Bülent ERTEKİN
Köşe Yazarı
Bülent ERTEKİN
 

YETİMLERİ ÜZMEYİN!!!

YETİMLERİ ÜZMEYİN!!! Küçük bir kasabada yaşamaktalar, tabi yaşamak denirse. Anne terzilik yaparak hem ailesine hem de çocuğuna bakmakta ve çok hasta, hayatta tek korkusu ölürse çocuğunun ne olacağı. Çocuk biraz büyür, aklı ermeye başlar, güzel giyinmek ister bayramlarda bayramlık ister. Evlerinin yakınında bir dere vardır, çocuk bu derede oynamayı çok sever ama annesi asla izin vermez. Bayram gelir ve anne çocuğuna bayramlık alamaz aklına dere gelir. Çocuğunu alır ve derenin kenarına oynamaya giderler. Evet, kızı başka çocukların bayramlıklarını görüp üzülmez artık. Kızıyla bu oyunu oynar “Dere kenarına gitmece”. Çocuk biraz daha büyür ve yoksulluktan doktora gidemeyen annenin hastalığı biraz daha artmıştır. Kızı bunun farkındadır. Bir gün bir adam çıkagelir: -Ben senin amcanım. der. Çocuk elleriyle -Orada dur!!! gibi bir işaret yapar; -Benim babam, amcam, her şeyim annemdir. Yıllardır annem bana bayramlık alamadığı için beni derenin kenarına götürdü. Ben annemin gözlerinde hiç mutluluk görmedim. Gece annem: -Evladım için bir gün daha yaşayayım duasını dinledim. O zaman neredeydiniz? der. Annesi, çocuğunun bu oyunu oynadığını öğrenince bir defa daha yüreği yanar. Hiçbir çocuğu özellikle de yetimi kırmamak, incitmemek lazım. Ama özellikle annesinin gözlerinde mutluluk göremeyen çocukları hiç kırmayacaksın. Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himaye eden kimseyle ben, cennette şöyle (işaret ve orta parmağını göstererek) yan yana bulunacağız.” (Müslim) “Kalbinin yumuşamasını ve hacetinin görülmesini sever misin? Yetime merhamet et, onun başını oksa ve ona yediğinden yedir. Kalbin yumuşar ve hacetine erişirsin.” Ravi: Hz. Ebud Derda (ra) Selam ve dua ile. Bülent ERTEKİN
Ekleme Tarihi: 07 Mayıs 2021 - Cuma

YETİMLERİ ÜZMEYİN!!!

YETİMLERİ ÜZMEYİN!!! Küçük bir kasabada yaşamaktalar, tabi yaşamak denirse. Anne terzilik yaparak hem ailesine hem de çocuğuna bakmakta ve çok hasta, hayatta tek korkusu ölürse çocuğunun ne olacağı. Çocuk biraz büyür, aklı ermeye başlar, güzel giyinmek ister bayramlarda bayramlık ister. Evlerinin yakınında bir dere vardır, çocuk bu derede oynamayı çok sever ama annesi asla izin vermez. Bayram gelir ve anne çocuğuna bayramlık alamaz aklına dere gelir. Çocuğunu alır ve derenin kenarına oynamaya giderler. Evet, kızı başka çocukların bayramlıklarını görüp üzülmez artık. Kızıyla bu oyunu oynar “Dere kenarına gitmece”. Çocuk biraz daha büyür ve yoksulluktan doktora gidemeyen annenin hastalığı biraz daha artmıştır. Kızı bunun farkındadır. Bir gün bir adam çıkagelir: -Ben senin amcanım. der. Çocuk elleriyle -Orada dur!!! gibi bir işaret yapar; -Benim babam, amcam, her şeyim annemdir. Yıllardır annem bana bayramlık alamadığı için beni derenin kenarına götürdü. Ben annemin gözlerinde hiç mutluluk görmedim. Gece annem: -Evladım için bir gün daha yaşayayım duasını dinledim. O zaman neredeydiniz? der. Annesi, çocuğunun bu oyunu oynadığını öğrenince bir defa daha yüreği yanar. Hiçbir çocuğu özellikle de yetimi kırmamak, incitmemek lazım. Ama özellikle annesinin gözlerinde mutluluk göremeyen çocukları hiç kırmayacaksın. Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himaye eden kimseyle ben, cennette şöyle (işaret ve orta parmağını göstererek) yan yana bulunacağız.” (Müslim) “Kalbinin yumuşamasını ve hacetinin görülmesini sever misin? Yetime merhamet et, onun başını oksa ve ona yediğinden yedir. Kalbin yumuşar ve hacetine erişirsin.” Ravi: Hz. Ebud Derda (ra) Selam ve dua ile. Bülent ERTEKİN
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.