Prof.Dr Cahit KURBANOĞLU
Köşe Yazarı
Prof.Dr Cahit KURBANOĞLU
 

KESİN DAVET 63

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">İMAN HEM D&Uuml;NYA VE HEM DE AHİRET SAADETİ KAZANDIRIR<br /> <br /> <br /> &Ouml;n&uuml;m&uuml;zde sonsuz hayata bir yolculuk var ve anne rahmine adım atınca başlıyor. Mahkemeyi K&uuml;bra dediğimiz b&uuml;y&uuml;k mahkemede yolculuk son buluyor. Ondan sonra artık sonsuz bir hayatta, herkes sadece d&uuml;nya hayatında işlediği amellerine g&ouml;re; ya ebedi saadete veya ebedi cezaya hak kazanmış oluyor. Şualar&rsquo;dan aktaracağımız bahis, bu yolculuğun sonunda neler olduğunu kısaca anlatmaktadır:<br /> <br /> Nasılki Cennet b&uuml;t&uuml;n v&uuml;cud &acirc;lemlerinin mahsul&acirc;tını taşıyor ve<br /> d&uuml;nyanın yetiştirdiği tohumları b&acirc;kiyane, sonsuz bir şekilde s&uuml;nb&uuml;llendiriyor, &ouml;yle de;<br /> Cehennem dahi,<br /> hadsiz dehşetli adem, yokluk ve hi&ccedil;lik &acirc;lemlerinin &ccedil;ok el&icirc;m, acı veren neticelerini g&ouml;stermek i&ccedil;in<br /> o adem mahsul&acirc;tlarını, yokluk &uuml;r&uuml;nlerini kavuruyor ve o dehşetli Cehennem fabrikası,<br /> sair, diğer vazifeleri i&ccedil;inde,<br /> &acirc;lem-i v&uuml;cud, varlık alemi k&acirc;inatını<br /> &acirc;lem-i adem, hi&ccedil;lik d&uuml;nyası pisliklerinden temizlettiriyor.<br /> Bu dehşetli mes&#39;elenin şimdilik kapısını a&ccedil;mayacağız. İnş&acirc;allah sonra izah edilecek.&nbsp;<br /> &nbsp;<br /> Hem meleklere iman meyvesinden bir c&uuml;z&#39;&uuml; ve<br /> M&uuml;nker ve Nekir&#39;e ait bir n&uuml;munesi şudur:<br /> Herkes gibi ben dahi muhakkak gireceğim diye mezarıma hayalen girdim.<br /> Ve kabirde yalnız,<br /> kimsesiz,<br /> karanlık,<br /> soğuk,<br /> dar bir haps-i m&uuml;nferidde<br /> bir tecrid-i mutlak i&ccedil;indeki tevahhuş ve<br /> tek başına hapiste<br /> tam bir yalnızlık i&ccedil;indeki korku ve<br /> me&#39;yusiyetten tedehh&uuml;ş ederken,<br /> &uuml;mitsizlikten dehşete d&uuml;şerken,<br /> birden M&uuml;nker ve Nekir taifesinden iki m&uuml;barek arkadaş &ccedil;ıkıp geldiler.<br /> Benimle m&uuml;nazaraya başladılar.<br /> Kalbim ve kabrim genişlediler,<br /> nurlandılar,<br /> hararetlendiler;<br /> &acirc;lem-i ervaha, ruhlar alemine pencereler a&ccedil;ıldı.<br /> Ben de şimdi hayalen ve istikbalde hakikaten g&ouml;receğim o vaziyete b&uuml;t&uuml;n canımla sevindim ve<br /> ş&uuml;krettim.&nbsp;(20/255)<br /> &nbsp;<br /> KABİRDE SORU MELEKLERİ İLE İLİM SOHBETİ<br /> &nbsp;<br /> D&uuml;nyada işlediğimiz her iyi amel,<br /> sabırla ge&ccedil;irilen sıkıntılı ve hastalıklı hayat, tevekk&uuml;l ile karşılanan yokluk ve fakirlik, &ccedil;aresizlikle yaşanan mazlumiyet hayatı ve hatta ş&uuml;k&uuml;r i&ccedil;inde ge&ccedil;irdiğimiz &ouml;nemsiz bir memnuniyetsizlik,<br /> o hayata sermaye ve<br /> g&uuml;zel amel olarak gidip,<br /> hesap g&uuml;n&uuml; terazimizin sevap kefesine koyulacağı rivayetlerle bildirilmektedir.