Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

Kafkaslarda İslamiyet Yeniden Güçlenmeye Başlıyor

<p>Ayasofya&rsquo;nın ibadete a&ccedil;ılması sanki &uuml;zerimizdeki manevi zincirleri kırdı. İslam devletleri ve ordularımız bir &ccedil;ok yerde zafer &uuml;st&uuml;ne zafer kazanmaya başladı. Bunlardan sadece bir tanesi Azerbaycan&rsquo;ın Karabağ&rsquo;daki zaferidir.</p> <p>Bunun arkasından nice zafer İslam&rsquo;ın parıldadığı g&uuml;zel hikayeleri okuyacağız. Zira Rus ve Kom&uuml;nist baskısı sona ermiş &ouml;zellikle İslam&rsquo;ın Kafkasya toprakları &uuml;zerindeki karabulutlar dağılmaya başlamıştır. Allah&rsquo;ın izni ile İslam&rsquo;ın bahadır oğlu olan T&uuml;rkler ve Kafkas halkları Avrupa ve Asya&rsquo;ya yeniden h&acirc;kim olacaktır.</p> <p>Bu m&uuml;jdeli olayı sadece kılı&ccedil; zoru ile elde etmedik. Silahlarımızın &ouml;zellikle de Silahlı İnsansız Hava Ara&ccedil;larının (SİHA) teknik alandaki &uuml;st&uuml;nl&uuml;kleri b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyaya İslam&rsquo;ın yeniden hakim olacağı m&uuml;jdesini vermiştir.</p> <p>İnşallah, Ermeniler ateşkes anlaşmasında verdikleri s&ouml;zlere sadık kalarak yeni bir &ccedil;atışma peşine d&uuml;şmezler. Zira bundan en b&uuml;y&uuml;k zararı kendileri g&ouml;receklerdir. Eğer barışı kabul ederler ise hem Rus ve Batı boyunduruğundan kurtulacak hem de ekonomik olarak rahata kavuşacaklardır.</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; yapılan ateşkes; bir &ldquo;kazan-kazan&rdquo; anlaşmasıdır. Ermenistan, Azerbaycan topraklarından &ccedil;ekilmek sureti ile sınırların a&ccedil;ılması i&ccedil;in &ouml;ncelikli olan ilk adımı atmış oldu. Şu anda Karabağ&rsquo;a ulaşım i&ccedil;in a&ccedil;ılan koridoru aynı şekilde Nah&ccedil;ıvan ile Azerbaycan arasında a&ccedil;mak zorundadır. Eğer anlaşmaya sadık kalarak bunu yapar ise T&uuml;rkiye ile Ermenistan arasındaki buzlar eriyecek sınırlar a&ccedil;ılacaktır. Hatta Karabağ&rsquo;daki Ermeni asıllı insanlar, Azerbaycan vatandaşı olduğu i&ccedil;in vizesiz olarak T&uuml;rkiye&rsquo;ye girip &ccedil;ıkabileceklerdir.</p> <p>İşte Rusya&rsquo;nın &ouml;nc&uuml;l&uuml;ğ&uuml;nde imzalanan Ateşkes anlaşmasını bir de bu a&ccedil;ıdan bakmak ve olayları bu şekilde okumak gereklidir. Bu sayede Sovyetler Birliği zamanından kalma kom&uuml;nist zorbalık ve İslam d&uuml;şmanlığı da tarihe karışacaktır.</p> <p>Kom&uuml;nistler sadece Kafkasya&rsquo;da değil Avrupa, Asya ve &ouml;zellikle de T&uuml;rk coğrafyasında İslam&rsquo;ın ortadan kaldırılması i&ccedil;in &ccedil;ok &ccedil;aba sarf etmişlerdir. &Ouml;yle ki bug&uuml;n M&uuml;sl&uuml;man toplulukların davranış kalıpları değişmiş alkoll&uuml; i&ccedil;ki i&ccedil;mek sıradan bir hale gelmiştir. T&uuml;rkiye&rsquo;nin &ouml;nc&uuml;l&uuml;ğ&uuml;nde yapılacak g&uuml;zel girişimler, Rusya ve Asya M&uuml;sl&uuml;manlarının gelişip g&uuml;&ccedil;lenmesine sebep olacaktır.</p> <p>Bu vesile ile Rusya ile ilgili birka&ccedil; hatıramı ve bazı gelişmeleri yazmak istiyorum:&nbsp;&nbsp;</p> <p>Gemilerde &ccedil;alışırken Rusya&rsquo;da yaşamış Kafkas asıllı bir &Ccedil;ark&ccedil;ıbaşımız vardı. Birka&ccedil; defa aynı soruyu sormuştu: &ldquo;Bismillah ne demektir?