Osmanlı şerbetleri ʹŞerbet-i Fünunʹda yaşayacak

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 24.04.2019 - 12:59, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:58
 

Osmanlı şerbetleri ʹŞerbet-i Fünunʹda yaşayacak

Trakya Üniversitesiʹnin ˮŞerbet Eviˮ projesi sayesinde, Osmanlı saray mutfağının onlarca şerbeti bugüne taşınıyor.
<p>EDİRNE (AA) - Trakya &Uuml;niversitesi ve Trakya Kalkınma Ajansıʹnın ger&ccedil;ekleştirdiği projeyle, Karaağa&ccedil; Yerleşkesiʹnde bulunan tarihi bir bina, şerbet evine d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;ld&uuml;. Hem tarihi değerlerin yaşatılması hem de ziyaret&ccedil;ilere alışılagelmiş i&ccedil;eceklerden farklı olarak sağlıklı, lezzetli, dillere destan Osmanlı şerbetlerinin sunulmasının ama&ccedil;landığı projenin uygulanmasına başlandı.</p><p>Tevfik Fikret, Halit Ziya Uşaklıgil, Cenap Şahabettin gibi &ouml;nemli isimlerin temsil ettiği Servet-i F&uuml;nun edebiyatından esinlenerek ˮŞerbet-i F&uuml;nunˮ adı verilen projeyle, &ccedil;ok sayıda şerbet, Pazarkule Sınır Kapısı yolundaki ˮşerbet eviˮnde konuklara ikram edilmek i&ccedil;in kaynatılıyor.</p><p>Tarihi yapıda hizmet vermeye başlayan ˮşerbet eviˮnde nane şerbetinden hibiskusa, g&uuml;l şerbetinden kızılcık şerbetine, kayısıdan tar&ccedil;ın şerbetine onlarca Osmanlı lezzeti tadılabiliyor.</p>Şerbetlikten bardağa akan lezzet<p>Mutfakta kaynayan şerbeti, d&ouml;nem kıyafetlerini giyen şerbettarlar, sırtlarındaki şerbetlikten doldurarak konuklara ikram ediyor.</p><p>Trakya &Uuml;niversitesi Rekt&ouml;r&uuml; Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, AA muhabirine yaptığı a&ccedil;ıklamada, şerbetlerin ya da şurupların eski tıp kitaplarının &ccedil;ok &ouml;nemli kısmını oluşturduğunu s&ouml;yledi.</p><p>Son d&ouml;nemde unutulan &ouml;nemli bir şifa geleneğini yeniden g&uuml;n y&uuml;z&uuml;ne &ccedil;ıkardıklarını ifade eden Rekt&ouml;r Tabakoğlu, ˮTrakya &Uuml;niversitesi olarak var olan gelenekleri a&ccedil;ığa &ccedil;ıkartmak en &ouml;nemli vazifemiz. G&uuml;zel bir projeyle de bunu tekrar canlandırıyoruz. Trakya Kalkınma Ajansı&rsquo;nın katkılarıyla da bu projeyi hayata ge&ccedil;irdik. Mimar Kemalettin eseri olan bu g&uuml;zel kamp&uuml;s&uuml;m&uuml;zde G&uuml;zel Sanatlar Fak&uuml;ltemizin bir b&ouml;l&uuml;m&uuml;n&uuml; Şerbet-i F&uuml;nun adıyla misafirlerimizin hizmetine a&ccedil;tık.ˮ dedi.</p>ˮGazlı i&ccedil;ecek yerine şerbet i&ccedil;inˮ<p>Rekt&ouml;r Tabakoğlu, şerbet &uuml;retmek, şerbet kaynatmak isteyenlerin de mutfağa ge&ccedil;ip geleneksel tatların yapımını &ouml;ğrenme fırsatını yakalayacaklarını belirtti.</p><p>Aynı zamanda tıp doktoru olan Tabakoğlu, ˮGazlı i&ccedil;ecekler biliyorsunuz glikoz şurupları ya da meyve suları maalesef bu hazır gıdalar &ccedil;ok zararlı ama tarihimizde şifa kaynağı şerbetler varken, bunları kullanmıyoruz. Belki daha &ccedil;ok yemeklerimizde, sofralarımızda kendi &ouml;z&uuml;m&uuml;ze d&ouml;nerek bu şerbetleri yaşatabiliriz. Buradan da insanlar alıp evlerinde kullanabilecekler.ˮ diye konuştu.</p><p>Proje Koordinat&ouml;r&uuml; Dr. Nilg&uuml;n Tabakoğlu da envanterlerinde 350 şerbet tarifi bulunduğunu, ˮşerbet eviˮnde mevsime g&ouml;re 20-25 kadar şerbeti d&ouml;n&uuml;ş&uuml;ml&uuml; olarak konuklarına sunacaklarını belirtti.