Fedâkârlığa farklı bir bakış
<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“Asıl hüner, kardeşini fena gördüğü vakit onu terk etmek değil, aksine daha sıkı irtibatla onun ıslahına çalışmaktır” beyanı o kadar açıkken kalkıp tersini yapmaları anlamak ne mümkün?</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hani farklı yerlerde, maddî bir boğulma tehlikesi karşısında, kardeşini kurtarmak için kendini suya bırakanlar vardır ya… İşte bunun gibi, fenalık ve günahlar da birer “habisat” çukurudur. Kardeşlik ve vefa ise “levsiyat” bataklığına düşmüş bir şahsa el uzatmayı, kurtarma adına ne yapılması gerekiyorsa onu yapmayı gerektirir.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Temiz ve “meşru’” bir daire içinde bulunsa da, insan günah deryasına dalabilir, eli-ayağı günah işleyebilir. Meselâ birisi gözlerini haramdan sakınmaz, Allah’ın yasak ettiği manzaralara bakabilir. Cenâb-ı Hakk’ın: “Mü’min erkeklere gözlerini haramdan sakınmalarını, ırzlarını da korumalarını söyle.” (Nûr sûresi, 24/30) emri-i İlahi’sini dinleyemez.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Böyle bir insan “levsiyat” bataklığına düşmüş demektir. Hatta, meseleyi bu kadarla bırakmayan, ehl-i imana kötülük yapmayı planlayan, onların ayaklarını kaydırmak isteyen, “zındıka komitesi”ne bilvesile yardımcı olanlar da çıkabilir. İşte bütün bu durumlarda, usûlüne göre, o şahsın elinden tutulmalı ve ona nasihat yolları aranmalıdır. Zira “Asıl hüner, kardeşini fena gördüğü vakit onu terk etmek değil; aksine kardeşlik bağlarını daha bir güçlendirip onun ıslahına çalışmaktır.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Resûl-i Ekrem Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm) ile Hazreti Cüleybib (radıyallâhu anh) arasında geçen hâdise çoğumuzun malumu. Hazreti Cüleybib (RA), o esnada, “garize-i beşeriyenin “ feveranda olduğu bir dönem olan 16-17 yaşlarında bulunuyordu. Hazret-i Fahr-i Alem (aleyhissalâtü vesselâm) da Cüleybib’i çekip yanına alıyor, mübarek dizlerini dizlerine vererek tam karşısına oturtuyor ve ona şöyle diyor: “Cüleybib! Duydum ki kadınlara uygunsuz davranışlarda bulunuyormuşsun. Şimdi bana söyle, aynı şeyin senin annene yapılmasını ister misin?” Cüleybib: “Hayır, yâ Resûlallah istemem!” diyor. Bunun üzerine İnsanlığın İftihar Tablosu; “Unutma, senin sarkıntılık yaptığın da birisinin annesidir!” buyuruyor. Daha sonra Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), aynı soruyu kız kardeşi, halası ve teyzesi için de soruyor ve aynı cevabı alıyor.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Neticede Peygamber Efendimiz (ASM) Cüleybib’in mantığına hitap edip onu ikna ediyor. Hele bu sözlerin bir Peygamber sözü olduğu düşünülürse, Hazreti Cüleybib için ne kadar müessir olduğu daha iyi anlaşılır. Sonunda Hazreti Cüleybib’in içinde hiçbir tereddüt kalmıyor. Daha sonra Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) mübarek elini onun göğsüne koyuyor ve onun için dua ediyor. Sahabe-i kiram efendilerimiz diyor ki: “Cüleybib o andan itibaren Medine’nin en iffetli gençlerinden biri olmuştu.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/420)</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Yazar Hakkında</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Yazar : Mehmet Nuri BİNGÖL</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">1961 yılında Şanlıurfa Birecik’te doğdu. İlk ve orta öğrenimini Birecik’te, Dumlupınar İlkokulu, Birecik Ortaokulu ve Birecik Lisesi’nde tamamladı. İlk hikâye ve şiiri "ulusal" bir gazetede yayımlandığında lise birinci sınıfta idi.