Abdulkadir MENEK
Köşe Yazarı
Abdulkadir MENEK
 

BİR NUR SEVDALISI: MEHMET FIRINCI (II)

<p>&Uuml;stad Hazretleri, İstanbul&rsquo;a yaptığı son seyahatte Piyer Loti otelindeki bir odada kaldı. Burada talebeleri ile &ccedil;ok uzun s&uuml;ren sohbetlerde bulundu. Burada en &ccedil;ok &uuml;zerinde durduğu husus, Nur Talebelerinin hep m&uuml;spet hareket etmelerinin l&uuml;zumu ve asla menfi harekete izin olmadığı etrafında yoğunlaştı. Bu şekilde memlekette asayişin temin edilip muhafaza edileceği konusuna &ouml;zellikle tahşidat yapıldı.&nbsp;<br /> &Uuml;stad Hazretleri, bir gazetecinin balkona tırmanıp fotoğraflarını &ccedil;ekmesi &uuml;zerine &ccedil;ok rahatsız oldu ve İstanbul&rsquo;a son seyahatini yarıda keserek Ankara&rsquo;ya d&ouml;nmeye karar verdi.&nbsp; Bu İstanbul seyahatinin basın tarafından da &ccedil;ok abartılması &uuml;zerine CHP Genel Başkanı İsmet İn&ouml;n&uuml;, h&uuml;k&uuml;meti Bedi&uuml;zzaman&rsquo;a sahip &ccedil;ıkma iddiasıyla sert bir beyanatta bulundu. İstanbul Valisi Ethem Yetkiner, bu beyanat &uuml;zerine bir a&ccedil;ıklama yaparak Bedi&uuml;zzaman Hazretlerine sahip &ccedil;ıkmış ve &uuml;lkede seyahat h&uuml;rriyetinin bulunduğunu a&ccedil;ıklamıştı. 27 Mayıs ihtilalinden sonra Vali tutuklanarak Yassıada&rsquo;ya g&ouml;t&uuml;r&uuml;lm&uuml;ş ve bu beyanatın da hesabı sorulmuştu. Aynı zamanda bu beyanatla ilgili olarak Mehmet Fırıncı da İstanbul Emniyeti&rsquo;ne &ccedil;ağrılmış ve ifadesi alınmıştı.&nbsp;<br /> Mehmet Fırıncı, baskısı yapılan Şualar kitabının y&uuml;z n&uuml;shasını, 1960 yılının başlarında Emirdağ&rsquo;a, &Uuml;stad Hazretlerine teslim etmek &uuml;zere g&ouml;t&uuml;rm&uuml;ş ve bir gece burada kalarak son ziyaretini ger&ccedil;ekleştirmiş ve talebelere dağıtılmak &uuml;zere &Uuml;stad tarafından teslim edilen tayinatı da alarak İstanbul&rsquo;a d&ouml;nm&uuml;şt&uuml;.<br /> Mehmet Fırıncı Ağabey&rsquo;in hizmetleri, &Uuml;stad Hazretlerinin vefatından sonra da aynı şevk ve heyecan ile devam etti. Yurt i&ccedil;inde yapılan hizmetlere ve ziyaretlere aktif bir şekilde katılmaya devam etti. İstanbul&rsquo;da yapılan hizmetlerde ve &ouml;zellikle neşriyat hizmetlerinde hep &ouml;n saflarda mesaisinin b&uuml;y&uuml;k bir kısmını harcadı.<br /> Mehmet Fırıncı Ağabey&rsquo;in en bariz bir vasıflarından birisi &lsquo;&rsquo;Z&uuml;lcenaheyn&rsquo;&rsquo; olmasıdır. Medrese hizmetleri ile neşriyat hizmetlerini beraber g&ouml;t&uuml;rmeye &ccedil;alışmış ve her ikisine de gereken ehemmiyeti vermişti. Bu hizmetler i&ccedil;in Nurtaşı ve &Ccedil;ağaloğlu arasında adeta mekik dokumuş, hi&ccedil;bir hizmeti ihmal etmeden &lsquo;&rsquo;Talebe&rsquo;&rsquo; olmanın gereğini hakkıyla yerine getirmeye &ccedil;alışmıştı. Medrese hizmetlerinde derse gelenlerle &ccedil;ok yakından ilgilenmek, onlarla dersler yapmak,&nbsp; İstanbul dışından gelenlerin problemlerini hal etmek i&ccedil;in zaman ve mesai harcamak, doktorlara ve hastanelere g&ouml;t&uuml;rmek, esnaf ziyaretleri yapmaktan tutun, derse gelenlerin ayakkabılarını d&uuml;zeltmeye kadar, her hizmete &lsquo;&rsquo;tam tefani&rsquo;&rsquo;&nbsp; sırrıyla koşmanın gayreti i&ccedil;inde bulundu.