REKTÖR OĞURLU’NUN YEDİ AYI (2)
GÜNDEM
11.08.2023 - 16:57, Güncelleme:
11.08.2023 - 17:04
REKTÖR OĞURLU’NUN YEDİ AYI (2)
REKTÖR OĞURLU’NUN YEDİ AYI (2)
REKTÖR OĞURLU’NUN YEDİ AYI (2)
Evet…
Kaldığımız yerden devam edelim bakalım.
Baştan şunu söylemekte fayda var.
Amacım kırmak dökmek veyahut yalan, yanlış algı da yapmak değil..
Beni yakinen tanıyanlar yalana ve algıya itibar etmediğimi çok iyi bilir.
Elbette ki ben dahil hiç kimse Sayın Rektör OĞURLU’dan yedi ayda şapkadan tavşan çıkartmasını beklemiyoruz.
Amma velakin “Nasıl başlarsanız öyle bitirirsiniz” diye bir özlü sözümüz var.
“Görünen köy kılavuz istemez” diye de bir Atasözümüz.
Sayın Rektör göreve başladıktan sonra kendisi ile birkaç kez görüştük.
Gerçeği söylemek gerekirse söylemlerini, düşüncelerini ve yapmak istediklerini anlattığında heyecanlandık, çok beğendik bunu hem kendisine hem de kamuoyuna gösterdik.
Ancak ilerleyen zamanlarda söylem ve eylem arasında farklar olduğunu gördük.
Aynı zamanda ilerleyen süreçte ilk günlerdeki uzlaşmacı, paylaşımcı tavrının da değiştiğini üzüntü ile mülahaza ettik.
Sorulduğunda, bazen de sorulmadan birkaç hususta kendisine düşüncemizi ilettik.
Kendisi bu düşüncelerimize ne kadar itibar etti bilemeyiz ama söylediklerimizin doğru çıkacağını zamanla Sayın Rektör de görecektir.
Ne acı ki günümüz İnsanı güce ve makama tapmayı seviyor.
Bu sebeple makamda oturana, gücü olana yalakalık yapmayı seviyor.
Olmayanı olmuş gibi gösterip, yanlışları düzeltmek yerine doğru diyerek alkışlar olmuş.
Oysa Dost acı söyler.
Üzerine basa basa söylüyorum.
Ben Dostum ve Sayın Rektörün başarılı olmasını istiyorum.
İlk yazımda da belirttiğim gibi güçlü ve icracı bir yönetim kurulmadı.
Dolayısı ile Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli.
Biliyorum etrafındakiler kendilerini pazarlayıp, beni Sayın Rektöre kötülüyorlardır, onlara kızmıyorum onların fıtratları öyle.
Dün makam kapmak için arkamızda dolanıyorlardı şimdi arkamızdan konuşurlar…olsun. Yine kendilerinden önlerindeyim ya
Şimdi…benim bildiğim kadarı ile bir makam veya göreve talip olanlar öncelikle o kurumun fotoğrafını çeker, sorunlarını öğrenir sonrasında da kısa, orta ve uzun vadeli bir program hazırlar makama oturunca da o plana göre yürür.
Kısa vadede çokta şey yapılması beklenemez, öncelikle yapılabilecek şey iyi bir yönetim kurmaktır.
Yardımcılarınızdan tutun da en alttaki yöneticinize kadar değişime, dönüşüme ve gelişime açık bir kadro kurmanız gerekir.
Aksi halde başarılı olmanız beklenemez.
O açıdan baktığımızda bana göre (ilk yazımda değindiğim gibi) Sayın Rektör, Yardımcılarını Üniversitenin gereklerine uygun olarak seçmedi.
Bunu ilk yazımda açıklamaya gayret etmiştim.
Rektör Yardımcılarından sonra kendisi için en önemli yer olan Özel Kalemi dahi değiştirmedi yada değiştiremedi.
Özel kalem hala eski Rektörün çalıştığı yılların özel kalemi.
Özel kalem deyip geçmeyin orası ana karargahtır.
Sizi öyle alttan alttan işlerler ki farkında bile olmadan dümen sularına girersiniz.
