Bilal Dursun YILMAZ
Köşe Yazarı
Bilal Dursun YILMAZ
 

KARDEŞİME MEKTUPLAR/1

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Bu k&ouml;şeden yazılarımı takip eden kıymetli olurlarım, yazılarıma yeni bir konsept getirmeye karar verdim.&nbsp; Amacım sadece yazmak değil, amacım kendi nefsimde yaşadığım, inandığım, değerli g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m konuları sizlerle paylaşmaktır bu vecihle siyasi -i&ccedil;timai geniş dairelere tesirimizin zımni olduğu, hatta yok h&uuml;km&uuml;nde kaldığını varsayarak daha hususi konularda sizlerle hasbihal etmeyi,&nbsp; bu minvalde yazılar yazmayı daha m&uuml;nasip g&ouml;rd&uuml;m. Bu yazılarımı da &ldquo;Mektuplar&rdquo; şeklinde tanzim etmeye karar verdim. Evet, adına t&uuml;rk&uuml;ler yakılan, hep yolları g&ouml;zlenen mektuplar da postacılar da artık kalmadı. Sosyalleşmenin yalnızlığı i&ccedil;inde kavruluyoruz(!). Resmi evraklar dışında postacılar artık sadece t&uuml;ketim ekonomisine hizmet veriyor, kargo getiriyor. Velhasıl belki eski zamanların mektup hazzını yeni d&ouml;nemlerde size yansıtamayacağım ama bir deneme yapmak istiyorum. Buradan muhtelif zamanlarda &ldquo;kardeşime&rdquo;, &ldquo;abime&rdquo;, anneme, &ldquo;babama&rdquo; &ldquo; arkadaşıma&rdquo; gibi başlıklar altında mektuplar yazacağım i&ccedil;ten ve samimi olması i&ccedil;in bir mektup hususiyetinde duygularımı sizlerle paylaşacağım.<br /> Bug&uuml;nk&uuml; mektubumu kardeşime yazıyorum&hellip;<br /> Sevgili k&uuml;&ccedil;&uuml;k kardeşim biliyorum nasihati sevmesin, nasihat damarına dokunur onu da biliyorum bir de biliyorum ki nasihat edenin s&ouml;zlerinin tesir edebilmesi i&ccedil;in bunu s&ouml;yleyenin kendi nefsinde yaşaması lazımdır yoksa aksi tesiri ka&ccedil;ınılmaz olur. O sebeple kardeşim bil ki s&ouml;ylediklerim ya yaşadıklarımdır ya hissettiklerimdir ya da pişman olduklarımdır.<br /> Sevgili kardeşim, işsiz kaldığımda eğer bir şekilde bir faydam dokunmayacaksa kimsenin işini sormamam gerektiğini &ouml;ğrendim. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; işsiz insana işi ile ilgili soru sormanın onu ezdiğini, bu konunun onu &uuml;zd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; anladım. Evlilik &ccedil;ağım gelip de hen&uuml;z evlenmemiş olduğum d&ouml;nemlerde bana ni&ccedil;in evlenmediğim minvalinde sorulan soruların beni nasıl sıkıntıya soktuğunu, yaraladığını &ouml;ğrendim. B&ouml;ylece mevcut vakti gelmiş bek&acirc;rlara eğer faidem dokunmayacaksa neden evlenmediklerini sormamaya karar verdim. &Ccedil;ocuğum hemen oldu. Yani rabbimiz &ccedil;ocuksuzlukla bizi imtihan etmedi lakin bu konuda da kimseye &ldquo;ni&ccedil;in &ccedil;ocuk yapmadıklarını&rdquo; sorgulamanın pek &ccedil;ok a&ccedil;ıdan mahsuru ve anlamsızlığı da ben de bir kanaat oluşturdu. B&ouml;ylece sessiz kalmayı, konuşmamayı yeğledim.