KÜLTÜR MÜDÜRLÜKLERİNE FORMAT ATMAK
KÜLTÜR MÜDÜRLÜKLERİNE
FORMAT ATMAK
Kültür Müdürlükleri ile alâkalı iki yazı yazdım. Bu üçüncüsü olacak.
Herhalde İzmir'i ve dahi tüm ülkenin Milli Eğitim camiasını, okullarımızı, öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi âdeta kuzu postuna girmiş kurt misali rehin almaya çalışan Rotaryonlar gibi Kültür Müdürlükleri ile de yazmaya devam edeceğiz anlaşılan.
İlk yazının akabinde, Bakanlığın Yılmaz Güney hakkındaki paylaşımına karşılık bir yazı kaleme almış iken Akasyam Haber'de bir haber ve bir başlık dikkatimi çekti TURİZM DURSUN, KÜLTÜR BAKANLIĞI KAPATILSIN!!! başlıklı haber idi.
Her ne olursa olsun kangren henüz elde veya kolda iken ve hastalık tüm vücudu sarmamış iken hastayı öldürmek herhalde cinayet olsa gerek. Zira hasta olan aza; el, kol veya neresi ise oranın tedavisi mümkün ise bakım ve onarımı yapılması gerekir.
Kültür Müdürlükleri de kanaatimce böyle birimler.
Önce teşhis, sonrada tedavi.
İnternet üzerinden büyük vilayetlerin Kültür Müdürlüklerine bakıldığında ağızlarımızda peselenk olmuş EHLİYET VE LİYAKAT düsturlarının sadece ve sadece kağıtta ve boş bir laftan öteye gitmediğini şahit oluyoruz.
Kültür Müdürlükleri ve o makama getirilen kamu görevlisi şahısların öncelikli olarak bölgenin kültürel değerlerini bilen, bilmese dahi bu konuda görsel ve yazılı eserleri olan, araştıran soran ve gün yüzüne çıkaran EHLİYETLİ şahısların olması gerekmez mi?
Hadi diyelim ki, yukarıda saydığımız bu vasıflardan hiç birisi yok o halde bölgenin kültürel çalışmalarını yapan şair, edip, ozan aklınıza kimler ne gelirse gelsin bunları toplamak ve bunlarla aylık istişari toplantılar yapmak gerekmez mi?
Aklınıza gelen vilayetlerin Kültür Müdürlüklerine bir bakın bakalım. Acaba bu vasıflara sahip acaba kaç tane müdür vardır?
Kaç tanesinin kültüre yönelik makalesi var?
Kaç tanesinin basılı eseri var?
Kaç tanesi seminer, toplantı vermiş?
Kapatmak çare değil.
Çare, sadece ve sadece 1400 kusur senedir kâinat üzerinde olması gereken hususiyetleri; yine, yeniden daha diri, daha canlı bir şekilde sisteme dahil etmek.
O çarede;
Ne olursa olsun
Hangi siyasi görüşten,
Hangi etnik kökenden olursa olsun,
İŞİ EHİL İNSANLARA TESLİM ETMEKTİR.
Kültürü, Müdürlükleri ehil olmayan siyasetin içerisinde, belediye başkanlığı yapmış, bir dönem milletvekilliği yapmış, bakanın yeğeni, bakmayanın hamili kart yakını(!) ile koltukları doldurursak vay ki halimize vay.
Ümit Aydın kardeşimin makalesinde ki başlık gibi"
SİRTAKİ GENÇLİK, FRANSIZ DANTELLİ EBEVEYNLER"
olur. Zeybek oynayacak olanlar sirtaki yapar, başındaki örtüsü ile cephede eşine mermi taşıyan Nene Hatun'ları, Kara Fatmaları'da dantelli ebeveynler zanneden geçmişinden, mazisinden, kültüründen uzak yoz bir KÜLTÜRSÜZ NESİL ÇIKAR.
Sayın Bakanım; KÜLTÜR MÜDÜRLÜKLERİNE TEKRAR
FORMAT ATMAK gerekir mi acaba?
Bitmedi ..
