Libya'da Hafter'e dış destek sürdükçe kaos bitmeyecek

DÜNYA (AA) - Anadolu Ajansı | 06.02.2020 - 13:43, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Libya'da Hafter'e dış destek sürdükçe kaos bitmeyecek

Halife Hafter, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’ın verdiği destekle askeri sevkiyatlarına hız veriyor ve Trablus ile Misrata çevresinde güç yığınağı yapıyor.
<p>Libya&#39;da kalıcı ateşkesin sağlanması amacıyla Cenevre&rsquo;de 5+5 askeri komisyonunun toplanması i&ccedil;in BM&rsquo;nin girişimleri devam ederken diğer yandan kırılgan ateşkesin g&ouml;lgesinde Halife Hafter, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır&rsquo;ın verdiği destekle askeri sevkiyatlarına hız veriyor ve Trablus ile Misrata &ccedil;evresinde g&uuml;&ccedil; yığınağı yapıyor. Hafter, 2014&rsquo;ten itibaren m&uuml;zakere masasını &uuml;lkenin kontrol&uuml;n&uuml; ele ge&ccedil;irmeyi hedefleyen savaşın bir uzantısı olarak g&ouml;r&uuml;yor. Fakat bug&uuml;ne kadar kurulan m&uuml;zakere masalarında ama&ccedil;larına ulaşamadığı i&ccedil;in her defasında yeni operasyon dalgası ile m&uuml;zakere masasını devirmişti. Berlin Konferansı&rsquo;nın d&uuml;zenlendiği g&uuml;n hem Trablus&rsquo;a y&ouml;nelik askeri saldırılar d&uuml;zenleyen hem de petrol tesislerinde &uuml;retiminin durdurulmasını sağlayan Hafter, savaşın kendisi i&ccedil;in h&acirc;l&acirc; başlıca se&ccedil;enek olduğu mesajını veriyordu. Nitekim bu durum da ateşkesin ve devam eden siyasi &ccedil;&ouml;z&uuml;m girişimlerinin kırılganlığını g&ouml;steriyor.</p> <h3>Silah ambargosu meselesi</h3> <p>Berlin Konferansı&rsquo;nda ortaya &ccedil;ıkan Libya barış planı, &uuml;lkede devam eden i&ccedil; savaşın dış destek sona ermeden engellenemeyeceğini deklare etmesi a&ccedil;ısından kritik &ouml;nemdeydi, fakat uzun s&uuml;redir pek &ccedil;ok akt&ouml;r tarafından ihlal edilen silah ambargosunun etkili bir şekilde uygulanmasına y&ouml;nelik bir mekanizma da ortaya koymadı. Metinde ihlal durumunda BMGK kınama kararları alınabileceği ifade ediliyor ancak bug&uuml;ne kadar bu kararı ihlal eden taraflara y&ouml;nelik alınmış bir kınama kararının bulunmuyor oluşu, &ouml;nerilen bu mekanizmanın işlevselliğini de tartışmaya a&ccedil;ıyor. Bu duruma ek olarak konferansta kabul edilen sonu&ccedil; metni hen&uuml;z BMGK&rsquo;da onaylanıp, bağlayıcı bir karara da d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmedi. T&uuml;m bunlardan &ouml;t&uuml;r&uuml; de anlaşmanın en zayıf noktasını, ambargo meselesi oluşturuyor; zira halihazırda silah ambargosunu delen taraflar ya BMGK &uuml;yesi ya da BMGK &uuml;yesi &uuml;lkelerin yakın m&uuml;ttefikleri. Bu konuda BM başta olmak &uuml;zere uluslararası kurumların alabileceği &ouml;nlemler sadece kınama ve yaptırımlar gibi uygulamalarla sınırlıyken, bu y&ouml;nde karar alınabileceği de ş&uuml;pheli. Sonu&ccedil; itibarıyla Berlin&rsquo;de ortaya konulan şimdilik sadece &ldquo;centilmenlik anlaşması&rdquo; niteliğinde. Bu nedenle de bug&uuml;ne kadar Libya&rsquo;daki ihlallere ya da savaş su&ccedil;larına y&ouml;nelik herhangi bir kınama kararı &ccedil;ıkmadı. &Ouml;te yandan konu sadece silah ambargosu ile sınırlandırılmış durumda; ama &ouml;te yandan BAE&rsquo;nin Libya&rsquo;da 2016&rsquo;dan beri kullandığı el-Kadim Hava &Uuml;ss&uuml; bulunuyor. Ayrıca Mısır da kendi topraklarında bulunan &uuml;slerden hava operasyonları d&uuml;zenliyor.