EKİNİ VE NESLİ HELAK EDENLER
EKİNİ VE NESLİ HELAK EDENLER
“İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına dair sözleri senin hoşuna gider. Üstelik sözünün özüne uyduğuna Allah’ı da şahit gösterir.
Hâlbuki gerçekte o, düşmanların en yamanıdır. Senin yanından ayrılınca (yahut iş başına geçince) fesat çıkarmaya çalışır, ürünleri ve nesilleri helak etmek için koşuşturur. Oysa Allah fesadı sevmez.”
Bakara/204-205
Ekin ve nesil; yeryüzünde yaşamın devamını ve canlılığını sağlayan iki güçlü ve olmazsa olmaz dinamiğidir.
Kâinatta her türlü nimeti insan için yaratan Allah, ekini ( tarımı) insanlar için elzem ihtiyaç unsuru kılmış ve zirai anlamda her türlü nimeti insanın yararına sunmuştur.
Tarım ve toprakla ilgili her unsur hayvanlar âlemini, bu da insanı ve yaşamını doğrudan ilgilendirir. Zirai sistem ne kadar sağlıklı ve düzgün işlerse insan yaşamı o kadar sağlıklı ve kaliteli işler.
Oysa insana sunulmuş kusursuz ekosistem yine insan eli müdahalesiyle bozulmuş, yaşamı ve sağlığı tehdit eden noktaya gelmiştir.
Ayete geçelim; “harsı ve nesli helak etmek”…
Hars: tarla sürme, çifte sürme; tarım ve toprakla ilgili her şey. Alınan ürün, kültür.
Veya “ kültür” anlamında; bir milletin milli ve manevi değerlerinin tümü ki Ziya Gökalp tarafından bu manada kullanılmış, sosyoloji literatürüne girmiş bir kavram olmuştur. Veya ana rahminde döllenen yumurta.
Her halükarda çoğalabilen, üreyebilen, sürekliliği olan canlı ve hayat bulan bir olgudan bahsediliyor. Bu olgunun sağlıklı veya hastalıklı, sürekliliği veya kısır oluşu insan müdahalesiyle doğrudan orantılı.
Evet, orjininde yaşamın ta kendisi olan bu dinamikler fesat niyet ve ellerde felaket ve ölüme dönüşüyor.
Bizi ilgilendiren tarafı da maalesef burası. Amaç ve gayreti zaten yeryüzünü ve nesli tarumar etmek olan şer zihniyetten değil, içimizden olup da ayrılınca niyeti ve uğraşı değişen fesatlardan bahsetmesi, ayetin ana temasını oluşturmuş.
“Öyle sözler söyler, vaadlerde bulunur, hayrete düşürür seni. Kalpleri fetheder. Yetmez, bunlara Allah’ı şahit tutar; ta ki iş başına, yetki başına gelene kadar. Oysa o hasımların en azılısıydı.” diyor Allah.
Bu en azılı hasım ki yaşam dinamiklerini helaka çalışır, ekinin ve neslin helakına. Allah’ın fesatları ve bozguncuları sevmediğinden bi haber olmalı. Gafil olmalı.
Yetki elinde olanın, iktidarda olanın hayır ve ıslaha yönelik (!) çabaları aslında yeryüzündeki her türlü ekolojik, sosyolojik dinamikleri bozmaya ve bozgunculuğa yöneliktir.
Yeryüzünün iki yaşam dinamiğiyle ayakta duran ekosistem ancak yine tersi zemininde, bozguncu beşeri yönetimin, sistematik müdahalesiyle felakete dönüşüyor.
Genleriyle oynanmış ziraat, kendi tabiatını peyderpey bozmaya devam ediyor.
“Şimdi gördünüz mü, o ektiğiniz tohumu?” ( Vakıa/ 63)
Ürettiği silahları, çıkardığı savaşlarla tarım alanlarını, telef ve helakta kullananlar, aynı zamanda insanları da helak ediyorlar.
Bu ikiliyi hangi alanda ele alırsanız alın birbiriyle ilişkili, iniltili ve birbirini tamamlayan unsurlardır.
Ekin ve insan. Tabiat ekini, ekin insanı besliyor.
Hars bir anlamıyla tarım kültürünü ifade ettiği gibi, sosyolojik manada manevi değerler anlamında kültürü de ifade ediyor dedik.
Yeryüzünün ve kainatın terbiyecisi Rab düşmanı bozguncular ve münafık işbirlikçileri, manevi kültürü de ekip biçiyor. Hasat istedikleri gibi oluyor.
Tohumun tabiatını bozanlar; ekine de insana da soya da zarar veriyor. Üreyebilen tohumun yerine ebter tohumlar alınca ekin de nesil de kesik oluyor.
Devamlılığı olan şey, kısırlaşıyor veya hastalıklı ve kalitesiz bir yaşam sunuyor. Beyni işlenmiş, ekini işlenmiş, kültürü işlenmiş; işlem görmüş toplumlar…
Tabiatı, insanı, fıtratı bozma koşuşturması, yeryüzünün ıslah edicileriyle (!) son hız devam ediyor. “Allah, bozguncuyla ıslah ediciyi iyi bilir, birbirinden ayırt eder.” ( Bakara/220)
Ahsen Meryem Süveyda
Ekleme
Tarihi: 23 Ocak 2022 - Pazar
EKİNİ VE NESLİ HELAK EDENLER
EKİNİ VE NESLİ HELAK EDENLER
“İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına dair sözleri senin hoşuna gider. Üstelik sözünün özüne uyduğuna Allah’ı da şahit gösterir.