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Yeni Türk Edebiyatı Bölümünden 1982 yılında mezun oldu. Fakültenin son iki yılında fahri olarak Köprü Dergisi'nin editörlüğünü yaptı. İstanbul hayatındaki en büyük şansının Hocası Prof. Dr. Mehmet Kaplan’la beraber, Tarık Buğra’nın romanları üzerine bitirme tezi yapmasını, romancı-araştırmacı Hüseyin Yılmaz’la mesai arkadaşlığını, tahsil senelerinde M. Nuri Yardım’la istişare halinde bulunmasını, Yazar- Yayımcı Mustafa Kaplan ve Bünyamin Ateş’le tanışması olduğunu söyler.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Anadolu’nun çok yöresinde öğretmenlik yaptı. Türk Edebiyatı, Köprü, Altınoluk, Yaz-gı, Bizim Külliye dergileri ve Gap Gündemi, Yeni Şafak, Tasvir, Yeni Nesil gazetelerinde yazı ve hikâyeleri yayımlandı. Tefrika halindeki romanlarının yanı sıra birçok hikâyesi de var.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Tefrikaları: Sürgünda Tırmanış- 1 ve 2, Yokuşta, Kafkasya’da Sarp Ufuklar...</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kitaplaşmış Romanı: Sürgündeki Çeçenya (1. Baskı: 1996; 2. Baskı:2000),</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Nur Üstad (Biyografi- Deneme; 2002)</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Makale , şiir ve röportajlarının alındığı eserler: Politika Dışı (Tarık Buğra), Tarık Buğra Üzerine Röportajlar (Mehmet Tekin), 50. ve 60. Yılında Birecik Yıllığı...</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Şu anda üç kültür-edebiyat veb sitesinde makale- sohbet- öykü yazıyor. Basılmayı bekleyen iki romanı da mevcut. 35 yıldan beri Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni. Şu an memleketinde aktif görevde...</span></p>
Ekleme
Tarihi: 09 Kasım 2019 - Cumartesi
Fedâkârlığa farklı bir bakış
<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“Asıl hüner, kardeşini fena gördüğü vakit onu terk etmek değil, aksine daha sıkı irtibatla onun ıslahına çalışmaktır” beyanı o kadar açıkken kalkıp tersini yapmaları anlamak ne mümkün?</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hani farklı yerlerde, maddî bir boğulma tehlikesi karşısında, kardeşini kurtarmak için kendini suya bırakanlar vardır ya… İşte bunun gibi, fenalık ve günahlar da birer “habisat” çukurudur. Kardeşlik ve vefa ise “levsiyat” bataklığına düşmüş bir şahsa el uzatmayı, kurtarma adına ne yapılması gerekiyorsa onu yapmayı gerektirir.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Temiz ve “meşru’” bir daire içinde bulunsa da, insan günah deryasına dalabilir, eli-ayağı günah işleyebilir. Meselâ birisi gözlerini haramdan sakınmaz, Allah’ın yasak ettiği manzaralara bakabilir. Cenâb-ı Hakk’ın: “Mü’min erkeklere gözlerini haramdan sakınmalarını, ırzlarını da korumalarını söyle.” (Nûr sûresi, 24/30) emri-i İlahi’sini dinleyemez.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Böyle bir insan “levsiyat” bataklığına düşmüş demektir. Hatta, meseleyi bu kadarla bırakmayan, ehl-i imana kötülük yapmayı planlayan, onların ayaklarını kaydırmak isteyen, “zındıka komitesi”ne bilvesile yardımcı olanlar da çıkabilir. İşte bütün bu durumlarda, usûlüne göre, o şahsın elinden tutulmalı ve ona nasihat yolları aranmalıdır. Zira “Asıl hüner, kardeşini fena gördüğü vakit onu terk etmek değil; aksine kardeşlik bağlarını daha bir güçlendirip onun ıslahına çalışmaktır.