NATO’yu kim tehdit ediyor: Türkiye’nin S-400’leri mi, Beyaz Saray’ın Evanjelikleri mi?

BÜROKRASİ (AA) - Anadolu Ajansı | 04.04.2019 - 15:29, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:58
 

NATO’yu kim tehdit ediyor: Türkiye’nin S-400’leri mi, Beyaz Saray’ın Evanjelikleri mi?

ABD’deki Evanjelik-Neocon yapılanma S-400 sistemlerinin Türkiye tarafından alımını bahane ederek, Doğu Akdeniz’de inşa edilen enerji yataklarını yağmalama ittifakının güvenliğini sağlama derdinde,
<h6>İstanbul</h6> <div style="box-sizing: border-box; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px;"> <p>NATO dışişleri bakanlarının&nbsp;Washington&rsquo;daki toplantılarında,&nbsp;F-35 projesinin&nbsp;Kuzey Atlantik İttifakı&rsquo;nın&nbsp;hava g&uuml;c&uuml;n&uuml; modernize etme amacını aşarak, T&uuml;rkiye başta olmak &uuml;zere Avrupalı m&uuml;ttefikler &uuml;zerinde bir baskı unsuru olma amacı taşıdığı artık uluslararası kamuoyunun malumu haline geldi. T&uuml;rkiye&rsquo;nin y&uuml;ksek irtifa hava savunma sistemi ihtiyacını karşılama konusundaki umursamaz tavrını yıllarca muhafaza eden ABD, bug&uuml;n Rusya&rsquo;dan tedarik edilecek S-400 f&uuml;ze sistemi ile F-35 projesi arasında kurduğu akıl dışı bağ ile T&uuml;rkiye&rsquo;yi projenin dışına itmeye &ccedil;alışıyor. Peki, T&uuml;rkiye&rsquo;nin S-400 alması durumunda g&uuml;venilmez bir m&uuml;ttefik durumuna d&uuml;şeceği, NATO&rsquo;nun g&uuml;venliğini tehlikeye atacağı ya da F-35 u&ccedil;aklarının sırlarının Rusya&rsquo;nın eline ge&ccedil;eceğine dair korkular ger&ccedil;eği yansıtıyor mu? Yoksa Golan tepeleri, Kud&uuml;s&rsquo;&uuml;n İsrail&rsquo;in başkenti olarak tanınması, Doğu Akdeniz&rsquo;deki enerji kaynaklarının uluslararası hukuka aykırı şekilde Yunanistan, G&uuml;ney Kıbrıs Rum Y&ouml;netimi (GKRY), Mısır ve İsrail d&ouml;rtl&uuml;s&uuml; tarafından işletilmesiyle, F-35 projesinde dayatılan şantaj, Beyaz Saray&rsquo;daki ulusal g&uuml;venlik ekibiyle ABD dış politikasına h&acirc;kim olan Evanjelik-Neocon &ouml;rg&uuml;tlenmesinin &uuml;rettiği strateji zincirinin birbirine bağlı halkaları mı?</p> <img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /> <blockquote>T&uuml;rkiye&rsquo;nin Rusya&rsquo;dan f&uuml;ze sistemi almasının NATO ittifakının g&uuml;venliğini sarsacağını iddia edenler (konu T&uuml;rkiye &uuml;zerinde tehdit meydana getirmek olduğunda) bir başka NATO &uuml;yesinin Rusya&rsquo;yla silah ticaretine nasıl g&ouml;z yummuşlardı?</blockquote> <img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /> <blockquote>ABD y&ouml;netimi T&uuml;rkiye&rsquo;nin Rusya&rsquo;dan S-400 alımına karşı olduğunu tekrarlamakla beraber, bu tehditleri en azından hen&uuml;z hayata ge&ccedil;irmeye niyetli olmadığını belli etti.&nbsp;</blockquote> <p>Bu sorulara sağlıklı bir cevap bulmak i&ccedil;in Mart ayında Fransa Savunma Bakanı Florence Parly&rsquo;nin Washington ziyaretine d&ouml;nelim. Trump&rsquo;ın ABD başkanlığı g&ouml;revine gelişinden bu yana NATO&rsquo;yu Avrupalı m&uuml;ttefiklerine karşı, enerji ve savunma politikalarında bir şantaj mekanizması olarak kullanmayı benimseyen ABD&rsquo;nin meydana getirdiği rahatsızlık, Parly&rsquo;nin Atlantik Konseyi&rsquo;nde yaptığı konuşmada t&uuml;m unsurlarıyla ortaya konuldu. Avrupa&rsquo;nın savunma alanında ABD&rsquo;ye bağımlılığının tablosunu Parly matematik olarak &ccedil;izmişti: &ldquo;Avrupa ile ABD&rsquo;ye birlikte bakıldığında, sivil hava ara&ccedil;larının y&uuml;zde 71&rsquo;i, taarruz helikopterlerinin y&uuml;zde 72&rsquo;si, stratejik hava ikmal u&ccedil;aklarının y&uuml;zde 81&rsquo;i, yakıt ikmal tankerlerinin y&uuml;zde 91&rsquo;i, silahlı ve silahsız insansız hava ara&ccedil;larının y&uuml;zde 92&rsquo;si ve stratejik, balistik f&uuml;ze alarm sisteminin y&uuml;zde 100&rsquo;&uuml; ABD&rsquo;nin. Dolayısıyla, Avrupa ayakları &uuml;zerinde duracaksa yapacak &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir ev &ouml;devi var&rdquo;.