Mehmet Bozkurt
Köşe Yazarı
Mehmet Bozkurt
 

CHP İLE HELALLEŞELİM Mİ !?

<p>■ CHP İLE HELALLEŞELİM Mİ !?</p> <p>Helalleşelim he mi!?</p> <p>Hayır! Hayır! Hesaplaşalım!</p> <p>Binlerce hata, g&uuml;nah ve ayibiniz var!</p> <p>Biz af etsek de Allah af etmez!</p> <p>Elbette ki, mahşerde hesaplaşırız!</p> <p>Af etme ve helal olsun deme hak ve yetkimiz yok!</p> <p>Bir ka&ccedil; oy almak i&ccedil;in toplumu kandırmayın, tarihi acılarımızı hatırlatmayın!</p> <p>Siz samimi değilsiniz!</p> <p>İstanbul İl Başkanınız Canan Kaftancıoğlu diyor ki: &quot;Tekbir getirerek boğaz keserek mi demokrasi m&uuml;cadelesi verilir. İnandığınız Allah&#39;ınız sizin de belanızı versin.&quot; Ama Allah&#39;a inanan baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; hanımların arasında oturarak sizin helalleşme toplantılarınızı izliyor! Benim size &ouml;nerim CHP liler olarak topluca Allah&#39;tan af dileyin! &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu g&uuml;nahları işlediniz!:</p> <p>● T&uuml;rkiye&#39;de 29 Ocak 1932 tarihinde başlayan, Camii minarelerinden tam 18 yıl ezan yerine &quot;Tanrı uludur&quot; ile başlayan ne id&uuml;ğ&uuml; belirsiz kelimeler okutuldu... Bu zulm&uuml; m&uuml;sl&uuml;manlar olarak af etme hakkımız yok!</p> <p>● 4 Mart 1925 tarihinde &ccedil;ıkarılan Takrir-i S&uuml;kun Kanunu ile basın ve siyasal muhalefet tamamıyla susturulmuş ve muhalif gazete ve dergilerin &ccedil;oğu kapatılmıştır. Katı laiklik anlayışı doğrultusunda bazı Camilerin ibadete kapatılması, Hacc ibadeti i&ccedil;in izin verilmemesi ve dini eğitime izin verilmemesi, din ve vicdan h&uuml;rriyetini kısıtlamıştır... M&uuml;sl&uuml;manların yıllarca Hacc&#39;a gitmesini yasakladınız! Bunu af etme hakkımız yok!</p> <p>● Tek parti d&ouml;neminde yani 1923 ile 1950&rsquo;li yıllar arasında bu &uuml;lkede&nbsp;yapılan icraatların en k&ouml;t&uuml;s&uuml; olan ve İsmet İn&ouml;n&uuml; d&ouml;neminde yoğunlaşan Camileri kapatmak, depo, ahır, lokal, hatta tuvalet yapmak&nbsp;cinayetidir. İstanbul&#39;un 1453 tarihinde m&uuml;sl&uuml;manlar tarafından fethedilmesinin bir nişanesi olan Ayasofya Camii, 24 Kasım 1934 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile m&uuml;zeye &ccedil;evrildi... Bu durum, hukuka ve &nbsp;milli iradeye aykırı olarak tarihi onurumuzu yaralamıştır. Osmanlı sanatının zirve eserlerinden biri olan&nbsp;Sultanahmet Camii, İsmet İn&ouml;n&uuml; zamanında yani 1939 ile 1945 tarihleri arasında, Anadolu&rsquo;dan toplanan Trakya sınırına g&ouml;nderilecek olan erlerin sevkiyat durağı yani ge&ccedil;ici yığınağı ve barınağı olarak kullanılmıştır. Sirkeci Garı&#39;nın bitişiğindeki Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii yıktırılarak yerine Sazevi yapılmıştır. Hatta bu şuursuzluğa devrin tek Parti Gazetesi bile dayanamamış isyan etmiştir.&nbsp;20 Nisan 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesinin haberi ş&ouml;yle: &quot;Bu ne insafsızlık. Seferihisar&#39;da tarihi bir Cami ahır yapılmış!&quot; &nbsp; Diyarbakır Ulu Camii depo yapılmıştı. 1590&rsquo;lı yıllarda Beyoğlu il&ccedil;esinde Katip Mustafa &Ccedil;elebi tarafından inşa edilen Katip Mustafa &Ccedil;elebi Camii, şu anda İstiklal Meyhanesi olarak kullanılıyor. 350 yıllık Cami&#39;nin yerine yapılan İstiklal Meyhanesi&rsquo;nde, i&ccedil;ki i&ccedil;iliyor ve dans&ouml;z oynatılıyor. 