Ayasofya Cami eski imamlarından Toptaş: Minareler ezana, mihrap imama kavuştu

MANEVİYAT (AA) - Anadolu Ajansı | 12.07.2020 - 13:22, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Ayasofya Cami eski imamlarından Toptaş: Minareler ezana, mihrap imama kavuştu

Ayasofya Camisi'nin eski imamlarından Toptaş, Ayasofya'nın ibadete açılmasına dair, "Minareler ezana kavuştu, mihrap imama kavuştu. Yağmur bekleyen toprak gibi, rüzgar bekleyen bayrak gibi, süvari bekleyen kısrak gibi bekledik." dedi.
<p>Ayasofya Camisi&#39;nin eski imamlarından emekli İstanbul Vaizi Mahmut Toptaş, Ayasofya&#39;nın ibadete a&ccedil;ılmasına ilişkin, &quot;Minareler ezana kavuştu, mihrap imama kavuştu. Yağmur bekleyen toprak gibi, r&uuml;zgar bekleyen bayrak gibi, s&uuml;vari bekleyen kısrak gibi bekledik.&quot; dedi.</p> <p>Danıştayın, Ayasofya&#39;nın camiden m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etmesinin ardından Ayasofya Camisi&#39;nin eski imamlarından emekli İstanbul Vaizi, m&uuml;fessir Mahmut Toptaş, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.</p> <p>Toptaş, Ayasofya&#39;nın 1 Şubat 1935 yılında m&uuml;ze olarak a&ccedil;ıldığını anımsatarak, ibadete kapatıldığı g&uuml;n, &uuml;&ccedil; imamı, yedi m&uuml;ezzini, 10 hizmetlisi olan Ayasofya&rsquo;nın bu g&ouml;revlilerinin diğer camilere dağıtıldığını s&ouml;yledi.</p> <p>O tarihte (1934) bir imamla bir m&uuml;ezzinlik kadrosunun camide bırakıldığını, akabinde 27 Ağustos 1951 tarihli, 18698 sayılı yazıyla Diyanet İşleri Başkanı Ey&uuml;p Sabri Hayırlıoğlu&#39;nun, m&uuml;ezzinlik kadrosunu kaldırdığını ancak imamlık kadrosunun aralıksız devam ettiğini aktaran Toptaş, 4 Nisan 1988 tarihli ve 7163 sayılı yazı ile Ayasofya Camisi imamlığına atandığını fakat o d&ouml;nem Ayasofya Camisi kapalı olduğu i&ccedil;in Emin&ouml;n&uuml; camilerinde vaiz olarak g&ouml;rev yaptığını anlattı.</p> <p>Toptaş, daha sonra 1 Şubat 1991 yılında caminin dışında, Osmanlının ilavesi y&uuml;z metre karelik bir yeri ibadete a&ccedil;tıklarını ve kendisinin bu k&uuml;&ccedil;&uuml;k yerde imamlık yapmaya başladığını aktardı. Toptaş, 16 Mayıs 1991 tarihinde ise Ayasofya&rsquo;daki g&ouml;revinden ayrıldığını ifade etti.</p> <p>Mahmut Toptaş, Ayasofya Camisi&#39;ne olan hasretini şu ifadeler ile anlattı:</p> <p>&quot;Camiyi g&ouml;receksin ama giremeyeceksin dediler. Etrafında dolaşacaksın ama i&ccedil;inde namaz kılamayacaksın dediler. Otuz milyonduk o zaman. Kırk, elli, altmış milyon olduk hasret &ccedil;eken sayısını &ccedil;oğalttık, hasret &ccedil;eken sayısınca y&uuml;reklerimizde hasretimiz arttı. &Uuml;niversite yılları boyunca her okuldan yiğit delikanlılarımız &#39;Zincirler kırılacak, Ayasofya a&ccedil;ılacak&#39; sloganıyla y&uuml;r&uuml;d&uuml;ler. Ayasofya&rsquo;nın anahtarının Parlamentoda olduğuna karar verdiler ve oraya koştular. Gidenden hi&ccedil; hayırlı haber gelmedi.