GÜLAY YILMAZ
Köşe Yazarı
GÜLAY YILMAZ
 

VE DUA... MÜ'MİNİN ŞİFASI

VE DUA... MÜ'MİNİN ŞİFASI Mü'minin, mü'mine şifasıdır dua. Allah Teâlâ insana kalp vermiş ve kalbe kızgınlık, öfke, kırgınlık, sevgi, şefkat, merhamet gibi bir çok duyguyu yerleştirmiş. Güzellikleri fıtrata kodlamış. İnsan bu ya! Her şeyde olduğu gibi kalbin de ayarları ile oynamış ve karmakarışık bir hâle getirmiştir. Bir bakıyorsun günlerce belki haftalarca kızdığın, neredeyse öfke patlaması yaşadığın, kırılıp paramparça olduğun, neden diye anlam veremediğin bir hâl almışken, aynı kişi bir sözü ile buz gibi katılaşan kalbi yumuşacık bir hâle getirebiliyor. Bir bakmışsın affetmişsindir ve farkında bile olmadan tebessüm ederken buluyorsundur kendini. Çünkü fıtrat gereği kalp; iyiliğe, affetmeye meyillidir. Affetmenin hafifliğ kuşatır etrafını ve yüklerinden arınmanın rahatlığı sarar ruhunu. Çünkü biliriz ki affedici olmak üzerine kuruludur tüm kodlamalarımız. Ve biliriz ki aslında sevgidir affetmeye dünden razı oluşlarımız. Duamızdır aslında yaşadığımız. Ve yine biliriz ki Allah Azze ve Celledir kalplerimizi halden hâle çevirip, birleştirenimiz. Kur'an-ı Kerim'de Yüce Rabbimiz buyuruyor ki: "Müminlerin gönüllerini birleştiren de O’dur. Dünyanın bütün servetini harcasaydın onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını düzeltti. O izzet ve hikmet sahibidir." ( Enfal/63) Ayet de belirtildiği üzere aslında kalbini yumuşacık yapan, öfkeyi dindiren, kalbine sükûnet veren Rahman'dır. Sevgiyi yerleştirdiği gibi kalbe, merhameti ve şefkati de yerleştirmiştir. Kızgın da olsan kıyamazsın, dua olmuştur dilinde. Nazının geçmediği için , nazının geçtiğine "O" na yönelmişsindir. Ya sevdiklerimiz! İncitmekten korktuklarımız ve incinmeyelim diye üstümüze titreyenler... Müminin duası, mümine; şifadır, rahmettir, berekettir, hidayetine vesiledir düsturunca kendimizden çok dostlarımıza dua ederiz ve biliriz ki duaların da, Allah'a niyazların da bize de yer vermişlerdir. Görmeyiz, duymayız fakat hissederiz. Biliriz yakında da olsa, uzakta da olsa bizi düşünen birilerinin olduğunu. Ve şükrederiz sadece dua ile mesafeleri ortadan kaldırana. Peygamber efendimiz (sav) bir hadis-i şerifin de şöyle buyurmuştur: “İki dua vardır ki bu dualar ile Allah arasında perde yoktur. Mazlumun duası, kişinin müslüman kardeşinin gıyabında yaptığı dua.” (Heysemî, Ed’ıye, 17, No:17231) Birlikte yol yürüdüğün, aynı davaya gönül verdiğin, Hakk'ı tavsiye eden dostlarımız ve dualarımız vardır bizim. Efendimiz (sav)'in tavsiye ettiği ve kabul olunacağını murad ettiği , din kardeşimizin gıyabında ettiğimiz dualarımız. Şifa verir kalbe, ruha, bedene. Kabul olunmuş dua diye ümit ederiz içimizden. Rahim olan Allah'a emanet ederiz mümin kardeşimizi ve dualarımızı. Ve biliriz ki aynı teveccüh ile bizim iyiliğimiz, mutluluğumuz için dostlarımız da yönünü Allah'a çevirmiştir. Avuç içlerinden semaya yükselir, artık bizlerden çıkmış sahibine ulaşmıştır niyazlarımız. "Ey Rabbimiz! Hesabın görüleceği gün beni, anamı, babamı ve bütün mü’minleri bağışla!” (İbrâhim, 14/41) Fıtrat yolculuğu başlamıştır. Affını, şefaatini, tüm güzellikleri diler ve dualarda buluşmanın verdiği huzurla son cümleler dökülür gönüllerden. " Allah'a emanet ol." Ne kıymetli bir söz ne kıymetli bir duadır. Emaneti sahibine teslim etmenin ve güvende olduğunu bilmenin huzuru kaplar içimizi. Ve insan olmak böyle bir şeydir. Tüm duygulara yenik düşersin en çok da "sevgi" ye. Allah için birbirini sevip, şifaya vesile olmamız ümidiyle... Dua eder, dua bekleriz. Gülay Yılmaz
Ekleme Tarihi: 28 Eylül 2024 - Cumartesi

