Bilal Dursun YILMAZ
Köşe Yazarı
Bilal Dursun YILMAZ
 

SİYEZ BULGURU VE DEĞİŞEN STATÜ GÖSTERGELERİ

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ge&ccedil;en g&uuml;n iş arkadaşlarımdan biri diğer &ccedil;alışanlara; bir yakınının Siyez bulguru sattığını almak isterlerse getirttirebileceğini s&ouml;yl&uuml;yordu. Bana da teklif etti. Ben de &ldquo;kilosu ka&ccedil; para&rdquo; diye sordum 16 TL&rsquo;den getireceğini s&ouml;yledi. &ldquo;abla kusura bakma benim maaşım onu almaya yetmez dedim&rdquo; eve gidince hanıma &ldquo;Siyez bulguru nedir, sen duydun mu &rdquo; diye sordum. Şimdi Canan Karatay ve t&uuml;revlerini takip edenler beni ayıplayacak lakin ben marketten 3 TL&rsquo;ye aldığım bulgurun 16 TL&rsquo; den satıldığını duyunca merak ettim.&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bug&uuml;nlerde zaten s&uuml;rekli mazi ve m&uuml;stakbele gelgitler yaşıyorum. İzmir&rsquo;e ilk gelişimde (1990) ayağımda kara lastik ayakkabı vardı. Bir ayakkabı sahibi olmak &ccedil;ocukluğumun en b&uuml;y&uuml;k hayaliydi. D&uuml;n markette marka ve kısmen malzeme değeri &ccedil;ıkınca muadillerinin 200 TL&rsquo;den satıldığı ayakkabılara baktım indirime girmiş, 14 TL&rsquo;den satılmaktaydı. Yani bir kilo bulgurdan daha ucuzdu &uuml;stelik en k&ouml;t&uuml; şartlarda o ayakkabıyı minimum &uuml;&ccedil; ay giyebilirim (hen&uuml;z eskiterek attığım ayakkabı yok)&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Evet yazıyı buraya kadar okuyanların i&ccedil;lerinden &ldquo;bu ne sa&ccedil;malıyor&rdquo; dediklerini duyar gibiyim. Makarayı başa sararsak ayakkabı ve yeni pantolon giyemediğim 30 sene &ouml;nce evimizde &ouml;k&uuml;zle s&uuml;r&uuml;p, atla harman edip değirmende bizzat &ouml;ğ&uuml;tt&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z, Sarıbaş, Topbaş vs. isimle anılan buğdaylardan bazen de arpadan tandırda pişirdiğimiz ekmekleri yemek bana z&uuml;l gelirdi.&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">O d&ouml;nem evinin tek oğlu gurbette olan ve erkeği olmayan H&uuml;sna ablanın mecbur kalıp hazır aldığı fabrika unundan beyaz ekmeklerini yiyebilmek i&ccedil;in gizlice ambarına girmiştim ve yakalanmıştım annemden ne &ccedil;ok dayak yemiştim. Bu arada hanıma sorduğum sorunun cevabını da yazayım hanım Siyez buğdayını duymuş babaanneden nakil ş&ouml;yle anlattı: eskiden evde iki t&uuml;r ekmek yapılırmış biri Siyezden diğeri buğday veya arpadan olurmuş Siyezden yapılan ekmeğin rengi buğday ve arpaya g&ouml;re daha kara olduğu i&ccedil;in bunu kadınlar, buğday ekmeğini de erkekler yerlermiş. Ayrımcılığın ve stat&uuml;n&uuml;n o d&ouml;nemki şekli. İki &ccedil;eşit ekmek yapılması da elbette fakirlikten. Buğday unu az ve kıymetli olduğu i&ccedil;in Siyez unu ile takviyeli yapılırmış.&nbsp;&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ben hen&uuml;z kırk yaşımdayım. Anlattığım hadiselerde yaşadıklarım otuz, yaşamadıklarım ise elli sene &ouml;ncesine ait. Yani insanlık tarihinde nokta kadar bile bir zamanı işgal etmiyor. Bu arada Siyez bulguru satan sağlık &ccedil;alışanı arkadaşım yumurtalarını da İzmir&rsquo;in Doğan&ccedil;ay k&ouml;y&uuml;nden alıyormuş serbest beslenen tavuktan doğal yumurta olduğu i&ccedil;in&hellip;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Gelişen ve değişen d&uuml;nyada et d&acirc;hil her t&uuml;rl&uuml; gıda &uuml;r&uuml;n&uuml;n&uuml;n laboratuvar ortamlarında bilimin imk&acirc;nları ile yeniden &uuml;retilmesi ve orijinal mamul&uuml;n yerine ikame edilerek doğal olanı ile aynı faydanın beklendiği bir d&ouml;nemde klasik stat&uuml; g&ouml;stergeleri olan mamuller yerini basit kabul edilen fakat daha doğal olan &uuml;r&uuml;nlere bırakmaktadır.