Mahir ADIBEŞ
Köşe Yazarı
Mahir ADIBEŞ
 

Bizim Mahallenin İnsanları: FIRINCI SELAHATTİN YİĞİT

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Somun Pişirmek Maharet İster:</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fırıncılık insanlık tarihinde &ccedil;ok eski bir meslek. Şehirlerde oturan insanlar hemen her g&uuml;n kapısından i&ccedil;eri bir kere girer. T&uuml;rk Milleti&rsquo;nin beslenme alışkanlıkları arasında ekmek &ccedil;ok &ouml;nemli yer tutar. &Ccedil;oğu insan ekmekte se&ccedil;icidir; kullanılan buğday, &ouml;ğ&uuml;ten değirmen, hamuru hazırlayıp pişiren usta &ouml;nemsenir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">K&ouml;pr&uuml;n&uuml;n başındaki fırında s&uuml;rekli radyosu a&ccedil;ık olurdu. Kapının &ouml;n&uuml;nden ge&ccedil;enler bile a&ccedil;ansa kulak kabartırdı. Sokaktakiler t&uuml;rk&uuml; dinlerdi. Her tarafı un olmuş kocaman bir radyo rafta dururdu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Genellikle hamuru yoğurup pişiren fırıncılar al&ccedil;ak g&ouml;n&uuml;ll&uuml;, tevazulu, g&uuml;zel d&uuml;ş&uuml;nen, hoş g&ouml;r&uuml;l&uuml;, sabırlı insanlardır. Sebebini sorduğumda; &ldquo;Fırıncı, hamurla yoğrulur, kazanda mayalanır, fırında pişip olgunlaşır,&rdquo; dediler.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fırıncı Selahattin Yiğit, İzmir &Ccedil;iğli K&ouml;yi&ccedil;i mahallesinde odun fırını &ccedil;alıştırıyor. Ekmek konusunda iddialı s&ouml;zler s&ouml;yledi. Fırıncılığı &ccedil;ok sevdiğini onunla konuşunca anlıyorsun. Kendi deyimiyle, &ldquo;Ben bu işi aşk ile yapıyorum,&rdquo; diyor.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Somun pişirmek sanattır, marifettir, h&uuml;ner ister,&rdquo; diyerek, ekmekler pişerken sohbete başlıyoruz...</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Pirimiz Somuncu Baba:</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Selahattin Yiğit on altı yaşında Erzurum&rsquo;un İspir kazasından İzmir&rsquo;e gelmiş. Burada akrabalarının yanında ekmek fırınında &ccedil;alışmaya başlamış. Usta olunca bir ara işini İstanbul&rsquo;da yapmaya karar vermiş; on yıl orada kalmış. Sonra tekrar İzmir&rsquo;e d&ouml;nm&uuml;ş. Fırıncılığa İzmir&rsquo;de devam etmeye kara verince İzmir &Ccedil;iğli K&ouml;yi&ccedil;i Mahallesinde fırın a&ccedil;mış.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hamurları fırına atarken yanına gittim. Bir yandan hamurları fırına yerleştirdi bir yandan pişenleri &ccedil;ıkardı. Boş vakti yoktu. İşini aksatmamaya &ccedil;alışarak konuşmalarını defterime not ettim.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Selahattin Yiğit, İspir&rsquo;de 1978 de doğmuş. İlk, orta, liseyi memleketinde okumuş. K&ouml;yde b&uuml;y&uuml;k baş hayvancılık işinde k&uuml;&ccedil;&uuml;k yaşta babasına yardım edermiş. 1994 yılında daha &ccedil;ocuk yaşta doğduğu topraklardan ayrılmış. Laf arasında &ldquo;İş i&ccedil;in &ccedil;ıktım,&rdquo; dedi. &ldquo;&Ccedil;ocuk yaşta mı İş i&ccedil;in &ccedil;ıktın?&rdquo; diye sordum. &ldquo;&Ccedil;ocuk değildim, on altı yaşındaydım,&rdquo; diye de itiraz etti. Bu s&ouml;ze g&uuml;l&uuml;nce arkasından ekliyor; &ldquo;Ekmeğimin peşinde geldim, akrabalar beni buraya &ccedil;ektiler,&rdquo; diyor. Yirmi d&ouml;rt yıldır fırıncılık yapıyormuş Uzun zamandır İspir&rsquo;e gidememiş. &ldquo;&Ouml;zledin mi?&rdquo; diye soruyorum. &ldquo;&Ouml;zlemez olur muyum&hellip;&rdquo; deyip başını &ouml;n&uuml;ne eğdi&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Selahattin Yiğit, &ccedil;ocuk yaştan bu yana ekmek fırınında &ccedil;ırak olmuş, iş&ccedil;i olmuş, usta olmuş. Bu işi &ccedil;ok severek yaptığını s&ouml;yl&uuml;yor. Aslında onu seyrederken bu işten ne kadar keyif aldığını fark ediyoruz. Hani bu işte ben en iyisiyim, der gibiydi. Severek mi yapıyorsun işini?