</p><p>Şerbet evinin aynı zamanda Osmanlı saray yemeklerinin de yapılacağı bir turizm noktası olacağını ifade eden Nilg&uuml;n Tabakoğlu, ˮAynı zamanda bizim bah&ccedil;emizde bir trenimiz var, burada da yine Osmanlı yemeklerini rezervasyonlu olarak vermeyi ama&ccedil;lıyoruz. Sabahları bir Osmanlı kahvaltısı planlarımız arasında. Bizim buradaki amacımız bir turizm noktası olmak. Edirne&rsquo;yi şerbet eviyle &uuml;nl&uuml; hale getirmek istiyoruz. İnsanların gazlı i&ccedil;ecekler yerine tarihimizde ki şerbetleri tanımaları. Burayı ziyaret eden t&uuml;m yerli ve yabancı turistler şerbetlerin tadına bakabilirler.ˮ diye konuştu.</p>ˮŞerbetler şifa kaynağıˮ<p>Proje ekibinden &uuml;niversite &ouml;ğretim g&ouml;revlilerinden Burak İş&ccedil;imen de şerbetlerin insan sağlığına yararı ve şifa kaynağı olduğunu projeyi hazırlarken Osmanlı tıbbını incelediklerini s&ouml;yledi.</p><p>Hem bir Osmanlı geleneği şerbet tadını hem de sağlıklı bir &uuml;r&uuml;n&uuml; bug&uuml;ne taşımanın kıvancını yaşadıklarını ifade eden İş&ccedil;imen, şunları kaydetti:</p><p>ˮMesela nane ile yapılan şerbetlerin boğaz enfeksiyonlarında, &ouml;ks&uuml;r&uuml;k sendromlarında etkili olduğu ortaya &ccedil;ıktı. Kayısı ve kayısı &uuml;r&uuml;nlerinin veya &ccedil;eşitli hububatlarda da bağırsak sorunları ile mide problemleri, sindirim sistemi hususlarının &ccedil;&ouml;z&uuml;mlendiği ortaya &ccedil;ıktı. &Ouml;zellikle devai misk &uuml;r&uuml;n&uuml;n&uuml;n Trakya&rsquo;da turistlik bir &uuml;r&uuml;n olduğunu biliyoruz. Binbir &ccedil;eşit baharattan yapılmakta. Bunun da insanı zinde tutuğunu ve enerji verdiğini belirledik. Şerbet evi artık bir halkımıza ve turistler ile &ouml;ğrencilerimize şerbet tadımları yaptıracak, Osmanlı d&ouml;nemine ait tatlılar ve şerbetleri misafirlerine sunacak.ˮ</p>
Trakya Üniversitesiʹnin ˮŞerbet Eviˮ projesi sayesinde, Osmanlı saray mutfağının onlarca şerbeti bugüne taşınıyor.
<p>EDİRNE (AA) - Trakya &Uuml;niversitesi ve Trakya Kalkınma Ajansıʹnın ger&ccedil;ekleştirdiği projeyle, Karaağa&ccedil; Yerleşkesiʹnde bulunan tarihi bir bina, şerbet evine d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;ld&uuml;. Hem tarihi değerlerin yaşatılması hem de ziyaret&ccedil;ilere alışılagelmiş i&ccedil;eceklerden farklı olarak sağlıklı, lezzetli, dillere destan Osmanlı şerbetlerinin sunulmasının ama&ccedil;landığı projenin uygulanmasına başlandı.</p><p>Tevfik Fikret, Halit Ziya Uşaklıgil, Cenap Şahabettin gibi &ouml;nemli isimlerin temsil ettiği Servet-i F&uuml;nun edebiyatından esinlenerek ˮŞerbet-i F&uuml;nunˮ adı verilen projeyle, &ccedil;ok sayıda şerbet, Pazarkule Sınır Kapısı yolundaki ˮşerbet eviˮnde konuklara ikram edilmek i&ccedil;in kaynatılıyor.</p><p>Tarihi yapıda hizmet vermeye başlayan ˮşerbet eviˮnde nane şerbetinden hibiskusa, g&uuml;l şerbetinden kızılcık şerbetine, kayısıdan tar&ccedil;ın şerbetine onlarca Osmanlı lezzeti tadılabiliyor.</p>Şerbetlikten bardağa akan lezzet<p>Mutfakta kaynayan şerbeti, d&ouml;nem kıyafetlerini giyen şerbettarlar, sırtlarındaki şerbetlikten doldurarak konuklara ikram ediyor.</p><p>Trakya &Uuml;niversitesi Rekt&ouml;r&uuml; Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, AA muhabirine yaptığı a&ccedil;ıklamada, şerbetlerin ya da şurupların eski tıp kitaplarının &ccedil;ok &ouml;nemli kısmını oluşturduğunu s&ouml;yledi.