&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Y&uuml;zyıllardır stat&uuml;n&uuml;n ve imajın dışa vurumu i&ccedil;in kullanılan parametreler gelişen, değişen ve d&ouml;n&uuml;şen d&uuml;nyada klasik olanın aksine bir seyir takip etmektedir. Patek Philippe saat veya Chanel Diamond Forever Klasik &ccedil;anta kullanmak yerine organik pazardan domates temin etmek, doğal ortamda beslenen tavuktan elde edilmiş yumurtayı yemek bug&uuml;n&uuml;n stat&uuml; g&ouml;stergeleri olmuştur. &lrm;iPhone telefonun son serisine sahip olmak bug&uuml;n lise talebelerinin bayarım har&ccedil;lıklarının &uuml;zerine anneden- babadan tırtıkladıklarını eklemeleri ile alacakları bir &uuml;r&uuml;n oldu.&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İmaja etki eden parametrelerin keskin d&ouml;n&uuml;ş&uuml;mler ve değişimler g&ouml;sterdiği g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde insanların kalite algıları, tatmin ve memnuniyet parametreleri de değişmektedir. Her şeyin yapaylaştığı bu &ccedil;ağda insanlar, b&uuml;y&uuml;k binaların, teknolojik aygıtların &ouml;tesinde daha doğal, insani olan şeylerin arayışı i&ccedil;indedir. Bu arayış i&ccedil;indeki insanların en &ouml;nemli hassasiyeti yaşam kalitesini arttıracak sağlık bir yaşam standardını yakalama m&uuml;cadelesidir.&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ge&ccedil;miş d&ouml;nemin konforuna y&uuml;klenen misyon gelecek d&ouml;nemde doğal olana y&uuml;klenecek gibi g&ouml;r&uuml;lmektedir. Doğal olanın en tabiisi galiba su. Bu bahse girersek beni endişe basıyor.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Evet, hayatın hızlı akışı i&ccedil;inde bir dakika durup d&uuml;ş&uuml;nmek lazım d&uuml;nya nereye gidiyor? İstikbalimizi gıda savaşları mı alıyor? Galiba evet&hellip;&nbsp;</span></p>
Ekleme Tarihi: 22 Haziran 2019 - Cumartesi

SİYEZ BULGURU VE DEĞİŞEN STATÜ GÖSTERGELERİ

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ge&ccedil;en g&uuml;n iş arkadaşlarımdan biri diğer &ccedil;alışanlara; bir yakınının Siyez bulguru sattığını almak isterlerse getirttirebileceğini s&ouml;yl&uuml;yordu. Bana da teklif etti. Ben de &ldquo;kilosu ka&ccedil; para&rdquo; diye sordum 16 TL&rsquo;den getireceğini s&ouml;yledi. &ldquo;abla kusura bakma benim maaşım onu almaya yetmez dedim&rdquo; eve gidince hanıma &ldquo;Siyez bulguru nedir, sen duydun mu &rdquo; diye sordum. Şimdi Canan Karatay ve t&uuml;revlerini takip edenler beni ayıplayacak lakin ben marketten 3 TL&rsquo;ye aldığım bulgurun 16 TL&rsquo; den satıldığını duyunca merak ettim.&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bug&uuml;nlerde zaten s&uuml;rekli mazi ve m&uuml;stakbele gelgitler yaşıyorum. İzmir&rsquo;e ilk gelişimde (1990) ayağımda kara lastik ayakkabı vardı. Bir ayakkabı sahibi olmak &ccedil;ocukluğumun en b&uuml;y&uuml;k hayaliydi. D&uuml;n markette marka ve kısmen malzeme değeri &ccedil;ıkınca muadillerinin 200 TL&rsquo;den satıldığı ayakkabılara baktım indirime girmiş, 14 TL&rsquo;den satılmaktaydı. Yani bir kilo bulgurdan daha ucuzdu &uuml;stelik en k&ouml;t&uuml; şartlarda o ayakkabıyı minimum &uuml;&ccedil; ay giyebilirim (hen&uuml;z eskiterek attığım ayakkabı yok)&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Evet yazıyı buraya kadar okuyanların i&ccedil;lerinden &ldquo;bu ne sa&ccedil;malıyor&rdquo; dediklerini duyar gibiyim. Makarayı başa sararsak ayakkabı ve yeni pantolon giyemediğim 30 sene &ouml;nce evimizde &ouml;k&uuml;zle s&uuml;r&uuml;p, atla harman edip değirmende bizzat &ouml;ğ&uuml;tt&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z, Sarıbaş, Topbaş vs. isimle anılan buğdaylardan bazen de arpadan tandırda pişirdiğimiz ekmekleri yemek bana z&uuml;l gelirdi.