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ouml;te yandan hava ve deniz yoluyla &uuml;ye &uuml;lkelerin ambargoyu denetlemesi, silah akışının karadan devam edeceği rotanın ağırlık kazanmasına neden olacağı i&ccedil;in bu rotayı kontrol edecek olan komşu &uuml;lkeler ile bu &uuml;lkelerde etkili olan diğer akt&ouml;rlerin elini g&uuml;&ccedil;lendirecek nitelikte bir uygulama olacak. Mısır, BAE ve Fransa &uuml;&ccedil;l&uuml;s&uuml;, Libya&rsquo;nın doğusu ve g&uuml;neyi &uuml;zerinden sağlanan rotanın kontrol&uuml;n&uuml; elinde tutuyor. Aralık 2019&rsquo;dan itibaren ise bu rotaya ek olarak, BAE&rsquo;den ve Rusya&rsquo;dan Bingazi&rsquo;ye doğru bir de hava ikmal hattı yoğunluk kazandı. &Ccedil;eşitli kaynaklar, BAE&rsquo;nin son iki haftada Hafter&rsquo;e bağlı g&uuml;&ccedil;lere 3 bin ton askeri ekipman teslimi yapıldığını iddia ediyor. Abu Dabi emirliğinin veliaht prensi ve BAE Silahlı Kuvvetleri&rsquo;nin başkomutan yardımcısı Muhammed bin Zayid&rsquo;e ait Makassimos Air Cargo Şirketi&rsquo;ne kayıtlı Antonov 124&rsquo;le ger&ccedil;ekleştirilen bu ikmallerin hem askeri ekipman hem de yabancı savaş&ccedil;ıları kapsadığı d&uuml;ş&uuml;n&uuml;l&uuml;yor. B&ouml;ylece Giryan yenilgisinin ardından Libya&rsquo;daki bazı doğu aşiretlerinin savaş&ccedil;ılarını geri &ccedil;ekmesi sonucu, cephede &ouml;zel g&uuml;venlik şirketi Wagner aracılığı ile alan kazanan Rusya&rsquo;nın da stratejik ağırlığı b&uuml;y&uuml;k oranda azaltılmış oldu.</p> <h3>BAE&rsquo;nin Libya savaşı</h3> <p>Mayıs 2019&rsquo;da, Libya&#39;da &ouml;nceliklerinin aşırılık&ccedil;ılarla ve ter&ouml;rle m&uuml;cadele ile uzun s&uuml;ren krizde istikrarı destekleme olduğunu s&ouml;yleyen BAE Dışişleri Bakanı Enver Gargaş, bu s&ouml;zleriyle BAE&rsquo;nin Libya krizine ve Arap Baharı sonrası b&ouml;lgedeki d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m s&uuml;re&ccedil;lerine bakışını &ouml;zetlemişti. 2010-2011 Arap ayaklanmalarının ardından, m&uuml;ttefiki Suudi Arabistan ile birlikte BAE, dış politikasına askeri g&uuml;&ccedil; unsurlarını da ekleyerek b&ouml;lgenin jeopolitiğinin şekillenmesinde belirgin bir rol oynamaya başladı. Kuzey Afrika başta olmak &uuml;zere Orta Doğu b&ouml;lgesinde ortaya &ccedil;ıkan d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m s&uuml;re&ccedil;lerinin K&ouml;rfez monarşilerine y&ouml;nelik bir rejim tehdidi teşkil ettiği algısıyla, b&ouml;lgede otoriter bir canlanma dalgasını besleyen olduk&ccedil;a aktif bir politikayla &ouml;n plana &ccedil;ıkan bu ikiliden BAE&rsquo;nin b&ouml;lgesel denklemdeki rol&uuml; de b&uuml;y&uuml;k bir değişime uğradı. 