23 Temmuz 1940 tarihli Yenig&uuml;n Gazetesi Hatay&#39;da hangi Cami&#39;nin ka&ccedil; liraya satışa &ccedil;ıkarıldığını ilan etmiş ve buna g&ouml;re Halebi Osmaniye Camii&#39;ne 400 TL, Kurmalı Mescid&#39;e 120 TL, Kantara Camii&#39;ne 50 TL, Sadık Efendi Mescidi&#39;ne ise 100 TL değer bi&ccedil;ilmiştir. Daha nice Camii ve Mescidlere ihanet edilmiştir... Bunları af etme hakkımız yok!</p> <p>● Başta İskipli Atıf hoca olmak &uuml;zere ve y&uuml;zlerce masum insanı şapka giymedi diye idam ettiniz! Sabiha G&ouml;k&ccedil;en hatıralarında diyor ki: &quot;Dersim isyanı (!) nedeniyle şehri bombalarken Munzur nehri kan akıyordu... Topal Osman denilen mel&#39;un aldığı emirlerle y&uuml;zlerce masum insanı şişledi... İslam&#39;ı tavizsiz bir şekilde haykıran, neredeyse 1000 yıllık bir milletin dini ve milli değerlerini cesurca savunan Trabzon mebusu Ali Ş&uuml;kr&uuml; Bey, 27 Mart 1923 tarihinde ortadan kayboldu. Kardeşi, olayı Bakanlar Kurulu&#39;na taşıdı ve devlet eliyle aranmasını istedi. Arama kararından &uuml;&ccedil; g&uuml;n sonra Ali Ş&uuml;kr&uuml; Bey&#39;in cesedine ulaşıldı ve cinayeti araştıran komisyon,&nbsp; Topal Osman&#39;ın, Ali Ş&uuml;kr&uuml; Bey&#39;i boğarak şehit ettiğini &ouml;ğrendi.&nbsp; Bu durumdan dolayı hakkında yakalama kararı &ccedil;ıkarılan Topal Osman teslim olmayarak direndi. Bir s&uuml;re sonra &ouml;ld&uuml;r&uuml;ld&uuml;... Ali Ş&uuml;kr&uuml; beyin ailesi, Dersin mazlumları, Şapka giymediği i&ccedil;in idam edilen 74 İslam alimi ve y&uuml;zlerce insanın ailesi, Hakkınızı helal ediyor musunuz!? Bak, hayır! diyorlar!</p> <p>● T&uuml;rk Dil Kurumu &uuml;yesi Siyonist bir Yahudi&#39;dir. Moiz Kohen (Munis Tekinalp (1883-1961) Selanik&#39;te Yahudi bir ailenin &ccedil;ocuğu olarak d&uuml;nyaya geldi. Babası bir Hahamdı ve kendisi de Haham eğitimi aldı. B&ouml;yle bir adam T&uuml;rk Dil Kurumunda yıllar yılı etkin bir g&ouml;revde... T&uuml;rk Dil Kurumunun başında 45 yıl Ermeni olan Agop Martayan! Cumhuriyet&rsquo;in dil politikalarının baş uygulayıcısıydı Agop Martayan! Bunun i&ccedil;in &ccedil;ok uğraştı. Kendisine ve mesleğine uygun Dila&ccedil;ar soyadı verildi. &Ouml;nce Agop Dila&ccedil;ar olmuş, sonra adını A. Dila&ccedil;ar olarak kullanmıştır. 1979 tarihinde &ouml;l&uuml;m haberini veren TRT kendisini Adil A&ccedil;ar diye sunmuştur! 22 Eyl&uuml;l 1932 tarihinde Dolmabah&ccedil;e Sarayı&rsquo;nda ger&ccedil;ekleştirilen T&uuml;rk Dili Konferansı&rsquo;na Agop Martayan davet edilir. Ve 1934 yılında T&uuml;rk Dil Kurumunun Başuzmanı olarak atanır. Agop Dila&ccedil;ar, T&uuml;rk Dil Kurumu Başuzmanı, yani Başkanı olarak 45 yıl g&ouml;rev yaptı. T&uuml;rk diline en b&uuml;y&uuml;k ihaneti yaparak g&ouml;revini tamamladı! Dilimizi bu&nbsp; hayinlere neden teslim ettiniz!? Af edilecek şeyler mi? Bunu da af edemeyiz!</p> <p>●&nbsp; Lozan&#39;ı zafer olarak yutturanlar 12 Ada meselesini de hafızamızdan silmiş oldular. Hatırlarsanız Cumhurbaşkanı Erdoğan Lozan&#39;ı ve 12 Ada&#39;yı şu s&ouml;zlerle hatırlatmıştı: &quot;Bağırsan duyulacak adaları Lozan&#39;da verdik, zafer mi bunu g&ouml;relim!?