MİNİMALİZM EŞİTTİR…
<p>Yaşadığımız şu fani dünyada daha mutlu ve huzurlu bir hayat geçirmek adına sayısız tavsiyeler ve öneriler mevcuttur. Bunların kaynağı, din olabileceği gibi çeşitli ideolojik sistemlerde insanlara dayatılmaktadır.</p>
<p> Mesela gün boyu yapılan reklamlarla tüketerek mutlu olunacağı sürekli bilinçaltımıza boca edilmektedir. Bunun tabi sonucu olarak ta çılgınlar gibi alış-veriş yaparak ve tüketerek mutlu olacağını sanan insanoğlu tutulduğu sarmalın içende kaybolarak sürekli kısırdöngüye tutulup yok olmaktadırlar. Bu tüketim çılgınlığı sonrasında evlerde eşyalara ve dolaplarda kıyafetlere yer bulunamamaktadır. Buna rağmen hiçbir şeyi olmadığını söyleyen insanlara çevrenizde çokça rastlamışsınızdır. Bunun yanında günün yetmediğini, işlerin yetişmediğini söyleyen zaman fukarası insanlar da mevcuttur. Bütün bunların temelinde yatan, yaşam felsefemizin başakları tarafından yönetiliyor olmasındandır. Hiçbir eylem ve faaliyetimizi özgür ve serbest irademizle yapamıyor olmamızdandır.</p>
<p> Bu sarmaldan kurtulmak, daha sade ve dolu bir yaşam için gümümüzde öngörülen felsefe Minimaliz’dir. Batıda ortaya çıkan ve yaşamın her alanında uygulanması söz konusu olan bir trenddir. Sloganı, sade bir yaşam ve azı çok olarak kabul etmek üzerine kurgulanmıştır. Daha az kaynak tüketerek, ihtiyacımız kadarını yeter miktarda satın almayı öngörmektedir. Böylece sırtımızda ki yüklerden kurtularak daha huzurlu bir hayat öngörmektedir. Mesela önemli ve ünlü bazı insanların sürekli aynı kıyafetle dolaşıyor olması bu akımın bir sonucudur. Bu insanlar hayatı çok hızlı yaşadıkları için giyim-kuşamla zaman kaybedecek pozisyonları yoktur. Tabi kulağa hoş gelen bu felsefe batıdan gelince baş tacı yapılarak özellikler seküler kesimler tarafından tedavüle sokulmaktadır.</p>
<p> Fakat felsefenin özüne baktığınız zaman inancımız ve geleneklerimizin birebir yansımasından başka bir şey değildir. Tasarruf etmek, infakta bulunmak ve müsrif olmamayı ayet ve hadislerle ortaya koyduğunuz da pek cazip gelmiyor. Özellikle maneviyata mesafeli olan insanlar burun kıvırarak görmezden gelebiliyorlar. Aynı söyleme Minimalizm adı verdiğinizde kaynakta batı olduğundan herkes için vazgeçilmez olabiliyor. Bu felsefe; evlerde daha az eşya, dolaplarda daha az kıyafet ve boşa geçirilen zamanların verimli hale getirilerek hem kendisine hem de sevdiklerine daha fazla vakit ayırmaktadır. Fazla olanlardan kurtulmayla işe başlayabilirsiniz, bunları ihtiyaç sahibi kimselerle paylaşarak hem siz hem de çevreniz mutlu olacaktır.</p>
<p> Sonuç olarak; aslında Minimaliz eşittir, tasavvufta ki <em>“Bir lokma, bir hırka”</em> felsefesinden başka bir şey değildir. Siz bunu İslam’a dayandırarak söylediğinizde alay konusu olur fakat dışardan ithal ettiğinizde daha kutsaldır. Bu durumu en iyi, <em>”Ev danası öküz olmaz!”</em> özdeyişi ile özetlemek de mümkündür.</p>
<p>Esenlik dileklerimle,</p>
<p>Erol Aydın</p>
Ekleme
Tarihi: 14 Mayıs 2020 - Perşembe
