Bülent ERTEKİN
Köşe Yazarı
Bülent ERTEKİN
 

MEHMET AKİF ERSOY; PROFESÖR MÜ, DEĞİL Mİ?

MEHMET AKİF ERSOY; PROFESÖR MÜ, DEĞİL Mİ? Adı: Mehmet Akif Babasının adı: Tahir Tabiiyeti: Türkiye Cumhuriyeti Tevellüdu: 1290 Sanatı: PROFESÖR Geldiği vasıta: Romen bandıralı Roçel Karol İstanbul'a geldiği tarih: 16 Haziran 1936 Nereden geldiği: İskenderiye Pasaportu aldığı yer: Kahire konsolosluğu Pasaport Tarihi: 2 Temmuz 1935 Pasaport numarası: 3640/ 2915 Son vizeyi aldığı yer: Kahire konsolosluğu Vize tarihi: 6 Haziran 1936 Vize numarası: 3989/1700 Gösterdiği adres: Erenköy Şaşkın Bakkal Muhittin Köşkü Meşruhat (açıklama) İstanbul'dan verilen 10 T.evvel 1931 tarihli ve 10363 numaralı pasaporta istinaden (dayanılarak) tebdilen (değiştirilerek) verilmiştir 13/7/1937 El yazısı: Bu malumatı Umum Md. telefonla İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden aldılar. Bu sıradan bir belge değil. Devletin KOD ADI: İRTİCA-906 dosyası ile fişlendiği ve bir gölge gibi takip edildiği bugünün MİT'i, geçmişin İçişleri Bakanlığı'nın tanzim ettiği bir evrak. 57 yaşına girmiş birisi olarak Rahmetli milli şairimizin bir HAİN GİBİ FİŞLENDİĞİNİ ve bir gölge gibi takip edilip şahsiyet dezanformasyonuna bizzat devlet eli ile yapıldığını elime geçen bu bilgiler ve kitap sayesinde öğrendim. Elbette bu bilgilerin içinde en çok dikkatimi ve hayretime şaheste olan ise sanatı hanesinde yazılan PROFESÖR ibaresi idi. Ve ben bunu ilk defa duyuyor ve ilk defa okuyordum. Üstelik bizzat devletin resmi belgelerinden. Gene bir başka evrakta ve gene İçişleri Bakanlığı'nın evrağında, meşgalesi hanesinde ise: PROFESÖR- ŞAİR ibaresini görüyor ve okuyoruz. Evet bu doğrudur. Akif müderristir. Yani bugünün karşılığı olan PROFESÖR'dür. Mehmet Akif Ersoy 1926 yılının Ocak ayında Kur'an-ı Kerim tercümesi için çalışmalara başlar. Annesi Emine Şerife Hanım 90 yaşında İstanbul'da vefat ettiğinde Mehmet Akif Ersoy Mısır Darülfünunu Edebiyat Şubesi Edebiyat-ı Türkiye müderrisliğine atandı. Yani PROFESÖR olarak Türk Edebiyatı bölümüne tayin ediliyor. Vatanında garip, kimsesiz, parasız ve pulsuz bırakılmanın yanında bir vatan haini olarak yaftalanan Mehmet Akif'in şair, veteriner, Teşkilatı Mahsusa üyesi, kürsüde hatip, cephede kahraman olduğunu biliyor idik. Lâkin unuttuğumuz diyemiyeceğim bizzat unutturulan, unutturulmak istenilen daha nice bilinmeyenlerin yanında tarihçiler bunu niçin açıklamazlar? Niçin Şairi, isminden önce PROFESÖR MEHMET AKİF ERSOY ibaresi ile ifade etmezler? Yoksa Akif'in bu titrini bu devlet, bu meclis vermedi mi? Yoksa hepsi bir hikaye mi? Yoksa İçişleri Bakanlığı'nın tertiplemiş ve tanzim etmiş olduğu bu belgelerde mi sahte? Birisi çıksın ve bunu açıklasın. KOD ADI: İRTİCA-906 VEYA DİĞER ADI İLE MEHMET AKİF ERSOY PROFESÖR MÜ, DEĞİL Mİ? Son söz: Tarihçilerin yal(v)an tarihi değil de devletin arşivlerinde bekleyen nice vesikalar çıkarmalı, resmi ve gerçek evraklar ile bu millete ve Asımın Nesline aktarmaları; hem ilimlerinin zekatı, hem vicdani, hemde ahlaki bir sorumluluktur. Bu konuda tarihçilerini bekleyen belgelerin gün ışığına çıkmasını bekliyor ve şimdiden bu vesikaları çıkaracak olan kahramanlara şükranlarımı arz ediyorum. Selâm ve dua ile Bülent Ertekin
Ekleme Tarihi: 30 Mart 2022 - Çarşamba

MEHMET AKİF ERSOY; PROFESÖR MÜ, DEĞİL Mİ?

