TBMM Başkanı Şentop: 1921 Anayasası'nın yüzüncü yılı olarak Ocak 2021 sonunda yine bir toplantı yapacağız
<p>TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TBMM Tören Salonunda düzenlenen, "TBMM'nin Açılışının 100. Yılında Milli Egemenlik ve Temsil Uluslararası Sempozyumu"nun açılış konuşmasını yaptı. </p>
<p>Sözlerine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 23 Nisan 1920'de ilk konuşmacı ve en yaşlı milletvekili olan Sinop milletvekili Şerif Bey'e ait konuşmayı okuyarak başlayan Şentop, "Meclisin açılışı bu ifadelerle gerçekleşmiş" değerlendirmesinde bulundu.</p>
<p>Osmanlı Devleti'nin 50 yıldan fazla kesintisiz savaşlarla, Anadolu'nun bir kısmına sıkışmış vaziyette, uzun bir dünya harbinden mağlup edilerek çıkmış bir devlet olduğunu, bu şartlar altında TBMM'nin toplandığını anlatan Şentop, "mine'l-ezel hür ve ser-azad milletimiz" ifadeleriyle işgale ve bağımsızlığı ortadan kaldıran bu tabloya kesin ve güçlü bir şekilde karşı çıkarak TBMM'nin açılışının yapıldığını anlattı.</p>
<p>TBMM'nin açılışının yüzüncü yılına işaret eden Şentop, 23 Nisan'da bu yüzyılın anlamına yakışan çalışmalar planladıklarını, mart ayından itibaren başlayan salgın şartlarının bu faaliyetleri aksattığını söyledi.</p>
<p>Daha sonra bazı çalışmalardan vazgeçmek zorunda kaldıklarını aktaran Şentop, sempozyumun geniş kapsamlı, uluslar arası katılımlarla gerçekleşeceğini, ancak aynı şartlar devam ettiği için daha fazla ertelemeyi doğru bulmadıklarını bildirdi.</p>
<p>Şentop, 19 Mayıs 2019 ile başlayan 29 Ekim 2023'e kadar devam edecek dönemin, birçok önemli tarihi olayın yüzüncü yılı olacağını belirterek, "1921 Anayasası'nın yüzüncü yılı olarak Ocak 2021 sonunda yine bir toplantı yapacağız. İstiklal Marşı'nın kabulünün yüzüncü yılı münasebetiyle 12 Mart'ta geniş kapsamlı toplantılar yapacağız. Bu şekilde 2023'e kadar bu çalışmalar devam edecek." bilgisini paylaştı.</p>
<p>Şentop, sempozyumun kalıcı bir çalışma olacağına, bir birikim oluşturacağına inancını ifade etti.</p>
<h3>"Bunun neleri değiştireceğini düşünmemiz lazım"</h3>
<p>İnsanlık tarihinin zor bir döneminden geçildiğine dikkati çeken Şentop, dünyanın bu kadar küreselleştiği bir ortamda çok daha yıkıcı etkilerin olduğunu söyledi.</p>
<p>Dünyanın önemli bir değişim sürecine girdiği bir noktada salgınla karşılaşıldığının altını çizen Şentop, bu durumun değişim sürecini hızlandırıcı katolizer görevi gördüğünü kaydetti.</p>
<p>Sempozyumun diğer toplantılarının dijital ortamda olacağını bildiren Şentop, "Bugün bir virüsle karşı karşıyayız, ama belki yarın öbür gün başka virüslerle, salgınlarla dünya karşı karşıya kalacak. Bunun nasıl devam edeceğini, ne kadar devam edeceğini ve neleri değiştireceğini düşünmemiz lazım." diye konuştu.</p>
<h3>"Bizim de hassasiyetler geliştirmemiz gerektiği kanaatindeyim"</h3>
<p>ABD Başkanı Donald Trump'ın seçimiyle ilgili tartışmaların hala devam ettiğine dikkati çeken Şentop, Cambridge Analytica isimli şirketinin Facebook'taki kişisel verilerden hareketle seçmen iradesini manipüle edecek bazı işler yaptığına dair iddiaları hatırlattı.</p>
