Yazarlar Birliğinde konuşan Şaşzade: “YAZAR, GEÇMİŞİN YÜKÜNÜ TAŞIYAN HAMALDIR!”
Yazarlar Birliğinde konuşan Şaşzade:
“YAZAR, GEÇMİŞİN YÜKÜNÜ TAŞIYAN HAMALDIR!”
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesinin bu haftaki Cumartesi kültür sohbetlerinin konuğu olan Roman Yazarı Murat Şaşzade, “ Romancı geçmişin yükünü taşıyan bir hammaldır” dedi
Yazar Murat Şaşzade, roman yazmanın psikolojik yönüne temas ederek “bir insanın en temel ihtiyaçlarından biri dinlenilmektir. Romancı da yazılarını dinlenilmek için yazar” şeklinde konuştu.
Romancının toplumu anlamak görevine de dikkat çeken Şaşzade” Romancı kendi hakikatini roman yazarak arar. ‘Ben Kimim? Nereden geliyorum? Nereye gidiyorum? cevaplarını arayan kişidir” dedi
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesinde konuşan Roman Yazarı Murat Şaşzade “ Yazar, geçmişin yükünü taşıyan hamaldır” dedi.
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesinin bu haftaki Cumartesi kültür sohbetlerinin konuğu olan Roman Yazarı Murat Şaşzade, roman yazarının yolculuğunu özetlerken hem kendi nefsine hem de roman yazarlarına tercüman olarak “Neden Roman yazılır?” sorusuna cevap aradı
Şaşzade, roman yazarı olarak sık sık çevresindeki insanların “Neden Roman yazılır?” sorusuna muhatap olduğunun ifade ederek işin psikolojik boyutuna temas etti “ Bir insanın en önemli ihtiyaçlarından biri dinlenilmektir. Ona kulak verecek bir can, bir dost bulmaktır. Çünkü insan anlaşılmak ister Kendini ifade etmek, anlaşılmak ilişki ve iletişim kurma çabalarının en önemli öğesidir.
Hayatı boyunca başkaları tarafından dinlenilmeyen bir insan, kendini dinleyecek insanlar bulma ve kendini ifade etme umuduyla roman yazar” dedi.
Şaşzade, roman yazmanın çok farklı gerekçelerine de temas ederek “ Romancı aslında kendi hakikatini roman yazarak arar. Kısacası yazar üç önemli sorunun cevabını arar. Ben Kimim? Nereden geliyorum? Nereye gidiyorum. Ayrıca roman yazmanın önemli sebeplerinden biri de uyanmak ve uyandırmaktır.
Hayatın içinde edindiği tecrübelerle uykuda olduğunun farkına varan yazar, roman yazarak uyanmaya başlar ve uyanabildiği ölçüde başkalarını da uyandırmaya başlar.
Roman yazarı aynı zamanda etrafındaki olumsuzlukları yozlaşmaları ilk fark edip onu toplumla paylaşan kişidir” dedi.
Roman yazarının nitelikli eserler üretmek için kendini hayat boyu öğrenmeye adayan bir kişilik yapı göstermesine dikkat çeken Şaşzade “ Yazar aynı zamanda daha çok öğrenmek, farklı bakış açılarından beslenmek için de yazar.
Roman çift taraflı bir öğrenme sistemidir. Yazar, hayattan öğrendiklerini okuyucuyla paylaşır. Okuyucular, romandan kendi bakış açıları ve tecrübeleriyle elde ettiklerini eleştiri ve yorumlarla yazara yansıtarak yazarın öğrenme sürecine katkı sağlarlar.
Roman bu bakımdan yazar ve okuyucunun buluştuğu çift taraflı bir eğitim sürecidir. Bu sayede yazarın fikir dünyası okuyuculardan öğrendikleriyle zenginleşir ve bunu onu bir sonraki romanı daha iyi yazmaya hazırlar.” dedi.