&rdquo;</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; şunu g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;; Dini inan&ccedil;ları ne kadar zayıf olsa bile b&uuml;t&uuml;n T&uuml;rk denizcileri daima &ldquo;Bismillah&rdquo; diyerek demir atıp demir alıyordu. Bu durum; anneciğinin ona Sovyetlerin Rus mekteplerine g&ouml;nderirken kulağına k&uuml;pe olsun diye s&ouml;ylediği bir s&ouml;z&uuml;n&uuml; hatırlatıyordu. Annesi demişti ki: &ldquo;Yatmadan &ouml;nce muhakkak &uuml;&ccedil; defa bismillah de&hellip;&rdquo;</p> <p>&Ccedil;ark&ccedil;ıbaşımız da annesinin s&ouml;z&uuml;n&uuml; tutmuştu. Fakat Sovyetler Birliğinin eğitim sistemi kom&uuml;nist m&uuml;fredatla olduğu i&ccedil;in &ldquo;dinsizlik&rdquo; &uuml;zerine kurulmuştu. Allah&rsquo;a imanın, yaşamda yeri yoktu. Bu nedenle kendisi her ne kadar Allah&rsquo;a inandığını s&ouml;ylese de İslam dini hakkında almış olduğu eğitimden dolayı &ccedil;ok olumsuz d&uuml;ş&uuml;ncelere sahipti.</p> <p>Bismillah&rsquo;ın manasının &ldquo;Allah&rsquo;ın ismi ile başlamak&rdquo; olduğunu s&ouml;yledikten sonra uzun uzun dini sohbetlerde bulunuyorduk. Zira Rusya&rsquo;daki M&uuml;sl&uuml;manlar ile ilgilenmek benim &ouml;ncelikli ilgi alanımdan birisini oluşturmaktadır.</p> <p>Bu konuda olduk&ccedil;a &ccedil;ok kitap okuyup belgesel izledim. Gittiğim Rus limanlarında İslamiyet&rsquo;in durumu ile ilgili bir &ccedil;ok kişi ile konuştum. Bu yazıda da bir kısmını paylaşmak gerekiyor.</p> <p>&Ouml;zellikle Sovyet rejimi &ccedil;&ouml;kt&uuml;kten sonra Rus halkı arasında intihar olayları &ccedil;ok y&uuml;ksek seviyelere y&uuml;kselmişti. &Ouml;yle ki 1990-2010 yılı arasında 800 bin Rusya vatandaşı intihar ederek hayatını kaybetmişti. D&uuml;nyada kişi başına intihar olayı en y&uuml;ksek &uuml;lke Litvanya ve sonrasında da Rusya yer alıyordu.</p> <p>Bu durum Rus y&ouml;neticileri rahatsız etmiş ve dindar insanlar &uuml;zerindeki baskının hafifletilmesinin yararlı olacağı d&uuml;ş&uuml;ncesini getirmişti. Sonrasında kom&uuml;nizm esaretinden kurtulan M&uuml;sl&uuml;manlar, yaşadıkları her yerde cami inşa ederek inan&ccedil;larının gereklerini yerine getirmeye başladılar.</p> <p>Bu arada bazı Rus aydınlarının sonradan M&uuml;sl&uuml;man olduğunu ve İslam hakkındaki son derece olumlu d&uuml;ş&uuml;ncelerine kamuoyunda yer verildiğine şahit olmuştuk. İşte bunlardan sadece bir tanesi olan Via&ccedil;eslav Polosin&rsquo;in hayatı &ccedil;ok dikkat &ccedil;ekicidir. Zira daha sonra Ali ismini alan Polosin, konum itibarı ile Rusya&rsquo;nın &ccedil;ok &ouml;nemli bir y&ouml;neticisi olup o tarihlerde T&uuml;rkiye&rsquo;nin Diyanet İşleri Başkanı ne ise aynı g&ouml;revi y&uuml;r&uuml;ten kişi idi.</p> <p>Moskova Devlet &Uuml;niversitesi Felsefe Fak&uuml;ltesi, Zagorsk Dini Mektebi ve Dışişleri Bakanlığı Diplomatik Akademisi mezunu olan Polosin, Rusya Ortodoks Patrikliğinin Kamu Dernekleri ve Dini &Ouml;rg&uuml;tleri İlişkiler Komitesi Başkanlığı, Y&uuml;ksek Sovyet Vicdan &Ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; Komitesi Başkanlığı, Rusya Temsilciler Meclisi yani DUMA Milletvekili ve Başpiskopos g&ouml;revleri vardı. Fakat Polosin&rsquo;i nedense T&uuml;rkiye&rsquo;de hala kimse tanımaz.</p> <p>Polosin, İslam&rsquo;ı se&ccedil;mesi sonrası kaleme aldığı &quot;Allah&rsquo;a Uzanan Ger&ccedil;ek Yol&quot; adlı eserinde Rusya&rsquo;nın ve b&uuml;t&uuml;n Avrasya&rsquo;nın ge&ccedil;miş ve geleceğini &ldquo;İslami bakış a&ccedil;ısıyla birleşme&rdquo; yani &ldquo;ittihat&rdquo; kavramı ile izah ediyordu.</p> <p>Kamuoyuna a&ccedil;ık&ccedil;a M&uuml;sl&uuml;man olduğunu deklere eden Polosin: &quot;Kamuoyu huzurunda şahitlik ederim ki; ben kitab&icirc; dinlerin Hazreti İbrahim&#39;den başlamak &uuml;zere t&uuml;m peygamberlerinin y&uuml;ce geleneği olan hakiki imanın takip&ccedil;isi olarak, tek doğru dine şahitlik ettim. Artık Ortodoks Kilisesi&#39;nin ne papazı ne de m&uuml;ridiyim. Sosyal hayatımı da inan&ccedil;larım doğrultusunda şekillendirmeye karar verdim&rdquo; demişti.