&nbsp;<br /> Bedi&uuml;zzaman Hazretlerinin Nur Talebesinin vasıflarını sayarken kullandığı &quot;Talebeliğin hassası ve şartı şudur ki: S&ouml;zleri kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip &ccedil;ıksın ve en m&uuml;him vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilsin&rsquo;&rsquo; şeklindeki ifadelere hakkıyla mazhar olmuş kahramanların &ouml;nde gelenlerinden birisi idi. Medrese ve tebliğ hizmetini asla ihmal etmeden, Risale-i Nurları b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyaya neşretmek i&ccedil;in hayatının &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir kısmını aşk ve şevk i&ccedil;inde feda etmiştir. Bu &ccedil;ok &ouml;nemli vasfına, yakınında bulunan herkes şahittir.<br /> Risale-i Nur eserlerinin diğer d&uuml;nya dillerine, &ouml;zellikle İngilizce ve Arap&ccedil;a&rsquo;ya terc&uuml;me edilmesi i&ccedil;in &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k gayretlerde bulundu. Bu gayretlerin neticesi olarak b&uuml;t&uuml;n eserler bu dillere terc&uuml;me edilerek &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir boşluk doldurulmaya &ccedil;alışıldı. Daha &ouml;nceleri par&ccedil;a par&ccedil;a yapılan terc&uuml;meler, bu şekilde sistematik bir şekilde b&uuml;t&uuml;n K&uuml;lliyat&rsquo;ı i&ccedil;ine alacak şekilde genişleyerek tamamlandı.<br /> Muhterem İhsan Kasım&rsquo;ın, Risale-i Nurları Arap&ccedil;a&rsquo;ya terc&uuml;me etmesi konusunda Fırıncı Ağabey&rsquo;in &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k destek ve yardımlarının olduğu, konu ile alakalı herkesin malumudur. İhsan Kasım ile birlikte bu terc&uuml;meler yapılırken ve yapıldıktan sonra İslam &uuml;lkelerine &ccedil;ok sayıda gezi ger&ccedil;ekleştirmiş, Mısır, Hindistan, Endonezya gibi &uuml;lkelerde Risale-i Nur eserlerinin basılması i&ccedil;in yayınevlerinin kurulması noktasında &ouml;nc&uuml;l&uuml;k yapmışlardır. Yine Nur-The Ligth Dergisinin basılıp Avrupa &uuml;lkelerine dağıtılması konusunda da Osman Birge&rsquo;ye en b&uuml;y&uuml;k yardım ve desteği verenlerin başında Mehmet Fırıncı Ağabey gelmektedir.&nbsp;&nbsp;<br /> Bu terc&uuml;melerin yapılmasından sonra, diğer d&uuml;nya dillerine de bu eserler terc&uuml;me edilmeye başlandı. Bu terc&uuml;me faaliyetleri ellinin &uuml;zerinde d&uuml;nya dilini kapsayacak şekilde genişledi ve halen bu alanda yapılan &ccedil;alışmalar d&uuml;nyanın bir&ccedil;ok &uuml;lkesinde ve T&uuml;rkiye&rsquo;de b&uuml;y&uuml;k bir şevk ve heyecan ile devam ediyor.&nbsp;<br /> Yapılan terc&uuml;melerle ilgili olarak zaman zaman bir&ccedil;ok &uuml;z&uuml;c&uuml; eleştiriye de hedef oldu. Hatta eleştiri dozunu aşacak şekilde bu konuda Mehmet Fırıncı Ağabey&rsquo;e bazı saldırıların dahi yapıldığını b&uuml;y&uuml;k bir &uuml;z&uuml;nt&uuml; ile m&uuml;şahede ettik. Bu eleştiri ve saldırıların haksız ve yersiz olduğunu hemen ifade etmemiz gerekir. İhtiyacın &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k olduğu bir zamanda yapılan bu terc&uuml;meler &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k hizmetlere vesile oldu ve olmaya devam etmektedir. Bu eserler ile d&uuml;nyanın bir&ccedil;ok k&ouml;şesinde y&uuml;zbinlerce insan Risale-i Nurlar ile tanışmış ve bir&ccedil;oğu bu vesile ile imanını bu eserlerle kurtarmış, diğer insanların da imanının kurtulması i&ccedil;in hizmetlerde bulunmaya başlamıştır.