Türkiye Âile Birliği'nden çocukları hedef alan Lanzarote Sözleşmesine tepki

GÜNDEM 18.07.2021 - 22:18, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Türkiye Âile Birliği'nden çocukları hedef alan Lanzarote Sözleşmesine tepki

Türkiye Âile Birliği'nden çocukları hedef alan Lanzarote Sözleşmesine tepki
Türkiye Âile Birliği'nden çocukları hedef alan Lanzarote Sözleşmesine tepki Çocuk haklarını koruma iddiasıyla hazırlanan ve 10 yıl önce bugün 18 Temmuz 2011'de bakanlar kurulunun onayladığı Lanzarote Sözleşmesinin, bu iddiadan uzak olduğuna dikkat çeken Türkiye Aile Meclisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Ebubekir Esad Baş, asıl amacın çocukların moda sektörüne kurban edilmesi olduğunu söyledi. Aile Meclisinden çocukları hedef alan Lanzarote Sözleşmesine tepki AB Konseyi Üye Devletleri öncülüğünde 25 Ekim 2007 yılında imzalanan "Lanzorate Sözleşmesi" raporunun özeti kamuoyu ile paylaşıldı. Türkiye Aile Birliği Genel Başkan Yardımcısı Av. Ebubekir Esad Baş tarafından hazırlanan rapor özetinde, söz konusu sözleşmenin her ne kadar çocuk haklarını korumak gayesiyle imzalanmış olsa da asıl gayenin çocukların moda sektörüne kurban edilmeleri olduğunu ifade edildi. SÖZLEŞME, ABDULLAH GÜL DÖNEMİNDE YÜRÜRLÜĞE GİRDİ "Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması" başlığını taşıyan ve Uluslararası bir sözleşme niteliğinde olan Lanzarote Sözleşmesi' nin 25 Ekim 2007 yılında İspanya’nın müstemlekesi olan ‘Lanzarote Adası’nda Avrupa Konseyi öncülüğünde AB Konseyi Üye Devletleri Almanya, İtalya, Belçika, İngiltere, Fransa ile Türkiye, ABD, Japonya, Tunus, Rusya arasında imzalandığını hatırlatan Baş, "Türkiye’de sözleşme 6084 sayılı kanun ile onaylanmış ve 25 Ekim 2010 tarihinde kanunlaşmıştır. Dolayısıyla dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan Lanzarote Sözleşmesi 10 Eylül 2011 tarihinde 28050 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir." dedi. Baş, sözleşmenin sözde amaçları her ne kadar çocukların cinsel sömürü ve istismara uğramasını engellemek ve bu konuda ulusal-uluslararası işbirliği gerçekleştirmek olduğu ifade edilse de asıl hedefinin çocuklar için cinsel rıza yaşını düşürerek her türlü cinsel aktiviteye ortam hazırlanması ve çocukların küresel moda endüstrisine kurban edilmesi olduğunu söyledi. SÖZLEŞME, TARAFLAR ARASINDAKİ RIZAYA DAYALI CİNSEL İSTİSMARA AÇIK Uluslararası hukukun dünya çocuklarını cinsel sömürü ve istismara daha küçük yaşlarda iken nasıl açık ve müsait hale getirdiği, çocukların küresel moda endüstrisinin sömürü aracı olması için bazı uluslararası metinlerin birliğiyle kaleme alındığını belirten Baş, şunları kaydetti. “En önemlisi de çocukların her türlü cinsel istismara, sömürü ve suiistimale karşı korunmasına yönelik kavramları, maddeleri ve amaçları sıralayan bu sözleşmenin, derinlerde gizlenen ve istisnai tutulan hükümleri ile nasıl paçavra haline dönüşmesidir. Gençliğimiz ve gelecek nesillerimiz açısından hayati önemi haiz bir konuda Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak imzalanan böyle bir sözleşmenin nasıl dakikalar içerisinde TBMM tarafından kabul edildi? Tehlikenin cinsel rıza yaşına ulaşmış iki çocuk arasında ve karşılıklı rızaya dayalı olarak cinsel aktivite, cinsel ilişki, pornografik performans üretimi, tedariki, temini, bulundurulması, saklanması, bilgi ve iletişim teknolojileri yöntemi ile pornografik sitelere serbest erişim konularında yaptırım öngörülmedi. Saklı tutulabilecek bir hakkın tanındığı, serbestiyet sağlandığı ve nasıl uluslararası bir metin ile güvence altına alındı. Cinsel rıza yaşına ulaşmış iki çocuğun pornografik performansına, çocuk pornosu üretimine, yetişkin bir bireyin, rızaya dayalı olarak ve sömürü amacı dışında herhangi bir saik ile söz konusu ilişkiye nasıl dâhil olabildi? Sözleşmenin, bilgi