HIRSIZ KADAR EVİN SAHİBİNİNDE SUÇU YOK MU?
HIRSIZ KADAR EVİN SAHİBİNİNDE SUÇU YOK MU?
Değil mi ya?
Hiç mi hırsız kadar ev sahibinin de suçu yok?
Hanımefendi sanatçımız orasını açmış, olmamış...
Seyircisinin kucağına oturmuş gene olmamış...
Sanatçı hanımefendi o kadar hızlı ki hızını alamamış en son çıktığı sahnede -kendisi de haddini aştığını söylüyerek- İmam Hatiplilere, İmam Hatip Camiasına ve inançlı tüm bir kesimin kin, nefret ve öfke oklarına üzerlerine çekiyor.
Kime kızalım?
Elbette en başta haddini aşarak pervasızca ve fütursuzca yüzde doksan dokuzun inançlı olduğu ülkenin inaçlarına ve büyük bir kesimi aşağılayıcı ve hakaret eden hanımefendi (!) sanatçıya...
Sonra ki bana göre işin en büyük müsebbibi olan iktidar cenahına ve kültür etkinlikleri, şenlikleri adı altında gençlere yönelik böyle seviyesiz, kültürden, eğlenceden uzak bir zihniyet ile gençliği afyonlamış bir tarzda festival ve müzik etkinlikleri ile gençliği yozlaştıranlara.
Devletin asli vazifelerinden birisi ki bana göre en önemlisi gençliğini milli, ahlâkî ve manevi değerler ile eğitmek, donatmak, devletine, milletine ve topluma hayırlı bireyler olmasını sağlamaktır.
Bunun için kültür etkinlikleri, seminerler, konferanslar verir, sempozyumlar düzenler.
Ülkenin bu konuda rol model olmuş, yetişmiş ulusal ve uluslararası eğitimci, bilim adamı, sanatçı, siyasetçi adamlarını gençler ile buluşturmak, bir araya getirmek ve onlara yeni hedefler yeni ufuklar açmaktır.
Oysa bugün iktidar kanadının hemen hemen tüm belediyelerinde milyonlar ve milyarlar verilerek beyni boş, dava şuuru olmayan, sadece ve sadece gününü ve anı yaşayan, milli ve manevi değerlerden uzak bir nesil yetiştirmek için âdeta canhıraş bir şekilde cehenneme odun taşıyorlar.
Hizmet bu mu?
Nesil yetiştirmek bu mu?
Kime sponsor oluyorsunuz Allah aşkına, kime, kimlere?
İbrahim'in ateşine odun taşıyan bir nesil mi?
Yoksa o ateşi söndürmeye çalışan bir nesil mi?
Şimdi söyleyin bir yazara, bir şaire, bir edibe elhasıl milli ve manevi değerler ile mücehhez olan bu ülkenin topraklarına, bayrağına milli ve manevi değerleri için gecesini gündüzüne katan gönül adamlarına niçin sahip çıkılmaz, niçin değer verilmez ve en önemlisi görmezden gelirsiniz?
Nasıl olsa bunlar, yani bu adamlar çantada keklik diye mi görüyorsunuz?
Oysa çantada keklik diye gördüğünüz gençlik sizlerin verdikleri paralar, sizlerin olduğu sponsorluklar ile evlatlarımızı tek teeeeek manen öldürülüyorlar.
Hazzın ve hızın öncesindeki bu gençliği istikamet üzerinde göreceğiniz yerde ellerindeki milyarlık telefonların feneri ile Gülşen gibi sanatçıların(!) hayat suyu oluyor.
Şimdi söyleyin bakalım.
Hırsız kadar evin sahibinde de suç yok mu?
Ah hocam ahhhhh. Yıllar geçse de ne güzel söylemişsin.
Selâm ve dua ile.
Bülent Ertekin
Ekleme
Tarihi: 27 Ağustos 2022 - Cumartesi
HIRSIZ KADAR EVİN SAHİBİNİNDE SUÇU YOK MU?
HIRSIZ KADAR EVİN SAHİBİNİNDE SUÇU YOK MU?
Değil mi ya?
Hiç mi hırsız kadar ev sahibinin de suçu yok?
Hanımefendi sanatçımız orasını açmış, olmamış...
Seyircisinin kucağına oturmuş gene olmamış...
Sanatçı hanımefendi o kadar hızlı ki hızını alamamış en son çıktığı sahnede -kendisi de haddini aştığını söylüyerek- İmam Hatiplilere, İmam Hatip Camiasına ve inançlı tüm bir kesimin kin, nefret ve öfke oklarına üzerlerine çekiyor.
Kime kızalım?
Elbette en başta haddini aşarak pervasızca ve fütursuzca yüzde doksan dokuzun inançlı olduğu ülkenin inaçlarına ve büyük bir kesimi aşağılayıcı ve hakaret eden hanımefendi (!) sanatçıya...
Sonra ki bana göre işin en büyük müsebbibi olan iktidar cenahına ve kültür etkinlikleri, şenlikleri adı altında gençlere yönelik böyle seviyesiz, kültürden, eğlenceden uzak bir zihniyet ile gençliği afyonlamış bir tarzda festival ve müzik etkinlikleri ile gençliği yozlaştıranlara.
Devletin asli vazifelerinden birisi ki bana göre en önemlisi gençliğini milli, ahlâkî ve manevi değerler ile eğitmek, donatmak, devletine, milletine ve topluma hayırlı bireyler olmasını sağlamaktır.
Bunun için kültür etkinlikleri, seminerler, konferanslar verir, sempozyumlar düzenler.
Ülkenin bu konuda rol model olmuş, yetişmiş ulusal ve uluslararası eğitimci, bilim adamı, sanatçı, siyasetçi adamlarını gençler ile buluşturmak, bir araya getirmek ve onlara yeni hedefler yeni ufuklar açmaktır.
Oysa bugün iktidar kanadının hemen hemen tüm belediyelerinde milyonlar ve milyarlar verilerek beyni boş, dava şuuru olmayan, sadece ve sadece gününü ve anı yaşayan, milli ve manevi değerlerden uzak bir nesil yetiştirmek için âdeta canhıraş bir şekilde cehenneme odun taşıyorlar.
Hizmet bu mu?
Nesil yetiştirmek bu mu?
Kime sponsor oluyorsunuz Allah aşkına, kime, kimlere?
İbrahim'in ateşine odun taşıyan bir nesil mi?
Yoksa o ateşi söndürmeye çalışan bir nesil mi?
Şimdi söyleyin bir yazara, bir şaire, bir edibe elhasıl milli ve manevi değerler ile mücehhez olan bu ülkenin topraklarına, bayrağına milli ve manevi değerleri için gecesini gündüzüne katan gönül adamlarına niçin sahip çıkılmaz, niçin değer verilmez ve en önemlisi görmezden gelirsiniz?
Nasıl olsa bunlar, yani bu adamlar çantada keklik diye mi görüyorsunuz?
Oysa çantada keklik diye gördüğünüz gençlik sizlerin verdikleri paralar, sizlerin olduğu sponsorluklar ile evlatlarımızı tek teeeeek manen öldürülüyorlar.
Hazzın ve hızın öncesindeki bu gençliği istikamet üzerinde göreceğiniz yerde ellerindeki milyarlık telefonların feneri ile Gülşen gibi sanatçıların(!) hayat suyu oluyor.
Şimdi söyleyin bakalım.
Hırsız kadar evin sahibinde de suç yok mu?
Ah hocam ahhhhh. Yıllar geçse de ne güzel söylemişsin.
Selâm ve dua ile.
Bülent Ertekin
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.