</p> <p>Kendisi; 1983&ndash;85&rsquo;li yıllarda Orta Asya&rsquo;ya din&icirc; hizmet amacıyla g&ouml;nderilmiş ve ilk defa orada M&uuml;sl&uuml;manlarla ve İslam&rsquo;la tanışmıştı. 1991 yılında Pravoslav hizmetinden ve kilisedeki vazifesinden ayrılmıştı. Kilise ayinlerine y&ouml;nelik inancını oluşturacak a&ccedil;ıklamalar arayıp bulmak i&ccedil;in, eski Hıristiyan kaynakları, kilise, ibadet ve Dinler tarihini derinden &ouml;ğrenmeye koyulmuştu. Din ve &ouml;ncelikle kaynaklarını derinlemesine &ouml;ğrendikten sonra Roma-Bizans ibadetlerinin doğruluğuna y&ouml;nelik &ccedil;ok ciddi ş&uuml;pheleri oluşmuştu.</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; Putperestlikten gelme ayinler haddinden fazlaydı. 1995 Tarihinde kesin olarak anlamıştı ki; bundan sonra -hatta kilise vazifesi dışında bile- Hıristiyan ibadetlerinde katılamazdı. Zira Sminariya&rsquo;da &ouml;ğretilen, tanrının oğlu-insan &ouml;ğretisi hala basit ve makul olan &ldquo;tevhid&rdquo; ilkesini anlamasına engel oluyordu.</p> <p>O sırada hakik&icirc; İslam inancını bilmiyordu. Kuran&rsquo;ın Kra&ccedil;kovski tarafından terc&uuml;mesi ise İlahi Kitabın anlaşılmasında kendisine akıcılık kazandırmıştı. O zaman İman Valriya Porohovanın terc&uuml;mesinden mukaddes Kuran&rsquo;ı okuma fırsatını bulmuştu.</p> <p>Bu sayede Kuran&rsquo;ın tefsiriyle, İsa Peygamber (asm) hakkındaki a&ccedil;ıklamalarıyla ve İslam ilmihaliyle tanışmış oldu. İslam&rsquo;ı kabul etme hususunda hi&ccedil; bir şek-ş&uuml;phesi kalmamıştı. Kudretli ve Merhametli olan Allah imanını g&uuml;&ccedil;lendirmiş sabit kılmış ve kendi hayat arkadaşı ile birlikte hak yol olan &ldquo;tevhide&rdquo; d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ilan etmesine sebep olmuştu.</p> <p>Her insan D&uuml;nya&rsquo;ya geldiğinde Allah&rsquo;ın kulu ve İslamiyet fıtratı ile doğar. Ancak terbiye sonrası Yahudi, Hıristiyan, ya da putperest olmaktadır. Kendisi ise İslam&rsquo;a, hak yoluna &ouml;zg&uuml;r iradesi ile katıldığını s&ouml;yleyerek bu d&uuml;ş&uuml;nceyi tersine &ccedil;eviriyordu.</p> <p>M&uuml;sl&uuml;man olduğunu a&ccedil;ıkladıktan sonra başına gelebilecek tehlikeler hakkında ne d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml; sorulduğunda Polosin ş&ouml;yle demişti: &quot;Hepimiz faniyiz, eninde sonunda bu d&uuml;nyadan ayrılacağız. İnsanoğlunun vehimlerine itaat etmektense, hakikate teslim olmuş olarak gitmek daha iyidir!&quot;</p> <p>Polosin, halen &quot;İsl&acirc;m Hakkında B&uuml;t&uuml;n Bilgiler&quot; isimli g&uuml;nl&uuml;k gazetenin edit&ouml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; y&uuml;r&uuml;tmektedir. &quot;Monoteist (Tek Tanrılı) Felsefeye Giriş&quot; kitabı, Mukayeseli Dinler Tarihi dersi i&ccedil;in yardımcı ders kitabı olarak kabul edilmiştir.</p> <p>Şu anda &ouml;ncelikli olarak M&uuml;sl&uuml;manların, Rus Ortodoks Kilisesi tarafından engellenmemesi i&ccedil;in &ccedil;aba sarf etmektedir. İ&ccedil;ki ve uyuşturucu ile m&uuml;cadele konusunda ortak &ccedil;alışmalar y&uuml;r&uuml;tmesinin yanı sıra, aile değerlerini koruma hususunda da m&uuml;şterek bir projeler hazırlamaktadır.