Bülent ERTEKİN
Köşe Yazarı
Bülent ERTEKİN
 

BUNLARI HALÂ YAŞIYORUZ, ÖYLE DEĞİL Mİ?

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde yaşadığımız ve karşılaştığımız olayları anlatan g&uuml;zel bir fıkra. Şuan &quot;bu da ne demek&quot; diyebilirsiniz. Hele bir okuyun. Okuyun ki, ne demek istediğimi daha iyi anlacağınızdan hi&ccedil; ş&uuml;phem yok.<br /> ..........<br /> <br /> Tek oğlu bulunan varlıklı bir &ccedil;ift&ccedil;i yaşlanıp yatağa d&uuml;şer ve oğluna vasiyetini s&ouml;yler:<br /> <br /> -Yatağın altında, i&ccedil;i altın dolu iki tane kese var. Bunlardan biri senin, diğerini de memleketin en b&uuml;y&uuml;k eşkıyasını bulup ona vereceksin. Sebebini sorma, vasiyetim b&ouml;yledir!<br /> <br /> Yaşlı adam bir ka&ccedil; g&uuml;n sonra &ouml;l&uuml;r. Oğlu, memleketin en b&uuml;y&uuml;k eşkıyasını bulmak i&ccedil;in &uuml;lkeyi dolaşmaya başlar. Fakat nereye gitse, hangi eşkıyayı sorsa, ondan daha da namlısı, kanlısı, belalısı olduğunu &ouml;ğrenir ve bu şekilde aylarca dolaşır.<br /> Nihayet, &uuml;lkenin yol vermez dağlarla &ccedil;evrili bir k&ouml;sesinde &ouml;yle bir eşkıyanın adını işitmişki Allah b&ouml;ylelerinin şerrinden saklasın, k&ouml;yl&uuml;ler korkularından ismini bile fısıldayarak s&ouml;ylermiş. H&uuml;kmettiği dağların yama&ccedil;ları onun &ouml;ld&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; insanların cesetleriyle doluymuş.<br /> <br /> Bizim delikanlı &quot;yedi dağın eşkiyası&quot;nın namını dinleyince &quot;bundan daha canavarı olamaz&#39;&#39; deyip, eşkıyanın yaşadığı en b&uuml;y&uuml;k dağa doğru yola &ccedil;ıkmış.<br /> <br /> Kışın ortasında dağa vardığında eşkıyanın adamları &quot;Tek başına bu dağda ne gezersin bre ahmak?&quot; delikanlıyı esir almışlar.&nbsp;<br /> Delikanlı &quot;ağanıza bir hediye getirdim&quot; deyince onu yedi dağın eşkıyasının karşısına &ccedil;ıkarmışlar.<br /> <br /> Eşkıya hakikaten dedikleri kadar varmış. Delikanlı cesaretini toplayıp babasının vasiyetini anlatmış ve koynundan kesenin birini &ccedil;ıkarıp yedi dağın eşkıyasına uzatmış:<br /> <br /> &quot;Ağam, bunu size vermezsem babam mezarında rahat yatmaz, l&uuml;tfen kabul edin.&quot;<br /> O namlı eşkıyanın y&uuml;z&uuml;nde babacan bir ifade belirmiş:<br /> &quot;Sevdim seni. Safsın, temizsin, d&uuml;nyadan haberin yok. Benim namım bu dağları sarmıştır, lakin memlekette benden b&uuml;y&uuml;k bir eşkıya daha bulunur. Biz eşkıya da olsak, hak etmediğimiz mala el s&uuml;rmeyiz. Sen şimdi geldiğin yoldan d&ouml;n, şehre var. Gidip kadı efendiyi bul. Memleketin en b&uuml;y&uuml;k eşkıyası odur. Selamımı s&ouml;yle, bu keseyi ona ver!.<br /> <br /> Sonra adamlarına emretmiş:<br /> <br /> &quot;Bu yiğidi, başına bir iş gelmeden d&uuml;ze indirin, şehir yolunda bırakın!&quot;<br /> Delikanlı şehre inmiş kadı efendinin konağına varmış, başından ge&ccedil;enleri anlatmış:<br /> <br /> -İşte b&ouml;yle kadı efendi. Bu keseyi hak eden sizmişsiniz, ben de eğer kabul ederseniz size takdime geldim.