<br /> Sevgili kardeşim bunlar konuşulmamalı mı ki? Hayır, bence asıl konuşulması gerekenler bunlar &ccedil;&uuml;nk&uuml; yaşamak dediğimiz şey bunların &uuml;zerinde d&ouml;n&uuml;yor. İş, kariyer, evlilik, aile ve daha bu minvalde sana &ccedil;ok şeyler yazmak istiyorum lakin bunların seni sıktığını da biliyorum&hellip; Sevgili kardeşim gen&ccedil;ler ihtiyarların neler yapacağını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;rler, ihtiyarlar ise gen&ccedil;lerin neler yapacağını bilirler buna da tecr&uuml;be denir. Evet, herkes kendi tecr&uuml;besini yaşar lakin bazen de hadiseler tekerr&uuml;r eder.<br /> Kardeşim sana bir itirafta bulunayım mı ben &ccedil;ocukluğumda annemin anlattığı hik&acirc;yeleri, orada ge&ccedil;en &ouml;zl&uuml; olayları annemden kopup İzmir&rsquo;e geldiğimde, k&ouml;yden &ccedil;ıkıp şehre avdetimde bizatihi yaşayarak tecr&uuml;be ettim. Hatta 20&rsquo;li yaşlarımda bunu &ccedil;ok kişiye anlatmışımdır &ldquo;annem ne &ccedil;ok şey biliyormuş&rdquo; diye&hellip;<br /> &ldquo;Gen&ccedil;lik damarı akıldan ziyade hissiyatı dinliyor. His ve heves ise k&ouml;rler akıbeti g&ouml;rm&uuml;yorlar&rdquo; ben de gen&ccedil;liğin verdiği heyecanla &ccedil;ok savruldum. S&ouml;z&uuml;ne itimat edip, yol g&ouml;sterecek inandığım, değer verdiğim insanlar karşıma &ccedil;ıkmadı gen&ccedil;lik hevesi ve heyecanıyla &ccedil;ok hayale daldım. Evet, hayal kurmak &ccedil;ok iyidir, g&uuml;zeldir ve bir başlangı&ccedil;tır lakin kazın bir de &ouml;b&uuml;r ayağı var ben onu o hayalat i&ccedil;inde g&ouml;remedim. G&ouml;stermek isteyen anneme, babama, kardeşime &ldquo;ya siz ne biliyorsunuz ki ben neler okudum neler&rdquo; dedim evet &uuml;niversite yıllarında &ccedil;ok&ccedil;a kişisel gelişim kitabı okuyor daima kendimi ateşliyor, hep yeni başlangı&ccedil;lar yapıyordum. Girmediğim iş, yapmadığım şey kalmadı. Zengin olmak, iş adamı olmak istiyordum planlar yapıyor, k&acirc;ğıt &uuml;zerinde projeler &uuml;retiyor lakin sahada bir milim yol alamıyordum. Bahane &ccedil;oktu lakin yine de durmuyor bu olmazsa &ouml;b&uuml;r&uuml; diyor &ccedil;abalıyordum. Kişisel gelişim adı altında seminerler veren, kitaplar yazanlar (şimdi videolar &ccedil;ekiyorlar) milyonlar kazanıyor hep &ouml;rnek hedefler sunuyorlardı. Oysaki o kitaplarda yazan hi&ccedil; kimse bir diğeri ile aynı kaderi paylaşmıyordu belki sadece ortak bir iş, ortak bir &uuml;niversite veya ortak bir şehirden &ouml;te şeyler yoktu. Fıtratlar başka, duygular başka h&uuml;nerler başka başkaydı. Abd&uuml;lkadir Akg&uuml;nd&uuml;z gibi en namuslu, ehli iman ve vicdan olan kariyer uzmanları hi&ccedil; değilse kitaplarında, dergilerinde şu uyarıyı yapıyorlardı: &ldquo;bizi okuyup, bizi dinleyip sakın işinizi, ailenizi bırakmayın&rdquo;. Diğerleri ise &ldquo;ateşle kendini, kır zincirlerini, bu sen değilsin, sen başarırsın, mahk&ucirc;mu olduğun işlerden kurtar kendini, olmak istediğini ol, varmak istediğine git&hellip;&rdquo; evet gen&ccedil;lik damarı hissiyatı dinlediği i&ccedil;in aklı da kendine alet ediyordu. Evet, o kitapları yazanlar yanlış yazmıyordu lakin su bile bazı durumda ila&ccedil;, bazı durumda zehir, bazı durumda da faidesiz bir şey olabiliyor nitekim o onu i&ccedil;en b&uuml;nyeye g&ouml;re v&uuml;cutta şekil alıyor.