&rdquo; diye sorduğumda, y&uuml;z&uuml;me sert bir bakış fırlattı; &ldquo;Ben bu işe aşığım,&rdquo; deyip sustu. Konuşmaya başladığımızda &ccedil;ok fazla konuşmuyordu. Sadece sorulara kısa kısa cevaplar veriyordu. Sohbet ilerledik&ccedil;e a&ccedil;ıldı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Somuncu Baba&rsquo;yı bilir misin?&rdquo; diye sordum.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Bilmem mi? Meslekte pirimiz. Bursa&rsquo;da ekmek yaptığı semtte gezersen h&acirc;l&acirc; onun yaptığı ekmeklerin kokusu burnuna gelir,&rdquo; diye anlattı. Yaptığı işin kutsallığını anlatmaya &ccedil;alışıyordu.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İşini Severek Yapıyor:</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;İşine aşkla sarılacak, severek yapacaksın. Ustalık marifetini ortaya koyacaksın. Laf olsun diye yaparsan her g&uuml;n &ccedil;iftlik hayvanlarına &ccedil;uval &ccedil;uval ekmek verirsin. Ekmekten, fırından anlayacaksın. Bizim fırın meşe odunuyla ısıtılıyor. Elektrik, doğalgaz da olsa fark etmez. Ekmeği ekmek yapan, iş&ccedil;idir, ustadır&hellip;&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ekmek iyi olması i&ccedil;in buğday se&ccedil;imi &ccedil;ok &ouml;nemli yani unun kalitesi&hellip; Buğdayı Mardin&rsquo;den alıp, Konya&rsquo;da &ouml;ğ&uuml;tt&uuml;r&uuml;yormuş. Bunu duyunca işin hassasiyetini anladık. Biz ekmeği sadece sofrada g&ouml;r&uuml;yoruz. Selahattin Ustanın bu hassasiyetinin farkına varsak ekmek israfı &ccedil;ok az olur, diye d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Peki, şu lezzetli k&ouml;y ekmeğinin sırrını a&ccedil;ıklayacak mısın?&rdquo; dediğimizde başını &ouml;n&uuml;ne eğip g&uuml;ld&uuml;.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;On d&ouml;rt saat hamurun beklemesi yani mayalanma. Hamuru kazandan &ccedil;ıkardıktan bir saat sona mayalanır. Ben yedi saat sonra hamuru işliyorum. Yani hamur yoğrulmaya başladıktan on d&ouml;rt saat sonra ekmek oluyor. Normalde bu s&uuml;re &uuml;&ccedil;-d&ouml;rt saattir. Ekmeği yapmana değecek. Hakkını vereceksin. İnsanlar yediği ekmekten memnun olacak,&rdquo; diyor. Demekki sadece bu işte buğdayın-unun kalitesi yetmiyor, işin i&ccedil;inde ustalık var. Yalnız Selahattin Usta bu konuyu bize tam olarak anlatmadığının farkındayım.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Selahattin Usta, raftan hamur tahtasını alıyor, boş tahtaları yerine koyuyor. Uzun tahta k&uuml;rekle fırına hamurları s&uuml;r&uuml;yor, pişenleri tezg&acirc;hın &uuml;zerine &ccedil;ıkarıyor. Bir ara verip yan taraftaki k&uuml;lhana meşe odunlarını atıyor. K&uuml;lhanın i&ccedil;ini bana yakından g&ouml;steriyor, odunlardan alevler y&uuml;kseliyor, i&ccedil;erisi &ccedil;ok sıcak.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fırıncıların Sosyal Hayatı Yok:</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İşin zorluklarını soruyorum. Bu işte &ccedil;alışanların sosyal hayatı yok. Kendine zaman ayıramazsın. Aile hayatınız sıkıntıya girer. &Ccedil;ocuklarınız sensiz b&uuml;y&uuml;rler. Bu &ccedil;ok zor bir durumdur.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fırınlarda tatil olmadığından kimse &ccedil;alışmak istemiyor. &ldquo;Bu sekt&ouml;rde arkamızdan gelen yok,&rdquo; diyor Usta.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İstirahat, uyku sınırlı, gece beş, altı saat uykuyla yetiniyoruz. Hafta sonları tatil olması gerekir, hi&ccedil; değilse haftada bir g&uuml;n. Yedek usta olmadığından dinlenmek m&uuml;mk&uuml;n olmuyor. Hafta sonu tatil olsa ekmek israfı da azalır. &Ccedil;alışanlar da dinlenmiş olurlar.