Kimle görüşeceğinizden, kiminle ne kadar zaman geçireceğinize bile o karar verir.
Siz farkında olmadan altınızı bile oyabilir.
Onun için özel kalem önemlidir. Sayın Rektörün bu konuda tasarrufu olacağını duymuştuk ama henüz olmadı ama her geçen gün aleyhtedir.
Bir başka önemli makam Genel sekreterlik.
Bakıyoruz O da hala görevinde hem de eskisinden daha etkin.
Allah Allah….
Oysa bu Genel Sekreterin Rektör ataması sırasında eski Rektör lehine Ankara’da çalmadığı siyasi kapı olmadığını duymayan, bilmeyen var mı?
Bunu en iyi Rektör Yardımcıları bilir.
Eğer Sayın Rektör bilmiyorsa onlara sorabilir.
Hele bir Hukuk Müşaviri var ki evlere şenlik.
Sayın Rektör bu arkadaşı bilmiyorsa bilenlere sorabilir.
O da hala görevinde.
Ya şantaj, montaj işleri ile yerel basına konu olan, şu kayıp el yazması eserler ile gündeme gelen Kütüphanenin Daire Başkan vekiline ne demeli.
O da hala görevinde.
Daha kimlerrr kimler görevine devam ediyor.
Şimdi tek tek hangi birini sayayım.
Sürekli sosyal medya ve yerel basına düşen Hastanenin Başhekimi bile hala görevde.
Yanii sözün özü eski Rektör İlter KUŞ’un atadıkları halen aktif görevde.
Hatta ve hatta eski bir Rektör Yardımcısı halen bir Fakültenin Dekan vekili…
Şaka gibi değil mi?
Yedi ayda bunlar çözülmeliydi.
Eğer çözülmedi ise sıkıntı büyük demektir.
Herkes bilir ki aksamış sistemi değiştiremezseniz, bir süre sonra sistem sizi değiştirir.
Başarısız bir dönemde görev almış insanlarla çalışıp başarılı olmayı beklemek anlaşılır gibi değil.
Bugünlük de bu kadar.
Devam edecek.
Mesut BALYEMEZ
REKTÖR OĞURLU’NUN YEDİ AYI (2)
REKTÖR OĞURLU’NUN YEDİ AYI (2)
Evet…
Kaldığımız yerden devam edelim bakalım.
Baştan şunu söylemekte fayda var.
Amacım kırmak dökmek veyahut yalan, yanlış algı da yapmak değil..
Beni yakinen tanıyanlar yalana ve algıya itibar etmediğimi çok iyi bilir.
Elbette ki ben dahil hiç kimse Sayın Rektör OĞURLU’dan yedi ayda şapkadan tavşan çıkartmasını beklemiyoruz.
Amma velakin “Nasıl başlarsanız öyle bitirirsiniz” diye bir özlü sözümüz var.
“Görünen köy kılavuz istemez” diye de bir Atasözümüz.
Sayın Rektör göreve başladıktan sonra kendisi ile birkaç kez görüştük.
Gerçeği söylemek gerekirse söylemlerini, düşüncelerini ve yapmak istediklerini anlattığında heyecanlandık, çok beğendik bunu hem kendisine hem de kamuoyuna gösterdik.
Ancak ilerleyen zamanlarda söylem ve eylem arasında farklar olduğunu gördük.
Aynı zamanda ilerleyen süreçte ilk günlerdeki uzlaşmacı, paylaşımcı tavrının da değiştiğini üzüntü ile mülahaza ettik.
Sorulduğunda, bazen de sorulmadan birkaç hususta kendisine düşüncemizi ilettik.
Kendisi bu düşüncelerimize ne kadar itibar etti bilemeyiz ama söylediklerimizin doğru çıkacağını zamanla Sayın Rektör de görecektir.
Ne acı ki günümüz İnsanı güce ve makama tapmayı seviyor.
Bu sebeple makamda oturana, gücü olana yalakalık yapmayı seviyor.
Olmayanı olmuş gibi gösterip, yanlışları düzeltmek yerine doğru diyerek alkışlar olmuş.
