Aydın BENLİ
Köşe Yazarı
Aydın BENLİ
 

  ''KORONA SAVAŞI''

<p>Patojen mikroorganizmalar biyolojik olarak &uuml;retilen biyo aktif maddeler insan, hayvan ve bitkilerde &ouml;l&uuml;m ve hasar meydana getirmek amacıyla, tarihin eski &ccedil;ağlarından beri kullanılmıştır. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde biyolojik savaş kapsamında kabul edilen bu hastalık yapıcı veya &ouml;ld&uuml;r&uuml;c&uuml; ajanlar artık ter&ouml;rist gruplar tarafından da bir tehdit unsuru olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Zehirli maddeler kullanılarak insan, hayvan ve bitkilerin &ouml;ld&uuml;r&uuml;lmesi ya da etkinliklerinin kısıtlanmasına y&ouml;nelik bir savaş y&ouml;ntemidir. Entomolojik savaş da biyolojik savaşın alt t&uuml;rlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bakteriler, riketsialar, vir&uuml;sler, funguslar, protozoalar gibi mikroorganizmalar biyolojik savaş maddesi (ajanı) olarak kullanılır.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Kolay ve ucuz &uuml;retilirler, dayanırlıkları fazladır, salgın başlatırlar, kulu&ccedil;ka devreleri genellikle kısadır, teşhis ve tedavileri zordur ve &ccedil;ok zaman almaktadır, &ouml;ld&uuml;r&uuml;c&uuml; olabilir. V&uuml;cuduna giriş yolları Solunum sistemi,&nbsp; deri,&nbsp; sindirim sistemi, &uuml;reme sistemi, g&ouml;z konjonktivaları... Bunlar tanıdık geldi mi?.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Corona Vir&uuml;s ile ilgili s&ouml;ylentileri duymuşsunuzdur. Koronavir&uuml;s&uuml;n bir biyolojik silah olduğu s&ouml;ylentisinden bahsediyorum. Kimine g&ouml;re &Ccedil;in ABD&rsquo;ye, kimine g&ouml;re ise ABD &Ccedil;in&rsquo;e karşı bu vir&uuml;s&uuml; geliştirdi ve yaydı. Tabii bu &ldquo;dedikoduyu yayanlar&rdquo; salgının bir biyolojik savaş olduğuna ilişkin tweet atan &Ccedil;in Dışişleri Bakanlığı S&ouml;zc&uuml;s&uuml; ve Hindistan Parlamentosu S&ouml;zc&uuml;s&uuml; olunca, iş ciddiye bindi.&nbsp; Bu bir biyolojik silah mıdır değil midir, onu ancak tarih yani zaman g&ouml;sterir. Biz şimdi biyolojik savaş y&ouml;ntemi tarihte nasıl kullanılmış, ona bakalım. Zira bu silahların varlığı, bir komplo teorisi değil. İnsanoğlu savaşmaya başladığından bu yana bizimle varlar ve gitgide de yaygınlaşıyorlar.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Tarih&ccedil;ilere g&ouml;re biyolojik silahların g&uuml;c&uuml;n&uuml; ilk fark edenler, Hititler. Mısırlılara ait bir tablete g&ouml;re, Hititler M&Ouml; 1274&rsquo;te Kadeş Savaşı&rsquo;nda vebalı hastaları casus olarak Mısır&rsquo;a g&ouml;nderip &ccedil;ok sayıda Mısırlının hayatını kaybetmesini sağlamışlar. B&uuml;y&uuml;k İskender de Perslere karşı savaşırken (M&Ouml; 332) İran ordusunun &uuml;zerine &ouml;lmekte olan hastalıklı insanları g&ouml;ndermiş. Milattan &ouml;ncesine dair bir başka &ouml;rnek de M&Ouml; 190&rsquo;da Kartacalı General Hannibal&rsquo;ın Bergamalı d&uuml;şman gemilerini alt etmek i&ccedil;in yılan zehri kullanması. Gelelim biraz daha yakın zamanlara... Moğol h&uuml;k&uuml;mdarı Cengiz Han, 13. y&uuml;zyıl başında &Ccedil;in, Kırım ve Viyana kalelerini almak i&ccedil;in vebadan &ouml;lm&uuml;ş insanların cesetlerini mancınıkla fırlatıp, mikrobun o b&ouml;lgelerde yayılmasını sağlamış. Belki sizi en &ccedil;ok şaşırtacak olan, 14. y&uuml;zyılda Avrupa&rsquo;yı kırıp ge&ccedil;iren o meşhur veba salgınının bir biyolojik savaş olduğunu &ouml;ğrenmek olacak. Ş&ouml;yle ki: 1346 yılında veba salgını Kırım b&ouml;lgesinde yayılmaya başladığında Tatarlar, Cenevizlilerin bulunduğu (Ukrayna&rsquo;daki) Kefe&rsquo;yi kuşatmışlar. Vebadan &ouml;len Cenevizlileri de mancınıklarla şehre atıp, salgını iyice