</p> <p>Suriye&rsquo;de Rus u&ccedil;ağının d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lmesinden sonra artan T&uuml;rkiye d&uuml;şmanlığı, kendisini zorlamış olsa da şimdilerde yeniden kurulan iyi ilişkiler sayesinde bir par&ccedil;a rahatlamış durumdadır. Fakat kendisini hala ciddi manada tanımıyor maalesef tanımak dahi istemiyoruz.</p> <p>H&acirc;lbuki İslam dini Rusya&rsquo;da ve Avrupa&rsquo;da hızla yayılmaktadır. İnşa edilen camiler yetmemekte yenilerine ihtiya&ccedil; duyulmaktadır. Bu gelişmelerden &ccedil;ok ilgin&ccedil; olan bir tanesine Rusya M&uuml;sl&uuml;manlarını ilgilendirdiği i&ccedil;in bu makale i&ccedil;inde yer vermeye &ccedil;alışayım.</p> <p>Anton Pech, Rus asıllı bir Alman&rsquo;dır. Hamburg da eşi ve bir oğluyla birlikte yaşamını s&uuml;rd&uuml;r&uuml;rken g&uuml;n&uuml;n birinde Hazreti İbrahim&rsquo;in Hayatını ve Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın Risale-i Nur eserlerini okuma fırsatı bulur. &Ccedil;ok etkilenir Hatta M&uuml;sl&uuml;man olmaya karar verir. Adını İbrahim olarak oğlunun ismini de İsmail olarak değiştirir. Eşine de İslam&rsquo;ı teklif eder fakat karşılığını g&ouml;remez. Bu arada ilk olarak Almanca terc&uuml;mesini okuduğu Risale i Nur eserlerinin aslı olan T&uuml;rk&ccedil;eyi &ouml;ğrenmeye &ccedil;alışır. Zira orijinal metninden &ouml;ğrenmenin &ccedil;ok daha esaslı olacağını fark etmiştir.</p> <p>İbrahim Pech, hemen T&uuml;rk&ccedil;e ve Osmanlıca &ouml;ğrenir. O g&uuml;nden sonra Kuran tesfirlerini hep aslından okumaya ve g&uuml;nl&uuml;k hayatta da bu dili kullanmaya &ouml;zen g&ouml;sterir. Fakat bir sorunu vardır. Kom&uuml;nist rejimde dinsiz bir &ouml;m&uuml;r s&uuml;ren 60 yaşlarındaki annesinin &ouml;lmeden &ouml;nce muhakkak M&uuml;sl&uuml;man olmasını istemektedir. Annesi ise bunu istememektedir. Zira isim takıntısı vardır. Fakat İbrahim, davasından vazge&ccedil;meden annesine İslam&rsquo;ı anlatmaya devam eder.</p> <p>Sonunda annesi İslam&rsquo;ı bir şartla kabul edeceğini s&ouml;yler. Şartı ilgin&ccedil;tir. O da oğlu ve torunu gibi adını değiştirmek istemiyor olmasıdır. Oğlu bu duruma &ccedil;ok sevinir, bunun şart olmadığını s&ouml;yler ve sonrasında annesi; Nuna adıyla birlikte artık M&uuml;sl&uuml;man olmuştur.</p> <p>Annesine Risale-i Nur eserlerinin Rus&ccedil;a terc&uuml;melerini veren İbrahim; zaman zaman da ona okur ve izah etmeye &ccedil;alışır. Ayrıca ilmihal ve Kuran &ouml;ğreterek namaz tesbihatına alıştırır.<br /> İhtida etmiş yani M&uuml;sl&uuml;man olmuş bir&ccedil;ok insan gibi İbrahim de T&uuml;rkiye&rsquo;ye ve Peygamberler Şehri Urfa&#39;ya gelir. Burada ismini aldığı Hazreti İbrahim&rsquo;in diyarını g&ouml;rmek ister. Rehber, Halil İbrahim Aleyhisselemın derg&acirc;hını gezdirirken annesiyle birlikte sığındığı mağaraya geldiklerinde şunu s&ouml;yler: &quot;İşte burası da annesiyle sığındığı mağara olup annesinin adı Nuna&rsquo;dır&quot;.</p> <p>İbrahim, kulaklarına inanamaz. Sevin&ccedil; g&ouml;zyaşlarıyla annesini arar. İsminde ısrar eden yaşlı kadının şaşkınlığı ve sevinci o kadar b&uuml;y&uuml;k olur ki, ş&uuml;k&uuml;r secdelerinden başını alamaz.</p> <p>Nuna Teyze&rsquo;yi Rus aksanı ile Kuran okurken dinleme fırsatım oldu. Her g&uuml;n yeni bir sure ezberlemeye ve İslamı yaşamaya &ccedil;alışmaktadır. G&uuml;nl&uuml;k dualara ve Kur&#39;an hatimine d&acirc;hil olmuştur. Namazlarını daima evvel vaktinde kılmakta ve tesbihatını asla aksatmamaktadır.</p> <p>Allah b&uuml;t&uuml;n Rus M&uuml;sl&uuml;manlarından ve emsallerinden razı olsun ve sayılarını arttırsın. Bizlere de iman ile yaşayıp &ouml;lmeyi nasip etsin, vesselam&hellip;</p> <p>&nbsp;Dr. Vehbi KARA</p>
