z g&ouml;n&uuml;ll&uuml; ile aşıların etkinliği takip edilirken uygulama y&ouml;ntemi gibi diğer detaylar da değerlendirilir. Faz 3 aşamasında ise aşıların etkinliğini kanıtlamak ve oluşabilecek yan etkileri yakından izlemek i&ccedil;in binlerce g&ouml;n&uuml;ll&uuml; &uuml;zerinde uygulama yapılır. Bu s&uuml;re&ccedil;te g&ouml;n&uuml;ll&uuml;ler iki ana gruba ayrılır; bir gruba aşı, diğerine etkisiz enjeksiyonlar (plasebo) uygulanır. B&ouml;ylece hastalığa yakalanma veya yan etki g&ouml;sterme durumları, aşı olanlarla olmayanlar arasında detaylı bir şekilde karşılaştırılabilir.&nbsp;Faz 3&nbsp;&ccedil;alışmaların farklı &uuml;lkelerde y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmesi tercih edilir ki aşıyla ilgili ş&uuml;pheler olabildiğince giderilebilsin. Yine oluşabilecek ş&uuml;pheleri ortadan kaldırmak i&ccedil;in, &ldquo;&ccedil;ift k&ouml;r&rdquo; denilen araştırma y&ouml;ntemi uygulanır. Yani hangi gruba ger&ccedil;ek aşı, hangi gruba plasebo verildiğini araştırmacı dahil hi&ccedil; kimse bilmez. Kişiler ve uygulanacak aşılar veya plasebolar karmaşık bir şifreyle kodlanır ve bu kodlar araştırma sonrasında a&ccedil;ılarak veriler anlamlandırılır. Faz 3 araştırmalarının tamamlanmasının ardındansa aşıların kullanımı i&ccedil;in &uuml;lkelerin otoritelerine onay başvuruları yapılır. Normal şartlarda 1-1,5 yıl s&uuml;ren onay s&uuml;re&ccedil;lerinin ardından aşılar kullanılabilir duruma gelir.</p> <h3>Piyasada g&ouml;zetim: Faz 4 &ccedil;alışmaları</h3> <p>Aşılar kullanılmaya başladıktan sonra on binlerce g&ouml;n&uuml;ll&uuml; ile yapılan daha uzun s&uuml;reli klinik araştırmalar, Faz 4 veya satış sonrası izleme &ccedil;alışmaları olarak tanımlanır. Bu &ccedil;alışmalarda aşıların &ccedil;ok daha yaygın kitlelere uygulanması takip edilirken, aynı zamanda ortaya &ccedil;ıkabilecek uzun s&uuml;reli istenmeyen etkiler de takip edilir. Bir&ccedil;ok &uuml;lkenin kendi b&uuml;nyesinde oluşturduğu &ldquo;aşı sonrası istenmeyen etki&rdquo; (ASİE) toplama mekanizmalarıyla aşılara dair veriler toplanarak k&uuml;resel bir değerlendirme yapılır. Normalde 7-10 yıl gibi bir s&uuml;re alan bu s&uuml;re&ccedil;ler mevcut pandeminin oluşturduğu panik ve &ouml;l&uuml;m tehlikesi y&uuml;z&uuml;nden bir hayli hızlandırılarak 7-10 ay arası s&uuml;relere kısaltılmış durumda. Bu durum ihmal dedikodularını g&uuml;ndeme getirse de, sanılanın aksine, bu &ccedil;alışmalara ayrılan b&uuml;t&ccedil;elerin astronomik rakamlara &ccedil;ıkması ve ilgili safhaların sağlıklı işletilmesi i&ccedil;in gereken devlet desteklerinin t&uuml;m&uuml;yle sağlanması sayesinde, klinik araştırmalar son derece bilimsel bir şeffaflıkla s&uuml;rd&uuml;r&uuml;l&uuml;yor. Nitekim t&uuml;m baskılara rağmen, en yetkin kurumlardan olan ABD Gıda ve İla&ccedil; Dairesi (FDA) ve Avrupa İla&ccedil; Ajansı (EMA) aşıların kullanılabilmesi i&ccedil;in &ouml;n ruhsat verirken dikkati elden asla bırakmıyor.