‘’28 ŞUBAT VE GERÇEKLER’’
‘’28 ŞUBAT VE GERÇEKLER’’
Erbakan başkanlığında Refahyol hükümeti kuruldu. Aralık 1995'te yapılan, "Milli Görüş"ün lideri Necmettin Erbakan sandıktan zaferle çıkarak, yüzde 21 oyla Meclisteki 550 sandalyenin 158'ini kazanmıştı.
28 Haziran 1996'da Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi koalisyonu Necmettin Erbakan'ın başbakanlığında, 54. Hükümet'i kurdu.
Başbakan Erbakan'ın, Başbakanlık Konutunda tarikat liderlerine ve şeyhlere iftar yemeği verdi. Bunun üzerine TSK’nın üst rütbeli subay ve generalleri, Gölcük’te irtica hakkında toplantı yaptı.
6 Ekim 1996'da, Ankara Kocatepe Cami'de yapılan ''şeriat isteriz'' yürüyüşü tepki topladı. Aczimendiler, Fadime Şahin-Müslüm Gündüz olayları...
Tertiplenen tüm bu oyunlar planlanan darbeye zemin hazırlamak içindi. "Bir kısım medya" da sürece destek oldu. Manşetlerin her birinde "postal" izi vardı.
Başbakan Erbakan'ın kanaat önderlerine verdiği yemek ise darbe heveslilerinin iştahını iyice arttırdı. Bu arada, 28 Şubat sürecinde hafızalara kazanan "Sincan'dan tankların geçmesi" olayı yaşandı.
Sincan'da 4 Şubat 1997'de 15 tank ve 20 kariyer, ilçeden geçerek Yenikent'teki tatbikat alanına gitti. "Askerin uyarısı" olarak değerlendirildi.
5 Şubat'ta Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Erbakan’a uyarı mektubu verdi. Mektupta, "Devletin kurumlarına 'köktendinci' cereyanların sızması kesinlikle önlenmelidir." ifadesi yer aldı.
28 Şubat 1997'de Milli Güvenlik Kurulu Cumhurbaşkanı Demirel'in başkanlığında toplandı. Toplantı 8 saat 45 dakika sürdü. Çankaya Köşkü'nde saat 15.10'da başlayan toplantı, saat 23.55'te sona erdi.
28 Şubat süreci, Necmettin Erbakan'ın başbakan, Tansu Çiller'in başbakan yardımcısı olduğu 28 Şubat 1997'de yapılan Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla "irtica"ya karşı başlayan ordu ve bürokrasi merkezli süreç.
Süreç, Erbakan'ın istifasına ve REFAHYOL Hükûmetinin dağılmasına yol açmıştır. Türk siyasi tarihine geçen kararların uygulandığı dönemde Türkiye'de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda değişimler yaşanmıştır.
Yaşananlar post-modern darbe olarak adlandırılmıştır. Verilen kararların ve yaptırımların uygulanıp uygulanmadığını denetlemek için Çevik Bir öncülüğünde Batı Çalışma Grubu kurulmuştur.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Erbakan'ın, 24 Ocak 1997'de Kayseri'ye yaptığı gezi sırasında, tek tip elbise giyip bere takan il örgütü görevlileriyle ilgili partiye uyarıda bulundu.
Söz konusu durumun "Siyasi Partiler Yasası'na aykırı olduğunu" belirten Başsavcılık, RP Kayseri İl Yönetim Kurulunun 30 gün içinde görevden el çektirilmesini istedi.
Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, 21 Mayıs 1997'de "Anayasa'nın laiklik ilkesine aykırı eylemlerin odağı haline geldiği açıklıkla anlaşıldığı" gerekçesiyle RP'nin sürekli kapatılması istemiyle dava açtı.
Anayasa Mahkemesi, Refah Partisi'ni "demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı davranarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ve millet egemenliği ilkelerini çiğnediği ve irticai faaliyetlerin odağı olduğu" gerekçesiyle 16 Ocak 1998 günü kapattırdı.
Refah Partisi resmi olarak tarihe karıştı. Partinin lideri Necmettin Erbakan’a ise beş yıl siyaset yasağı konuldu.
