''MUHSİN BAŞKAN''
<p>Muhsin Başkan, 31 Aralık 1954 tarihinde Halit ve Fidan Yazıcıoğlu çiftinin son çocuğu olarak Sivas'ın Şarkışla ilçesi Elmalı Köyü'nde dünyaya geldi. Muhsin Başkan, ilk ve orta öğrenimini Şarkışla'da, üniversite eğitimini Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nde yaptı. 1968'de Muhsin Yazıcıoğlu, Şarkışla'da "Genç Ülkücüler Hareketi"'ne katıldı. Muhsin Yazıcıoğlu, üniversite eğitimi için 1972'de Ankara'ya geldikten sonra Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nde görev yapmaya başladı. Sırasıyla Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı'nda bulundu (1977 - 1978). Muhsin Başkan, 1978'de faaliyete geçen Ülkücü Gençlik Derneği'nin kurucu Genel Başkanı oldu. 1980 sonrası yapılan yargılamalarda da beş yılı hücrede olmak üzere yedi buçuk yıl hapishanede yattı. Daha sonra suçsuz bulundu ve beraat etti. Yinede devletine küsmedi hizmetine devam etti. 1980 yılına kadar Milliyetçi Hareket Partisi'nde Genel Başkan Müşavirliği görevinde bulundu. Bu yıllarda vatan aşkı ile hizmet etti, her daim mücadelesine devam etti.</p>
<p> 25 Mart 2009 tarihinde, Kahramanmaraş mitinginden Yozgat-Yerköy mitingine hareket etmek üzere içinde bulunduğu helikopter bilinmeyen bir sebepten dolayı düştü diyerek haber programları son dakika haberleri verdi. Kazadan 48 saat sonra helikopterin enkazı ve Muhsin Yazıcıoğlu dâhil 6 kişinin naaşı arama ekipleri içerisinden 17 gönüllü civar köylüsü tarafından Sisne ve Kızılöz Köyleri arasındaki Keş Dağı Kuru Dere Kanlıçukur mevkiinde bulundu. Dijital çağda son sistem teknoloji ile donatılmış kamu personelleri bulamaz iken onu seven köy halkı buldu.Enkaz ile arama yapılan yer arasında 115 kilometre vardı.Kazadan sonra ortaya çıkan gerçeklere göre helikopterin düşmesinin ardından İHA muhabiri Güneş, 112 Acil Servis Hattı ile 9 kez görüştü. Bu görüşmelerin kimisi 20 dakikaya yakın sürerken kimisi 34 saniye sürdü. Tüm bu telefon trafiğine rağmen 48 saat boyunca süren çalışmaların enkazdan 115 kilometre uzakta olduğu ortaya çıktı. Kayseri Valisi’nden ilginç not Saatler ilerleyip, herkes adeta ölüm sessizliğine bürünmüşken, dönemin Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, Muhsin Yazıcıoğlu'nun yaşadığını ve ayağının kırık olduğunu, ayrıca aramak kurtarma ekiplerinin bölgeye intikal ettiğini açıklamıştı. Ancak, gerçekte ne Muhsin Yazıcıoğlu hayattaydı, ne de bölgeye intikal eden bir sağlık ekibi vardı. Yıllar sonra Bilici, kendisine bu bilginin Emniyet İstihbarat tarafından verildiğini açıkladı. Bilgiyi veren Emniyet Müdürü 15 Temmuz sonrasında tutuklandı.Helikopterin düşmesinden birkaç saat sonra dönemin Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Müdürü Dursun Özmen'in, "Yazıcıoğlu’nun sağ olarak bulunduğu ancak ayağının kırık olduğu ve hastaneye götürüldüğü" şeklinde geçtiği bilgi notu bilgi kirliliğini daha da artırdı. Kısa bir süre sonra bilginin gerçek olmadığı ortaya çıktı. Daha sonra, konuya hakim kaynaklar Emniyet İstihbarattaki bu ismin FETÖ'nün en bilinen Emniyetçilerinden biri olan Ramazan Akyürek ile arasındaki bağa dikkati çekecekti. Enkaz 48 saat bulundu, kayıp eşyalardan hiç ses çıkmadı.İki gün boyunca hemen herkesin yakından takip ettiği olay, enkazın bulunması ve helikopterde bulunan herkesin vefat ettiği bilgisiyle yeni bir boyut kazandı. Türkiye, bir yandan Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları için gözyaşı döküyor, diğer yandan cevapsız sorulara yanıt arıyordu. O dönemde sıkça konuşulan ve daha sonraki yıllarda da üzerine düşülen detaylardan biri de Muhsin Yazıcıoğlu'nun kayıp eşyalarıydı. Ailesi ve yakın çevresine göre Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikoptere binerken yanında olan siyah çantası, sim kartı ve silahı aradan geçen bunca zamana rağmen bir türlü ortaya çıkmamıştı.</p>
