Av. Mehmet AKTAN
Köşe Yazarı
Av. Mehmet AKTAN
 

TOPLUMSAL KANSER ve KANGREN

    İslâm’ a aykırı bilumum düzenlemeler, toplumda kanser ve kangren sebebidir. İslâm’ a aykırı bir hukuk ve güvenlik sistemi; başkalarının can, mal ve namus emniyetinin hiçe sayılmasına, bu suretle adaletin kanser olmasına, İslâm’ a aykırı bir siyasi sistem; toplumun ve insan topluluklarının birbirine düşman gruplara bölünmesine, düşmanlıklara, kardeş kavgalarına, iç ve dış savaşlara tehlikelere karşı zafiyete ve neticede toplumların uçuruma sürüklenmesine, İslâm’ a aykırı bir bilim, kültür san’ at hayatı; değer yargılarının değişmesine, sevgi, saygı, sabır, şükür, kanaat, şefkat, merhamet, samimiyet, adalet, hoşgörü, edep, terbiye, dürüstlük, fedakârlık, ululemre itaat, hukuka saygı, hakşinaslık, hatırşinaslık gibi manevî değerler yerine, maddi değerlere itibar edilmesine, onlarca sapık felsefenin ortaya çıkmasına, toplumun bu felsefeler etrafında toplanıp, lime lime parçalanıp bölünmesine,   İslâm’ a aykırı bir tıbbî sistem; toplumun, aklî, bedenî ve ruhsal hastalıklara duçar olmasına, koruyucu hekimliğin göz ardı edilmesi sebebiyle, birçok hastalığın sebebi olan çok yemeye, (ibadetsiz bir hayat nedeniyle) hareketsiz kalmaya,  Sabır, şükür, kanaat, tevekkül, kadere ve Hak’ ka razı olmama vs. güzel hasletlerden bîhaber olmaya, hareketsiz kalma, ruhsal tatminden mahrum olmaya, Temizliğe riayet edilmemesi, kötü alışkanlıklar edinme nedeniyle, bulaşıcı vs. hastalıklara karşı dirençsiz olmaya,  İslâm’ a aykırı bir iş ve çalışma hayatı, iş barışının tükenmesine, üretimin felç olmasına, İslâm’ a aykırı ekonomik düzen; elzem, faydalı ve lüks üretim sırasına riayet edilmemesine, dağıtımda adaletsizliğe, tüketimde israfa, zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olmasına, ne şekilde olursa olsun kazanma hırsına, haksız mal edinmeye bu suretle içtimaî barışın bozulmasına,  İslâm’ a aykırı sosyal ahlâk anlayışı, toplumun genel sosyal ahlâk seviyesinin düşmesine, sosyal hayatın, dayanışmanın ve aile hayatının yozlaşmasına, İslâm’ a uygun bir sosyal yardım anlayışının olmaması, yoksulların servet düşmanı olmasına, zenginlerin ise şımarıklık ve azgınlığa sapmasına, İslâm’ a aykırı bir savunma anlayışı; caydırıcı güçten mahrum olmaya, düşman saldırı ve tacizlerine açık hale gelmeye, dünyadaki mağdurlara, mazlumlara el uzatma imkanından mahrum olunmasına,  Ve burada sayılmayan birçok sosyal rahatsızlıklara neden olur.  