</p> <p>Fransa Savunma Bakanı, bu boyuttaki bir bağımlılığa rağmen, Amerikan silahlarının alımı konusunda &uuml;lkesinin &uuml;zerinde b&uuml;y&uuml;k bir baskı olduğunu ima etti. &ldquo;Şahsen NATO&rsquo;nun dayanışma g&uuml;c&uuml;n&uuml;n, m&uuml;ttefiklerin şu veya bu ekipmanı alması ile koşullandırılmasından kaygılıyım. İttifak koşulsuz olmalı; yoksa ittifak olamaz. NATO dayanışması 5. maddeye dayanıyor &lsquo;F-35&rsquo;inci&rsquo; maddeye değil&rdquo; s&ouml;zleriyle, bu u&ccedil;ak projesinin ABD tarafından m&uuml;ttefiklerine karşı bir silah haline getirildiğinin de altını &ccedil;izdi. Fransa savunma alanında ABD baskısına isyan ederken, Almanya&rsquo;nın da Rusya ile Kuzey Akım-2 projesi odağındaki enerji işbirliğinin Washington y&ouml;netiminin hedefi haline geldiği unutulmamalı. ABD bu projeyi durdurmak i&ccedil;in Merkel&rsquo;i başbakanlık koltuğundan etmeye ve Berlin b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;isi aracılığıyla Almanya&rsquo;daki merkez sağ siyaseti yeniden dizayn etmeye soyunmuş durumda.</p> <p>Teknik &ouml;zellikleri itibarıyla &ldquo;u&ccedil;an bir akıllı telefon&rdquo; olarak niteleyebileceğimiz F-35 u&ccedil;akları şu anda ABD, İsrail, İtalya, İngiltere, Norve&ccedil;, G&uuml;ney Kore ve Japonya tarafından kullanılıyor. İsrail&rsquo;in Suriye&rsquo;yi hedef alan saldırılarında bu u&ccedil;ağın muharip g&ouml;revler aldığı iddia edilirken, ABD donanmasının en son model amfibi h&uuml;cum gemilerinden USS Wasp, g&uuml;vertesinde 10 adet F-35B tipi u&ccedil;akla 30 Mart g&uuml;n&uuml; Filipinler&rsquo;in Subic limanına ulaştı. ABD&rsquo;nin yeni nesil savaş u&ccedil;aklarını Pekin&rsquo;e karşı caydırıcı bir unsur olarak G&uuml;ney &Ccedil;in denizinde oyuna sokmaya karar verdiği anlaşılıyor. İkinci D&uuml;nya Savaşı&rsquo;nın ardından u&ccedil;ak gemisi inşa etmesi yasaklanan Japonya da (bir &ldquo;h&uuml;lle&rdquo; metoduyla) kısa s&uuml;re &ouml;nce denize indirdiği &ldquo;helikopter gemilerine&rdquo; yine F-35B savaş u&ccedil;akları konuşlandırdı. Bu &ldquo;helikopter gemisi g&ouml;r&uuml;n&uuml;ml&uuml; u&ccedil;ak gemileri&rdquo; şimdi Pasifik&rsquo;te &Ccedil;in ve Rusya&rsquo;ya karşı sahada.</p> <p>Akıllı telefon misali, &uuml;reticisi Lockheed Martin tarafından s&uuml;rekli olarak ABD&rsquo;deki merkezden g&uuml;ncellenen bu yeni nesil savaş u&ccedil;aklarının bir başka &ouml;zelliği ise t&uuml;m u&ccedil;uş tecr&uuml;belerini, pilotlarının kabiliyetlerini ve u&ccedil;uşlar sırasında elde ettiği verileri &uuml;retici firmaya aktarabiliyor olması. Ulusal g&uuml;venliğini dert edinen F-35 kullanıcısı bir &uuml;lke, bu g&uuml;ncelleme ve bilgi aktarım sistemini kapatabilir. Ancak aynı akıllı telefonunuzda olduğu gibi, g&uuml;ncellemeleri yapmadığınız zaman nasıl telefonunuzun performansı d&uuml;ş&uuml;yorsa, F-35&rsquo;leri de kullanamayacak hale gelmeniz m&uuml;mk&uuml;n. Geniş bir F-35 filosuna sahip olan İtalya&rsquo;nın, kendisine &ouml;zg&uuml; bir yazılım geliştirilmesi talebi de Lockheed Martin firmasının oyalama taktikleri y&uuml;z&uuml;nden hayata ge&ccedil;miş değil.</p> <p>Teknolojik olarak bu denli bağımlı bir savaş cihazı s&ouml;z konusuyken, g&uuml;venlik konusunda ABD&rsquo;den &ccedil;ok T&uuml;rkiye&rsquo;nin endişe ve ş&uuml;phe duyması herhalde daha doğal olacaktır. Fakat Amerikan başkentinden y&uuml;kselen yaygaranın, Washington&rsquo;daki NATO dışişleri bakanları toplantısı &ouml;ncesinde giderek tırmandığına şahit olduk. &Ouml;nce F-35 savaş u&ccedil;aklarının T&uuml;rkiye&rsquo;ye teslim edilmemesi i&ccedil;in iki Demokrat ve iki Cumhuriyet&ccedil;i senat&ouml;r tarafından bir yasa tasarısı hazırlandığı haberi geldi Washington&rsquo;dan. 29 Mart&rsquo;taki bu tehdit salvosunu, T&uuml;rkiye&rsquo;nin F-35 u&ccedil;aklarını konuşlandıracağı Malatya&rsquo;daki &uuml;s i&ccedil;in gerekli malzemelerin sevkiyatının durdurulduğu iddiası takip etti. Bunu halen Florida, Arizona ve Texas&rsquo;ta T&uuml;rk Hava Kuvvetleri mensuplarına F-35&rsquo;ler i&ccedil;in verilen eğitimin durdurulduğu haberi izledi. Son olarak, F-35 projesinin ortaklarından olan T&uuml;rkiye&rsquo;deki şirketlerin tedarik zincirinden &ccedil;ıkarıldığı y&ouml;n&uuml;ndeki provokatif haberler kamuoyuna yayıldı. Tamamı ABD&rsquo;deki siyasi kaynaklardan yayıldığı anlaşılan bu haberlerin neredeyse tamamı ABD Savunma Bakanlığı ve askeri kaynakları tarafından yalanlandı.