NEFRET YOK, SEVMEK VAR
NEFRET YOK, SEVMEK VAR
Uzun yıllar emek verdiğimiz bir işte başarı sağlayamazsak yaşamdan nefret ederiz.
Yıllarca emek verdiğimiz, zaman harcadığımız, değer verdiğimiz insanlardan; onları çok iyi yerlerde görmek
istememize rağmen o insanlar o iyi yerleri hak etmiyorsa onlardan nefret ederiz.
Güvendiğimiz sırlarımızı paylaştığımız insanların, sırlarımızı başkalarına verdiğini duyursak onlardan nefret ederiz.
En
çok sevdiğimiz bizlere çok çok yakın olan insanların bizim içinde bulunduğumuz
sıkıntı, dert, keder, ızdırap halini görmemezlikten geldiğinde nefret ederiz.
Sorumsuz davranan, sorumluluk almaktan kaçan kendisine tembelliği arkadaş edinmiş insanlardan nefret ederiz.
Bize belli konularda sürekli aynı şeyleri söyleyen insanlardan nefret ederiz.
Açık arayarak, insanların kusurlarını arayan insanlardan nefret ederiz.
Anne, baba yeterliliğine sahip olamayan insanların çocuk yapmalarından nefret ederiz.
Anne ve
baba olmak biyolojik anne baba olmakla veya maddi yeterliliğe ulaşmakla kesinlikle olmaz.
Evlilik için
belli olgunluğa gelen insanların illa evlenmeleri adına yapılan baskıdan nefret ederiz.
Yeni evli insanlardan çocuk beklemekten, bir çocuğu olanlardan ikinci çocuğun, ikinci çocuğu olanlardan
üçüncü çocuk ne zaman soru ve beklentilerinden nefret ederiz.
Adalet adalet diye profiline kadar yazan fakat adil olamayan insanlardan nefret ederiz.
Gerçek yardımseverler yerine para ile satın alınan kişi ve kurumların yaptığı sahte yardımlardan nefret ederiz.
Nefret etmekte ve nefret ettirme de sınır yoktur. Fakat en güzel duygu sevmek, saymak, sevilmek, sayılmaktır. O yüzden hayata hep pozitif bakmak gerekir.
“Ben iyiyim, sen iyisin o da çok iyi mantığı ile hareket etmek. İşte bu mantık varya şuraya yazıyorum kanser olmayı, bizi kanser edecek insanları bizlerden uzak tutmayı başaracaktır.
İnsanoğlu böbürlenmeyi, kendini anlatmayı çok sever. Ama kendisini başka insanlardan nefret
ettirmeyi önlemeyi bilmez.
Kendinizi siz anlatmayın, sizi başkaları anlatsın sizi başkaları takdir etsin.
Böylelikle saygın ve sevilen olursunuz.
Hayatta hiç zorluk görmeyen insan hayatın zorluk ve meşakkatli yollarını bilemez. O yüzden keyfi ve rastgele davranışları başka insanları sürekli yorar ve insanları davranışları ile bıktırabilir.
Bizlerse bu aşamada da nefret ettiğimiz kişi dahi olsa gayet anlayış ve olgunlukla bu süreci hem onun en az
zararla, hem kendimizin en az zararla atlatmasını sağlamalıyız özellikle bu yakınımız veya bir arkadaşımız ise çok daha sabırlı ve anlayışlı olmalıyız ve bu konuda kırmızı çizgimiz ona göstermeliyiz.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed Mustafa S.A.V şöyle buyurmuştur:
“Kolaylaştırın
zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin!” ne güzel buyurmuştur.
Aslında bu hadis bile bizler
için çok yeterlidir. Hayatımızda asla zorluklara, yıldırmalara izin vermemeliyiz.
Kendimizi, insanları, hayvanları, kitapları sevmeliyiz.