Hâlbuki gerçekte o, düşmanların en yamanıdır. Senin yanından ayrılınca (yahut iş başına geçince) fesat çıkarmaya çalışır, ürünleri ve nesilleri helak etmek için koşuşturur. Oysa Allah fesadı sevmez.”
Bakara/204-205
Ekin ve nesil; yeryüzünde yaşamın devamını ve canlılığını sağlayan iki güçlü ve olmazsa olmaz dinamiğidir.
Kâinatta her türlü nimeti insan için yaratan Allah, ekini ( tarımı) insanlar için elzem ihtiyaç unsuru kılmış ve zirai anlamda her türlü nimeti insanın yararına sunmuştur.
Tarım ve toprakla ilgili her unsur hayvanlar âlemini, bu da insanı ve yaşamını doğrudan ilgilendirir. Zirai sistem ne kadar sağlıklı ve düzgün işlerse insan yaşamı o kadar sağlıklı ve kaliteli işler.
Oysa insana sunulmuş kusursuz ekosistem yine insan eli müdahalesiyle bozulmuş, yaşamı ve sağlığı tehdit eden noktaya gelmiştir.
Ayete geçelim; “harsı ve nesli helak etmek”…
Hars: tarla sürme, çifte sürme; tarım ve toprakla ilgili her şey. Alınan ürün, kültür.
Veya “ kültür” anlamında; bir milletin milli ve manevi değerlerinin tümü ki Ziya Gökalp tarafından bu manada kullanılmış, sosyoloji literatürüne girmiş bir kavram olmuştur. Veya ana rahminde döllenen yumurta.
Her halükarda çoğalabilen, üreyebilen, sürekliliği olan canlı ve hayat bulan bir olgudan bahsediliyor. Bu olgunun sağlıklı veya hastalıklı, sürekliliği veya kısır oluşu insan müdahalesiyle doğrudan orantılı.
Evet, orjininde yaşamın ta kendisi olan bu dinamikler fesat niyet ve ellerde felaket ve ölüme dönüşüyor.
Bizi ilgilendiren tarafı da maalesef burası. Amaç ve gayreti zaten yeryüzünü ve nesli tarumar etmek olan şer zihniyetten değil, içimizden olup da ayrılınca niyeti ve uğraşı değişen fesatlardan bahsetmesi, ayetin ana temasını oluşturmuş.
“Öyle sözler söyler, vaadlerde bulunur, hayrete düşürür seni. Kalpleri fetheder. Yetmez, bunlara Allah’ı şahit tutar; ta ki iş başına, yetki başına gelene kadar. Oysa o hasımların en azılısıydı.” diyor Allah.
Bu en azılı hasım ki yaşam dinamiklerini helaka çalışır, ekinin ve neslin helakına. Allah’ın fesatları ve bozguncuları sevmediğinden bi haber olmalı. Gafil olmalı.
Yetki elinde olanın, iktidarda olanın hayır ve ıslaha yönelik (!) çabaları aslında yeryüzündeki her türlü ekolojik, sosyolojik dinamikleri bozmaya ve bozgunculuğa yöneliktir.
Yeryüzünün iki yaşam dinamiğiyle ayakta duran ekosistem ancak yine tersi zemininde, bozguncu beşeri yönetimin, sistematik müdahalesiyle felakete dönüşüyor.
Genleriyle oynanmış ziraat, kendi tabiatını peyderpey bozmaya devam ediyor.
“Şimdi gördünüz mü, o ektiğiniz tohumu?” ( Vakıa/ 63)
Ürettiği silahları, çıkardığı savaşlarla tarım alanlarını, telef ve helakta kullananlar, aynı zamanda insanları da helak ediyorlar.
Bu ikiliyi hangi alanda ele alırsanız alın birbiriyle ilişkili, iniltili ve birbirini tamamlayan unsurlardır.
Ekin ve insan. Tabiat ekini, ekin insanı besliyor.
Hars bir anlamıyla tarım kültürünü ifade ettiği gibi, sosyolojik manada manevi değerler anlamında kültürü de ifade ediyor dedik.
Yeryüzünün ve kainatın terbiyecisi Rab düşmanı bozguncular ve münafık işbirlikçileri, manevi kültürü de ekip biçiyor. Hasat istedikleri gibi oluyor.
Tohumun tabiatını bozanlar; ekine de insana da soya da zarar veriyor. Üreyebilen tohumun yerine ebter tohumlar alınca ekin de nesil de kesik oluyor.
Devamlılığı olan şey, kısırlaşıyor veya hastalıklı ve kalitesiz bir yaşam sunuyor. Beyni işlenmiş, ekini işlenmiş, kültürü işlenmiş; işlem görmüş toplumlar…
Tabiatı, insanı, fıtratı bozma koşuşturması, yeryüzünün ıslah edicileriyle (!) son hız devam ediyor. “Allah, bozguncuyla ıslah ediciyi iyi bilir, birbirinden ayırt eder.” ( Bakara/220)
Ahsen Meryem Süveyda
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.