</p> <p>ABD y&ouml;netimi T&uuml;rkiye&rsquo;nin Rusya&rsquo;dan S-400 alımına karşı olduğunu tekrarlamakla beraber, bu tehditleri en azından hen&uuml;z hayata ge&ccedil;irmeye niyetli olmadığını belli etti. Dışişleri Bakanı Mevl&uuml;t &Ccedil;avuşoğlu&rsquo;nun Washington&rsquo;da yaptığı ilk konuşmayla s&uuml;re&ccedil; yeni bir boyut kazandı. T&uuml;rkiye&rsquo;nin savunma ihtiya&ccedil;larına m&uuml;ttefikleri tarafından cevap verilmediğini bir kez daha hatırlatan &Ccedil;avuşoğlu, NATO &uuml;yesi &uuml;lkelerin Rusya ile (ticaret başta olmak &uuml;zere) ilişkileri artarken, Rusya ile kurduğu ilişkiler nedeniyle T&uuml;rkiye &uuml;zerinde oluşturulmak istenen baskının haksızlığına işaret etti. &Ccedil;avuşoğlu T&uuml;rkiye&rsquo;nin Batı d&uuml;nyası ile Rusya arasında bir tercihe zorlanmaması gerektiğini de vurguladı. T&uuml;rkiye dışişleri bakanının bu uyarılarına karşılık, aynı konferansa katılan ABD Başkan Yardımcısı Pence&rsquo;ten geldi. Pence a&ccedil;ık bir şekilde, T&uuml;rkiye&rsquo;nin S-400 sistemini alması durumunda F-35 programından atılacağı, bu şekilde savunmasının zayıflamakla kalmayıp aynı zamanda savaş u&ccedil;ağının tedarik zincirinde yer alan T&uuml;rk şirketlerinin de zarar g&ouml;receği tehdidini dile getirdi.</p> <p>Bu noktada, yazının ilerleyen b&ouml;l&uuml;mlerinde yer verilecek bilgilerin daha a&ccedil;ıklayıcı olması a&ccedil;ısından, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence&rsquo;nin Beyaz Saray&rsquo;daki Evanjelik-Neocon ekibinin Evanjelik kanadının &ouml;nde gelen ismi olduğunu, İsrail&rsquo;in Birleşmiş Milletler kararlarını &ccedil;iğneyerek işgal ettiği topraklardaki varlığını meşrulaştırmasının başlıca destek&ccedil;isi olduğunu not edelim ve 1995 yılına d&ouml;nelim.</p> <p>T&uuml;rkiye&rsquo;nin Rusya&rsquo;dan f&uuml;ze sistemi almasının NATO ittifakının g&uuml;venliğini sarsacağını iddia edenler (konu T&uuml;rkiye &uuml;zerinde tehdit meydana getirmek olduğunda) bir başka NATO &uuml;yesinin Rusya&rsquo;yla silah ticaretine nasıl g&ouml;z yummuşlardı? 1995 yılının son g&uuml;nlerinde başlayıp 1996&rsquo;nın Ocak ayında zirve noktasına ulaşan Ege denizindeki Kardak krizi, Yunanistan&rsquo;ın savunma stratejisinde d&ouml;n&uuml;m noktası oldu. Kardak kayalıklarına sahip &ccedil;ıkma konusunda T&uuml;rkiye&rsquo;nin karşısında başarısız olan Yunanistan, ABD&rsquo;nin Ege denizinde dengeyi sağlamak adına her iki tarafa yaptığı orantılı silah satışının ihtiya&ccedil;larını karşılamadığına karar verdi. Atina&rsquo;nın ilk adımı 1996 yılında GKRY topraklarına yerleştirilmek &uuml;zere S-300 hava savunma sistemi alımı i&ccedil;in Rusya ile anlaşma imzalamak oldu. T&uuml;rkiye&rsquo;nin baskıları sonucu G&uuml;ney Kıbrıs&rsquo;a konuşlandırılamayan bu f&uuml;zeler 1998 yılında, bug&uuml;n Doğu Akdeniz&rsquo;de stratejik &ouml;nemi giderek artan Yunanistan&rsquo;ın Girit adasına yerleştirildi. İsrail yıllarca Rus yapımı bu sistemlere saldırı tatbikatlarını Girit&rsquo;te ger&ccedil;ekleştirdi. İsrail Hava Kuvvetleri Suriye hava sahasında bug&uuml;n sağladığı hava hakimiyetini b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de Yunanistan&rsquo;ın yaptığı bu katkıya bor&ccedil;lu.</p> <p>Girit&rsquo;teki S-300 f&uuml;ze sistemi T&uuml;rkiye kamuoyunun g&uuml;ndemine sık sık gelmekle beraber, Yunanistan bununla yetinmedi. 1999 ve 2004 yılında Rusya&rsquo;dan TOR-M1 ve OSA AKM (SA-8B) orta ve al&ccedil;ak irtifa hava savunma sistemleri satın almak i&ccedil;in de anlaşmalar imzaladı. Rus yapımı bu hava savunma sistemleri bug&uuml;n NATO &uuml;yesi Yunanistan&rsquo;ın hava savunma sistemine entegre edildiği gibi, GKRY topraklarına da konuşlandırıldı. Her iki f&uuml;ze sistemi, yine NATO hava g&uuml;&ccedil;leri i&ccedil;in tehlike arz edecek radar sistemleriyle beraber kullanılıyor. Ancak ne hikmetse 1999 yılından bug&uuml;ne, ABD başta olmak &uuml;zere hi&ccedil;bir NATO &uuml;lkesi, Yunanistan&rsquo;ın Rus yapımı bu hava savunma sistemlerinin NATO i&ccedil;in bir tehdit olup olmadığını sorgulamamış, Yunanistan silahlı kuvvetleri mensuplarının silah sistemlerinin kullanımı i&ccedil;in Rusya&rsquo;ya gidip gelmelerini, Rusya silahlı kuvvetleriyle işbirliği i&ccedil;inde olmalarını g&uuml;venlik meselesi haline getirmemiştir. F-35 u&ccedil;aklarıyla S-400&rsquo;lerin bir arada kullanılması halinde Amerikan u&ccedil;aklarının radar izlerinin Rusya tarafından elde edilmesi tehlikesi, herhalde Rus yapımı radarlar Yunan ordusu tarafından kullanıldığında s&ouml;z konusu olmamaktadır.