CEMRE’Yİ KİM DÜŞÜRDÜ?
CEMRE’Yİ KİM DÜŞÜRDÜ?
Cemre düştü mü? Düştüyse kim düşürdü? Halk arasında baharın müjdecisi olarak bilinen sıcaklık artışı olayına cemre denir. Cemrenin birer hafta arayla havaya, suya ve toprağa düştüğüne inanılır. Üç aşamada gerçekleştiği kabul edilen bu olayda; birinci cemre 19-20 Şubat’ta havaya, ikincisi 26-27 Şubat’ta suya, üçüncüsü ise 5-6 Mart’ta toprağa düşer. Her cemrenin düşmesiyle hava sıcaklığı artarken, cemrelerin arasında sıcaklıkta küçük düşüşler görülebilir.
Cemre kelime anlamı olarak “kor halindeki ateş” demektir. Bir diğer anlamı ise, Müslümanların hac sırasında Mina Vadisi’nde attıkları taşlardan oluşan yığındır. Osmanlı döneminde divan şairleri, cemre zamanlarında baharın gelişi dolayısıyla önemli kişilere Cemreviye adı verilen övgü şiirleri yazmışlardır. Meteorolojik bir olay olarak bilinen cemre ise, takvimlere göre ilkbahardan önce, birer hafta arayla havaya, suya ve toprağa düşerek sıcaklık artışına neden olan ısıtıcı bir güç veya sıcaklık yükselmesi olarak tanımlanır.
Türk ve Altay halk kültüründe ise İmre (İmere veya Emire) adlı bir cinin cemreye neden olduğuna inanılır. Bu mite göre, ilkbaharda ortaya çıkan İmre, titrek ışıklar saçarak göğe yükselir, ardından buzların üzerine düşerek onları eritir ve son olarak toprağa girer. Böylece ısınan topraktan buhar yükselir. Emire, baharın gelişini simgeler. Bulgar kültüründe bu inanış Zemire adıyla yer alır. Anadolu Türkçesindeki Arapça kökenli cemre sözcüğünün aslında bu adın değişime uğramış bir hali olduğu düşünülmektedir.
Azerbaycan Türklerinin eski inançlarından kaynaklanan ve Nevruz Bayramı’ndan önce, yılın son çarşamba gününde yapılan “boz ayın dört çarşambası” uygulaması için kullanılan Cemle sözcüğünün de Cemre ile aynı kökten geldiği bilinmektedir.
Mevsimlerin en kıymetlisi şüphesiz bahardır. Tarım ve hayvancılıkla geçinen toplumlar için baharın gelişi ayrı bir anlam taşımış, doğanın uyanışıyla birlikte üretim başlamış, ekim, hasat, koç katımı gibi önemli dönemler çeşitli törenlerle kutlanmıştır.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Kuzey Yarımküre’de, 21 Aralık’tan itibaren güneş ışınları daha dik açılarla gelmeye başlar ve gündüz süresi uzar. Kış mevsiminin sona erdiği ve baharın başlangıcına denk gelen bu dönemde, güneş radyasyonu yer radyasyonundan daha fazla olduğu için sıcaklık artışı meydana gelir. Halk arasında cemre düşmesi olarak adlandırılan bu olay, aslında atmosferdeki bu değişimle ilgilidir.
Kandilli Rasathanesi’nde kaydedilen 82 yıllık sıcaklık verileri incelenmiş ve cemre düşmesi olarak bilinen olayın bilimsel olarak da var olabileceğini gösteren bulgular elde edilmiştir.
"Yeryüzü, güneş ışınlarını yutarak önce kendi ısınır, ardından atmosferi ısıtır. Açık bir günde, güneş enerjisi atmosferin alt tabakasından geçerek yeryüzü tarafından emilir. Yüzey ısındıkça, hava da ısınarak yükselir ve yoğunluğu azalır. Bu sıcak hava yükselirken, daha soğuk olan hava aşağı çöker. Yükselen hava genişler ve soğur. Su buharı, bulut damlacıkları halinde yoğunlaşarak ısı açığa çıkarır ve havanın daha da ısınmasını sağlar. Aynı zamanda Dünya, karbondioksit ve su buharı tarafından yutulup tekrar yayılan kızılötesi ışınları yayar. Gazların yoğunluğu yüzeye yakın katmanlarda daha fazla olduğu için, ısınma büyük oranda bu katmanlarda gerçekleşir. Sonuç olarak atmosferin alt tabakaları aşağıdan yukarıya doğru ısınmış olur."
Kıymetli okurlar, cemre düştü mü yoksa düşürüldü mü bilemem; ancak bilimsel açıklaması bu şekildedir.
Allah’a ısmarladık, hoşça kalın…
Aydın Benli
Ekleme
Tarihi: 05 Mart 2025 - Çarşamba
CEMRE’Yİ KİM DÜŞÜRDÜ?