</p><p>Son d&ouml;nemde unutulan &ouml;nemli bir şifa geleneğini yeniden g&uuml;n y&uuml;z&uuml;ne &ccedil;ıkardıklarını ifade eden Rekt&ouml;r Tabakoğlu, ˮTrakya &Uuml;niversitesi olarak var olan gelenekleri a&ccedil;ığa &ccedil;ıkartmak en &ouml;nemli vazifemiz. G&uuml;zel bir projeyle de bunu tekrar canlandırıyoruz. Trakya Kalkınma Ajansı&rsquo;nın katkılarıyla da bu projeyi hayata ge&ccedil;irdik. Mimar Kemalettin eseri olan bu g&uuml;zel kamp&uuml;s&uuml;m&uuml;zde G&uuml;zel Sanatlar Fak&uuml;ltemizin bir b&ouml;l&uuml;m&uuml;n&uuml; Şerbet-i F&uuml;nun adıyla misafirlerimizin hizmetine a&ccedil;tık.ˮ dedi.</p>ˮGazlı i&ccedil;ecek yerine şerbet i&ccedil;inˮ<p>Rekt&ouml;r Tabakoğlu, şerbet &uuml;retmek, şerbet kaynatmak isteyenlerin de mutfağa ge&ccedil;ip geleneksel tatların yapımını &ouml;ğrenme fırsatını yakalayacaklarını belirtti.</p><p>Aynı zamanda tıp doktoru olan Tabakoğlu, ˮGazlı i&ccedil;ecekler biliyorsunuz glikoz şurupları ya da meyve suları maalesef bu hazır gıdalar &ccedil;ok zararlı ama tarihimizde şifa kaynağı şerbetler varken, bunları kullanmıyoruz. Belki daha &ccedil;ok yemeklerimizde, sofralarımızda kendi &ouml;z&uuml;m&uuml;ze d&ouml;nerek bu şerbetleri yaşatabiliriz. Buradan da insanlar alıp evlerinde kullanabilecekler.ˮ diye konuştu.</p><p>Proje Koordinat&ouml;r&uuml; Dr. Nilg&uuml;n Tabakoğlu da envanterlerinde 350 şerbet tarifi bulunduğunu, ˮşerbet eviˮnde mevsime g&ouml;re 20-25 kadar şerbeti d&ouml;n&uuml;ş&uuml;ml&uuml; olarak konuklarına sunacaklarını belirtti.</p><p>Şerbet evinin aynı zamanda Osmanlı saray yemeklerinin de yapılacağı bir turizm noktası olacağını ifade eden Nilg&uuml;n Tabakoğlu, ˮAynı zamanda bizim bah&ccedil;emizde bir trenimiz var, burada da yine Osmanlı yemeklerini rezervasyonlu olarak vermeyi ama&ccedil;lıyoruz. Sabahları bir Osmanlı kahvaltısı planlarımız arasında. Bizim buradaki amacımız bir turizm noktası olmak. Edirne&rsquo;yi şerbet eviyle &uuml;nl&uuml; hale getirmek istiyoruz. İnsanların gazlı i&ccedil;ecekler yerine tarihimizde ki şerbetleri tanımaları. Burayı ziyaret eden t&uuml;m yerli ve yabancı turistler şerbetlerin tadına bakabilirler.ˮ diye konuştu.</p>ˮŞerbetler şifa kaynağıˮ<p>Proje ekibinden &uuml;niversite &ouml;ğretim g&ouml;revlilerinden Burak İş&ccedil;imen de şerbetlerin insan sağlığına yararı ve şifa kaynağı olduğunu projeyi hazırlarken Osmanlı tıbbını incelediklerini s&ouml;yledi.</p><p>Hem bir Osmanlı geleneği şerbet tadını hem de sağlıklı bir &uuml;r&uuml;n&uuml; bug&uuml;ne taşımanın kıvancını yaşadıklarını ifade eden İş&ccedil;imen, şunları kaydetti:</p><p>ˮMesela nane ile yapılan şerbetlerin boğaz enfeksiyonlarında, &ouml;ks&uuml;r&uuml;k sendromlarında etkili olduğu ortaya &ccedil;ıktı. Kayısı ve kayısı &uuml;r&uuml;nlerinin veya &ccedil;eşitli hububatlarda da bağırsak sorunları ile mide problemleri, sindirim sistemi hususlarının &ccedil;&ouml;z&uuml;mlendiği ortaya &ccedil;ıktı. &Ouml;zellikle devai misk &uuml;r&uuml;n&uuml;n&uuml;n Trakya&rsquo;da turistlik bir &uuml;r&uuml;n olduğunu biliyoruz. Binbir &ccedil;eşit baharattan yapılmakta. Bunun da insanı zinde tutuğunu ve enerji verdiğini belirledik. Şerbet evi artık bir halkımıza ve turistler ile &ouml;ğrencilerimize şerbet tadımları yaptıracak, Osmanlı d&ouml;nemine ait tatlılar ve şerbetleri misafirlerine sunacak.ˮ</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.