Ravza ZEYBEK
Köşe Yazarı
Ravza ZEYBEK
 

REDDEDİYORUM

REDDEDİYORUM Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla… ‘’Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden, bu ikisinden de birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. İsmi hürmetine birbirinizden dilekte bulunduğunuz o Allah’a saygısızlık etmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının.Çünkü Allah sizin üzerinizde tam bir gözeticidir.’’(Nisa Suresi 1.Ayet) Bu günün yazısını dün yazacaktım ama dün Dünya Kadınlar Günüymüş! Bize dayatılan belirli günlere karşı hep içimde iticilik hissederdim. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü diye kutlanan neyin kutlandığını da tam anlamamış olmakla beraber, acı bir olayın üzerinden elde edilen rantını ben kutlamıyorum. Batının içimize kattığı her bir ‘Şeyin’ altından muhakkak bir çapanoğlu çıktığını bilenler böyle günlerin ne kadar anlamsız olduğunu da farkındadırlar. Anadolu insanının irfanına ters olan bu bir günlük anma ve kutlamalar onlara hiç cazip gelmemiştir. Kadınlara, özellikle Çingene ve Mülteci kadınlara zulmün en alâsını reva gören çağdaş Avrupa’nın ağzına Kadın Hakları-İnsan Hakları gibi kavramlar ne yazık ki hiç yakışmıyor! Daha bir hafta önce Ukrayna’dan göç edenlere gözyaşı döken gazetecilerin, sadece sarışın mavi gözlüler diye kucak açan Avrupa’nın kucağında çocuğunu taşıyan bir mülteci babanın ayağına çelme takıp düşürüp aşağılaması, kadınların başörtülerini çıkartıp onlarla alay etmelerinin üzerinden asırlar geçmedi. Aynı Batının ‘’Sarışın mavi gözlüler’’ diye güzelleme yapması da hiç inandırıcı gelmiyor. ‘’Onlar Hıristiyan Kardeşlerimiz’’ deselerdi daha samimi ve inandırıcı olabilirlerdi. Ben onlara bunu çok görmüyorum da içimizde ki Avrupa sevicilerin Avrupalıdan daha çok Avrupalı oluşuna içerliyorum. Halk arasında sonradan görme diye bir tabir vardır. Maddi imkanlara sonradan erişmiş ama kalbini ve ruhunu bu maddiyata doyuramayanlar için kullanılan bu tabiri sonradan görme, bizden olmayan Avrupalılar diye tanımlıyorum. Özüne milletine, hatta manevi değerlerine bile saygısı olmayan insanlar bu günleri daha mı sahipleniyorlar acaba? Bakıldığı zaman biz gibi ama bize düşman insancıklarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bu medeni Batının en büyük zevk aldığı aslında insanları birbirine düşman etmesi. Yeri gelmişken söylemek gerekirse kadını önce kadına düşman eden bu anlayışı reddedebiliriz. Kadını kendi fıtratına uymayan bir yaşam biçiminin içine mahkum eden batı, aynı kadının elinden anneliğini, eşliğini ve mahremiyetini almıştır. Kadınlar tek tip olmak zorundaymış gibi bir güzellik algısı oluşturmuşlar! Ruhsuz ve anlamsız amaçlarla mutluluğu sunmuşlar! Olmazsa olamaz davranış kalıplarının içine hapsetmişler! Onların kalıplarından değilsen aşağılamışlar ve hor görmüşler! Bunların adına modern kadın ve modern hayat tarzı demişler. Daha buraya yazamayacağım bazı şeyler daha var ki anmaya değmez. Ne zaman ki biz kendi öz benliğimiz ve kimliğimizden koptuk o boşluklar hep bu medeni batının günleriyle doldu. Reddediyorum! Kadını, anneyi, sevgiliyi tek günde anan ve onlara değer veren tüm günleri reddediyorum… Allah’ın bizde inşa ettiği Müslüman kimliğinin dışında kalan her kutlama dahi kendimize yaptığımız zulümdür. Tabi bunları anlatmak için öğrenmek ve bilmek gerekir. En önce dost kim düşman kim ? Bunu bilmek gerek. Öğrenmenin ilk şartı sormaktır. Avrupa’da ve Amerika’da kadın haklarına yönelik uygulamalar var mı? Uygulayan var mı? En çok kadın ticareti, kadına yönelik tecavüz ve cinayetleri hangi ülkelerde oluyor? Hangi Avrupa ülkelerinde kadınlar kendini sokakta ve çalışma ortamlarında güvensiz hissediyor? Tüm bu soruları Türkiye için sorun ve bulunan oranları bir karşılaştırın. Ukrayna’dan ülkemize gelmek isteyen bir çok kişinin Türkiye’yi güvenli bir ülke görmesini de unutmayın… Selametle Ravza Zeybek
Ekleme Tarihi: 09 Mart 2022 - Çarşamba