İslâm’ ın hayat haline gelmesi için Rasulullah S.A.S. Efendimiz’ in riyasetinde başlatılıp, Medine Devleti’ yle sonuçlanan İslâm İnkılâp Hareketi; sevgi, saygı, sabır, şefkat, merhamet, hoşgörü, barış, affedicilik, aşırı gitmeme gibi güzel hasletlerle yoğrulmuş tarihte eşi benzeri bulunmayan bir gönül hareketi olmuştur. İnkılâp Hareketi en güçlü zamanı olan Mekke’ nin Fethi, düşmanının dahi tek ferdinin burnu kanamadan gerçekleşmiştir. Gönüller fethedilmiş, beldeleri ve ülkeleri, fethedilen gönüller, yine gönülleri fethetmek suretiyle gerçekleştirmişlerdir. İslâm’ ın insan ve insan toplulukları için koyduğu hükümler, sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için bir şifa, nizam ve intizam kaynağıdır.  Çünkü Rabbimiz; insanı yaratmış, insanın yaratılış özelliklerini en iyi bilen olarak, yaratılışa (fıtrata) en uygun nizamı da, lütfetmiştir. Bu İslâm’ dır. Medine Devleti’ nde: Müslüman, Hristiyan, Musevî, Mecusî ve putperest tebaa, İslâm’ ın adil, şefkat ve merhametle, sevgi saygıyla bezenmiş devlet çatısı altında yıllarca yaşamıştır. Bu dönemle ilgili, hiçbir tebaadan tarihe bir şikâyet vaki olmamıştır.  Hal böyleyken: insanların “Şeriat” , “Kısas” , “Taaddüdü zevcat” gibi toplum hafızasına olumsuz anlamlarla birlikte kazınmış olan, gerçekte ise, toplum hayatını istisnaî durumlardan selamete çıkaran eşsiz kurumlarla korkutularak İslâm’ dan uzaklaştırmak bir samimiyetsizlik, bir kötü niyet, bir bağnazlık, peşin hüküm, sabit fikirlilik, yobazlıktır!  “Şeriat”: Allah’ ın emir ve yasaklarıyla ilgili hükümlerden başka bir şey değildir. Sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için huzur kaynağıdır. “Taaddüdü zevcat”: Savaşlarda erkeklerin telef olması nedeniyle, nisbi olarak erkeklerden fazla nüfusa ulaşan kadınların bir yuvadan mahrum olmamalarına yönelik ilâhî bir ruhsattır. Normal zamanlarda ise; yaklaşık olarak denk erkek-kadın nüfusu dikkate alındığında, evli bir erkeğin bir daha evlenmesi neredeyse imkânsızdır. Almanya’ da ikinci dünya savaşından sonra kadınların çok evliliğe izin verilmesi için gösteri yaptıklarını, Berlin Belediye’ sinin de bu talebi olumlu karşıladığını asla duymamışsınızdır!  “Kısas” ise, can, mal ve namus emniyetini sağlayabilen, yegâne hukuk sistemidir. Maktul ve mağdur yerine katili, hırsızı ve namussuzu gözetirseniz, adalet duygusunu asla tatmin edemezsiniz! Kısas’ ın uygulanmadığı bir hukuk sisteminde; en büyük bütçeyi adalet için ayırsanız da, asla adaleti sağlayamazsınız! Narin’ in katili hapsedilince adalet duygusunu tatmin etmiş olacak mıyız? Hâkim, savcı vs. personel yetiştirilmesi, istihdamı, yüksek mahkeme, adliye, kolluk binaları, cezaevleri yapımında asla yeter sayıya ulaşamazsınız?   İNSANLIK; KURTARICISINA KARŞI SADECE BAŞINI KUMA GÖMMÜYOR, İLAVETEN DÜŞMANLIK DA EDİYOR!  İNSANLIK İÇİN NE BÜYÜK BİR TALİHSİZLİK! NE ÇARPICI BİR ZAVALLILIK! RABBİMİZ: İNSANLIĞA BASİRET VE FERASET NASİP ETSİN! AMİİN, AMİİN, AMİİN, İNŞAALLAH… Av. Mehmet AKTAN
Ekleme Tarihi: 16 Eylül 2024 - Pazartesi