VE DUA... MÜ'MİNİN ŞİFASI

VE DUA... MÜ'MİNİN ŞİFASI Mü'minin, mü'mine şifasıdır dua. Allah Teâlâ insana kalp vermiş ve kalbe kızgınlık, öfke, kırgınlık, sevgi, şefkat, merhamet gibi bir çok duyguyu yerleştirmiş. Güzellikleri fıtrata kodlamış. İnsan bu ya! Her şeyde olduğu gibi kalbin de ayarları ile oynamış ve karmakarışık bir hâle getirmiştir. Bir bakıyorsun günlerce belki haftalarca kızdığın, neredeyse öfke patlaması yaşadığın, kırılıp paramparça olduğun, neden diye anlam veremediğin bir hâl almışken, aynı kişi bir sözü ile buz gibi katılaşan kalbi yumuşacık bir hâle getirebiliyor. Bir bakmışsın affetmişsindir ve farkında bile olmadan tebessüm ederken buluyorsundur kendini. Çünkü fıtrat gereği kalp; iyiliğe, affetmeye meyillidir. Affetmenin hafifliğ kuşatır etrafını ve yüklerinden arınmanın rahatlığı sarar ruhunu. Çünkü biliriz ki affedici olmak üzerine kuruludur tüm kodlamalarımız. Ve biliriz ki aslında sevgidir affetmeye dünden razı oluşlarımız. Duamızdır aslında yaşadığımız. Ve yine biliriz ki Allah Azze ve Celledir kalplerimizi halden hâle çevirip, birleştirenimiz. Kur'an-ı Kerim'de Yüce Rabbimiz buyuruyor ki: "Müminlerin gönüllerini birleştiren de O’dur. Dünyanın bütün servetini harcasaydın onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını düzeltti. O izzet ve hikmet sahibidir." ( Enfal/63) Ayet de belirtildiği üzere aslında kalbini yumuşacık yapan, öfkeyi dindiren, kalbine sükûnet veren Rahman'dır. Sevgiyi yerleştirdiği gibi kalbe, merhameti ve şefkati de yerleştirmiştir. Kızgın da olsan kıyamazsın, dua olmuştur dilinde. Nazının geçmediği için , nazının geçtiğine "O" na yönelmişsindir. Ya sevdiklerimiz! İncitmekten korktuklarımız ve incinmeyelim diye üstümüze titreyenler... Müminin duası, mümine; şifadır, rahmettir, berekettir, hidayetine vesiledir düsturunca kendimizden çok dostlarımıza dua ederiz ve biliriz ki duaların da, Allah'a niyazların da bize de yer vermişlerdir. Görmeyiz, duymayız fakat hissederiz. Biliriz yakında da olsa, uzakta da olsa bizi düşünen birilerinin olduğunu. Ve şükrederiz sadece dua ile mesafeleri ortadan kaldırana. Peygamber efendimiz (sav) bir hadis-i şerifin de şöyle buyurmuştur: “İki dua vardır ki bu dualar ile Allah arasında perde yoktur. Mazlumun duası, kişinin müslüman kardeşinin gıyabında yaptığı dua.” (Heysemî, Ed’ıye, 17, No:17231) Birlikte yol yürüdüğün, aynı davaya gönül verdiğin, Hakk'ı tavsiye eden dostlarımız ve dualarımız vardır bizim. Efendimiz (sav)'in tavsiye ettiği ve kabul olunacağını murad ettiği , din kardeşimizin gıyabında ettiğimiz dualarımız. Şifa verir kalbe, ruha, bedene. Kabul olunmuş dua diye ümit ederiz içimizden. Rahim olan Allah'a emanet ederiz mümin kardeşimizi ve dualarımızı. Ve biliriz ki aynı teveccüh ile bizim iyiliğimiz, mutluluğumuz için dostlarımız da yönünü Allah'a çevirmiştir. Avuç içlerinden semaya yükselir, artık bizlerden çıkmış sahibine ulaşmıştır niyazlarımız. "Ey Rabbimiz! Hesabın görüleceği gün beni, anamı, babamı ve bütün mü’minleri bağışla!” (İbrâhim, 14/41) Fıtrat yolculuğu başlamıştır. Affını, şefaatini, tüm güzellikleri diler ve dualarda buluşmanın verdiği huzurla son cümleler dökülür gönüllerden. " Allah'a emanet ol." Ne kıymetli bir söz ne kıymetli bir duadır. Emaneti sahibine teslim etmenin ve güvende olduğunu bilmenin huzuru kaplar içimizi. Ve insan olmak böyle bir şeydir. Tüm duygulara yenik düşersin en çok da "sevgi" ye. Allah için birbirini sevip, şifaya vesile olmamız ümidiyle... Dua eder, dua bekleriz. Gülay Yılmaz
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.