2011&rsquo;e kadar b&ouml;lgesel bir finans ve uluslararası iş merkezi olmayı &ouml;nceleyen BAE, Arap Baharı ile ortaya &ccedil;ıkan b&ouml;lgesel dinamiklerin etkisiyle Orta Doğu&rsquo;da etkisi ve g&ouml;r&uuml;n&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; artan askeri bir g&uuml;&ccedil; haline geldi. Bug&uuml;n BAE, bir yandan hızlı bir şekilde b&ouml;lgesel bir askeri g&uuml;&ccedil; haline gelirken diğer yandan b&ouml;lgedeki rejimlerin en &ouml;nemli finansal sponsorlarından biri haline geldi. Kızıldeniz&rsquo;de sahip olduğu stratejik liman işletmeleri (Mısır, Somali, Yemen ve Suudi Arabistan), Libya, Yemen, Eritre ve Somaliland&rsquo;de sahip olduğu askeri &uuml;sleri ile BAE, yayılmacı ve hırslı dış politikası ile hem ekonomik hem de askeri d&uuml;zeyde belirleyici bir b&ouml;lgesel g&uuml;&ccedil; olmayı hedefleyen akt&ouml;r haline geldi.</p> <p>2013&rsquo;te ger&ccedil;ekleşen darbeyle Abd&uuml;lfettah Sisi&rsquo;nin iktidara gelmesinin ardından, Suudi Arabistan-BAE b&ouml;lgesel ittifak bloğuna Mısır&rsquo;ın da dahil edilmesiyle birlikte, BAE dış politika ama&ccedil;larını Libya&rsquo;ya doğru genişletti ve Libya siyasetindeki iktidar rekabetinin seyrinin değişmesinde &ouml;nemli bir rol &uuml;stlendi. Karşılıklı &ccedil;ıkarlara dayanan BAE ve Hafter arasındaki ilişki, Hafter&rsquo;in Libya&rsquo;daki siyasal İslamcı gruplarla, &ouml;zellikle de M&uuml;sl&uuml;man Kardeşlerle m&uuml;cadelesinin BAE&rsquo;nin b&ouml;lgedeki siyasi g&uuml;ndemi ile uyuşmasına dayanmaktadır. BAE&rsquo;de 2012&rsquo;den itibaren &ldquo;rejimi yıkmaya teşebb&uuml;s su&ccedil;lamasıyla&rdquo; M&uuml;sl&uuml;man Kardeşler Hareketinin BAE uzantısı Islah hareketine y&ouml;nelik &ccedil;ok sayıda tutuklama ve yargılama ger&ccedil;ekleşmişti. 2014 yılında ise &uuml;lke, Suudi Arabistan ile birlikte M&uuml;sl&uuml;man Kardeşleri &ldquo;ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;&rdquo; olarak tanıdıklarını ilan etmiş ve b&ouml;ylece hareketi hem ulusal hem de uluslararası bir ulusal g&uuml;venlik tehdidi olarak tanımlayarak geniş cepheli bir savaş başlamıştı.</p> <p>BAE&rsquo;nin Libya savaşı, 2014 Ağustos&rsquo;ta Trablus&rsquo;ta başkentin kontrol&uuml;n&uuml; ele ge&ccedil;irmek i&ccedil;in o d&ouml;nem &uuml;lkede bulunan iki meclise bağlı g&uuml;&ccedil;lerin savaşına hava operasyonuyla dahil olması ile başladı. Haziran 2014 se&ccedil;imlerinin ardından Libya&rsquo;da biri Milli Genel Kongre, diğeri Temsilciler Meclisi (2014 se&ccedil;imleri ile oluşan) olmak &uuml;zere iki h&uuml;k&uuml;metli siyasi bir yapı ortaya &ccedil;ıkmıştı. Ağustos 2014&rsquo;e gelindiğinde ise Trablus şehri, bu iki h&uuml;k&uuml;mete bağlı aşiret ve milis g&uuml;&ccedil;lerin başkent Trablus&rsquo;un kontrol&uuml;n&uuml; ele ge&ccedil;irmeye y&ouml;nelik m&uuml;cadelesine sahne olmaktaydı.