<br /> Kardeşim biliyorum sen de gen&ccedil;liğin baharındasın iyi bir eş, iyi bir iş, iyi bir d&uuml;nya hayal ediyorsun. Bunların senin de hakkın olduğuna inanıyorsun. Onlara sahip olanlar bunu bir hak telakki ederken sen, &ldquo;benim neyim eksik ki, fazlam bile var&rdquo; diyorsun. Bunları sorguluyorsun lakin kardeşim elini uzat ve parmaklarına bak hepsi bir değiller, kimi uzun kimi kısa, kimi kalın kimi ince ama en ideal olanı da bu değil mi? Hepsi eşit olsaydı muhtemelen elini maslahata uygun, istediğin gibi kullanamayacaktın.&nbsp; Kardeşim k&acirc;inat bir nizam bir intizam &uuml;zerine d&ouml;n&uuml;yor fizik kanunları, kimya kanunları dediğimiz her şey bir nizamın, &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml;, hikmetli bir kudretin tezah&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Dolayısıyla hayata b&ouml;yle bakabilmeyi bir d&uuml;stur edinmeye &ccedil;alış yoksa daima bir m&uuml;cadele seni takatsiz bırakır, hep mutsuz olursun. Sevgili kardeşim sakın beni yanlış anlama ben demiyorum &ldquo;bırak olduğu gibi kalsın&rdquo; hayır, her fiilinden mesuls&uuml;n. &Ccedil;abalaman gerekiyor, gayret etmen gerekiyor, iki g&uuml;n&uuml;n eşit olmamalı lakin bunu da bilmelisin esbap bir perdedir aklın nazarında o sebebin arkasındaki kudret elini g&ouml;rmeye &ccedil;alış&hellip;<br /> Kardeşim seninle daha &ccedil;ok hasbihal edeceğiz. Daha başa d&ouml;n&uuml;p eğitim, iş, eş mutluluk gibi kavramların &uuml;zerinde daha &ccedil;ok duracağız şimdilik seni daha fazla sıkmamak i&ccedil;in bu mektubuma burada son veriyorum.</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Bilal Dursun YILMAZ</div>
Ekleme Tarihi: 13 Şubat 2020 - Perşembe

KARDEŞİME MEKTUPLAR/1

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Bu k&ouml;şeden yazılarımı takip eden kıymetli olurlarım, yazılarıma yeni bir konsept getirmeye karar verdim.&nbsp; Amacım sadece yazmak değil, amacım kendi nefsimde yaşadığım, inandığım, değerli g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m konuları sizlerle paylaşmaktır bu vecihle siyasi -i&ccedil;timai geniş dairelere tesirimizin zımni olduğu, hatta yok h&uuml;km&uuml;nde kaldığını varsayarak daha hususi konularda sizlerle hasbihal etmeyi,&nbsp; bu minvalde yazılar yazmayı daha m&uuml;nasip g&ouml;rd&uuml;m. Bu yazılarımı da &ldquo;Mektuplar&rdquo; şeklinde tanzim etmeye karar verdim. Evet, adına t&uuml;rk&uuml;ler yakılan, hep yolları g&ouml;zlenen mektuplar da postacılar da artık kalmadı. Sosyalleşmenin yalnızlığı i&ccedil;inde kavruluyoruz(!). Resmi evraklar dışında postacılar artık sadece t&uuml;ketim ekonomisine hizmet veriyor, kargo getiriyor. Velhasıl belki eski zamanların mektup hazzını yeni d&ouml;nemlerde size yansıtamayacağım ama bir deneme yapmak istiyorum. Buradan muhtelif zamanlarda &ldquo;kardeşime&rdquo;, &ldquo;abime&rdquo;, anneme, &ldquo;babama&rdquo; &ldquo; arkadaşıma&rdquo; gibi başlıklar altında mektuplar yazacağım i&ccedil;ten ve samimi olması i&ccedil;in bir mektup hususiyetinde duygularımı sizlerle paylaşacağım.