yaymışlar. Bunun &uuml;zerine gemilere binip ka&ccedil;an Cenevizliler, hastalığı Avrupa&rsquo;ya taşımışlar. İşte 1346-1353 yılları arasında 475 milyonluk d&uuml;nyada 100 milyon kişinin canını alan veba salgınının aslı bu. (Kaynak Millet K&uuml;t&uuml;phanesi Biyolojik Savaş)</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Biyolojik savaşla en etkili m&uuml;cadele yolu &Uuml;mm&uuml;n sistemin g&uuml;&ccedil;lendirilmesidir. &Uuml;mm&uuml;n Sistem, bağışıklık sistemi, bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, zararlı h&uuml;creleri tanıyan v&uuml;cudun savunma sistemidir. Bağışıklık sistemin g&uuml;&ccedil;l&uuml; olması vir&uuml;slerin sebep olduğu hastalıklar gibi pek &ccedil;ok hastalığa karşı bizi korumaktadır. Bağışıklık sistemini normal fonksiyonunu devam ettirebilmesi i&ccedil;in v&uuml;cut belirli vitamin ve minerallere ihtiya&ccedil; duyar, bu da organik ve sağlıklı beslenmeden ge&ccedil;iyor. K&ouml;ylere d&ouml;n&uuml;şler bu yolla başlamıştır. Kendi &uuml;r&uuml;n&uuml;n&uuml; kendin yetiştirme, bah&ccedil;eye, organik domates, patates vs. ekip onları t&uuml;ketmek. Tavuk, kuzu ve s&uuml;t&uuml;n&uuml; kendinin &uuml;retmesi ve bu besinleri t&uuml;keterek bağışıklık sistemini g&uuml;&ccedil;lendirmektir.&nbsp;</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Ulu &Ouml;nderimiz Mustafa Kemal Atat&uuml;rk&#39;&uuml;n de dediği gibi &#39;&#39; K&ouml;yl&uuml; Milletin Efendisidir&#39;&#39; s&ouml;z&uuml;, o g&uuml;nlerden&nbsp; geleceği tahmin etmesinin işaretidir. K&ouml;ylerimizin kıymeti artacak artık k&ouml;ylere g&ouml;&ccedil;ler &ccedil;oğalacaktır. Bu biyolojik savaşlarında sonu gelmeyecek gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Allah&#39;a emanet olun Hoş&ccedil;akalın.&nbsp;</p> <p>Aydın BENLİ&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 25 Aralık 2020 - Cuma

  ''KORONA SAVAŞI''

<p>Patojen mikroorganizmalar biyolojik olarak &uuml;retilen biyo aktif maddeler insan, hayvan ve bitkilerde &ouml;l&uuml;m ve hasar meydana getirmek amacıyla, tarihin eski &ccedil;ağlarından beri kullanılmıştır. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde biyolojik savaş kapsamında kabul edilen bu hastalık yapıcı veya &ouml;ld&uuml;r&uuml;c&uuml; ajanlar artık ter&ouml;rist gruplar tarafından da bir tehdit unsuru olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Zehirli maddeler kullanılarak insan, hayvan ve bitkilerin &ouml;ld&uuml;r&uuml;lmesi ya da etkinliklerinin kısıtlanmasına y&ouml;nelik bir savaş y&ouml;ntemidir. Entomolojik savaş da biyolojik savaşın alt t&uuml;rlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bakteriler, riketsialar, vir&uuml;sler, funguslar, protozoalar gibi mikroorganizmalar biyolojik savaş maddesi (ajanı) olarak kullanılır.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Kolay ve ucuz &uuml;retilirler, dayanırlıkları fazladır, salgın başlatırlar, kulu&ccedil;ka devreleri genellikle kısadır, teşhis ve tedavileri zordur ve &ccedil;ok zaman almaktadır, &ouml;ld&uuml;r&uuml;c&uuml; olabilir. V&uuml;cuduna giriş yolları Solunum sistemi,&nbsp; deri,&nbsp; sindirim sistemi, &uuml;reme sistemi, g&ouml;z konjonktivaları... Bunlar tanıdık geldi mi?.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Corona Vir&uuml;s ile ilgili s&ouml;ylentileri duymuşsunuzdur. Koronavir&uuml;s&uuml;n bir biyolojik silah olduğu s&ouml;ylentisinden bahsediyorum. Kimine g&ouml;re &Ccedil;in ABD&rsquo;ye, kimine g&ouml;re ise ABD &Ccedil;in&rsquo;e karşı bu vir&uuml;s&uuml; geliştirdi ve yaydı. Tabii bu &ldquo;dedikoduyu yayanlar&rdquo; salgının bir biyolojik savaş olduğuna ilişkin tweet atan &Ccedil;in Dışişleri Bakanlığı S&ouml;zc&uuml;s&uuml; ve Hindistan Parlamentosu S&ouml;zc&uuml;s&uuml; olunca, iş ciddiye bindi.