Adalet Bakanı Gül'den 'nefret suçu' açıklaması: Türk Ceza Kanunu'nda yeni bir düzenleme yapacağız

SİYASET (AA) - Anadolu Ajansı | 26.05.2021 - 11:16, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Adalet Bakanı Gül'den 'nefret suçu' açıklaması: Türk Ceza Kanunu'nda yeni bir düzenleme yapacağız

Adalet Bakanı Gül, "Ayrımcılık ve nefret suçlarına ilişkin Türk Ceza Kanunu'nda yeni bir düzenleme yapacağız ve bu suçlarla etkili bir şekilde mücadele etmek amacıyla soruşturma kılavuzları oluşturacağız" açıklamasında bulundu.
<p><span style="font-family:gothamnarrow-bold">Adalet Bakanı Abdulhamit G&uuml;l</span>,&nbsp;<span style="font-family:gothamnarrow-bold">ayrımcılık&nbsp;</span>ve&nbsp;<span style="font-family:gothamnarrow-bold">nefret su&ccedil;ları</span>na ilişkin&nbsp;<span style="font-family:gothamnarrow-bold">T&uuml;rk Ceza Kanunu</span>&#39;nda yeni bir d&uuml;zenleme yapılacağını, bu su&ccedil;larla etkili m&uuml;cadele amacıyla soruşturma kılavuzları oluşturulacağını bildirdi.</p> <p>G&uuml;l, ATO Congresium&#39;da d&uuml;zenlenen 1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu&#39;nun ikinci g&uuml;n oturumunun a&ccedil;ılışında, İslamofobi&#39;nin temelde bir insan hakları sorunu olarak değerlendirilmesi gerektiğini s&ouml;yledi.</p> <p>İslamofobi&#39;nin, M&uuml;sl&uuml;manlara d&uuml;şmanlık ve nefret s&ouml;yleminin, ırk&ccedil;ılık ve yabancı d&uuml;şmanlığının &ccedil;ağdaş yansıması haline geldiğini ifade eden G&uuml;l, bu meselenin hukuk temelinde ele alınması ve yanıt verilmesi gereken bir konu olduğunu vurguladı.</p> <p>G&uuml;l, İslamofobi&#39;nin, İslam ve M&uuml;sl&uuml;man karşıtlığı olarak a&ccedil;ıklanabileceğini belirtti. İslam ve M&uuml;sl&uuml;man d&uuml;şmanlığının &ouml;zellikle Avrupa coğrafyasında giderek yaygınlaştığına işaret eden G&uuml;l, bir&ccedil;ok &uuml;lkede M&uuml;sl&uuml;manların, kimliklerinden dolayı ayrımcılığa, şiddete, zulme maruz kaldığını aktardı.</p> <p>Hazreti Muhammed&#39;in karikat&uuml;rlerinin yayınlandığını, Kur&#39;an-ı Kerim&#39;in yakıldığını, İslam dinini aşağılayan filmler &ccedil;ekildiğini hatırlatan G&uuml;l, Birleşmiş Milletler Raporlarına da yansıyan Myanmar&#39;da ve Filistin&#39;de yaşanan zul&uuml;mlerin, insanlık su&ccedil;larının, hafızalarda yer aldığını dile getirdi.</p> <p>Bakan G&uuml;l, 11 Eyl&uuml;l saldırılarının ardından b&uuml;y&uuml;k oranda artış g&ouml;steren İslamofobi&#39;nin, Batı&#39;da sosyal hayatı &ouml;nemli oranda etkilediğini, etkilemeye devam ettiğini anlattı. İslam&#39;a ve M&uuml;sl&uuml;manlara karşı duyulan temelsiz korku ve hoşg&ouml;r&uuml;s&uuml;zl&uuml;ğ&uuml;n, &ouml;zellikle son yıllarda hızla yaygınlaşarak uluslararası barışa zarar verecek boyuta geldiğinin altını &ccedil;izen G&uuml;l, uluslararası kamuoyunun ve Birleşmiş Milletler başta olmak &uuml;zere uluslararası mekanizmaların aktif bir şekilde harekete ge&ccedil;mesi gerektiğini kaydetti.