&quot; 1911 yılında İtalyanlar Trablusgarb&#39;a saldırmış ve bizi barışa zorlamak i&ccedil;in Rodos ve 12 Ada&#39;yı ge&ccedil;ici olarak işgal etmiş ve Trablusgarp&#39;tan subaylarınızı &ccedil;ekmezseniz adalara el koyarız demişlerdi. Bunun &uuml;zerine 1912 Ekim ayında Uşi&#39;de yapılan antlaşmanın 2. maddesi gereği biz Trablusgarb&#39;dan (Libya&#39;dan) askerimizi derhal &ccedil;ekecektik, İtalya da adaları derhal teslim edecekti. Tam bu sırada Balkan Harbi patlak verdi. Yunan donanması 12 Ada&#39;yı işgale hazırlanıyordu. Sırf adaları Yunanlılara kaptırmamak i&ccedil;in İtalyanlara, &quot;Hi&ccedil; değilse savaş sonuna kadar kalın&quot; demek zorunda kaldık. D&uuml;nya Savaşı&#39;nda İtalyanlarla da savaşacak, b&ouml;ylece 12 Ada hukuken bize ait g&ouml;r&uuml;nmesine rağmen İtalyan işgalinde kalacaktı. Lozan&#39;da, 15. maddeyle 12 Ada&#39;nın tapusunu İtalya&#39;ya bıraktık. Ta ki, 2. D&uuml;nya Savaşı&#39;nda anavatanları tehdit altında kalan İtalyanlar hem Libya&#39;dan ve hem de Adalar&#39;dan &ccedil;ekilme kararı alıncaya kadar bu durum devam etti. Eğer bu yeni s&uuml;re&ccedil;te T&uuml;rk h&uuml;k&uuml;meti fırsatları değerlendirebilseydi bazı adaların geri alınması veya adalar &uuml;zerinde bazı haklarımızın tanınması m&uuml;mk&uuml;n olabilecekti. İtalya ve Almanya, &quot;adaları alın&quot; dedi T&uuml;rk h&uuml;kumeti ve İsmet İnon&uuml;! Hayır! dedi. 1943 yılında Mussolini anavatan derdine d&uuml;ş&uuml;p Adaları boşaltma emrini verdi ve T&uuml;rkiye&#39;ye, &quot;Gelin, adaları sizden almıştık, eski adalarınızı alın&quot; dediler. Almadık, bizim başkasının toprağında g&ouml;z&uuml;m&uuml;z yok dedik. Derken İtalyanlar gitti, Almanlar adaları işgal etti. Almanlar da 1945 yılında yenileceklerini anlayınca adaları boşaltmak zorunda kaldılar ve bize adalarımızı geri almamızı teklif ettiler. T&uuml;rkiye buna da yanaşmadı. &quot;Bizim sınırlarımızın dışında bir &ccedil;akıl taşında dahi g&ouml;z&uuml;m&uuml;z yok&quot; dedi. Buna ne denilir!? Nihayet 1945 baharında İngiliz donanması Almanların boşalttığı 12 Ada&#39;yı işgale başladı. Bu sırada Yunanistan, İngiltere&#39;ye başvurup adaları istedi (bu arada Rodos&#39;u işgal etmişti). Nihayet 10 Şubat 1947 tarihinde Paris Konferansıyla 12 Ada Yunanlılara teslim edildi. (Şerafettin Turan, T&uuml;rk Devrim Tarihi, 4. Kitap, 1. B&ouml;l&uuml;m, Bilgi: 1999, s. 139-411) Galip bir devlet olarak Lozan masasına oturduk! Hani deniliyor ki: &quot;Yunan&#39;ı denize d&ouml;kt&uuml;k!&quot; Galip bir devlet masada en g&uuml;&ccedil;l&uuml; devlettir. Ama biz milyonlarca km2 toprak kaybettik Lozan masasında!? Ve dibimizdeki adalar İtalya&#39;nın! İtalya&#39;nın teklifini reddettik ve istemedik! Sonra adalar Yunanistan&#39;a verildi! Yunan&#39;ı denize d&ouml;kt&uuml;k, ancak Lozan masasında Batı Trakya&#39;yı &uuml;st&uuml;ne verdik. Yunan&#39;dan almamız gereken 470 ton altın, yani 470 milyar dolar savaş tazminatından vazge&ccedil;tik, yani resmen hibe ettik. Osmanlı&#39;dan kalan 40 milyar dolar borcu &uuml;stlendik! Ve bununla da kalınmadı, Yunan harp malulleri sandığına 300.000 TL hibe ettik! İşte size Lozan ger&ccedil;eği!? Vatan toprağı feda edildi. Asla af edemeyiz!</p> <p>● Hi&ccedil; bitmedi hatanız ve g&uuml;nahınız! T&uuml;rkiye&#39;de her 10 yılda yapılan darbeleri ayakta alkışladınız! Son darbe teşebb&uuml;s&uuml; olan 15 Temmuz&#39;da, g&ouml;z&uuml;m&uuml;z&uuml;n i&ccedil;ine baka baka &ccedil;ekip gittiniz. Ve işgal hareketine tiyatro dediniz! İsmet İn&ouml;n&uuml;, Menderes&#39;in y&uuml;z&uuml;ne haykırarak dedi ki: &quot;Seni ben bile kurtaramam!