Selâm ve dua ile
Bülent Ertekin
Ekleme
Tarihi: 13 Eylül 2021 - Pazartesi
KÜLTÜR MÜDÜRLÜKLERİNE FORMAT ATMAK
KÜLTÜR MÜDÜRLÜKLERİNE
FORMAT ATMAK
Kültür Müdürlükleri ile alâkalı iki yazı yazdım. Bu üçüncüsü olacak.
Herhalde İzmir'i ve dahi tüm ülkenin Milli Eğitim camiasını, okullarımızı, öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi âdeta kuzu postuna girmiş kurt misali rehin almaya çalışan Rotaryonlar gibi Kültür Müdürlükleri ile de yazmaya devam edeceğiz anlaşılan.
İlk yazının akabinde, Bakanlığın Yılmaz Güney hakkındaki paylaşımına karşılık bir yazı kaleme almış iken Akasyam Haber'de bir haber ve bir başlık dikkatimi çekti TURİZM DURSUN, KÜLTÜR BAKANLIĞI KAPATILSIN!!! başlıklı haber idi.
Her ne olursa olsun kangren henüz elde veya kolda iken ve hastalık tüm vücudu sarmamış iken hastayı öldürmek herhalde cinayet olsa gerek. Zira hasta olan aza; el, kol veya neresi ise oranın tedavisi mümkün ise bakım ve onarımı yapılması gerekir.
Kültür Müdürlükleri de kanaatimce böyle birimler.
Önce teşhis, sonrada tedavi.
İnternet üzerinden büyük vilayetlerin Kültür Müdürlüklerine bakıldığında ağızlarımızda peselenk olmuş EHLİYET VE LİYAKAT düsturlarının sadece ve sadece kağıtta ve boş bir laftan öteye gitmediğini şahit oluyoruz.
Kültür Müdürlükleri ve o makama getirilen kamu görevlisi şahısların öncelikli olarak bölgenin kültürel değerlerini bilen, bilmese dahi bu konuda görsel ve yazılı eserleri olan, araştıran soran ve gün yüzüne çıkaran EHLİYETLİ şahısların olması gerekmez mi?
Hadi diyelim ki, yukarıda saydığımız bu vasıflardan hiç birisi yok o halde bölgenin kültürel çalışmalarını yapan şair, edip, ozan aklınıza kimler ne gelirse gelsin bunları toplamak ve bunlarla aylık istişari toplantılar yapmak gerekmez mi?
Aklınıza gelen vilayetlerin Kültür Müdürlüklerine bir bakın bakalım. Acaba bu vasıflara sahip acaba kaç tane müdür vardır?
Kaç tanesinin kültüre yönelik makalesi var?
Kaç tanesinin basılı eseri var?
Kaç tanesi seminer, toplantı vermiş?
Kapatmak çare değil.
Çare, sadece ve sadece 1400 kusur senedir kâinat üzerinde olması gereken hususiyetleri; yine, yeniden daha diri, daha canlı bir şekilde sisteme dahil etmek.
O çarede;
Ne olursa olsun
Hangi siyasi görüşten,
Hangi etnik kökenden olursa olsun,
İŞİ EHİL İNSANLARA TESLİM ETMEKTİR.
Kültürü, Müdürlükleri ehil olmayan siyasetin içerisinde, belediye başkanlığı yapmış, bir dönem milletvekilliği yapmış, bakanın yeğeni, bakmayanın hamili kart yakını(!) ile koltukları doldurursak vay ki halimize vay.
Ümit Aydın kardeşimin makalesinde ki başlık gibi"
SİRTAKİ GENÇLİK, FRANSIZ DANTELLİ EBEVEYNLER"
olur. Zeybek oynayacak olanlar sirtaki yapar, başındaki örtüsü ile cephede eşine mermi taşıyan Nene Hatun'ları, Kara Fatmaları'da dantelli ebeveynler zanneden geçmişinden, mazisinden, kültüründen uzak yoz bir KÜLTÜRSÜZ NESİL ÇIKAR.
Sayın Bakanım; KÜLTÜR MÜDÜRLÜKLERİNE TEKRAR
FORMAT ATMAK gerekir mi acaba?
Bitmedi ..
Selâm ve dua ile
Bülent Ertekin
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.