Bülent ERTEKİN
Köşe Yazarı
Bülent ERTEKİN
 

UTANDIRMAYAN, ELİ ÖPÜLESİ ÖĞRETMENLERİMİZE.

UTANDIRMAYAN, ELİ ÖPÜLESİ ÖĞRETMENLERİMİZE. Birkaç gün öncesinde "SAYIN MİLLİ EĞİTİM BAKANIM! TÜM EĞİTİMCİLERDEN ÖZÜR VE HELALLİK BEKLİYORUZ..!" başlıklı bir makale yazmış idim. Makalede Milli Eğitim Bakanımızın Şanlıurfa'da bir okulda yaptığı ziyaret ve ziyaret esnasında öğretmenimize yaptığı yanlış davranıştan dolayı düşüncelerimizi aktarmış idim. Bugün, elleri öpülesi, saygıda kusur edilmemesi gerekli öğretmenlerimizden sadece birtanesi olan kıymetli hocamızın yıllar önce bir ögrencisinin yanlış bir davranışı sonucu gösterdiği taktire şayan davranışını sizinle paylaşmak istiyorum. .......................................... Adam 48 yıl önceki ilkokul öğretmenini parkta görünce, utanarak yanına yaklaşıp "hocam beni tanıdınız mı?" dedi. İhtiyar öğretmen: - Hayır tanımadım. Adam: - Hocam nasıl tanımazsınız!.. Ben ilkokul öğrenciniz M....a. Hocam sınıfımızda bir arkadaşın saati kaybolmuştu. Ben almıştım. Siz de "herkes kalksın ve ellerini tahtaya dayasın, arama yapacağım" demiştiniz. Ben utanmış ve çok korkmuştum. Sizin ve arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım diye soğuk terler döküyordum... Sizden bir komut daha geldi. "Şimdi herkes gözlerini kapatsın." Ortalarda bir yerdeydim. Aranma sırası bana gelmişti. Saati cebimden sessizce almış, devamla, aynı sessizik içinde son arkadaşa kadar aramayı sürdürmüştünüz. Sonra bizi yerimize oturtup bana ve hiç kimseye hiç bir şey söylemeden saati sahibine vermiştiniz. Büyüdükçe içimde büyüttüm bu davranışınızı... Hocam ben şimdi 60 yaşındayım. Düşünüyorum da şu hayattaki en büyük dersi, o gün sizden almışım. Her aklıma gelişinde sarsıldım ve her aklıma gelişinde kendimi sizden kalan erdemin koruyucu gölgesinde hissettim. “Utancı bilerek yaşamak korkunç... Daha da korkuncu, bilerek yaşatmak.” der Edip Cansever. Hocam siz bana o utancı yaşatmadınız. Yaşasaydım unutur muydum, doğrusu bilmiyorum. Ama beni utandırmamanızı hiç unutmadım Hocam. Şimdi hatırladınız mı beni? İhtiyar öğretmen yan yana oturdukları bankta öğrencisine yaslanarak: - O olayı ertesi gün unutmuştum ben. Şimdi sen anlatınca hatırladım. Sizlere "gözlerinizi kapatın" dediğimde ben de gözlerimi kapatmıştım. O yaştaki her çocuğun düşebileceği yanılgıya düşen öğrencime karşı içimde bir yargı oluşsun istememiştim. O sen miydin? Bilmiyordum, nasılsın? (Alıntı) İnşaallah ibret alacak olanlar gerekli dersi alırlarda gözümüzün nuru olan saygıdeğer muallimlerimize herkesin önünde rencide edici davranışları bir daha yapmazlar. Selâm olsun o öğretmenlerimize... Selâm ve dua ile. Bülent Ertekin
Ekleme Tarihi: 10 Ocak 2022 - Pazartesi

UTANDIRMAYAN, ELİ ÖPÜLESİ ÖĞRETMENLERİMİZE.

UTANDIRMAYAN, ELİ ÖPÜLESİ ÖĞRETMENLERİMİZE. Birkaç gün öncesinde "SAYIN MİLLİ EĞİTİM BAKANIM! TÜM EĞİTİMCİLERDEN ÖZÜR VE HELALLİK BEKLİYORUZ..!" başlıklı bir makale yazmış idim. Makalede Milli Eğitim Bakanımızın Şanlıurfa'da bir okulda yaptığı ziyaret ve ziyaret esnasında öğretmenimize yaptığı yanlış davranıştan dolayı düşüncelerimizi aktarmış idim. Bugün, elleri öpülesi, saygıda kusur edilmemesi gerekli öğretmenlerimizden sadece birtanesi olan kıymetli hocamızın yıllar önce bir ögrencisinin yanlış bir davranışı sonucu gösterdiği taktire şayan davranışını sizinle paylaşmak istiyorum. .......................................... Adam 48 yıl önceki ilkokul öğretmenini parkta görünce, utanarak yanına yaklaşıp "hocam beni tanıdınız mı?" dedi. İhtiyar öğretmen: - Hayır tanımadım. Adam: - Hocam nasıl tanımazsınız!.. Ben ilkokul öğrenciniz M....a. Hocam sınıfımızda bir arkadaşın saati kaybolmuştu. Ben almıştım. Siz de "herkes kalksın ve ellerini tahtaya dayasın, arama yapacağım" demiştiniz. Ben utanmış ve çok korkmuştum. Sizin ve arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım diye soğuk terler döküyordum... Sizden bir komut daha geldi. "Şimdi herkes gözlerini kapatsın." Ortalarda bir yerdeydim. Aranma sırası bana gelmişti. Saati cebimden sessizce almış, devamla, aynı sessizik içinde son arkadaşa kadar aramayı sürdürmüştünüz. Sonra bizi yerimize oturtup bana ve hiç kimseye hiç bir şey söylemeden saati sahibine vermiştiniz. Büyüdükçe içimde büyüttüm bu davranışınızı... Hocam ben şimdi 60 yaşındayım. Düşünüyorum da şu hayattaki en büyük dersi, o gün sizden almışım. Her aklıma gelişinde sarsıldım ve her aklıma gelişinde kendimi sizden kalan erdemin koruyucu gölgesinde hissettim. “Utancı bilerek yaşamak korkunç... Daha da korkuncu, bilerek yaşatmak.” der Edip Cansever. Hocam siz bana o utancı yaşatmadınız. Yaşasaydım unutur muydum, doğrusu bilmiyorum. Ama beni utandırmamanızı hiç unutmadım Hocam. Şimdi hatırladınız mı beni? İhtiyar öğretmen yan yana oturdukları bankta öğrencisine yaslanarak: - O olayı ertesi gün unutmuştum ben. Şimdi sen anlatınca hatırladım. Sizlere "gözlerinizi kapatın" dediğimde ben de gözlerimi kapatmıştım. O yaştaki her çocuğun düşebileceği yanılgıya düşen öğrencime karşı içimde bir yargı oluşsun istememiştim. O sen miydin? Bilmiyordum, nasılsın? (Alıntı) İnşaallah ibret alacak olanlar gerekli dersi alırlarda gözümüzün nuru olan saygıdeğer muallimlerimize herkesin önünde rencide edici davranışları bir daha yapmazlar. Selâm olsun o öğretmenlerimize... Selâm ve dua ile. Bülent Ertekin
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.