<br /> Elbette hi&ccedil;bir eserin terc&uuml;mesi, tıpatıp aslı gibi olamaz. Bazı konularda eksikler bulunabilir. Terc&uuml;me eserler konusunda insaf dairesinde bazı eleştiriler de yapılabilir.&nbsp; Bu husus b&uuml;t&uuml;n terc&uuml;me eserler i&ccedil;in ge&ccedil;erlidir. Ayrıca, bu hususları g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne alarak yeni terc&uuml;meler yapmanın da &ouml;n&uuml;nde hi&ccedil;bir engel bulunmamaktadır. Bu terc&uuml;mesi yapılan eserleri beğenmeyenler, yeni ihtisas ekipleri oluşturarak &ccedil;ok daha g&uuml;zel terc&uuml;meler yapmak i&ccedil;in &ccedil;alışmalarını hızlandırabilirler. B&ouml;ylece yery&uuml;z&uuml;nde kendilerine ulaşılmayı bekleyen milyarlarca insana bu imani eserleri daha g&uuml;zel terc&uuml;melerle ulaştırmanın gayretini g&ouml;sterme faaliyetlerini şevk ve heyecan ile s&uuml;rd&uuml;rebilirler. Bu şekilde b&uuml;t&uuml;n zemin y&uuml;z&uuml; &ccedil;ok daha b&uuml;y&uuml;k ve semeredar bir İman Medresesine d&ouml;n&uuml;şebilir.&nbsp;&nbsp;<br /> Mehmet Fırıncı Ağabey&rsquo;in bir diğer &ccedil;ok &ouml;nemli ve cihanş&uuml;mul hizmeti de, başkanı bulunduğu İstanbul İlim ve K&uuml;lt&uuml;r Vakfı tarafından organize edilen ve b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyada &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k ses getiren ve hizmetlere vesile olan &lsquo;&rsquo;Uluslararası Risale-i Nur ve Said Nursi Panelleri, Konferansları ve Sempozyumları&rsquo;&rsquo; olmuştur. Bu toplantılar İİKV b&uuml;nyesinde hizmet eden ilim heyetleri tarafından organize edilerek d&uuml;nyanın bir&ccedil;ok &uuml;lkesinde ger&ccedil;ekleştirilmiş ve bu organizasyonlarda, binlerle ifade edilebilecek sayıda ilim adamları &ccedil;ok farklı &uuml;lkelerde &ccedil;eşitli bildiriler sunarak konuşmalar yapmışlardır.&nbsp;<br /> Bu organizasyonlar &ouml;zellikle İslam &uuml;lkelerinde &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k ve yoğun bir alaka ile karşılanmış ve Risale-i Nur K&uuml;lliyatı ile Bedi&uuml;zzaman Hazretlerinin, bu &uuml;lkelerde &uuml;niversitelerde g&ouml;rev yapan ilim adamları tarafından tanınmasına ve bunun neticesinde kendi &uuml;lkelerinde bunların tanıtılmasına b&uuml;y&uuml;k hizmetlerde bulunmalarına vesile olmuştur. Bunun neticesinde &ouml;zellikle İslam &uuml;lkelerinde &Uuml;stad Bedi&uuml;zzaman ve Risale-i Nur K&uuml;lliyatı hakkında bir&ccedil;ok eser yazılmış ve bunlar yayınlanarak insanların istifadesine sunulmuştur.<br /> Elbette yapılan bu toplantı ve &ccedil;alışmalar sadece İslam &Uuml;lkeleri ile sınırlı değildir. Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika&rsquo;da da bir&ccedil;ok &uuml;lkede ve farklı tarihlerde bu faaliyetler icra edilmiş ve &ccedil;ok sayıda farklı dinlere de mensup olan bir&ccedil;ok ilim adamının katılımı ile de yapılan bu toplantılarda, bu eser k&uuml;lliyatı ile m&uuml;ellifinin bu &ccedil;evreler tarafından da doğru bir şekilde ve ilmi bir zeminde tanınmasına ve tartışılmasına vesile olmuştur. Halen bu konuda yapılan &ccedil;alışmalar devam etmektedir.&nbsp;<br /> &Ouml;zellikle T&uuml;rkiye&rsquo;de yapılan ve Uluslararası katılımlı ve &ccedil;ok yoğun bir alakaya mazhar olan &lsquo;&rsquo;Uluslararası Bedi&uuml;zzaman Sempozyumlarına&rsquo;&rsquo; da bir paragraf a&ccedil;mak gerekir. Birincisi 1991 yılında d&uuml;zenlenen Uluslararası Bedi&uuml;zzaman Sempozyumları, yurt i&ccedil;i ve yurt dışından &ccedil;ok sayıda ilim adamı ve &acirc;lim tarafından b&uuml;y&uuml;k bir alaka ve heyecan ile takip edilmiş ve edilmeye devam edilmektedir.&nbsp; Kesintisiz olarak devam eden bu sempozyumların on birincisi 2017 yılında İstanbul&rsquo;da &lsquo;&rsquo;Kur&rsquo;an ve S&uuml;nnet Rehberliğinde Bir İman Hizmeti; M&uuml;sbet Hareket&rdquo; başlığı altında yapılmış ve 30 farklı &uuml;lkeden gelen y&uuml;zden fazla İlim Adamı tarafından hazırlanan tebliğlerle konu detaylı bir şekilde tartışılmıştır.&nbsp;<br /> İşte Mehmet Fırıncı Ağabey, yurt i&ccedil;inde ve yurt dışında yapılan bu organizasyonların &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir &ccedil;oğunluğuna, sağlığı ve zamanı elverdiği &ouml;l&ccedil;&uuml;de katılmış, yaptığı konuşma ve sohbetlerle yılların hizmet tecr&uuml;belerini ve hatıralarını katılımcılar ile paylaşmıştır. Hatta bu &ouml;nemli ve renkli organizasyonların en &ouml;nemli şahsiyetlerinden birisi olarak &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k muhabbete ve alakaya mazhar olmuştur. Ş&uuml;phesiz &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k ve hayırlı hizmetlere vesile olan bu organizasyonlar, &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki yıllarda da aynı coşku ve heyecan ile devam edecektir.<br /> Burada Risale Akademi&rsquo;nin yapmış olduğu sempozyum ve toplantılara da bir paragraf a&ccedil;mak gerekir. Risale Akademi&rsquo;nin &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir hizmeti olarak tarihe ge&ccedil;en, &ccedil;ok sayıda ilim adamı ve ilgili şahsiyetin katılarak b&uuml;y&uuml;k alaka g&ouml;sterdiği bu organizasyonlar, &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k hizmetlere ve tabuların yıkılmasına vesile olmuştur. Mehmet Fırıncı Ağabey, Risale Akademi&rsquo;nin &Uuml;niversiteler, Yerel Y&ouml;netimler ve Sivil Toplum Kuruluşları ile birlikte &uuml;lkemizin bir&ccedil;ok şehrinde d&uuml;zenlediği sempozyum, toplantı, konferans ve panellerin &ccedil;ok &ouml;nemli bir ekseriyetine, ilerlemiş yaşına ve sağlık problemlerine rağmen katılmak i&ccedil;in &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k gayret g&ouml;stermiş, konuşmalar yapmış ve katılımcılar i&ccedil;in adeta &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir şevk ve heyecan kaynağı olmuştur.<br /> (Devam edecek)</p> <p>Abdulkadir MENEK</p>
Ekleme Tarihi: 14 Kasım 2020 - Cumartesi