</p> <h3>&quot;Şiddetin ve ter&ouml;r&uuml;n dini olmaz&quot;</h3> <p>Abdulhamit G&uuml;l, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;İslam barış dinidir. Bir ter&ouml;r hareketini, adında barış ge&ccedil;en bir dinle ilişkilendirmek, o dinle birlikte anmak, sadece o dinin samimi takip&ccedil;ilerini incitmekle kalmaz. B&ouml;yle bir kavramsallaştırma, ter&ouml;r&uuml; meşrulaştırma tehlikesini de i&ccedil;inde barındırır. B&ouml;yle bir kavramsal &ccedil;er&ccedil;eve, ter&ouml;r&uuml;n bir dinle anılması yanlışını da birlikte getirir. Bir Hristiyan, Yahudi ya da başka dinin mensubu ter&ouml;r ve şiddet uyguladığında &#39;Hristiyan ter&ouml;r&uuml;&#39;, &#39;Yahudi ter&ouml;r&uuml;&#39; denilemez, denilmedi de zaten. Aynı şekilde herhangi bir şiddet olayına karışmış M&uuml;sl&uuml;man i&ccedil;in de &#39;M&uuml;sl&uuml;man ter&ouml;r&uuml;&#39;, &#39;İslami ter&ouml;r&#39; asla ve asla denemez. Ter&ouml;r insanlık su&ccedil;udur. Şiddetin ve ter&ouml;r&uuml;n dini olmaz.&quot;</p> <p>İslamofobi&#39;nin, demokratik temsilden kişilerin giyim kuşamlarına, sosyal hayattan eğitim kurumlarına, siyasetten medyaya, ibadethanelerden sivil topluma kadar bir&ccedil;ok alanda kendini hissettirdiğini vurgulayan G&uuml;l, insanların giyimlerinden, kişisel g&ouml;r&uuml;n&uuml;şlerinden dolayı ter&ouml;rist olmakla su&ccedil;lanabildiğini, şiddete ve saldırıya maruz kalabildiğini aktardı.</p> <p>Avrupa&#39;da yaşananları anlatan G&uuml;l, kadınların baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; ile kamuda &ccedil;alışmaları veya &ouml;ğrenim g&ouml;rmeleri konusunda katı, sert uygulamaların arttığını, M&uuml;sl&uuml;manların ibadet etmek i&ccedil;in inşa edilen yerlerden yararlanmalarının engellendiğini belirtti. Bazı politikacıların kullandığı ırk&ccedil;ı, saldırgan, ayrıştırıcı ve &ouml;nyargılı dilin se&ccedil;menlerini M&uuml;sl&uuml;manlara karşı ter&ouml;rize ettiğini s&ouml;yleyen G&uuml;l, Avrupa&#39;daki bu sorunun, temel parolası &quot;farklılık i&ccedil;inde birlik&quot; olan Avrupa Birliği i&ccedil;in izahı zor bir &ccedil;elişki ortaya &ccedil;ıkardığına dikkati &ccedil;ekti. Bakan G&uuml;l, İslam karşıtlığının g&uuml;&ccedil; kazanmasının, bazı ter&ouml;r saldırıları ve eylemleri i&ccedil;in de kullanışlı bir bahane olduğuna işaret etti. Yaşananlara sessiz kalmanın, Avrupa ve d&uuml;nya m&uuml;ktesebatını, evrensel hukuk değerlerini t&uuml;ketmek anlamına geldiğini ifade eden G&uuml;l, Avrupa&#39;nın samimiyet testinde k&ouml;t&uuml; bir sınav verdiğini s&ouml;yledi.</p> <h3>&quot;Yaygınlaşması endişe vericidir&quot;</h3> <p>Adalet Bakanı Abdulhamit G&uuml;l, konuşmasını ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;İslamofobi&#39;nin, Batı d&uuml;nyasında adeta veba gibi toplumlara sirayet etmesi ve u&ccedil; noktaların yanında toplumsal merkezde de yaygınlaşması endişe vericidir. Demokratik bir toplumda nefret su&ccedil;una asla yer yoktur, asla kabul edilemez. Avrupa&#39;da M&uuml;sl&uuml;man karşıtı, T&uuml;rk karşıtı, g&ouml;&ccedil;men, yabancı karşıtı bir ırk&ccedil;ılık ve ter&ouml;r hareketi olduğu ger&ccedil;eği adeta g&ouml;zden ka&ccedil;ırılmak