Ekleme Tarihi: 01 Ocak 2021 - Cuma

Kafkaslarda İslamiyet Yeniden Güçlenmeye Başlıyor

<p>Ayasofya&rsquo;nın ibadete a&ccedil;ılması sanki &uuml;zerimizdeki manevi zincirleri kırdı. İslam devletleri ve ordularımız bir &ccedil;ok yerde zafer &uuml;st&uuml;ne zafer kazanmaya başladı. Bunlardan sadece bir tanesi Azerbaycan&rsquo;ın Karabağ&rsquo;daki zaferidir.</p> <p>Bunun arkasından nice zafer İslam&rsquo;ın parıldadığı g&uuml;zel hikayeleri okuyacağız. Zira Rus ve Kom&uuml;nist baskısı sona ermiş &ouml;zellikle İslam&rsquo;ın Kafkasya toprakları &uuml;zerindeki karabulutlar dağılmaya başlamıştır. Allah&rsquo;ın izni ile İslam&rsquo;ın bahadır oğlu olan T&uuml;rkler ve Kafkas halkları Avrupa ve Asya&rsquo;ya yeniden h&acirc;kim olacaktır.</p> <p>Bu m&uuml;jdeli olayı sadece kılı&ccedil; zoru ile elde etmedik. Silahlarımızın &ouml;zellikle de Silahlı İnsansız Hava Ara&ccedil;larının (SİHA) teknik alandaki &uuml;st&uuml;nl&uuml;kleri b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyaya İslam&rsquo;ın yeniden hakim olacağı m&uuml;jdesini vermiştir.</p> <p>İnşallah, Ermeniler ateşkes anlaşmasında verdikleri s&ouml;zlere sadık kalarak yeni bir &ccedil;atışma peşine d&uuml;şmezler. Zira bundan en b&uuml;y&uuml;k zararı kendileri g&ouml;receklerdir. Eğer barışı kabul ederler ise hem Rus ve Batı boyunduruğundan kurtulacak hem de ekonomik olarak rahata kavuşacaklardır.</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; yapılan ateşkes; bir &ldquo;kazan-kazan&rdquo; anlaşmasıdır. Ermenistan, Azerbaycan topraklarından &ccedil;ekilmek sureti ile sınırların a&ccedil;ılması i&ccedil;in &ouml;ncelikli olan ilk adımı atmış oldu. Şu anda Karabağ&rsquo;a ulaşım i&ccedil;in a&ccedil;ılan koridoru aynı şekilde Nah&ccedil;ıvan ile Azerbaycan arasında a&ccedil;mak zorundadır. Eğer anlaşmaya sadık kalarak bunu yapar ise T&uuml;rkiye ile Ermenistan arasındaki buzlar eriyecek sınırlar a&ccedil;ılacaktır. Hatta Karabağ&rsquo;daki Ermeni asıllı insanlar, Azerbaycan vatandaşı olduğu i&ccedil;in vizesiz olarak T&uuml;rkiye&rsquo;ye girip &ccedil;ıkabileceklerdir.</p> <p>İşte Rusya&rsquo;nın &ouml;nc&uuml;l&uuml;ğ&uuml;nde imzalanan Ateşkes anlaşmasını bir de bu a&ccedil;ıdan bakmak ve olayları bu şekilde okumak gereklidir. Bu sayede Sovyetler Birliği zamanından kalma kom&uuml;nist zorbalık ve İslam d&uuml;şmanlığı da tarihe karışacaktır.</p> <p>Kom&uuml;nistler sadece Kafkasya&rsquo;da değil Avrupa, Asya ve &ouml;zellikle de T&uuml;rk coğrafyasında İslam&rsquo;ın ortadan kaldırılması i&ccedil;in &ccedil;ok &ccedil;aba sarf etmişlerdir. &Ouml;yle ki bug&uuml;n M&uuml;sl&uuml;man toplulukların davranış kalıpları değişmiş alkoll&uuml; i&ccedil;ki i&ccedil;mek sıradan bir hale gelmiştir. T&uuml;rkiye&rsquo;nin &ouml;nc&uuml;l&uuml;ğ&uuml;nde yapılacak g&uuml;zel girişimler, Rusya ve Asya M&uuml;sl&uuml;manlarının gelişip g&uuml;&ccedil;lenmesine sebep olacaktır.</p> <p>Bu vesile ile Rusya ile ilgili birka&ccedil; hatıramı ve bazı gelişmeleri yazmak istiyorum:&nbsp;&nbsp;</p> <p>Gemilerde &ccedil;alışırken Rusya&rsquo;da yaşamış Kafkas asıllı bir &Ccedil;ark&ccedil;ıbaşımız vardı. Birka&ccedil; defa aynı soruyu sormuştu: &ldquo;Bismillah ne demektir?