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Geliri, Allah&rsquo;a ş&uuml;k&uuml;r memnunuz, yalnız iş zor,&rdquo; diyor. Yaz, kış sıcağın karşısında insanın sağlığı bozuluyor. S&uuml;rekli ayaktasın, meslek hastalığı denilen dolaşım bozuklukları ortaya &ccedil;ıkıyor. Hastahaneye gidecek vakit yok. Hamur seni beklemez; zamanında fırına girmesi gerekir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biz orada konuşurken bir kişi Mavişehir&rsquo;den, bir kişi Karşıyaka&rsquo;dan gelip ekmek aldılar. Her zaman bu fırına geliyorlarmış. Bu on kilometre yol demektir. Bornova&rsquo;dan da gelenler varmış. Sordum, &ldquo;Bu fırının ekmeği farklı,&rdquo; dediler.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Selahattin Usta belli ki işini ger&ccedil;ekten severek yapıyor. Her g&uuml;n gece d&ouml;rtte kalkıp fırına geliyormuş. Hamurları kontrol ediyor, fırını yakıyor. Etrafı temizliyor. &Ccedil;alışanlar yavaş yavaş sonradan geliyorlarmış. Sabaha ekmek yetişecek. Francalar, &ccedil;avdar ekmekleri, arkasından pideler fırına atılıyor. &Ouml;ğlen on ikiden sonra k&ouml;y ekmeğinin zamanı gelmiş oluyor&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biz eskiden &ldquo;somun&rdquo; derdik, pide hari&ccedil; hepsine. Şimdi somun da &ccedil;eşitlenmiş&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İnsanlar ekmeğin &ccedil;ıkış saatini biliyorlar. Bir anda kuyruk oluşuyor. Fırıncı Selahattin Yiğit g&uuml;l&uuml;mseyerek işini yapıyor. Bir yandan ekmek hamurlarını fırına atıyor, diğer yandan pişen ekmekleri fırından &ccedil;ıkarıyor&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bizi unutmuş gibi, işine dalıyor&hellip;</span></p>
Ekleme Tarihi: 23 Nisan 2020 - Perşembe

Bizim Mahallenin İnsanları: FIRINCI SELAHATTİN YİĞİT

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Somun Pişirmek Maharet İster:</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fırıncılık insanlık tarihinde &ccedil;ok eski bir meslek. Şehirlerde oturan insanlar hemen her g&uuml;n kapısından i&ccedil;eri bir kere girer. T&uuml;rk Milleti&rsquo;nin beslenme alışkanlıkları arasında ekmek &ccedil;ok &ouml;nemli yer tutar. &Ccedil;oğu insan ekmekte se&ccedil;icidir; kullanılan buğday, &ouml;ğ&uuml;ten değirmen, hamuru hazırlayıp pişiren usta &ouml;nemsenir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">K&ouml;pr&uuml;n&uuml;n başındaki fırında s&uuml;rekli radyosu a&ccedil;ık olurdu. Kapının &ouml;n&uuml;nden ge&ccedil;enler bile a&ccedil;ansa kulak kabartırdı. Sokaktakiler t&uuml;rk&uuml; dinlerdi. Her tarafı un olmuş kocaman bir radyo rafta dururdu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Genellikle hamuru yoğurup pişiren fırıncılar al&ccedil;ak g&ouml;n&uuml;ll&uuml;, tevazulu, g&uuml;zel d&uuml;ş&uuml;nen, hoş g&ouml;r&uuml;l&uuml;, sabırlı insanlardır. Sebebini sorduğumda; &ldquo;Fırıncı, hamurla yoğrulur, kazanda mayalanır, fırında pişip olgunlaşır,&rdquo; dediler.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fırıncı Selahattin Yiğit, İzmir &Ccedil;iğli K&ouml;yi&ccedil;i mahallesinde odun fırını &ccedil;alıştırıyor. Ekmek konusunda iddialı s&ouml;zler s&ouml;yledi. Fırıncılığı &ccedil;ok sevdiğini onunla konuşunca anlıyorsun. Kendi deyimiyle, &ldquo;Ben bu işi aşk ile yapıyorum,&rdquo; diyor.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Somun pişirmek sanattır, marifettir, h&uuml;ner ister,&rdquo; diyerek, ekmekler pişerken sohbete başlıyoruz...