isteniyor. Bir yerde insan hakkı ihlali varsa onun Hristiyan, M&uuml;sl&uuml;man, Yahudi ya da başka inancın mensubuna yapılması, mağdurun şu ırktan, bu renkten olması, g&ouml;&ccedil;men k&ouml;kenli olması yapılanın su&ccedil; oluşturmadığı anlamına gelmez. Bug&uuml;n Avrupa&#39;da aşırıcı &ouml;rg&uuml;tlerin toplantılarında değil, bildiğiniz siyasi partilerin toplantılarında, &ouml;nemli gazetelerin k&ouml;şe yazarlarında da İslamofobik s&ouml;ylemlere rastlayabilmekteyiz. Daha da vahimi, bu s&ouml;ylemlerin kamuoyunda karşılık da buluyor olmasıdır.&quot;</p> <p>Irk&ccedil;ı partilerin, marjinal hareketlerin oy kazanmaya devam ettiğini, demokrasiyi ve &ccedil;oğulculuğu savunan partilerin de oy kaybettiğini aktaran G&uuml;l, sağduyulu politikacıların, medya mensuplarının sesinin kısıldığını, azaldığını ifade etti. Yaşanan saldırılara &quot;ter&ouml;r su&ccedil;u&quot; denilmesinde &ccedil;ekingen davranıldığını dile getiren G&uuml;l, Batı&#39;nın, bir M&uuml;sl&uuml;man g&ouml;&ccedil;menin, bir m&uuml;ltecinin işlediği su&ccedil;a ise ter&ouml;r etiketini yapıştırmakta teredd&uuml;t etmediğini dile getirdi. Bakan G&uuml;l, insan hakları konusunun, t&uuml;m siyasi bagajlardan, ideolojilerden arındırılarak ele alınması gerektiğini, M&uuml;sl&uuml;manları hedef alan saldırıların &quot;birtakım aşırıcıların eylemi&quot; denilerek ge&ccedil;iştirilmesinin kabul edilmeyeceğini belirtti.</p> <h3>&quot;TRT World, AA gibi medya kuruluşlarının &ouml;nemi ortaya &ccedil;ıktı&quot;</h3> <p>&quot;Bazı basın yayın kuruluşlarının inan&ccedil; gruplarına, yabancılara, yerine g&ouml;re T&uuml;rklere karşı yapılan ter&ouml;re rağmen, &#39;mağdurları ter&ouml;rist gibi g&ouml;sterme&#39; gayreti kabul edilemez.&quot; diyen Bakan G&uuml;l, yaşananların TRT World, Anadolu Ajansı (AA) gibi yabancı dillerde yayınlar yapan, sahadan anlık gelişmeleri aktaran medya kuruluşlarının &ouml;nemini ortaya &ccedil;ıkardığını s&ouml;yledi. Adalet Bakanı G&uuml;l, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;Ge&ccedil;mişte baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; kardeşlerimizin yaşamış olduğu sorunlar, eğitim hayatına, hakkına y&ouml;nelik kısıtlamalar, ibadet &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;ne y&ouml;nelik m&uuml;dahaleler, inan&ccedil;lı kişilere y&ouml;nelik ayrımcı s&ouml;ylemler, farklı d&uuml;ş&uuml;nce ve inanıştan dolayı insanların &ouml;tekileştirilmesi, dinini yaşamak isteyenlere karşı g&uuml;venlik&ccedil;i politikayla, baskı ve haksızlık yapılması gibi &ouml;rnekler hala zihnimizde tazeliğini korumaktadır. Hamdolsun o g&uuml;nler eski T&uuml;rkiye&#39;de, geride kalmış durumdadır. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde bu konudaki, insan hakkını ihlal eden t&uuml;m uygulamalara son verilmiştir, bu konuda adımlar atmaya da devam etmekteyiz.