ve iletişim teknolojileri yolu ile çocuk pornografisine erişim noktasında taraf devletlere nasıl karışmadığı, taraf devletlerin bu konuda haklarını nasıl saklı tutabilecekleri, bilhassa bu hususa dikkat çekilerek devletlere nasıl imtiyaz tanındı. Sözleşmenin, ayrımcılığı işleyen ilgili maddesinde çocuklar hakkında cinsel eğilim hakkının meşruiyetinin sağlandı. LANZAROTE FİTNESİ sözleşmesi 10. YİLDONUMU On yıl önce bugün 18 Temmuz 2011'debLanzarotte’nin Bakanlar kurulunca kabulünün yıldönümü olması. Bugün de İstanbul sözleşmesi ve bu sözleşme, AK Partinin başının belası olmuştur. 10 Eylül 2011 tarihinde yine bir Cumartesi günü 2850 saylı Resmi gazetede Lanzarotte sözleşmesi ile ilgili “2011-2060” sayılı Bakanlar kurulu kararı yayınlandı. Karar şöyle: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti adına 25/10/2007 tarihinde Lanzarote’de imzalanan ve 25/11/2010 tarihli ve 6084 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli “Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi”nin onaylanması; Dışişleri Bakanlığının teklifi üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18/7/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. İmza: Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı, R.T. Erdoğan Başbakan. Diğer imzacılar: B. Arınç, A.Babacan, B. Atalay, B. Bozdağ, S.Ergin, F. Şahin, E. Bağış, N. Ergun, F.Çelik, E. Bayraktar, T.Yıldız, M.Z.Çağlayan, S.Kılıç., M.M.Eker, H. Yazıcı, İ.N.Şahin,, C. Yılmaz, E.Günay, M Şimşek, Ö.Dinçer, İ.Yılmaz,, V. Eroğlu, R.Akdağ, B.Yıldırım. Herkesin, hepimizin yaptığı işlerin, söylediği sözlerin ve yapması söylemesi gerekirken yapmadığı işlerin, söylemediği sözlerin hesabının verileceği bir gün var! Ve insanların sebeb oldukları işlerin hesabının sorulduğu bir gün var! Allah (cc) herşeyi hakkı ile gören, duyan, bilen ve hüküm sahibi olandır. Ki O, aklımızdan, kalbimizden geçenleri de bilmektedir! Avukat Ebubekir Esad Baş Türkiye Âile Birliği ve Türkiye Aile Meclisi Genel Başkan Yardımcısı
Türkiye Âile Birliği'nden çocukları hedef alan Lanzarote Sözleşmesine tepki
Türkiye Âile Birliği'nden çocukları hedef alan Lanzarote Sözleşmesine tepki Çocuk haklarını koruma iddiasıyla hazırlanan ve 10 yıl önce bugün 18 Temmuz 2011'de bakanlar kurulunun onayladığı Lanzarote Sözleşmesinin, bu iddiadan uzak olduğuna dikkat çeken Türkiye Aile Meclisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Ebubekir Esad Baş, asıl amacın çocukların moda sektörüne kurban edilmesi olduğunu söyledi. Aile Meclisinden çocukları hedef alan Lanzarote Sözleşmesine tepki AB Konseyi Üye Devletleri öncülüğünde 25 Ekim 2007 yılında imzalanan "Lanzorate Sözleşmesi" raporunun özeti kamuoyu ile paylaşıldı. Türkiye Aile Birliği Genel Başkan Yardımcısı Av. Ebubekir Esad Baş tarafından hazırlanan rapor özetinde, söz konusu sözleşmenin her ne kadar çocuk haklarını korumak gayesiyle imzalanmış olsa da asıl gayenin çocukların moda sektörüne kurban edilmeleri olduğunu ifade edildi. SÖZLEŞME, ABDULLAH GÜL DÖNEMİNDE YÜRÜRLÜĞE GİRDİ "Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması" başlığını taşıyan ve Uluslararası bir sözleşme niteliğinde olan Lanzarote Sözleşmesi' nin 25 Ekim 2007 yılında İspanya’nın müstemlekesi olan ‘Lanzarote Adası’nda Avrupa Konseyi öncülüğünde AB Konseyi Üye Devletleri Almanya, İtalya, Belçika, İngiltere, Fransa ile Türkiye, ABD, Japonya, Tunus, Rusya arasında imzalandığını hatırlatan Baş, "Türkiye’de sözleşme 6084 sayılı kanun ile onaylanmış ve 25 Ekim 2010 tarihinde kanunlaşmıştır. Dolayısıyla dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan Lanzarote Sözleşmesi 10 Eylül 2011 tarihinde 28050 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir." dedi. Baş, sözleşmenin sözde amaçları her ne kadar çocukların cinsel sömürü ve istismara uğramasını engellemek ve bu