Gazze’yi Bombalayanlar, “Ve in ‘udtüm ‘udnâ”yı Hatırlasınlar!
Gazze’yi Bombalayanlar, “Ve in ‘udtüm ‘udnâ”yı Hatırlasınlar!
Kur’an-ı Kerim, şeytanın belki yüz misli Ben-i İsrail tehlikesine dikkat çeker. Bu kavme, “Şeytanın akıl hocası” denilmiştir. Bütün ihtilâllerde, savaşlarda, iki dünya savaşında, BOP’la başlayan savaşlarda, çatışmalarda hep bu kavmin parmağı vardır.
Yirminci Yüzyılın ortalarında zorla gelip İslâm ülkelerinin arasına bir çıbanbaşı gibi girmişlerdir. O günden sonra bölgede yaşayanların yüzü gülmemiştir.
Peki, bu hep böyle devam edip gidecek midir? Hayır! Zulm ile âbâd olmak isteyenlerin kahr ile berbad olup gitmeleri gibi bu kavim de sonunda tarihten bütünüyle silinip gidecektir.
Bu defa başlarına gelenler, evvelki iki büyük sürgün ve kıtâle de benzemeyecektir.
Onların iki perişaniyetini haber veren Kur’an-ı Kerim, üçüncü defa başlarına gelecekleri de haber vermektedir. Gazze’yi durmadan bombalayıp, Filistinlilerin evlerini yıkan, Mescid-i Aksa’yı işgâl edip ezanı ve namazı yasaklayan Ben-i İsrail’e kendilerinin âkıbetiyle ilgili bu âyet-i kerimeleri dikkatle okumalarını salık veririz.
Bakınız Rabbimiz Kur’an-ı Azimüşşan’da meâlen ne buyuruyor:
“Biz, Kitap’ta İsrâil oğullarına, ‘Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız’ diye bildirdik. /
Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak sizi aradılar. Bu, yerine getirilmesi gereken bir vaad idi. / Sonra onlara karşı size tekrar galibiyet ve zafer verdik; servet ve oğullarla gücünüzü artırdık; sayınızı daha da çoğalttık.
“Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid-i Aksa’ya girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık.)
“Belki Rabbiniz size merhamet eder; fakat siz, eğer yine (fesatçılığa) dönerseniz, biz de (sizi cezalandırmaya) döneriz. [Âyet-i kerimenin metnindeki bu tehdid-i İlâhî, ‘Ve in ‘udtüm udna’ şeklinde geçiyor] Biz, Cehennemi kâfirler için bir hapishane yaptık. (İsrâ Sûresi, a. 4-8)
Tefsirlerde geçtiği üzere; birinci musibete uğramalarının sebebi Hz. Zekeriyâ Aleyhisselamı şehit etmeleri, ikinci musibete uğramalarının sebebi ise Hz. Yahya Aleyhisselamı şehit etmeleri ve Hz. İsa Aleyhisselamı öldürmeye teşebbüs etmeleridir.
Bu cinayetleri sebebiyle Cenab-ı Hak üzerelerine zalim kavimleri musallat etmiştir. Zâlim de Allah’ın kılıçlarından bir kılıçtır. Onlar da zulmedenleri cezalandırır, sonra da Allah o zâlim kavmin cezasını verir. Ben-i İsrail bu şekilde iki defa çok ağır bozguna uğramıştır.
Bunlardan Babilli Buhtünnasr’ın yaptığı en dehşetlisidir. On binlerce Ben-i İsrailli kılıçtan geçirilmiş, 70 bini esir edilmiş, kalanlar da Kudüs’ten sürülmüştür. Ben-i İsrail ancak iki bin yıl sonra tekrar Filistin’e dönebilmiş, Kudüs’e girebilmiştir.
Kur’an-ı Kerim İsra Sûresinin 8. Âyetinde Ben-i İsrail’in bütün bunlardan ders almamaya devam etmesi durumunda, üçüncü defa çok ağır bozguna uğrayacağını, perişan olacağını haber vermektedir.
“Ve in udtüm udnâ”nın işârî
mânâsı tahakkuk edecektir. Ben-i İsrâil mukadder âkıbetine koşmakta, kendisinin yanacağı ateşe habire odun taşımaktadır
Burhan Bozgeyik
Ekleme
Tarihi: 07 Ağustos 2022 - Pazar
Gazze’yi Bombalayanlar, “Ve in ‘udtüm ‘udnâ”yı Hatırlasınlar!