BİR NUR SEVDALISI: MEHMET FIRINCI (II)

<p>&Uuml;stad Hazretleri, İstanbul&rsquo;a yaptığı son seyahatte Piyer Loti otelindeki bir odada kaldı. Burada talebeleri ile &ccedil;ok uzun s&uuml;ren sohbetlerde bulundu. Burada en &ccedil;ok &uuml;zerinde durduğu husus, Nur Talebelerinin hep m&uuml;spet hareket etmelerinin l&uuml;zumu ve asla menfi harekete izin olmadığı etrafında yoğunlaştı. Bu şekilde memlekette asayişin temin edilip muhafaza edileceği konusuna &ouml;zellikle tahşidat yapıldı.&nbsp;<br /> &Uuml;stad Hazretleri, bir gazetecinin balkona tırmanıp fotoğraflarını &ccedil;ekmesi &uuml;zerine &ccedil;ok rahatsız oldu ve İstanbul&rsquo;a son seyahatini yarıda keserek Ankara&rsquo;ya d&ouml;nmeye karar verdi.&nbsp; Bu İstanbul seyahatinin basın tarafından da &ccedil;ok abartılması &uuml;zerine CHP Genel Başkanı İsmet İn&ouml;n&uuml;, h&uuml;k&uuml;meti Bedi&uuml;zzaman&rsquo;a sahip &ccedil;ıkma iddiasıyla sert bir beyanatta bulundu. İstanbul Valisi Ethem Yetkiner, bu beyanat &uuml;zerine bir a&ccedil;ıklama yaparak Bedi&uuml;zzaman Hazretlerine sahip &ccedil;ıkmış ve &uuml;lkede seyahat h&uuml;rriyetinin bulunduğunu a&ccedil;ıklamıştı. 27 Mayıs ihtilalinden sonra Vali tutuklanarak Yassıada&rsquo;ya g&ouml;t&uuml;r&uuml;lm&uuml;ş ve bu beyanatın da hesabı sorulmuştu. Aynı zamanda bu beyanatla ilgili olarak Mehmet Fırıncı da İstanbul Emniyeti&rsquo;ne &ccedil;ağrılmış ve ifadesi alınmıştı.&nbsp;<br /> Mehmet Fırıncı, baskısı yapılan Şualar kitabının y&uuml;z n&uuml;shasını, 1960 yılının başlarında Emirdağ&rsquo;a, &Uuml;stad Hazretlerine teslim etmek &uuml;zere g&ouml;t&uuml;rm&uuml;ş ve bir gece burada kalarak son ziyaretini ger&ccedil;ekleştirmiş ve talebelere dağıtılmak &uuml;zere &Uuml;stad tarafından teslim edilen tayinatı da alarak İstanbul&rsquo;a d&ouml;nm&uuml;şt&uuml;.<br /> Mehmet Fırıncı Ağabey&rsquo;in hizmetleri, &Uuml;stad Hazretlerinin vefatından sonra da aynı şevk ve heyecan ile devam etti. Yurt i&ccedil;inde yapılan hizmetlere ve ziyaretlere aktif bir şekilde katılmaya devam etti. İstanbul&rsquo;da yapılan hizmetlerde ve &ouml;zellikle neşriyat hizmetlerinde hep &ouml;n saflarda mesaisinin b&uuml;y&uuml;k bir kısmını harcadı.<br /> Mehmet Fırıncı Ağabey&rsquo;in en bariz bir vasıflarından birisi &lsquo;&rsquo;Z&uuml;lcenaheyn&rsquo;&rsquo; olmasıdır. Medrese hizmetleri ile neşriyat hizmetlerini beraber g&ouml;t&uuml;rmeye &ccedil;alışmış ve her ikisine de gereken ehemmiyeti vermişti. Bu hizmetler i&ccedil;in Nurtaşı ve &Ccedil;ağaloğlu arasında adeta mekik dokumuş, hi&ccedil;bir hizmeti ihmal etmeden &lsquo;&rsquo;Talebe&rsquo;&rsquo; olmanın gereğini hakkıyla yerine getirmeye &ccedil;alışmıştı. Medrese hizmetlerinde derse gelenlerle &ccedil;ok yakından ilgilenmek, onlarla dersler yapmak,&nbsp; İstanbul dışından gelenlerin problemlerini hal etmek i&ccedil;in zaman ve mesai harcamak, doktorlara ve hastanelere g&ouml;t&uuml;rmek, esnaf ziyaretleri yapmaktan tutun, derse gelenlerin ayakkabılarını d&uuml;zeltmeye kadar, her hizmete &lsquo;&rsquo;tam tefani&rsquo;&rsquo;&nbsp; sırrıyla koşmanın gayreti i&ccedil;inde bulundu.