konuda ulusal-uluslararası işbirliği gerçekleştirmek olduğu ifade edilse de asıl hedefinin çocuklar için cinsel rıza yaşını düşürerek her türlü cinsel aktiviteye ortam hazırlanması ve çocukların küresel moda endüstrisine kurban edilmesi olduğunu söyledi. SÖZLEŞME, TARAFLAR ARASINDAKİ RIZAYA DAYALI CİNSEL İSTİSMARA AÇIK Uluslararası hukukun dünya çocuklarını cinsel sömürü ve istismara daha küçük yaşlarda iken nasıl açık ve müsait hale getirdiği, çocukların küresel moda endüstrisinin sömürü aracı olması için bazı uluslararası metinlerin birliğiyle kaleme alındığını belirten Baş, şunları kaydetti. “En önemlisi de çocukların her türlü cinsel istismara, sömürü ve suiistimale karşı korunmasına yönelik kavramları, maddeleri ve amaçları sıralayan bu sözleşmenin, derinlerde gizlenen ve istisnai tutulan hükümleri ile nasıl paçavra haline dönüşmesidir. Gençliğimiz ve gelecek nesillerimiz açısından hayati önemi haiz bir konuda Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak imzalanan böyle bir sözleşmenin nasıl dakikalar içerisinde TBMM tarafından kabul edildi? Tehlikenin cinsel rıza yaşına ulaşmış iki çocuk arasında ve karşılıklı rızaya dayalı olarak cinsel aktivite, cinsel ilişki, pornografik performans üretimi, tedariki, temini, bulundurulması, saklanması, bilgi ve iletişim teknolojileri yöntemi ile pornografik sitelere serbest erişim konularında yaptırım öngörülmedi. Saklı tutulabilecek bir hakkın tanındığı, serbestiyet sağlandığı ve nasıl uluslararası bir metin ile güvence altına alındı. Cinsel rıza yaşına ulaşmış iki çocuğun pornografik performansına, çocuk pornosu üretimine, yetişkin bir bireyin, rızaya dayalı olarak ve sömürü amacı dışında herhangi bir saik ile söz konusu ilişkiye nasıl dâhil olabildi? Sözleşmenin, bilgi ve iletişim teknolojileri yolu ile çocuk pornografisine erişim noktasında taraf devletlere nasıl karışmadığı, taraf devletlerin bu konuda haklarını nasıl saklı tutabilecekleri, bilhassa bu hususa dikkat çekilerek devletlere nasıl imtiyaz tanındı. Sözleşmenin, ayrımcılığı işleyen ilgili maddesinde çocuklar hakkında cinsel eğilim hakkının meşruiyetinin sağlandı. LANZAROTE FİTNESİ sözleşmesi 10. YİLDONUMU On yıl önce bugün 18 Temmuz 2011'debLanzarotte’nin Bakanlar kurulunca kabulünün yıldönümü olması. Bugün de İstanbul sözleşmesi ve bu sözleşme, AK Partinin başının belası olmuştur. 10 Eylül 2011 tarihinde yine bir Cumartesi günü 2850 saylı Resmi gazetede Lanzarotte sözleşmesi ile ilgili “2011-2060” sayılı Bakanlar kurulu kararı yayınlandı. Karar şöyle: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti adına 25/10/2007 tarihinde Lanzarote’de imzalanan ve 25/11/2010 tarihli ve 6084 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli “Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi”nin onaylanması; Dışişleri Bakanlığının teklifi üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18/7/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. İmza: Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı, R.T. Erdoğan Başbakan. Diğer imzacılar: B. Arınç, A.Babacan, B. Atalay, B. Bozdağ, S.Ergin, F. Şahin, E. Bağış, N. Ergun, F.Çelik, E. Bayraktar, T.Yıldız, M.Z.Çağlayan, S.Kılıç., M.M.Eker, H. Yazıcı, İ.N.Şahin,, C. Yılmaz, E.Günay, M Şimşek, Ö.Dinçer, İ.Yılmaz,, V. Eroğlu, R.Akdağ, B.Yıldırım. Herkesin, hepimizin yaptığı işlerin, söylediği sözlerin ve yapması söylemesi gerekirken yapmadığı işlerin, söylemediği sözlerin hesabının verileceği bir gün var! Ve insanların sebeb oldukları işlerin hesabının sorulduğu bir gün var! Allah (cc) herşeyi hakkı ile gören, duyan, bilen ve hüküm sahibi olandır. Ki O, aklımızdan, kalbimizden geçenleri de bilmektedir! Avukat Ebubekir Esad Baş Türkiye Âile Birliği ve Türkiye Aile Meclisi Genel Başkan Yardımcısı
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.