<br /> İlimde &uuml;st&uuml;nl&uuml;k kazanan,<br /> &ouml;zellikle de tefekk&uuml;r ile Marifetullah ilminde ileri gidenlerin,<br /> kabir hayatında karşılaşacakları manzara tabiki bir başka olacaktır.<br /> Bakınız Şualar&rsquo;da bu konu nasıl tasvir edilmektedir:<br /> &nbsp;<br /> Sarf ve Nahiv ilmini okuyan bir medrese talebesinin vefat edip,<br /> kabirde M&uuml;nker ve Nekir&#39;in:<br /> &quot;Men Rabb&uuml;ke&quot;= &quot;Senin Rabbin kimdir?&quot; diye suallerine karşı,<br /> kendini medresede zannedip Nahiv ilmi ile cevab vererek:<br /> &quot;(Men) m&uuml;btedadır.<br /> (Rabb&uuml;ke) onun haberidir;<br /> m&uuml;şkil bir mes&#39;eleyi benden sorunuz,<br /> bu kolaydır.&quot; diyerek,<br /> hem o melaikeleri,<br /> hem hazır ruhları,<br /> hem o vakıayı m&uuml;şahede eden orada bulunan bir keşf-el kubur velisini g&uuml;ld&uuml;rd&uuml; ve<br /> rahmet-i İlahiyeyi tebess&uuml;me getirdi,<br /> azabdan kurtulduğu gibi;<br /> Risale-i Nur&#39;un bir şehid kahramanı olan merhum H&acirc;fız Ali,<br /> hapiste Meyve Risalesi&#39;ni kemal-i aşkla yazarken ve okurken vefat edip<br /> kabirde melaike-i suale mahkemedeki gibi Meyve hakikatları ile cevab verdiği misill&uuml;;<br /> ben de ve Risale-i Nur şakirdleri de,<br /> o suallere karşı Risale-i Nur&#39;un parlak ve<br /> kuvvetli h&uuml;ccetleriyle istikbalde hakikaten ve<br /> şimdi manen cevab verip onları tasdike ve<br /> tahsine ve<br /> tebrike sevkedecekler inş&acirc;allah.&nbsp; (20/255)<br /> &nbsp;<br /> Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu<br /> &nbsp;</div>
Ekleme Tarihi: 20 Nisan 2020 - Pazartesi

KESİN DAVET 63

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">İMAN HEM D&Uuml;NYA VE HEM DE AHİRET SAADETİ KAZANDIRIR<br /> <br /> <br /> &Ouml;n&uuml;m&uuml;zde sonsuz hayata bir yolculuk var ve anne rahmine adım atınca başlıyor. Mahkemeyi K&uuml;bra dediğimiz b&uuml;y&uuml;k mahkemede yolculuk son buluyor. Ondan sonra artık sonsuz bir hayatta, herkes sadece d&uuml;nya hayatında işlediği amellerine g&ouml;re; ya ebedi saadete veya ebedi cezaya hak kazanmış oluyor. Şualar&rsquo;dan aktaracağımız bahis, bu yolculuğun sonunda neler olduğunu kısaca anlatmaktadır:<br /> <br /> Nasılki Cennet b&uuml;t&uuml;n v&uuml;cud &acirc;lemlerinin mahsul&acirc;tını taşıyor ve<br /> d&uuml;nyanın yetiştirdiği tohumları b&acirc;kiyane, sonsuz bir şekilde s&uuml;nb&uuml;llendiriyor, &ouml;yle de;<br /> Cehennem dahi,<br /> hadsiz dehşetli adem, yokluk ve hi&ccedil;lik &acirc;lemlerinin &ccedil;ok el&icirc;m, acı veren neticelerini g&ouml;stermek i&ccedil;in<br /> o adem mahsul&acirc;tlarını, yokluk &uuml;r&uuml;nlerini kavuruyor ve o dehşetli Cehennem fabrikası,<br /> sair, diğer vazifeleri i&ccedil;inde,<br /> &acirc;lem-i v&uuml;cud, varlık alemi k&acirc;inatını<br /> &acirc;lem-i adem, hi&ccedil;lik d&uuml;nyası pisliklerinden temizlettiriyor.<br /> Bu dehşetli mes&#39;elenin şimdilik kapısını a&ccedil;mayacağız. İnş&acirc;allah sonra izah edilecek.&nbsp;<br /> &nbsp;<br /> Hem meleklere iman meyvesinden bir c&uuml;z&#39;&uuml; ve<br /> M&uuml;nker ve Nekir&#39;e ait bir n&uuml;munesi şudur:<br /> Herkes gibi ben dahi muhakkak gireceğim diye mezarıma hayalen girdim.