&nbsp;<br /> Bedi&uuml;zzaman Hazretlerinin Nur Talebesinin vasıflarını sayarken kullandığı &quot;Talebeliğin hassası ve şartı şudur ki: S&ouml;zleri kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip &ccedil;ıksın ve en m&uuml;him vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilsin&rsquo;&rsquo; şeklindeki ifadelere hakkıyla mazhar olmuş kahramanların &ouml;nde gelenlerinden birisi idi. Medrese ve tebliğ hizmetini asla ihmal etmeden, Risale-i Nurları b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyaya neşretmek i&ccedil;in hayatının &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir kısmını aşk ve şevk i&ccedil;inde feda etmiştir. Bu &ccedil;ok &ouml;nemli vasfına, yakınında bulunan herkes şahittir.<br /> Risale-i Nur eserlerinin diğer d&uuml;nya dillerine, &ouml;zellikle İngilizce ve Arap&ccedil;a&rsquo;ya terc&uuml;me edilmesi i&ccedil;in &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k gayretlerde bulundu. Bu gayretlerin neticesi olarak b&uuml;t&uuml;n eserler bu dillere terc&uuml;me edilerek &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir boşluk doldurulmaya &ccedil;alışıldı. Daha &ouml;nceleri par&ccedil;a par&ccedil;a yapılan terc&uuml;meler, bu şekilde sistematik bir şekilde b&uuml;t&uuml;n K&uuml;lliyat&rsquo;ı i&ccedil;ine alacak şekilde genişleyerek tamamlandı.<br /> Muhterem İhsan Kasım&rsquo;ın, Risale-i Nurları Arap&ccedil;a&rsquo;ya terc&uuml;me etmesi konusunda Fırıncı Ağabey&rsquo;in &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k destek ve yardımlarının olduğu, konu ile alakalı herkesin malumudur. İhsan Kasım ile birlikte bu terc&uuml;meler yapılırken ve yapıldıktan sonra İslam &uuml;lkelerine &ccedil;ok sayıda gezi ger&ccedil;ekleştirmiş, Mısır, Hindistan, Endonezya gibi &uuml;lkelerde Risale-i Nur eserlerinin basılması i&ccedil;in yayınevlerinin kurulması noktasında &ouml;nc&uuml;l&uuml;k yapmışlardır. Yine Nur-The Ligth Dergisinin basılıp Avrupa &uuml;lkelerine dağıtılması konusunda da Osman Birge&rsquo;ye en b&uuml;y&uuml;k yardım ve desteği verenlerin başında Mehmet Fırıncı Ağabey gelmektedir.&nbsp;&nbsp;<br /> Bu terc&uuml;melerin yapılmasından sonra, diğer d&uuml;nya dillerine de bu eserler terc&uuml;me edilmeye başlandı. Bu terc&uuml;me faaliyetleri ellinin &uuml;zerinde d&uuml;nya dilini kapsayacak şekilde genişledi ve halen bu alanda yapılan &ccedil;alışmalar d&uuml;nyanın bir&ccedil;ok &uuml;lkesinde ve T&uuml;rkiye&rsquo;de b&uuml;y&uuml;k bir şevk ve heyecan ile devam ediyor.&nbsp;<br /> Yapılan terc&uuml;melerle ilgili olarak zaman zaman bir&ccedil;ok &uuml;z&uuml;c&uuml; eleştiriye de hedef oldu. Hatta eleştiri dozunu aşacak şekilde bu konuda Mehmet Fırıncı Ağabey&rsquo;e bazı saldırıların dahi yapıldığını b&uuml;y&uuml;k bir &uuml;z&uuml;nt&uuml; ile m&uuml;şahede ettik. Bu eleştiri ve saldırıların haksız ve yersiz olduğunu hemen ifade etmemiz gerekir. İhtiyacın &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k olduğu bir zamanda yapılan bu terc&uuml;meler &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k hizmetlere vesile oldu ve olmaya devam etmektedir. Bu eserler ile d&uuml;nyanın bir&ccedil;ok k&ouml;şesinde y&uuml;zbinlerce insan Risale-i Nurlar ile tanışmış ve bir&ccedil;oğu bu vesile ile imanını bu eserlerle kurtarmış, diğer insanların da imanının kurtulması i&ccedil;in hizmetlerde bulunmaya başlamıştır.