&quot;</p> <p>Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan&#39;ın a&ccedil;ıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında yapılacaklara da değinen Bakan G&uuml;l, medya &ccedil;alışanlarına y&ouml;nelik eğitim ve el kitap&ccedil;ıkları hazırlanacağını, b&ouml;ylece nefret s&ouml;ylemi ve ayrımcılıkla ilgili farkındalığı artırıcı &ccedil;alışmalar ger&ccedil;ekleştirileceğini bildirdi.</p> <p>Dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi d&uuml;ş&uuml;nce, felsefi inan&ccedil;, mezhep ve benzeri nedenlerle yapılan nefret s&ouml;ylemi ve ayrımcılıkla etkili şekilde m&uuml;cadele edileceğini anlatan G&uuml;l, İslam ve yabancı d&uuml;şmanlığı, g&ouml;&ccedil;men karşıtlığı, nefret su&ccedil;u kapsamında, ulusal ve uluslararası d&uuml;zeydeki gelişmelerin yakından takip edileceğini ve bu konuda raporlar hazırlanacağını aktardı. Adalet Bakanı G&uuml;l, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Ayrımcılık ve nefret su&ccedil;larına ilişkin T&uuml;rk Ceza Kanunu&#39;nda yeni bir d&uuml;zenleme yapacağız ve bu su&ccedil;larla etkili bir şekilde m&uuml;cadele etmek amacıyla soruşturma kılavuzları oluşturacağız. Mağdurlara psikososyal ve hukuki destek vereceğiz. Bu su&ccedil;lara ilişkin istatistiklerin sağlıklı veriye kavuşması, bu su&ccedil;larla m&uuml;cadele anlamında, kolluk ve savcılara eğitim vereceğiz. Nefret su&ccedil;uyla m&uuml;cadele, kolektif bir şuur oluşturularak yapılabilir. Bu konuda da denetleme, &ouml;nleme ve yargılama yetkisine sahip bir uluslararası mekanizmanın elzem olduğuna inanıyorum. Aksi takdirde s&uuml;sl&uuml; c&uuml;mleler s&ouml;ylenir, temenniden &ouml;teye ge&ccedil;mez. Yaptırımı olan, denetleyen, m&uuml;eyyidesi olan bir uluslararası mekanizmanın kurulması, t&uuml;m d&uuml;nyada nefret su&ccedil;larına karşı en etkili yol olacaktır.&quot;</p>
Adalet Bakanı Gül, "Ayrımcılık ve nefret suçlarına ilişkin Türk Ceza Kanunu'nda yeni bir düzenleme yapacağız ve bu suçlarla etkili bir şekilde mücadele etmek amacıyla soruşturma kılavuzları oluşturacağız" açıklamasında bulundu.
<p><span style="font-family:gothamnarrow-bold">Adalet Bakanı Abdulhamit G&uuml;l</span>,&nbsp;<span style="font-family:gothamnarrow-bold">ayrımcılık&nbsp;</span>ve&nbsp;<span style="font-family:gothamnarrow-bold">nefret su&ccedil;ları</span>na ilişkin&nbsp;<span style="font-family:gothamnarrow-bold">T&uuml;rk Ceza Kanunu</span>&#39;nda yeni bir d&uuml;zenleme yapılacağını, bu su&ccedil;larla etkili m&uuml;cadele amacıyla soruşturma kılavuzları oluşturulacağını bildirdi.</p> <p>G&uuml;l, ATO Congresium&#39;da d&uuml;zenlenen 1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu&#39;nun ikinci g&uuml;n oturumunun a&ccedil;ılışında, İslamofobi&#39;nin temelde bir insan hakları sorunu olarak değerlendirilmesi gerektiğini s&ouml;yledi.</p> <p>İslamofobi&#39;nin, M&uuml;sl&uuml;manlara d&uuml;şmanlık ve nefret s&ouml;yleminin, ırk&ccedil;ılık ve yabancı d&uuml;şmanlığının &ccedil;ağdaş yansıması haline geldiğini ifade eden G&uuml;l, bu meselenin hukuk temelinde ele alınması ve yanıt verilmesi gereken bir konu olduğunu vurguladı.