28 Şubat sürecinin mağdur ettiği ve hatta hayatlarını kararttığı diğer bir kesim de öğrenciler olmuştur. Bu dönemde başörtülü öğrenciler üniversitelere alınmamış hatta “ikna odaları” kurularak öğrencilerle yapılan özel görüşmelerle üzerlerine psikolojik baskı oluşturulmuştur.
Ayrıca kamuda "başörtüsü yasağı" getirilerek birçok kamu görevlisi hakkında soruşturma açılmış, hatta bazılarının işlerine son verilmiştir.
Üstelik bu yasak sadece kadınları değil eşi başörtülü erkekleri de etkilemiştir. Sayısı tespit edilemeyen çok sayıda erkek, eşi başörtülü olduğu için veya "irticai fikirleri ya da faaliyetleri" nedeniyle işten atılmış, kişiler eşleri ve işleri arasında tercih yapmaya zorlanmıştır.
28 Şubat darbesiyle birlikte Anayasa ve Uluslararası Sözleşmeler hiçe sayılarak vesayet odaklı bir yönetim anlayışı tesis edilmeye çalışıldı,
"Bin yıl sürmesi planlanan 28 Şubat Post Modern Darbesi ülkemizin, toplumsal ve siyasal ortamındaki büyük değişim ile asıl hedefine ulaşamamıştır.
Bu darbe arkasında büyük maduriyetler ve gözyaşları bırakmıştır. Ülkeyi ekonomik zararlara uğratarak 2002 krizi bunun sonucu olmuştur.
Türkiye'de post-modern darbenin mimarları hedeflerini ‘’irticaya’’ karşı laik düzeni korumak olarak açıklıyordu.
Erbakan'ın istifasıyla sonuçlanan süreç AKP iktidarına giden yolu açtı. Halk bu darbe yapanları cezalandırmak için AKP’yi iktidar yaptı.
Aydı Benli
Siyaset Bilimci,
Araştırmacı Yazar
Ekleme
Tarihi: 28 Şubat 2022 - Pazartesi
‘’28 ŞUBAT VE GERÇEKLER’’
‘’28 ŞUBAT VE GERÇEKLER’’
Erbakan başkanlığında Refahyol hükümeti kuruldu. Aralık 1995'te yapılan, "Milli Görüş"ün lideri Necmettin Erbakan sandıktan zaferle çıkarak, yüzde 21 oyla Meclisteki 550 sandalyenin 158'ini kazanmıştı.
28 Haziran 1996'da Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi koalisyonu Necmettin Erbakan'ın başbakanlığında, 54. Hükümet'i kurdu.
Başbakan Erbakan'ın, Başbakanlık Konutunda tarikat liderlerine ve şeyhlere iftar yemeği verdi. Bunun üzerine TSK’nın üst rütbeli subay ve generalleri, Gölcük’te irtica hakkında toplantı yaptı.
6 Ekim 1996'da, Ankara Kocatepe Cami'de yapılan ''şeriat isteriz'' yürüyüşü tepki topladı. Aczimendiler, Fadime Şahin-Müslüm Gündüz olayları...
Tertiplenen tüm bu oyunlar planlanan darbeye zemin hazırlamak içindi. "Bir kısım medya" da sürece destek oldu. Manşetlerin her birinde "postal" izi vardı.
Başbakan Erbakan'ın kanaat önderlerine verdiği yemek ise darbe heveslilerinin iştahını iyice arttırdı. Bu arada, 28 Şubat sürecinde hafızalara kazanan "Sincan'dan tankların geçmesi" olayı yaşandı.
Sincan'da 4 Şubat 1997'de 15 tank ve 20 kariyer, ilçeden geçerek Yenikent'teki tatbikat alanına gitti. "Askerin uyarısı" olarak değerlendirildi.
5 Şubat'ta Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Erbakan’a uyarı mektubu verdi. Mektupta, "Devletin kurumlarına 'köktendinci' cereyanların sızması kesinlikle önlenmelidir." ifadesi yer aldı.