<br /> <br /> Kadı efendi yerinden fırlamış:<br /> &quot;Vay ahlaksız eşkıya! Hakkımızda neler demiş. Be hey Allah&#39;tan korkmaz kul, sen ne y&uuml;zle bana haram para teklif edersin? Şimdi yatırayım mi seni kırba&ccedil; altına?&quot;<br /> <br /> &quot;Efendim ben de anlatılanlara uydum, ne yapacağımı bilmez haldeyim. Bana acıyın.&quot;<br /> <br /> Kadı efendi, g&ouml;z&uuml;n&uuml; uzaklara dikip biraz d&uuml;ş&uuml;nm&uuml;ş, sonra kara kaplıyı a&ccedil;ıp sakalını sıvazlamış:<br /> <br /> -İmdiii..Bir din ve devlet temsilcisinin b&ouml;yle a&ccedil;ıktan para kabul etmesi hem kanun-u &acirc;liye, hem de Allah rızasına m&uuml;nasip olmayıp, alan da veren de bu &acirc;lemde ve mahşerde su&ccedil;lu durumuna d&uuml;şer. Lakiiin, eğer aramızda bir ticari akit tanzim eder ve sen bana bu bir kese altını bir alışveriş neticesinde takdim eyler isen, ben dahi bunu senden bir hizmet karşılığı alır isem, şer&#39;an caiz olup başkaca bir işlem yapılması gerekmez. Yani, kısacası, ben bu altınlar karşılığı sana bir şey satacağım.<br /> <br /> -Ne satacaksınız kadı hazretleri?<br /> <br /> Kadı efendi, elini uzatıp pencerenin dışını g&ouml;stermiş:<br /> <br /> -Bak bu dışardaki bah&ccedil;e ve civarındaki c&uuml;mle arazi bana aittir. Şimdi bak bakalım, ne g&ouml;r&uuml;yorsun bu arazinin &uuml;zerinde?<br /> <br /> -Kar, her yeri bembeyaz kar kaplamış.<br /> <br /> -Pek g&uuml;zeeel.. İşte ben bu arazideki karları sana satacağım, sen de bir kese altın karşılığı aldığını beyan eden bir belge imzalayacaksın, b&ouml;ylece alışveriş tamam olacak.<br /> <br /> Altınlardan bir an &ouml;nce kurtulmak isteyen gen&ccedil; &ccedil;ocuk, &#39;efendim aklınızla yaşayın&#39; deyip teklifi kabul etmiş, imzalar atılmış. Altın kesesini kadı efendiye teslim eden &ccedil;ocuk, huzur i&ccedil;inde oradan ayrılmış. Memlekete gitmeden &ouml;nce bir handa geceleyip hem karnını doyurmayı hem de biraz dinlenmeyi d&uuml;ş&uuml;nm&uuml;ş.<br /> <br /> Handa horul horul uyurken, sabaha karşı kadının emrindeki zaptiyeler kapıyı yumruklamışlar.<br /> <br /> -Kalk hele, kadı efendi seni g&ouml;rmek ister, davası varmış.<br /> <br /> Gen&ccedil; &ccedil;ocuk, &#39;ne davası ola ki?&#39; dese de yaka pa&ccedil;a kadının huzuruna &ccedil;ıkarmışlar.<br /> <br /> Bir de bakmış ki, kadı efendi hiddet i&ccedil;inde. Daha, &#39;selamın aleyk&uuml;m&#39; diyemeden kadı efendi bağırmış:<br /> <br /> -Be hey utanmaz, arlanmaz, eşkiya kılıklı işgalci. Bre biz seninle d&uuml;n akşam arazimdeki karları satın aldığına dair mukavele imzalamadık mı?<br /> <br /> -İmzaladık kadı efendi, ben de karşılığını size takdim ettim.<br /> <br /> -Sus!..Bak bakayım dışarıya, ne var arazimin &uuml;zerinde?<br /> <br /> -Ne olacak, kar var. Tıpkı d&uuml;nk&uuml; gibi.<br /> <br /> -Mel&#39;un, hala konuşuyor! D&uuml;n sen bu karları benden satın almadın mı? O halde senin karların ne hakla benim arazimi işgal ederler? Şimdi bu işgal, kanun dairesine ve de hak rızasına uygun mudur? Derhal kaldır o karları benim arazimden, yoksa, vallahi acımam, seni işgalcilikten hapse attırırım!<br /> <br /> -Aman efendim, d&ouml;n&uuml;mler dolusu karı ben nasıl kaldırayım?