&quot; Ne b&uuml;y&uuml;k utan&ccedil;! Nitekim kurtarmak isteseydi, kurtarabilirdi... Ama &uuml;lkenin Başbakanı ve iki bakanı al&ccedil;ak&ccedil;a katledildi... Bitti mi?! Bitmedi g&uuml;nahınız!? Sosyalist&ccedil;e d&uuml;ş&uuml;n&uuml;p sizin gibi kapitalist&ccedil;e yaşamayan, Amerikan emperyalizmine başkaldıran Deniz Gezmiş ve arkadaşları da CHP&#39;nin 149 destek oyu ile idama mahkum oldular... Hele Anadolu&#39;da bir tek ağacın altına beni g&ouml;m&uuml;n diyen Nazım Hikmet s&uuml;rg&uuml;n edildi ve vatandaşlıktan &ccedil;ıkarıldı. Vatan hasretiyle Moskova&#39;da can verdi... Vicdanınız rahat mı? Yıllar sonra devletimiz &ouml;l&uuml;s&uuml;n&uuml; vatandaş yaptı... Sadece m&uuml;sl&uuml;manlara zulmetmediniz, kendi yavrularınıza da zulmettiniz!</p> <p>● Binlerce baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; gen&ccedil; kızımıza hayati dar ettiniz. Okullara almadınız! Derece ile mezun olanların ağızlarını faşist&ccedil;e kilitlediniz! Kamusal alan diye bir iğren&ccedil; ifadeyle insanlara zulmettiniz... Başı &ouml;rt&uuml;l&uuml; olan herkese ikinci sınıf muamelesi yaptınız!</p> <p>● 1925&ndash;1932 arası yıllar... 2. Ordu Komutanı Fahrettin Altay&rsquo;ın Konya&rsquo;da g&ouml;rev yaptığı yıllardır... Son devrin en b&uuml;y&uuml;k tarih&ccedil;ilerinden İbrahim Hakkı Konyali (Konya tarihi uzmanı) anlatıyor: &quot;Anadolu Sel&ccedil;uklularının payitahtı Konya&rsquo;nın eşsiz tarih yadigarlarının pek &ccedil;oğu korkun&ccedil; tahriplere uğramıştır. Bunlar, Fahrettin Paşa&rsquo;nın, Konya&#39;nın merkezinde bulunan Alaaddin Tepesi&rsquo;nden verdiği bir baston işaretiyle telef edilmişlerdir.&quot; &quot;Alaaddin Tepesi ile H&uuml;kumet Konağı arasında bir &ccedil;ok Medrese, T&uuml;rbe, İmarethane vardı. Son yarım asır i&ccedil;inde bunların hepsi yok olmuş ve hi&ccedil;birisi bize kadar gelmemiştir.&quot; diyor ve bir &ccedil;oğunu ismen belirtmektedir! Sayın Kılı&ccedil;taroğlu, bu &uuml;lkenin bir aydın vatandaşı olarak sizden korkuyorum. Kim bilir iktidar ulursanız ne zul&uuml;mlere imza atarsınız!? Zihniyetiniz hi&ccedil; değişmiyor 98 yıldır! &quot;Libya&#39;da ne işiniz var!?&quot; &quot;Akdenizde mavi vatan m&uuml;cadelesi verilirken, &quot;gerginliğe neden uyorsunuz!? T&uuml;rkiye&#39;deki yabancı B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;ilere mektup yazarak şikayet ediyorsunuz!? Devletin kurumlarının &ouml;n&uuml;nde basın a&ccedil;ıklamalariyla memurları tehdit ediyor, k&uuml;rumları itibarsızlaştiriyorsunuz!? &quot;Tayyip Erdoğan Amerikaya ka&ccedil;acak!&quot; diyecek kadar akla ziyan bir halde seviyeyi d&uuml;ş&uuml;r&uuml;yorsunuz!? Yabancı iş adamları tedirgin ediyor ve tehdid ediyorsunuz! T&uuml;rkiye&#39;yi d&uuml;nyaya şikayet ediyorsunuz! Ermenistan Azerbaycan Karabağ savaşında, &quot;cihadci guruplar oraya g&ouml;nderiliyor!&quot; diyerek &uuml;lkenizin yanında yer almadınız! T&uuml;rkiye&#39;yi tehdid eden ter&ouml;re karşı m&uuml;cadele adına teskereye hayır! diyorsunuz!? Her g&uuml;n ama her g&uuml;n korkun&ccedil; hata ediyorsunuz! Doğrusu sizinle aynı g&ouml;k kubbeyi paylaşmaktan zorlanıyorum! Helalleşelim mi diyorsunuz!? Kapatalım CHP yi, yeni bir parti kuralım! &Ccedil;&uuml;nk&uuml; CHP ismi bizi acıtıyor, &ccedil;ok acılar hatırlatıyor... Mehmet Bozkurt, Eğitimci İlahiyat&ccedil;ı Araştırmacı Yazar</p>
Ekleme Tarihi: 20 Ağustos 2022 - Cumartesi

CHP İLE HELALLEŞELİM Mİ !?

