CHP ESKİ CHP DEĞİL!!! DİYENLERE.
CHP ESKİ CHP DEĞİL!!! DİYENLERE.
Hep CHP ile ilgili
Hep kapatılan camiler...
Susturulan ezanlar...
Dibe ve dindarlara yapılan eziyetlerden bahsediyor, yazıyorsun.
Doğrudur.
Zira, yılların partisinin değiştiğini, " dine ve dindarlara karşı gösterdikleri ilgi ve hassasiyetleri değişti, CHP ESKİ CHP DEĞİL!!!" diyenler ile aynı kanaatte olmadığımı her defasında meclisteki milletvekillerinin beyanatları ve ifadelerinin ayrı olduğunu artık bilmeyen, duymayan, okumayan kalmadı. Sadece bizim mahallenin bazı sokaklarındaki arkadaşlar anlamadı, veya öyle anlamak istiyorlar.
Nerede ise yüzyıllık bir tarihi olan koca çınarın zihniyetinde bugüne geldiğimizde bile birşeyin değişmediğini görmek için herhalde çok ama çok iyi niyetli olmak gerekir. Yoksa birilerinin dediği gibi saf mısın hitabına muhatap.
"Geçmişini bilmeyen geleceğe ibretle bakamaz" der, büyüklerimiz.
Evet, doğrudur. Geçmişimizi gerçek manada birilerinin masada yazdıkları ile değil bizzat yaşayanlar ve yaşadıklarını birebir şahitler belgeler ve resimler ile belgelemek gerekir.
İşte bu konuda bilgi, belge ve birebir görgü tanıklarının da söylediklerini içine alan Prof. Cüneyd Suavi, “Kesilen Gitar” isimli hatıratında CHP döneminde, camilerin başına gelen felaketleri Hasan dayısından yani bir “görgü şahidi”n den naklediyor.
Hasan dayı ; “Adapazarı gibi, bütün ülke zulümden sinmiş durumdaydı.
Ezan ve Kur’an okumak zaten yasaktı.
Her şehirde tek bir cami açık tutuluyordu.
Mesela, Adapazarı’ndaki Salko Cami, bando takımına tahsis edildi.
Gün boyunca gümbür gümbür bando sesi yükselirdi içerden.
Bu gürültücü bando, daha sonra Orta Cami’ye geçti.
Aziziye Camisi, ‘Halk Oyunları Merkezi’ haline getirildi.
Zurnalar üst kattaydı, davullarsa alt katta. Caminin tam ortasında horon tepiliyordu.
Yeni Cami’ye gelince: Hayvanlara ahır olarak seçildi, Bir kısmına saman depolanırdı.
Tozlu Cami’nin yerinde eskiden de bir cami bulunurdu.
O da aynı adı taşımaktaydı. Bu cami de Yeni Cami gibi ahır yapıldı.
İçerisi hayvan gübresiyle doluydu, çok pis kokardı.
Bir tek Orhan Cami açıktı ama, ‘Katrancılar’ (şapka takmayanların başına katran süren Jandarma onun kapısında hazır beklerdi.
Içeriden şapkasız biri çıktığında, onu doğduğuna bin pişman ederlerdi.
Bu sırada eğlenip gülerlerdi, hem de kahkahalarla…”
“Dayıcığım. Diğer şehirler de Adapazarı gibi miydi?”
Hasan Dayı ; “Belki daha kötüydü.
Tekirdağ’dan dönmüştüm. Askerliğim bitmişti. Trenle İstanbul’a, Sirkeci Garı’na indik arkadaşlarla.
Ben akşam namazı için bir cami arıyordum.
Abdest almadan önce, çavuşuma gidip tuvalet yeri sordum. Çavuşumuz İstanbul’u iyi tanırdı.
Bir cami tarif ederek ‘Orada’ dedi.
Hemen camiye gittim, dört yanını dolaştım. Ama tuvalet falan bulamadım.
Tekrar çavuşa gelerek tuvaleti göstermesini rica ettim.
Koluma girdi ve sanki eğlenircesine beni camiye soktu.
Daha sonra mihraba, yani imam efendinin namaz kıldırdığı yere getirip:
‘işte tuvalet!’ dedi.
O anda neredeyse ölecektim.
Mihrabın döşeme tahtaları sökülmüş ve alt kısmına bir çukur kazılmıştı.
Gelen giden kıbleye arkasını dönüp, o mihrapta hacetini gideriyordu.
Gittiğim cami, zannederim şimdiki Hoca Paşa Camisiydi.
Ben bunu tek bir örnek sanıyordum.
Fakat aynı felaketi Damat İbrahim Paşa ve Küçük Ayasofya Camisinde de gördüm.
Kim bilir kaç camiyi kirlettiler böyle?
Ne yazık ki bunları yaşadık evladım.
Siz inşaallah böyle bir şey yaşamazsınız.”. ...
Prof. Cüneyd Suavi, Kesilen Gitar Hatıralar, Nesil Yayınları, 8. Baskı, Istanbul 2016, sayfa 190-193.
Bazı dostlarımızın "CHP ARTIK ESKİ CHP DEĞİL, DEĞİŞTİ!!!" diyenler geçmişi tekrar okusunlar. O gün okunanlar ile bugün yapılanlar ve söylemleri tekrar bir gözden geçirsinler. Köprünün altından 100 yıldır akan su, zihniyet, ideoloji aynı zihniyet.
Kim ne dersi desin CHP dün nerede ise bugün de aynı yerde.
Selâm ve dua ile.