</p> <p>BAE ise Libya&rsquo;da ger&ccedil;ekleştirdiği bu ilk hava saldırısı ile Trablus merkeze doğru ilerleyen ve Milli Genel Kongre safında yer alan Misrata g&uuml;&ccedil;lerinin ilerleyişini durdurmayı ama&ccedil;lıyordu, fakat başarılı olamadı ve Temsilciler Meclisi Trablus&rsquo;tan &ccedil;ekilmek ve Hafter&rsquo;in g&uuml;venliğini sağladığı Tobruk&rsquo;a yerleşmek zorunda kaldı. B&ouml;ylece Hafter, Temsilciler Meclisi ve BAE ittifakının temelleri atılmış oldu. Bu tarihten sonra da BAE, Tobruk Temsilciler Meclisi&rsquo;ne ve Halife Hafter&rsquo;e destek vermeye devam etti. Halife Hafter tarafından başlatılan Derne ve Bingazi operasyonlarında Halife Hafter&rsquo;in elde ettiği başarıda BAE&rsquo;nin sağladığı hava desteğinin rol&uuml; b&uuml;y&uuml;kt&uuml;. 2016 yılından itibaren BAE, Libya toprakları i&ccedil;inde el-Kadim askeri &uuml;ss&uuml;nden Hafter&rsquo;e bağlı g&uuml;&ccedil;lere hava desteği vermeye devam ediyor. Kasım 2019&rsquo;da ise bu hava &uuml;ss&uuml;ne Hawk Hava Savunma Sistemlerini kurduğu tespit edilmişti. Ayrıca yine bu hava &uuml;slerinden Mirage 2000 savaş u&ccedil;aklarını Trablus taarruzunda da aktif olarak kullandığı teyit edilmişti. Başkent Trablus&rsquo;a yakın Tacura b&ouml;lgesinde yer alan m&uuml;lteci kampının hava saldırısı ile vurulmasının ardından BM tarafından oluşturulan araştırma komisyonu raporunda, saldırının yabancı bir devlete ait Mirage 2000-9 tarafından ger&ccedil;ekleştirildiği ifadesi yer almıştı.</p> <p>BM her ne kadar BAE&rsquo;nin Libya&rsquo;daki ihlallerini kayıt altına almak istemese de son yayınlanan raporlarda bu duruma değinmek zorunda kalındı. Uzun bir s&uuml;redir BAE&rsquo;nin Libya&rsquo;daki faaliyetlerini uzun bir s&uuml;redir g&ouml;rmezden gelen BM, Kasım 2019&rsquo;da yayınladığı 85 sayfalık bu raporunda BAE&rsquo;nin Libya&rsquo;daki varlığına a&ccedil;ık bir şekilde değinmiştir. Fakat buna rağmen BMGK nezdinde hen&uuml;z ciddi bir politika değişikliğinin ger&ccedil;ekleşmesi m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;r&uuml;nm&uuml;yor. Bu şartlar altında BAE&rsquo;nin hem b&ouml;lgesel siyasetini hem de Libya siyasetini revize etmesini gerektirecek bir uluslararası baskının varlığından bahsetmek m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;r&uuml;nm&uuml;yor.</p> <p>BAE&rsquo;nin Libya savaşını, kesin bir zafer ile noktalamak istediği olduk&ccedil;a a&ccedil;ık. Bu ama&ccedil; da BAE i&ccedil;in ancak Trablus&rsquo;taki alternatif g&uuml;&ccedil; unsurlarını tasfiye ederek ve &uuml;lkede Hafter liderliğinde askeri yapısı &ouml;ne &ccedil;ıkan otoriter bir rejim inşa etmesiyle tam anlamıyla ger&ccedil;ekleşmiş olacaktır. Bu politikanın engellenmediği ya da dengelenmediği her senaryo, g&uuml;&ccedil; se&ccedil;eneğinin siyasi &ccedil;&ouml;z&uuml;me baskın &ccedil;ıkması demek olacaktır.</p> <p>&nbsp;</p>
Halife Hafter, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’ın verdiği destekle askeri sevkiyatlarına hız veriyor ve Trablus ile Misrata çevresinde güç yığınağı yapıyor.