<p>Daha sonra İngiltere'de Brexit ile ilgili halk oylamasında da bu iddiaların gündeme getirildiğini anlatan Şentop, bunun üzerine İngiltere Parlamentosunda "Facebook'un Brexit'e etkisi" üzerine bir rapor hazırlandığını aktardı.</p>
<p>Kişisel veriler ve insanların oradaki faaliyetleri üzerinden, bireysel ve siyasi karalarının ne olacağı yönünde birtakım tahminlerde bulunma, bunları kullanarak onları bu istikametlerini değiştirme veya bu istikamette hareket etmelerini kolaylaştıracak şekilde verilerle besleme yönünde bir çalışma olduğunu kaydeden Şentop, "Bunun seçmen iradesine ve seçme hakkına etkisi üzerinde yakın zamanda çok ciddi tartışmaların yapılacağını, yapılması gerektiğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.</p>
<p>Şentop, 20. yüzyılda seçme seçilme hakkı, seçmen iradesiyle ilgili baskı konusu dendiğinde akla ilk devlet otoritesi geldiğini belirterek, "Şimdi siyasi iktidarların da üstünde, onlardan çok daha fazla bu imkanı elinde tutan çok uluslu şirketler var. Bu bağlamda en önemli tartışma konularımızdan birisinin seçme hakkı, seçmen iradesi, bunun manipülasyonuyla ilgili, milli irade, milli egemenliğin nereye evrileceğine dair tartışmalar olacağını düşünüyorum. Bu konuda bizim de hassasiyetler geliştirmemiz gerektiği kanaatindeyim." değerlendirmesinde bulundu.</p>
<p>Salgın nedeniyle dijitalleşmenin isteyerek ve istemeyerek daha fazla kullanılmasına zorlanılan bir ortamda bunulduğunu aktaran Şentop, "Salgın sonrası bunun birçok noktada devam edeceği kanaatindeyim. Bence milli egemenlikle ilgili bir sempozyumda böyle bir konunun dile getirilmesini, bir işaret kabilinden önemli görüyorum." dedi.</p>
<h3>"Yumuşak bir kontrolle yönlendirmeye de çalışıyorlar"</h3>
<p>Sosyal mecraların, kendilerine göre bir ideolojiye, siyasi görüşe sahip olduğunu dile getiren Şentop, "O görüş istikametinde kendilerini kullanan insanları da belki sert bir kontrolle değil ama daha yumuşak bir kontrolle yönlendirmeye de çalışıyorlar." diye konuştu.</p>
<p>ABD'nin Doğu Kudüs'ün İsrail'in başkenti olduğunu kabul etmesi kararını açıklamasının ardından yaşanan olaylara işaret eden Şentop, şunları belirtti:</p>
<p>"Bir İsrail güvenlik görevlisinin, 7 yaş civarında küçük bir çocuğu boğarak öldürdüğü bir video görüntüsü var. Bunun birkaç kere Facebook, Youtube gibi çeşitli sosyal mecralara yüklendiğini fakat bunların çok kısa bir zaman içerisinde silindiğini, gösterilmediğini ifade ettiler. Böyle bir tartışma biraz kenarda kalsa da devam ediyor. Bu çok uluslu şirketlerin, sosyal medya üzerinde hakim olan şirketlerin, İsrail ile ilgili kötü algılama doğurabilecek görüntülerin, yazıların, videoların yayınlanmasını engelleyen bir yaklaşım var. Bu bakımdan artık siyasi propagandaların da büyük ölçüde bu alanlara taşındığını düşünürsek, 'Milli egemenlik ne kadar gerçekleştirilebilir?' bu tartışmayı daha ciddi bir şekilde, derinlikli bir şekilde yapmak mecburiyetindeyiz."</p>