Gazze’yi Bombalayanlar, “Ve in ‘udtüm ‘udnâ”yı Hatırlasınlar!
Kur’an-ı Kerim, şeytanın belki yüz misli Ben-i İsrail tehlikesine dikkat çeker. Bu kavme, “Şeytanın akıl hocası” denilmiştir. Bütün ihtilâllerde, savaşlarda, iki dünya savaşında, BOP’la başlayan savaşlarda, çatışmalarda hep bu kavmin parmağı vardır.
Yirminci Yüzyılın ortalarında zorla gelip İslâm ülkelerinin arasına bir çıbanbaşı gibi girmişlerdir. O günden sonra bölgede yaşayanların yüzü gülmemiştir.
Peki, bu hep böyle devam edip gidecek midir? Hayır! Zulm ile âbâd olmak isteyenlerin kahr ile berbad olup gitmeleri gibi bu kavim de sonunda tarihten bütünüyle silinip gidecektir.
Bu defa başlarına gelenler, evvelki iki büyük sürgün ve kıtâle de benzemeyecektir.
Onların iki perişaniyetini haber veren Kur’an-ı Kerim, üçüncü defa başlarına gelecekleri de haber vermektedir. Gazze’yi durmadan bombalayıp, Filistinlilerin evlerini yıkan, Mescid-i Aksa’yı işgâl edip ezanı ve namazı yasaklayan Ben-i İsrail’e kendilerinin âkıbetiyle ilgili bu âyet-i kerimeleri dikkatle okumalarını salık veririz.
Bakınız Rabbimiz Kur’an-ı Azimüşşan’da meâlen ne buyuruyor:
“Biz, Kitap’ta İsrâil oğullarına, ‘Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız’ diye bildirdik. /
Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak sizi aradılar. Bu, yerine getirilmesi gereken bir vaad idi. / Sonra onlara karşı size tekrar galibiyet ve zafer verdik; servet ve oğullarla gücünüzü artırdık; sayınızı daha da çoğalttık.
“Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid-i Aksa’ya girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık.)
“Belki Rabbiniz size merhamet eder; fakat siz, eğer yine (fesatçılığa) dönerseniz, biz de (sizi cezalandırmaya) döneriz. [Âyet-i kerimenin metnindeki bu tehdid-i İlâhî, ‘Ve in ‘udtüm udna’ şeklinde geçiyor] Biz, Cehennemi kâfirler için bir hapishane yaptık. (İsrâ Sûresi, a. 4-8)
Tefsirlerde geçtiği üzere; birinci musibete uğramalarının sebebi Hz. Zekeriyâ Aleyhisselamı şehit etmeleri, ikinci musibete uğramalarının sebebi ise Hz. Yahya Aleyhisselamı şehit etmeleri ve Hz. İsa Aleyhisselamı öldürmeye teşebbüs etmeleridir.
Bu cinayetleri sebebiyle Cenab-ı Hak üzerelerine zalim kavimleri musallat etmiştir. Zâlim de Allah’ın kılıçlarından bir kılıçtır. Onlar da zulmedenleri cezalandırır, sonra da Allah o zâlim kavmin cezasını verir. Ben-i İsrail bu şekilde iki defa çok ağır bozguna uğramıştır.
Bunlardan Babilli Buhtünnasr’ın yaptığı en dehşetlisidir. On binlerce Ben-i İsrailli kılıçtan geçirilmiş, 70 bini esir edilmiş, kalanlar da Kudüs’ten sürülmüştür. Ben-i İsrail ancak iki bin yıl sonra tekrar Filistin’e dönebilmiş, Kudüs’e girebilmiştir.
Kur’an-ı Kerim İsra Sûresinin 8. Âyetinde Ben-i İsrail’in bütün bunlardan ders almamaya devam etmesi durumunda, üçüncü defa çok ağır bozguna uğrayacağını, perişan olacağını haber vermektedir.
“Ve in udtüm udnâ”nın işârî
mânâsı tahakkuk edecektir. Ben-i İsrâil mukadder âkıbetine koşmakta, kendisinin yanacağı ateşe habire odun taşımaktadır
Burhan Bozgeyik
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.