SEN BİR GÖNÜL AL Kİ; O KAPKARANLIK GECEDE, KABİRDE SANA AYDINLIK OLSUN, AVİZE OLSUN"
SEN BİR GÖNÜL AL Kİ;
O KAPKARANLIK GECEDE,
KABİRDE SANA AYDINLIK OLSUN, AVİZE OLSUN"
Bir bayram arefesi.
İstanbul'da yaşanmış hikaye.
Bir dul hanım ve bir yetimi kendilerine yardım eden giyim dükkânına,alışveriş yaptıkları Müslüman bir tüccarın yanına bayram arefesi öncesinde bayramlık almak için çıkarlar.
Bayram arefesi olduğundan, dükkan çok kalabalık ve ziyadesi ile müşteri olduğundan o gün Müslüman tüccar onlarla ilgilenememiş.
Anne ve yetimi dukkanin bu yogunlugindan olsa gerek daha fazla meşgul etmemek adına dükkandan çıkmaya yeltenirler. Anne ve çocuk tam kapıdan çıkarlarken yan komşu Avram efendi bunları görmüş, demiş.
-Hayırdır.
Kadın:
-Yok demiş bir şey.
Hani çok öyle konuşmakta istememiş, fakat adam ısrarcı olmuş.
-Hayırdır demiş.
Kadın ısrara daha fazla dayanamayıp,
-Bayramlık almaya gelmiştik. Ama çok meşguller öyle olunca çok bizimle ilgilenemediler.
-Bebeğime..... demiş kadın. Daha fazla birşey söylemek istememiş.
-Olmaz demiş.
Yillarin esnafi Avram efendi annenin ve çocuğun garib durumunu anlamış. Ve her ikisinide dükkanına davet etmiş. Anne bu davete olmaz der.
Olurdu, olmazdı diye esnaf çok israrcı olmuş, en sonunda kadını ikna etmiş ve onları, dul hanımla yavrusunu giydirmiş.
Çıkarken kadın:
-Avram efendi" demiş,
-Sen bizi giydirdin ya, Allah'ta sana cenneti vaad etsin ve kendini sana köşkler eylesin!
diye elini açıp dua etmiş.
O gece bizim Müslüman tüccar bir rüya görmüş. Rüyasında cennete girmiş, kıyamet kopmuş. Güzel bir köşkün önünde, cennette. Bakmış kağıda. İsmi yazıyor. Sevinçle içeriye girmek için hareket edince melekler -Bi dakka demişler.
-Hayırdır" demiş.
-Burası benim değil mi?
-Bu güne kadar senin idi, fakat bu gün itibarı ile evi değiştirdik, giremezsin kusura bakma.
deyip bizim Müslüm efendinin ismini indirip Avram efendinin ismini, köşke yapıştırmışlar. Tabi ki bizim Müslüman tüccar:
-Eyvaaaah, ben ne yaptım. demiş.
Hemen uykusundan uyanmış. Koşarak komşunun evine gelmiş. Demiş:
-Komşu dün hani gelen o dul hanımla çocuğu vardı ya, onlar senden kaç paralık alışveriş yaptılar.
-Bir altın. demiş
Avram efendi:
-Ben sana iki altın vereyim, ücretlerini ben karşılayım sende bir şey yapma.
Avram efendi:
-Beğenmedim olmaz. demiş.
3 altın, 5 altın, 10 altın, pazarlık 100 altına kadar çıkmış. 1 altınlık alışveriş 100 altına kadar çıkmış en sonunda Avram efendi dayanamış...
-Komşu demiş.
-Çok israr etme senin gördüğün rüyayı ben de gördüm. Müslüman oldum Elhamdulillah, kusura bakma.
Hikaye burada bitiyor. Elbette hikayede olsa bize vereceği çok büyük ibretlik hakikatler, dersler var sevgili dostlar.
SONUÇ:
Elimizde ne imkân varsa ama ne varsa, Allahü Teala imkân olarak bize ne verdiyse onunla olmayanların gönlünü almak için gayret sarf etmemiz lazım.
Cellaleddin Rumi, Konya'mızın manevi banisi böyle diyor
"SEN BİR GÖNÜL AL Kİ;
O KAPKARANLIK GECEDE,
KABİRDE SANA AYDINLIK OLSUN, AVİZE OLSUN"
Ramazan-ı Şerifin şu mübarek gün ve saatlerinde zekat, fitre ve sadakalarımızı daha fazla bekletmeden ihtiyaç sahiplerine bir an önce ulaştırın, ulaşmasına vesile olun.
Selam ve dua ile.