<p>■ CHP İLE HELALLEŞELİM Mİ !?</p> <p>Helalleşelim he mi!?</p> <p>Hayır! Hayır! Hesaplaşalım!</p> <p>Binlerce hata, g&uuml;nah ve ayibiniz var!</p> <p>Biz af etsek de Allah af etmez!</p> <p>Elbette ki, mahşerde hesaplaşırız!</p> <p>Af etme ve helal olsun deme hak ve yetkimiz yok!</p> <p>Bir ka&ccedil; oy almak i&ccedil;in toplumu kandırmayın, tarihi acılarımızı hatırlatmayın!</p> <p>Siz samimi değilsiniz!</p> <p>İstanbul İl Başkanınız Canan Kaftancıoğlu diyor ki: &quot;Tekbir getirerek boğaz keserek mi demokrasi m&uuml;cadelesi verilir. İnandığınız Allah&#39;ınız sizin de belanızı versin.&quot; Ama Allah&#39;a inanan baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; hanımların arasında oturarak sizin helalleşme toplantılarınızı izliyor! Benim size &ouml;nerim CHP liler olarak topluca Allah&#39;tan af dileyin! &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu g&uuml;nahları işlediniz!:</p> <p>● T&uuml;rkiye&#39;de 29 Ocak 1932 tarihinde başlayan, Camii minarelerinden tam 18 yıl ezan yerine &quot;Tanrı uludur&quot; ile başlayan ne id&uuml;ğ&uuml; belirsiz kelimeler okutuldu... Bu zulm&uuml; m&uuml;sl&uuml;manlar olarak af etme hakkımız yok!</p> <p>● 4 Mart 1925 tarihinde &ccedil;ıkarılan Takrir-i S&uuml;kun Kanunu ile basın ve siyasal muhalefet tamamıyla susturulmuş ve muhalif gazete ve dergilerin &ccedil;oğu kapatılmıştır. Katı laiklik anlayışı doğrultusunda bazı Camilerin ibadete kapatılması, Hacc ibadeti i&ccedil;in izin verilmemesi ve dini eğitime izin verilmemesi, din ve vicdan h&uuml;rriyetini kısıtlamıştır... M&uuml;sl&uuml;manların yıllarca Hacc&#39;a gitmesini yasakladınız! Bunu af etme hakkımız yok!</p> <p>● Tek parti d&ouml;neminde yani 1923 ile 1950&rsquo;li yıllar arasında bu &uuml;lkede&nbsp;yapılan icraatların en k&ouml;t&uuml;s&uuml; olan ve İsmet İn&ouml;n&uuml; d&ouml;neminde yoğunlaşan Camileri kapatmak, depo, ahır, lokal, hatta tuvalet yapmak&nbsp;cinayetidir. İstanbul&#39;un 1453 tarihinde m&uuml;sl&uuml;manlar tarafından fethedilmesinin bir nişanesi olan Ayasofya Camii, 24 Kasım 1934 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile m&uuml;zeye &ccedil;evrildi... Bu durum, hukuka ve &nbsp;milli iradeye aykırı olarak tarihi onurumuzu yaralamıştır. Osmanlı sanatının zirve eserlerinden biri olan&nbsp;Sultanahmet Camii, İsmet İn&ouml;n&uuml; zamanında yani 1939 ile 1945 tarihleri arasında, Anadolu&rsquo;dan toplanan Trakya sınırına g&ouml;nderilecek olan erlerin sevkiyat durağı yani ge&ccedil;ici yığınağı ve barınağı olarak kullanılmıştır. Sirkeci Garı&#39;nın bitişiğindeki Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii yıktırılarak yerine Sazevi yapılmıştır. Hatta bu şuursuzluğa devrin tek Parti Gazetesi bile dayanamamış isyan etmiştir.&nbsp;20 Nisan 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesinin haberi ş&ouml;yle: &quot;Bu ne insafsızlık. Seferihisar&#39;da tarihi bir Cami ahır yapılmış!&quot; &nbsp; Diyarbakır Ulu Camii depo yapılmıştı. 1590&rsquo;lı yıllarda Beyoğlu il&ccedil;esinde Katip Mustafa &Ccedil;elebi tarafından inşa edilen Katip Mustafa &Ccedil;elebi Camii, şu anda İstiklal Meyhanesi olarak kullanılıyor. 350 yıllık Cami&#39;nin yerine yapılan İstiklal Meyhanesi&rsquo;nde, i&ccedil;ki i&ccedil;iliyor ve dans&ouml;z oynatılıyor. 