</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Pirimiz Somuncu Baba:</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Selahattin Yiğit on altı yaşında Erzurum&rsquo;un İspir kazasından İzmir&rsquo;e gelmiş. Burada akrabalarının yanında ekmek fırınında &ccedil;alışmaya başlamış. Usta olunca bir ara işini İstanbul&rsquo;da yapmaya karar vermiş; on yıl orada kalmış. Sonra tekrar İzmir&rsquo;e d&ouml;nm&uuml;ş. Fırıncılığa İzmir&rsquo;de devam etmeye kara verince İzmir &Ccedil;iğli K&ouml;yi&ccedil;i Mahallesinde fırın a&ccedil;mış.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hamurları fırına atarken yanına gittim. Bir yandan hamurları fırına yerleştirdi bir yandan pişenleri &ccedil;ıkardı. Boş vakti yoktu. İşini aksatmamaya &ccedil;alışarak konuşmalarını defterime not ettim.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Selahattin Yiğit, İspir&rsquo;de 1978 de doğmuş. İlk, orta, liseyi memleketinde okumuş. K&ouml;yde b&uuml;y&uuml;k baş hayvancılık işinde k&uuml;&ccedil;&uuml;k yaşta babasına yardım edermiş. 1994 yılında daha &ccedil;ocuk yaşta doğduğu topraklardan ayrılmış. Laf arasında &ldquo;İş i&ccedil;in &ccedil;ıktım,&rdquo; dedi. &ldquo;&Ccedil;ocuk yaşta mı İş i&ccedil;in &ccedil;ıktın?&rdquo; diye sordum. &ldquo;&Ccedil;ocuk değildim, on altı yaşındaydım,&rdquo; diye de itiraz etti. Bu s&ouml;ze g&uuml;l&uuml;nce arkasından ekliyor; &ldquo;Ekmeğimin peşinde geldim, akrabalar beni buraya &ccedil;ektiler,&rdquo; diyor. Yirmi d&ouml;rt yıldır fırıncılık yapıyormuş Uzun zamandır İspir&rsquo;e gidememiş. &ldquo;&Ouml;zledin mi?&rdquo; diye soruyorum. &ldquo;&Ouml;zlemez olur muyum&hellip;&rdquo; deyip başını &ouml;n&uuml;ne eğdi&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Selahattin Yiğit, &ccedil;ocuk yaştan bu yana ekmek fırınında &ccedil;ırak olmuş, iş&ccedil;i olmuş, usta olmuş. Bu işi &ccedil;ok severek yaptığını s&ouml;yl&uuml;yor. Aslında onu seyrederken bu işten ne kadar keyif aldığını fark ediyoruz. Hani bu işte ben en iyisiyim, der gibiydi. Severek mi yapıyorsun işini?&rdquo; diye sorduğumda, y&uuml;z&uuml;me sert bir bakış fırlattı; &ldquo;Ben bu işe aşığım,&rdquo; deyip sustu. Konuşmaya başladığımızda &ccedil;ok fazla konuşmuyordu. Sadece sorulara kısa kısa cevaplar veriyordu. Sohbet ilerledik&ccedil;e a&ccedil;ıldı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Somuncu Baba&rsquo;yı bilir misin?&rdquo; diye sordum.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Bilmem mi? Meslekte pirimiz. Bursa&rsquo;da ekmek yaptığı semtte gezersen h&acirc;l&acirc; onun yaptığı ekmeklerin kokusu burnuna gelir,&rdquo; diye anlattı. Yaptığı işin kutsallığını anlatmaya &ccedil;alışıyordu.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İşini Severek Yapıyor:</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;İşine aşkla sarılacak, severek yapacaksın. Ustalık marifetini ortaya koyacaksın. Laf olsun diye yaparsan her g&uuml;n &ccedil;iftlik hayvanlarına &ccedil;uval &ccedil;uval ekmek verirsin. Ekmekten, fırından anlayacaksın. Bizim fırın meşe odunuyla ısıtılıyor. Elektrik, doğalgaz da olsa fark etmez. Ekmeği ekmek yapan, iş&ccedil;idir, ustadır&hellip;&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ekmek iyi olması i&ccedil;in buğday se&ccedil;imi &ccedil;ok &ouml;nemli yani unun kalitesi&hellip; Buğdayı Mardin&rsquo;den alıp, Konya&rsquo;da &ouml;ğ&uuml;tt&uuml;r&uuml;yormuş. Bunu duyunca işin hassasiyetini anladık. Biz ekmeği sadece sofrada g&ouml;r&uuml;yoruz. Selahattin Ustanın bu hassasiyetinin farkına varsak ekmek israfı &ccedil;ok az olur, diye d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Peki, şu lezzetli k&ouml;y ekmeğinin sırrını a&ccedil;ıklayacak mısın?&rdquo; dediğimizde başını &ouml;n&uuml;ne eğip g&uuml;ld&uuml;.