<br /> <br /> -Onu, arazimi işgal etmeden &ouml;nce d&uuml;ş&uuml;nseydin!<br /> <br /> Delikanlı yine yalvarmış:<br /> <br /> -Efendim, ocağınıza d&uuml;şt&uuml;m, yok mudur bu işin de kitaba uygun bir hal yolu?<br /> <br /> Kadı, kara kaplıyı tekrar a&ccedil;mış, bir m&uuml;ddet mırıldanarak okuduktan sonra:<br /> <br /> -Vardır!.. İmdiii. Arazi sahibi ve davacı olan ben ile, davalı sıfatı ile sen arasında, arazimi işgal bedeli karşılığında, benim de rızam ile bir kese altın karşılığı işbu karları burada tutmaya iznim olduğunu belirtir bir mukavele imzalarsak, bu husus kanun ve nizama uygun bir şekilde hale kavuşur. Yanii, sen bana &ouml;b&uuml;r kese altını da işgaliye bedeli olarak vereceksin.<br /> <br /> Bizim gen&ccedil; &ccedil;ocuk &ouml;b&uuml;r kese altını da vermiş, gereken evrakları imzalamış, konaktan &ccedil;ıkıp temiz havaya kavuştuğunda, dağlara bakıp bağırmış:<br /> <br /> -Hey gidi yedi dağın efesi, Sen haklıymışsın. Daha b&uuml;y&uuml;k eşkıyalar da varmış. Senin a&ccedil;ık a&ccedil;ık yaptığın eşkıyalık, bunların kanunla yaptığı eşkıyalığın yanında nedir ki!...<br /> <br /> Allah,<br /> İşi kitabına uyduran vicdansız namussuzlardan,<br /> adalet binasını ele ge&ccedil;irmiş Kravatlı &ccedil;etelerden, vatansever g&ouml;r&uuml;nen hainlerden ,<br /> m&uuml;sl&uuml;man g&ouml;r&uuml;nen kafirlerden ,<br /> d&ouml;nme islamcılardan...vs...<br /> hepimizi korusun.........<br /> Can-ı g&ouml;n&uuml;lden amin amin.<br /> Milyonlar kere amin amin.<br /> <br /> Selam ve dua ile.<br /> B&uuml;lent ERTEKİN&nbsp;</div>
Ekleme Tarihi: 21 Ocak 2020 - Salı

BUNLARI HALÂ YAŞIYORUZ, ÖYLE DEĞİL Mİ?

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde yaşadığımız ve karşılaştığımız olayları anlatan g&uuml;zel bir fıkra. Şuan &quot;bu da ne demek&quot; diyebilirsiniz. Hele bir okuyun. Okuyun ki, ne demek istediğimi daha iyi anlacağınızdan hi&ccedil; ş&uuml;phem yok.<br /> ..........<br /> <br /> Tek oğlu bulunan varlıklı bir &ccedil;ift&ccedil;i yaşlanıp yatağa d&uuml;şer ve oğluna vasiyetini s&ouml;yler:<br /> <br /> -Yatağın altında, i&ccedil;i altın dolu iki tane kese var. Bunlardan biri senin, diğerini de memleketin en b&uuml;y&uuml;k eşkıyasını bulup ona vereceksin. Sebebini sorma, vasiyetim b&ouml;yledir!<br /> <br /> Yaşlı adam bir ka&ccedil; g&uuml;n sonra &ouml;l&uuml;r. Oğlu, memleketin en b&uuml;y&uuml;k eşkıyasını bulmak i&ccedil;in &uuml;lkeyi dolaşmaya başlar. Fakat nereye gitse, hangi eşkıyayı sorsa, ondan daha da namlısı, kanlısı, belalısı olduğunu &ouml;ğrenir ve bu şekilde aylarca dolaşır.<br /> Nihayet, &uuml;lkenin yol vermez dağlarla &ccedil;evrili bir k&ouml;sesinde &ouml;yle bir eşkıyanın adını işitmişki Allah b&ouml;ylelerinin şerrinden saklasın, k&ouml;yl&uuml;ler korkularından ismini bile fısıldayarak s&ouml;ylermiş. H&uuml;kmettiği dağların yama&ccedil;ları onun &ouml;ld&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; insanların cesetleriyle doluymuş.<br /> <br /> Bizim delikanlı &quot;yedi dağın eşkiyası&quot;nın namını dinleyince &quot;bundan daha canavarı olamaz&#39;&#39; deyip, eşkıyanın yaşadığı en b&uuml;y&uuml;k dağa doğru yola &ccedil;ıkmış.