</p> <p>TOR-M1 f&uuml;ze savunma sisteminin satışı sırasında ortaya &ccedil;ıkarılan yolsuzluk ise casusluk romanlarına konu olacak boyuttadır. F&uuml;ze sistemi i&ccedil;in yapılan &ouml;demelerin ortadan kaybolmasını soruşturmak &uuml;zere 2003 yılının 6 Haziran g&uuml;n&uuml; Moskova&rsquo;yı ziyaret eden Yunanistan Savunma Bakanlığı M&uuml;steşarı Spiros Travlos, f&uuml;ze sisteminin &uuml;reticisi olan Almaz Antey şirketinin direkt&ouml;r&uuml; Igor Klimov ile Kızılmeydan&rsquo;da buluşmak &uuml;zere s&ouml;zleşti. Ancak buluşmaya Klimov yerine bir grup Rus istihbarat servisi g&ouml;revlisi geldi. Yunan yetkiliye Klimov&rsquo;un bir cinayete kurban gitmiş olduğu bilgisini verdiler. Aynı gece Klimov&rsquo;un yakın &ccedil;alışma arkadaşı Sergey Sitko da Moskova dışındaki evinde faili me&ccedil;hul bir cinayete kurban gitti. TOR-M1 f&uuml;ze sisteminin satışına Yunanistan tarafında aracılık eden Vlassis Kambouroglou ise r&uuml;şvet su&ccedil;laması nedeniyle ortadan kaybolduktan sonra, 2012 yılının Ekim ayında Endonezya&rsquo;nın başkenti Cakarta&rsquo;da ortaya &ccedil;ıktı. Ancak kaldığı otel odasında intihar (!) etmiş olarak.</p> <p>Yunanistan&rsquo;ın Rusya&rsquo;dan yaptığı bu silah alımı her y&ouml;n&uuml;yle ayrı bir yazının konusu olabilir. Elimizdeki t&uuml;m bu verilere baktığımızda, NATO&rsquo;da ABD dışında hi&ccedil;bir &uuml;lke tarafından g&uuml;ndeme getirilmeyen T&uuml;rkiye&rsquo;nin F-35 ve S-400 sahibi olmasına dair rahatsızlığın ger&ccedil;ek kaynağının sorgulanmaya muhta&ccedil; olduğunu g&ouml;n&uuml;l rahatlığıyla ifade edebiliriz. Yunanistan&rsquo;la T&uuml;rkiye arasında bu denli bir &ccedil;ifte standardı meşru kılan su&ccedil;lamaların altında, ger&ccedil;ekten NATO&rsquo;nun g&uuml;venliğini sağlama kaygıları mı yatıyor? G&ouml;r&uuml;nen o ki bu soruya &ldquo;evet&rdquo; cevabını vermek m&uuml;mk&uuml;n değil. 1995&rsquo;te Kardak kriziyle Ege denizinde T&uuml;rkiye&rsquo;ye karşı Yunanistan&rsquo;ın denge tesis etmesi i&ccedil;in yakılan yeşil ışığın, bug&uuml;n Doğu Akdeniz&rsquo;i kapsayacak şekilde ABD tarafından genişletilmekte olduğunu s&ouml;ylemek yanlış olmayacaktır. G&ouml;r&uuml;nen o ki 100 adet F-35 savaş u&ccedil;ağına sahip olacak bir T&uuml;rkiye, bu u&ccedil;aklardan 50 adet sipariş etmiş olan İsrail&rsquo;e karşı bir &uuml;st&uuml;nl&uuml;k tesis edecektir. F-35 savaş u&ccedil;aklarına bu aşamada sahip olmaları m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;r&uuml;nmeyen ve Doğu Akdeniz enerji havzasının ABD desteğinde parsellenmesine ortaklık eden Mısır, Yunanistan ve GKRY de kendilerini tehdit altında g&ouml;rmektedir.</p> <p>Bug&uuml;n geldiğimiz noktada, ABD&rsquo;deki Evanjelik-Neocon yapılanma S-400 sistemlerinin T&uuml;rkiye tarafından alımını bahane ederek, Doğu Akdeniz&rsquo;de inşa edilen enerji yataklarını yağmalama ittifakının g&uuml;venliğini sağlama derdindedir. T&uuml;rkiye&rsquo;ye verilmemesi i&ccedil;in &ccedil;aba harcanan F-35&rsquo;ler ise muhtemeldir ki Doğu Akdeniz&rsquo;den elde edecekleri enerji gelirine konacak ipotek karşılığında Yunanistan, Mısır ve İsrail arasında b&ouml;l&uuml;şt&uuml;r&uuml;lecektir. Bunlar T&uuml;rkiye&rsquo;nin ilk defa karşılaştığı oyunlar değildir. 1911 ve 1912 yıllarında Vickers ve Armstrong şirketlerine sipariş edilen Reşadiye ve Sultan Osman savaş gemilerine İngiliz h&uuml;k&uuml;meti tarafından el konulmuş, Osmanlı devletinin yaptığı &ouml;demeler de gasp edilmişti. Y&uuml;z yıl &ouml;nce edinilen bu tecr&uuml;be, T&uuml;rkiye&rsquo;nin bug&uuml;n milli savunma sanayinde attığı adımların temellerini oluşturdu.</p> <p>Denizde, havada ve f&uuml;ze savunma alanlarında bug&uuml;n yerli ve milli se&ccedil;eneklerini sahaya s&uuml;ren T&uuml;rkiye, beşinci nesil savaş u&ccedil;akları alanında doğacak a&ccedil;ığı kapatacak imkanlara da sahiptir. Ancak Evanjelik-Neocon d&uuml;nya g&ouml;r&uuml;ş&uuml;n&uuml;n fantezilerinin peşine takılmış bir NATO ittifakının, T&uuml;rkiye&rsquo;nin yerine koyabileceği bir se&ccedil;enek ufukta g&ouml;r&uuml;nmemektedir. T&uuml;m sorunlu alanlarda ABD ile diplomasi yollarını sonuna kadar zorlayan T&uuml;rkiye&rsquo;yi, jeopolitik konumu gereği y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml; &ccedil;ok taraflı politikalardan saptırmaya da, Beyaz Saray&rsquo;daki &ouml;mr&uuml; me&ccedil;hul bir kliğin g&uuml;c&uuml; yetmeyecektir.</p> <p>[Ankara&rsquo;da ikamet eden gazeteci Mehmet A. Kancı T&uuml;rk dış politikası &uuml;zerine analizler kaleme almaktadır]</p> </div>