<br /> Bug&uuml;nk&uuml; mektubumu kardeşime yazıyorum&hellip;<br /> Sevgili k&uuml;&ccedil;&uuml;k kardeşim biliyorum nasihati sevmesin, nasihat damarına dokunur onu da biliyorum bir de biliyorum ki nasihat edenin s&ouml;zlerinin tesir edebilmesi i&ccedil;in bunu s&ouml;yleyenin kendi nefsinde yaşaması lazımdır yoksa aksi tesiri ka&ccedil;ınılmaz olur. O sebeple kardeşim bil ki s&ouml;ylediklerim ya yaşadıklarımdır ya hissettiklerimdir ya da pişman olduklarımdır.<br /> Sevgili kardeşim, işsiz kaldığımda eğer bir şekilde bir faydam dokunmayacaksa kimsenin işini sormamam gerektiğini &ouml;ğrendim. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; işsiz insana işi ile ilgili soru sormanın onu ezdiğini, bu konunun onu &uuml;zd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; anladım. Evlilik &ccedil;ağım gelip de hen&uuml;z evlenmemiş olduğum d&ouml;nemlerde bana ni&ccedil;in evlenmediğim minvalinde sorulan soruların beni nasıl sıkıntıya soktuğunu, yaraladığını &ouml;ğrendim. B&ouml;ylece mevcut vakti gelmiş bek&acirc;rlara eğer faidem dokunmayacaksa neden evlenmediklerini sormamaya karar verdim. &Ccedil;ocuğum hemen oldu. Yani rabbimiz &ccedil;ocuksuzlukla bizi imtihan etmedi lakin bu konuda da kimseye &ldquo;ni&ccedil;in &ccedil;ocuk yapmadıklarını&rdquo; sorgulamanın pek &ccedil;ok a&ccedil;ıdan mahsuru ve anlamsızlığı da ben de bir kanaat oluşturdu. B&ouml;ylece sessiz kalmayı, konuşmamayı yeğledim.<br /> Sevgili kardeşim bunlar konuşulmamalı mı ki? Hayır, bence asıl konuşulması gerekenler bunlar &ccedil;&uuml;nk&uuml; yaşamak dediğimiz şey bunların &uuml;zerinde d&ouml;n&uuml;yor. İş, kariyer, evlilik, aile ve daha bu minvalde sana &ccedil;ok şeyler yazmak istiyorum lakin bunların seni sıktığını da biliyorum&hellip; Sevgili kardeşim gen&ccedil;ler ihtiyarların neler yapacağını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;rler, ihtiyarlar ise gen&ccedil;lerin neler yapacağını bilirler buna da tecr&uuml;be denir. Evet, herkes kendi tecr&uuml;besini yaşar lakin bazen de hadiseler tekerr&uuml;r eder.<br /> Kardeşim sana bir itirafta bulunayım mı ben &ccedil;ocukluğumda annemin anlattığı hik&acirc;yeleri, orada ge&ccedil;en &ouml;zl&uuml; olayları annemden kopup İzmir&rsquo;e geldiğimde, k&ouml;yden &ccedil;ıkıp şehre avdetimde bizatihi yaşayarak tecr&uuml;be ettim. Hatta 20&rsquo;li yaşlarımda bunu &ccedil;ok kişiye anlatmışımdır &ldquo;annem ne &ccedil;ok şey biliyormuş&rdquo; diye&hellip;<br /> &ldquo;Gen&ccedil;lik damarı akıldan ziyade hissiyatı dinliyor. His ve heves ise k&ouml;rler akıbeti g&ouml;rm&uuml;yorlar&rdquo; ben de gen&ccedil;liğin verdiği heyecanla &ccedil;ok savruldum. S&ouml;z&uuml;ne itimat edip, yol g&ouml;sterecek inandığım, değer verdiğim insanlar karşıma &ccedil;ıkmadı gen&ccedil;lik hevesi ve heyecanıyla &ccedil;ok hayale daldım. Evet, hayal kurmak &ccedil;ok iyidir, g&uuml;zeldir ve bir başlangı&ccedil;tır lakin kazın bir de &ouml;b&uuml;r ayağı var ben onu o hayalat i&ccedil;inde g&ouml;remedim. G&ouml;stermek isteyen anneme, babama, kardeşime &ldquo;ya siz ne biliyorsunuz ki ben neler okudum neler&rdquo; dedim evet &uuml;niversite yıllarında &ccedil;ok&ccedil;a kişisel gelişim kitabı okuyor daima kendimi ateşliyor, hep yeni başlangı&ccedil;lar yapıyordum. Girmediğim iş, yapmadığım şey