<p> Enkazdaki askerler Erdoğan'a suikast ekibinde ortaya çıktı.Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatının ardından kazaya ilişkin hemen her yıl yeni bir bilgi ortaya çıktı. Arama kurtarma timinde yer alan Aydın Özsıcak ve Davut Uçum da bu noktada dikkati çeken isimlerdi. Her iki ismin helikopterdeki hayati öneme sahip "kayıt cihazlarını" çaldıkları tespit edildi ve ikili hakkında soruşturma başlatıldı. Davanın ardından Özsıcak tutuklandı. 7 ay tutuklu kalmasına rağmen en küçük bir ipucu vermeyen Özsıcak, "Kayıt cihazlarını hatıra olarak almıştım" ifadesini kullandı. Muhsin Yazıcıoğlu suikastını kararttığı anlaşılan Aydın Özsıcak ve Davut Uçum, 15 Temmuz darbe girişiminde ortaya çıktı. Marmaris'te Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast düzenlemeye giden timde yer alan Özsıcak ve Uçum, başarısız darbe girişiminin ardından yakalandı. 2009'da Muhsin Yazıcıoğlu suikastını karartan FETÖ'cüler, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminde bulundular.Bizim liderimize kıymaya kalkıştılar ve bunlar Muhsin başkana kıyan ekiple aynı kişilerdi. </p>
<p> Bunları gazetelerden okuduk, duyduk ve mahkeme tutanaklarına girdi. Bana göre; Muhsin başkan Türk İslam ülkücülüğü üzerinde büyük bir liderdi, yabancı güçler korkuyordu, içerideki işbirlikçileri eliyle Şehit ettiler. Muhsin başkan yurt içi ve yurtdışında çok büyük hizmetlere imza atmıştır. Ak saçlılar ile batiniler, haçlılar ve diğer işbirlikçilerinin Güçlü bir Türkiye istememeleri sonucudur, hak ile batılın mücadelesidir.Muhsin Reis ülkücü hareketin manevi liderlerinden ve benimde örnek aldığım siyasetçidir. Ne zaman üşüsem hatırıma Muhsin başkan gelir, katilleri hak ettikleri cezayı alana kadar üşüyeceğim.</p>
Ekleme
Tarihi: 01 Ocak 2021 - Cuma
''MUHSİN BAŞKAN''
<p>Muhsin Başkan, 31 Aralık 1954 tarihinde Halit ve Fidan Yazıcıoğlu çiftinin son çocuğu olarak Sivas'ın Şarkışla ilçesi Elmalı Köyü'nde dünyaya geldi. Muhsin Başkan, ilk ve orta öğrenimini Şarkışla'da, üniversite eğitimini Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nde yaptı. 1968'de Muhsin Yazıcıoğlu, Şarkışla'da "Genç Ülkücüler Hareketi"'ne katıldı. Muhsin Yazıcıoğlu, üniversite eğitimi için 1972'de Ankara'ya geldikten sonra Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nde görev yapmaya başladı. Sırasıyla Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı'nda bulundu (1977 - 1978). Muhsin Başkan, 1978'de faaliyete geçen Ülkücü Gençlik Derneği'nin kurucu Genel Başkanı oldu. 1980 sonrası yapılan yargılamalarda da beş yılı hücrede olmak üzere yedi buçuk yıl hapishanede yattı. Daha sonra suçsuz bulundu ve beraat etti. Yinede devletine küsmedi hizmetine devam etti. 1980 yılına kadar Milliyetçi Hareket Partisi'nde Genel Başkan Müşavirliği görevinde bulundu. Bu yıllarda vatan aşkı ile hizmet etti, her daim mücadelesine devam etti.</p>
<p> 25 Mart 2009 tarihinde, Kahramanmaraş mitinginden Yozgat-Yerköy mitingine hareket etmek üzere içinde bulunduğu helikopter bilinmeyen bir sebepten dolayı düştü diyerek haber programları son dakika haberleri verdi. Kazadan 48 saat sonra helikopterin enkazı ve Muhsin Yazıcıoğlu dâhil 6 kişinin naaşı arama ekipleri içerisinden 17 gönüllü civar köylüsü tarafından Sisne ve Kızılöz Köyleri arasındaki Keş Dağı Kuru Dere Kanlıçukur mevkiinde bulundu. Dijital çağda son sistem teknoloji ile donatılmış kamu personelleri bulamaz iken onu seven köy halkı buldu.Enkaz ile arama yapılan yer arasında 115 kilometre vardı.Kazadan sonra ortaya çıkan gerçeklere göre helikopterin düşmesinin ardından İHA muhabiri Güneş, 112 Acil Servis Hattı ile 9 kez görüştü. Bu görüşmelerin kimisi 20 