</p> <p>D&uuml;nyada Kovid-19 aşısı geliştirmeye y&ouml;nelik olarak halihazırda 200&rsquo;den fazla &ccedil;alışma s&uuml;r&uuml;yor. Faz 3 aşamasına ise sadece 12&rsquo;si ge&ccedil;ebilmiş durumda. Erken d&ouml;nemde Faz 3&rsquo;e ge&ccedil;miş olan ve geliştirilmeye daha a&ccedil;ık olan beş aşı ise t&uuml;m d&uuml;nyanın g&uuml;ndemine oturmuş vaziyette. Bunlar Oxford/Astrazeneca, Sputnik V, Moderna, Biontech/Pfizer ve Sinovac aşıları. Bu beş aşının i&ccedil;erdikleri maddeler ve &ccedil;alışma metotlarının farklı olması anlaşılır şekilde kafa karışıklıklarına yol a&ccedil;ıyor. Sputnik V ve Oxford/Astrazeneca aşıları canlı g&uuml;&ccedil;s&uuml;zleştirilmiş adenovir&uuml;s kaynaklı, Sinovac aşısı inaktive edilmiş vir&uuml;s kaynaklı, Moderna ve Biontech/Pfizer aşıları ise mRNA kaynaklı olarak &uuml;retiliyor.</p> <h3>Viral vekt&ouml;r (adenovir&uuml;s) aşıları</h3> <p>Bu tip aşılar, şempanzelerde grip hastalığı yapan bir vir&uuml;s olan adenovir&uuml;s&uuml;n genetik olarak koronavir&uuml;s proteini ile desteklenerek insana verildiğinde bağışıklık sağladığı teorisi &uuml;zerine kuruludur. Bu teknoloji yıllardır Ebola, Zika, Chikungunya gibi viral hastalıklara karşı deneniyor ve zaten bu y&uuml;zden uzun bir s&uuml;redir Faz 3 aşamasındaydı. Aşıların i&ccedil;indeki mikroorganizmalar canlı olmakla birlikte, g&uuml;&ccedil;s&uuml;zleştirildiklerinden dolayı insanlarda hastalık yapamazlar. Bağışıklık sistemini uyarması beklenen bu aşılar, bazen de v&uuml;cut tarafından erkenden tehdit olarak algılanarak yok edilebilirler. Viral vekt&ouml;r aşılarının en avantajlı tarafı 2-8&deg;C arasında, yani rutin olarak kullanılan aşı dolaplarında saklanabilmeleri.</p> <p>Sputnik V&rsquo;in y&uuml;zde 90&rsquo;ın &uuml;zerinde bir etkinliğe sahip olduğu a&ccedil;ıklandı. Oxford/Astrazeneca ise y&uuml;zde 70 etkinliğe sahip olmasına karşılık, D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml;&rsquo;n&uuml;n (DS&Ouml;) &ldquo;y&uuml;zde 50&rsquo;nin &uuml;zerinde etkinliğe sahip aşılar kullanılabilir&rdquo; kararına atıf yaparak satışa başladı. Her iki &ccedil;alışma da Faz 3 araştırmalarının &ouml;n bulgularını d&uuml;nyayla paylaşmış durumda. Ayrıca g&uuml;ncel bir gelişme olarak, bu iki farklı aşı geliştiricisinin işbirliği &ccedil;alışmaları i&ccedil;inde olduğu duyuruldu.</p> <h3>Mesajcı RNA aşıları</h3> <p>Mesajcı RNA, yani mRNA molek&uuml;lleri, zaten v&uuml;cudumuzda doğal olarak &uuml;retilen protein sentezinde haberleşme rol&uuml; oynarlar. Laboratuvarda sentetik olarak &uuml;retilen mRNA&rsquo;lar v&uuml;cuda zerk edildiğinde, tıpkı kendi mRNA&rsquo;larımız gibi protein sentezleterek SARS-CoV-2 vir&uuml;s&uuml;ne karşı bizi uyarır ve vir&uuml;se karşı aşı etkisi oluştururlar. Bu molek&uuml;ller daha sonra kendi molek&uuml;llerimiz gibi yıkılarak v&uuml;cuttan atılırlar. Bu aşıların ne derece bağışıklık sağlayacağı halen tartışma konusu. Hem Biontech/Pfizer hem de Moderna aşıları y&uuml;zde 90&rsquo;ın &uuml;zerinde etkinlik verileri a&ccedil;ıkladılar. Ancak bu aşıların en b&uuml;y&uuml;k dezavantajı Biontech/Pfizer aşısının -70&deg;C&rsquo;de, Moderna&rsquo;nın -20&deg;C&rsquo;de saklanabiliyor olması. Ayrıca şimdiye kadar y&uuml;r&uuml;t&uuml;len Faz 1-2-3 araştırmalarında ciddi yan etkilerinin olmadığı g&ouml;sterilmekle birlikte, ilk kez uygulanan aşı geliştirme teknolojilerinden olduğu i&ccedil;in, uzun d&ouml;nem istenmeyen etkileri, inaktif aşı &ccedil;alışmalarına g&ouml;re daha az &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebiliyor. Nitekim İngiltere&rsquo;de uygulanmaya başlayan aşılar bazı kimselerde alerjiye yol a&ccedil;tığından, daha &ouml;nce herhangi bir aşıya, ilaca veya gıdaya karşı alerjisi olan kişilerin aşıyı kullanmamaları y&ouml;n&uuml;nde uyarı yapıldı.