REDDEDİYORUM

REDDEDİYORUM Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla… ‘’Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden, bu ikisinden de birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. İsmi hürmetine birbirinizden dilekte bulunduğunuz o Allah’a saygısızlık etmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının.Çünkü Allah sizin üzerinizde tam bir gözeticidir.’’(Nisa Suresi 1.Ayet) Bu günün yazısını dün yazacaktım ama dün Dünya Kadınlar Günüymüş! Bize dayatılan belirli günlere karşı hep içimde iticilik hissederdim. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü diye kutlanan neyin kutlandığını da tam anlamamış olmakla beraber, acı bir olayın üzerinden elde edilen rantını ben kutlamıyorum. Batının içimize kattığı her bir ‘Şeyin’ altından muhakkak bir çapanoğlu çıktığını bilenler böyle günlerin ne kadar anlamsız olduğunu da farkındadırlar. Anadolu insanının irfanına ters olan bu bir günlük anma ve kutlamalar onlara hiç cazip gelmemiştir. Kadınlara, özellikle Çingene ve Mülteci kadınlara zulmün en alâsını reva gören çağdaş Avrupa’nın ağzına Kadın Hakları-İnsan Hakları gibi kavramlar ne yazık ki hiç yakışmıyor! Daha bir hafta önce Ukrayna’dan göç edenlere gözyaşı döken gazetecilerin, sadece sarışın mavi gözlüler diye kucak açan Avrupa’nın kucağında çocuğunu taşıyan bir mülteci babanın ayağına çelme takıp düşürüp aşağılaması, kadınların başörtülerini çıkartıp onlarla alay etmelerinin üzerinden asırlar geçmedi. Aynı Batının ‘’Sarışın mavi gözlüler’’ diye güzelleme yapması da hiç inandırıcı gelmiyor. ‘’Onlar Hıristiyan Kardeşlerimiz’’ deselerdi daha samimi ve inandırıcı olabilirlerdi. Ben onlara bunu çok görmüyorum da içimizde ki Avrupa sevicilerin Avrupalıdan daha çok Avrupalı oluşuna içerliyorum. Halk arasında sonradan görme diye bir tabir vardır. Maddi imkanlara sonradan erişmiş ama kalbini ve ruhunu bu maddiyata doyuramayanlar için kullanılan bu tabiri sonradan görme, bizden olmayan Avrupalılar diye tanımlıyorum. Özüne milletine, hatta manevi değerlerine bile saygısı olmayan insanlar bu günleri daha mı sahipleniyorlar acaba? Bakıldığı zaman biz gibi ama bize düşman insancıklarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bu medeni Batının en büyük zevk aldığı aslında insanları birbirine düşman etmesi. Yeri gelmişken söylemek gerekirse kadını önce kadına düşman eden bu anlayışı reddedebiliriz. Kadını kendi fıtratına uymayan bir yaşam biçiminin içine mahkum eden batı, aynı kadının elinden anneliğini, eşliğini ve mahremiyetini almıştır. Kadınlar tek tip olmak zorundaymış gibi bir güzellik algısı oluşturmuşlar! Ruhsuz ve anlamsız amaçlarla mutluluğu sunmuşlar! Olmazsa olamaz davranış kalıplarının içine hapsetmişler! Onların kalıplarından değilsen aşağılamışlar ve hor görmüşler! Bunların adına modern kadın ve modern hayat tarzı demişler. Daha buraya yazamayacağım bazı şeyler daha var ki anmaya değmez. Ne zaman ki biz kendi öz benliğimiz ve kimliğimizden koptuk o boşluklar hep bu medeni batının günleriyle doldu. Reddediyorum! Kadını, anneyi, sevgiliyi tek günde anan ve onlara değer veren tüm günleri reddediyorum… Allah’ın bizde inşa ettiği Müslüman kimliğinin dışında kalan her kutlama dahi kendimize yaptığımız zulümdür. Tabi bunları anlatmak için öğrenmek ve bilmek gerekir. En önce dost kim düşman kim ? Bunu bilmek gerek. Öğrenmenin ilk şartı sormaktır. Avrupa’da ve Amerika’da kadın haklarına yönelik uygulamalar var mı? Uygulayan var mı? En çok kadın ticareti, kadına yönelik tecavüz ve cinayetleri hangi ülkelerde oluyor? Hangi Avrupa ülkelerinde kadınlar kendini sokakta ve çalışma ortamlarında güvensiz hissediyor? Tüm bu soruları Türkiye için sorun ve bulunan oranları bir karşılaştırın. Ukrayna’dan ülkemize gelmek isteyen bir çok kişinin Türkiye’yi güvenli bir ülke görmesini de unutmayın… Selametle Ravza Zeybek
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.