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Resûl-i Ekrem Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm) ile Hazreti Cüleybib (radıyallâhu anh) arasında geçen hâdise çoğumuzun malumu. Hazreti Cüleybib (RA), o esnada, “garize-i beşeriyenin “ feveranda olduğu bir dönem olan 16-17 yaşlarında bulunuyordu. Hazret-i Fahr-i Alem (aleyhissalâtü vesselâm) da Cüleybib’i çekip yanına alıyor, mübarek dizlerini dizlerine vererek tam karşısına oturtuyor ve ona şöyle diyor: “Cüleybib! Duydum ki kadınlara uygunsuz davranışlarda bulunuyormuşsun. Şimdi bana söyle, aynı şeyin senin annene yapılmasını ister misin?” Cüleybib: “Hayır, yâ Resûlallah istemem!” diyor. Bunun üzerine İnsanlığın İftihar Tablosu; “Unutma, senin sarkıntılık yaptığın da birisinin annesidir!” buyuruyor. Daha sonra Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), aynı soruyu kız kardeşi, halası ve teyzesi için de soruyor ve aynı cevabı alıyor.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Neticede Peygamber Efendimiz (ASM) Cüleybib’in mantığına hitap edip onu ikna ediyor. Hele bu sözlerin bir Peygamber sözü olduğu düşünülürse, Hazreti Cüleybib için ne kadar müessir olduğu daha iyi anlaşılır. Sonunda Hazreti Cüleybib’in içinde hiçbir tereddüt kalmıyor. Daha sonra Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) mübarek elini onun göğsüne koyuyor ve onun için dua ediyor. Sahabe-i kiram efendilerimiz diyor ki: “Cüleybib o andan itibaren Medine’nin en iffetli gençlerinden biri olmuştu.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/420)</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Yazar Hakkında</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Yazar : Mehmet Nuri BİNGÖL</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">1961 yılında Şanlıurfa Birecik’te doğdu. İlk ve orta öğrenimini Birecik’te, Dumlupınar İlkokulu, Birecik Ortaokulu ve Birecik Lisesi’nde tamamladı. İlk hikâye ve şiiri "ulusal" bir gazetede yayımlandığında lise birinci sınıfta idi.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Yeni Türk Edebiyatı Bölümünden 1982 yılında mezun oldu. Fakültenin son iki yılında fahri olarak Köprü Dergisi'nin editörlüğünü yaptı. İstanbul hayatındaki en büyük şansının Hocası Prof. Dr. Mehmet Kaplan’la beraber, Tarık Buğra’nın romanları üzerine bitirme tezi yapmasını, romancı-araştırmacı Hüseyin Yılmaz’la mesai arkadaşlığını, tahsil senelerinde M. Nuri Yardım’la istişare halinde bulunmasını, Yazar- Yayımcı Mustafa Kaplan ve Bünyamin Ateş’le tanışması olduğunu söyler.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Anadolu’nun çok yöresinde öğretmenlik yaptı. Türk Edebiyatı, Köprü, Altınoluk, Yaz-gı, Bizim Külliye dergileri ve Gap Gündemi, Yeni Şafak, Tasvir, Yeni Nesil gazetelerinde yazı ve hikâyeleri yayımlandı. Tefrika halindeki romanlarının yanı sıra birçok hikâyesi de var.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Tefrikaları: Sürgünda Tırmanış- 1 ve 2, Yokuşta, Kafkasya’da Sarp Ufuklar...</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kitaplaşmış Romanı: Sürgündeki Çeçenya (1. Baskı: 1996; 2. Baskı:2000),</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Nur Üstad (Biyografi- Deneme; 2002)</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Makale , şiir ve röportajlarının alındığı eserler: Politika Dışı (Tarık Buğra), Tarık Buğra Üzerine Röportajlar (Mehmet Tekin), 50. ve 60. Yılında Birecik Yıllığı...</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Şu anda üç kültür-edebiyat veb sitesinde makale- sohbet- öykü yazıyor. Basılmayı bekleyen iki romanı da mevcut. 35 yıldan beri Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni. Şu an memleketinde aktif görevde...</span></p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.