Bülent Ertekin
Ekleme
Tarihi: 27 Eylül 2023 - Çarşamba
CHP ESKİ CHP DEĞİL!!! DİYENLERE.
CHP ESKİ CHP DEĞİL!!! DİYENLERE.
Hep CHP ile ilgili
Hep kapatılan camiler...
Susturulan ezanlar...
Dibe ve dindarlara yapılan eziyetlerden bahsediyor, yazıyorsun.
Doğrudur.
Zira, yılların partisinin değiştiğini, " dine ve dindarlara karşı gösterdikleri ilgi ve hassasiyetleri değişti, CHP ESKİ CHP DEĞİL!!!" diyenler ile aynı kanaatte olmadığımı her defasında meclisteki milletvekillerinin beyanatları ve ifadelerinin ayrı olduğunu artık bilmeyen, duymayan, okumayan kalmadı. Sadece bizim mahallenin bazı sokaklarındaki arkadaşlar anlamadı, veya öyle anlamak istiyorlar.
Nerede ise yüzyıllık bir tarihi olan koca çınarın zihniyetinde bugüne geldiğimizde bile birşeyin değişmediğini görmek için herhalde çok ama çok iyi niyetli olmak gerekir. Yoksa birilerinin dediği gibi saf mısın hitabına muhatap.
"Geçmişini bilmeyen geleceğe ibretle bakamaz" der, büyüklerimiz.
Evet, doğrudur. Geçmişimizi gerçek manada birilerinin masada yazdıkları ile değil bizzat yaşayanlar ve yaşadıklarını birebir şahitler belgeler ve resimler ile belgelemek gerekir.
İşte bu konuda bilgi, belge ve birebir görgü tanıklarının da söylediklerini içine alan Prof. Cüneyd Suavi, “Kesilen Gitar” isimli hatıratında CHP döneminde, camilerin başına gelen felaketleri Hasan dayısından yani bir “görgü şahidi”n den naklediyor.
Hasan dayı ; “Adapazarı gibi, bütün ülke zulümden sinmiş durumdaydı.
Ezan ve Kur’an okumak zaten yasaktı.
Her şehirde tek bir cami açık tutuluyordu.
Mesela, Adapazarı’ndaki Salko Cami, bando takımına tahsis edildi.
Gün boyunca gümbür gümbür bando sesi yükselirdi içerden.
Bu gürültücü bando, daha sonra Orta Cami’ye geçti.
Aziziye Camisi, ‘Halk Oyunları Merkezi’ haline getirildi.
Zurnalar üst kattaydı, davullarsa alt katta. Caminin tam ortasında horon tepiliyordu.
Yeni Cami’ye gelince: Hayvanlara ahır olarak seçildi, Bir kısmına saman depolanırdı.
Tozlu Cami’nin yerinde eskiden de bir cami bulunurdu.
O da aynı adı taşımaktaydı. Bu cami de Yeni Cami gibi ahır yapıldı.
İçerisi hayvan gübresiyle doluydu, çok pis kokardı.
Bir tek Orhan Cami açıktı ama, ‘Katrancılar’ (şapka takmayanların başına katran süren Jandarma onun kapısında hazır beklerdi.
Içeriden şapkasız biri çıktığında, onu doğduğuna bin pişman ederlerdi.
Bu sırada eğlenip gülerlerdi, hem de kahkahalarla…”
“Dayıcığım. Diğer şehirler de Adapazarı gibi miydi?”
Hasan Dayı ; “Belki daha kötüydü.
Tekirdağ’dan dönmüştüm. Askerliğim bitmişti. Trenle İstanbul’a, Sirkeci Garı’na indik arkadaşlarla.
Ben akşam namazı için bir cami arıyordum.
Abdest almadan önce, çavuşuma gidip tuvalet yeri sordum. Çavuşumuz İstanbul’u iyi tanırdı.
Bir cami tarif ederek ‘Orada’ dedi.
Hemen camiye gittim, dört yanını dolaştım. Ama tuvalet falan bulamadım.
Tekrar çavuşa gelerek tuvaleti göstermesini rica ettim.
Koluma girdi ve sanki eğlenircesine beni camiye soktu.
Daha sonra mihraba, yani imam efendinin namaz kıldırdığı yere getirip:
‘işte tuvalet!’ dedi.
O anda neredeyse ölecektim.
Mihrabın döşeme tahtaları sökülmüş ve alt kısmına bir çukur kazılmıştı.
Gelen giden kıbleye arkasını dönüp, o mihrapta hacetini gideriyordu.
Gittiğim cami, zannederim şimdiki Hoca Paşa Camisiydi.
Ben bunu tek bir örnek sanıyordum.
Fakat aynı felaketi Damat İbrahim Paşa ve Küçük Ayasofya Camisinde de gördüm.
Kim bilir kaç camiyi kirlettiler böyle?
Ne yazık ki bunları yaşadık evladım.
Siz inşaallah böyle bir şey yaşamazsınız.”. ...
Prof. Cüneyd Suavi, Kesilen Gitar Hatıralar, Nesil Yayınları, 8. Baskı, Istanbul 2016, sayfa 190-193.
Bazı dostlarımızın "CHP ARTIK ESKİ CHP DEĞİL, DEĞİŞTİ!!!" diyenler geçmişi tekrar okusunlar. O gün okunanlar ile bugün yapılanlar ve söylemleri tekrar bir gözden geçirsinler. Köprünün altından 100 yıldır akan su, zihniyet, ideoloji aynı zihniyet.
Kim ne dersi desin CHP dün nerede ise bugün de aynı yerde.
Selâm ve dua ile.
Bülent Ertekin
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.