ABD’deki Evanjelik-Neocon yapılanma S-400 sistemlerinin Türkiye tarafından alımını bahane ederek, Doğu Akdeniz’de inşa edilen enerji yataklarını yağmalama ittifakının güvenliğini sağlama derdinde,
<h6>İstanbul</h6> <div style="box-sizing: border-box; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px;"> <p>NATO dışişleri bakanlarının&nbsp;Washington&rsquo;daki toplantılarında,&nbsp;F-35 projesinin&nbsp;Kuzey Atlantik İttifakı&rsquo;nın&nbsp;hava g&uuml;c&uuml;n&uuml; modernize etme amacını aşarak, T&uuml;rkiye başta olmak &uuml;zere Avrupalı m&uuml;ttefikler &uuml;zerinde bir baskı unsuru olma amacı taşıdığı artık uluslararası kamuoyunun malumu haline geldi. T&uuml;rkiye&rsquo;nin y&uuml;ksek irtifa hava savunma sistemi ihtiyacını karşılama konusundaki umursamaz tavrını yıllarca muhafaza eden ABD, bug&uuml;n Rusya&rsquo;dan tedarik edilecek S-400 f&uuml;ze sistemi ile F-35 projesi arasında kurduğu akıl dışı bağ ile T&uuml;rkiye&rsquo;yi projenin dışına itmeye &ccedil;alışıyor. Peki, T&uuml;rkiye&rsquo;nin S-400 alması durumunda g&uuml;venilmez bir m&uuml;ttefik durumuna d&uuml;şeceği, NATO&rsquo;nun g&uuml;venliğini tehlikeye atacağı ya da F-35 u&ccedil;aklarının sırlarının Rusya&rsquo;nın eline ge&ccedil;eceğine dair korkular ger&ccedil;eği yansıtıyor mu? Yoksa Golan tepeleri, Kud&uuml;s&rsquo;&uuml;n İsrail&rsquo;in başkenti olarak tanınması, Doğu Akdeniz&rsquo;deki enerji kaynaklarının uluslararası hukuka aykırı şekilde Yunanistan, G&uuml;ney Kıbrıs Rum Y&ouml;netimi (GKRY), Mısır ve İsrail d&ouml;rtl&uuml;s&uuml; tarafından işletilmesiyle, F-35 projesinde dayatılan şantaj, Beyaz Saray&rsquo;daki ulusal g&uuml;venlik ekibiyle ABD dış politikasına h&acirc;kim olan Evanjelik-Neocon &ouml;rg&uuml;tlenmesinin &uuml;rettiği strateji zincirinin birbirine bağlı halkaları mı?</p> <img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /> <blockquote>T&uuml;rkiye&rsquo;nin Rusya&rsquo;dan f&uuml;ze sistemi almasının NATO ittifakının g&uuml;venliğini sarsacağını iddia edenler (konu T&uuml;rkiye &uuml;zerinde tehdit meydana getirmek olduğunda) bir başka NATO &uuml;yesinin Rusya&rsquo;yla silah ticaretine nasıl g&ouml;z yummuşlardı?</blockquote> <img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /> <blockquote>ABD y&ouml;netimi T&uuml;rkiye&rsquo;nin Rusya&rsquo;dan S-400 alımına karşı olduğunu tekrarlamakla beraber, bu tehditleri en azından hen&uuml;z hayata ge&ccedil;irmeye niyetli olmadığını belli etti.&nbsp;</blockquote> <p>Bu sorulara sağlıklı bir cevap bulmak i&ccedil;in Mart ayında Fransa Savunma Bakanı Florence Parly&rsquo;nin Washington ziyaretine d&ouml;nelim. Trump&rsquo;ın ABD başkanlığı g&ouml;revine gelişinden bu yana NATO&rsquo;yu Avrupalı m&uuml;ttefiklerine karşı, enerji ve savunma politikalarında bir şantaj mekanizması olarak kullanmayı benimseyen ABD&rsquo;nin meydana getirdiği rahatsızlık, Parly&rsquo;nin Atlantik Konseyi&rsquo;nde yaptığı konuşmada t&uuml;m unsurlarıyla ortaya konuldu. Avrupa&rsquo;nın savunma alanında ABD&rsquo;ye bağımlılığının tablosunu Parly matematik olarak &ccedil;izmişti: &ldquo;Avrupa ile ABD&rsquo;ye birlikte bakıldığında, sivil hava ara&ccedil;larının y&uuml;zde 71&rsquo;i, taarruz helikopterlerinin y&uuml;zde 72&rsquo;si, stratejik hava ikmal u&ccedil;aklarının y&uuml;zde 81&rsquo;i, yakıt ikmal tankerlerinin y&uuml;zde 91&rsquo;i, silahlı ve silahsız insansız hava ara&ccedil;larının y&uuml;zde 92&rsquo;si ve stratejik, balistik f&uuml;ze alarm sisteminin y&uuml;zde 100&rsquo;&uuml; ABD&rsquo;nin. Dolayısıyla, Avrupa ayakları &uuml;zerinde duracaksa yapacak &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir ev &ouml;devi var&rdquo;.</p> <p>Fransa Savunma Bakanı, bu boyuttaki bir bağımlılığa rağmen, Amerikan silahlarının alımı konusunda &uuml;lkesinin &uuml;zerinde b&uuml;y&uuml;k bir baskı olduğunu ima etti. &ldquo;Şahsen NATO&rsquo;nun dayanışma g&uuml;c&uuml;n&uuml;n, m&uuml;ttefiklerin şu veya bu ekipmanı alması ile koşullandırılmasından kaygılıyım. İttifak koşulsuz olmalı; yoksa ittifak olamaz. NATO dayanışması 5. maddeye dayanıyor &lsquo;F-35&rsquo;inci&rsquo; maddeye değil&rdquo; s&ouml;zleriyle, bu u&ccedil;ak projesinin ABD tarafından m&uuml;ttefiklerine karşı bir silah haline getirildiğinin de altını &ccedil;izdi. Fransa savunma alanında ABD baskısına isyan ederken, Almanya&rsquo;nın da Rusya ile Kuzey Akım-2 projesi odağındaki enerji işbirliğinin Washington y&ouml;netiminin hedefi haline geldiği unutulmamalı. ABD bu projeyi durdurmak i&ccedil;in Merkel&rsquo;i başbakanlık koltuğundan etmeye ve Berlin b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;isi aracılığıyla Almanya&rsquo;daki merkez sağ siyaseti yeniden dizayn etmeye soyunmuş durumda.