MUHSİN YAZICIOĞLU YAZARLAR BİRLİĞİNDE ANILDI
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesinin Cumartesi Kültür sohbetlerinde Şehit Muhsin Yazıcıoğlu anıldı.
Her hafta yapılan Cumartesi Kültür Sohbetlerinin bu haftaki konuğu Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun korumalığını ve son dönem İzmir İl Başkanlığını yapan Ahmet Bereketti. Bereket, zaman zaman ibretli, zaman zamanda duygusal anılarla dolu olan hatıralarından bahsetti.
18 Mart Çanakkale şehitlerinin de anıldığı programın açılış konuşmasını Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Üşüdüm” şiiriyle açan Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi Başkanı Levent Ertekin Yazıcıoğlu’nun Yazarlar Birliğinin 714 nolu üyesi olduğuna dikkat çekerek “İzmir Yazarlar Birliğinde gecikmiş bir vefa programını gerçekleştiriyoruz. Yazıcıoğlu sıradan bir siyasetçi değil siyasete değer kattı. Toplum değerini bilmese de o değerli olmayı iktidar olmaya tercih etti” dedi.
Başta Çanakkale Şehitleri olmak üzere tüm şehitlerimiz için Yaşar Maraba’nın okuduğu Kuran’ı Kerimle başlayan sohbette konuşan Ahmet Bereket, Yazıcıoğlu ile geçen ibretlik anılarından, kişiliğinden hepsinden önemlisi de ideallerinden bahsetti.
Salonu dolduran kalabalık tarafından çoğu zaman yaşananlar sinema şeridi gibi dinleyicilerin önünden geçerken gözler doldu. Boğazlar düğümlendi.
Bereket, yaptığı konuşmada” Taceddin Dergahına ne zaman gitseniz her memleketten her meşrepten ziyaretçi kabri başında duaya durduğunu görüyorsunuz. Kabriniz milletin kalbi olmuşsa asıl iktidar sizsiniz demektir.
Yazıcıoğlu artık Anadolu erenlerinden bir eren gibi anılmaya gönüllerde yaşatılmaya devam edecektir” dedi.
Bereket, Yazıcıoğlu’nun memleket sevdasına, devlet anlayışına bizzat kendisinin koruma görevi esnasında yaşadığı canlı örneklerden bahsederek “Rahmetli en sıkıntılı olduğu en fazla eziyet çektiği zamanlarda bile devletine sahip çıkmış. Onu yüceltmiştir.
Aşağılık işkencelerin her türlüsüne maruz kalmasına rağmen ne devletine küsmüş ne de kaderine.
Şehidimiz hem yaşadığı hayatıyla hem de vefatıyla bize bir şeyi çok net göstermiştir.
Partiler, kurumlar, koltuklar, makamlar gelip geçicidir: İnsanın insana emanet kıldığı davalar ise bakidir” şeklinde konuştu.