dakikaya yakın sürerken kimisi 34 saniye sürdü. Tüm bu telefon trafiğine rağmen 48 saat boyunca süren çalışmaların enkazdan 115 kilometre uzakta olduğu ortaya çıktı. Kayseri Valisi’nden ilginç not Saatler ilerleyip, herkes adeta ölüm sessizliğine bürünmüşken, dönemin Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, Muhsin Yazıcıoğlu'nun yaşadığını ve ayağının kırık olduğunu, ayrıca aramak kurtarma ekiplerinin bölgeye intikal ettiğini açıklamıştı. Ancak, gerçekte ne Muhsin Yazıcıoğlu hayattaydı, ne de bölgeye intikal eden bir sağlık ekibi vardı. Yıllar sonra Bilici, kendisine bu bilginin Emniyet İstihbarat tarafından verildiğini açıkladı. Bilgiyi veren Emniyet Müdürü 15 Temmuz sonrasında tutuklandı.Helikopterin düşmesinden birkaç saat sonra dönemin Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Müdürü Dursun Özmen'in, "Yazıcıoğlu’nun sağ olarak bulunduğu ancak ayağının kırık olduğu ve hastaneye götürüldüğü" şeklinde geçtiği bilgi notu bilgi kirliliğini daha da artırdı. Kısa bir süre sonra bilginin gerçek olmadığı ortaya çıktı. Daha sonra, konuya hakim kaynaklar Emniyet İstihbarattaki bu ismin FETÖ'nün en bilinen Emniyetçilerinden biri olan Ramazan Akyürek ile arasındaki bağa dikkati çekecekti. Enkaz 48 saat bulundu, kayıp eşyalardan hiç ses çıkmadı.İki gün boyunca hemen herkesin yakından takip ettiği olay, enkazın bulunması ve helikopterde bulunan herkesin vefat ettiği bilgisiyle yeni bir boyut kazandı. Türkiye, bir yandan Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları için gözyaşı döküyor, diğer yandan cevapsız sorulara yanıt arıyordu. O dönemde sıkça konuşulan ve daha sonraki yıllarda da üzerine düşülen detaylardan biri de Muhsin Yazıcıoğlu'nun kayıp eşyalarıydı. Ailesi ve yakın çevresine göre Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikoptere binerken yanında olan siyah çantası, sim kartı ve silahı aradan geçen bunca zamana rağmen bir türlü ortaya çıkmamıştı.</p>
<p> Enkazdaki askerler Erdoğan'a suikast ekibinde ortaya çıktı.Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatının ardından kazaya ilişkin hemen her yıl yeni bir bilgi ortaya çıktı. Arama kurtarma timinde yer alan Aydın Özsıcak ve Davut Uçum da bu noktada dikkati çeken isimlerdi. Her iki ismin helikopterdeki hayati öneme sahip "kayıt cihazlarını" çaldıkları tespit edildi ve ikili hakkında soruşturma başlatıldı. Davanın ardından Özsıcak tutuklandı. 7 ay tutuklu kalmasına rağmen en küçük bir ipucu vermeyen Özsıcak, "Kayıt cihazlarını hatıra olarak almıştım" ifadesini kullandı. Muhsin Yazıcıoğlu suikastını kararttığı anlaşılan Aydın Özsıcak ve Davut Uçum, 15 Temmuz darbe girişiminde ortaya çıktı. Marmaris'te Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast düzenlemeye giden timde yer alan Özsıcak ve Uçum, başarısız darbe girişiminin ardından yakalandı. 2009'da Muhsin Yazıcıoğlu suikastını karartan FETÖ'cüler, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminde bulundular.Bizim liderimize kıymaya kalkıştılar ve bunlar Muhsin başkana kıyan ekiple aynı kişilerdi. </p>
<p> Bunları gazetelerden okuduk, duyduk ve mahkeme tutanaklarına girdi. Bana göre; Muhsin başkan Türk İslam ülkücülüğü üzerinde büyük bir liderdi, yabancı güçler korkuyordu, içerideki işbirlikçileri eliyle Şehit ettiler. Muhsin başkan yurt içi ve yurtdışında çok büyük hizmetlere imza atmıştır. Ak saçlılar ile batiniler, haçlılar ve diğer işbirlikçilerinin Güçlü bir Türkiye istememeleri sonucudur, hak ile batılın mücadelesidir.Muhsin Reis ülkücü hareketin manevi liderlerinden ve benimde örnek aldığım siyasetçidir. Ne zaman üşüsem hatırıma Muhsin başkan gelir, katilleri hak ettikleri cezayı alana kadar üşüyeceğim.</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.