23 Temmuz 1940 tarihli Yenig&uuml;n Gazetesi Hatay&#39;da hangi Cami&#39;nin ka&ccedil; liraya satışa &ccedil;ıkarıldığını ilan etmiş ve buna g&ouml;re Halebi Osmaniye Camii&#39;ne 400 TL, Kurmalı Mescid&#39;e 120 TL, Kantara Camii&#39;ne 50 TL, Sadık Efendi Mescidi&#39;ne ise 100 TL değer bi&ccedil;ilmiştir. Daha nice Camii ve Mescidlere ihanet edilmiştir... Bunları af etme hakkımız yok!</p> <p>● Başta İskipli Atıf hoca olmak &uuml;zere ve y&uuml;zlerce masum insanı şapka giymedi diye idam ettiniz! Sabiha G&ouml;k&ccedil;en hatıralarında diyor ki: &quot;Dersim isyanı (!) nedeniyle şehri bombalarken Munzur nehri kan akıyordu... Topal Osman denilen mel&#39;un aldığı emirlerle y&uuml;zlerce masum insanı şişledi... İslam&#39;ı tavizsiz bir şekilde haykıran, neredeyse 1000 yıllık bir milletin dini ve milli değerlerini cesurca savunan Trabzon mebusu Ali Ş&uuml;kr&uuml; Bey, 27 Mart 1923 tarihinde ortadan kayboldu. Kardeşi, olayı Bakanlar Kurulu&#39;na taşıdı ve devlet eliyle aranmasını istedi. Arama kararından &uuml;&ccedil; g&uuml;n sonra Ali Ş&uuml;kr&uuml; Bey&#39;in cesedine ulaşıldı ve cinayeti araştıran komisyon,&nbsp; Topal Osman&#39;ın, Ali Ş&uuml;kr&uuml; Bey&#39;i boğarak şehit ettiğini &ouml;ğrendi.&nbsp; Bu durumdan dolayı hakkında yakalama kararı &ccedil;ıkarılan Topal Osman teslim olmayarak direndi. Bir s&uuml;re sonra &ouml;ld&uuml;r&uuml;ld&uuml;... Ali Ş&uuml;kr&uuml; beyin ailesi, Dersin mazlumları, Şapka giymediği i&ccedil;in idam edilen 74 İslam alimi ve y&uuml;zlerce insanın ailesi, Hakkınızı helal ediyor musunuz!? Bak, hayır! diyorlar!</p> <p>● T&uuml;rk Dil Kurumu &uuml;yesi Siyonist bir Yahudi&#39;dir. Moiz Kohen (Munis Tekinalp (1883-1961) Selanik&#39;te Yahudi bir ailenin &ccedil;ocuğu olarak d&uuml;nyaya geldi. Babası bir Hahamdı ve kendisi de Haham eğitimi aldı. B&ouml;yle bir adam T&uuml;rk Dil Kurumunda yıllar yılı etkin bir g&ouml;revde... T&uuml;rk Dil Kurumunun başında 45 yıl Ermeni olan Agop Martayan! Cumhuriyet&rsquo;in dil politikalarının baş uygulayıcısıydı Agop Martayan! Bunun i&ccedil;in &ccedil;ok uğraştı. Kendisine ve mesleğine uygun Dila&ccedil;ar soyadı verildi. &Ouml;nce Agop Dila&ccedil;ar olmuş, sonra adını A. Dila&ccedil;ar olarak kullanmıştır. 1979 tarihinde &ouml;l&uuml;m haberini veren TRT kendisini Adil A&ccedil;ar diye sunmuştur! 22 Eyl&uuml;l 1932 tarihinde Dolmabah&ccedil;e Sarayı&rsquo;nda ger&ccedil;ekleştirilen T&uuml;rk Dili Konferansı&rsquo;na Agop Martayan davet edilir. Ve 1934 yılında T&uuml;rk Dil Kurumunun Başuzmanı olarak atanır. Agop Dila&ccedil;ar, T&uuml;rk Dil Kurumu Başuzmanı, yani Başkanı olarak 45 yıl g&ouml;rev yaptı. T&uuml;rk diline en b&uuml;y&uuml;k ihaneti yaparak g&ouml;revini tamamladı! Dilimizi bu&nbsp; hayinlere neden teslim ettiniz!? Af edilecek şeyler mi? Bunu da af edemeyiz!</p> <p>●&nbsp; Lozan&#39;ı zafer olarak yutturanlar 12 Ada meselesini de hafızamızdan silmiş oldular. Hatırlarsanız Cumhurbaşkanı Erdoğan Lozan&#39;ı ve 12 Ada&#39;yı şu s&ouml;zlerle hatırlatmıştı: &quot;Bağırsan duyulacak adaları Lozan&#39;da verdik, zafer mi bunu g&ouml;relim!?