</p> <p>G&uuml;l, İslamofobi&#39;nin, İslam ve M&uuml;sl&uuml;man karşıtlığı olarak a&ccedil;ıklanabileceğini belirtti. İslam ve M&uuml;sl&uuml;man d&uuml;şmanlığının &ouml;zellikle Avrupa coğrafyasında giderek yaygınlaştığına işaret eden G&uuml;l, bir&ccedil;ok &uuml;lkede M&uuml;sl&uuml;manların, kimliklerinden dolayı ayrımcılığa, şiddete, zulme maruz kaldığını aktardı.</p> <p>Hazreti Muhammed&#39;in karikat&uuml;rlerinin yayınlandığını, Kur&#39;an-ı Kerim&#39;in yakıldığını, İslam dinini aşağılayan filmler &ccedil;ekildiğini hatırlatan G&uuml;l, Birleşmiş Milletler Raporlarına da yansıyan Myanmar&#39;da ve Filistin&#39;de yaşanan zul&uuml;mlerin, insanlık su&ccedil;larının, hafızalarda yer aldığını dile getirdi.</p> <p>Bakan G&uuml;l, 11 Eyl&uuml;l saldırılarının ardından b&uuml;y&uuml;k oranda artış g&ouml;steren İslamofobi&#39;nin, Batı&#39;da sosyal hayatı &ouml;nemli oranda etkilediğini, etkilemeye devam ettiğini anlattı. İslam&#39;a ve M&uuml;sl&uuml;manlara karşı duyulan temelsiz korku ve hoşg&ouml;r&uuml;s&uuml;zl&uuml;ğ&uuml;n, &ouml;zellikle son yıllarda hızla yaygınlaşarak uluslararası barışa zarar verecek boyuta geldiğinin altını &ccedil;izen G&uuml;l, uluslararası kamuoyunun ve Birleşmiş Milletler başta olmak &uuml;zere uluslararası mekanizmaların aktif bir şekilde harekete ge&ccedil;mesi gerektiğini kaydetti.</p> <h3>&quot;Şiddetin ve ter&ouml;r&uuml;n dini olmaz&quot;</h3> <p>Abdulhamit G&uuml;l, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;İslam barış dinidir. Bir ter&ouml;r hareketini, adında barış ge&ccedil;en bir dinle ilişkilendirmek, o dinle birlikte anmak, sadece o dinin samimi takip&ccedil;ilerini incitmekle kalmaz. B&ouml;yle bir kavramsallaştırma, ter&ouml;r&uuml; meşrulaştırma tehlikesini de i&ccedil;inde barındırır. B&ouml;yle bir kavramsal &ccedil;er&ccedil;eve, ter&ouml;r&uuml;n bir dinle anılması yanlışını da birlikte getirir. Bir Hristiyan, Yahudi ya da başka dinin mensubu ter&ouml;r ve şiddet uyguladığında &#39;Hristiyan ter&ouml;r&uuml;&#39;, &#39;Yahudi ter&ouml;r&uuml;&#39; denilemez, denilmedi de zaten. Aynı şekilde herhangi bir şiddet olayına karışmış M&uuml;sl&uuml;man i&ccedil;in de &#39;M&uuml;sl&uuml;man ter&ouml;r&uuml;&#39;, &#39;İslami ter&ouml;r&#39; asla ve asla denemez. Ter&ouml;r insanlık su&ccedil;udur. Şiddetin ve ter&ouml;r&uuml;n dini olmaz.&quot;</p> <p>İslamofobi&#39;nin, demokratik temsilden kişilerin giyim kuşamlarına, sosyal hayattan eğitim kurumlarına, siyasetten medyaya, ibadethanelerden sivil topluma kadar bir&ccedil;ok alanda kendini hissettirdiğini vurgulayan G&uuml;l, insanların giyimlerinden, kişisel g&ouml;r&uuml;n&uuml;şlerinden dolayı ter&ouml;rist olmakla su&ccedil;lanabildiğini, şiddete ve saldırıya maruz kalabildiğini aktardı.