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;On d&ouml;rt saat hamurun beklemesi yani mayalanma. Hamuru kazandan &ccedil;ıkardıktan bir saat sona mayalanır. Ben yedi saat sonra hamuru işliyorum. Yani hamur yoğrulmaya başladıktan on d&ouml;rt saat sonra ekmek oluyor. Normalde bu s&uuml;re &uuml;&ccedil;-d&ouml;rt saattir. Ekmeği yapmana değecek. Hakkını vereceksin. İnsanlar yediği ekmekten memnun olacak,&rdquo; diyor. Demekki sadece bu işte buğdayın-unun kalitesi yetmiyor, işin i&ccedil;inde ustalık var. Yalnız Selahattin Usta bu konuyu bize tam olarak anlatmadığının farkındayım.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Selahattin Usta, raftan hamur tahtasını alıyor, boş tahtaları yerine koyuyor. Uzun tahta k&uuml;rekle fırına hamurları s&uuml;r&uuml;yor, pişenleri tezg&acirc;hın &uuml;zerine &ccedil;ıkarıyor. Bir ara verip yan taraftaki k&uuml;lhana meşe odunlarını atıyor. K&uuml;lhanın i&ccedil;ini bana yakından g&ouml;steriyor, odunlardan alevler y&uuml;kseliyor, i&ccedil;erisi &ccedil;ok sıcak.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fırıncıların Sosyal Hayatı Yok:</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İşin zorluklarını soruyorum. Bu işte &ccedil;alışanların sosyal hayatı yok. Kendine zaman ayıramazsın. Aile hayatınız sıkıntıya girer. &Ccedil;ocuklarınız sensiz b&uuml;y&uuml;rler. Bu &ccedil;ok zor bir durumdur.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fırınlarda tatil olmadığından kimse &ccedil;alışmak istemiyor. &ldquo;Bu sekt&ouml;rde arkamızdan gelen yok,&rdquo; diyor Usta.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İstirahat, uyku sınırlı, gece beş, altı saat uykuyla yetiniyoruz. Hafta sonları tatil olması gerekir, hi&ccedil; değilse haftada bir g&uuml;n. Yedek usta olmadığından dinlenmek m&uuml;mk&uuml;n olmuyor. Hafta sonu tatil olsa ekmek israfı da azalır. &Ccedil;alışanlar da dinlenmiş olurlar.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Geliri, Allah&rsquo;a ş&uuml;k&uuml;r memnunuz, yalnız iş zor,&rdquo; diyor. Yaz, kış sıcağın karşısında insanın sağlığı bozuluyor. S&uuml;rekli ayaktasın, meslek hastalığı denilen dolaşım bozuklukları ortaya &ccedil;ıkıyor. Hastahaneye gidecek vakit yok. Hamur seni beklemez; zamanında fırına girmesi gerekir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biz orada konuşurken bir kişi Mavişehir&rsquo;den, bir kişi Karşıyaka&rsquo;dan gelip ekmek aldılar. Her zaman bu fırına geliyorlarmış. Bu on kilometre yol demektir. Bornova&rsquo;dan da gelenler varmış. Sordum, &ldquo;Bu fırının ekmeği farklı,&rdquo; dediler.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Selahattin Usta belli ki işini ger&ccedil;ekten severek yapıyor. Her g&uuml;n gece d&ouml;rtte kalkıp fırına geliyormuş. Hamurları kontrol ediyor, fırını yakıyor. Etrafı temizliyor. &Ccedil;alışanlar yavaş yavaş sonradan geliyorlarmış. Sabaha ekmek yetişecek. Francalar, &ccedil;avdar ekmekleri, arkasından pideler fırına atılıyor. &Ouml;ğlen on ikiden sonra k&ouml;y ekmeğinin zamanı gelmiş oluyor&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biz eskiden &ldquo;somun&rdquo; derdik, pide hari&ccedil; hepsine. Şimdi somun da &ccedil;eşitlenmiş&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İnsanlar ekmeğin &ccedil;ıkış saatini biliyorlar. Bir anda kuyruk oluşuyor. Fırıncı Selahattin Yiğit g&uuml;l&uuml;mseyerek işini yapıyor. Bir yandan ekmek hamurlarını fırına atıyor, diğer yandan pişen ekmekleri fırından &ccedil;ıkarıyor&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bizi unutmuş gibi, işine dalıyor&hellip;</span></p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.