&rdquo;</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; şunu g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;; Dini inan&ccedil;ları ne kadar zayıf olsa bile b&uuml;t&uuml;n T&uuml;rk denizcileri daima &ldquo;Bismillah&rdquo; diyerek demir atıp demir alıyordu. Bu durum; anneciğinin ona Sovyetlerin Rus mekteplerine g&ouml;nderirken kulağına k&uuml;pe olsun diye s&ouml;ylediği bir s&ouml;z&uuml;n&uuml; hatırlatıyordu. Annesi demişti ki: &ldquo;Yatmadan &ouml;nce muhakkak &uuml;&ccedil; defa bismillah de&hellip;&rdquo;</p> <p>&Ccedil;ark&ccedil;ıbaşımız da annesinin s&ouml;z&uuml;n&uuml; tutmuştu. Fakat Sovyetler Birliğinin eğitim sistemi kom&uuml;nist m&uuml;fredatla olduğu i&ccedil;in &ldquo;dinsizlik&rdquo; &uuml;zerine kurulmuştu. Allah&rsquo;a imanın, yaşamda yeri yoktu. Bu nedenle kendisi her ne kadar Allah&rsquo;a inandığını s&ouml;ylese de İslam dini hakkında almış olduğu eğitimden dolayı &ccedil;ok olumsuz d&uuml;ş&uuml;ncelere sahipti.</p> <p>Bismillah&rsquo;ın manasının &ldquo;Allah&rsquo;ın ismi ile başlamak&rdquo; olduğunu s&ouml;yledikten sonra uzun uzun dini sohbetlerde bulunuyorduk. Zira Rusya&rsquo;daki M&uuml;sl&uuml;manlar ile ilgilenmek benim &ouml;ncelikli ilgi alanımdan birisini oluşturmaktadır.</p> <p>Bu konuda olduk&ccedil;a &ccedil;ok kitap okuyup belgesel izledim. Gittiğim Rus limanlarında İslamiyet&rsquo;in durumu ile ilgili bir &ccedil;ok kişi ile konuştum. Bu yazıda da bir kısmını paylaşmak gerekiyor.</p> <p>&Ouml;zellikle Sovyet rejimi &ccedil;&ouml;kt&uuml;kten sonra Rus halkı arasında intihar olayları &ccedil;ok y&uuml;ksek seviyelere y&uuml;kselmişti. &Ouml;yle ki 1990-2010 yılı arasında 800 bin Rusya vatandaşı intihar ederek hayatını kaybetmişti. D&uuml;nyada kişi başına intihar olayı en y&uuml;ksek &uuml;lke Litvanya ve sonrasında da Rusya yer alıyordu.</p> <p>Bu durum Rus y&ouml;neticileri rahatsız etmiş ve dindar insanlar &uuml;zerindeki baskının hafifletilmesinin yararlı olacağı d&uuml;ş&uuml;ncesini getirmişti. Sonrasında kom&uuml;nizm esaretinden kurtulan M&uuml;sl&uuml;manlar, yaşadıkları her yerde cami inşa ederek inan&ccedil;larının gereklerini yerine getirmeye başladılar.</p> <p>Bu arada bazı Rus aydınlarının sonradan M&uuml;sl&uuml;man olduğunu ve İslam hakkındaki son derece olumlu d&uuml;ş&uuml;ncelerine kamuoyunda yer verildiğine şahit olmuştuk. İşte bunlardan sadece bir tanesi olan Via&ccedil;eslav Polosin&rsquo;in hayatı &ccedil;ok dikkat &ccedil;ekicidir. Zira daha sonra Ali ismini alan Polosin, konum itibarı ile Rusya&rsquo;nın &ccedil;ok &ouml;nemli bir y&ouml;neticisi olup o tarihlerde T&uuml;rkiye&rsquo;nin Diyanet İşleri Başkanı ne ise aynı g&ouml;revi y&uuml;r&uuml;ten kişi idi.</p> <p>Moskova Devlet &Uuml;niversitesi Felsefe Fak&uuml;ltesi, Zagorsk Dini Mektebi ve Dışişleri Bakanlığı Diplomatik Akademisi mezunu olan Polosin, Rusya Ortodoks Patrikliğinin Kamu Dernekleri ve Dini &Ouml;rg&uuml;tleri İlişkiler Komitesi Başkanlığı, Y&uuml;ksek Sovyet Vicdan &Ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; Komitesi Başkanlığı, Rusya Temsilciler Meclisi yani DUMA Milletvekili ve Başpiskopos g&ouml;revleri vardı. Fakat Polosin&rsquo;i nedense T&uuml;rkiye&rsquo;de hala kimse tanımaz.</p> <p>Polosin, İslam&rsquo;ı se&ccedil;mesi sonrası kaleme aldığı &quot;Allah&rsquo;a Uzanan Ger&ccedil;ek Yol&quot; adlı eserinde Rusya&rsquo;nın ve b&uuml;t&uuml;n Avrasya&rsquo;nın ge&ccedil;miş ve geleceğini &ldquo;İslami bakış a&ccedil;ısıyla birleşme&rdquo; yani &ldquo;ittihat&rdquo; kavramı ile izah ediyordu.</p> <p>Kamuoyuna a&ccedil;ık&ccedil;a M&uuml;sl&uuml;man olduğunu deklere eden Polosin: &quot;Kamuoyu huzurunda şahitlik ederim ki; ben kitab&icirc; dinlerin Hazreti İbrahim&#39;den başlamak &uuml;zere t&uuml;m peygamberlerinin y&uuml;ce geleneği olan hakiki imanın takip&ccedil;isi olarak, tek doğru dine şahitlik ettim. Artık Ortodoks Kilisesi&#39;nin ne papazı ne de m&uuml;ridiyim. Sosyal hayatımı da inan&ccedil;larım doğrultusunda şekillendirmeye karar verdim&rdquo; demişti.