MEHMET AKİF ERSOY; PROFESÖR MÜ, DEĞİL Mİ? Adı: Mehmet Akif Babasının adı: Tahir Tabiiyeti: Türkiye Cumhuriyeti Tevellüdu: 1290 Sanatı: PROFESÖR Geldiği vasıta: Romen bandıralı Roçel Karol İstanbul'a geldiği tarih: 16 Haziran 1936 Nereden geldiği: İskenderiye Pasaportu aldığı yer: Kahire konsolosluğu Pasaport Tarihi: 2 Temmuz 1935 Pasaport numarası: 3640/ 2915 Son vizeyi aldığı yer: Kahire konsolosluğu Vize tarihi: 6 Haziran 1936 Vize numarası: 3989/1700 Gösterdiği adres: Erenköy Şaşkın Bakkal Muhittin Köşkü Meşruhat (açıklama) İstanbul'dan verilen 10 T.evvel 1931 tarihli ve 10363 numaralı pasaporta istinaden (dayanılarak) tebdilen (değiştirilerek) verilmiştir 13/7/1937 El yazısı: Bu malumatı Umum Md. telefonla İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden aldılar. Bu sıradan bir belge değil. Devletin KOD ADI: İRTİCA-906 dosyası ile fişlendiği ve bir gölge gibi takip edildiği bugünün MİT'i, geçmişin İçişleri Bakanlığı'nın tanzim ettiği bir evrak. 57 yaşına girmiş birisi olarak Rahmetli milli şairimizin bir HAİN GİBİ FİŞLENDİĞİNİ ve bir gölge gibi takip edilip şahsiyet dezanformasyonuna bizzat devlet eli ile yapıldığını elime geçen bu bilgiler ve kitap sayesinde öğrendim. Elbette bu bilgilerin içinde en çok dikkatimi ve hayretime şaheste olan ise sanatı hanesinde yazılan PROFESÖR ibaresi idi. Ve ben bunu ilk defa duyuyor ve ilk defa okuyordum. Üstelik bizzat devletin resmi belgelerinden. Gene bir başka evrakta ve gene İçişleri Bakanlığı'nın evrağında, meşgalesi hanesinde ise: PROFESÖR- ŞAİR ibaresini görüyor ve okuyoruz. Evet bu doğrudur. Akif müderristir. Yani bugünün karşılığı olan PROFESÖR'dür. Mehmet Akif Ersoy 1926 yılının Ocak ayında Kur'an-ı Kerim tercümesi için çalışmalara başlar. Annesi Emine Şerife Hanım 90 yaşında İstanbul'da vefat ettiğinde Mehmet Akif Ersoy Mısır Darülfünunu Edebiyat Şubesi Edebiyat-ı Türkiye müderrisliğine atandı. Yani PROFESÖR olarak Türk Edebiyatı bölümüne tayin ediliyor. Vatanında garip, kimsesiz, parasız ve pulsuz bırakılmanın yanında bir vatan haini olarak yaftalanan Mehmet Akif'in şair, veteriner, Teşkilatı Mahsusa üyesi, kürsüde hatip, cephede kahraman olduğunu biliyor idik. Lâkin unuttuğumuz diyemiyeceğim bizzat unutturulan, unutturulmak istenilen daha nice bilinmeyenlerin yanında tarihçiler bunu niçin açıklamazlar? Niçin Şairi, isminden önce PROFESÖR MEHMET AKİF ERSOY ibaresi ile ifade etmezler? Yoksa Akif'in bu titrini bu devlet, bu meclis vermedi mi? Yoksa hepsi bir hikaye mi? Yoksa İçişleri Bakanlığı'nın tertiplemiş ve tanzim etmiş olduğu bu belgelerde mi sahte? Birisi çıksın ve bunu açıklasın. KOD ADI: İRTİCA-906 VEYA DİĞER ADI İLE MEHMET AKİF ERSOY PROFESÖR MÜ, DEĞİL Mİ? Son söz: Tarihçilerin yal(v)an tarihi değil de devletin arşivlerinde bekleyen nice vesikalar çıkarmalı, resmi ve gerçek evraklar ile bu millete ve Asımın Nesline aktarmaları; hem ilimlerinin zekatı, hem vicdani, hemde ahlaki bir sorumluluktur. Bu konuda tarihçilerini bekleyen belgelerin gün ışığına çıkmasını bekliyor ve şimdiden bu vesikaları çıkaracak olan kahramanlara şükranlarımı arz ediyorum. Selâm ve dua ile Bülent Ertekin
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.