</p> <p>Avrupa&#39;da yaşananları anlatan G&uuml;l, kadınların baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; ile kamuda &ccedil;alışmaları veya &ouml;ğrenim g&ouml;rmeleri konusunda katı, sert uygulamaların arttığını, M&uuml;sl&uuml;manların ibadet etmek i&ccedil;in inşa edilen yerlerden yararlanmalarının engellendiğini belirtti. Bazı politikacıların kullandığı ırk&ccedil;ı, saldırgan, ayrıştırıcı ve &ouml;nyargılı dilin se&ccedil;menlerini M&uuml;sl&uuml;manlara karşı ter&ouml;rize ettiğini s&ouml;yleyen G&uuml;l, Avrupa&#39;daki bu sorunun, temel parolası &quot;farklılık i&ccedil;inde birlik&quot; olan Avrupa Birliği i&ccedil;in izahı zor bir &ccedil;elişki ortaya &ccedil;ıkardığına dikkati &ccedil;ekti. Bakan G&uuml;l, İslam karşıtlığının g&uuml;&ccedil; kazanmasının, bazı ter&ouml;r saldırıları ve eylemleri i&ccedil;in de kullanışlı bir bahane olduğuna işaret etti. Yaşananlara sessiz kalmanın, Avrupa ve d&uuml;nya m&uuml;ktesebatını, evrensel hukuk değerlerini t&uuml;ketmek anlamına geldiğini ifade eden G&uuml;l, Avrupa&#39;nın samimiyet testinde k&ouml;t&uuml; bir sınav verdiğini s&ouml;yledi.</p> <h3>&quot;Yaygınlaşması endişe vericidir&quot;</h3> <p>Adalet Bakanı Abdulhamit G&uuml;l, konuşmasını ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;İslamofobi&#39;nin, Batı d&uuml;nyasında adeta veba gibi toplumlara sirayet etmesi ve u&ccedil; noktaların yanında toplumsal merkezde de yaygınlaşması endişe vericidir. Demokratik bir toplumda nefret su&ccedil;una asla yer yoktur, asla kabul edilemez. Avrupa&#39;da M&uuml;sl&uuml;man karşıtı, T&uuml;rk karşıtı, g&ouml;&ccedil;men, yabancı karşıtı bir ırk&ccedil;ılık ve ter&ouml;r hareketi olduğu ger&ccedil;eği adeta g&ouml;zden ka&ccedil;ırılmak isteniyor. Bir yerde insan hakkı ihlali varsa onun Hristiyan, M&uuml;sl&uuml;man, Yahudi ya da başka inancın mensubuna yapılması, mağdurun şu ırktan, bu renkten olması, g&ouml;&ccedil;men k&ouml;kenli olması yapılanın su&ccedil; oluşturmadığı anlamına gelmez. Bug&uuml;n Avrupa&#39;da aşırıcı &ouml;rg&uuml;tlerin toplantılarında değil, bildiğiniz siyasi partilerin toplantılarında, &ouml;nemli gazetelerin k&ouml;şe yazarlarında da İslamofobik s&ouml;ylemlere rastlayabilmekteyiz. Daha da vahimi, bu s&ouml;ylemlerin kamuoyunda karşılık da buluyor olmasıdır.&quot;</p> <p>Irk&ccedil;ı partilerin, marjinal hareketlerin oy kazanmaya devam ettiğini, demokrasiyi ve &ccedil;oğulculuğu savunan partilerin de oy kaybettiğini aktaran G&uuml;l, sağduyulu politikacıların, medya mensuplarının sesinin kısıldığını, azaldığını ifade etti. Yaşanan saldırılara &quot;ter&ouml;r su&ccedil;u&quot; denilmesinde &ccedil;ekingen davranıldığını dile getiren G&uuml;l, Batı&#39;nın, bir M&uuml;sl&uuml;man g&ouml;&ccedil;menin, bir m&uuml;ltecinin işlediği su&ccedil;a ise ter&ouml;r etiketini yapıştırmakta teredd&uuml;t etmediğini dile getirdi. Bakan G&uuml;l, insan hakları konusunun, t&uuml;m siyasi bagajlardan, ideolojilerden arındırılarak ele alınması gerektiğini, M&uuml;sl&uuml;manları hedef alan saldırıların &quot;birtakım aşırıcıların eylemi&quot; denilerek ge&ccedil;iştirilmesinin kabul edilmeyeceğini belirtti.</p> <h3>&quot;TRT World, AA gibi medya kuruluşlarının &ouml;nemi ortaya &ccedil;ıktı&quot;</h3> <p>&quot;Bazı basın yayın kuruluşlarının inan&ccedil; gruplarına, yabancılara, yerine g&ouml;re T&uuml;rklere karşı yapılan ter&ouml;re rağmen, &#39;mağdurları ter&ouml;rist gibi g&ouml;sterme&#39; gayreti kabul edilemez.