</p> <h3>İnaktif aşılar</h3> <p>Gelenekselleşmiş metotlardan biri olarak, hastalığa neden olan SARS-CoV-2 vir&uuml;s&uuml; par&ccedil;alanıp etkisiz hale getirilerek v&uuml;cuda veriliyor. B&ouml;ylece v&uuml;cudumuza zarar veremeyen par&ccedil;acıklar, bağışıklığımızı tetikliyor ve v&uuml;cudumuz canlı vir&uuml;sle karşılaştığımız durumlara hazır hale geliyor. İnaktif aşılar bilinen y&ouml;ntemlerle &uuml;retildiğinden, uzun d&ouml;nem etkileri konusunda diğer aşılara kıyasla daha net konuşulabiliyor. Ayrıca inaktif aşıların, bir nevi &ouml;ld&uuml;r&uuml;lm&uuml;ş vir&uuml;s ihtiva etmelerinden dolayı, ilk aşamada daha g&uuml;venli olduğu kabul ediliyor. 2-8&deg;C&rsquo;de saklanabiliyor olması da b&uuml;y&uuml;k avantajlarından. Fakat &uuml;retimi diğerlerine g&ouml;re daha yavaş ve meşakkatli. Bu y&uuml;zden fiyatı diğerlerine g&ouml;re daha y&uuml;ksek. &Ccedil;in tarafından y&uuml;zde 97 serokonversiyon [antikor oluşturma] oranına sahip olduğu, yani aşılanan 100 kişinin 97&rsquo;sinde v&uuml;cudu uyardığı a&ccedil;ıklandı; ancak bu veri etkinlikle ilgili bir fikir vermiyor. Brezilya&rsquo;daki Faz 3 verileri hen&uuml;z a&ccedil;ıklanmadı. Etkinlik seviyesi o &ccedil;alışmaların verileri değerlendirildiğinde duyurulabilecek. Verilerin 15 Aralık&rsquo;ta duyurulması planlanıyordu; fakat aşının uygulandığı eyaletin valisinin yaptığı a&ccedil;ıklamaya g&ouml;re, verilerin değerlendirmesinin daha detaylı yapılması ve daha geniş bilgiler paylaşılabilmesi i&ccedil;in veriler 23 Aralık&rsquo;ta duyurulacak.</p> <h3>T&uuml;rkiye&rsquo;de aşı geliştirme &ccedil;alışmaları</h3> <p>&Uuml;lkemizde 16 ayrı aşı &ccedil;alışması s&uuml;rd&uuml;r&uuml;l&uuml;yor. Bunlardan ikisi &ouml;n plana &ccedil;ıkıyor. İlki, T&uuml;rkiye&rsquo;nin geliştirdiği aşılardan en ileride olanı, Erciyes &Uuml;niversitesi&rsquo;nde Faz 1&rsquo;ini tamamladı. 25 Aralık&rsquo;ta Faz 2&rsquo;ye başlanması planlanıyor. Bu aşı inaktif teknolojiyle &uuml;retiliyor. Nisan ayından sonra her şey yolunda giderse yerli ve milli aşımız devreye girebilir. Bu durumda yurtdışından aşı teminiyle ilgili yaşanan sorunlar ortadan kalkacak gibi duruyor. Yerli aşımızın yıllık 300 milyon dozun &uuml;zerinde &uuml;retilmesi bekleniyor. B&ouml;ylece T&uuml;rkiye Kovid-19 aşısında kendine yeten &uuml;lkeler arasına gireceği gibi, yurtdışına aşı ihra&ccedil; eder bir konuma da y&uuml;kselebilir.</p> <p>Konya Sel&ccedil;uk &Uuml;niversitesi&rsquo;nde geliştirilen mRNA teknolojili aşı ise ikinci olarak &ouml;n plana &ccedil;ıkıyor. Ekip yaklaşık beş yıldır kanser aşıları geliştirme alanında &ccedil;alışıyor. Hatta Biontech ve Moderna firmalarının &ccedil;alışmalarını başından beri yakından takip ediyor. Hayvan deneyleri aşamasında olan aşının 2021 yılının yaz aylarında kullanıma girmesi bekleniyor. Yeni nesil aşı geliştirme &ccedil;alışmaları &uuml;lkemizce yakından takip ediliyor. Pandemi sonrası s&uuml;re&ccedil;te bu &ccedil;alışmaların devam etmesi, kanser aşıları ve yeni vir&uuml;s aşıları geliştirilmesi konusunda da umut vaat ediyor.