Pissik Olmayın, Aslan Olun, Aslan!

Pissik Olmayın, Aslan Olun, Aslan! Biz Müslümanların, nice zamandır birliğini sağlayan bir başı yok. Yani halifemiz yok. Müslümanlar tek devlet değil; 60 küsur devlet var. Bu bakımdan cihad farz-ı ayn olmasına rağmen, tek bir ses, gür bir ses çıkmamakta. Bosna’ya, Arakan’a, Doğu Türkistan’a, Afganistan’a, Irak’a, Libya’ya, Yemen’e, Suriye’ye, Lübnan’a, hele hele Filistin’e ve Gazze’ye yapılanları hatırlayınız. Gazze’de bütün dünyanın gözü önünde, tarihteki en korkunç katliamlar sergilendi. İnsanlık damarı ölmemiş, canavarlaşmamış herkes bu duruma isyan etti. Hele de Müslümanların ciğeri yandı. Fıkıh kaidesidir: Düşman bir İslam beldesine saldırdığı vakit, o belde ahalisine, yediden yetmişe herkese cihad farz-ı ayn olur. Şayet o belde ahalisinin gücü yetmezse, bu defa cihad bütün ümmete farz-ı ayn olur. İşte Gazze’de olup bitenler gözler önünde: 50 bine yakın şehit, 200 binden fazla yaralı ve bir şehrin tamamen viraneye çevrilişi. Durum bu iken maalesef ve maalesef, birkaç İslam ülkesinin başı hariç, kimseden ses çıkmadı. Bütün Müslümanların yüreği kan ağladı. Bir baş, bir lider olmadığı için kardeşlerine nasıl yardım edeceklerini bilemediler. Oysa Müslüman devletlerde o zalimlere haddini bildirecek asker de vardı, silah da... Şimdi bir zalim oğlu zalim çıkmış, “Gazze’yi boşaltın. Ben oraya lüks evler yapacağım!” diyor. Şimdi siz buna ne dersiniz? “Adam kafadan çatlak! Ne dediğini bilmiyor!” diyebilir misiniz? Ya da söylenenlere gülüp geçebilir misiniz? Adam şaka yapmıyor. Dünya tarihinde bir örneği daha olmayacak büyüklükte zulüm yapacağını ilan ediyor. Yani, “Ben zâlimlikte çağ atlatacağım!” diyor. Tuhaftır, birkaç baştan başka buna tepki gösteren yok. Bütün dünya ayakta, ancak 60 İslam ülkesinin kahir ekserisinin başı sessiz. Biz de Müslümanlar olarak onlara sesleniyoruz: “Pissik olmayın, aslan olun, aslan!” Bizim memlekette kediye “pissik” denir. Sözde Müslümanların başlarının ekserisi, süt dökmüş kedi gibi. Adamın biri hort zort ediyor. Bir İslam beldesini yerle bir etmekten bahsediyor. “Ulan seni bize sayı ile mi verdiler!” diye gürleyen bir yiğit ses yok. Varsa da çok yetersiz. 14 Şubat Cuma günkü yazımızın başlığı “Sahabelerin Zafer Kazandıran İmanı” idi. Biz orada sahabelerin, “Kâfirler size saldıracak, onlardan korkun!” diyenlere verdikleri cevabı nakletmiştik. Onların cevabını Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bizlere ve kıyamete kadar gelecek bütün Müslümanlara aktarmaktaydı: Âl-i İmran Sûresi’nin 173. âyetinde meâlen şöyle buyrulmaktaydı: “Bir kısım insanlar mü’minlere, ‘Düşmanlarınız size karşı toplandılar; aman sakının onlardan!’ dediklerinde, bu, onların imanlarını bir kat daha artırmış ve ‘Allah bize yeter. O, ne güzel vekildir!’ demişlerdir.” Bu âyet-i kerimenin hemen peşinden gelen 175. âyetinde Rabbimiz, meâlen şöyle buyurmaktadır: “İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şu hâlde, eğer iman etmiş kimseler iseniz, onlardan korkmayın; benden korkun.” Korku, Allah’ı tanımak için verilmiştir. Kişi Allah’tan korkmazsa her şeyden korkar. Korktuklarını rab eder. Kimi seveceğiz? Allah’ı… Kimden korkacağız? Allah’tan… Peygamberler, İlâhî emri tavizsiz kabul etmişler, İlahi emre harfiyen uymuşlar, bütün küfrü çatlatmış, bitirmişler. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Dünya ateş-i sûzan olsa bir kılını götüremez, küfrün gücü yoktur, korkma! En az su gibi, çekirdek gibi cesur ol! (Su demiri çatlatmakta, çekirdek sert toprağı delip filiz vermekte.) İlahi emirde yok ol! Kendi iradeni bırak, Arş’tan gelen iradeye tâbi ol! Allahu Zülcelal Hazretleri istediğini yapar, korkma! O esip gürleyen herif var ya, yiğit mücahitlerin sillesini yiyince, Cenab-ı Hakk’ın “Kahhar” isminin tecellisini görünce, pissik gibi olur. Yaklaşık iki asırdır suspus olduğumuz yeter. Şu mübarek günlerde samimi Müslümanların duâsı hürmetine Müslümanlar Kur’an ve Sünnet etrafında kenetlenir. Binlerce âyet-i kerimenin müjde vermesiyle, İslâmiyet’in bütün yeryüzünde hâkimiyet günleri başlar, inşallah. Müslümanların vebalini omuzlarında taşıyan başlar! Ya zulmü ortadan kaldırın ya da yüzünüzü dolayıp gidin! Şu zâlimlerin sözleri bizlere çok ızdırap veriyor. Yoksa o sözler, sizin vicdanınızı sızlatmıyor mu? Burhan Bozgeyik