&quot; diyen Bakan G&uuml;l, yaşananların TRT World, Anadolu Ajansı (AA) gibi yabancı dillerde yayınlar yapan, sahadan anlık gelişmeleri aktaran medya kuruluşlarının &ouml;nemini ortaya &ccedil;ıkardığını s&ouml;yledi. Adalet Bakanı G&uuml;l, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;Ge&ccedil;mişte baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; kardeşlerimizin yaşamış olduğu sorunlar, eğitim hayatına, hakkına y&ouml;nelik kısıtlamalar, ibadet &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;ne y&ouml;nelik m&uuml;dahaleler, inan&ccedil;lı kişilere y&ouml;nelik ayrımcı s&ouml;ylemler, farklı d&uuml;ş&uuml;nce ve inanıştan dolayı insanların &ouml;tekileştirilmesi, dinini yaşamak isteyenlere karşı g&uuml;venlik&ccedil;i politikayla, baskı ve haksızlık yapılması gibi &ouml;rnekler hala zihnimizde tazeliğini korumaktadır. Hamdolsun o g&uuml;nler eski T&uuml;rkiye&#39;de, geride kalmış durumdadır. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde bu konudaki, insan hakkını ihlal eden t&uuml;m uygulamalara son verilmiştir, bu konuda adımlar atmaya da devam etmekteyiz.&quot;</p> <p>Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan&#39;ın a&ccedil;ıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında yapılacaklara da değinen Bakan G&uuml;l, medya &ccedil;alışanlarına y&ouml;nelik eğitim ve el kitap&ccedil;ıkları hazırlanacağını, b&ouml;ylece nefret s&ouml;ylemi ve ayrımcılıkla ilgili farkındalığı artırıcı &ccedil;alışmalar ger&ccedil;ekleştirileceğini bildirdi.</p> <p>Dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi d&uuml;ş&uuml;nce, felsefi inan&ccedil;, mezhep ve benzeri nedenlerle yapılan nefret s&ouml;ylemi ve ayrımcılıkla etkili şekilde m&uuml;cadele edileceğini anlatan G&uuml;l, İslam ve yabancı d&uuml;şmanlığı, g&ouml;&ccedil;men karşıtlığı, nefret su&ccedil;u kapsamında, ulusal ve uluslararası d&uuml;zeydeki gelişmelerin yakından takip edileceğini ve bu konuda raporlar hazırlanacağını aktardı. Adalet Bakanı G&uuml;l, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Ayrımcılık ve nefret su&ccedil;larına ilişkin T&uuml;rk Ceza Kanunu&#39;nda yeni bir d&uuml;zenleme yapacağız ve bu su&ccedil;larla etkili bir şekilde m&uuml;cadele etmek amacıyla soruşturma kılavuzları oluşturacağız. Mağdurlara psikososyal ve hukuki destek vereceğiz. Bu su&ccedil;lara ilişkin istatistiklerin sağlıklı veriye kavuşması, bu su&ccedil;larla m&uuml;cadele anlamında, kolluk ve savcılara eğitim vereceğiz. Nefret su&ccedil;uyla m&uuml;cadele, kolektif bir şuur oluşturularak yapılabilir. Bu konuda da denetleme, &ouml;nleme ve yargılama yetkisine sahip bir uluslararası mekanizmanın elzem olduğuna inanıyorum. Aksi takdirde s&uuml;sl&uuml; c&uuml;mleler s&ouml;ylenir, temenniden &ouml;teye ge&ccedil;mez. Yaptırımı olan, denetleyen, m&uuml;eyyidesi olan bir uluslararası mekanizmanın kurulması, t&uuml;m d&uuml;nyada nefret su&ccedil;larına karşı en etkili yol olacaktır.&quot;</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.