</p> <h3>Aşıların bilinmezliği</h3> <p>Şimdiye kadar geliştirilen aşıların tamamı ikişer doz olarak uygulanıyor. B&ouml;ylece antikor miktarları daha uzun s&uuml;re istenen seviyelerde tutulabiliyor. T&uuml;m bu aşıların koruyuculuklarını ne kadar zaman s&uuml;rd&uuml;rebilecekleri ise bilinmiyor. Aşılar ilk uygulandığından g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar ge&ccedil;en s&uuml;re i&ccedil;inde, uygulama yapılan kişileri koruyor gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Bilim insanlarının tahminleri de &ccedil;ok &ccedil;eşitli. Kimilerine g&ouml;re grip aşısı gibi 6-8 ay koruma sağlıyor ve bu nedenle her yıl d&ouml;nemsel olarak yapılan bir aşı halini alabilir. Kimilerine g&ouml;re ise &ouml;m&uuml;r boyu koruyabilir; ancak tetanos aşısı gibi 10 yılda bir hatırlatma dozu da uygulanabilir. T&uuml;m &uuml;lkeler i&ccedil;in, aşıların menşei veya koruyuculuk s&uuml;resinden &ccedil;ok, g&uuml;venli aşıya erişmenin zor olması bir mesele teşkil ediyor ve siparişlerde &ouml;n sıralarda yer almak &ouml;ncelik taşıyor. Kendi n&uuml;fuslarının toplamından &ccedil;ok daha fazla aşı sipariş eden &uuml;lkeler bu stratejiyi kullanıyor.</p> <h3>&Uuml;lkemizde aşılama</h3> <p>Hangi bir aşının ger&ccedil;ekte ne derecede g&uuml;&ccedil;l&uuml; olduğunu zaman g&ouml;sterecek. Belki de y&uuml;zde 90&rsquo;ların &uuml;zerindeki etkinlikler y&uuml;zde 70 civarı etkinlik g&ouml;steren aşılara g&ouml;re pratik hayatımıza ek bir fayda getirmeyecek. Bu konuda uzun soluklu bir yarış bizleri bekliyor. İnsanlığın vir&uuml;sle savaşında atılan mermilerin bazıları kuru sıkı da &ccedil;ıkabilir. Yine de her birey vir&uuml;s&uuml;n kendisiyle veya aşısıyla karşılaşmak arasında bir tercih yapmak durumunda kalacak gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca&rsquo;nın daha ucuz aşılar olmasına rağmen T&uuml;rkiye&rsquo;nin en g&uuml;venli aşıyı tercih edeceğine dair a&ccedil;ıklamaları, &uuml;lkemizin aşılama stratejisinde g&uuml;venliği &ouml;n planda tuttuğunu g&ouml;steriyor.</p> <p>&Uuml;lkemizde aşının kimlere yapılacağı konusuna gelecek olursak; gruplar iki temel ama&ccedil; &ccedil;er&ccedil;evesinde belirleniyor. Bunların ilki aşının &ouml;l&uuml;mleri &ouml;nlemesi; ikincisi toplumsal yaşamın s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lebilmesi i&ccedil;in gerekli olan hizmetlerin devamlılığının sağlanması. Dolayısıyla pandemi s&uuml;recinde &ouml;l&uuml;mleri &ouml;nlemek i&ccedil;in, ilk aşamada &ouml;ncelikle sağlık &ccedil;alışanları ve 65 yaş &uuml;st&uuml; bireylerin aşılanmasının, ardından yaşlılar, engelliler ve koruma evlerinde kalanlar gibi toplu ve kalabalık yerlerde yaşayan ve &ccedil;alışan yetişkinlerin aşılanması planlanıyor. İkinci aşamada toplumun işleyişi i&ccedil;in gerekli sekt&ouml;rlerde ve y&uuml;ksek riskli ortamlarda bulunan ve kritik işlerde &ccedil;alışan kişiler ile 50 yaş ve &uuml;zeri en az bir kronik hastalığı bulunan kişilerin aşılanması planlanıyor. &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; aşamada ise 50 yaş altı en az bir kronik hastalığı bulunan vatandaşlar, gen&ccedil; yetişkinler, ilk iki grupta yer almayan sekt&ouml;r ve mesleklerde &ccedil;alışanların aşılanması planlanıyor. Son aşamada ise ilk &uuml;&ccedil; grubun dışında kalan t&uuml;m bireylerin g&ouml;n&uuml;ll&uuml;l&uuml;k esasına bağlı olarak aşılanması planlanıyor.