CEMRE’Yİ KİM DÜŞÜRDÜ?
Cemre düştü mü? Düştüyse kim düşürdü? Halk arasında baharın müjdecisi olarak bilinen sıcaklık artışı olayına cemre denir. Cemrenin birer hafta arayla havaya, suya ve toprağa düştüğüne inanılır. Üç aşamada gerçekleştiği kabul edilen bu olayda; birinci cemre 19-20 Şubat’ta havaya, ikincisi 26-27 Şubat’ta suya, üçüncüsü ise 5-6 Mart’ta toprağa düşer. Her cemrenin düşmesiyle hava sıcaklığı artarken, cemrelerin arasında sıcaklıkta küçük düşüşler görülebilir.
Cemre kelime anlamı olarak “kor halindeki ateş” demektir. Bir diğer anlamı ise, Müslümanların hac sırasında Mina Vadisi’nde attıkları taşlardan oluşan yığındır. Osmanlı döneminde divan şairleri, cemre zamanlarında baharın gelişi dolayısıyla önemli kişilere Cemreviye adı verilen övgü şiirleri yazmışlardır. Meteorolojik bir olay olarak bilinen cemre ise, takvimlere göre ilkbahardan önce, birer hafta arayla havaya, suya ve toprağa düşerek sıcaklık artışına neden olan ısıtıcı bir güç veya sıcaklık yükselmesi olarak tanımlanır.
Türk ve Altay halk kültüründe ise İmre (İmere veya Emire) adlı bir cinin cemreye neden olduğuna inanılır. Bu mite göre, ilkbaharda ortaya çıkan İmre, titrek ışıklar saçarak göğe yükselir, ardından buzların üzerine düşerek onları eritir ve son olarak toprağa girer. Böylece ısınan topraktan buhar yükselir. Emire, baharın gelişini simgeler. Bulgar kültüründe bu inanış Zemire adıyla yer alır. Anadolu Türkçesindeki Arapça kökenli cemre sözcüğünün aslında bu adın değişime uğramış bir hali olduğu düşünülmektedir.
Azerbaycan Türklerinin eski inançlarından kaynaklanan ve Nevruz Bayramı’ndan önce, yılın son çarşamba gününde yapılan “boz ayın dört çarşambası” uygulaması için kullanılan Cemle sözcüğünün de Cemre ile aynı kökten geldiği bilinmektedir.
Mevsimlerin en kıymetlisi şüphesiz bahardır. Tarım ve hayvancılıkla geçinen toplumlar için baharın gelişi ayrı bir anlam taşımış, doğanın uyanışıyla birlikte üretim başlamış, ekim, hasat, koç katımı gibi önemli dönemler çeşitli törenlerle kutlanmıştır.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Kuzey Yarımküre’de, 21 Aralık’tan itibaren güneş ışınları daha dik açılarla gelmeye başlar ve gündüz süresi uzar. Kış mevsiminin sona erdiği ve baharın başlangıcına denk gelen bu dönemde, güneş radyasyonu yer radyasyonundan daha fazla olduğu için sıcaklık artışı meydana gelir. Halk arasında cemre düşmesi olarak adlandırılan bu olay, aslında atmosferdeki bu değişimle ilgilidir.
Kandilli Rasathanesi’nde kaydedilen 82 yıllık sıcaklık verileri incelenmiş ve cemre düşmesi olarak bilinen olayın bilimsel olarak da var olabileceğini gösteren bulgular elde edilmiştir.
"Yeryüzü, güneş ışınlarını yutarak önce kendi ısınır, ardından atmosferi ısıtır. Açık bir günde, güneş enerjisi atmosferin alt tabakasından geçerek yeryüzü tarafından emilir. Yüzey ısındıkça, hava da ısınarak yükselir ve yoğunluğu azalır. Bu sıcak hava yükselirken, daha soğuk olan hava aşağı çöker. Yükselen hava genişler ve soğur. Su buharı, bulut damlacıkları halinde yoğunlaşarak ısı açığa çıkarır ve havanın daha da ısınmasını sağlar. Aynı zamanda Dünya, karbondioksit ve su buharı tarafından yutulup tekrar yayılan kızılötesi ışınları yayar. Gazların yoğunluğu yüzeye yakın katmanlarda daha fazla olduğu için, ısınma büyük oranda bu katmanlarda gerçekleşir. Sonuç olarak atmosferin alt tabakaları aşağıdan yukarıya doğru ısınmış olur."
Kıymetli okurlar, cemre düştü mü yoksa düşürüldü mü bilemem; ancak bilimsel açıklaması bu şekildedir.
Allah’a ısmarladık, hoşça kalın…
Aydın Benli
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.