</p> <p>Ayasofya&rsquo;yı g&ouml;r&uuml;yoruz ama i&ccedil;ine giremiyoruz. Halkın hasretine d&uuml;nya M&uuml;sl&uuml;manlarının hasreti de eklendi. Su&ccedil;suz yere yıllarca hapis yatan ama haklılığın verdiği g&uuml;&ccedil;le zalimlere boyun eğmeyen yiğidin serbest bırakılırken kelep&ccedil;esinin &ccedil;&ouml;z&uuml;lmesi gibi geldi Ayasofya&rsquo;nın kapılarını b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya M&uuml;sl&uuml;manlarının namaz kılmasına a&ccedil;ılması.&quot;</p> <p>Mahmut Toptaş, Ayasofya&#39;nın yeniden ibadete a&ccedil;ılmasına ilişkin ise, &quot;Ka&ccedil;ırılan &ccedil;ocuğuna kavuşan ana gibiyiz. Kurşun ge&ccedil;irmez cam arkasında tutsak iki sevgilinin hasret ateşiyle camı eritip kavuşmuş gibiyiz. Suya kavuşan toprak gibiyiz. Leylasını bulan Mecnun gibiyiz. Esaret zincirini kıran yiğit gibiyiz. G&ouml;r&uuml;yorduk ama giremiyorduk. Kucak a&ccedil;ıyorduk fakat kavuşamıyorduk. Minareler ezana kavuştu, mihrap imama kavuştu. Yağmur bekleyen toprak gibi, r&uuml;zgar bekleyen bayrak gibi, s&uuml;vari bekleyen kısrak gibi bekledik.&quot; şeklinde konuştu.</p> <p>Ayasofya&#39;nın a&ccedil;ılmasında emeği ge&ccedil;en herkese teşekk&uuml;r eden Toptaş, &quot;İsmail Kandemir&rsquo;den Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan&rsquo;a kadar T&uuml;rkiye&rsquo;de ve t&uuml;m d&uuml;nyada Cami olarak a&ccedil;ılması i&ccedil;in &ccedil;alışan, dua eden, a&ccedil;ılışını duyunca y&uuml;reğinde sevin&ccedil; meltemleri esen herkesten Allah razı olsun, iki d&uuml;nyalarını g&uuml;zelleştirsin.&quot; dedi.</p>
Ayasofya Camisi'nin eski imamlarından Toptaş, Ayasofya'nın ibadete açılmasına dair, "Minareler ezana kavuştu, mihrap imama kavuştu. Yağmur bekleyen toprak gibi, rüzgar bekleyen bayrak gibi, süvari bekleyen kısrak gibi bekledik." dedi.
<p>Ayasofya Camisi&#39;nin eski imamlarından emekli İstanbul Vaizi Mahmut Toptaş, Ayasofya&#39;nın ibadete a&ccedil;ılmasına ilişkin, &quot;Minareler ezana kavuştu, mihrap imama kavuştu. Yağmur bekleyen toprak gibi, r&uuml;zgar bekleyen bayrak gibi, s&uuml;vari bekleyen kısrak gibi bekledik.&quot; dedi.</p> <p>Danıştayın, Ayasofya&#39;nın camiden m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etmesinin ardından Ayasofya Camisi&#39;nin eski imamlarından emekli İstanbul Vaizi, m&uuml;fessir Mahmut Toptaş, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.</p> <p>Toptaş, Ayasofya&#39;nın 1 Şubat 1935 yılında m&uuml;ze olarak a&ccedil;ıldığını anımsatarak, ibadete kapatıldığı g&uuml;n, &uuml;&ccedil; imamı, yedi m&uuml;ezzini, 10 hizmetlisi olan Ayasofya&rsquo;nın bu g&ouml;revlilerinin diğer camilere dağıtıldığını s&ouml;yledi.