<p>Libya&#39;da kalıcı ateşkesin sağlanması amacıyla Cenevre&rsquo;de 5+5 askeri komisyonunun toplanması i&ccedil;in BM&rsquo;nin girişimleri devam ederken diğer yandan kırılgan ateşkesin g&ouml;lgesinde Halife Hafter, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır&rsquo;ın verdiği destekle askeri sevkiyatlarına hız veriyor ve Trablus ile Misrata &ccedil;evresinde g&uuml;&ccedil; yığınağı yapıyor. Hafter, 2014&rsquo;ten itibaren m&uuml;zakere masasını &uuml;lkenin kontrol&uuml;n&uuml; ele ge&ccedil;irmeyi hedefleyen savaşın bir uzantısı olarak g&ouml;r&uuml;yor. Fakat bug&uuml;ne kadar kurulan m&uuml;zakere masalarında ama&ccedil;larına ulaşamadığı i&ccedil;in her defasında yeni operasyon dalgası ile m&uuml;zakere masasını devirmişti. Berlin Konferansı&rsquo;nın d&uuml;zenlendiği g&uuml;n hem Trablus&rsquo;a y&ouml;nelik askeri saldırılar d&uuml;zenleyen hem de petrol tesislerinde &uuml;retiminin durdurulmasını sağlayan Hafter, savaşın kendisi i&ccedil;in h&acirc;l&acirc; başlıca se&ccedil;enek olduğu mesajını veriyordu. Nitekim bu durum da ateşkesin ve devam eden siyasi &ccedil;&ouml;z&uuml;m girişimlerinin kırılganlığını g&ouml;steriyor.</p> <h3>Silah ambargosu meselesi</h3> <p>Berlin Konferansı&rsquo;nda ortaya &ccedil;ıkan Libya barış planı, &uuml;lkede devam eden i&ccedil; savaşın dış destek sona ermeden engellenemeyeceğini deklare etmesi a&ccedil;ısından kritik &ouml;nemdeydi, fakat uzun s&uuml;redir pek &ccedil;ok akt&ouml;r tarafından ihlal edilen silah ambargosunun etkili bir şekilde uygulanmasına y&ouml;nelik bir mekanizma da ortaya koymadı. Metinde ihlal durumunda BMGK kınama kararları alınabileceği ifade ediliyor ancak bug&uuml;ne kadar bu kararı ihlal eden taraflara y&ouml;nelik alınmış bir kınama kararının bulunmuyor oluşu, &ouml;nerilen bu mekanizmanın işlevselliğini de tartışmaya a&ccedil;ıyor. Bu duruma ek olarak konferansta kabul edilen sonu&ccedil; metni hen&uuml;z BMGK&rsquo;da onaylanıp, bağlayıcı bir karara da d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmedi. T&uuml;m bunlardan &ouml;t&uuml;r&uuml; de anlaşmanın en zayıf noktasını, ambargo meselesi oluşturuyor; zira halihazırda silah ambargosunu delen taraflar ya BMGK &uuml;yesi ya da BMGK &uuml;yesi &uuml;lkelerin yakın m&uuml;ttefikleri. Bu konuda BM başta olmak &uuml;zere uluslararası kurumların alabileceği &ouml;nlemler sadece kınama ve yaptırımlar gibi uygulamalarla sınırlıyken, bu y&ouml;nde karar alınabileceği de ş&uuml;pheli. Sonu&ccedil; itibarıyla Berlin&rsquo;de ortaya konulan şimdilik sadece &ldquo;centilmenlik anlaşması&rdquo; niteliğinde. Bu nedenle de bug&uuml;ne kadar Libya&rsquo;daki ihlallere ya da savaş su&ccedil;larına y&ouml;nelik herhangi bir kınama kararı &ccedil;ıkmadı. &Ouml;te yandan konu sadece silah ambargosu ile sınırlandırılmış durumda; ama &ouml;te yandan BAE&rsquo;nin Libya&rsquo;da 2016&rsquo;dan beri kullandığı el-Kadim Hava &Uuml;ss&uuml; bulunuyor. Ayrıca Mısır da kendi topraklarında bulunan &uuml;slerden hava operasyonları d&uuml;zenliyor.