<br /> Ve kabirde yalnız,<br /> kimsesiz,<br /> karanlık,<br /> soğuk,<br /> dar bir haps-i m&uuml;nferidde<br /> bir tecrid-i mutlak i&ccedil;indeki tevahhuş ve<br /> tek başına hapiste<br /> tam bir yalnızlık i&ccedil;indeki korku ve<br /> me&#39;yusiyetten tedehh&uuml;ş ederken,<br /> &uuml;mitsizlikten dehşete d&uuml;şerken,<br /> birden M&uuml;nker ve Nekir taifesinden iki m&uuml;barek arkadaş &ccedil;ıkıp geldiler.<br /> Benimle m&uuml;nazaraya başladılar.<br /> Kalbim ve kabrim genişlediler,<br /> nurlandılar,<br /> hararetlendiler;<br /> &acirc;lem-i ervaha, ruhlar alemine pencereler a&ccedil;ıldı.<br /> Ben de şimdi hayalen ve istikbalde hakikaten g&ouml;receğim o vaziyete b&uuml;t&uuml;n canımla sevindim ve<br /> ş&uuml;krettim.&nbsp;(20/255)<br /> &nbsp;<br /> KABİRDE SORU MELEKLERİ İLE İLİM SOHBETİ<br /> &nbsp;<br /> D&uuml;nyada işlediğimiz her iyi amel,<br /> sabırla ge&ccedil;irilen sıkıntılı ve hastalıklı hayat, tevekk&uuml;l ile karşılanan yokluk ve fakirlik, &ccedil;aresizlikle yaşanan mazlumiyet hayatı ve hatta ş&uuml;k&uuml;r i&ccedil;inde ge&ccedil;irdiğimiz &ouml;nemsiz bir memnuniyetsizlik,<br /> o hayata sermaye ve<br /> g&uuml;zel amel olarak gidip,<br /> hesap g&uuml;n&uuml; terazimizin sevap kefesine koyulacağı rivayetlerle bildirilmektedir.<br /> İlimde &uuml;st&uuml;nl&uuml;k kazanan,<br /> &ouml;zellikle de tefekk&uuml;r ile Marifetullah ilminde ileri gidenlerin,<br /> kabir hayatında karşılaşacakları manzara tabiki bir başka olacaktır.<br /> Bakınız Şualar&rsquo;da bu konu nasıl tasvir edilmektedir:<br /> &nbsp;<br /> Sarf ve Nahiv ilmini okuyan bir medrese talebesinin vefat edip,<br /> kabirde M&uuml;nker ve Nekir&#39;in:<br /> &quot;Men Rabb&uuml;ke&quot;= &quot;Senin Rabbin kimdir?&quot; diye suallerine karşı,<br /> kendini medresede zannedip Nahiv ilmi ile cevab vererek:<br /> &quot;(Men) m&uuml;btedadır.<br /> (Rabb&uuml;ke) onun haberidir;<br /> m&uuml;şkil bir mes&#39;eleyi benden sorunuz,<br /> bu kolaydır.&quot; diyerek,<br /> hem o melaikeleri,<br /> hem hazır ruhları,<br /> hem o vakıayı m&uuml;şahede eden orada bulunan bir keşf-el kubur velisini g&uuml;ld&uuml;rd&uuml; ve<br /> rahmet-i İlahiyeyi tebess&uuml;me getirdi,<br /> azabdan kurtulduğu gibi;<br /> Risale-i Nur&#39;un bir şehid kahramanı olan merhum H&acirc;fız Ali,<br /> hapiste Meyve Risalesi&#39;ni kemal-i aşkla yazarken ve okurken vefat edip<br /> kabirde melaike-i suale mahkemedeki gibi Meyve hakikatları ile cevab verdiği misill&uuml;;<br /> ben de ve Risale-i Nur şakirdleri de,<br /> o suallere karşı Risale-i Nur&#39;un parlak ve<br /> kuvvetli h&uuml;ccetleriyle istikbalde hakikaten ve<br /> şimdi manen cevab verip onları tasdike ve<br /> tahsine ve<br /> tebrike sevkedecekler inş&acirc;allah.&nbsp; (20/255)<br /> &nbsp;<br /> Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu<br /> &nbsp;</div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.