&nbsp; Bu bir biyolojik silah mıdır değil midir, onu ancak tarih yani zaman g&ouml;sterir. Biz şimdi biyolojik savaş y&ouml;ntemi tarihte nasıl kullanılmış, ona bakalım. Zira bu silahların varlığı, bir komplo teorisi değil. İnsanoğlu savaşmaya başladığından bu yana bizimle varlar ve gitgide de yaygınlaşıyorlar.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Tarih&ccedil;ilere g&ouml;re biyolojik silahların g&uuml;c&uuml;n&uuml; ilk fark edenler, Hititler. Mısırlılara ait bir tablete g&ouml;re, Hititler M&Ouml; 1274&rsquo;te Kadeş Savaşı&rsquo;nda vebalı hastaları casus olarak Mısır&rsquo;a g&ouml;nderip &ccedil;ok sayıda Mısırlının hayatını kaybetmesini sağlamışlar. B&uuml;y&uuml;k İskender de Perslere karşı savaşırken (M&Ouml; 332) İran ordusunun &uuml;zerine &ouml;lmekte olan hastalıklı insanları g&ouml;ndermiş. Milattan &ouml;ncesine dair bir başka &ouml;rnek de M&Ouml; 190&rsquo;da Kartacalı General Hannibal&rsquo;ın Bergamalı d&uuml;şman gemilerini alt etmek i&ccedil;in yılan zehri kullanması. Gelelim biraz daha yakın zamanlara... Moğol h&uuml;k&uuml;mdarı Cengiz Han, 13. y&uuml;zyıl başında &Ccedil;in, Kırım ve Viyana kalelerini almak i&ccedil;in vebadan &ouml;lm&uuml;ş insanların cesetlerini mancınıkla fırlatıp, mikrobun o b&ouml;lgelerde yayılmasını sağlamış. Belki sizi en &ccedil;ok şaşırtacak olan, 14. y&uuml;zyılda Avrupa&rsquo;yı kırıp ge&ccedil;iren o meşhur veba salgınının bir biyolojik savaş olduğunu &ouml;ğrenmek olacak. Ş&ouml;yle ki: 1346 yılında veba salgını Kırım b&ouml;lgesinde yayılmaya başladığında Tatarlar, Cenevizlilerin bulunduğu (Ukrayna&rsquo;daki) Kefe&rsquo;yi kuşatmışlar. Vebadan &ouml;len Cenevizlileri de mancınıklarla şehre atıp, salgını iyice yaymışlar. Bunun &uuml;zerine gemilere binip ka&ccedil;an Cenevizliler, hastalığı Avrupa&rsquo;ya taşımışlar. İşte 1346-1353 yılları arasında 475 milyonluk d&uuml;nyada 100 milyon kişinin canını alan veba salgınının aslı bu. (Kaynak Millet K&uuml;t&uuml;phanesi Biyolojik Savaş)</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Biyolojik savaşla en etkili m&uuml;cadele yolu &Uuml;mm&uuml;n sistemin g&uuml;&ccedil;lendirilmesidir. &Uuml;mm&uuml;n Sistem, bağışıklık sistemi, bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, zararlı h&uuml;creleri tanıyan v&uuml;cudun savunma sistemidir. Bağışıklık sistemin g&uuml;&ccedil;l&uuml; olması vir&uuml;slerin sebep olduğu hastalıklar gibi pek &ccedil;ok hastalığa karşı bizi korumaktadır. Bağışıklık sistemini normal fonksiyonunu devam ettirebilmesi i&ccedil;in v&uuml;cut belirli vitamin ve minerallere ihtiya&ccedil; duyar, bu da organik ve sağlıklı beslenmeden ge&ccedil;iyor. K&ouml;ylere d&ouml;n&uuml;şler bu yolla başlamıştır. Kendi &uuml;r&uuml;n&uuml;n&uuml; kendin yetiştirme, bah&ccedil;eye, organik domates, patates vs. ekip onları t&uuml;ketmek. Tavuk, kuzu ve s&uuml;t&uuml;n&uuml; kendinin &uuml;retmesi ve bu besinleri t&uuml;keterek bağışıklık sistemini g&uuml;&ccedil;lendirmektir.&nbsp;</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; Ulu &Ouml;nderimiz Mustafa Kemal Atat&uuml;rk&#39;&uuml;n de dediği gibi &#39;&#39; K&ouml;yl&uuml; Milletin Efendisidir&#39;&#39; s&ouml;z&uuml;, o g&uuml;nlerden&nbsp; geleceği tahmin etmesinin işaretidir. K&ouml;ylerimizin kıymeti artacak artık k&ouml;ylere g&ouml;&ccedil;ler &ccedil;oğalacaktır. Bu biyolojik savaşlarında sonu gelmeyecek gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Allah&#39;a emanet olun Hoş&ccedil;akalın.&nbsp;</p> <p>Aydın BENLİ&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.