<br /> Elbette hi&ccedil;bir eserin terc&uuml;mesi, tıpatıp aslı gibi olamaz. Bazı konularda eksikler bulunabilir. Terc&uuml;me eserler konusunda insaf dairesinde bazı eleştiriler de yapılabilir.&nbsp; Bu husus b&uuml;t&uuml;n terc&uuml;me eserler i&ccedil;in ge&ccedil;erlidir. Ayrıca, bu hususları g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne alarak yeni terc&uuml;meler yapmanın da &ouml;n&uuml;nde hi&ccedil;bir engel bulunmamaktadır. Bu terc&uuml;mesi yapılan eserleri beğenmeyenler, yeni ihtisas ekipleri oluşturarak &ccedil;ok daha g&uuml;zel terc&uuml;meler yapmak i&ccedil;in &ccedil;alışmalarını hızlandırabilirler. B&ouml;ylece yery&uuml;z&uuml;nde kendilerine ulaşılmayı bekleyen milyarlarca insana bu imani eserleri daha g&uuml;zel terc&uuml;melerle ulaştırmanın gayretini g&ouml;sterme faaliyetlerini şevk ve heyecan ile s&uuml;rd&uuml;rebilirler. Bu şekilde b&uuml;t&uuml;n zemin y&uuml;z&uuml; &ccedil;ok daha b&uuml;y&uuml;k ve semeredar bir İman Medresesine d&ouml;n&uuml;şebilir.&nbsp;&nbsp;<br /> Mehmet Fırıncı Ağabey&rsquo;in bir diğer &ccedil;ok &ouml;nemli ve cihanş&uuml;mul hizmeti de, başkanı bulunduğu İstanbul İlim ve K&uuml;lt&uuml;r Vakfı tarafından organize edilen ve b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyada &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k ses getiren ve hizmetlere vesile olan &lsquo;&rsquo;Uluslararası Risale-i Nur ve Said Nursi Panelleri, Konferansları ve Sempozyumları&rsquo;&rsquo; olmuştur. Bu toplantılar İİKV b&uuml;nyesinde hizmet eden ilim heyetleri tarafından organize edilerek d&uuml;nyanın bir&ccedil;ok &uuml;lkesinde ger&ccedil;ekleştirilmiş ve bu organizasyonlarda, binlerle ifade edilebilecek sayıda ilim adamları &ccedil;ok farklı &uuml;lkelerde &ccedil;eşitli bildiriler sunarak konuşmalar yapmışlardır.&nbsp;<br /> Bu organizasyonlar &ouml;zellikle İslam &uuml;lkelerinde &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k ve yoğun bir alaka ile karşılanmış ve Risale-i Nur K&uuml;lliyatı ile Bedi&uuml;zzaman Hazretlerinin, bu &uuml;lkelerde &uuml;niversitelerde g&ouml;rev yapan ilim adamları tarafından tanınmasına ve bunun neticesinde kendi &uuml;lkelerinde bunların tanıtılmasına b&uuml;y&uuml;k hizmetlerde bulunmalarına vesile olmuştur. Bunun neticesinde &ouml;zellikle İslam &uuml;lkelerinde &Uuml;stad Bedi&uuml;zzaman ve Risale-i Nur K&uuml;lliyatı hakkında bir&ccedil;ok eser yazılmış ve bunlar yayınlanarak insanların istifadesine sunulmuştur.<br /> Elbette yapılan bu toplantı ve &ccedil;alışmalar sadece İslam &Uuml;lkeleri ile sınırlı değildir. Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika&rsquo;da da bir&ccedil;ok &uuml;lkede ve farklı tarihlerde bu faaliyetler icra edilmiş ve &ccedil;ok sayıda farklı dinlere de mensup olan bir&ccedil;ok ilim adamının katılımı ile de yapılan bu toplantılarda, bu eser k&uuml;lliyatı ile m&uuml;ellifinin bu &ccedil;evreler tarafından da doğru bir şekilde ve ilmi bir zeminde tanınmasına ve tartışılmasına vesile olmuştur. Halen bu konuda yapılan &ccedil;alışmalar devam etmektedir.&nbsp;<br /> &Ouml;zellikle T&uuml;rkiye&rsquo;de yapılan ve Uluslararası katılımlı ve &ccedil;ok yoğun bir alakaya mazhar olan &lsquo;&rsquo;Uluslararası Bedi&uuml;zzaman Sempozyumlarına&rsquo;&rsquo; da bir paragraf a&ccedil;mak gerekir. Birincisi 1991 yılında d&uuml;zenlenen Uluslararası Bedi&uuml;zzaman Sempozyumları, yurt i&ccedil;i ve yurt dışından &ccedil;ok sayıda ilim adamı ve &acirc;lim tarafından b&uuml;y&uuml;k bir alaka ve heyecan ile takip edilmiş ve edilmeye devam edilmektedir.&nbsp; Kesintisiz olarak devam eden bu sempozyumların on birincisi 2017 yılında İstanbul&rsquo;da &lsquo;&rsquo;Kur&rsquo;an ve S&uuml;nnet Rehberliğinde Bir İman Hizmeti; M&uuml;sbet Hareket&rdquo; başlığı altında yapılmış ve 30 farklı &uuml;lkeden gelen y&uuml;zden fazla İlim Adamı tarafından hazırlanan tebliğlerle konu detaylı bir şekilde tartışılmıştır.&nbsp;<br /> İşte Mehmet Fırıncı Ağabey, yurt i&ccedil;inde ve yurt dışında yapılan bu organizasyonların &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir &ccedil;oğunluğuna, sağlığı ve zamanı elverdiği &ouml;l&ccedil;&uuml;de katılmış, yaptığı konuşma ve sohbetlerle yılların hizmet tecr&uuml;belerini ve hatıralarını katılımcılar ile paylaşmıştır. Hatta bu &ouml;nemli ve renkli organizasyonların en &ouml;nemli şahsiyetlerinden birisi olarak &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k muhabbete ve alakaya mazhar olmuştur. Ş&uuml;phesiz &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k ve hayırlı hizmetlere vesile olan bu organizasyonlar, &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki yıllarda da aynı coşku ve heyecan ile devam edecektir.<br /> Burada Risale Akademi&rsquo;nin yapmış olduğu sempozyum ve toplantılara da bir paragraf a&ccedil;mak gerekir. Risale Akademi&rsquo;nin &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir hizmeti olarak tarihe ge&ccedil;en, &ccedil;ok sayıda ilim adamı ve ilgili şahsiyetin katılarak b&uuml;y&uuml;k alaka g&ouml;sterdiği bu organizasyonlar, &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k hizmetlere ve tabuların yıkılmasına vesile olmuştur. Mehmet Fırıncı Ağabey, Risale Akademi&rsquo;nin &Uuml;niversiteler, Yerel Y&ouml;netimler ve Sivil Toplum Kuruluşları ile birlikte &uuml;lkemizin bir&ccedil;ok şehrinde d&uuml;zenlediği sempozyum, toplantı, konferans ve panellerin &ccedil;ok &ouml;nemli bir ekseriyetine, ilerlemiş yaşına ve sağlık problemlerine rağmen katılmak i&ccedil;in &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k gayret g&ouml;stermiş, konuşmalar yapmış ve katılımcılar i&ccedil;in adeta &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir şevk ve heyecan kaynağı olmuştur.<br /> (Devam edecek)</p> <p>Abdulkadir MENEK</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.