</p> <p>O tarihte (1934) bir imamla bir m&uuml;ezzinlik kadrosunun camide bırakıldığını, akabinde 27 Ağustos 1951 tarihli, 18698 sayılı yazıyla Diyanet İşleri Başkanı Ey&uuml;p Sabri Hayırlıoğlu&#39;nun, m&uuml;ezzinlik kadrosunu kaldırdığını ancak imamlık kadrosunun aralıksız devam ettiğini aktaran Toptaş, 4 Nisan 1988 tarihli ve 7163 sayılı yazı ile Ayasofya Camisi imamlığına atandığını fakat o d&ouml;nem Ayasofya Camisi kapalı olduğu i&ccedil;in Emin&ouml;n&uuml; camilerinde vaiz olarak g&ouml;rev yaptığını anlattı.</p> <p>Toptaş, daha sonra 1 Şubat 1991 yılında caminin dışında, Osmanlının ilavesi y&uuml;z metre karelik bir yeri ibadete a&ccedil;tıklarını ve kendisinin bu k&uuml;&ccedil;&uuml;k yerde imamlık yapmaya başladığını aktardı. Toptaş, 16 Mayıs 1991 tarihinde ise Ayasofya&rsquo;daki g&ouml;revinden ayrıldığını ifade etti.</p> <p>Mahmut Toptaş, Ayasofya Camisi&#39;ne olan hasretini şu ifadeler ile anlattı:</p> <p>&quot;Camiyi g&ouml;receksin ama giremeyeceksin dediler. Etrafında dolaşacaksın ama i&ccedil;inde namaz kılamayacaksın dediler. Otuz milyonduk o zaman. Kırk, elli, altmış milyon olduk hasret &ccedil;eken sayısını &ccedil;oğalttık, hasret &ccedil;eken sayısınca y&uuml;reklerimizde hasretimiz arttı. &Uuml;niversite yılları boyunca her okuldan yiğit delikanlılarımız &#39;Zincirler kırılacak, Ayasofya a&ccedil;ılacak&#39; sloganıyla y&uuml;r&uuml;d&uuml;ler. Ayasofya&rsquo;nın anahtarının Parlamentoda olduğuna karar verdiler ve oraya koştular. Gidenden hi&ccedil; hayırlı haber gelmedi.</p> <p>Ayasofya&rsquo;yı g&ouml;r&uuml;yoruz ama i&ccedil;ine giremiyoruz. Halkın hasretine d&uuml;nya M&uuml;sl&uuml;manlarının hasreti de eklendi. Su&ccedil;suz yere yıllarca hapis yatan ama haklılığın verdiği g&uuml;&ccedil;le zalimlere boyun eğmeyen yiğidin serbest bırakılırken kelep&ccedil;esinin &ccedil;&ouml;z&uuml;lmesi gibi geldi Ayasofya&rsquo;nın kapılarını b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya M&uuml;sl&uuml;manlarının namaz kılmasına a&ccedil;ılması.&quot;</p> <p>Mahmut Toptaş, Ayasofya&#39;nın yeniden ibadete a&ccedil;ılmasına ilişkin ise, &quot;Ka&ccedil;ırılan &ccedil;ocuğuna kavuşan ana gibiyiz. Kurşun ge&ccedil;irmez cam arkasında tutsak iki sevgilinin hasret ateşiyle camı eritip kavuşmuş gibiyiz. Suya kavuşan toprak gibiyiz. Leylasını bulan Mecnun gibiyiz. Esaret zincirini kıran yiğit gibiyiz. G&ouml;r&uuml;yorduk ama giremiyorduk. Kucak a&ccedil;ıyorduk fakat kavuşamıyorduk. Minareler ezana kavuştu, mihrap imama kavuştu. Yağmur bekleyen toprak gibi, r&uuml;zgar bekleyen bayrak gibi, s&uuml;vari bekleyen kısrak gibi bekledik.&quot; şeklinde konuştu.</p> <p>Ayasofya&#39;nın a&ccedil;ılmasında emeği ge&ccedil;en herkese teşekk&uuml;r eden Toptaş, &quot;İsmail Kandemir&rsquo;den Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan&rsquo;a kadar T&uuml;rkiye&rsquo;de ve t&uuml;m d&uuml;nyada Cami olarak a&ccedil;ılması i&ccedil;in &ccedil;alışan, dua eden, a&ccedil;ılışını duyunca y&uuml;reğinde sevin&ccedil; meltemleri esen herkesten Allah razı olsun, iki d&uuml;nyalarını g&uuml;zelleştirsin.&quot; dedi.</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.