MİNİMALİZM EŞİTTİR…
<p>Yaşadığımız şu fani dünyada daha mutlu ve huzurlu bir hayat geçirmek adına sayısız tavsiyeler ve öneriler mevcuttur. Bunların kaynağı, din olabileceği gibi çeşitli ideolojik sistemlerde insanlara dayatılmaktadır.</p>
<p> Mesela gün boyu yapılan reklamlarla tüketerek mutlu olunacağı sürekli bilinçaltımıza boca edilmektedir. Bunun tabi sonucu olarak ta çılgınlar gibi alış-veriş yaparak ve tüketerek mutlu olacağını sanan insanoğlu tutulduğu sarmalın içende kaybolarak sürekli kısırdöngüye tutulup yok olmaktadırlar. Bu tüketim çılgınlığı sonrasında evlerde eşyalara ve dolaplarda kıyafetlere yer bulunamamaktadır. Buna rağmen hiçbir şeyi olmadığını söyleyen insanlara çevrenizde çokça rastlamışsınızdır. Bunun yanında günün yetmediğini, işlerin yetişmediğini söyleyen zaman fukarası insanlar da mevcuttur. Bütün bunların temelinde yatan, yaşam felsefemizin başakları tarafından yönetiliyor olmasındandır. Hiçbir eylem ve faaliyetimizi özgür ve serbest irademizle yapamıyor olmamızdandır.</p>
<p> Bu sarmaldan kurtulmak, daha sade ve dolu bir yaşam için gümümüzde öngörülen felsefe Minimaliz’dir. Batıda ortaya çıkan ve yaşamın her alanında uygulanması söz konusu olan bir trenddir. Sloganı, sade bir yaşam ve azı çok olarak kabul etmek üzerine kurgulanmıştır. Daha az kaynak tüketerek, ihtiyacımız kadarını yeter miktarda satın almayı öngörmektedir. Böylece sırtımızda ki yüklerden kurtularak daha huzurlu bir hayat öngörmektedir. Mesela önemli ve ünlü bazı insanların sürekli aynı kıyafetle dolaşıyor olması bu akımın bir sonucudur. Bu insanlar hayatı çok hızlı yaşadıkları için giyim-kuşamla zaman kaybedecek pozisyonları yoktur. Tabi kulağa hoş gelen bu felsefe batıdan gelince baş tacı yapılarak özellikler seküler kesimler tarafından tedavüle sokulmaktadır.</p>
<p> Fakat felsefenin özüne baktığınız zaman inancımız ve geleneklerimizin birebir yansımasından başka bir şey değildir. Tasarruf etmek, infakta bulunmak ve müsrif olmamayı ayet ve hadislerle ortaya koyduğunuz da pek cazip gelmiyor. Özellikle maneviyata mesafeli olan insanlar burun kıvırarak görmezden gelebiliyorlar. Aynı söyleme Minimalizm adı verdiğinizde kaynakta batı olduğundan herkes için vazgeçilmez olabiliyor. Bu felsefe; evlerde daha az eşya, dolaplarda daha az kıyafet ve boşa geçirilen zamanların verimli hale getirilerek hem kendisine hem de sevdiklerine daha fazla vakit ayırmaktadır. Fazla olanlardan kurtulmayla işe başlayabilirsiniz, bunları ihtiyaç sahibi kimselerle paylaşarak hem siz hem de çevreniz mutlu olacaktır.</p>
<p> Sonuç olarak; aslında Minimaliz eşittir, tasavvufta ki <em>“Bir lokma, bir hırka”</em> felsefesinden başka bir şey değildir. Siz bunu İslam’a dayandırarak söylediğinizde alay konusu olur fakat dışardan ithal ettiğinizde daha kutsaldır. Bu durumu en iyi, <em>”Ev danası öküz olmaz!”</em> özdeyişi ile özetlemek de mümkündür.</p>
<p>Esenlik dileklerimle,</p>
<p>Erol Aydın</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.