</p> <p>Teknik &ouml;zellikleri itibarıyla &ldquo;u&ccedil;an bir akıllı telefon&rdquo; olarak niteleyebileceğimiz F-35 u&ccedil;akları şu anda ABD, İsrail, İtalya, İngiltere, Norve&ccedil;, G&uuml;ney Kore ve Japonya tarafından kullanılıyor. İsrail&rsquo;in Suriye&rsquo;yi hedef alan saldırılarında bu u&ccedil;ağın muharip g&ouml;revler aldığı iddia edilirken, ABD donanmasının en son model amfibi h&uuml;cum gemilerinden USS Wasp, g&uuml;vertesinde 10 adet F-35B tipi u&ccedil;akla 30 Mart g&uuml;n&uuml; Filipinler&rsquo;in Subic limanına ulaştı. ABD&rsquo;nin yeni nesil savaş u&ccedil;aklarını Pekin&rsquo;e karşı caydırıcı bir unsur olarak G&uuml;ney &Ccedil;in denizinde oyuna sokmaya karar verdiği anlaşılıyor. İkinci D&uuml;nya Savaşı&rsquo;nın ardından u&ccedil;ak gemisi inşa etmesi yasaklanan Japonya da (bir &ldquo;h&uuml;lle&rdquo; metoduyla) kısa s&uuml;re &ouml;nce denize indirdiği &ldquo;helikopter gemilerine&rdquo; yine F-35B savaş u&ccedil;akları konuşlandırdı. Bu &ldquo;helikopter gemisi g&ouml;r&uuml;n&uuml;ml&uuml; u&ccedil;ak gemileri&rdquo; şimdi Pasifik&rsquo;te &Ccedil;in ve Rusya&rsquo;ya karşı sahada.</p> <p>Akıllı telefon misali, &uuml;reticisi Lockheed Martin tarafından s&uuml;rekli olarak ABD&rsquo;deki merkezden g&uuml;ncellenen bu yeni nesil savaş u&ccedil;aklarının bir başka &ouml;zelliği ise t&uuml;m u&ccedil;uş tecr&uuml;belerini, pilotlarının kabiliyetlerini ve u&ccedil;uşlar sırasında elde ettiği verileri &uuml;retici firmaya aktarabiliyor olması. Ulusal g&uuml;venliğini dert edinen F-35 kullanıcısı bir &uuml;lke, bu g&uuml;ncelleme ve bilgi aktarım sistemini kapatabilir. Ancak aynı akıllı telefonunuzda olduğu gibi, g&uuml;ncellemeleri yapmadığınız zaman nasıl telefonunuzun performansı d&uuml;ş&uuml;yorsa, F-35&rsquo;leri de kullanamayacak hale gelmeniz m&uuml;mk&uuml;n. Geniş bir F-35 filosuna sahip olan İtalya&rsquo;nın, kendisine &ouml;zg&uuml; bir yazılım geliştirilmesi talebi de Lockheed Martin firmasının oyalama taktikleri y&uuml;z&uuml;nden hayata ge&ccedil;miş değil.</p> <p>Teknolojik olarak bu denli bağımlı bir savaş cihazı s&ouml;z konusuyken, g&uuml;venlik konusunda ABD&rsquo;den &ccedil;ok T&uuml;rkiye&rsquo;nin endişe ve ş&uuml;phe duyması herhalde daha doğal olacaktır. Fakat Amerikan başkentinden y&uuml;kselen yaygaranın, Washington&rsquo;daki NATO dışişleri bakanları toplantısı &ouml;ncesinde giderek tırmandığına şahit olduk. &Ouml;nce F-35 savaş u&ccedil;aklarının T&uuml;rkiye&rsquo;ye teslim edilmemesi i&ccedil;in iki Demokrat ve iki Cumhuriyet&ccedil;i senat&ouml;r tarafından bir yasa tasarısı hazırlandığı haberi geldi Washington&rsquo;dan. 29 Mart&rsquo;taki bu tehdit salvosunu, T&uuml;rkiye&rsquo;nin F-35 u&ccedil;aklarını konuşlandıracağı Malatya&rsquo;daki &uuml;s i&ccedil;in gerekli malzemelerin sevkiyatının durdurulduğu iddiası takip etti. Bunu halen Florida, Arizona ve Texas&rsquo;ta T&uuml;rk Hava Kuvvetleri mensuplarına F-35&rsquo;ler i&ccedil;in verilen eğitimin durdurulduğu haberi izledi. Son olarak, F-35 projesinin ortaklarından olan T&uuml;rkiye&rsquo;deki şirketlerin tedarik zincirinden &ccedil;ıkarıldığı y&ouml;n&uuml;ndeki provokatif haberler kamuoyuna yayıldı. Tamamı ABD&rsquo;deki siyasi kaynaklardan yayıldığı anlaşılan bu haberlerin neredeyse tamamı ABD Savunma Bakanlığı ve askeri kaynakları tarafından yalanlandı.