Oysa Dost acı söyler.
Üzerine basa basa söylüyorum.
Ben Dostum ve Sayın Rektörün başarılı olmasını istiyorum.
İlk yazımda da belirttiğim gibi güçlü ve icracı bir yönetim kurulmadı.
Dolayısı ile Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli.
Biliyorum etrafındakiler kendilerini pazarlayıp, beni Sayın Rektöre kötülüyorlardır, onlara kızmıyorum onların fıtratları öyle.
Dün makam kapmak için arkamızda dolanıyorlardı şimdi arkamızdan konuşurlar…olsun. Yine kendilerinden önlerindeyim ya
Şimdi…benim bildiğim kadarı ile bir makam veya göreve talip olanlar öncelikle o kurumun fotoğrafını çeker, sorunlarını öğrenir sonrasında da kısa, orta ve uzun vadeli bir program hazırlar makama oturunca da o plana göre yürür.
Kısa vadede çokta şey yapılması beklenemez, öncelikle yapılabilecek şey iyi bir yönetim kurmaktır.
Yardımcılarınızdan tutun da en alttaki yöneticinize kadar değişime, dönüşüme ve gelişime açık bir kadro kurmanız gerekir.
Aksi halde başarılı olmanız beklenemez.
O açıdan baktığımızda bana göre (ilk yazımda değindiğim gibi) Sayın Rektör, Yardımcılarını Üniversitenin gereklerine uygun olarak seçmedi.
Bunu ilk yazımda açıklamaya gayret etmiştim.
Rektör Yardımcılarından sonra kendisi için en önemli yer olan Özel Kalemi dahi değiştirmedi yada değiştiremedi.
Özel kalem hala eski Rektörün çalıştığı yılların özel kalemi.
Özel kalem deyip geçmeyin orası ana karargahtır.
Sizi öyle alttan alttan işlerler ki farkında bile olmadan dümen sularına girersiniz.
Kimle görüşeceğinizden, kiminle ne kadar zaman geçireceğinize bile o karar verir.
Siz farkında olmadan altınızı bile oyabilir.
Onun için özel kalem önemlidir. Sayın Rektörün bu konuda tasarrufu olacağını duymuştuk ama henüz olmadı ama her geçen gün aleyhtedir.
Bir başka önemli makam Genel sekreterlik.
Bakıyoruz O da hala görevinde hem de eskisinden daha etkin.
Allah Allah….
Oysa bu Genel Sekreterin Rektör ataması sırasında eski Rektör lehine Ankara’da çalmadığı siyasi kapı olmadığını duymayan, bilmeyen var mı?
Bunu en iyi Rektör Yardımcıları bilir.
Eğer Sayın Rektör bilmiyorsa onlara sorabilir.
Hele bir Hukuk Müşaviri var ki evlere şenlik.
Sayın Rektör bu arkadaşı bilmiyorsa bilenlere sorabilir.
O da hala görevinde.
Ya şantaj, montaj işleri ile yerel basına konu olan, şu kayıp el yazması eserler ile gündeme gelen Kütüphanenin Daire Başkan vekiline ne demeli.
O da hala görevinde.
Daha kimlerrr kimler görevine devam ediyor.
Şimdi tek tek hangi birini sayayım.
Sürekli sosyal medya ve yerel basına düşen Hastanenin Başhekimi bile hala görevde.
Yanii sözün özü eski Rektör İlter KUŞ’un atadıkları halen aktif görevde.
Hatta ve hatta eski bir Rektör Yardımcısı halen bir Fakültenin Dekan vekili…
Şaka gibi değil mi?
Yedi ayda bunlar çözülmeliydi.
Eğer çözülmedi ise sıkıntı büyük demektir.
Herkes bilir ki aksamış sistemi değiştiremezseniz, bir süre sonra sistem sizi değiştirir.
Başarısız bir dönemde görev almış insanlarla çalışıp başarılı olmayı beklemek anlaşılır gibi değil.
Bugünlük de bu kadar.
Devam edecek.
Mesut BALYEMEZ
Balıkesir HABERİ
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.