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ouml;te yandan hava ve deniz yoluyla &uuml;ye &uuml;lkelerin ambargoyu denetlemesi, silah akışının karadan devam edeceği rotanın ağırlık kazanmasına neden olacağı i&ccedil;in bu rotayı kontrol edecek olan komşu &uuml;lkeler ile bu &uuml;lkelerde etkili olan diğer akt&ouml;rlerin elini g&uuml;&ccedil;lendirecek nitelikte bir uygulama olacak. Mısır, BAE ve Fransa &uuml;&ccedil;l&uuml;s&uuml;, Libya&rsquo;nın doğusu ve g&uuml;neyi &uuml;zerinden sağlanan rotanın kontrol&uuml;n&uuml; elinde tutuyor. Aralık 2019&rsquo;dan itibaren ise bu rotaya ek olarak, BAE&rsquo;den ve Rusya&rsquo;dan Bingazi&rsquo;ye doğru bir de hava ikmal hattı yoğunluk kazandı. &Ccedil;eşitli kaynaklar, BAE&rsquo;nin son iki haftada Hafter&rsquo;e bağlı g&uuml;&ccedil;lere 3 bin ton askeri ekipman teslimi yapıldığını iddia ediyor. Abu Dabi emirliğinin veliaht prensi ve BAE Silahlı Kuvvetleri&rsquo;nin başkomutan yardımcısı Muhammed bin Zayid&rsquo;e ait Makassimos Air Cargo Şirketi&rsquo;ne kayıtlı Antonov 124&rsquo;le ger&ccedil;ekleştirilen bu ikmallerin hem askeri ekipman hem de yabancı savaş&ccedil;ıları kapsadığı d&uuml;ş&uuml;n&uuml;l&uuml;yor. B&ouml;ylece Giryan yenilgisinin ardından Libya&rsquo;daki bazı doğu aşiretlerinin savaş&ccedil;ılarını geri &ccedil;ekmesi sonucu, cephede &ouml;zel g&uuml;venlik şirketi Wagner aracılığı ile alan kazanan Rusya&rsquo;nın da stratejik ağırlığı b&uuml;y&uuml;k oranda azaltılmış oldu.</p> <h3>BAE&rsquo;nin Libya savaşı</h3> <p>Mayıs 2019&rsquo;da, Libya&#39;da &ouml;nceliklerinin aşırılık&ccedil;ılarla ve ter&ouml;rle m&uuml;cadele ile uzun s&uuml;ren krizde istikrarı destekleme olduğunu s&ouml;yleyen BAE Dışişleri Bakanı Enver Gargaş, bu s&ouml;zleriyle BAE&rsquo;nin Libya krizine ve Arap Baharı sonrası b&ouml;lgedeki d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m s&uuml;re&ccedil;lerine bakışını &ouml;zetlemişti. 2010-2011 Arap ayaklanmalarının ardından, m&uuml;ttefiki Suudi Arabistan ile birlikte BAE, dış politikasına askeri g&uuml;&ccedil; unsurlarını da ekleyerek b&ouml;lgenin jeopolitiğinin şekillenmesinde belirgin bir rol oynamaya başladı. Kuzey Afrika başta olmak &uuml;zere Orta Doğu b&ouml;lgesinde ortaya &ccedil;ıkan d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m s&uuml;re&ccedil;lerinin K&ouml;rfez monarşilerine y&ouml;nelik bir rejim tehdidi teşkil ettiği algısıyla, b&ouml;lgede otoriter bir canlanma dalgasını besleyen olduk&ccedil;a aktif bir politikayla &ouml;n plana &ccedil;ıkan bu ikiliden BAE&rsquo;nin b&ouml;lgesel denklemdeki rol&uuml; de b&uuml;y&uuml;k bir değişime uğradı. 