Bedriye Çambel
Ekleme
Tarihi: 28 Eylül 2021 - Salı
NEFRET YOK, SEVMEK VAR
NEFRET YOK, SEVMEK VAR
Uzun yıllar emek verdiğimiz bir işte başarı sağlayamazsak yaşamdan nefret ederiz.
Yıllarca emek verdiğimiz, zaman harcadığımız, değer verdiğimiz insanlardan; onları çok iyi yerlerde görmek
istememize rağmen o insanlar o iyi yerleri hak etmiyorsa onlardan nefret ederiz.
Güvendiğimiz sırlarımızı paylaştığımız insanların, sırlarımızı başkalarına verdiğini duyursak onlardan nefret ederiz.
En
çok sevdiğimiz bizlere çok çok yakın olan insanların bizim içinde bulunduğumuz
sıkıntı, dert, keder, ızdırap halini görmemezlikten geldiğinde nefret ederiz.
Sorumsuz davranan, sorumluluk almaktan kaçan kendisine tembelliği arkadaş edinmiş insanlardan nefret ederiz.
Bize belli konularda sürekli aynı şeyleri söyleyen insanlardan nefret ederiz.
Açık arayarak, insanların kusurlarını arayan insanlardan nefret ederiz.
Anne, baba yeterliliğine sahip olamayan insanların çocuk yapmalarından nefret ederiz.
Anne ve
baba olmak biyolojik anne baba olmakla veya maddi yeterliliğe ulaşmakla kesinlikle olmaz.
Evlilik için
belli olgunluğa gelen insanların illa evlenmeleri adına yapılan baskıdan nefret ederiz.
Yeni evli insanlardan çocuk beklemekten, bir çocuğu olanlardan ikinci çocuğun, ikinci çocuğu olanlardan
üçüncü çocuk ne zaman soru ve beklentilerinden nefret ederiz.
Adalet adalet diye profiline kadar yazan fakat adil olamayan insanlardan nefret ederiz.
Gerçek yardımseverler yerine para ile satın alınan kişi ve kurumların yaptığı sahte yardımlardan nefret ederiz.
Nefret etmekte ve nefret ettirme de sınır yoktur. Fakat en güzel duygu sevmek, saymak, sevilmek, sayılmaktır. O yüzden hayata hep pozitif bakmak gerekir.
“Ben iyiyim, sen iyisin o da çok iyi mantığı ile hareket etmek. İşte bu mantık varya şuraya yazıyorum kanser olmayı, bizi kanser edecek insanları bizlerden uzak tutmayı başaracaktır.
İnsanoğlu böbürlenmeyi, kendini anlatmayı çok sever. Ama kendisini başka insanlardan nefret
ettirmeyi önlemeyi bilmez.
Kendinizi siz anlatmayın, sizi başkaları anlatsın sizi başkaları takdir etsin.
Böylelikle saygın ve sevilen olursunuz.
Hayatta hiç zorluk görmeyen insan hayatın zorluk ve meşakkatli yollarını bilemez. O yüzden keyfi ve rastgele davranışları başka insanları sürekli yorar ve insanları davranışları ile bıktırabilir.
Bizlerse bu aşamada da nefret ettiğimiz kişi dahi olsa gayet anlayış ve olgunlukla bu süreci hem onun en az
zararla, hem kendimizin en az zararla atlatmasını sağlamalıyız özellikle bu yakınımız veya bir arkadaşımız ise çok daha sabırlı ve anlayışlı olmalıyız ve bu konuda kırmızı çizgimiz ona göstermeliyiz.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed Mustafa S.A.V şöyle buyurmuştur:
“Kolaylaştırın
zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin!” ne güzel buyurmuştur.
Aslında bu hadis bile bizler
için çok yeterlidir. Hayatımızda asla zorluklara, yıldırmalara izin vermemeliyiz.
Kendimizi, insanları, hayvanları, kitapları sevmeliyiz.
Bedriye Çambel
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.