TOPLUMSAL KANSER ve KANGREN

 
 
İslâm’ a aykırı bilumum düzenlemeler, toplumda kanser ve kangren sebebidir.
İslâm’ a aykırı bir hukuk ve güvenlik sistemi; başkalarının can, mal ve namus emniyetinin hiçe sayılmasına, bu suretle adaletin kanser olmasına,
İslâm’ a aykırı bir siyasi sistem; toplumun ve insan topluluklarının birbirine düşman gruplara bölünmesine, düşmanlıklara, kardeş kavgalarına, iç ve dış savaşlara tehlikelere karşı zafiyete ve neticede toplumların uçuruma sürüklenmesine,
İslâm’ a aykırı bir bilim, kültür san’ at hayatı; değer yargılarının değişmesine, sevgi, saygı, sabır, şükür, kanaat, şefkat, merhamet, samimiyet, adalet, hoşgörü, edep, terbiye, dürüstlük, fedakârlık, ululemre itaat, hukuka saygı, hakşinaslık, hatırşinaslık gibi manevî değerler yerine, maddi değerlere itibar edilmesine, onlarca sapık felsefenin ortaya çıkmasına, toplumun bu felsefeler etrafında toplanıp, lime lime parçalanıp bölünmesine,  
İslâm’ a aykırı bir tıbbî sistem; toplumun, aklî, bedenî ve ruhsal hastalıklara duçar olmasına, koruyucu hekimliğin göz ardı edilmesi sebebiyle, birçok hastalığın sebebi olan çok yemeye, (ibadetsiz bir hayat nedeniyle) hareketsiz kalmaya, 
Sabır, şükür, kanaat, tevekkül, kadere ve Hak’ ka razı olmama vs. güzel hasletlerden bîhaber olmaya, hareketsiz kalma, ruhsal tatminden mahrum olmaya,
Temizliğe riayet edilmemesi, kötü alışkanlıklar edinme nedeniyle, bulaşıcı vs. hastalıklara karşı dirençsiz olmaya, 
İslâm’ a aykırı bir iş ve çalışma hayatı, iş barışının tükenmesine, üretimin felç olmasına,
İslâm’ a aykırı ekonomik düzen; elzem, faydalı ve lüks üretim sırasına riayet edilmemesine, dağıtımda adaletsizliğe, tüketimde israfa, zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olmasına, ne şekilde olursa olsun kazanma hırsına, haksız mal edinmeye bu suretle içtimaî barışın bozulmasına, 
İslâm’ a aykırı sosyal ahlâk anlayışı, toplumun genel sosyal ahlâk seviyesinin düşmesine, sosyal hayatın, dayanışmanın ve aile hayatının yozlaşmasına,
İslâm’ a uygun bir sosyal yardım anlayışının olmaması, yoksulların servet düşmanı olmasına, zenginlerin ise şımarıklık ve azgınlığa sapmasına,
İslâm’ a aykırı bir savunma anlayışı; caydırıcı güçten mahrum olmaya, düşman saldırı ve tacizlerine açık hale gelmeye, dünyadaki mağdurlara, mazlumlara el uzatma imkanından mahrum olunmasına, 
Ve burada sayılmayan birçok sosyal rahatsızlıklara neden olur. 
İslâm’ ın hayat haline gelmesi için Rasulullah S.A.S. Efendimiz’ in riyasetinde başlatılıp, Medine Devleti’ yle sonuçlanan İslâm İnkılâp Hareketi; sevgi, saygı, sabır, şefkat, merhamet, hoşgörü, barış, affedicilik, aşırı gitmeme gibi güzel hasletlerle yoğrulmuş tarihte eşi benzeri bulunmayan bir gönül hareketi olmuştur. İnkılâp Hareketi en güçlü zamanı olan Mekke’ nin Fethi, düşmanının dahi tek ferdinin burnu kanamadan gerçekleşmiştir.
Gönüller fethedilmiş, beldeleri ve ülkeleri, fethedilen gönüller, yine gönülleri fethetmek suretiyle gerçekleştirmişlerdir.
İslâm’ ın insan ve insan toplulukları için koyduğu hükümler, sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için bir şifa, nizam ve intizam kaynağıdır. 
Çünkü Rabbimiz; insanı yaratmış, insanın yaratılış özelliklerini en iyi bilen olarak, yaratılışa (fıtrata) en uygun nizamı da, lütfetmiştir. Bu İslâm’ dır.
Medine Devleti’ nde: Müslüman, Hristiyan, Musevî, Mecusî ve putperest tebaa, İslâm’ ın adil, şefkat ve merhametle, sevgi saygıyla bezenmiş devlet çatısı altında yıllarca yaşamıştır. Bu dönemle ilgili, hiçbir tebaadan tarihe bir şikâyet vaki olmamıştır. 
Hal böyleyken: insanların “Şeriat” , “Kısas” , “Taaddüdü zevcat” gibi toplum hafızasına olumsuz anlamlarla birlikte kazınmış olan, gerçekte ise, toplum hayatını istisnaî durumlardan selamete çıkaran eşsiz kurumlarla korkutularak İslâm’ dan uzaklaştırmak bir samimiyetsizlik, bir kötü niyet, bir bağnazlık, peşin hüküm, sabit fikirlilik, yobazlıktır! 
“Şeriat”: Allah’ ın emir ve yasaklarıyla ilgili hükümlerden başka bir şey değildir. Sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için huzur kaynağıdır.
“Taaddüdü zevcat”: Savaşlarda erkeklerin telef olması nedeniyle, nisbi olarak erkeklerden fazla nüfusa ulaşan kadınların bir yuvadan mahrum olmamalarına yönelik ilâhî bir ruhsattır. Normal zamanlarda ise; yaklaşık olarak denk erkek-kadın nüfusu dikkate alındığında, evli bir erkeğin bir daha evlenmesi neredeyse imkânsızdır. Almanya’ da ikinci dünya savaşından sonra kadınların çok evliliğe izin verilmesi için gösteri yaptıklarını, Berlin Belediye’ sinin de bu talebi olumlu karşıladığını asla duymamışsınızdır! 
“Kısas” ise, can, mal ve namus emniyetini sağlayabilen, yegâne hukuk sistemidir. Maktul ve mağdur yerine katili, hırsızı ve namussuzu gözetirseniz, adalet duygusunu asla tatmin edemezsiniz!
Kısas’ ın uygulanmadığı bir hukuk sisteminde; en büyük bütçeyi adalet için ayırsanız da, asla adaleti sağlayamazsınız! Narin’ in katili hapsedilince adalet duygusunu tatmin etmiş olacak mıyız?
Hâkim, savcı vs. personel yetiştirilmesi, istihdamı, yüksek mahkeme, adliye, kolluk binaları, cezaevleri yapımında asla yeter sayıya ulaşamazsınız?  
İNSANLIK; KURTARICISINA KARŞI SADECE BAŞINI KUMA GÖMMÜYOR, İLAVETEN DÜŞMANLIK DA EDİYOR! 
İNSANLIK İÇİN NE BÜYÜK BİR TALİHSİZLİK! NE ÇARPICI BİR ZAVALLILIK!
RABBİMİZ: İNSANLIĞA BASİRET VE FERASET NASİP ETSİN!
AMİİN, AMİİN, AMİİN, İNŞAALLAH…
Av. Mehmet AKTAN
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.