2011&rsquo;e kadar b&ouml;lgesel bir finans ve uluslararası iş merkezi olmayı &ouml;nceleyen BAE, Arap Baharı ile ortaya &ccedil;ıkan b&ouml;lgesel dinamiklerin etkisiyle Orta Doğu&rsquo;da etkisi ve g&ouml;r&uuml;n&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; artan askeri bir g&uuml;&ccedil; haline geldi. Bug&uuml;n BAE, bir yandan hızlı bir şekilde b&ouml;lgesel bir askeri g&uuml;&ccedil; haline gelirken diğer yandan b&ouml;lgedeki rejimlerin en &ouml;nemli finansal sponsorlarından biri haline geldi. Kızıldeniz&rsquo;de sahip olduğu stratejik liman işletmeleri (Mısır, Somali, Yemen ve Suudi Arabistan), Libya, Yemen, Eritre ve Somaliland&rsquo;de sahip olduğu askeri &uuml;sleri ile BAE, yayılmacı ve hırslı dış politikası ile hem ekonomik hem de askeri d&uuml;zeyde belirleyici bir b&ouml;lgesel g&uuml;&ccedil; olmayı hedefleyen akt&ouml;r haline geldi.</p> <p>2013&rsquo;te ger&ccedil;ekleşen darbeyle Abd&uuml;lfettah Sisi&rsquo;nin iktidara gelmesinin ardından, Suudi Arabistan-BAE b&ouml;lgesel ittifak bloğuna Mısır&rsquo;ın da dahil edilmesiyle birlikte, BAE dış politika ama&ccedil;larını Libya&rsquo;ya doğru genişletti ve Libya siyasetindeki iktidar rekabetinin seyrinin değişmesinde &ouml;nemli bir rol &uuml;stlendi. Karşılıklı &ccedil;ıkarlara dayanan BAE ve Hafter arasındaki ilişki, Hafter&rsquo;in Libya&rsquo;daki siyasal İslamcı gruplarla, &ouml;zellikle de M&uuml;sl&uuml;man Kardeşlerle m&uuml;cadelesinin BAE&rsquo;nin b&ouml;lgedeki siyasi g&uuml;ndemi ile uyuşmasına dayanmaktadır. BAE&rsquo;de 2012&rsquo;den itibaren &ldquo;rejimi yıkmaya teşebb&uuml;s su&ccedil;lamasıyla&rdquo; M&uuml;sl&uuml;man Kardeşler Hareketinin BAE uzantısı Islah hareketine y&ouml;nelik &ccedil;ok sayıda tutuklama ve yargılama ger&ccedil;ekleşmişti. 2014 yılında ise &uuml;lke, Suudi Arabistan ile birlikte M&uuml;sl&uuml;man Kardeşleri &ldquo;ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;&rdquo; olarak tanıdıklarını ilan etmiş ve b&ouml;ylece hareketi hem ulusal hem de uluslararası bir ulusal g&uuml;venlik tehdidi olarak tanımlayarak geniş cepheli bir savaş başlamıştı.</p> <p>BAE&rsquo;nin Libya savaşı, 2014 Ağustos&rsquo;ta Trablus&rsquo;ta başkentin kontrol&uuml;n&uuml; ele ge&ccedil;irmek i&ccedil;in o d&ouml;nem &uuml;lkede bulunan iki meclise bağlı g&uuml;&ccedil;lerin savaşına hava operasyonuyla dahil olması ile başladı. Haziran 2014 se&ccedil;imlerinin ardından Libya&rsquo;da biri Milli Genel Kongre, diğeri Temsilciler Meclisi (2014 se&ccedil;imleri ile oluşan) olmak &uuml;zere iki h&uuml;k&uuml;metli siyasi bir yapı ortaya &ccedil;ıkmıştı. Ağustos 2014&rsquo;e gelindiğinde ise Trablus şehri, bu iki h&uuml;k&uuml;mete bağlı aşiret ve milis g&uuml;&ccedil;lerin başkent Trablus&rsquo;un kontrol&uuml;n&uuml; ele ge&ccedil;irmeye y&ouml;nelik m&uuml;cadelesine sahne olmaktaydı.