<br /> <br /> Kışın ortasında dağa vardığında eşkıyanın adamları &quot;Tek başına bu dağda ne gezersin bre ahmak?&quot; delikanlıyı esir almışlar.&nbsp;<br /> Delikanlı &quot;ağanıza bir hediye getirdim&quot; deyince onu yedi dağın eşkıyasının karşısına &ccedil;ıkarmışlar.<br /> <br /> Eşkıya hakikaten dedikleri kadar varmış. Delikanlı cesaretini toplayıp babasının vasiyetini anlatmış ve koynundan kesenin birini &ccedil;ıkarıp yedi dağın eşkıyasına uzatmış:<br /> <br /> &quot;Ağam, bunu size vermezsem babam mezarında rahat yatmaz, l&uuml;tfen kabul edin.&quot;<br /> O namlı eşkıyanın y&uuml;z&uuml;nde babacan bir ifade belirmiş:<br /> &quot;Sevdim seni. Safsın, temizsin, d&uuml;nyadan haberin yok. Benim namım bu dağları sarmıştır, lakin memlekette benden b&uuml;y&uuml;k bir eşkıya daha bulunur. Biz eşkıya da olsak, hak etmediğimiz mala el s&uuml;rmeyiz. Sen şimdi geldiğin yoldan d&ouml;n, şehre var. Gidip kadı efendiyi bul. Memleketin en b&uuml;y&uuml;k eşkıyası odur. Selamımı s&ouml;yle, bu keseyi ona ver!.<br /> <br /> Sonra adamlarına emretmiş:<br /> <br /> &quot;Bu yiğidi, başına bir iş gelmeden d&uuml;ze indirin, şehir yolunda bırakın!&quot;<br /> Delikanlı şehre inmiş kadı efendinin konağına varmış, başından ge&ccedil;enleri anlatmış:<br /> <br /> -İşte b&ouml;yle kadı efendi. Bu keseyi hak eden sizmişsiniz, ben de eğer kabul ederseniz size takdime geldim.<br /> <br /> Kadı efendi yerinden fırlamış:<br /> &quot;Vay ahlaksız eşkıya! Hakkımızda neler demiş. Be hey Allah&#39;tan korkmaz kul, sen ne y&uuml;zle bana haram para teklif edersin? Şimdi yatırayım mi seni kırba&ccedil; altına?&quot;<br /> <br /> &quot;Efendim ben de anlatılanlara uydum, ne yapacağımı bilmez haldeyim. Bana acıyın.&quot;<br /> <br /> Kadı efendi, g&ouml;z&uuml;n&uuml; uzaklara dikip biraz d&uuml;ş&uuml;nm&uuml;ş, sonra kara kaplıyı a&ccedil;ıp sakalını sıvazlamış:<br /> <br /> -İmdiii..Bir din ve devlet temsilcisinin b&ouml;yle a&ccedil;ıktan para kabul etmesi hem kanun-u &acirc;liye, hem de Allah rızasına m&uuml;nasip olmayıp, alan da veren de bu &acirc;lemde ve mahşerde su&ccedil;lu durumuna d&uuml;şer. Lakiiin, eğer aramızda bir ticari akit tanzim eder ve sen bana bu bir kese altını bir alışveriş neticesinde takdim eyler isen, ben dahi bunu senden bir hizmet karşılığı alır isem, şer&#39;an caiz olup başkaca bir işlem yapılması gerekmez. Yani, kısacası, ben bu altınlar karşılığı sana bir şey satacağım.<br /> <br /> -Ne satacaksınız kadı hazretleri?<br /> <br /> Kadı efendi, elini uzatıp pencerenin dışını g&ouml;stermiş:<br /> <br /> -Bak bu dışardaki bah&ccedil;e ve civarındaki c&uuml;mle arazi bana aittir. Şimdi bak bakalım, ne g&ouml;r&uuml;yorsun bu arazinin &uuml;zerinde?<br /> <br /> -Kar, her yeri bembeyaz kar kaplamış.<br /> <br /> -Pek g&uuml;zeeel.. İşte ben bu arazideki karları sana satacağım, sen de bir kese altın karşılığı aldığını beyan eden bir belge imzalayacaksın, b&ouml;ylece alışveriş tamam olacak.