&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">O d&ouml;nem evinin tek oğlu gurbette olan ve erkeği olmayan H&uuml;sna ablanın mecbur kalıp hazır aldığı fabrika unundan beyaz ekmeklerini yiyebilmek i&ccedil;in gizlice ambarına girmiştim ve yakalanmıştım annemden ne &ccedil;ok dayak yemiştim. Bu arada hanıma sorduğum sorunun cevabını da yazayım hanım Siyez buğdayını duymuş babaanneden nakil ş&ouml;yle anlattı: eskiden evde iki t&uuml;r ekmek yapılırmış biri Siyezden diğeri buğday veya arpadan olurmuş Siyezden yapılan ekmeğin rengi buğday ve arpaya g&ouml;re daha kara olduğu i&ccedil;in bunu kadınlar, buğday ekmeğini de erkekler yerlermiş. Ayrımcılığın ve stat&uuml;n&uuml;n o d&ouml;nemki şekli. İki &ccedil;eşit ekmek yapılması da elbette fakirlikten. Buğday unu az ve kıymetli olduğu i&ccedil;in Siyez unu ile takviyeli yapılırmış.&nbsp;&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ben hen&uuml;z kırk yaşımdayım. Anlattığım hadiselerde yaşadıklarım otuz, yaşamadıklarım ise elli sene &ouml;ncesine ait. Yani insanlık tarihinde nokta kadar bile bir zamanı işgal etmiyor. Bu arada Siyez bulguru satan sağlık &ccedil;alışanı arkadaşım yumurtalarını da İzmir&rsquo;in Doğan&ccedil;ay k&ouml;y&uuml;nden alıyormuş serbest beslenen tavuktan doğal yumurta olduğu i&ccedil;in&hellip;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Gelişen ve değişen d&uuml;nyada et d&acirc;hil her t&uuml;rl&uuml; gıda &uuml;r&uuml;n&uuml;n&uuml;n laboratuvar ortamlarında bilimin imk&acirc;nları ile yeniden &uuml;retilmesi ve orijinal mamul&uuml;n yerine ikame edilerek doğal olanı ile aynı faydanın beklendiği bir d&ouml;nemde klasik stat&uuml; g&ouml;stergeleri olan mamuller yerini basit kabul edilen fakat daha doğal olan &uuml;r&uuml;nlere bırakmaktadır.&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Y&uuml;zyıllardır stat&uuml;n&uuml;n ve imajın dışa vurumu i&ccedil;in kullanılan parametreler gelişen, değişen ve d&ouml;n&uuml;şen d&uuml;nyada klasik olanın aksine bir seyir takip etmektedir. Patek Philippe saat veya Chanel Diamond Forever Klasik &ccedil;anta kullanmak yerine organik pazardan domates temin etmek, doğal ortamda beslenen tavuktan elde edilmiş yumurtayı yemek bug&uuml;n&uuml;n stat&uuml; g&ouml;stergeleri olmuştur. &lrm;iPhone telefonun son serisine sahip olmak bug&uuml;n lise talebelerinin bayarım har&ccedil;lıklarının &uuml;zerine anneden- babadan tırtıkladıklarını eklemeleri ile alacakları bir &uuml;r&uuml;n oldu.&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İmaja etki eden parametrelerin keskin d&ouml;n&uuml;ş&uuml;mler ve değişimler g&ouml;sterdiği g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde insanların kalite algıları, tatmin ve memnuniyet parametreleri de değişmektedir. Her şeyin yapaylaştığı bu &ccedil;ağda insanlar, b&uuml;y&uuml;k binaların, teknolojik aygıtların &ouml;tesinde daha doğal, insani olan şeylerin arayışı i&ccedil;indedir. Bu arayış i&ccedil;indeki insanların en &ouml;nemli hassasiyeti yaşam kalitesini arttıracak sağlık bir yaşam standardını yakalama m&uuml;cadelesidir.&nbsp;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ge&ccedil;miş d&ouml;nemin konforuna y&uuml;klenen misyon gelecek d&ouml;nemde doğal olana y&uuml;klenecek gibi g&ouml;r&uuml;lmektedir. Doğal olanın en tabiisi galiba su. Bu bahse girersek beni endişe basıyor.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Evet, hayatın hızlı akışı i&ccedil;inde bir dakika durup d&uuml;ş&uuml;nmek lazım d&uuml;nya nereye gidiyor? İstikbalimizi gıda savaşları mı alıyor? Galiba evet&hellip;&nbsp;</span></p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.