&quot; 1911 yılında İtalyanlar Trablusgarb&#39;a saldırmış ve bizi barışa zorlamak i&ccedil;in Rodos ve 12 Ada&#39;yı ge&ccedil;ici olarak işgal etmiş ve Trablusgarp&#39;tan subaylarınızı &ccedil;ekmezseniz adalara el koyarız demişlerdi. Bunun &uuml;zerine 1912 Ekim ayında Uşi&#39;de yapılan antlaşmanın 2. maddesi gereği biz Trablusgarb&#39;dan (Libya&#39;dan) askerimizi derhal &ccedil;ekecektik, İtalya da adaları derhal teslim edecekti. Tam bu sırada Balkan Harbi patlak verdi. Yunan donanması 12 Ada&#39;yı işgale hazırlanıyordu. Sırf adaları Yunanlılara kaptırmamak i&ccedil;in İtalyanlara, &quot;Hi&ccedil; değilse savaş sonuna kadar kalın&quot; demek zorunda kaldık. D&uuml;nya Savaşı&#39;nda İtalyanlarla da savaşacak, b&ouml;ylece 12 Ada hukuken bize ait g&ouml;r&uuml;nmesine rağmen İtalyan işgalinde kalacaktı. Lozan&#39;da, 15. maddeyle 12 Ada&#39;nın tapusunu İtalya&#39;ya bıraktık. Ta ki, 2. D&uuml;nya Savaşı&#39;nda anavatanları tehdit altında kalan İtalyanlar hem Libya&#39;dan ve hem de Adalar&#39;dan &ccedil;ekilme kararı alıncaya kadar bu durum devam etti. Eğer bu yeni s&uuml;re&ccedil;te T&uuml;rk h&uuml;k&uuml;meti fırsatları değerlendirebilseydi bazı adaların geri alınması veya adalar &uuml;zerinde bazı haklarımızın tanınması m&uuml;mk&uuml;n olabilecekti. İtalya ve Almanya, &quot;adaları alın&quot; dedi T&uuml;rk h&uuml;kumeti ve İsmet İnon&uuml;! Hayır! dedi. 1943 yılında Mussolini anavatan derdine d&uuml;ş&uuml;p Adaları boşaltma emrini verdi ve T&uuml;rkiye&#39;ye, &quot;Gelin, adaları sizden almıştık, eski adalarınızı alın&quot; dediler. Almadık, bizim başkasının toprağında g&ouml;z&uuml;m&uuml;z yok dedik. Derken İtalyanlar gitti, Almanlar adaları işgal etti. Almanlar da 1945 yılında yenileceklerini anlayınca adaları boşaltmak zorunda kaldılar ve bize adalarımızı geri almamızı teklif ettiler. T&uuml;rkiye buna da yanaşmadı. &quot;Bizim sınırlarımızın dışında bir &ccedil;akıl taşında dahi g&ouml;z&uuml;m&uuml;z yok&quot; dedi. Buna ne denilir!? Nihayet 1945 baharında İngiliz donanması Almanların boşalttığı 12 Ada&#39;yı işgale başladı. Bu sırada Yunanistan, İngiltere&#39;ye başvurup adaları istedi (bu arada Rodos&#39;u işgal etmişti). Nihayet 10 Şubat 1947 tarihinde Paris Konferansıyla 12 Ada Yunanlılara teslim edildi. (Şerafettin Turan, T&uuml;rk Devrim Tarihi, 4. Kitap, 1. B&ouml;l&uuml;m, Bilgi: 1999, s. 139-411) Galip bir devlet olarak Lozan masasına oturduk! Hani deniliyor ki: &quot;Yunan&#39;ı denize d&ouml;kt&uuml;k!&quot; Galip bir devlet masada en g&uuml;&ccedil;l&uuml; devlettir. Ama biz milyonlarca km2 toprak kaybettik Lozan masasında!? Ve dibimizdeki adalar İtalya&#39;nın! İtalya&#39;nın teklifini reddettik ve istemedik! Sonra adalar Yunanistan&#39;a verildi! Yunan&#39;ı denize d&ouml;kt&uuml;k, ancak Lozan masasında Batı Trakya&#39;yı &uuml;st&uuml;ne verdik. Yunan&#39;dan almamız gereken 470 ton altın, yani 470 milyar dolar savaş tazminatından vazge&ccedil;tik, yani resmen hibe ettik. Osmanlı&#39;dan kalan 40 milyar dolar borcu &uuml;stlendik! Ve bununla da kalınmadı, Yunan harp malulleri sandığına 300.000 TL hibe ettik! İşte size Lozan ger&ccedil;eği!? Vatan toprağı feda edildi. Asla af edemeyiz!</p> <p>● Hi&ccedil; bitmedi hatanız ve g&uuml;nahınız! T&uuml;rkiye&#39;de her 10 yılda yapılan darbeleri ayakta alkışladınız! Son darbe teşebb&uuml;s&uuml; olan 15 Temmuz&#39;da, g&ouml;z&uuml;m&uuml;z&uuml;n i&ccedil;ine baka baka &ccedil;ekip gittiniz. Ve işgal hareketine tiyatro dediniz! İsmet İn&ouml;n&uuml;, Menderes&#39;in y&uuml;z&uuml;ne haykırarak dedi ki: &quot;Seni ben bile kurtaramam!