Bülent ERTEKİN
Ekleme
Tarihi: 30 Nisan 2021 - Cuma
SEN BİR GÖNÜL AL Kİ; O KAPKARANLIK GECEDE, KABİRDE SANA AYDINLIK OLSUN, AVİZE OLSUN"
SEN BİR GÖNÜL AL Kİ;
O KAPKARANLIK GECEDE,
KABİRDE SANA AYDINLIK OLSUN, AVİZE OLSUN"
Bir bayram arefesi.
İstanbul'da yaşanmış hikaye.
Bir dul hanım ve bir yetimi kendilerine yardım eden giyim dükkânına,alışveriş yaptıkları Müslüman bir tüccarın yanına bayram arefesi öncesinde bayramlık almak için çıkarlar.
Bayram arefesi olduğundan, dükkan çok kalabalık ve ziyadesi ile müşteri olduğundan o gün Müslüman tüccar onlarla ilgilenememiş.
Anne ve yetimi dukkanin bu yogunlugindan olsa gerek daha fazla meşgul etmemek adına dükkandan çıkmaya yeltenirler. Anne ve çocuk tam kapıdan çıkarlarken yan komşu Avram efendi bunları görmüş, demiş.
-Hayırdır.
Kadın:
-Yok demiş bir şey.
Hani çok öyle konuşmakta istememiş, fakat adam ısrarcı olmuş.
-Hayırdır demiş.
Kadın ısrara daha fazla dayanamayıp,
-Bayramlık almaya gelmiştik. Ama çok meşguller öyle olunca çok bizimle ilgilenemediler.
-Bebeğime..... demiş kadın. Daha fazla birşey söylemek istememiş.
-Olmaz demiş.
Yillarin esnafi Avram efendi annenin ve çocuğun garib durumunu anlamış. Ve her ikisinide dükkanına davet etmiş. Anne bu davete olmaz der.
Olurdu, olmazdı diye esnaf çok israrcı olmuş, en sonunda kadını ikna etmiş ve onları, dul hanımla yavrusunu giydirmiş.
Çıkarken kadın:
-Avram efendi" demiş,
-Sen bizi giydirdin ya, Allah'ta sana cenneti vaad etsin ve kendini sana köşkler eylesin!
diye elini açıp dua etmiş.
O gece bizim Müslüman tüccar bir rüya görmüş. Rüyasında cennete girmiş, kıyamet kopmuş. Güzel bir köşkün önünde, cennette. Bakmış kağıda. İsmi yazıyor. Sevinçle içeriye girmek için hareket edince melekler -Bi dakka demişler.
-Hayırdır" demiş.
-Burası benim değil mi?
-Bu güne kadar senin idi, fakat bu gün itibarı ile evi değiştirdik, giremezsin kusura bakma.
deyip bizim Müslüm efendinin ismini indirip Avram efendinin ismini, köşke yapıştırmışlar. Tabi ki bizim Müslüman tüccar:
-Eyvaaaah, ben ne yaptım. demiş.
Hemen uykusundan uyanmış. Koşarak komşunun evine gelmiş. Demiş:
-Komşu dün hani gelen o dul hanımla çocuğu vardı ya, onlar senden kaç paralık alışveriş yaptılar.
-Bir altın. demiş
Avram efendi:
-Ben sana iki altın vereyim, ücretlerini ben karşılayım sende bir şey yapma.
Avram efendi:
-Beğenmedim olmaz. demiş.
3 altın, 5 altın, 10 altın, pazarlık 100 altına kadar çıkmış. 1 altınlık alışveriş 100 altına kadar çıkmış en sonunda Avram efendi dayanamış...
-Komşu demiş.
-Çok israr etme senin gördüğün rüyayı ben de gördüm. Müslüman oldum Elhamdulillah, kusura bakma.
Hikaye burada bitiyor. Elbette hikayede olsa bize vereceği çok büyük ibretlik hakikatler, dersler var sevgili dostlar.
SONUÇ:
Elimizde ne imkân varsa ama ne varsa, Allahü Teala imkân olarak bize ne verdiyse onunla olmayanların gönlünü almak için gayret sarf etmemiz lazım.
Cellaleddin Rumi, Konya'mızın manevi banisi böyle diyor
"SEN BİR GÖNÜL AL Kİ;
O KAPKARANLIK GECEDE,
KABİRDE SANA AYDINLIK OLSUN, AVİZE OLSUN"
Ramazan-ı Şerifin şu mübarek gün ve saatlerinde zekat, fitre ve sadakalarımızı daha fazla bekletmeden ihtiyaç sahiplerine bir an önce ulaştırın, ulaşmasına vesile olun.
Selam ve dua ile.
Bülent ERTEKİN
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.