Ahmet Sağlam
Köşe Yazarı
Ahmet Sağlam
 

ÖZLEM VE KAYBEDİLENLER

ÖZLEM VE KAYBEDİLENLER Özlem, hep geçmişe neden? Teknoloji, bolluk ve tüm imkanlar var ama geçmişe dair bir özlem var çok tuhaf değil mi. İnsan nasıl olurda sıkıntılı ve zor günlere özlem duyar. Neden mi özlem duyar? Çünkü yoktu, kardeşlik vardı. Çünkü dert çoktu, birlik vardı. Zulüm vardı, samimiyet vardı. Bir çok olumsuz etken vardı, Huzur, mutluluk ve bir çok da güzellik vardı o yüzden olumsuzluklar tesir etmez sadece değer geçerdi. Nerede dostluklar, kardeşlikler, arkadaşlıklar, paylaşımlar ve daha niceleri, evet duyulan özlem eskiye değil. Eskiden bizde olan değerlere şuan bakıyoruz her türlü imkan olanak var. Ama dediğimiz gibi bizde eskisi gibi değerler yok. Evlat, anne, baba saygılı idi. Talebe hocaya, işçi ustaya. Esnaf, müşteriye komşu, komşuya, dost, dosta. Akraba, akrabaya kardeş kardeşe ve daha niceleri. Soruyorum sizlere NE OLDU BİZE ANNE VE BABA Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Bir adam Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek: - Kendisine en iyi davranmam gereken kimdir? diye sordu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - “Anan!” buyurdu. Adam: - Ondan sonra kimdir? diye sordu. - “Anan!” buyurdu. Adam tekrar: - Ondan sonra kim gelir? diye sordu. - “Anan!” dedi. Adam tekrar: - Sonra kim gelir? diye sordu. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: - “Baban!” cevabını verdi. Buhârî, Edeb 2; Müslim, Birr 1. Ayrıca bk. İbni Mâce, Vesâyâ 4; Ebû Dâvûd, Edeb 120; Tirmizî, Birr 1 Bir rivayete göre o adam: - Ey Allah’ın Resûlü! Kendisine en iyi davranılması gereken kimdir? diye sordu. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: - “Anan, sonra anan, daha sonra yine anan, sonra baban, sonra da sana en yakın olan akraban” buyurdu. (Müslim, Birr 2) Ebu’d-Derdâ’nın (radıyallahu anh) işittiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Anne baba, kişinin cennete girmesine vesile olacak ana kapılarından birisidir. Bu kapıdan girme fırsatını kaybetmek ya da değerlendirmek artık senin arzuna kalmış!” (Tirmizî, Birr, 3) İbn Mesut’un (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam Hz. Peygamber’e, “Amellerin en üstünü hangisidir?” diye sorunca Resûlullah şöyle cevap verdi: “Vaktinde kılınan namaz ve anne babaya iyilik etmektir. Sonra da Allah yolunda cihad etmek gelir.” (Buhârî, Tevhîd, 48) Abdurrahman bin Ebûbekir (radıyallahu anh) babasının şöyle anlattığını naklediyor: “Resûlullah, ‘Size büyük günahların en büyüğünü söyleyeyim mi?’ diye üç kez sordu. Bunun üzerine biz, ‘Evet, ey Allah’ın Resûlü.’ diye cevap verdik. Bunun üzerine, ‘Allah’a ortak koşmak ve anne babaya isyan etmek ve eziyet etmektir.’ buyurdu.” (Buhârî, Edeb, 6) Abdullah bin Amr’ın (radıyallahu anh) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Rabbin hoşnutluğu anne babanın hoşnutluğuna bağlıdır. Rabbin öfkesi ise, anne babanın öfkesine bağlıdır.” (Tirmizî, Birr, 3) AKRABA Peygamber-sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurur: “…Allâh’a ve âhiret gününe îmân eden kimse, akrabasına iyilik etsin!..” (Buhârî, Edeb, 85; Müslim, Îmân, 74, 75) "Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isteyen kimse..." Efendimiz-sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurur: “Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isteyen kimse, akrabasını kollayıp gözetsin!” (Buhârî, Edeb 12, Büyûʻ 13; Müslim, Birr 20, 21) Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz: “Akrabasının yaptığı iyiliğe aynısıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten kişi, kendisiyle alâkayı kestikleri zaman bile, onlara iyilik etmeye devam edendir.” (Buhârî, Edeb, 15; Ebû Dâvûd, Zekât, 45; Tirmizî, Birr, 10) Ebû Yûsuf Abdullah İbni Selâm radıyallahu anh şöyle dedi: Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i: “Ey insanlar! Selâmı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla alâkanızı ve onlara yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken siz namaz kılınız. Bu sayede selâmetle cennete girersiniz” buyururken işittim. (Tirmizî, Kıyamet 42. Ayrıca bk. İbni Mâce, İkâmet 174, Et’ime l) KOMŞU Cebrail bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, onu mirasçı kılacak sandım.” (Müslim, Birr ve Sıla, 42)  “Komşusu açlıktan kıvranırken, tok yatan kimse iman etmiş olamaz.” (İbn Ebî Şeybe, Musannef, îmân ve Rü’yâ, 6) “Sizden biri kendisi için istediğini din kardeşi için -yahut komşusu için- de istemedikçe (tam) iman etmiş olamaz.” (Müslim, İman, 71) Bir adam Hz. Peygamber’e (s.a.v.), “îyi veya kötü yaptığımı nasıl bilebilirim?” diye sormuş, Hz. Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur: “Komşulannın, ‘îyi yaptın’ dediğini duyarsan iyi yapmışsındır; onların, ‘Kötü yaptın’ dediğini duyarsan da kötü yapmışsındır.” (İbn Mâce, Zühd, 25) DOSTLUK Ebû Hüreyre’den (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Mümin cana yakındır. (İnsanlarla) yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan kimsede hayır yoktur.” (İbn Hanbel, II, 400) Ebû Hüreyre’den (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin.” (Tirmizî, Zühd, 45; Ebû Dâvûd, Edeb, 16) Ebû Musa’dan (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İyi arkadaşla kötü arkadaş misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder yahut sen ondan (miski) satın alırsın ya da ondan güzel bir koku duyarsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku duyarsın!” (Müslim, Birr, 146; Buhârî, Sayd, 31) Ebû Saîd’den (radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre o, Resûlullah’ı (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle derken işitmiştir: “Sadece müminle arkadaş ol! Yemeğini de ancak takva sahibi olan yesin!” (Tirmizî, Zühd, 55; D4832 Ebû Dâvûd, Edeb, 16) Abdullah bin Amr’dan (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah katında arkadaşların en hayırlısı, arkadaşına karşı hayırlı davranandır. Allah katında komşuların en hayırlısı ise komşusuna karşı hayırlı davranandır.” (Tirmizî, Birr, 28; Dârimî, Siyer, 3) Ebû Hüreyre’den (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Ruhlar, bir araya gelmiş topluluklardır. Onlardan birbirleriyle uyuşanlar kaynaşır, uyuşamayanlar da anlaşamaz ayrılır.” (Müslim, Birr, 159) EŞ Ey insanlar! Kadınların haklarına riâyet ediniz! Onlara şefkat ve sevgi ile muâmele ediniz! Onlar hakkında Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emâneti olarak aldınız; onların nâmuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz!” (Sahîh-i Buhârî Muhtasarı, X. 398) Evet bizim,tüm haline şükreden insanlarımız Gitti yerine sürekli isyan eden,şikayet eden zulüm eden bir topluluk geldi. Kalemimizde ve bazı kelimlerimizde eksiler olabilir okuyup tefekkür etmenizi isterim. Kalplerimiz yanlış veya bozuk olmasın. Dua ile kalın hoşça kalın. Ahmet Sağlam
Ekleme Tarihi: 18 Ağustos 2024 - Pazar