</p> <p>Kendisi; 1983&ndash;85&rsquo;li yıllarda Orta Asya&rsquo;ya din&icirc; hizmet amacıyla g&ouml;nderilmiş ve ilk defa orada M&uuml;sl&uuml;manlarla ve İslam&rsquo;la tanışmıştı. 1991 yılında Pravoslav hizmetinden ve kilisedeki vazifesinden ayrılmıştı. Kilise ayinlerine y&ouml;nelik inancını oluşturacak a&ccedil;ıklamalar arayıp bulmak i&ccedil;in, eski Hıristiyan kaynakları, kilise, ibadet ve Dinler tarihini derinden &ouml;ğrenmeye koyulmuştu. Din ve &ouml;ncelikle kaynaklarını derinlemesine &ouml;ğrendikten sonra Roma-Bizans ibadetlerinin doğruluğuna y&ouml;nelik &ccedil;ok ciddi ş&uuml;pheleri oluşmuştu.</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; Putperestlikten gelme ayinler haddinden fazlaydı. 1995 Tarihinde kesin olarak anlamıştı ki; bundan sonra -hatta kilise vazifesi dışında bile- Hıristiyan ibadetlerinde katılamazdı. Zira Sminariya&rsquo;da &ouml;ğretilen, tanrının oğlu-insan &ouml;ğretisi hala basit ve makul olan &ldquo;tevhid&rdquo; ilkesini anlamasına engel oluyordu.</p> <p>O sırada hakik&icirc; İslam inancını bilmiyordu. Kuran&rsquo;ın Kra&ccedil;kovski tarafından terc&uuml;mesi ise İlahi Kitabın anlaşılmasında kendisine akıcılık kazandırmıştı. O zaman İman Valriya Porohovanın terc&uuml;mesinden mukaddes Kuran&rsquo;ı okuma fırsatını bulmuştu.</p> <p>Bu sayede Kuran&rsquo;ın tefsiriyle, İsa Peygamber (asm) hakkındaki a&ccedil;ıklamalarıyla ve İslam ilmihaliyle tanışmış oldu. İslam&rsquo;ı kabul etme hususunda hi&ccedil; bir şek-ş&uuml;phesi kalmamıştı. Kudretli ve Merhametli olan Allah imanını g&uuml;&ccedil;lendirmiş sabit kılmış ve kendi hayat arkadaşı ile birlikte hak yol olan &ldquo;tevhide&rdquo; d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ilan etmesine sebep olmuştu.</p> <p>Her insan D&uuml;nya&rsquo;ya geldiğinde Allah&rsquo;ın kulu ve İslamiyet fıtratı ile doğar. Ancak terbiye sonrası Yahudi, Hıristiyan, ya da putperest olmaktadır. Kendisi ise İslam&rsquo;a, hak yoluna &ouml;zg&uuml;r iradesi ile katıldığını s&ouml;yleyerek bu d&uuml;ş&uuml;nceyi tersine &ccedil;eviriyordu.</p> <p>M&uuml;sl&uuml;man olduğunu a&ccedil;ıkladıktan sonra başına gelebilecek tehlikeler hakkında ne d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml; sorulduğunda Polosin ş&ouml;yle demişti: &quot;Hepimiz faniyiz, eninde sonunda bu d&uuml;nyadan ayrılacağız. İnsanoğlunun vehimlerine itaat etmektense, hakikate teslim olmuş olarak gitmek daha iyidir!&quot;</p> <p>Polosin, halen &quot;İsl&acirc;m Hakkında B&uuml;t&uuml;n Bilgiler&quot; isimli g&uuml;nl&uuml;k gazetenin edit&ouml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; y&uuml;r&uuml;tmektedir. &quot;Monoteist (Tek Tanrılı) Felsefeye Giriş&quot; kitabı, Mukayeseli Dinler Tarihi dersi i&ccedil;in yardımcı ders kitabı olarak kabul edilmiştir.</p> <p>Şu anda &ouml;ncelikli olarak M&uuml;sl&uuml;manların, Rus Ortodoks Kilisesi tarafından engellenmemesi i&ccedil;in &ccedil;aba sarf etmektedir. İ&ccedil;ki ve uyuşturucu ile m&uuml;cadele konusunda ortak &ccedil;alışmalar y&uuml;r&uuml;tmesinin yanı sıra, aile değerlerini koruma hususunda da m&uuml;şterek bir projeler hazırlamaktadır.</p> <p>Suriye&rsquo;de Rus u&ccedil;ağının d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lmesinden sonra artan T&uuml;rkiye d&uuml;şmanlığı, kendisini zorlamış olsa da şimdilerde yeniden kurulan iyi ilişkiler sayesinde bir par&ccedil;a rahatlamış durumdadır. Fakat kendisini hala ciddi manada tanımıyor maalesef tanımak dahi istemiyoruz.