&quot; Ne b&uuml;y&uuml;k utan&ccedil;! Nitekim kurtarmak isteseydi, kurtarabilirdi... Ama &uuml;lkenin Başbakanı ve iki bakanı al&ccedil;ak&ccedil;a katledildi... Bitti mi?! Bitmedi g&uuml;nahınız!? Sosyalist&ccedil;e d&uuml;ş&uuml;n&uuml;p sizin gibi kapitalist&ccedil;e yaşamayan, Amerikan emperyalizmine başkaldıran Deniz Gezmiş ve arkadaşları da CHP&#39;nin 149 destek oyu ile idama mahkum oldular... Hele Anadolu&#39;da bir tek ağacın altına beni g&ouml;m&uuml;n diyen Nazım Hikmet s&uuml;rg&uuml;n edildi ve vatandaşlıktan &ccedil;ıkarıldı. Vatan hasretiyle Moskova&#39;da can verdi... Vicdanınız rahat mı? Yıllar sonra devletimiz &ouml;l&uuml;s&uuml;n&uuml; vatandaş yaptı... Sadece m&uuml;sl&uuml;manlara zulmetmediniz, kendi yavrularınıza da zulmettiniz!</p> <p>● Binlerce baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; gen&ccedil; kızımıza hayati dar ettiniz. Okullara almadınız! Derece ile mezun olanların ağızlarını faşist&ccedil;e kilitlediniz! Kamusal alan diye bir iğren&ccedil; ifadeyle insanlara zulmettiniz... Başı &ouml;rt&uuml;l&uuml; olan herkese ikinci sınıf muamelesi yaptınız!</p> <p>● 1925&ndash;1932 arası yıllar... 2. Ordu Komutanı Fahrettin Altay&rsquo;ın Konya&rsquo;da g&ouml;rev yaptığı yıllardır... Son devrin en b&uuml;y&uuml;k tarih&ccedil;ilerinden İbrahim Hakkı Konyali (Konya tarihi uzmanı) anlatıyor: &quot;Anadolu Sel&ccedil;uklularının payitahtı Konya&rsquo;nın eşsiz tarih yadigarlarının pek &ccedil;oğu korkun&ccedil; tahriplere uğramıştır. Bunlar, Fahrettin Paşa&rsquo;nın, Konya&#39;nın merkezinde bulunan Alaaddin Tepesi&rsquo;nden verdiği bir baston işaretiyle telef edilmişlerdir.&quot; &quot;Alaaddin Tepesi ile H&uuml;kumet Konağı arasında bir &ccedil;ok Medrese, T&uuml;rbe, İmarethane vardı. Son yarım asır i&ccedil;inde bunların hepsi yok olmuş ve hi&ccedil;birisi bize kadar gelmemiştir.&quot; diyor ve bir &ccedil;oğunu ismen belirtmektedir! Sayın Kılı&ccedil;taroğlu, bu &uuml;lkenin bir aydın vatandaşı olarak sizden korkuyorum. Kim bilir iktidar ulursanız ne zul&uuml;mlere imza atarsınız!? Zihniyetiniz hi&ccedil; değişmiyor 98 yıldır! &quot;Libya&#39;da ne işiniz var!?&quot; &quot;Akdenizde mavi vatan m&uuml;cadelesi verilirken, &quot;gerginliğe neden uyorsunuz!? T&uuml;rkiye&#39;deki yabancı B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;ilere mektup yazarak şikayet ediyorsunuz!? Devletin kurumlarının &ouml;n&uuml;nde basın a&ccedil;ıklamalariyla memurları tehdit ediyor, k&uuml;rumları itibarsızlaştiriyorsunuz!? &quot;Tayyip Erdoğan Amerikaya ka&ccedil;acak!&quot; diyecek kadar akla ziyan bir halde seviyeyi d&uuml;ş&uuml;r&uuml;yorsunuz!? Yabancı iş adamları tedirgin ediyor ve tehdid ediyorsunuz! T&uuml;rkiye&#39;yi d&uuml;nyaya şikayet ediyorsunuz! Ermenistan Azerbaycan Karabağ savaşında, &quot;cihadci guruplar oraya g&ouml;nderiliyor!&quot; diyerek &uuml;lkenizin yanında yer almadınız! T&uuml;rkiye&#39;yi tehdid eden ter&ouml;re karşı m&uuml;cadele adına teskereye hayır! diyorsunuz!? Her g&uuml;n ama her g&uuml;n korkun&ccedil; hata ediyorsunuz! Doğrusu sizinle aynı g&ouml;k kubbeyi paylaşmaktan zorlanıyorum! Helalleşelim mi diyorsunuz!? Kapatalım CHP yi, yeni bir parti kuralım! &Ccedil;&uuml;nk&uuml; CHP ismi bizi acıtıyor, &ccedil;ok acılar hatırlatıyor... Mehmet Bozkurt, Eğitimci İlahiyat&ccedil;ı Araştırmacı Yazar</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.