ÖZLEM VE KAYBEDİLENLER

ÖZLEM VE KAYBEDİLENLER Özlem, hep geçmişe neden? Teknoloji, bolluk ve tüm imkanlar var ama geçmişe dair bir özlem var çok tuhaf değil mi. İnsan nasıl olurda sıkıntılı ve zor günlere özlem duyar. Neden mi özlem duyar? Çünkü yoktu, kardeşlik vardı. Çünkü dert çoktu, birlik vardı. Zulüm vardı, samimiyet vardı. Bir çok olumsuz etken vardı, Huzur, mutluluk ve bir çok da güzellik vardı o yüzden olumsuzluklar tesir etmez sadece değer geçerdi. Nerede dostluklar, kardeşlikler, arkadaşlıklar, paylaşımlar ve daha niceleri, evet duyulan özlem eskiye değil. Eskiden bizde olan değerlere şuan bakıyoruz her türlü imkan olanak var. Ama dediğimiz gibi bizde eskisi gibi değerler yok. Evlat, anne, baba saygılı idi. Talebe hocaya, işçi ustaya. Esnaf, müşteriye komşu, komşuya, dost, dosta. Akraba, akrabaya kardeş kardeşe ve daha niceleri. Soruyorum sizlere NE OLDU BİZE ANNE VE BABA Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Bir adam Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek: - Kendisine en iyi davranmam gereken kimdir? diye sordu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - “Anan!” buyurdu. Adam: - Ondan sonra kimdir? diye sordu. - “Anan!” buyurdu. Adam tekrar: - Ondan sonra kim gelir? diye sordu. - “Anan!” dedi. Adam tekrar: - Sonra kim gelir? diye sordu. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: - “Baban!” cevabını verdi. Buhârî, Edeb 2; Müslim, Birr 1. Ayrıca bk. İbni Mâce, Vesâyâ 4; Ebû Dâvûd, Edeb 120; Tirmizî, Birr 1 Bir rivayete göre o adam: - Ey Allah’ın Resûlü! Kendisine en iyi davranılması gereken kimdir? diye sordu. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: - “Anan, sonra anan, daha sonra yine anan, sonra baban, sonra da sana en yakın olan akraban” buyurdu. (Müslim, Birr 2) Ebu’d-Derdâ’nın (radıyallahu anh) işittiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Anne baba, kişinin cennete girmesine vesile olacak ana kapılarından birisidir. Bu kapıdan girme fırsatını kaybetmek ya da değerlendirmek artık senin arzuna kalmış!” (Tirmizî, Birr, 3) İbn Mesut’un (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam Hz. Peygamber’e, “Amellerin en üstünü hangisidir?” diye sorunca Resûlullah şöyle cevap verdi: “Vaktinde kılınan namaz ve anne babaya iyilik etmektir. Sonra da Allah yolunda cihad etmek gelir.” (Buhârî, Tevhîd, 48) Abdurrahman bin Ebûbekir (radıyallahu anh) babasının şöyle anlattığını naklediyor: “Resûlullah, ‘Size büyük günahların en büyüğünü söyleyeyim mi?’ diye üç kez sordu. Bunun üzerine biz, ‘Evet, ey Allah’ın Resûlü.’ diye cevap verdik. Bunun üzerine, ‘Allah’a ortak koşmak ve anne babaya isyan etmek ve eziyet etmektir.’ buyurdu.” (Buhârî, Edeb, 6) Abdullah bin Amr’ın (radıyallahu anh) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Rabbin hoşnutluğu anne babanın hoşnutluğuna bağlıdır. Rabbin öfkesi ise, anne babanın öfkesine bağlıdır.” (Tirmizî, Birr, 3) AKRABA Peygamber-sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurur: “…Allâh’a ve âhiret gününe îmân eden kimse, akrabasına iyilik etsin!..” (Buhârî, Edeb, 85; Müslim, Îmân, 74, 75) "Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isteyen kimse..." Efendimiz-sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurur: “Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isteyen kimse, akrabasını kollayıp gözetsin!” (Buhârî, Edeb 12, Büyûʻ 13; Müslim, Birr 20, 21) Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz: “Akrabasının yaptığı iyiliğe aynısıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten kişi, kendisiyle alâkayı kestikleri zaman bile, onlara iyilik etmeye devam edendir.” (Buhârî, Edeb, 15; Ebû Dâvûd, Zekât, 45; Tirmizî, Birr, 10) Ebû Yûsuf Abdullah İbni Selâm radıyallahu anh şöyle dedi: Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i: “Ey insanlar! Selâmı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla alâkanızı ve onlara yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken siz namaz kılınız. Bu sayede selâmetle cennete girersiniz” buyururken işittim. (Tirmizî, Kıyamet 42. Ayrıca bk. İbni Mâce, İkâmet 174, Et’ime l) KOMŞU Cebrail bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, onu mirasçı kılacak sandım.” (Müslim, Birr ve Sıla, 42)  “Komşusu açlıktan kıvranırken, tok yatan kimse iman etmiş olamaz.” (İbn Ebî Şeybe, Musannef, îmân ve Rü’yâ, 6) “Sizden biri kendisi için istediğini din kardeşi için -yahut komşusu için- de istemedikçe (tam) iman etmiş olamaz.” (Müslim, İman, 71) Bir adam Hz. Peygamber’e (s.a.v.), “îyi veya kötü yaptığımı nasıl bilebilirim?” diye sormuş, Hz. Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur: “Komşulannın, ‘îyi yaptın’ dediğini duyarsan iyi yapmışsındır; onların, ‘Kötü yaptın’ dediğini duyarsan da kötü yapmışsındır.” (İbn Mâce, Zühd, 25) DOSTLUK Ebû Hüreyre’den (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Mümin cana yakındır. (İnsanlarla) yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan kimsede hayır yoktur.” (İbn Hanbel, II, 400) Ebû Hüreyre’den (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin.” (Tirmizî, Zühd, 45; Ebû Dâvûd, Edeb, 16) Ebû Musa’dan (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İyi arkadaşla kötü arkadaş misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder yahut sen ondan (miski) satın alırsın ya da ondan güzel bir koku duyarsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku duyarsın!” (Müslim, Birr, 146; Buhârî, Sayd, 31) Ebû Saîd’den (radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre o, Resûlullah’ı (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle derken işitmiştir: “Sadece müminle arkadaş ol! Yemeğini de ancak takva sahibi olan yesin!” (Tirmizî, Zühd, 55; D4832 Ebû Dâvûd, Edeb, 16) Abdullah bin Amr’dan (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah katında arkadaşların en hayırlısı, arkadaşına karşı hayırlı davranandır. Allah katında komşuların en hayırlısı ise komşusuna karşı hayırlı davranandır.” (Tirmizî, Birr, 28; Dârimî, Siyer, 3) Ebû Hüreyre’den (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Ruhlar, bir araya gelmiş topluluklardır. Onlardan birbirleriyle uyuşanlar kaynaşır, uyuşamayanlar da anlaşamaz ayrılır.” (Müslim, Birr, 159) EŞ Ey insanlar! Kadınların haklarına riâyet ediniz! Onlara şefkat ve sevgi ile muâmele ediniz! Onlar hakkında Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emâneti olarak aldınız; onların nâmuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz!” (Sahîh-i Buhârî Muhtasarı, X. 398) Evet bizim,tüm haline şükreden insanlarımız Gitti yerine sürekli isyan eden,şikayet eden zulüm eden bir topluluk geldi. Kalemimizde ve bazı kelimlerimizde eksiler olabilir okuyup tefekkür etmenizi isterim. Kalplerimiz yanlış veya bozuk olmasın. Dua ile kalın hoşça kalın. Ahmet Sağlam
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.