</p> <p>BAE ise Libya&rsquo;da ger&ccedil;ekleştirdiği bu ilk hava saldırısı ile Trablus merkeze doğru ilerleyen ve Milli Genel Kongre safında yer alan Misrata g&uuml;&ccedil;lerinin ilerleyişini durdurmayı ama&ccedil;lıyordu, fakat başarılı olamadı ve Temsilciler Meclisi Trablus&rsquo;tan &ccedil;ekilmek ve Hafter&rsquo;in g&uuml;venliğini sağladığı Tobruk&rsquo;a yerleşmek zorunda kaldı. B&ouml;ylece Hafter, Temsilciler Meclisi ve BAE ittifakının temelleri atılmış oldu. Bu tarihten sonra da BAE, Tobruk Temsilciler Meclisi&rsquo;ne ve Halife Hafter&rsquo;e destek vermeye devam etti. Halife Hafter tarafından başlatılan Derne ve Bingazi operasyonlarında Halife Hafter&rsquo;in elde ettiği başarıda BAE&rsquo;nin sağladığı hava desteğinin rol&uuml; b&uuml;y&uuml;kt&uuml;. 2016 yılından itibaren BAE, Libya toprakları i&ccedil;inde el-Kadim askeri &uuml;ss&uuml;nden Hafter&rsquo;e bağlı g&uuml;&ccedil;lere hava desteği vermeye devam ediyor. Kasım 2019&rsquo;da ise bu hava &uuml;ss&uuml;ne Hawk Hava Savunma Sistemlerini kurduğu tespit edilmişti. Ayrıca yine bu hava &uuml;slerinden Mirage 2000 savaş u&ccedil;aklarını Trablus taarruzunda da aktif olarak kullandığı teyit edilmişti. Başkent Trablus&rsquo;a yakın Tacura b&ouml;lgesinde yer alan m&uuml;lteci kampının hava saldırısı ile vurulmasının ardından BM tarafından oluşturulan araştırma komisyonu raporunda, saldırının yabancı bir devlete ait Mirage 2000-9 tarafından ger&ccedil;ekleştirildiği ifadesi yer almıştı.</p> <p>BM her ne kadar BAE&rsquo;nin Libya&rsquo;daki ihlallerini kayıt altına almak istemese de son yayınlanan raporlarda bu duruma değinmek zorunda kalındı. Uzun bir s&uuml;redir BAE&rsquo;nin Libya&rsquo;daki faaliyetlerini uzun bir s&uuml;redir g&ouml;rmezden gelen BM, Kasım 2019&rsquo;da yayınladığı 85 sayfalık bu raporunda BAE&rsquo;nin Libya&rsquo;daki varlığına a&ccedil;ık bir şekilde değinmiştir. Fakat buna rağmen BMGK nezdinde hen&uuml;z ciddi bir politika değişikliğinin ger&ccedil;ekleşmesi m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;r&uuml;nm&uuml;yor. Bu şartlar altında BAE&rsquo;nin hem b&ouml;lgesel siyasetini hem de Libya siyasetini revize etmesini gerektirecek bir uluslararası baskının varlığından bahsetmek m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;r&uuml;nm&uuml;yor.</p> <p>BAE&rsquo;nin Libya savaşını, kesin bir zafer ile noktalamak istediği olduk&ccedil;a a&ccedil;ık. Bu ama&ccedil; da BAE i&ccedil;in ancak Trablus&rsquo;taki alternatif g&uuml;&ccedil; unsurlarını tasfiye ederek ve &uuml;lkede Hafter liderliğinde askeri yapısı &ouml;ne &ccedil;ıkan otoriter bir rejim inşa etmesiyle tam anlamıyla ger&ccedil;ekleşmiş olacaktır. Bu politikanın engellenmediği ya da dengelenmediği her senaryo, g&uuml;&ccedil; se&ccedil;eneğinin siyasi &ccedil;&ouml;z&uuml;me baskın &ccedil;ıkması demek olacaktır.</p> <p>&nbsp;</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.