kalmadı. Zengin olmak, iş adamı olmak istiyordum planlar yapıyor, k&acirc;ğıt &uuml;zerinde projeler &uuml;retiyor lakin sahada bir milim yol alamıyordum. Bahane &ccedil;oktu lakin yine de durmuyor bu olmazsa &ouml;b&uuml;r&uuml; diyor &ccedil;abalıyordum. Kişisel gelişim adı altında seminerler veren, kitaplar yazanlar (şimdi videolar &ccedil;ekiyorlar) milyonlar kazanıyor hep &ouml;rnek hedefler sunuyorlardı. Oysaki o kitaplarda yazan hi&ccedil; kimse bir diğeri ile aynı kaderi paylaşmıyordu belki sadece ortak bir iş, ortak bir &uuml;niversite veya ortak bir şehirden &ouml;te şeyler yoktu. Fıtratlar başka, duygular başka h&uuml;nerler başka başkaydı. Abd&uuml;lkadir Akg&uuml;nd&uuml;z gibi en namuslu, ehli iman ve vicdan olan kariyer uzmanları hi&ccedil; değilse kitaplarında, dergilerinde şu uyarıyı yapıyorlardı: &ldquo;bizi okuyup, bizi dinleyip sakın işinizi, ailenizi bırakmayın&rdquo;. Diğerleri ise &ldquo;ateşle kendini, kır zincirlerini, bu sen değilsin, sen başarırsın, mahk&ucirc;mu olduğun işlerden kurtar kendini, olmak istediğini ol, varmak istediğine git&hellip;&rdquo; evet gen&ccedil;lik damarı hissiyatı dinlediği i&ccedil;in aklı da kendine alet ediyordu. Evet, o kitapları yazanlar yanlış yazmıyordu lakin su bile bazı durumda ila&ccedil;, bazı durumda zehir, bazı durumda da faidesiz bir şey olabiliyor nitekim o onu i&ccedil;en b&uuml;nyeye g&ouml;re v&uuml;cutta şekil alıyor.<br /> Kardeşim biliyorum sen de gen&ccedil;liğin baharındasın iyi bir eş, iyi bir iş, iyi bir d&uuml;nya hayal ediyorsun. Bunların senin de hakkın olduğuna inanıyorsun. Onlara sahip olanlar bunu bir hak telakki ederken sen, &ldquo;benim neyim eksik ki, fazlam bile var&rdquo; diyorsun. Bunları sorguluyorsun lakin kardeşim elini uzat ve parmaklarına bak hepsi bir değiller, kimi uzun kimi kısa, kimi kalın kimi ince ama en ideal olanı da bu değil mi? Hepsi eşit olsaydı muhtemelen elini maslahata uygun, istediğin gibi kullanamayacaktın.&nbsp; Kardeşim k&acirc;inat bir nizam bir intizam &uuml;zerine d&ouml;n&uuml;yor fizik kanunları, kimya kanunları dediğimiz her şey bir nizamın, &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml;, hikmetli bir kudretin tezah&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Dolayısıyla hayata b&ouml;yle bakabilmeyi bir d&uuml;stur edinmeye &ccedil;alış yoksa daima bir m&uuml;cadele seni takatsiz bırakır, hep mutsuz olursun. Sevgili kardeşim sakın beni yanlış anlama ben demiyorum &ldquo;bırak olduğu gibi kalsın&rdquo; hayır, her fiilinden mesuls&uuml;n. &Ccedil;abalaman gerekiyor, gayret etmen gerekiyor, iki g&uuml;n&uuml;n eşit olmamalı lakin bunu da bilmelisin esbap bir perdedir aklın nazarında o sebebin arkasındaki kudret elini g&ouml;rmeye &ccedil;alış&hellip;<br /> Kardeşim seninle daha &ccedil;ok hasbihal edeceğiz. Daha başa d&ouml;n&uuml;p eğitim, iş, eş mutluluk gibi kavramların &uuml;zerinde daha &ccedil;ok duracağız şimdilik seni daha fazla sıkmamak i&ccedil;in bu mektubuma burada son veriyorum.</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Bilal Dursun YILMAZ</div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.