<br /> <br /> Altınlardan bir an &ouml;nce kurtulmak isteyen gen&ccedil; &ccedil;ocuk, &#39;efendim aklınızla yaşayın&#39; deyip teklifi kabul etmiş, imzalar atılmış. Altın kesesini kadı efendiye teslim eden &ccedil;ocuk, huzur i&ccedil;inde oradan ayrılmış. Memlekete gitmeden &ouml;nce bir handa geceleyip hem karnını doyurmayı hem de biraz dinlenmeyi d&uuml;ş&uuml;nm&uuml;ş.<br /> <br /> Handa horul horul uyurken, sabaha karşı kadının emrindeki zaptiyeler kapıyı yumruklamışlar.<br /> <br /> -Kalk hele, kadı efendi seni g&ouml;rmek ister, davası varmış.<br /> <br /> Gen&ccedil; &ccedil;ocuk, &#39;ne davası ola ki?&#39; dese de yaka pa&ccedil;a kadının huzuruna &ccedil;ıkarmışlar.<br /> <br /> Bir de bakmış ki, kadı efendi hiddet i&ccedil;inde. Daha, &#39;selamın aleyk&uuml;m&#39; diyemeden kadı efendi bağırmış:<br /> <br /> -Be hey utanmaz, arlanmaz, eşkiya kılıklı işgalci. Bre biz seninle d&uuml;n akşam arazimdeki karları satın aldığına dair mukavele imzalamadık mı?<br /> <br /> -İmzaladık kadı efendi, ben de karşılığını size takdim ettim.<br /> <br /> -Sus!..Bak bakayım dışarıya, ne var arazimin &uuml;zerinde?<br /> <br /> -Ne olacak, kar var. Tıpkı d&uuml;nk&uuml; gibi.<br /> <br /> -Mel&#39;un, hala konuşuyor! D&uuml;n sen bu karları benden satın almadın mı? O halde senin karların ne hakla benim arazimi işgal ederler? Şimdi bu işgal, kanun dairesine ve de hak rızasına uygun mudur? Derhal kaldır o karları benim arazimden, yoksa, vallahi acımam, seni işgalcilikten hapse attırırım!<br /> <br /> -Aman efendim, d&ouml;n&uuml;mler dolusu karı ben nasıl kaldırayım?<br /> <br /> -Onu, arazimi işgal etmeden &ouml;nce d&uuml;ş&uuml;nseydin!<br /> <br /> Delikanlı yine yalvarmış:<br /> <br /> -Efendim, ocağınıza d&uuml;şt&uuml;m, yok mudur bu işin de kitaba uygun bir hal yolu?<br /> <br /> Kadı, kara kaplıyı tekrar a&ccedil;mış, bir m&uuml;ddet mırıldanarak okuduktan sonra:<br /> <br /> -Vardır!.. İmdiii. Arazi sahibi ve davacı olan ben ile, davalı sıfatı ile sen arasında, arazimi işgal bedeli karşılığında, benim de rızam ile bir kese altın karşılığı işbu karları burada tutmaya iznim olduğunu belirtir bir mukavele imzalarsak, bu husus kanun ve nizama uygun bir şekilde hale kavuşur. Yanii, sen bana &ouml;b&uuml;r kese altını da işgaliye bedeli olarak vereceksin.<br /> <br /> Bizim gen&ccedil; &ccedil;ocuk &ouml;b&uuml;r kese altını da vermiş, gereken evrakları imzalamış, konaktan &ccedil;ıkıp temiz havaya kavuştuğunda, dağlara bakıp bağırmış:<br /> <br /> -Hey gidi yedi dağın efesi, Sen haklıymışsın. Daha b&uuml;y&uuml;k eşkıyalar da varmış. Senin a&ccedil;ık a&ccedil;ık yaptığın eşkıyalık, bunların kanunla yaptığı eşkıyalığın yanında nedir ki!...<br /> <br /> Allah,<br /> İşi kitabına uyduran vicdansız namussuzlardan,<br /> adalet binasını ele ge&ccedil;irmiş Kravatlı &ccedil;etelerden, vatansever g&ouml;r&uuml;nen hainlerden ,<br /> m&uuml;sl&uuml;man g&ouml;r&uuml;nen kafirlerden ,<br /> d&ouml;nme islamcılardan...vs...<br /> hepimizi korusun.........<br /> Can-ı g&ouml;n&uuml;lden amin amin.<br /> Milyonlar kere amin amin.<br /> <br /> Selam ve dua ile.<br /> B&uuml;lent ERTEKİN&nbsp;</div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.