</p> <p>Aşıların &uuml;lkemize girişinin ardından, 14 g&uuml;n boyunca analizleri yapılıp g&uuml;venliğinden emin olunduktan sonra aşılamaya başlanacak. Bu hususta T&uuml;rkiye&rsquo;nin kendi analiz ve incelemelerini yaparak &ouml;n kullanım onayı vermesi bekleniyor. Satın alınan 50 milyon doz aşının Ocak ayında başlanarak Nisan ayına kadar uygulanması vatandaşlara bekleniyor. Toplumun b&uuml;y&uuml;k bir kısmının bu şekilde korunması planlanıyor. Bu s&uuml;re&ccedil;te farklı aşı tedarik&ccedil;ileriyle g&ouml;r&uuml;şmeler de s&uuml;r&uuml;yor. &Ouml;zellikle Uğur Şahin&rsquo;in kurucusu olduğu Biontech ve Pfizer ortaklı mRNA aşısı i&ccedil;in detaylı pazarlıkların s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; Sağlık Bakanı her seferinde dile getiriyor. Nisan ayından itibaren ise yerli ve milli ilk aşımızın devreye girmesi beklendiğinden, 2021 yılı sonuna kadar &uuml;lkemizde isteyen her bireyin aşıya ulaşabilmesi olası g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor.</p> <h3>Aşı reddi tehlikesi ve aşı teredd&uuml;d&uuml;ne d&uuml;ş&uuml;lmesi</h3> <p>Aşılanmanın &ouml;n&uuml;ndeki en b&uuml;y&uuml;k engel olarak aşı ret&ccedil;ileri yer alıyor. T&uuml;m aşı geliştirme s&uuml;re&ccedil;lerinin şeffaflığına ve uluslararası otoritelerce yakından takip edilmesine rağmen, aşı ret&ccedil;ileri yaptıkları propaganda ile insanların kafalarını karıştırmaya devam ediyor. Halbuki aşı geliştirme &ccedil;ok teknik bir s&uuml;re&ccedil; olduğundan, pandemi bilim kurulu başta olmak &uuml;zere bir&ccedil;ok bilim insanı gelişmeleri yakından takip ediyor, sosyal medya ve televizyonlarda kamuoyunu bilgilendiriyor. Buna rağmen aşıları potansiyel tehdit, &ldquo;&ccedil;ip takarak bizleri kontrol edecek m&uuml;dahaleler&rdquo; olarak g&ouml;ren aşı ret&ccedil;ileri, sosyal medya başta olmak &uuml;zere her alanda ortaya &ccedil;ıkıyor. Ret&ccedil;iler yakından incelendiğinde ise bir&ccedil;oğunun aşı yerine başka bir şey pazarladıkları g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. Bu durum insan sağlığının &ccedil;ıkar nesnesi haline getirilmesine neden oluyor. Sağlık Bakanlığı toplumu daha iyi ve net bilgilendirmek i&ccedil;in &ccedil;alışmalar y&uuml;r&uuml;t&uuml;yor; ancak s&uuml;recin aciliyeti dolayısıyla ortaya &ccedil;ıkan gri noktalar kamuoyu tarafından iyi anlaşılamadığında yanlış y&ouml;nelimlere sebep olabiliyor.</p> <p>İlk aşının geliştirilmesinden bu yana 224 yıl ge&ccedil;miş olmasına karşın ger&ccedil;ekleştirilen t&uuml;m bu tartışmalar bir yana, bilim insanları aşıların 20. y&uuml;zyılda milyonlarca insanı &ouml;l&uuml;mden kurtarmış olmasının haklı gururunu yaşıyor ve aşılama her şeye rağmen en &ouml;nemli halk sağlığı başarılarından biri sayılmaya devam ediyor.</p> <p>[Tıp doktoru ve halk sağlığı y&ouml;neticisi olan &Ccedil;ağrı Emin Şahin aynı zamanda İstanbul Tıp Fak&uuml;ltesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı&rsquo;nda doktora &ccedil;alışmalarına devam etmektedir]</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.