</p> <p>H&acirc;lbuki İslam dini Rusya&rsquo;da ve Avrupa&rsquo;da hızla yayılmaktadır. İnşa edilen camiler yetmemekte yenilerine ihtiya&ccedil; duyulmaktadır. Bu gelişmelerden &ccedil;ok ilgin&ccedil; olan bir tanesine Rusya M&uuml;sl&uuml;manlarını ilgilendirdiği i&ccedil;in bu makale i&ccedil;inde yer vermeye &ccedil;alışayım.</p> <p>Anton Pech, Rus asıllı bir Alman&rsquo;dır. Hamburg da eşi ve bir oğluyla birlikte yaşamını s&uuml;rd&uuml;r&uuml;rken g&uuml;n&uuml;n birinde Hazreti İbrahim&rsquo;in Hayatını ve Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın Risale-i Nur eserlerini okuma fırsatı bulur. &Ccedil;ok etkilenir Hatta M&uuml;sl&uuml;man olmaya karar verir. Adını İbrahim olarak oğlunun ismini de İsmail olarak değiştirir. Eşine de İslam&rsquo;ı teklif eder fakat karşılığını g&ouml;remez. Bu arada ilk olarak Almanca terc&uuml;mesini okuduğu Risale i Nur eserlerinin aslı olan T&uuml;rk&ccedil;eyi &ouml;ğrenmeye &ccedil;alışır. Zira orijinal metninden &ouml;ğrenmenin &ccedil;ok daha esaslı olacağını fark etmiştir.</p> <p>İbrahim Pech, hemen T&uuml;rk&ccedil;e ve Osmanlıca &ouml;ğrenir. O g&uuml;nden sonra Kuran tesfirlerini hep aslından okumaya ve g&uuml;nl&uuml;k hayatta da bu dili kullanmaya &ouml;zen g&ouml;sterir. Fakat bir sorunu vardır. Kom&uuml;nist rejimde dinsiz bir &ouml;m&uuml;r s&uuml;ren 60 yaşlarındaki annesinin &ouml;lmeden &ouml;nce muhakkak M&uuml;sl&uuml;man olmasını istemektedir. Annesi ise bunu istememektedir. Zira isim takıntısı vardır. Fakat İbrahim, davasından vazge&ccedil;meden annesine İslam&rsquo;ı anlatmaya devam eder.</p> <p>Sonunda annesi İslam&rsquo;ı bir şartla kabul edeceğini s&ouml;yler. Şartı ilgin&ccedil;tir. O da oğlu ve torunu gibi adını değiştirmek istemiyor olmasıdır. Oğlu bu duruma &ccedil;ok sevinir, bunun şart olmadığını s&ouml;yler ve sonrasında annesi; Nuna adıyla birlikte artık M&uuml;sl&uuml;man olmuştur.</p> <p>Annesine Risale-i Nur eserlerinin Rus&ccedil;a terc&uuml;melerini veren İbrahim; zaman zaman da ona okur ve izah etmeye &ccedil;alışır. Ayrıca ilmihal ve Kuran &ouml;ğreterek namaz tesbihatına alıştırır.<br /> İhtida etmiş yani M&uuml;sl&uuml;man olmuş bir&ccedil;ok insan gibi İbrahim de T&uuml;rkiye&rsquo;ye ve Peygamberler Şehri Urfa&#39;ya gelir. Burada ismini aldığı Hazreti İbrahim&rsquo;in diyarını g&ouml;rmek ister. Rehber, Halil İbrahim Aleyhisselemın derg&acirc;hını gezdirirken annesiyle birlikte sığındığı mağaraya geldiklerinde şunu s&ouml;yler: &quot;İşte burası da annesiyle sığındığı mağara olup annesinin adı Nuna&rsquo;dır&quot;.</p> <p>İbrahim, kulaklarına inanamaz. Sevin&ccedil; g&ouml;zyaşlarıyla annesini arar. İsminde ısrar eden yaşlı kadının şaşkınlığı ve sevinci o kadar b&uuml;y&uuml;k olur ki, ş&uuml;k&uuml;r secdelerinden başını alamaz.</p> <p>Nuna Teyze&rsquo;yi Rus aksanı ile Kuran okurken dinleme fırsatım oldu. Her g&uuml;n yeni bir sure ezberlemeye ve İslamı yaşamaya &ccedil;alışmaktadır. G&uuml;nl&uuml;k dualara ve Kur&#39;an hatimine d&acirc;hil olmuştur. Namazlarını daima evvel vaktinde kılmakta ve tesbihatını asla aksatmamaktadır.</p> <p>Allah b&uuml;t&uuml;n Rus M&uuml;sl&uuml;manlarından ve emsallerinden razı olsun ve sayılarını arttırsın. Bizlere de iman ile yaşayıp &ouml;lmeyi nasip etsin, vesselam&hellip;</p> <p>&nbsp;Dr. Vehbi KARA</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.