28 Şubat 1997'de Milli Güvenlik Kurulu Cumhurbaşkanı Demirel'in başkanlığında toplandı. Toplantı 8 saat 45 dakika sürdü. Çankaya Köşkü'nde saat 15.10'da başlayan toplantı, saat 23.55'te sona erdi.
28 Şubat süreci, Necmettin Erbakan'ın başbakan, Tansu Çiller'in başbakan yardımcısı olduğu 28 Şubat 1997'de yapılan Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla "irtica"ya karşı başlayan ordu ve bürokrasi merkezli süreç.
Süreç, Erbakan'ın istifasına ve REFAHYOL Hükûmetinin dağılmasına yol açmıştır. Türk siyasi tarihine geçen kararların uygulandığı dönemde Türkiye'de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda değişimler yaşanmıştır.
Yaşananlar post-modern darbe olarak adlandırılmıştır. Verilen kararların ve yaptırımların uygulanıp uygulanmadığını denetlemek için Çevik Bir öncülüğünde Batı Çalışma Grubu kurulmuştur.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Erbakan'ın, 24 Ocak 1997'de Kayseri'ye yaptığı gezi sırasında, tek tip elbise giyip bere takan il örgütü görevlileriyle ilgili partiye uyarıda bulundu.
Söz konusu durumun "Siyasi Partiler Yasası'na aykırı olduğunu" belirten Başsavcılık, RP Kayseri İl Yönetim Kurulunun 30 gün içinde görevden el çektirilmesini istedi.
Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, 21 Mayıs 1997'de "Anayasa'nın laiklik ilkesine aykırı eylemlerin odağı haline geldiği açıklıkla anlaşıldığı" gerekçesiyle RP'nin sürekli kapatılması istemiyle dava açtı.
Anayasa Mahkemesi, Refah Partisi'ni "demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı davranarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ve millet egemenliği ilkelerini çiğnediği ve irticai faaliyetlerin odağı olduğu" gerekçesiyle 16 Ocak 1998 günü kapattırdı.
Refah Partisi resmi olarak tarihe karıştı. Partinin lideri Necmettin Erbakan’a ise beş yıl siyaset yasağı konuldu.
28 Şubat sürecinin mağdur ettiği ve hatta hayatlarını kararttığı diğer bir kesim de öğrenciler olmuştur. Bu dönemde başörtülü öğrenciler üniversitelere alınmamış hatta “ikna odaları” kurularak öğrencilerle yapılan özel görüşmelerle üzerlerine psikolojik baskı oluşturulmuştur.
Ayrıca kamuda "başörtüsü yasağı" getirilerek birçok kamu görevlisi hakkında soruşturma açılmış, hatta bazılarının işlerine son verilmiştir.
Üstelik bu yasak sadece kadınları değil eşi başörtülü erkekleri de etkilemiştir. Sayısı tespit edilemeyen çok sayıda erkek, eşi başörtülü olduğu için veya "irticai fikirleri ya da faaliyetleri" nedeniyle işten atılmış, kişiler eşleri ve işleri arasında tercih yapmaya zorlanmıştır.
28 Şubat darbesiyle birlikte Anayasa ve Uluslararası Sözleşmeler hiçe sayılarak vesayet odaklı bir yönetim anlayışı tesis edilmeye çalışıldı,
"Bin yıl sürmesi planlanan 28 Şubat Post Modern Darbesi ülkemizin, toplumsal ve siyasal ortamındaki büyük değişim ile asıl hedefine ulaşamamıştır.
Bu darbe arkasında büyük maduriyetler ve gözyaşları bırakmıştır. Ülkeyi ekonomik zararlara uğratarak 2002 krizi bunun sonucu olmuştur.
Türkiye'de post-modern darbenin mimarları hedeflerini ‘’irticaya’’ karşı laik düzeni korumak olarak açıklıyordu.
Erbakan'ın istifasıyla sonuçlanan süreç AKP iktidarına giden yolu açtı. Halk bu darbe yapanları cezalandırmak için AKP’yi iktidar yaptı.
Aydı Benli
Siyaset Bilimci,
Araştırmacı Yazar
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.