</p> <p>ABD y&ouml;netimi T&uuml;rkiye&rsquo;nin Rusya&rsquo;dan S-400 alımına karşı olduğunu tekrarlamakla beraber, bu tehditleri en azından hen&uuml;z hayata ge&ccedil;irmeye niyetli olmadığını belli etti. Dışişleri Bakanı Mevl&uuml;t &Ccedil;avuşoğlu&rsquo;nun Washington&rsquo;da yaptığı ilk konuşmayla s&uuml;re&ccedil; yeni bir boyut kazandı. T&uuml;rkiye&rsquo;nin savunma ihtiya&ccedil;larına m&uuml;ttefikleri tarafından cevap verilmediğini bir kez daha hatırlatan &Ccedil;avuşoğlu, NATO &uuml;yesi &uuml;lkelerin Rusya ile (ticaret başta olmak &uuml;zere) ilişkileri artarken, Rusya ile kurduğu ilişkiler nedeniyle T&uuml;rkiye &uuml;zerinde oluşturulmak istenen baskının haksızlığına işaret etti. &Ccedil;avuşoğlu T&uuml;rkiye&rsquo;nin Batı d&uuml;nyası ile Rusya arasında bir tercihe zorlanmaması gerektiğini de vurguladı. T&uuml;rkiye dışişleri bakanının bu uyarılarına karşılık, aynı konferansa katılan ABD Başkan Yardımcısı Pence&rsquo;ten geldi. Pence a&ccedil;ık bir şekilde, T&uuml;rkiye&rsquo;nin S-400 sistemini alması durumunda F-35 programından atılacağı, bu şekilde savunmasının zayıflamakla kalmayıp aynı zamanda savaş u&ccedil;ağının tedarik zincirinde yer alan T&uuml;rk şirketlerinin de zarar g&ouml;receği tehdidini dile getirdi.</p> <p>Bu noktada, yazının ilerleyen b&ouml;l&uuml;mlerinde yer verilecek bilgilerin daha a&ccedil;ıklayıcı olması a&ccedil;ısından, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence&rsquo;nin Beyaz Saray&rsquo;daki Evanjelik-Neocon ekibinin Evanjelik kanadının &ouml;nde gelen ismi olduğunu, İsrail&rsquo;in Birleşmiş Milletler kararlarını &ccedil;iğneyerek işgal ettiği topraklardaki varlığını meşrulaştırmasının başlıca destek&ccedil;isi olduğunu not edelim ve 1995 yılına d&ouml;nelim.</p> <p>T&uuml;rkiye&rsquo;nin Rusya&rsquo;dan f&uuml;ze sistemi almasının NATO ittifakının g&uuml;venliğini sarsacağını iddia edenler (konu T&uuml;rkiye &uuml;zerinde tehdit meydana getirmek olduğunda) bir başka NATO &uuml;yesinin Rusya&rsquo;yla silah ticaretine nasıl g&ouml;z yummuşlardı? 1995 yılının son g&uuml;nlerinde başlayıp 1996&rsquo;nın Ocak ayında zirve noktasına ulaşan Ege denizindeki Kardak krizi, Yunanistan&rsquo;ın savunma stratejisinde d&ouml;n&uuml;m noktası oldu. Kardak kayalıklarına sahip &ccedil;ıkma konusunda T&uuml;rkiye&rsquo;nin karşısında başarısız olan Yunanistan, ABD&rsquo;nin Ege denizinde dengeyi sağlamak adına her iki tarafa yaptığı orantılı silah satışının ihtiya&ccedil;larını karşılamadığına karar verdi. Atina&rsquo;nın ilk adımı 1996 yılında GKRY topraklarına yerleştirilmek &uuml;zere S-300 hava savunma sistemi alımı i&ccedil;in Rusya ile anlaşma imzalamak oldu. T&uuml;rkiye&rsquo;nin baskıları sonucu G&uuml;ney Kıbrıs&rsquo;a konuşlandırılamayan bu f&uuml;zeler 1998 yılında, bug&uuml;n Doğu Akdeniz&rsquo;de stratejik &ouml;nemi giderek artan Yunanistan&rsquo;ın Girit adasına yerleştirildi. İsrail yıllarca Rus yapımı bu sistemlere saldırı tatbikatlarını Girit&rsquo;te ger&ccedil;ekleştirdi. İsrail Hava Kuvvetleri Suriye hava sahasında bug&uuml;n sağladığı hava hakimiyetini b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de Yunanistan&rsquo;ın yaptığı bu katkıya bor&ccedil;lu.</p> <p>Girit&rsquo;teki S-300 f&uuml;ze sistemi T&uuml;rkiye kamuoyunun g&uuml;ndemine sık sık gelmekle beraber, Yunanistan bununla yetinmedi. 1999 ve 2004 yılında Rusya&rsquo;dan TOR-M1 ve OSA AKM (SA-8B) orta ve al&ccedil;ak irtifa hava savunma sistemleri satın almak i&ccedil;in de anlaşmalar imzaladı. Rus yapımı bu hava savunma sistemleri bug&uuml;n NATO &uuml;yesi Yunanistan&rsquo;ın hava savunma sistemine entegre edildiği gibi, GKRY topraklarına da konuşlandırıldı. Her iki f&uuml;ze sistemi, yine NATO hava g&uuml;&ccedil;leri i&ccedil;in tehlike arz edecek radar sistemleriyle beraber kullanılıyor. Ancak ne hikmetse 1999 yılından bug&uuml;ne, ABD başta olmak &uuml;zere hi&ccedil;bir NATO &uuml;lkesi, Yunanistan&rsquo;ın Rus yapımı bu hava savunma sistemlerinin NATO i&ccedil;in bir tehdit olup olmadığını sorgulamamış, Yunanistan silahlı kuvvetleri mensuplarının silah sistemlerinin kullanımı i&ccedil;in Rusya&rsquo;ya gidip gelmelerini, Rusya silahlı kuvvetleriyle işbirliği i&ccedil;inde olmalarını g&uuml;venlik meselesi haline getirmemiştir. F-35 u&ccedil;aklarıyla S-400&rsquo;lerin bir arada kullanılması halinde Amerikan u&ccedil;aklarının radar izlerinin Rusya tarafından elde edilmesi tehlikesi, herhalde Rus yapımı radarlar Yunan ordusu tarafından kullanıldığında s&ouml;z konusu olmamaktadır.</p> <p>TOR-M1 f&uuml;ze savunma sisteminin satışı sırasında ortaya &ccedil;ıkarılan yolsuzluk ise casusluk romanlarına konu olacak boyuttadır. F&uuml;ze sistemi i&ccedil;in yapılan &ouml;demelerin ortadan kaybolmasını soruşturmak &uuml;zere 2003 yılının 6 Haziran g&uuml;n&uuml; Moskova&rsquo;yı ziyaret eden Yunanistan Savunma Bakanlığı M&uuml;steşarı Spiros Travlos, f&uuml;ze sisteminin &uuml;reticisi olan Almaz Antey şirketinin direkt&ouml;r&uuml; Igor Klimov ile Kızılmeydan&rsquo;da buluşmak &uuml;zere s&ouml;zleşti. Ancak buluşmaya Klimov yerine bir grup Rus istihbarat servisi g&ouml;revlisi geldi. Yunan yetkiliye Klimov&rsquo;un bir cinayete kurban gitmiş olduğu bilgisini verdiler. Aynı gece Klimov&rsquo;un yakın &ccedil;alışma arkadaşı Sergey Sitko da Moskova dışındaki evinde faili me&ccedil;hul bir cinayete kurban gitti. TOR-M1 f&uuml;ze sisteminin satışına Yunanistan tarafında aracılık eden Vlassis Kambouroglou ise r&uuml;şvet su&ccedil;laması nedeniyle ortadan kaybolduktan sonra, 2012 yılının Ekim ayında Endonezya&rsquo;nın başkenti Cakarta&rsquo;da ortaya &ccedil;ıktı. Ancak kaldığı otel odasında intihar (!) etmiş olarak.</p> <p>Yunanistan&rsquo;ın Rusya&rsquo;dan yaptığı bu silah alımı her y&ouml;n&uuml;yle ayrı bir yazının konusu olabilir. Elimizdeki t&uuml;m bu verilere baktığımızda, NATO&rsquo;da ABD dışında hi&ccedil;bir &uuml;lke tarafından g&uuml;ndeme getirilmeyen T&uuml;rkiye&rsquo;nin F-35 ve S-400 sahibi olmasına dair rahatsızlığın ger&ccedil;ek kaynağının sorgulanmaya muhta&ccedil; olduğunu g&ouml;n&uuml;l rahatlığıyla ifade edebiliriz. Yunanistan&rsquo;la T&uuml;rkiye arasında bu denli bir &ccedil;ifte standardı meşru kılan su&ccedil;lamaların altında, ger&ccedil;ekten NATO&rsquo;nun g&uuml;venliğini sağlama kaygıları mı yatıyor? G&ouml;r&uuml;nen o ki bu soruya &ldquo;evet&rdquo; cevabını vermek m&uuml;mk&uuml;n değil. 1995&rsquo;te Kardak kriziyle Ege denizinde T&uuml;rkiye&rsquo;ye karşı Yunanistan&rsquo;ın denge tesis etmesi i&ccedil;in yakılan yeşil ışığın, bug&uuml;n Doğu Akdeniz&rsquo;i kapsayacak şekilde ABD tarafından genişletilmekte olduğunu s&ouml;ylemek yanlış olmayacaktır. G&ouml;r&uuml;nen o ki 100 adet F-35 savaş u&ccedil;ağına sahip olacak bir T&uuml;rkiye, bu u&ccedil;aklardan 50 adet sipariş etmiş olan İsrail&rsquo;e karşı bir &uuml;st&uuml;nl&uuml;k tesis edecektir. F-35 savaş u&ccedil;aklarına bu aşamada sahip olmaları m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;r&uuml;nmeyen ve Doğu Akdeniz enerji havzasının ABD desteğinde parsellenmesine ortaklık eden Mısır, Yunanistan ve GKRY de kendilerini tehdit altında g&ouml;rmektedir.</p> <p>Bug&uuml;n geldiğimiz noktada, ABD&rsquo;deki Evanjelik-Neocon yapılanma S-400 sistemlerinin T&uuml;rkiye tarafından alımını bahane ederek, Doğu Akdeniz&rsquo;de inşa edilen enerji yataklarını yağmalama ittifakının g&uuml;venliğini sağlama derdindedir. T&uuml;rkiye&rsquo;ye verilmemesi i&ccedil;in &ccedil;aba harcanan F-35&rsquo;ler ise muhtemeldir ki Doğu Akdeniz&rsquo;den elde edecekleri enerji gelirine konacak ipotek karşılığında Yunanistan, Mısır ve İsrail arasında b&ouml;l&uuml;şt&uuml;r&uuml;lecektir. Bunlar T&uuml;rkiye&rsquo;nin ilk defa karşılaştığı oyunlar değildir. 1911 ve 1912 yıllarında Vickers ve Armstrong şirketlerine sipariş edilen Reşadiye ve Sultan Osman savaş gemilerine İngiliz h&uuml;k&uuml;meti tarafından el konulmuş, Osmanlı devletinin yaptığı &ouml;demeler de gasp edilmişti. Y&uuml;z yıl &ouml;nce edinilen bu tecr&uuml;be, T&uuml;rkiye&rsquo;nin bug&uuml;n milli savunma sanayinde attığı adımların temellerini oluşturdu.</p> <p>Denizde, havada ve f&uuml;ze savunma alanlarında bug&uuml;n yerli ve milli se&ccedil;eneklerini sahaya s&uuml;ren T&uuml;rkiye, beşinci nesil savaş u&ccedil;akları alanında doğacak a&ccedil;ığı kapatacak imkanlara da sahiptir. Ancak Evanjelik-Neocon d&uuml;nya g&ouml;r&uuml;ş&uuml;n&uuml;n fantezilerinin peşine takılmış bir NATO ittifakının, T&uuml;rkiye&rsquo;nin yerine koyabileceği bir se&ccedil;enek ufukta g&ouml;r&uuml;nmemektedir. T&uuml;m sorunlu alanlarda ABD ile diplomasi yollarını sonuna kadar zorlayan T&uuml;rkiye&rsquo;yi, jeopolitik konumu gereği y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml; &ccedil;ok taraflı politikalardan saptırmaya da, Beyaz Saray&rsquo;daki &ouml;mr&uuml; me&ccedil;hul bir kliğin g&uuml;c&uuml; yetmeyecektir.</p> <p>[Ankara&rsquo;da ikamet eden gazeteci Mehmet A. Kancı T&uuml;rk dış politikası &uuml;zerine analizler kaleme almaktadır]</p> </div>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.